اسماء حقول الغاز في سوريا / (PDF) Türk Sinemasında Suriye Krizi | Muzaffer Musab Yılmaz - seafoodplus.info

اسماء حقول الغاز في سوريا

اسماء حقول الغاز في سوريا

V. Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu

Özet: Birçok dini gelenekte olduğu gibi İslam’ın temel amacı, barışın dünyada ve tüm evrende tesis edilmesidir. İslam dini içinde barış, şiddetsizlik, çatışma çözümü ve eğitim konularında çok zengin kaynaklar bulunmaktadır. İslam dininin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar arasında çatışmaların barışçıl yollarla ve şiddetsizlik yöntemleri kullanılarak çözülmesini emreder. 11 Eylül sonrası dünyada İslami barış paradigması ve İslami barış eğitimi önemli konular olmuşlardır. Bu çalışmada, İslami barış paradigması ile ilgili olan cihat, sabır, adalet, ümmet, sulha, hicret, hoşgörü, kültürel çeşitlilik gibi kavramlar ele alınmıştır. Ayrıca çalışmada İslami barış ile ilgili olarak İslami adil savaş doktrini kısaca incelenmiştir. Çalışmanın diğer önemli katkısı İslami şiddetsizlik ve İslami barış eğitimi konusunda yeni yaklaşımları ortaya koymaktır. Çalışmanın ilk bölümünde İslam dininin kısa tarihi açıklanmıştır. İkinci bölümde, İslami barış paradigmasına odaklanılmıştır. Bu bölümde İslami barış kavramının anlaşılmasına yardımcı olabilecek sabır, hicret, kültürel çeşitlilik, hoşgörü, sulha, ümmet, qital, İslami savaş hukuku, İslami adil savaş gibi konular araştırılmıştır. Daha sonra İslam dünyası için önemi ve ihtiyacı her geçen gün artan İslami barış eğitimi konusu incelenmiştir. Bu çalışmanın temel varsayımı, İslami barış paradigması içinde barışa ulaşmak için savaşın gerekliliği ret edilmesi ile barış bilimi, şiddetsizlik yaklaşımı ve sivil itaatsizlik yöntemlerinin, İslami barış kavramının merkezinde olduğunun kabul edilmesidir. Son bölümde, İslami sosyal bilimleri, İslami etik ve İslami düşüncenin merkezinde yer alan barış, şiddetsizlik ve eğitim kavramlarına vurgu yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: İslam, Barış, İslami Barış Eğitimi, İslami Barış Paradigması, İslami Şiddetsizlik.

Türk Sinemasında Suriye Krizi

Modern Arap edebiyatında savaşın, göçün, iç karışıklıklar ve çatışmaların edebiyattaki yansımaları ilk olarak Lübnan ağırlıklı göçler sonrasında Amerika’da Arap Mehcer edebiyatının bir ekol olarak ortaya çıkışı şeklinde tezahür etmiştir. Tam bir örtüşme olmamakla beraber, XIX. yy.’ın başı ve XX. yy.’ın başlarında varlık gösteren Mehcer edebiyatına benzer edebi oluşumlar günümüz Türkiyesinde ’de Suriye’de patlak veren savaştan sonra yoğun olarak varlık göstermeye başlamıştır. Ancak bu oluşumlar gönüllü bir göç dalgasından sonra değil hayatta kalma mücadelesinin, sürgünün ve ilticanın bir yansıması olarak kendini belli etmiştir. Savaştan sonra Suriyeli edebiyatçılar tarafından içeriğinde göç ve iltica hikayelerine yer veren romanlar, hikayeler, vatan özleminden, vatana dönüş hayalinden bahseden şiirler yazılmıştır. Bu tebliğde savaş sonrası üç roman yazmış, kısa hikaye, roman ve çocuk edebiyatı alanında toplam yirmi bir eser sahibi, bu eserlerinden altısı çeşitli edebi ödüllere layık görülmüş olan Suriyeli edebiyatçı İbtisâm Şâkûş’un Vak’ul-Huta adlı romanı göç ve iltica kavramları açısından ele alınacaktır. Ayrıca savaş ve göç ortamının edebi eser üzerinde etkileri de incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Suriye, göç, edebiyat, şiir, nesir, müfredat ABSTRACT MIGRATION AND ILTICA IN THE IBTISAM SHAKUSH’S NOVEL “VAKUL-HUTA” The reflections of war, migration, internal disturbance and conflicts in modern Arabic literature first appeared in the form of a school of Arab Mehcer literature in America after Lebanese immigration. Although not exactly overlapping, literary formations similar to Mehcer literature has begun to make their presence felt as intense in today's Turkey after after the outbreak of the war that erupted in Syria in However, these formations are not reflected as a wave of voluntary migration, but that of the struggle for survival, the exile and the asylum. After the war, novels and stories which included stories of migration and asylum and the poems making reference to about homesickness and the dream of returning to the homeland were written by Syrian Literati. In this paper, the novel Vak ul-Huta edited by the Syrian women of letters İbtisam Shakush will be analyzed in terms of the concepts of migration and asylum. She has written three novels after the war and has twenty one literary works such as short stories, novels and works in the field of children's literature. Six of these works have received various literary awards. This paper will also examine the effects of war and migration on the literarywork. Keywords: Syria, migration, literature, poetry, prose, curriculum

1 T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program ARAPÇA-IV Editör seafoodplus.info Ahmet Turan ARSLAN Yazarlar seafoodplus.info Ahmet Turan ARSLAN (Ünite 5, 6, 7) seafoodplus.info Tacettin UZUN (Ünite 1, 2) Doç.Dr. Ali BULUT (Ünite 3, 4, 8) Doç.Dr. Halil brahim KAÇAR (Ünite 9, 10) ANADOLU ÜN VERS TES

2 Bu kitab n bas m, yay m ve sat fl haklar Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Ö retim tekni ine uygun olarak haz rlanan bu kitab n bütün haklar sakl d r. lgili kurulufltan izin almadan kitab n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay t veya baflka flekillerde ço alt lamaz, bas lamaz ve da t lamaz. Copyright by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. Genel Akademik Koordinatörler seafoodplus.info brahim Hatibo lu (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) seafoodplus.info Ali Erbafl (Sakarya Üniversitesi) Program Koordinatörü Doç.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan Ö retim Tasar m Birimi Genel Koordinatör seafoodplus.info Levend K l ç Genel Koordinatör Yard mc s Ö retim Tasar mc s Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö retim Tasar mc s Yard mc lar Arfl.Gör. Mehmet F rat Arfl.Gör. Nur Özer Grafik Tasar m Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö r.gör. Cemalettin Y ld z Ölçme De erlendirme Sorumlusu Ö r.gör. fiennur Arslan Kitap Koordinasyon Birimi seafoodplus.infoç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Dizgi Aç kö retim Fakültesi Dizgi Ekibi Arapça-IV ISBN Bask Bu kitap ANADOLU ÜN VERS TES Web-Ofset Tesislerinde adet bas lm flt r. ESK fieh R, Eylül

3 İÇİNDEKİLER Ünite 1: Ünite 2: Ünite 3: Ünite 4: 2 الا عداد وتمييزها Sayı Ve Temyîzi 28 الن في في الجمل الاسمية وال فعلية İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk 52 الاستثناء İstisnâ والرجاء والشروع Mukārabe, Recâ ve Şurû Fiilleri 76 أفعال ال مقاربة Ünite 5: Şart Edatları ve Cevaba Fâ Harfinin Gelmesi جزم ال فعل ال مضارع وأدوات الشرط غير ال منصرف Ünite 6: Gayr-i Munsarif Ünite 7: التا كيد Te kîd Ünite 8: Bedel ıالبدل Ünite 9: أسلوب التعجب Taaccüp Üslûbu المنادى Ünite Münâdâ iii

4 iv

5 ÖNSÖZ Çağımızda gelişen ulaşım vasıtaları, telefon, televizyon ve internet gibi iletişim araç ve gereçleri dünyayı küçük bir köy hâline getirmiştir. Bu durum, farklı dilleri konuşan milletlerin ve kişilerin birbirleriyle anlaşmalarını zorunlu hâle getirmiş bulunmaktadır. Bu anlaşmanın en kestirme yolu da, dünyada yaşayan topluluk ve fertlerin birbirlerinin dillerini öğrenmelerinden geçer. Gerçek şu ki, eskiden olduğu gibi günümüzde de başka milletlerin fertleriyle anlaşma ihtiyacı hisseden insanlar, o milletin dilini öğrenmektedirler. Bazı zorlukları olsa da gerçek anlamda ihtiyaç duyan ve istekli olanlar bunu başarabilmektedirler. Ki "işlerin en üstünü zor olanı başarabilmektir". Çocuklukta anadilini öğrenmiş bulunan herkes daha sonra konuşma organlarını ve zihnî yeteneklerini zedeleyecek bir kaza ya da hastalık geçirmemişse, bir yabancı dili öğrenebilir. Ancak, bu iş için gerekli olan toplam süreyle varılacak en üst bilgi ve beceri seviyesi kişiden kişiye değişir. Bu bakımdan, kimi yetişkin öğrencilerin yabancı dil öğrenme yeteneğinden yoksun olduklarını ileri sürerek başladıkları çalışmayı kısa sürede bırakmaları yanlış bir davranıştır. Yabancı dil öğreniminde söz konusu olan &#;yetenek&#; değişik ölçülerde de olsa, herkeste en azından kendisine yetecek kadar vardır. Bu bakımdan, yine bir yabancı dil olan Arapçayı da gerçekten istekli olan herkes öğrenebilir. Ancak, her işimizde olduğu gibi bunda da başarı şartlarını yerine getirmek ve usulüne uygun yani metotlu çalışmak gerekir. Nitekim asırlardır ülkemizde, birçok insan çalışarak Arapçayı kitaplar hatta şiirler yazacak seviyede öğrenmişlerdir. Hem de onlar, bu dili konuşan Arap&#;ların yüzünü rüyalarında bile göremiyor ve sesini duyamıyorlardı. Oysa günümüzde, -her yabancı dil gibi- Arapçayı da öğrenmek isteyenler için bu imkânlar çok büyük derecede artmıştır. Evimizde, iş yerimizde, hemen her yerde ve istediğimiz her zaman radyo, televizyon ve internet yoluyla bu dili konuşan Arap&#;ları izleyebilmekte ve onlar dinleyebilmekteyiz ki bunlar, Arapçayı öğrenmekte çok büyük motivasyon ve yardım sağlayan unsurlardır. Artık bize düşen, dînî ve edebî metinleri okuyup anlayabilmemiz için Arapçayı öğrenmeye ne kadar büyük bir ihtiyaç içinde olduğumuzu düşünüp bu işin önemini kavramak ve zamanımızı ayarlayarak yoğun bir şekilde çalışmaya girişmektir. Bu konuda insanlar birçok mazeretin yanında zaman darlığından şikâyet etmektedirler. Hâlbuki bizden önce bu işi başaranların günleri 24 saat+1 saniye değildi; onların da günleri tam 24 saat idi. Oysa önemli olan kişinin kendi zamanını ayarlamasıdır. İnsan kendisinin zamanını ayarlayabilirse çokça vakit bulur, ayarlayamazsa vakit daralır, canı sıkılır ve hiç bir işini gereği gibi yapamaz. Bu konuda bir İslâm bilgini "Vakitlerin v

6 bereketi, onları tanzim etmededir" demiştir. Yine Hz. Ali&#;nin olduğu söylenen şu söz de, her devirde, her yerde ve herkes için çok önemlidir: "Hayatta önemli işler çoktur fakat en önemlisi onları önem sırasına koymaktır". Elinizdeki bu kitap Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programı Arapça-IV dersi için hazırlanmıştır. Bu kitabın hazırlanmasında da öncekilerde takip edilen yol takip edilmiştir. En belirgin özelliği gramerin ağırlığından çok metin, alıştırma ve uygulamaların bolluğudur. III. kitapta ve burada söylediklerimiz doğrultusunda çalışabilirseniz sizin de bu derste başarılı olabileceğinize ve Arapça öğrenebileceğinize inanıyorum. Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarken Arapçayı öğrenmeye kararlı olan herkese başarılar dilerim. Prof. Dr. Ahmet Turan ARSLAN (Editör) vi

7 1

8 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Müfred, Mürekkeb, Ukûd ve Atıflı Sayıları sayabilecek, Sayılarda Müzekkerlik ve Müennesliği tanıyabilecek, Sıra Sayılarını öbür sayılardan ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar Müfred Mürekkeb Ukûd Atıflı Sayılar Temyîz Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Sayı kavramını Sayıdan sonra getirilen kelimeye Türkçede ne denildiğini Türkçede sayının cümlede öğe olarak durumunu araştırınız. 2

9 Sayı ve Temyîzi الا عداد وتمييزها GİRİŞ Türkçede sayılar, sıfatlar arasında ele alınır ve tarifi şöyle yapılır: Varlıkların Sayılarını Belirten Sıfatlar Sayı sıfatları kendi içinde kısımlara ayrılır: a. Asıl Sayı Sıfatları: Asal sayılarla ifade edilirler. Örnek: Beş kalem, üç çocuk, bin lira. b. Sıra Sayı Sıfatları: Varlıkların sırasını belirten sıfatlardır. Örnek: Dördüncü kat, üçüncü sokak, ikinci sınıf. Türkçede asıl sayı sıfatı dediklerimiz, Arapçada sıfat kabul edilmez. خرج ثلاثة طلاب من الصف= çıktı Örneklerle açıklarsak, Üç öğrenci sınıftan cümlesinin Arapça ifadesinde üç= ثلاثة ; Türkçedeki gibi sıfat değil, cümlenin öznesidir. طلاب= Öğrenci ise, Arapçaya göre temyîzdir. Öyle olunca, Arapçada asıl sayılardan sonra Temyîz kavramı söz konusudur. Temyîzin tarifi şöyledir: Temyîz, müphem (kapalı) olan isim (zat) veya شاه دت ثلاثين ساي حا isimdir. nispeti (cümleyi) açıklamak için zikredilen nekre (Otuz turist gördüm) cümlesinde müphem olan isim (zat), ثلاثين sayısıdır. kelimesi, deki kapalılığı giderdiği için temyîzdir. Otuz ثلاثين, ساي حا muhatabın zihninde sayılan şeyin ne olduğu konusunda bir açıklık sağlamaz. Bunu muhatabın zihninde netleştirecek bir kelime zikrederiz ki, bu kelimeye طابت القرية هواء denir. temyîz (Köy hava yönünden iyidir/köyün havası iyidir) cümlesinde هواء cümledeki kapalılığı giderdiği için temyîzdir. Müphem olana da mümeyyez denilir. Mümeyyez iki çeşittir: a. Melfûz (telaffuz edilen) mümeyyez: Bu, temyîzden önce zikredilen zâhir (açık) müphem isimdir. Yukardaki örnekte geçen ثلاثين melfuz mümeyyezdir. 3

10 b. Melhûz (anlaşılan) mümeyyez: Bu, zikredilmeyen ama konuşmadan طابت القرية هواء anlaşılandır. (Köy hava yönünden iyidir/köyün havası iyidir) cümlesinde mümeyyez, melhûzdur Dört çeşit melfûz mümeyyez vardır: جراما ذهبا Örnek: a. Ağırlık ölçüleri. aldım). (Bir gram altın satın اشتريت b. Hacim ölçüleri. Örnek: شربت كوبا ماء (Bir bardak su içtim). التاجر مترا صوفا Örnek: c. Uzunluk ve alan ölçüleri. (Tacir bana bir باعني metre yün sattı). d. Sayılar. Sayılar ve temyîzleri ileriki sayfalarda ayrıntılı olarak anlatılacaktır. OKUMA PARÇASI صدق أو لا تصدق شاطيء وست هارتبول ) عام (أل ف وسبعماي ة وخمسة ( وصل قرد على متن زورق صغير إلى في - ا نجلترا. فقضت محكمة عسكرية با عدامه فرنسا. لحساب تهمة التجسس (West Hartlepool ب شنقا ب تنتج ما يوازي (أربعماي ة كيلوجراما من العلف وال ماءكي تستهلك البقرة 75 (خمسة وسبعين ( - وخمسين ( من الزبدة. وأربعة جراما درجة. تدير رأسها في الاتجاهين بزاوية وسبعين ( تستطيع ال بوم ة أن (ماي تين - الكتبية التي أقيمت في مدينة مراكش الغربية منذ ثمانية بناي ها قرون مزج في مواد منارة أو مي ذنة - عابقة داي ما بعطره. بحيث تظل تسعماي ة )كيس من ال مسك ) قانون يلزم - يوجد في نيوزيلندة Zealand) (New وعشرين على الا قل كل 24 (أربع ( ساعة. الا خطبوط - تضع أنثى ال كلاب باصطحا ا في نزهة مرة واحدة أصحاب أل ف بيضة ثم تلزم مخبا ها ولا تغادره حتى تموت جوعا. 60 (ستين ( 50 (خمسين ويصل عدد البيض من الن مل يعيش في شرق إفريقيا نوع الا بيض تعمر ملكته ( عاما - (ثلاثة وأربعين ( أل فا. الذي تضعه يوميا إلى 43 الن عامة يعادل وزن 48 (ثمانية وأربعين ( الطيور الطن انة الصغيرة. أل فا من - وزن ية وايومنج وتسعين ( وتسعماي ة (أل ف بولا (Wyoming) الا مريكية سنة اكتشف العلماء صغير عاش قديما وكان بحجم القطة. لحصان بقاي ا عظمية متحجرة حرفا. أثيوبيا تتكون وستين ( وهي لغة (ماي تين وسبعة من اللغة الا مهرية 4

11 لشارلي شابلن Chaplin) (Charlie عام (أل ف - فيلم (الن ور الساطع ( (Limelight.) موسيقى تصويرية بعد مرور 21 (واحد وخمسين ( فاز بجاي زة أوسكار وتسعماي ة واثنين (Oscar) لا فضل وعشرين ( عاما على عرضه الا ول. - ال كندي جون تورمان Torman) (John رشح نفسه 41 (واحدة وأربعين ( وخسر فيها جميعا. انتخابات مختلفة مرة في لكوكب أورانوس يستمر ضوء الن هار طيلة 42 (اثنين الشمالي الشمس فوق القطب - عندما تش رق وأربعين ) عاما وعندما تغيب يحل الظلام طوال 42 (اثنين وأربعين ) عاما آخر. Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları okuma parçasına göre cevaplandırınız. شاطيء وست هارتبولإنجلترا. عام وصل.1 في أي القرد على متن زورق صغير إلى جراما من الزبدة. أل ف بيضة ثم تلزم مخبا ها ولا تغادره حتى تموت جوعا. بم قضت المحكمة العسكرية للقرد كم علفا وماء لبقرة كي تنتج ما تستهلك ا يوازي تستطيع ال بومة أن تدير رأسها في الاتجاهين.4 هل الكتبية كيسا من ال مسك مزج في مواد بناء منارة أو مي ذنة.5 كم الا خطبوط كم بيض ة تضع أنثى. 7 ك م عاما تعمر ملكة الن مل الا بيض بولاية وايومنج الا مريكية بقاي عاش قديما لحصان صغير ا عظمية متحجرة سنة اكتشف العلماء 8. في أي وكان بحج م القطة. من كم حرفا تتكون اللغة الا مهرية.9 الانتخابات كم مرة رشح جون تورمان نفسه في موسيقى تصويرية لشارلي شابلن بجاي زة أوسكار لا فض ل في أي عام فاز فيلم (الن ور الساطع ( 2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. 42 (اثنين (أربعماي ة نور ( سنة ظفر - تقدر - تطلع تتا لف - (تترك - يقابل - ضوء لكوكب أورانوس يستمر الن هار طيلة الشمس ف وق القطب الشمالي.1 عندما تشرق وأربعين ) عاما وعندما تغيب يحل الظلام طوال 42 (اثنين وأربعين ) عاما آخر. تستهلك البقرة 75 (خمسة وسبعين ( كيلوجراما من العلف وال ماء كي تنتج ما يوازي.2 وخمسين ( من الزبدة. وأربعة جراما تدير رأسها في الاتجاهين بزاوية (ماي تين وسب. درجة عين ( ال بومة أن (ستين ( تستطيع.3 الا خطبوط.4 تضع أنثى

12 وتسعماي ة واثنين وخمس أوسكار بجاي زة ين) فاز لشارلي شابلن عام (أل ف.5 فيلم (الن ور الساطع ( وعشرين عرضه الا ول. (واحد لا فضل موسيقى تصويرية بعد مرور 21 ( عاما على من وستين. وهي لغة أثيوبيا تتكون (ماي تين وسبعة ( حرفا اللغة الا مهرية الطيور الطن انة الصغيرة. أل فا من.7 وزن الن عامة يعادل وزن 48 (ثمانية وأربعين ( 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. الشمس فوق القط ب الشمالي ل كوكب أورانوس يستمر ضوء الن هار طيلة 42 (اثنين.1 عندما تشرق وأربعين ) عاما وعندما تغيب يحل الظلام طوال 42 (اثنين وأربعين ) عاما آخر. من وستين حرفا. وهي لغة أثي (ماي تين وسبعة ( وبيا تتكون اللغة الا مهرية بولاية وايومنج الا مريكية سنة وتسعين ا عظمية وتسعماي ة (أل ف بقاي ( اكتشف العلماء.3 صان صغير عاش قديما بحجم القطة. متحجرة لح وكان عدد البيض عاما ويصل (خمسين ( شرق إفريقيا نوع من الن مل الا بيض تعمر ملكته 50 يعيش في.4 (ثلاثة وأربعين ( أل فا. الذي تضعه يوميا إلى 43 نزهة مرة واحدة على الا قل كل 24 نيوز يلندة قانون يلزم أصحاب ال كلاب باصطحا ا في.5 يوجد في وعشرين (أربع ( ساعة. الكتبية التي أقيمت في مدينة مراكش الغربية م بناي ها ثمانية قرون مزج في مواد نذ.6 منارة أو مي ذنة عابقة داي ما ب عطره. )كيس من ال مسك بحيث تظل (تسعماي ة تستطيع ال بومة أن تدير وسبعين درجة. الاتجاهين (ماي تين.7 رأسها في بزاوية ( تستهلك البقرة 75 (خمسة وسبعين ( كيلوجراما من العلف وال ماءكي تنتج ما يوازي (أربعماي ة.8 وخمسين ( من الزبدة. وأربعة جراما شاطيء وسبعماي ة وخمسة صغير إلى عام (أل ف ( وصل زورق قرد على متن في.9 با نجلترا. فقضت محكمة عسكرية با عدامه شنقا بتهمة التجسس لحساب فرنسا. وست هارتبول 4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. الكتبية التي أقيمت في مدينة مراكش الغربية منذ ثمانية بناي ها مزج في قرون مواد.منارة أو مي ذنة 1 عابقة داي ما ب عطره. بحيث تظل (تسعماي ة )كيس من ال مسك انتخابات جميعا. 2.ال كندي جون تورمان رشح نفسه 41 (واحدة وأربعين ( مرة في مختلفة وخسر فيها بولاية وايومنج الا مريكية سنة وتسعين بقايا عظمية (أل ف وتسعماي ( ة.3 اكتشف العلماء لحصان صغير عاش قديما وكان بحجم القطة. متحجرة 48 أل فا من الطيور الطن انة الصغيرة. (ثمانية وأربعين ( ال كلاب وزن الن عامة يعادل وزن.4 نزهة مرة واحدة على الا قل كل 24 باصطحا ا في نيوزيل أصحاب.5 يوجد في ندة قانون يلزم وعشرين (أربع ( ساعة. 6

13 5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. (ظلام - ذكر- تنتج الكبيرة الن ور - شبعا - تستهلك - ثور تحت - الا سود جديدا ( العلف وال ماء كي تنتج ما يوازي (أربعماي ة تستهلك البقرة 75 (خمسة وسبعين ( كيلوجراما من.1 وخمسين ( من الزبدة. وأربعة جراما.2 تضع أنثى 60 (ستين ( الا خطبوط أل ف بيضة ثم تلزم مخبا ها ولا تغادره حتى تموت جوعا. 50 (خمسين ( ويصل عدد البيض من الن مل يعيش في شرق إفريقيا نوع الا بيض تعم ر ملكته عاما.3 (ثلاثة وأربعين ( أل فا. الذي تضعه يوميا إلى 43 الصغيرة. (ثمانية وأربعين ) من الطيور الطن انة الن عامة يعادل وزن 48 أل فا وزن.4 بولاية وايومنج الا مريكية سنة وتسعين ا عظمية وتسعماي ة (أل ف بقاي ( اكتشف العلماء.5 صغير عاش بحجم القطة. لحصان قديما وكان متحجرة ضوء لكوكب أورانوس يستمر الن هار طيلة 42 (اثنين الشمالي الشمس فوق القط ب.5 عندما تشرق تغيب يحل الظلام طوال 42 (اثنين وأربعين ( عاما آخر. وأربعين ( عاما وعندما DİL BİLGİSİ SAYI VE TEMYÎZİ Arapçada sayı ismine العدد, sayılan kelimeye de الم عدود denilir. dediğimiz kelimedir., temyîz الم عدود شجرة خمس عشرة Bahçede on beş ağaç vardır في الحديقة Mesela burada خمس عشرة aded, شجرة de sayısı belirlenen nesnedir (madûddur). Sayılar dört kısma ayrılır: a. Müfred sayılar: 1 den 10 a kadar olanlar. b. Mürekkep (bileşik) sayılar: 11 den 19 a kadar olan sayılar. c. Ukûd: 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 sayıları. d. Atıflı (ma tûf) sayılar: 21 ve 99 gibi iki sayının arasına atıf vavı getirilerek söylenen sayılar. Arapça sayılarda, ayrıca müzekkerlik müenneslik sözkonusudur. Arapçada 1 ve 2 Sayıları Müzekker için kullanılanlar: إلهكم إله واحد İlahınız tek bir ilahtır. وصل إلى ال كلية موظفان اث نان. geldi Fakülteye iki görevli.1 واحد.2 اثنان 7

14 Müennes için kullanılanlar: Babamın bir arabası var Onun iki eli var Onun sadece iki çiçeği var. لوالدي سيارة واحدة. اثنتان يدان له اثنتان زهرتان له.1 واحدة.2 اثنتان 1 ve 2 sayılarının temyîzi olmaz; bunlar kendilerinden önceki kelimenin sıfatı olurlar. Bir kadın İki kadın رجل واحد Bir adam اثنان İki adam رجلان اثنتان امرأتان امرأة واحدة 3 ile 10 Arasındaki Sayılar Müzekker için kullanılanlar: فعدتهن ثلاثة أشهر Onların bekleme süreleri üç aydır فخذ أربعة من الطير Öyleyse dört kuş tut Beş kitap satın aldım Şehirde altı gün geçirdim Yedi mektup gönderdim Kur an dan dokuz cüz okudum Sekiz adam geldi On kişi gördüm اشتريت خمسة كتب ثلاثة أربعة خمسة ستة أمضيت في ال مدينة ستة أيام خطابات أرسلت سبعة جاء ثمانية رجال قرآن قرأتتسعة أجزاء من ال رأيت عشرة رجال سبعة ثمانية تسعة عشرة Müennes için kullanılanlar: للشقة ثلاث شرف Dairenin üç balkonu var ساعات Şehirde dört saat ال مدينة أربع أمضيت في Bu bilgin beş dil konuşuyor İmtihanda altı kız öğrenci başarılı oldu Yedi sayfa düzelttim 8 لغات يتكلم هذ العالم خمس الامتحان طالبات في نجحت ست صفحات صححت سبع محاضرات Hoca sekiz konferans verdi أل قى الا ستاذ ثماني تسع سيارات Dokuz araba kiraladık استا جرنا زرت في الصيف عشر مدن Yazın on şehri ziyaret ettim ثلات أربع geçirdim.5 خمس 6. ست.7 سبع ثمان تسع عشر

15 3 ten 10 a kadar olan sayıların temyîzi cemi ve mecrûr olur. كتاب kelimesi كتب sayısının temyîzi olan خمسة cümlesinde اشتريت خمسة كتب kelimesinin cemi (çoğulu) dir ve kesreyle mecrurdur. Ma dûd (sayısı bildirilen nesne) veya temyîz müzekkerse, aded yani sayı اشتريت gelir. müennes; ma dûd veya temyîz müennesse, sayı müzekker olarak كتاب kelimesinin müfredi olan كتب cümlesinde temyiz olan خمسة كتب الصيف عشر مدن gelmiştir. müennes olarak خمسة müzekker olduğu için زرت في عشر müennestir. مدينة kelimesinin müfredi olan مدن cümlesinde temyîz olan sayısı da müzekker olarak gelmiştir. Çoğul isimlerin müzekker veya müennesliğine, tekili dikkate alınarak karar verilir. Akılsıza delâlet eden çoğulların müfred-müennes hükmünde olması القرآن kuralı, bu konuda geçersizdir Yukarıda geçen örneğinde قرأت تسعة أجزاء من kelimesi akılsıza delalet eden çoğuldur. Başına ism-i işaret getirilmesi أجزاء veya zamirle ifade edilmesi durumunda أجزاء kelimesi müfred müennes kabul edilerek, ona göre işlem yapılır. Ancak burada أجزاء kelimesinin müfredi olan getirilmiştir. müzekker olduğu için, sayı kurala göre müennes جزء Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. a. Sınıfta bir öğrenci var. b. Odanın iki penceresi vardır. c. Üç kız öğrenci kütüphaneye gitti. d. Mescidde dört saat oturduk. e. Gezi beş gün sürdü. f. Günde altı saat ders yaparız. g. Ayşe yedi sayfa okudu. h. Sekiz kalem satın aldım. i. Bu apartmanda dokuz daire var. j. Mahmud un evinde on gece kaldık 11 ile 19 Arasındaki Sayılar Müzekker için kullanılanlar: لاعبا Futbol takımı on bir oyuncudan من أحد عشر كرة القدم يتكون فريق oluşur. جاء اثنا عشر رجلا On iki adam geldi ثلاثة عشر جسرا حتى الا ن Şu ana kadar on üç köprü أنشا ت انتظرته أربعة عشر شهراbekledim Onu on dört ay أحد عشر إثنا عشر ثلاثة عشر yapıldı أربعة عشر 9

16 On beş soruya cevap verdim Salonda on altı dinleyici var On yedi bakan bir araya geldi Sınıfın kitaplığnda on sekiz kitap var Sınıfın kitaplığında on dokuz hikaye var أجبت عن خمسة عش ر سو الا في القاعة ستة عشر مستمعا وزيرا اجتمع سبعة عشر كتابا بة الفصل ثمانية عشر فى مكت فى مكتبة الفصل تسعة عشرة قصة خمسة عشر ستة عشر سبعة عشر ثمانية عشر تسعة عشر Müennes için kullanılanlar: Satıcıda on bir tavuk var. Ondan on iki pınar fışkırdı 10 الباي ع إحدى عشرة دجاجة عند فانفجرت منه اثنتا عشرة عينا عمره ثلاث عشرة سنة O on üç yaşındadır أمام العمارة أربع عشرة فتاة Apartmanın önünde 14 genç kız var Bu kitaptan on beş sayfa okuduk Bu apartmanda on altı daire var Bu hastanede 17 bayan doktor var Bu otobüste on sekiz bayan yolcu var من هذا الكتاب خمس عشرة صفحة قرأنا On dokuz yaşındayım هذه العمارة ست عشرة شقة في في هذا ال مستشفى سبع عشرة طبيبة الحافلة ثماني عشرة راكبة هذه في سني تسع عشرة سنة إحدى عشرة إثنتا عشرة ثلاث عشرة أربع عشر ة خمس عشرة ست عشرة سبع عشرة ثماني عشرة تسع عشرة 11 ile 19 arasındaki sayılar feth üzere mebnîdirler. Temyîzleri de müfred, mansub ve nekre olarak gelir. 12 sayısının birler basamağı mu rabtır ve tesniye gibi i rab alır. 11 ve 12 sayıları temyîzleriyle uyum içindedir. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. seafoodplus.info on bir yıldız gördü. seafoodplus.infoa on iki erkek çalışıyor. seafoodplus.infoçede on iki kız oturuyor. On iki adam geldi جاء اثنا عشر رجلا امرأة On iki kadın geldi جاءت اثنتا عشرة رأيت اثني عشر طفلا On iki erkek çocuk gördüm رأيت اثنتي On iki kız çocuk gördüm عشرة طفلة

17 d.müzeyi on üç erkek ziyaret etti. seafoodplus.info dört kitap tercüme ettim. seafoodplus.info beş turist geldi. seafoodplus.info altı öğrenci başarılı oldu. seafoodplus.info yedi kız mezun oldu. seafoodplus.info sekiz balık avladım. seafoodplus.info dokuz öğrenci derse geç kaldı. Ukûd (onarlı sayılar) şunlardır: عشرون طالب ة Bu sınıfta yirmi kız öğrenci var في هذا الفصل ضاعت ثلاثون كتابا Otuz kitap kayboldu لاعبا بالجاي زة Kırk oyuncu ödül kazandı فاز أربعون حضر خمسون رجلا Elli erkek geldi في ال مستشفى ستون ممرض ة Hastanede altmış hemşire var البرنامج سبعون رحلة Programda yetmiş gezi var في في القاي مة ثمانون اسما Listede seksen isim var في ال مدينة تسعون شارعا Şehirde doksan cadde var عشرون ثلاثون أربعون خمسون ستون سبعون ثمانون تسعون 11 ile 99 arasındaki sayıların temyîzi müfred mansub olduğu gibi, ukûdun temyîzi de aynıdır. Temyîzleri, müzekker de olsa müennes de olsa, bunlar değişmez. İ rab yönünden ukûd sayıları da cemi müzekker salim gibidir. عش طالبا katıldı. Geziye yirmi erkek öğrenci اشترك في الرحلة رون ثلاثين ساعة harcadılar. Onlar otuz saat içinde seksen cüneyh ثمانين جنيها في أنفقوا Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. a.sınıfta yirmi erkek öğrenci var. seafoodplus.infoada otuz turist var. seafoodplus.info kırk namaz kılan var. seafoodplus.infoa elli otobüs bekliyor. e.uçakta doksan yolcu var Matuf (Atıflı) Sayılar ve Temyizleri Müzekkerin kullanımına örnekler: وعشرون خبزا Fırında yirmi bir ekmek var واحد في ال مخبز في روضة الا طفال اثنان وثلاثون طفلا Anaokulunda 32 çocuk var في الحوض ثلاثة وأربعون سابحا Havuzda kırk üç yüzücü var 11 وعشرون واحد اثنان وثلاثون ثلاثة وأربعون

18 Babam elli dört yaşındadır Dedem altmış beş yaşındadır Ormanda عمر والدي أربعة وخمسون عاما عمر جدي خمسة وستون عاما في الغابة وسبعون أسدا yetmiş altı aslan var ستة في ال مكتبة سبعة وثمانون كرسيا Kütüphanede 87 sandalye var زاي را Müzede 98 ziyaretçi var ال متحف ثمانية وتسعون في لله تسعة وتسعون اسما Allah ın doksan dokuz ismi var أربعة وخمسون خمسة وستون ستة وسبعون سبعة وثمانون وتسعون ثمانية وتسعون تسعة Müennesin kullanımına örnekler: 21 kız öğrenci başarılı oldu وعشرون طالبة Otuz iki gece geçti وعشرون نجحت واحدة (إحدى ( اثنتان وثلاثون ليلة مضت معلمة Okulda 43 bayan öğretmen var في ال مدرسة ثلاث وأربعون في الجمرك أربع وخمسون شاحنة Gümrükte elli dört kamyon var في الش بكة خمس وستون سمكة Ağda altmış beş balık var وسبعون سنة Annem yetmiş altı yaşındadır والدتي ست عمر في روضة الا طفال سبع وثمانون طفلة Anaokulunda 87 kız öğrenci var مستمعة Salonda 98 bayan dinleyici var وتسعون في القاعة ثمان وتسعون برتقالة Sandıkta doksan dokuz portakal var تسع الصندوق في واحدة (إحدى ( اثنتان وثلاثون ثلاث وأربعون أربع وخمسون خمس وستون ست وسبعون سبع وثمانون ثمان وتسعون وتسعون تسع 12, 62 ve 72 gibi atıflı sayılarda, temyîz ile birler basamağı müzekkerlik müenneslik yönünden uyum içinde olur. طبيبا واثنتا عشرة طبيبة On iki erkek ve on iki bayan doktor mezun oldu تخ رج اثنا عشر انطلق اثنان وستون متسابقا 62 erkek yarışmacı yola çıktı كتبت اثنتين وسبعين صفحة 72 sayfa yazdım 24, 47, 57 ve 86 gibi sayıların temyîzi ile birler basamağı zıt cinste olur. Aşağıda bunlarla ilgili örnekler vardır: Bir günde 24 saat vardır Bunlar, 47 defterdir 57 erkek öğrenci gördüm 86 kız öğrenciye rastladım وعشرون ساعة ال يوم أربع في هذه سبعة وأربعون دفترا وخمسين طالبا رأيت سبعة مررت بس ت وثمانين طالبة 12

19 , ve Bunların Katları a. Hem hem sayısının tesniyelerinin ve sadece in cemi nin (çoğulunun) temyîzi müfred ve mecrûr olur. Yüz çocuk geldi جاء ماي ة ولد ماي ة İki yüz misafir geldi ماي تانحضر ماي تا ضيف Üç yüz misafir geldi Dört yüz misafir geldi Beş yüz misafir geldi Altı yüz misafir geldi Yedi yüz misafir geldi حضر ثلاثماي ة ضيف حضر أربعماي ة ضيف حضر خمسماي ة ضيف حضر ستماي ة ضيف حضر سبعماي ة ضيف ثلاثماي ة أربعماي ة خمسماي ة ستماي ة سبعماي ة Sekiz yüz misafir geldi ثمانماي ة حضر ثمانماي ة ضيف Dokuz yüz misafir geldi Bin turist geldi İki bin turist geldi Üç bin turist geldi Dört bin turist geldi Beş bin turist geldi Altı bin turist geldi Yedi bin turist geldi Sekiz bin turist geldi Dokuz bin turist geldi On bin turist geldi Yüz bin turist geldi Bir milyon turist geldi حضر تسعماي ة ضيف جاء أل ف ساي ح جاء أل فا ساي ح جاء ثلاثة آلاف ساي ح جاء أربعة آلاف ساي ح خمس ة آلاف ساي ح آلاف ساي ح جاء جاء ستة جاء سبعة آلاف ساي ح آلاف ساي ح جاء ثمانية آلاف ساي ح جاء تسعة جاء عشرة آلاف ساي ح جاء ماي ة أل ف ساي ح جاء مليون ساي ح تسعماي ة أل ف أل فان ثلاثة آلاف أربعة آلاف خمسة آلاف ستة آلاف سبعة آلاف ثمانية آلاف تسعة آلاف عشرة آلاف ماي ة أل ف مليون b. , ve katlarının temyîzi, izafetle müfred mecrûr olur. Temyîzleri müzekker veya müennes olsa da, ve sayılarında değişiklik olmaz. Yüz çocuk geldi Havalanında yüz uçak var جاء ماي ة ولد في ال مط ار ماي ة طاي رة 13 Yüz yıl kaldın لبثت مي ة عام

20 Bin turist geldi Bin kız öğrenci müzeyi gezdi Şehirde yüz bin öğrenci var Kütüphanede üç bin kitap var Bin asker gördüm İki yüz misafir geldi Saraya iki bin turist geldi وصل أل ف ساي ح طالبة ال متحف زارت أل ف في ال مدينة ماي ة أل ف طالب كتاب ال مكتبة ثلاثة آلاف في رأيت أل ف جندي حضر ماي تا ضيف وصل القصر أل فا ساي ح İki yüz ağaç diktim İki yüz muhtaca sadaka verdim İki bin ağaç diktik غرست ماي تي شجرة تصدقت على ماي تي محتاج شجرة غرسنا أل في ve sayısı, atıflı olarak başka bir sayıyla söylenirse, temyîz en son söylenen sayıya uyar. Mesela, sayısını şöyle söyleriz: Yüz yirmi beş adam geldi Bir yılda gün vardır وعشرون رجلا / ماي ة وخمسة جاء وعشرون وماي ة رجل جاء خمسة اي ة يوم السنة ثلاثماي ة وخمسة وستون يوما السنة خمسة وستون وثلاثم في / في وعشرون رجلا رجل وتسعماي ة وأربعة ال مدينة أل ف وتسعماي ة وأل ف ال مدينة أربعة وعشرون / في في Şehirde adam vardır في ال مكتبة ثلاثة وأربعون وثمانم اي ة وأل فا كتاب / كتابا ال مكتبة أل فان وثمانماي ة وثلاثة وأربعون في Kütüphanede kitap vardır Milyon ve milyar sayıları, yüz ve bin gibidir. Temyîzleri de izafetle müfred mecrur olur. Başkentte bir milyon kişi vardır Çin in nüfusu bir milyarı geçti في العاصمة مليون (أ ل ف ( أل ف نسمة (بليون نسمة سكان الصين على مليار ( زاد ) الا عداد الترتيبية) Arapçada Sıra Sayıları Müennes Birinci Müzekker الا و ل الثا ني الا ولى الثانية İkinci 14

21 Üçüncü Dördüncü Beşinci Altıncı Yedinci Sekizinci Dokuzuncu Onuncu Onbirinci Onikinci Onüçüncü Yirminci Yirmibirinci Yirmiikinci Yirmi üçüncü Otuzuncu Yüzüncü Bininci İkiyüzüncü İkibininci Üçyüzüncü Dokuzyüzüncü Üçbininci الثالث الرابع الثالثة الرابعة الخامسة السادسة الخامس السادس السابع الثامن التاسع السابعة الثامنة الت اسعة العاشرة الحادية عشرة الثانية عشرة الثالثة عشرة العشرون الحادية والعشرون الثانية والعشرون الثالثة والعشرون الثلاثون العاشر الحادي عشر الثاني عشر الثالث عشر العشرون الواحد والعشرون الثاني والعشرون الثالث والعشرون الثلاثون ال ماي ة الا ل ف ال ماي تان الا ل فان الثلاثمي ة التسعمي ة الثلاثة آلاف Sıra sayılarının temyîzi olmaz. Bunlar sıfat veya muzaf olabilirler. Sıfat olurlarsa, müzekkerlik muenneslik ve i rab yönünden kendilerinden öncekine uyarlar. Bununla ilgili örnekler: الدرس الحادي والعشرون. ders Yirmibirinci البنت الحادية والعشرون. kız Yirmibirinci رأيت الطفل الحادي عشر Onbirinci erkek çocuğu gördüm. 15

22 تم ج للهجرة oldu. Bedir savaşı hicretin ikinci yılında وقعت معركة بدر في السنة الث انية كانت حجة الوداع في العام العاشر yıldaydı. Veda haccı onuncu من الكتاب okudum. Kitabın yirmi beşinci sayfasını والعشرين الخامسة قرأت الصفحة 11 le 19 arasındaki sıra sayılarının da her iki cüzü feth üzere mebnîdir. ALIŞTIRMALAR 8. Dernek üyeden oluşuyor. 16 السادس عشر gündür. Bu, onaltıncı هذا هو ال يوم الثانية عشرة çözdüm. Onikinci problemi حللت ال مسا لة 1. Aşağıdaki cümlelerde bulunan sayılarla temyîzlerini belirtiniz. 2. Aşağıdaki cümlelerin Arapçalarını yazınız. 1. Benim 5 ceketim, 4 pantalonum var اشتريت من المكتبة أحد عشر كتابا وخمسة أق لا م. الا اع أربعة مندوبين عن الشركات ض ح ر الري يس عن ثلاثة عشر سو الا. 3. أجاب 4. وجه الوزير الدعوة إلى أربعة وعشرين صحفيا. الطلاب ال م خمسماي ة طالب. عدد بتعثين إلى الخارج.5 بلغ.6 اشتملت ورقة الاختبار على سبعة أسي لة. 7. قدم محمد ثلاثة آلاف ريال للجمعية الخيرية غادرت الطاي رة ال مطار وبداخلها تسعون راكبا عالج الطبيب خمسة عش ر مريضا يتا لف هذا الكتاب من ماي تي صفحة. 2. Fakülteye, her birinin içinde 11 erkek öğrenci olduğu halde, 12 otobüs geldi. 3. Uçak üç saat, 17 dakika sonra kalkacak. 4. Hastanede 20 hemşire, 20 erkek doktor çalışıyor. 5. Sabah namazı 2 rekât, öğle namazı 4 rekat, akşam namazı 3 rekattır. 6. Bu gün 25 mektup yazdım. 7. Arkadaşımın kütüphanesinde kitap vardır.

23 ع ت م ك ذ ه ر ى. ب ع م ي ث ح ث لا م س م 9. Şehirde tacir var. Arabam kilometre katetti. المثال: 3. Örnekte olduğu gibi, boşluğu parantez arasındakilerden uygun olan temyîzi koyarak doldur خي ه تس (نعجة كبشا) ة ج ع ن ون وتس ع ع إن أ ذ ا ل ه خمس (تلميذات تلاميذ) نجحت في مسابقة القراءة وصل سبعة إلى الشركة منذ قليل. (موظفين موظفات) يعمل في هذا المصنع ثلاثة وثلاثون (عاملة عامل) يجلس في المختبر تسعة (طالبات طلاب) يدرس تسعة وعشرون في الصف الثاني. (طالبة طالبا) خمس (رجال سيدات) وصل إلى منزلنا وصلت إلى القاهرة منذ سبعة عشر (ليلة يوما) كتبت اليوم ثلاث (صفحات أسطر) ق د ت ق ع ي الك ام الا رق 4. Aşağıdaki parçada geçen rakamları kelimelerle söyleyiniz ve yazınız. الب د ضا ي الر ض ع أ ن "الص ف ر "لم ي ن ك ك ان ل ه الا ث ر الكبير ي ة ال ر ت م ف أ ن ه في ة أ تش ك الا الح ق يق د ح أ هم ب سب ب م ا ك ان ل ه ن م ي ة خ صا اف تا بح اج ة لى أ ن ت كر. ب إ ي في الت ا ث ير عل ى الت ار خي ش ي ر الب الب ش في ظ ه. ة ع ي ةر ور س ر ش ع ك ان الن ظ ام ي د د الع ال ت ب م ع ه و الن ظ ام الر وم نيا و ا ذيل ف ف ي أ ب ر و ا م ث لا تى ح و ن ر الق الس اد ت ظ ه ر ذ ن م ليا و ح سن ة ر ق يب ا. لم و ي ن ك ذ ه ا الن ظ ام ب سيط ا. ك ف ق د ان ني ب م ا ع ل ى الق اع دة الع ي ةر ش. و ا ت ك ون العلا م ة "X" ت ع ني 10 و ف ر لحا "C" ي ع ني و ف ر لحا "M" ي ع ني من و ثم ت ر م ز ام ن الا رق ك الت الي : الر ق م 1 ت ق ابل ه العلا م ة "I" والر ق م 5 ت ق ابل ه "V" و الر ق م الا ش ار تا ع م م ا ي ق اب ل ه ا م 50 ت ق ابل ه "L" والر ق م ت ق ابل ه "D". والر ق م 4 مث لا ت ق ابل ه "VI" ف ا ذ ا أ ت د ر كت اب ة الر ق م عل ي ك أ ن ت كت ب.CDMXIIIVL ه ك ذ و ا ي ك ون عل ي ك في الن ظ ام الر وم نيا إذ ا أ ت د ر أ ن أ ر ق ت ط و تى جم عد ع ح ر ع. ح ع أ و أ حي ان ا ب ي ةل م ق م ر ا أ ن ت ق وم أ حي ان ا ب ي ةل م د ن ام ض ب كثير وس (في اله ( باب ت ك ار نظ ي د د ع أ ف ل ل كن و ق ب ل ولا د ة ال يح ب وق ت ط لي و ق ام اله د ن ام و الن ظ ام اله ي د ن بي ر الع. كان ت الا د ع اد قي ر الت ج ار ب ر الع ليا و ح الع ي سم ص ل و إ لى أ ب ر و ا ع ن ط لا ا ة إ في ذ ه ا الن ظ ام ت كت ب ن م 1 إ لى 9 ب ض اف لى الص ف ر( 0 ). ك و ان د د الع في ذ ه ا الن ظ ام تا ذ قيم ة ب فيه. ف الر ق م 10 مث لا ني ع ي ة ر ش ع د ة واح لا ن دحا الو كتب في ل ةز ن م ة د م عل ى م هعق و ال ذي ك ت تا ر ش ع الع تا ر ش و الص ف ر ني ع ي أ ن لا ج و ود للا ح اد لت ت ب ك في ل ةز ن م الا ح اد. والر ق م 40 ني ع ي أ ر ب ع ة الع. بد ون آح أ و ي م ك ل و الق أ ن ه 40 ة د ح و و الص ف ر ي ب ين أ ن الا ر ب ع ة ق د تب ك ت في ل ةز ن م تا ر ش اد ن 17

24 تى ح ون في الا ف ر ح أ م ا الر وم ان فل م. أ ن ه م ي ن ك فك ر وا ي ن ظ ام م ه ج و ود ل صل ف ر. ف ه ك ذ ون في إ يج اد الص ف ر. كت اك ان وا في الر ق م م لاث اب ة ست خ دم ي لم ي كون الن ظ ام اله ي د ن أ م ا في الع بي ر في م كن "ا تل مي اب ة الر ق م كت ول ة ت ا ة.م ل ص ا ك ان يح ود تا ر ش الع و ب ع ض ب س ه الع ل ةز ن م تا ر ش 5" تا د ح و." " لت صبح الا ح ل ةز ن الر ق م "2" في م ثم الر ل ةز ن ق م "5 ا اد ل م "" ثم الص ف ر في لد لا ل ة عل ى و ج ود ه ذ و ج ى و للد لا ل ة عل نم و في" Kelimeler ve Deyimler Yöneliş Etiyopya Ahtapot الاتجاه أثيوبيا الا خطبوط Döndürmek, idare etmek أد ار يدير إدارة Devam etmek استمر يستمر استمرار Tüketmek استهلاك استهلك يستهلك أشرق يشرق إشراق Doğmak اصطحاب Eşlik etmek, refakat etmek الا عدام شنقا Asarak idam etmek موسيقى تصويرية En iyi film müziği أفض ل يقيم إقامة Kurmak, yapmak أقام اكتشاف Keşfetmek يكتشف اكتشف Yükümlü tutmak Emherî dili (Etyopya nın dili) Üretmek Kalıntı إل زام أل زم يلزم ة اللغة الا مهري ينتج إنتاج أنتج Dişi şekilde Baykuş أنث ى بحيث (ج) بقاي ا بقية ال بومة 18 Casusluk Hacim, büyüklük At التجسس حجم حصان

25 ج( ج( ج( Gelmek, (karanlık) çökmek Aday göstermek Açı Sahip, arkadaş İster inan, ister inanma حل يحل حلول رشح يرشح ترشيح زوايا : Tereyağ Sandal, kayık Işık Ötücü kuşlar Sürdürmek, devam etmek, kalmak Denk olmak, eşit olmak أصحاب ( زاوية (ج) الزبدة زورق صاحب صدق أو لا تصدق أضواء : Boyunca boyunca Karanlık Koku veren ضوء ( طوال طيلة الطيور الطن انة ظل يظل ظلول الظلام عابق يعادل معادلة عادل Gösteri Koku عرض عطر Kemikle ilgili Yem عظمي العلف على الا قل En azından على متن yoluyla da, عمر يعم ر (yaşadı) Ömür verildi يغيب غياب (Güneş) Batmak غاب Ayrılmak, terketmek Eskiden, geçmişte Maymun Asır Kuzey kutbu مغادرة يغادر غادر قردة : قرون ( (ج) قديما قرد قرن القطب الشمالي 19

26 ج( Köpek Kedi كلاب ( قطة كلب Gezeğen Torba, çuval كوكب كيس hesabına Ayrılmamak, sürekli kalmak لحساب لزم يلزم لزوم (ج) مادة مواد Madde Taşlaşmış Sığınak, yatak Değişik, çeşitli متحجر مخبا مختلف Karıştırmak Minare Kraliçe مزج يمزج مزج مي ذنة ve ملكة منارة Deve kuşu Gün, gündüz الن عامة الن هار Denk olmak Koymak يوازي موازاة وازى وزن Ağırlık يضع وضع وضع يوميا Günlük, her gün Özet Müfred, mürekkeb, ukûd ve atıflı sayıları sayabilmek. Sayılar dört kısma ayrılır: A.Müfred sayılar: 1 den 10 a kadar olanlar. B.Mürekkep (bileşik) sayılar: 11 den 19 a kadar olan sayılar. seafoodplus.infoûd: 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 sayıları. seafoodplus.infoıflı (ma tûf) sayılar: 21 ve 99 gibi iki sayının arasına atıf vavı getirilerek söylenen sayılar. Arapça sayılarda, ayrıca müzekkerlik müenneslik sözkonusudur. 20

27 3 ten 10 a kadar olan sayıların temyîzi cemi (çoğul) ve mecrûr olur. ثلاث نساء Üç kadın ت سع نساء Dokuz kadın - - Üç erkek Dokuz erkek ثلاثة رجال تسعة رجال Sayılarda müzekkerlik ve müennesliği tanıyabilmek. Örneklerde görüldüğü gibi, temyîz müzekkerse, sayı müennes; temyîz müennesse, sayı müzekker olarak gelmektedir. Çoğul isimlerin müzekker veya müennesliğine, tekili dikkate alınarak karar verilir. Akılsızlara delalet eden çoğulların müfred-müennes hükmünde olması kuralı, bu konuda geçersizdir. Sayıların temyîzini değerlendirebilmek. 11 ile 19 arasındaki sayılar feth üzere mebnîdirler. Temyîzleri de müfred, mansub ve nekre olarak gelir. Ancak 12 sayısının birler basamağı mu rabtır ve tesniye gibi i rab alır. 11 ve 12 sayıları temyîzleriyle uyum içindedir. 21 جاء اثنا عشر رجلا On iki adam geldi امرأة On iki kadın geldi جاءت اثنتا عشرة رأيت اثني ع شر طفلا On iki erkek çocuk gördüm رأيت اثنتي عشرة طفلة On iki kız çocuk gördüm لاعبا Futbol takımı on bir oyuncudan oluşur من أحد عشر كرة القدم يتكون فريق خمس عشرة قصة Sınıfın kitaplığında on beş hikaye vardır فى مكتبة الفصل كتابا Sınıfın kitaplığında on beş kitap vardır مكتبة الفصل خمسة عشر فى arasında ise durum şöyledir: Ma dûd (sayılan) müzekker ise arasındaki sayıların sonuna tâ-i marbûta ة bitişir; nın عشر sonuna bitişmez; müennes ise müzekkerdekinin aksine olur, yani arasındaki sayılarına tâ-i marbûta bitişmez. nın عشر sonuna ise bitişir ve şin harfi sakin okunur. 11 ile 99 arasındaki sayıların temyîzi müfred mansub olduğu gibi, ukûdun temyîzi de aynıdır. Temyîzleri, müzekker de olsa müennes de olsa, bunlar değişmez. İ rab yönünden ukûd sayıları cemi müzekker salim gibidir. ثلاثين ساعة ثمانين جنيها في عشرون طالبا و أنفقوا اشترك في الرحلة Geziye 20 erkek öğrenci katıldı ve onlar 30 saat içinde 80 cüneyh harcadılar. 12, 62 ve 72 gibi atıflı sayılarda, temyîz ile birler basamağı müzekkerlik müenneslik yönünden uyum içinde olur. 24, 47, 57 ve 86 gibi sayıların temyîzi ile birler basamağı zıt cinste olur. Örnekler: وعشرون طالبا 21 erkek öğrenci başarılı oldu واحد نجح

28 وعشرون طالبة 21 kız öğrenci başarılı oldu نجحت واحدة (إحدى ( ساي حا 21 erkek turisti karşıladım وعشرين واحدا استقبلت عشرين فاي زة 21 başarılı kızı övdüm إحدى و أثنيت على انطلق اثنان وستون متسابقا 62 erkek yarışmacı yola çıktı كتبت اثنتين وسبعين صفحة 72 sayfa yazdım وعشرون ساعة Bir günde 24 saat vardır ال يوم أربع في هذه سبعة وأربعون دفترا Bunlar, 47 defterdir وخمسين طالبا 57 erkek öğrenci gördüm رأيت سبعة مررت بس ت وثمانين طالبة 86 kız öğrenciye rastladım , ve katlarının temyîzi, izafetle müfred mecrur olur. Temyîzleri müzekker veya müennes olsa da, ve sayılarında değişiklik olmaz. Yüz çocuk geldi Havalanında yüz uçak var Bin turist geldi Bin kız öğrenci müzeyi gezdi Şehirde yüz bin öğrenci var Kütüphanede üç bin kitap var Bin asker gördüm İki yüz misafir geldi Saraya iki bin turist geldi جاء ماي ة ولد في ال مطار ماي ة طاي رة وصل أل ف ساي ح طالبة ال متحف زارت أل ف في ال مدينة ماي ة أل ف طالب كتاب ال مكتبة ثلاثة آلاف في رأيت أل ف جندي حضر ماي تا ضيف وصل القصر أل فا ساي ح İki yüz ağaç diktim İki yüz muhtaca sadaka verdim İki bin ağaç diktik 22 شجرة غرست ماي تي تصدقت على ماي تي محتاج شجرة غرسنا أل في ve sayısı, atıflı olarak başka bir sayıyla söylenirse, temyîz en son söylenen sayıya uyar. Mesela, sayısını şöyle söyleriz: Yüz yirmi beş adam geldi Bu sayıyı, şöyle söylemek de mümkündür: وعشرون رجلا ماي ة وخمسة جاء وعشرون وماي ة رجل جاء خمسة Milyon ve milyar sayıları, yüz ve bin gibidir. Temyîzleri de izafetle müfred mecrur olur.

29 ر ن ش Başkentte bir milyon kişi vardır Çin in nüfusu bir milyarı geçti Sıra sayılarını öbür sayılardan ayırt edebilmek, العاصمة مليون (أل ف أل ف نسمة في ( ( سكان الصين على مليار (بليون نسمة زاد Sıra sayılarının temyîzi olmaz. Bunlar sıfat veya muzaf olabilirler. Sıfat olurlarsa, müzekkerlik müenneslik ve i rab yönünden kendilerinden öncekine uyarlar. Bununla ilgili örnekler: الدرس الحادي والعشرون. ders Yirmibirinci البنت الحادية والعشرون. kız Yirmibirinci رأيت الطفل الحادي عشر gördüm. Onbirinci erkek çocuğu للهجرة oldu. Bedir savaşı hicretin ikinci yılında السنة الثانية وقعت معركة بدر في كانت حجة الوداع في العام العاشر yıldaydı. Veda haccı onuncu من الكتاب okudum. Kitabın yirmi beşinci sayfasını والعشرين الخامسة قرأت الصفحة 11 le 19 arasındaki sıra sayılarının da her iki cüzü feth üzere mebnîdir. السادس عشر gündür. Bu, onaltıncı هذا هو ال يوم الثانية عشرة çözdüm. Onikinci problemi حللت ال مسا لة Kendimizi Sınayalım ز ارنا عشر Bu cümledeki boşluğu aşağıdaki temyîzlerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? جر ال.a م لغ ان.b أ طب اء.c نس و ة.d ط لا ب.e 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde temyîz yanlıştır? اش ت ر ي ت ع ي ب كت ا.a أ ط ع م ت ماي ة ف ير ق.b أ ك ر م ت أ حد ع شر ض ي فا.c د نع خ ال د ث لا ث ة ك ت ب.d ب س ك ت الي م و أ ل ف دين ار.e 23

30 ع ة ب ع ة ب ع ة ب ل م ا و تم م 3. Aşağıdaki sayılardan hangisinin yazımı doğrudur? س ر ش ع ة ح ف ص.a أ ر ب ع ون ة س خم و ق.b د و ب ا ك و ك.c اح و ر ش ع ماي ت نا بك ت ا.d ثم ان ية وأ ر ب ع ون ت ا ي ب.e اش ت ر ك في ال ر Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? س خم ر ش ع ا ريز و.a ة س خم ر ش ع ا ريز و.b ة س خم ر ش ع ة ريز و.c ة س خم ة ر ش ع وزيرا.d ة س خم ر ش ع ريز و.e في ر ث ك م د م ير الش ك ةر الا ن د Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? س أ ي ام وس ت ة ل ي لا.a ع ب س أ ي ام ت س و ل ي لا.b س أ ي ام ت س و ل ي لا.c ع ب س أ ي ام وس ت ة ل ي لا.d لا e. ع ب س أ ي ام ا و س ت ة ل ي Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız doğru değilse, Sayı ve Temyîzi konusunu yeniden okuyunuz. 2. a Yanıtınız doğru değilse, Sayı ve Temyîzi konusunu yeniden okuyunuz. 3. e Yanıtınız doğru değilse, Sayı ve Temyîzi konusunu yeniden okuyunuz. 4. b Yanıtınız doğru değilse, Sayı ve Temyîzi konusunu yeniden okuyunuz. 5. c Yanıtınız doğru değilse, Sayı ve Temyîzi konusunu yeniden okuyunuz. 24

31 س ج د م ط ع م س ج د م ت ح ف م ك ت م ا ا Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ب دحا و.a في الص ف ط ال لل غ ر ف ة ن اف ن ذت ا ا ث ن ت نا.b ب ت ه ذ ث لا ث ط الب تا إ لى ال ب ة.c ل س ن ج ا أ رب ع س اع تا في ال.d اس ت م ر ت الر ح ل ة خم س ة أ ي ام.e في م و الي ن س ر د ست س اع تا.f شة س ب ع ص ف ح ا.g ق ر أ ت ع اي ت اش ت ر ي ت ثم ان ية أ ق لا م.h ة تسع شقاق i. في م الع ار أ ق م ن ا في ت ي ب م مح ود ة ر ش ع ل ي لا.j Sıra Sizde 2 أ رى ي وس ف أ د ح ر ش ع ب ا ك و ك.a ي ع م ل اثن ا ع ش ر في ج ر لا الح ل ق.b س اثن ت ا ع ة ر ش فت اة في الح د يق ة.c تج ل ار ز ث لا ث ة ر ش ع لا ج ر ال.d ت ت ر جم أ ر ب ع ة ر ش ع ت ك اب ا.e ح.f ج اء خم ة س ر ش ع س اي ا س ت ة ع ط الب.g نج ح ر ش تخ ج ر ع ب س ة ر ش ع ف ت اة.h اص ط د ت ثم اني ة ر ش ع ة ك سم.i س ر ش ع ط ال ب ا ع ن الد ر س.j ت ا خ ر ت ة ع Sıra Sizde 3 في الص ف ر شع ون ط الب.a ح.b في ال م ث لا ث ون س اي ا في ال أ ر ب ع ون ل ي ص م ا.c 25

32 ر أ م في ال س ب ت ظر ن ت خم ون ح افل ة.d في الط اي رة ت سع ون ب اكا ر.e Yararlanılan Kaynaklar el-galâyînî, M. (). Câmi u d-durûsi l-arabiyye, Beyrut. Sezer, İsmail Hakkı ve diğerleri () Anlatımlı Arapça, Konya. Abdürrahim, F. (). Durûsu l-lugati l-arabiyye li-gayri n-nâtikîne bihâ, Medine. Güler, İ.- Günday, H. - Şahin, Ş. (). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 26

33 27

34 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; İsim ve fiil cümlesinin nasıl olumsuz yapıldığı açıklayabilecek, Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları olan لما, لم, لن,لا yı tanıyabilecek ليس İsim cümlesinin başına gelen olmadı/değildir, hem fiil, hem isim ليس edatını ve ما cümlesinin başına gelen ye benzeyen olumsuzluk harflerini ما) ve (لا tanıyabilecek, Cinsi nefyeden لا yı diğerlerinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar Olumsuzluk (nefiy) لما, لم, لن,لا ليس ليس ye benzetilen harfler. Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Bir Türkçe dilbilgisi kitabından olumlu ve olumsuz cümleler konusunu inceleyiniz. 28

35 İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk الن في في الجمل الاسمية والفعلية GİRİŞ Türkçede cümleler anlamlarına göre olumlu ve olumsuz diye ikiye ayrılır. Tabiî ki, olumsuzluk Arapçada da sözkonusudur. Türkçede olumsuzluk cümlenin sonuna gelen eklerle sağlanır. Arapçada ise bu, cümlenin başına gelen edatlarla yapılır. Bu edatlardan sadece fiil cümlesinin, sadece isim cümlesinin veya her ikisinin başına gelenler vardır. Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları لما, لم, لن,لا ; isim cümle- ليس sinin başına gelen ما dir. Hem fiil, hem isim cümlesinin başına gelen ليس edatıdır. Bunlardan başka ye benzeyenler ve cinsi nefyeden لا vardır. OKUMA PARÇASI الصديق وشيجة قوية تج مع بين شخصين محبين الا خر في نفسه وتزداد. يرى أحدهما ما أجمل الصداقة! لا نها والحوادث عمقا قال جبران خليل جبران جدة ومع ال مصاعب : "الصداقة م سو ولية الصداقة مع الا يام فرصة للن فعيين." لذيذة أبدا وليست الصداقة الحقيقي وهو الصديق وما أروع! لا نه ال مرآة التي ترى فيها نفسك والن اصح لك الصادق في محبتك للن حلة دون أن تنتظر أي عند جزاء إليه إنه زهرة تقدم رحيقها ساي غا مريي ا حاجتك ال ملاذ وال ملجا صديقك هو كفاية حاجاتك هو حقلك الذي تزرعه بال محبة وتحصده بالشكر قال جبران أيضا : "إن وتسعى وراءه مستدفي ا." جاي عا ماي دتك وموقدك لا نك تا تي إليه هو الصديق إلا عند الشدة التي الصداقة الحقيقي إذ لا يعرف ولا شك في أن التجارب والحوادث هي محك بيته بيتا حزنه ويمد له يد ال عون عند حاجته ويخرجه من ضيقه ويجعل من فيواسيه في فيها صديقه يقع ومن ماله مالا له. له الصديق موسرا لم ينظر إلى صد ستربح ولا سلعته بكم ستباع وكم يقه كما ينظر التاجر إلى وإذا كان يقف إلى إليه أيضا كما ينظر الزارع إلى ماشيته متى ستسمن حتى يذبحها أو يبيعها با على ثمن بل ينظر لطفي ال منفلوطي الصديق الذي مصطفى لسره قال مساعدا وسندا أمينا ومخزنا : "إن ه ناصحا جانب 29

36 الخضراء التي ننتهي إليها في تلك الصحرا الا ين والكلال بمنزلة الدوحة عليه في حياتنا هو ء بعد نعثر هادي ين." ناعمين ظلالها الوارفة وطول السير والسرى فنترامى في أهواي ك وت صرفاتك ال مراي ي الذي تراه حولك متملقا متزلفا يطاوعك في الصديق ال مداهن واحذر من مالك وخسران مشاريعك ويتحين الفرصة بعد الا خرى للن يل منك والحط إتلاف بل يكون العون على فا ن أصابك مكروه سر في نفسه وأبدى لك الحزن والا سى وإن أصابك خيركدر وأخفى شا نك من من الرياء وقد صدق فيه قول الشاعر : قناع كدره تحت أل ف واحذر صديقك أل ف مرة احذر عدوك مرة الصديق فلربما انقلب بال مضرة فكان أ عرف يسعى لك كما تسعى أنت ولو أصابه الضرر لا يبالي طالما أنه ينفعك قال أبو الحقيقي من والصديق ال عتاهية : لينفعك إن أخاك الحق من يسعى معك ومن يضر نفسه لذاتك أو حبا بك من ذين يصادقونك! وقد عدهم بعض الا دباء الا صدقاء الحقيقيين ال ألا ما أقل أي "ال مستحيلات ثلاثة ال مستحيلات التي لا يمكن وجودها فقال : : الغول والعنقاء والخ ل الوفي " مشاعره وتج اوز عن وحافظ على وأحسن إليه والصديق الوفي فلو صادفته في حياتك فتمسك به هفواته وال تمس له الا عذار قال أمين الريحاني : "لا تحاسب صديقا على هفوته إنكنت تطمع في محبته." الخصام معه أو ال مجادلة أو العتاب لا نه إنسان مثلك يخطي كما تخطي ويصيب كما وابتعد ما أمكن عن بقول برد : واعمل الشاعر بشار بن تصيب تعاتبه معاتبا صديقك لم تلق الذي لا إذا كنت في كل الا مور ومجانبه صل أخاك فا نه مقارف ذنب مرة فعش واحدا أو أصدقاء وعليه أن يصلهم ولا يسيء جدا وحيدا دون يعيش الا نسان أن وأخيرا فمن الصعب على الصديق الصدوق. هذه هي الصداقة الحقيقية وهذا هو إليهم حتى لا يخسرهم Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları okuma parçasına göre cevaplandırınız هل الصداقة جميلة.2 لماذا الصداقة جميلة.3 ماذا قال جبران خليل جبران في الصداقة فرصة للن فعيين.3 أليست الصداقة الحقيقي.4 هل التجارب وا لحوادث هي محك الصداقة

37 الصديق.5 متى يعرف الصديق ال موسر إلى صديقه.6 كيف ينظر الصداقة لطفي ال منفلوطي في مصطفى.7 ماذا قال يجب أن نحذر مداهن من الصديق ال ال مراي ي.8 هل الحقيقي.9 كم يسعى لك الصديق ماذا قال أبو ال عتاهية في الا خ الحق هل تعمل بقول الشاعر بشار بن برد 2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. سعر - بغيض متينة أظهر الفلاح - ما وى - جرم - غنيا صدي قا على هفوت ه إن كنت (ما أحسن - أسى - ال مساعدة - كتم - عسر زلة فرح ( تطمع في محبته ". تحاسب قال أمين الريحاني : "لا سلعته ستباع الصديق صديقه موسرا لم ينظر إلى كما ينظر التاجر إلى بكم.2 وإذا كان الصديق إلا عند الشدة والحوادث هي محك الص داقة الحقيقي إذ لا يعرف في أن التجارب.3 ولا شك فيها صديقه فيواسيه في حزن ويمد له يد ال عون عند حاجته ويخرجه من ه ويجعل من بيته ضيق التي يقع ه مالا له. بيتا له ومن مال ه تعاتبه معاتبا صديقك لم تلق الذي لا.4 إذا كنت في كل الا مور صل أخاك فا نه مقارف ذنب مرة ومجانبه. فعش واحدا أو يبيعها با على ثمن إليه أيضا كما ينظ ر الزارع إلى ماشيته متى ستسمن حتى يذبحها أو.5 ولا ينظر وشيجة شخصين محبين ما أجمل الصداقة! لا نها قوية تج مع بين عند حاجتك إليه. وال ملجا.1 7. وهو ال ملاذ فا ن أصابك مكروه س ر في نفسه و أبدى لك الحزن والا سى وإن أصابك خير كدر و أخفى كدره.8 تحت أل ف قناع من الرياء. 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin müfredlerini belirtiniz. وشيجة قوية تج مع بين شخصين محبين الا خر في نفسه وتزداد. يرى أحدهما.1 ما أجمل الصداقة! لا نها جدة ومع ال مصاعب و الحوادث مسو ولية عمقا قال جبران خليل جبران : "الصداقة الا يام الصداقة مع لذيذة أبدا وليست الصداقة فرصة ن فعيين." لل ك أهواي. 2. ولا شك في أن التجارب والحوادث هي محك الصداقة الحقيقي ظلاله.3 فنترامى في ا الوارفة ن اعمين هاد ي ين." ال مراي ي الذي تراه حولك متملقا متزلفا يطاوعك في.4 واحذر من الصديق ال مداهن مالك وخسران مشاريع ك. إتلاف ك بل يكون العون على وت صرفات 31

38 الا دباء من وحيدا دون أصدقاء. يعيش الا نسان أن وأخيرا فمن الصعب جدا على.5 تعاتبه. معاتبا صديقك لم تلق الذي لا.6 إذا كنت في كل الا مور وحافظ على مشاعر عن ه وتج اوز وال تمس له ه.7 هفوات الا ع ذار. لذاتك أو حبا بك بعض ذين يصادقونك! وقد عدهم.8 ألا ما أقل الا صدقاء الحقيقيين ال ال مستحيلات وجودها. التي لا يمكن 4. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz ) ضعيفة - يربح يضر ستخسر ما أقبح - يموت الن فع شبعان - سيشترى - يحسن الخيالية- فقيرا ( يسيء حتى لا يخسر هي وحيدا دون أصدقاء وعليه أن يصلهم ولا الا نسان أن يعيش إليهم هم هذه.1 الصديق الصدوق. الصداقة الحقيقية وهذا هو ينفع ك. ستربح يسعى لك كما تسعى أنت ولو أصابه الضرر لا يب الي طالما أنه والصديق الحقيقي من.2 الصديق وكم سلعته بكم ستباع وإذا كان موسرا لم ينظر إلى صديقهكما ينظر التاجر إلى.3 وشيجة قوية تج مع بين شخصين محبين. لا نها.4 جاي عا. ما أجمل الصداقة! وموقدك لا نك تا تي إليه ماي دتك.5 هو 5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fiillerin, mâzî ise, muzâri ve masdarlarını; muzâri ise mâzî ve masdarlarını, emir ise, mâzî, muzâri ve masdarlarını belirtiniz. أحدهما الا خر في نفسه و تزداد إليه جاي عا و تسعى يرى وشيجة قوية.1 ما أجمل الصداقة! لا نها تج مع بين شخصين محبين. جدة ومع ال مصاعب والحوادث عمقا. مع الا يام الصداقة 32 للن حلة دون أن تنتظر أي جزاء إنه زهرة تقدم رحيقها ساي غا مريي ا وموقدك لا نك تا تي ماي دتك بال محبة و تحصد ه بالشكر هو الذي تزرع ه.3 هو حقلك وراءه مس تدفي ا." الصديق إلا عند الشدة التي الحقيقي إذ لا يعرف الصداقة 4. ولا شك في أن التجارب والحوادث هي محك يواسيه في حزنه و ضيقه و بيتا له ته و بيته يد ال عون عند حاج يخرج ه من يجعل من يمد له فيها صديقه ف يقع ماله مالا له. ومن الصديق الذي نعثر عليه في حياتنا هو بمنزلة الدوحة الخضراء التي بعد "إن ننتهي إليها في تلك الصحراء.5 هادي ين." ناعمين والكلال وطول السير والسرى ف نترامى في ظلالها الوارفة الا ين في نفسه وأبدى من شا نك فا ن والحط منك للن يل أصاب ك مكروه س ر.6 ويتحين الفرصة بعد الا خرى قناع من الرياء. لك الحزن والا سى وإن أصاب ك خير كدر و أخفى كدره تحت أل ف طالما أنه ينفع ك. وقد عد هم بعض الا دباء من والصديق الحقيقي من يسعى لك كما تسعى أنت ولو أصابه الضرر لا يبالي 7. لذاتك أو حبا بك! ذين الا صدقاء الحقيقيين ال يصادقون ك.8 أ لا ما أقل ال مستحيلات التي لا يمكن وجودها.

39 له به و أحسن حافظ على مشاعره و اوز إليه و تج حياتك ف تمسك.9 فلو صادفت ه في الا عذار. هفواته وال تمس عن تحاسب صديقا على هفوته إن كنت أمكن أمين الريحاني : "لا عن تطمع في محبته ". وابتعد ما قال ويصيب كما تصيب و بقول الخصام معه أو ال مجادلة أو العتاب لا نه إنسان مثلك يخطي كما تخطي اعمل الشاعر بشار بن برد : DİL BİLGİSİ صديقك لم ه إذا كنت في كل الا مور معاتبا تلق الذي لا تعاتب ف ع ش واحدا أو صل ومجانبه. أخاك فا نه مقارف ذنب مرة İSİM VE FİİL CÜMLELERİNDE OLUMSUZLUK Arapçada cümleleri olumsuz yapmak için bazı edatlar kullanılır. Bu ليس cümlesinin; fiil لما, لم, لن,لا edatlardan isim cümlesinin; ما hem fiil, hem ليس isim cümlesinin başına gelir. Ayrıca لا ye benzeyenler ve cinsi nefyeden vardır. :لا a. لا الن افية : Muzâri fiile, olumsuz geniş zaman anlamı verdirir ve i rab الصديق Örnek: yönünden fiilde herhangi bir değişiklik yapmaz. (Dost لا يعرف الصديق gibi, bilinmez). Görüldüğü anlamındadır, cümlesi (Dost bilinir) يعرف başına لا gelince olumsuz hale gelmiştir. لا النافية sı denilen لا (O bakmaz) kipinin başında, Arapçada olumsuzluk لا ينظر vardır. Bu kipin çekimi şöyledir: Cemi Müsennâ Müfred الجمع ال مثنى ال مفرد (Çoğul) (İkil) (Tekil) لا ينظر لا ينظران لا ينظرون ال غاي ب / Gâib Onlar bakmazlar O ikisi bakmazlar O bakmaz 3. Şahıs Erkek لا تنظر لا تنظران لا ينظرن ال غاي بة / Gâibe Onlar bakmazlar O ikisi bakmazlar O bakmaz 3. Şahıs Dişi لا تنظر لا تنظران لا تنظرون ال مخاطب / Muhatab Siz bakmazsınız İkiniz bakmazsınız Bakmazsın 2. Şahıs Erkek 33

40 لا تنظرين لا تنظران لا تنظرن ال مخاطبة / Muhataba Siz bakmazsınız İkiniz bakmazsınız Bakmazsın 2. Şahıs Dişi لا ننظر Bakmayız لا أنظر Bakmam ال متكلم / Mütekellim 1. Şahıs Ortak Bu çekimi örnek alarak, لاينف ع (O fayda vermez) nun tam olarak çekimini yapınız. الن اهية b. : Bu, muzârinin başına gelerek nehiy yani yasak ifade eder ve لا تحاسب صديقا على هفوته: Örnek muzâriyi cezmeder. (Hatasından dolayı hiçbir لا dostu hesaba çekme). Bu cümledeki,لا hem olumsuzluk ifade etmekte, hem de, muzâriyi cezmetmektedir. تحاسب şöyledir: in tam olarak çekimi لا Cemi Müsennâ Müfred الجمع ال مثنى ال مفرد (Çoğul) (İkil) (Tekil) تحاسب لا تحاسبا لا تحاسبوا ال مخاطب / Muhatab لا Siz hesaba çekmeyin Siz ikiniz hesaba çekmeyin hesaba çekme 2. Şahıs Erkek ال مخاطبة / Muhataba لا تحاسبي لا تحاسبا لا تحاسبن Siz hesaba çekmeyin Siz ikiniz hesaba çekmeyin Sen hesaba çekme 2. Şahıs Dişi Bu kipi örnek alarak لا تنتظر (Sen bekleme) kiplerini tam olarak çekiniz. c. Dua ve beddua ifade eden :لا Bu, mazi fiilin başında gelir. Olumsuzluktan başka, hiçbir değişiklik yapmaz. Örnek: لا مرضت (Hasta olmayasın!) : لن Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir, onun manasını gelecek أكذب Örnek: zamanın olumsuzuna çevirir ve nasbeder. (Yalan ل ن söylemeyceğim). 34

41 أكذب kipinin başında ل ن bulunmaktadır. Görüldüğü üzere bu edat muzârii nasbetmektedir. Bu kipin tam çekimi şöyledir: Cemi الجمع (Çoğul) Müsennâ ال مثنى (İkil) Müfred ال مفرد (Tekil) يكذبوا يكذبا لن يكذب لن لن ال غاي ب / Gâib 3. Şahıs Erkek تكذب لن تكذبا لن يكذبن لن ال غاي بة / Gâibe 3. Şahıs Dişi تكذب لن تكذبا لن تكذبوا لن ال مخاطب / Muhatab 2. Şahıs Erkek لن تكذبى لن تكذبا لن تكذبن ال مخاطبة / Muhataba 2. Şahıs Dişi نكذب لن أكذب لن ال متكلم / Mütekellim 1. Şahıs Ortak يكذب Örnek: İfade ettiği mana da gelecek zamanın olumsuzudur., O yalan لن söylemeyecek. veriniz. getirerek tam olarak çekiniz ve manalarını لن fiilinin başına ي ذ ب ح : لم Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir. Muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir ve cezmeder. Örnek: لم ي كتب علي درسه (Ali dersini yazmadı). Cemi Müsennâ Müfred الجمع ال مثنى ال مفرد (Çoğul) (İkil) (Tekil) لم ينظر لم ينظرا لم ينظروا ال غاي ب / Gâib 3. Şahıs Erkek 35

42 لم ينظرن لم تنظر لم تنظرا ال غاي بة / Gâibe 3. Şahıs Dişi لم تنظر لم تنظرا لم تنظروا ال مخاطب / Muhatab 2. Şahıs Erkek ال مخاطبة / Muhataba لم تنظري لم تنظرا لم تنظرن 2. Şahıs Dişi لم ننظر لم أنظر م / Mütekellim ال متكل 1. Şahıs Ortak anlamındadır. bakmadı, لم ينظر يقف fiilinin başına لم getirerek tam olarak çekimini yapınız. : لما Bu edat da, لم gibi, devamlı muzâri fiilin başında gelir. لم gibi, muzâri fiilin لما mutlaktır. deki olumsuzluk, لم manasını olumsuz geçmişe çevirir. Ancak daki olumsuzluk, sözü edilen geçmiş zamandan, konuşulan âna kadar devam لما يكتب علي kullanılır. bulunan cümlede henüz veya hâlâ ifadeleri ل ما eder. yazmadı. cümlesinin tercümesini şöyle yaparız: Ali dersini henüz/hâlâ درسه ليس : Bu, كان nin benzerlerinden, nâkıs, mâzî bir fiildir. كان gibi ismini raf, haberini nasbeder ve isim cümlesini olumsuz hale getirir. Genel olarak وليست الصداقة فر صة للن فعيين Örnek: değil anlamındadır. (Dostluk, benciller için bir fırsat değildir). Bu cümlede, ليست in ismi, الصداقة, haberi فرصة dir. Cümleye olumsuzluk anlamı verdiren, ليست dir. Örnek: gelir. ب nin haberinin başına genellikle harf-i cer olan ليس أليس الله با حكم الحاكمين (Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?). ليس ظالما cümlesi, O zalim değildir anlamına gelir. Bunun şahıslara göre çekimi şöyledir. ل يس ظالما ليسا ظالمين ليسوا ظالمين ظالمات ظالمتين لسن ليست ظالمة ليستا ظالمين ظالمين لست ظالما لستما لستم ظالمين ظالمات لست ظالمة لستما لستن 36 لست ظالما لسنا ظالمين

43 ل يس جاهلا (O cahil değildir) ifadesinin, yukarıdaki örnekte olduğu gibi tam çekimini yapınız. : ما, ما a. Fiil cümlesinin başına gelir. 1-Fiil, mazi olabilir. Böyle bir cümlede sadece geçmiş zamanın olumsuzluğunu ifade eder. Başka bir etkisi yoktur. علي درسه Örnek: (Ali dersini yazmadı). 2-Fiil, muzâri olabilir. Bunda da ما كتب (Gitmiyorum). ما أذهب Örnek: şimdiki zamanın olumsuzluğunu ifade eder., ما ليس durumda, b. İsim cümlesinin başına gelir. Bu gibi isim ve haber alır. ليس nasbeder. İsmini ref, haberini gibi amel edebilmesi (görev yapabilmesi) için, ismiyle haberinin yer değiştirmemesi, olumsuzluğunun da إلا ile bozulmaması gerekir. Bu şartlardan birinin bulunmaması durumunda, isim cümlesine i rab yönünden bir etkisi olmaz. Sadece olumsuzluğu kalır. Her durumda anlamı, değil dir. Örnek: ما هذا بشرا (Bu bir insan değildir). Bu cümlede ما, هذا nın ismi, بشرا ise haberidir. ما هذا إلا بشر (Bu, insandan başka bir şeydir) denilirse, هذا mubteda, بشر haberdir. Çünkü olumsuzluk إلا ile bozulmuştur. Örnek: gelir. ب nın haberinin başına genellikle harf-i cer olan ما inanmazlar). (Onlar ما هم بمو منين ليس ye benzeyen olumsuzluk harfleri, لا, ما, إن ve لات dir. : إن ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği gibi amel eder. Anlamı değil dir. Örnek: إن الحياة خالدة (Hayat sonsuz değildir). ليس harfinin إن gibi isim ve haber alabilmesi için iki şart vardır: 1. Haberi isminden önce gelmemelidir. 2. Cümlede إلا kullanılarak olumsuzluğun bozulmamalıdır. yapılmıştır. ile ilgili açıklama yukarıda ما :لا ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği gibi amel eder. Anlamı değil dir. Örnek: لا جندي جبانا (Hiçbir asker korkak değildir). ليس harfinin إن gibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1-İsmi ve haberi nekre olmalıdır. 2-Haberi isminden önce gelmemelidir. 3-Haberinde bildirilen hüküm إلا ile bozulmamalıdır. 37

44 : لات ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği gibi amel eder. Anlamı değil dir. تبك الا ن! بكاء Örnek: değildir). (Artık ağlama! Vakit, ağlama vakti لا لا ت ساعة ليس harfinin لات gibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1. İsmi ve haberi الوقت, الحين ve الساعة gibi zaman ifade eden isimlerden olmalıdır. bulunmamalıdır. nin hem ismi hem de haberi aynı anda cümlede لات 2. takdirindedir. لات الساعة ساعة بكاء cümlesi لات ساعة بكاء :لا Cinsi Nefyeden Cinsi nefyeden yani tamamen olumsuzluk ifade eden إن,لا gibi ismini nasb, haberini ref eder. Cinsi nefyeden (yani tamamen olumsuzluk ifade eden) لا nın ismi, muzâf, şibh-i muzâf (muzâfa benzer) ve müfred (muzâf ve şibh-i muzâf olmaksızın) gelebilir. İsmi muzâf olarak gelen لا ya örnek: لا شاهد زور محبوب (Hiçbir yalancı şahit sevilmez). Bu cümlede لا nın ismi olan شاهد muzâftır ve mansuptur. İsmi şibh-i muzâf olarak gelen لا ya örnek: لا مقصرا في واجبه ممدوح (Görevinde, مقصرا ihmalkarlık yapan hiç kimse övülmez/beğenilmez). Bu cümledeki şibh-i muzâf olarak لا nın ismidir ve mansubtur. İsmi müfred olarak gelen لا ya örnek: لا حسود مستريح (Hiçbir hasetçi rahat değildir). Bu cümlede لا, حسود nın ismidir ve feth üzere mebnîdir. Görüldüğü üzere,, muzâf ve şibh-i muzâf olarak gelen isim, mu rabtır ve mansûbtur. mebnîdir. nın لا ismi müfred olarak gelirse o ismin nasb alameti üzere Bunlar: gibi amel etmesi için, bazı şartlar vardır. إن nın لا Başına harf-i cer gelmemesi İsminin ve haberinin nekra olması Kendisiyle ismi arasında başka bir kelime bulunmamasıdır. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki parçada olumsuz cümleleri tespit ediniz. فا ن تريه يوصي ابنه قال أبو جعفر المنصور للمهدي : لا تبرم أمرا حتى تفكر فيه فكر العاقل مرآته حسنه العدل البلاد بمثل وسيي ه. يا بني! لا يصل ح السلطان إلا بالتقوى ولا تصلح رعيته إلا بالطاعة ولا تعمر وأقدر الن اس على العفو أقدرهم على العقوبة وأعجز الناس من ظلم من هم دونه واعتبر عمل صاحبك 38 وعلمه باختباره.

45 يقع فيه. لس ومعك من أهل العلم من يا أبا تج يا أبا عبد االله! لا مجلسا إلا يحدثك. عبد االله! ليس العاقل الذي يحتال للا مر الذي غشيه بل العاقل الذي يحتال للا مر حتى لا 2. Aşağıdaki isim cümlelerini, örnekte olduğu gibi, olumsuz hale getiriniz ve harekeleyiniz. ليس الجو حارا اليوم المثال: الجو حار اليوم 1. اللغة العربية صعبة. " "العقاد كاتب مشهور واقعتان على ال بحر ال متوسط. ال مدينتان الشعراء العباسيون كثيرون. ال مواد الغذاي ية متوفرة في السوق مخلصات في عملهن ال ممرضات.7 الشوارع مزدحمة. ال ماء بارد ال محفظة ثقيلة الا بواب مفتوح ة. 3. Uygun olan olumsuzluk edatını kullanarak aşağıdaki cümleleri olumsuz yapınız يسافر محمود بعد شهرين إلى أسبانيا. أخيرا زادت أرباح الشركة.3 الا سعار في القرية مرتفعة شوارع ال مدين ة نظيفة. السنة القادمة يحضر الوزير حفل التخرج في مجلس الا دارة على زيادة رأس مال الشركة اتفق الباحثين كتاب الا دب العر بي. يعد بعض "الا غاني " من الكتب الهامة في وصلت الطاي رة متا خرة تقتصر الصحف على الا خبار. ال مهندس التقرير حتى الا ن يكتب 39

46 4. Aşağıdaki cümlelerden olumsuzluk edatını kaldırınız, gerekli değişiklikleri yaparak cümleleri yeniden yazınız ve harekeleyiniz. 1.لم يوافق مدير الفندق على زيادة الا سعار ال مغتربون لن يعودوا إلى بلادهم لا تهتم العراق بزيادة الا نتاج الزراعي ليست الا مهات نشيطات في ال عمل. الكتاب وحده. يعتمدوا على.5 نصح ال مدرس طلابه با لا الاستقبال. لحضور حفل الصحفيين الري يس 6. لم يدع.7 الا راضي الزراعية في البلاد العربية ليست كافية ال مندوبون ليسوا مستعدين للاجتماع غدا. القاعة غدا لن يمنع دخول الكبار إلى اللعب. يتوقف لما 5. Aşağıdakilerde لا nın ismi hangisinde mebnî, hangisinde mu rabtır?.1 لا راغبا في الشر محترم لا شيء أفضل من حسن الخلق لا إيمان لمن لا أمانة له هذا أمر لا ريب فيه لا مهملا اليوم يفلح غدا لا فاعل خير مذموم لا عقل كالتدبير. جود مذموم. صاحب.8 لا.9 لا ضدين مجتمعان. جاهلات محترمات. 10 لا 6. Aşağıdaki parçada geçen لا ların hangi tür olumsuzluk edatı olduğunu belirtiniz. والرفيق ال ذي لا يملك وال مستميح الذي لا والصديق الذي لا يغريك ال كتاب هو الجليس الذي لا يطريك بال ملق ولا يعاملك بال مكر ولا يخدعك بالنفاق ولا والصاحب الذي لا يريد استخراج ما عندك يشتريك يحتال لك بال كذب. 40

47 ه مل م لا - 7. Parantez arasındakilerden uygun olan olumsuzluk edatını boşluğa yerleştiriniz. ( ( لم ك ن م أ ج د ص ديقا أ فى و - نل ) ي ضيع الح ق فى ساحة العدل (لم-لا- نل (لم-لا- نل ( 3. القناعة ك ز ن ي ف نى ( ( ( 4. تلميذ اليوم غاي ب (ليس-لا- نل ( ح ال (ليس-لا- نل ح ل ة (لم-لا- نل ر ع ف خالد موعد الر (ليس-لا- نل ق ة د ص ي ق ن ص م ال ن م ج ن ي ي أنا أ ح ب (ليس-لا- نل بذ الك ( ( لم ه فى حقوقنا أبدا (ليس-لا- نل (لم-لا- نل الا بناء الا باء ( ر ط ف ن ي 8. Aşağıdaki âyetlerde geçen ما ları inceleyip hangisinin olumsuzluk ifade ettiğini belirtiniz. أنفسهم يظلمون فما ربحت تجارتهم. هو الذي خلق لكم ما في الا رض جميعا إني أعلم ما لا تعلمون وأعلم ما تبدون وما كنتم تكتمون. طيبات رزقناكم وما ظلمونا ولكن ما كانوا كلوا من فا ن لكم ما سا ل تم. بغافل عما تعملون. الله والا رض وما 8. له ما في أ ت ن السماوات بتابع قبلتهم ما ولكن الله يفعل ما يريد. 9. Aşağıdaki âyetlerde geçen in ليس isim ve haberlerini belirtiniz. 41 وليس الذكر كالا نثى أليس الصبح بقريب للذين يعملون التوبة السيي ات وليست

48 .4 لست مو منا لستم على شيء لست عليكم بوكيل لست منهم في شيء ألست بربكم ليسوا ا بكافرين. Aşağıdaki parçada geçen olumsuzluk edatlarını ve olumsuz cümleleri belirtiniz. من ة قال االله تعالى "ويطعمون إحسانه شكرا ولا يفرض ينتظر على إنسان كريم لا : ن الا حسان فعل كريم م مسكينا ويتيما لوجه ه منكم شكورا ". وأسيرا إنما نطعمكم الل لا نريد جزاء ولا الطعام على حبه وخسة خصال الخير يشين من كذب وغش وخداع الن فس عن كل ما. ويزينها بكل يهذب والا حسان خلق وعزة يوصل صاحبه إ وأشرفها. من كرم وعفة وصدق ورحمة لى أسمى معاني الا نسانية با حسانه فا ن رأى ال محسن فرجلكريم طيب الخلق طلق ال وجه عفيف الن فس تراه يسعى بين الن اس أما كربه ويا خذ بيد عاجزا مد له من فقيرا أعطاه أو صادف يد ال مساعدة ولو سمع بمحزون واساه وخفف عافيتهم. يستعيدوا فيقيل عثرته ويضمد جراح ال متا لمين حتى العاثر فيضع على الذين يتعففون عن سو ال الن اس ال محتاجين ولو رأيته في الليل تج ده يجوب ا لشوارع بحثا عن ينسحب متخفيا تحت جنح الظلام. أبوا م رزقهم ال معلوم ثم أطيب قلبه نفسه فلله در ال محسن ما وعشيرته وأولاده ويجد يتخذ الن اسكلهم أهله! وما أحسن أخلاقه! وال مرض وعوادي الزمان. وحمايتهم من الفقر رعايتهم مسو ولا عن با جنحتها فيه العدالة وتظلله الرحمة إحسان ال محسنين لهو مجتمع سعيد تسود وإن مجتمعا ينتشر فيه والطما نينة فلا خوف من جوع ولا عجز ولا عوز ويشيع في أرجاي ه الفرح والحنان وتكتنفه يد العطف الحميدة الفاضلة لا ن أقل الا خلاق تغلب فيه اعتداء مجتمع زواياه فلا سرقة ولا قتل ولا وينتعش الا م ن في با فعالهم في ويسير على با خلاقهم ويقتدي محسنيه أن يتخلق نهج نهجهم ثواب يقدمه ال مجتمع إلى السوء." حين قال مصارع رضي االله عنه فضاي لهم وصدق أبو بكر الصديق : "صناي ع ال معروف تقي درب Uygun olan olumsuzluk edatlarını kullanarak aşağıdaki cümleleri Arapçaya çevriniz. 1. Yaz hâlâ gelmedi. 2. İmtihan zor değildi. 3. (Zaman) pişmanlık zamanı değildir. 4. Çocuk ahmak değildir. 42

49 5. Yaz tatilinde ben köye gitmeyeceğim. 6. Bu dergiyi şimdi okumuyorum. seafoodplus.infoarı kırmızı kalemle yazma. 8. Ben kahve içmem. 9. Ali ye söyle: Çarşıya gitmesin! Halid i bir haftadan beri görmedim. Komisyon kararı kabul etmedi. Hayatımda uçağa binmedim. Ağaçlar henüz (daha) çiçek açmadılar. Gıda maddeleri son günlerde pahalı değil. Şehrin caddeleri temiz değil. Aşağıdaki âyetlerde geçen olumsuzluk edatlarına dikkat ederek meallerini veriniz.. ال مسرفين شهيدا. الساجدين. معهم من - لم أكن - لم يكن كا حد من النساء. - لستن - فلا تطع ال مكذبين. - ولا تسرفوا إنه لا يحب إلا ال كافرون. - ولا تيا سوا من روح الله إنه لا ييا س من روح الله ال قوم بباسط يدي إليك. - ما أنا - ولكن أكثر الن اس لا يعلمون. رميت إذ رميت. تج د له نصيرا. تنالوا ال بر حتى تنفقوا مم ا تحبون. يشعرون. - وما - فلن - لن - وما - ولا تا كلوا مم ا لم يذكر اسم الله عليه. - وما يضرونك من شيء. 43

50 ج( Kelimeler ve Deyimler 44 Daima, her zaman ي Gösterdi İyilik etmek Gizlemek Artmak, fazlalaşmak Kötülük etmek, kötü davranmak Yok etme Keder, acı, üzüntü ي أبدا أبدى بدي إبداء إتلاف إحسان أحسن يحسن أخفى يخفي إخفاء ازدياد ازداد يزداد إساءة يسيء أساء أسى Başına gelmek, isabet etmek أصاب صيب إصابة Aramak ال تماس ال تمس يلتمس Ulaşmak انتهاء إلى انتهى ينتهي Tersine döndü انقلاب انقلب ينقلب Aldırış etmek, Aldırmak أين Yorgunluk با على ثمن En yüksek fiyata ile aynı derecede, e denk بالى يبالي مبالاة بمنزلة تج اوز يتجاوز تج اوز عن Vazgeçmek, affetmek Fırsatını beklemek, kollamak Kendini yere atmak, uzanmak Davranış, tavır, hareket تحين يتحين تحين ترامى يترامى ترام ف ات تصر (ج) تصرف تمسك يتمسك تمسك Sarılmak, tutunmak جدة Yenilik ( حوادث Olaylar حادثة Hesaba çekmek حاسب يحاسب محاسبة Dikkat etmek, sakınmak حذر يحذر حذر Değerini düşürmek من حط Kavga, tartışma خصام Dost Dalı çok, uzun ağaç خ ل دوحة

51 ج( ذبح يذبح ذبح Kesmek يربح ربح Kazanmak ربح رحيق Nektar, balözü Çiftçi Lezzetli, leziz, kolay yutulur Semizleşmek, besili olmak Sevindi Gece yolculuğu زارع ساي غ س ر سرى سعى يسعى سعي Koşmak سلعة Ticarî mal Destek Değer سمن يسمن سمن سند شا ن يصادق مصادقة Arkadaşlığını sürdürmek صادق صادق İçten, samimi صداقة Dostluk Göz yummak, rıza göstermek طاوع يطاوع مطاوعة Arzu etmek, istemek, ummak طمع يطمع طمع Azarlamak, ayıbını yüzüne vurmak عتاب Bulmak Özür, mazeret عثر يعثر عثور على عد يعد عد Saymak أعذار Derinlik Anka kuşu Şekilden şekle giren çöl yaratığı Maske Kederlendi Bitkinlik عذر ( عمق العنقاء غول قناع كدر كلال ما أروع Ne mükemmel! Sofra Hayvan (deve, sığır, koyun gibi) ماي دة ماشية 45

52 ج( ج( ج( Yaltaklanan Pohpohlayan, yağcılık yapan Uzak duran Seven Denek taşı, mihenk taşı, ölçü Sırdaş متزلف متملق مجانب محب محك مخزن للسر Uzatmak مد يمد مد İkiyüzlü, yağcılık yapan مداهن Ayna مرآة (ج) مرايا İmkansız Sağlığa elverişli Sorumluluk مستحيلات Isınan, ısınmak isteyen Plan, proje Duygu ( ( مشاريع مشاعر ( Zorluklar, güçlükler Azarlayan, ayıbı yüze vuran Zarar (Suç) işleyen Kötü Barınak, sığınak Barınak, sığınak Zengin Soba Samimi, içten, nasihat eden Rahat Bal arısı مريي مسو ولية مستحيل مستدفي مشروع مشعر مصاعب مضرة معاتب مقارف مكروه ملاذ ملجا موسر موقد ناصح ناعم نحلة نفعي Bencil, egoist نيل من etkilemek Zarar vermek, هادئ Sakin 46

53 ج( ج( Hata, yanılgı, sürçme Arzu, zevk, kapris هفوات أهواء ( ( هفوة هوى وارف (gölge) Büyük, uzun يواسي مواساة Yardımcı olmak, destek olmak واسى وشيجة Kök, damar يصل وصول İlgi göstermek وصل وقع يقع وقوع Düşmek يد ال عون Yardım eli Özet İsim ve fiil cümlesinin nasıl olumsuz yapıldığı açıklayabilmek. Arapçada cümleleri olumsuz yapmak için bazı edatlar kullanılır. Bu ليس cümlesinin; fiil لما, لم, لن,لا edatlardan isim cümlesinin; ما hem fiil, hem ليس isim cümlesinin başına gelir. Ayrıca لا ye benzeyenler ve cinsi nefyeden vardır. Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları لما, لم, لن,لا yı tanıyabilmek :لا a. لا الن افية : Muzâri fiile, olumsuz geniş zaman anlamı verdirir ve i rab yönünden fiilde herhangi bir değişiklik yapmaz الن اهية b. : Muzârinin başına gelerek nehiy yani yasak ifade eder ve muzâriyi لا cezmeder. c. Dua ve beddua ifade eden :لا Bu, mazi fiilin başında gelir. Olumsuzluktan başka, hiçbir değişiklik yapmaz. : لن Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir, onun manasını gelecek zamanın olumsuzuna çevirir ve nasbeder. : لم Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir. Muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir ve cezmeder. : لما Bu edat da, لم gibi, devamlı muzâri fiilin başında gelir. لم gibi, muzâri fiilin ل ما mutlaktır. deki olumsuzluk, لم manasını olumsuz geçmişe çevirir. Ancak daki olumsuzluk, sözü edilen geçmiş zamandan, konuşulan âna kadar devam eder. ل ما bulunan cümlede henüz veya hâlâ ifadeleri kullanılır. 47

54 ليس İsim cümlesinin başına gelen yi, hem fiil, hem isim cümlesinin başına س لي edatını ve ما gelen ye benzeyen olumsuzluk harflerini tanıyabilmek ليس : Bu, كان nin benzerlerinden, nâkıs, mâzî bir fiildir. كان gibi ismini ref, haberini nasbeder ve isim cümlesini olumsuz hale getirir. Genel olarak değil anlamındadır. : ما, ما a. Fiil cümlesinin başına gelir. Fiil, mazi olabilir. Böyle bir cümlede sadece geçmiş zamanın olumsuzluğunu ifade eder. ليس durumda, b. İsim cümlesinin başına gelir. Bu gibi isim ve haber alır. ليس nasbeder. İsmini ref, haberini gibi amel edebilmesi (görev yapabilmesi) için, ismiyle haberinin yer değiştirmemesi, olumsuzluğunun da إلا ile bozulmaması gerekir. Bu şartlardan birinin bulunmaması durumunda, isim cümlesine i râb yönünden bir etkisi olmaz. Sadece olumsuzluğu kalır. Her durumda anlamı, değil dir. ليس ye benzeyen olumsuzluk harfleri, لا, ما, إن ve لات dir. : إن ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği إن dir. gibi amel eder. Anlamı değil ليس harfinin gibi isim ve haber alabilmesi için iki şart vardır: 1. Haberi isminden önce gelmemelidir. 2. Cümlede إلا kullanılarak olumsuzluğun bozulmamasıdır. :لا ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği إن dir. gibi amel eder. Anlamı değil ليس harfinin gibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1. İsmi ve haberi nekre olmalıdır. 2. Haberi isminden önce gelmemelidir. 3. Haberinde bildirilen hüküm إلا ile bozulmamalıdır. : لات ليس takdirde, Şartları gerçekleştiği gibi amel eder. Anlamı değil dir. ليس harfinin لات gibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1-İsmi ve haberi الوقت, الحين ve الساعة gibi zaman ifade eden isimlerden olmaladır. bulunmamalıdır. nin hem ismi hem de haberi aynı anda cümlede لات- 2 48

55 Cinsi nefyeden لا yı diğerlerinden ayırt edebilmek :لا Cinsi Nefyeden Cinsi nefyeden yani tamamen olumsuzluk ifade eden إن,لا gibi ismini nasb, haberini raf eder. Cinsi nefyeden (yani tamamen olumsuzluk ifade eden) لا nın ismi, muzâf, şibh-i muzâf (muzâfa benzer) ve müfred (muzâf ve şibh-i muzâf olmaksızın) gelebilir. gibi amel etmesi için, bazı şartlar vardır. Bunlar: Başına harf-i cer إن nın لا gelmemesi, isminin ve haberinin nekre olması, kendisiyle ismi arasında başka bir kelime bulunmamasıdır. Kendimizi Sınayalım 1. "Daha mektubu yazmadım" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? لم أكتب الرسالة a. لن أكتب الرسالة. b. لما أكتب الرسالة. c. ما أكتب الرسالة. d. لست أكتب الرسالة. e. 2. "O yaşlı değildir" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? لم يكن مسن ا a. ل ست مسن ا b. هو مسن c. إنه مسن d. ليس مسن ا e. cümlesinin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden ل " ست طالبا في الجامعة " 3. hangisidir? a. Ben üniversitede okuyorum. b. Ben üniversitedeyim. c. Ben üniversitede değildim. d. Ben üniversitede öğrenci değilim. e. Ben üniversitede değilim. 4. "Hasan&#;a, babasının hasta olduğunu söylemeyi unutma!" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? ما تنسى أن تخبر حسنا أن أباه مريض a. تنس أن تخبر حسنا أن أباه مريض b. لا تنس أن تخبر حسنا أن أباه مريض. c لم 49

56 حسنا أن أباه مريض. d لن تنسى أن تخبر تنس أن تخبر حسنا أن أباه مريض e. لما 5. Aşağıdakilerden hangi لا cinsini nefyedendir? لا أكل محمد ولا شرب a. لا تلعب في الشمس b. لا جبان كريما c. لا طالب في الصف.d جاء علي لا أخوه e. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Yanıtınız doğru değilse, İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk konusunu yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse, İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk konusunu yeniden okuyunuz. 3. d Yanıtınız doğru değilse, İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk konusunu yeniden okuyunuz. 4. b Yanıtınız doğru değilse, İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk konusunu yeniden okuyunuz. 5. d Yanıtınız doğru değilse, İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Sıra Sizde 2 Sıra Sizde 3 ينفعان ينفعون لا ينف ع لا لا تنفعان ينفعن لا تنفع لا لا تنفعان تنفعون لا تنفع لا لا تنفعان تنفعن لا تنفعين لا لا لا ننفع - لا تن تظرا لا تنتظروا لا تنتظرا لا تنتظرن لا أنفع لا تنتظر لا تنتظري 50 لن ي ذبحا لن يذ بح وا لن ت بح ذ لن ي ذبح لن تذ ب ح ا لن يذ ن بح

57 ي بح ن بح لن تذ ب ح لن تذ بح ا لن تذ بح وا لن تذ لن تذ بح ا لن تذ ب ح لن أذ - لن نذ ب ح Sıra Sizde 4 لم يقف - لم يقفا - لم يقفوا - لم يقفن - لم تقفوا - لم تقفن تقفا - لم تقفا - لم - لم تقفا لم تقف لم تقف لم تقفي لم أقف - لم نقف Sıra Sizde 5 جاهلا جاهلين ل يس ليسا جاهلين ليسوا جاهلات ليست جاهلة ليستا جاهلتين لسن جاهلا جاهلين لست لستما جاهلين لستم جاهلات لست جاهلة لستما ج اهلتين لستن جاهلا جاهلين لست لسنا Yararlanılan Kaynaklar el-galâyînî, M. (). Câmi u d-durûsi l-arabiyye, Beyrut. Sezer, İsmail Hakkı ve diğerleri (). Anlatımlı Arapça, Konya. Abdürrahim, F. (). Durûsu l-lugati l-arabiyye li-gayri n-nâtikîne bihâ, Medine. Güler İ., Günday, H. - Şahin, Ş., (). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 51

58 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; İstisnâ kavramını tanıyacak, İstisnânın temel ögelerini tespit edebilecek, İstisnâ edatlarını tanıyacak, İstisnâ edatlarını birbirinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar İstisnâ Müstesnâ Müstesnâ minh İllâ Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Metin içerisinde geçen manasını bilmediğiniz kelimeler için bir Arapça- Türkçe sözlüğe başvurunuz. Mehmet Maksudoğlu nun Arapça Dilbilgisi adlı kitabından Müstesnâ konusunu okuyunuz. 52

59 İstisnâ الاستثناء GİRİŞ İstisnâ lafzı sözlükte benzerlerinin dışında olma, benzerlerinin dışında bırakma, kâide dışında bırakma gibi anlamlara gelmektedir. Bir dilbigisi terimi olan istisnâ ise Arapçanın temel konularından birisidir. Arapça bir cümlede, bir hüküm verildikten sonra bazen o hükümden birtakım hususlar hariç tutulur. Bu da verilen hükmün peşinden uygun bir edat kullanılmasıyla الطلاب meydana gelmektedir. Meselâ Öğrenciler geldiler. dendiğinde جاء cümle bitmiş ve öğrencilerin geldiği hükmü verilmiştir. Ancak bu cümlenin peşinden bir istisnâ edatı getirerek جاء الطلاب إلا حسنا Hasan hariç öğrenciler geldiler. dendiğinde ise Hasan, bu gelme hükmünden hariç tutulmuştur. Burada istisnâ edatı olarak إلا kullanılmıştır. Türkçe dilbilgisinde ise istisnâ ya da istisnâ edatları şeklinde ayrı bir bölüm yoktur. İstisnâda kullanılan edatların bir kısmı çekim, bir kısmı da bağlama edatları içerisinde ele alınır. Türkçede kullanılan başlıca istisnâ edatları şunlardır: Ama, ancak, -den başka, fakat, hariç, müstesnâ, yalnız. Bunlar cümlede zarf tümleci görevini alırlar. Örnekler: ذ( هب الطلاب إلا حسينا ( gittiler. Hüseyin&#;den başka bütün öğrenciler ) عاد الرجال إلا خيلهم ( dönmedi. Adamlar döndü, ancak atları ) ما جاء إلا خالد ( geldi. Yalnız Halit Yukarıdaki cümlelerde geçen istisnâ edatlarının kullanımlarına bakıldığında Arapçadan farklı olduğu görülür. Çünkü Arapçada genellikle önce bir hüküm verilir, peşinden de bir istisnâ edatı getirilerek, bazı şeyler önceki hükmün kapsamından çıkarılır. Türkçede ise Yalnız Halit geldi örneğinde görüldüğü üzere bazen, istisnâ edatı cümle başında da gelebilmektedir. Türkçede kullanılan istisnâ edatlarıyla ilgili geniş bilgi için Necmettin Hacıeminoğlu na ait Türk Dilinde Edatlar isimli kitaba bakabilirsiniz. İstisnâ edatlarıyla ilgili Arapça ve Türkçe karşılaştırma için internet adresinden Hasan Z. Yonis e ait Arapça ve Türkçede İstisnâ Edatları Karşıtsal Çözümleme adlı yüksek lisans tezine başvurabilirsiniz. 53

60 OKUMA PARÇASI ال مكتبات في ال عصر الا سلامي نشا ة مرتفعة الطباعة غالية الثمن لا يقتنيها إلا الا غنياء لا نها كانت مخطوطات كانت ال كتب قبل اختراع التكاليف ولذلك قام ال أبوا ا ال مكتبات يجمعون فيها الكتب ويفتحون با نشاء من محبي العلم قادرون والجامعات في الوقت والبحث. للراغبين في القراءة وكانت هذه ال مكتبات تو دي ما تو ديه معاهد ال علم الحاضر. ال مسلمون با بنية ال مكتبات العامة التي كانت تعد لاستقبال الجماهير مزودا. وكان البناء وقد اهتم بحجرات متعددة تربط بينها أروقة واسعة وكانت الرفوف تثبت بجوار الكتب. وكانت لتوضع فيها الجدران لحلقات الدراسة. للن سخ وأخرى هناك أروقة منظمة تتناول عناوين الكتب وأسماء المو لفين لمكتبة. وقد كانت ال مكتبات فهارس وكانت لهذه. لمكتبة "الحكم " في الا ند لس فهارس دقيقة ومنظمة وكذلك كان "دار الحكمة " في القاهرة فهرس كبير للساكنين في القاهرة فقط وأحيانا القاهرة لا تعير كتبا إلا وكانت استعارة الكتب مباحة. فكانت مكتبة من دفع الضمان أو التا مين الاستعارة. وكانت يطلب من المستعير أن يدفع ضمانا ولكن يعفى العلماء الخارجية محددة بوقت معين لا يزيد عن شهرين.. فقد اهتم الا سلام هو خالد بن يزيد سنة خمس وثم انين هجرية با خراج وأول من عرفت له مكتبة في بنقل ال يونان وأمرهم فلاسفة من والكيمياء فقد أحضر جماعة القدماء وترجمت له كتب الطب كتب الكتب إلى العربية. الحكمة الا سلامي فقدكان مركزا ويعتبر "بيت " الذي أنشا ه هارون الرشيد أول مكتبة عامة في العالم للبحث والدرس ويلجا إليه الطلاب. ويعتبر عصر الخليفة ال ما مون أزهى عصور يجتمع فيه العلماء علميا المترجمين بترجمتها. من كتب اليونان والفرس والهند وكلف "بيت الحكمة " حيث نقل إليها عددا كبيرا المكتبات المشهورة "دار الحكمة " التي أنشي ت في آخر القرن الرابع الهجري بالقاهرة وقد حملت ومن من خزاي يحضر يحضر للقراءة ومنهم من فمنهم من بدخولها لعامة الشعب إليها الكتب ن القصور وسمح للن سخ ومنهم من يحضر للدرس تشتمل على البناء المخصص لهذه المكتبة عظيما جدا إذ كانت. وكان الواحدة نحو الكتب الن ادرة وكان أربعين خز انة تسع كتاب وكانت الرفوف مفتوحة سوى بعض القارئ يتناول الكتاب بنفسه. 10 ص ( للعلم ومركزا للبحث. للعقل ومكانا : غذاء 54 ) بتصرف من : هكذاكانت نظرة الا سلام والمسلمين للمكتبة العربية للناشي ين ج Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. 1. كيفكان ثمن الكتب قبل اختراع الطباعة ولماذا القادرون أبواب المكتبات لمن كان يفتح. 2

61 ال مكتبات.3 هل اهتم ال مسلمون با بنية المكتبات.4 كيفكان بناء.5 ماذاكانت فهارس المكتبات تتناول القاهرة الكتب لمن تعير مكتبة أ كان العلماء يدفعون الضمان حينما استعاروا الكتب.8 بم اهت م خالد بن يزيد 9. من أنشا أول مكتبة عامة في العالم الا سلامي متى أنشي ت مكتبة "دار الحكمة" وأين 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. اعتنى نقلت مجهز يعد ترجمة مرتبة ابتكار يمتلك تحتوي المقيمون ( ) كانت ال كتب قبل اختراع الطباعة غالية الثمن كان لا يقتني الكتب إلا الا غنياء. با بنية ال مكتبات العامة. ال مسلمون.3 ق د اهتم كان البناء مزودا بحجرات متعددة. ال مكتبات فهارس منظمة. كانت لهذه للساكنين في القاهرة فقط. القاهرة لا تعيركتبا إلا مكتبة نقل الكتب إلى العربية. 7. أمرهم ب الخليفة ال ما مون أزهى عصور "بيت الحكمة.".8 يعتبر عصر.9 قد حملت الكتب من خزاي ن القصور إلى دار الحكمة الحكمة خزانة كانت دار تشتمل على أربعين 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. منع خاصة رخيص ضيقة كارهون يقل العاجزون ممنوعة مغلقة المعرضون ( ) تنخفض كان ثمن ال كتب قبل اختر اع الطباعة غالي ا جدا. أسعار الكتب في الا يام الا خيرة. با نشاء ال مكتبات. محبي العلم من ترتفع قام القادرون كان مح بو العلم ينشو ون المكتبات

62 والبحث. المكتبات القراءة.5 يفتحون أبواب لل راغبين في.6 كانت الرفوف مفتوحة سوى بعض الكتب الن ادرة بيت الحكمة أول مكتبة عامة في العالم الا سلامي. مكتبة دار الحك مة مباحة. في.8 تربط بين أروقة الحجرات واسعة. كانت استعارة الكتب كانت الاستعارة الخارجية محددة يزيد عن بوقت معين لا شهرين Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. فهرس كبير. رخيص جدا ثمن هذا الكتاب المكتبةكان مز بحجرات متعددة بناء ودا كان لمكتبة "دار الحكمة " في القاهرة.3 للبحث المكتبة غذاء للعقل ومكان للعلم ومركز كانت دار الحكمة تشتمل على أربعين خزانة كان القارئ يتناول الكت اب بنفسه. كان الشعب يدخلون المكتبات هكذاكانت نظرة الا سلام والمسلمين للمكتبة. كبيرا من كتب اليونان والفرس والهند. والبحث يحضرون المكتبات. نقل إلي بيت الحكمة عددا كان الراغب ون في القراءة 5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. 56 الحاضر. كان الا غنياء يقتن ون الكتب. تكاليف ال كتب كانت م رتفعة. والجامعات في الوقت.3 كانت ال مكتبات تشبه معاهد ال علم لحلقات الدراسة. للن سخ وأخرى كانت هناك أروقة الكتب وأسماء المو لفين. الرفوف تثبت بجوار الجدران. ال مكتبات كانت تتناول عناوين كانت فهارس.6 من خزاي ن الق صور إلى دار الحكمة حملت الكتب لاستقبال. الجماهير كانت المكتبة تعد.8

63 القدماء. إلى بغداد اهتم خالد بن يزيد با خراج كتب فلاسفة ال يونان قد أحضر جماعة من 6. Aşağıdaki cümleleri, içerisinde geçen eş sesli kelimelere dikkat ederek, Türkçeye çeviriniz.. العامة العامة في بلادناكثير من الحداي ق هذه القصص السهلة يعجب ا البحث عن الحقيبة المفقودة. تعب الساي ح من والبحث. تفتح ال مكتبات أبوا ا للراغبين في القراءة دقيقة ومنظمة.. دقيقة كانت لهذه المكتبات فهارس عشرين انتظرتك في الحديقة 7. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun bir harfi cerle doldurunuz. 57 قراءة القرآن الكريم صالات الاستقبال. يهتم المسلمون كانت قصور الخللفاء مزودة.3 بعض الناس با مرون الناسالبر وينسون أنفسهم. الكهوف والجبال إذا نزل المطر لجا الناس كلف عثمان بن عفان أربعة من الا صحاب نسخ القرآن الكريم. سن تي فليس مني. قام الطلاب قال النبي (ص) واجبا م على أكمل وجه. رغب النكاح سن تي فمن القراءة والبحث. القراءات ال قرآنية المتواترة جميع ازداد عدد الطلاب الذين يرغبون هذا التفسير يشتمل المخطوطات أماكن صحية وسليمة نقل الموظفون 8. Aşağıdaki cümlelerde, إلا edatından sonra boş bırakılan yerleri örnekte olduğu gibi, uygun bir kelimeyle doldurunuz. مكتبات إستانبول إلا مكت بة. زرت اشتريت كتب المو لف إلا رأيت الا صدقاء إلا كتبت الرساي ل إلا

64 .4 فتحت العلب إلا قرأت صحف اليوم إلا DİL BİLGİSİ İSTİSNÂ vb. bir edattan sonra gelen ismi, öncesinde geçen ifadenin hükmünden إلا hariç tutmaya istisnâ denir. Meselâ حضر الطلاب Öğrenciler geldiler, şeklinde bir hüküm verilmiş olsun. Bu hükümden herhangi bir öğrenciyi hariç tutmak istediğimizde istisnâ edatlarından birini ve peşinden de hariç tutulacak kişinin ismini söyleriz. حضر الطلاب إلا عليا Ali hariç öğrenciler geldiler, dediğimizde Ali&#;yi gelme hükmünün dışında tutmuş oluruz. İstisnânın Temel Ögeleri İstisnâ, üç temel ögeden oluşmaktadır. Bunlar müstesnâ minh, istisnâ edatı ve müstesnâdır. Müstesnâ minh : İstisnâ edatından önce gelen isimdir. Bazen zikredilmeyebilir. İstisnâ edatı : Kullanılan edattır. Müstesnâ : İstisnâ edatından sonra gelen isimdir. المسافرون إلا خالدا. gittiler. Halit hariç yolcular سافر Bu cümlede müstesnâ minh المسافرون lafzı, istisnâ edatı إلا ve müstesnâ da kelimesidir. خالدا İstisnâ Edatları Başlıca istisnâ edatları üç kısımda ele alınmaktadır:. إلا : kısım Birinci. سوى ve غير : kısım İkinci Üçüncü kısım : عدا, خلا, ve حاشا dır. إلا.1 En yaygın kullanılan istisnâ edatı إلا dır. Bu edattan sonra gelen kelimenin (müstesnânın) i râbı cümlenin durumuna göre değişir. Burada cümle; 1. ya olumlu, 2. ya olumsuz, 3. ya da olumsuz olup müstesnâ minhi zikredilmemiş bir durumda gelir. 58

65 1. Olumlu Cümle Olumlu cümleden maksat, ifadenin başında soru, nehiy (yasaklama) veya olumsuzluk edatlarından herhangi birisinin bulunmaması demektir. Bu tür cümlelerde إلا dan sonraki kelime dâima mansûb olarak gelir: ذهب الا صدقاء إلا محمودا. Mahmut hariç arkadaşlar gittiler. iledir. (ي ( yâ dan sonraki kelime müsennâ ya da çoğul ise nasb hâli إلا ال موظفون إلا موظفين. رجع İkisi dışında memurlar döndüler. döndüler. Öğretmenler hariç memurlar رجع ال موظفون إلا معلمين. ) موظفين ( müstesnâ Yukarıdaki iki cümleden birincisinde ikil, sonrakinde ise gelmiştir. çoğul olarak (معلمين ( 2. Olumsuz cümle Olumsuz cümleden maksat ise, ifadenin başında nefiy (olumsuzluk), nehiy (yasaklama) veya soru edatlarından herhangi birisinin bulunması demektir. Bu tür cümlelerde إلا dan sonraki kelimenin i râbında iki yol izlenir. Ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i râbı alır. Mansûb oluşu: gitmedi. Sait dışında öğrenci ما ذهب الطلاب إلا سعيدا. Müstesnâ minhin i râbına uyması: gitmedi. Sait dışında öğrenci ما ذهب الطلاب إلا سعيد. Bu cümlede müstesnâ minh olan الطلاب lafzı merfû olduğu için, müstesnâ olan سعيد lafzı da ona uyarak ref ile gelmiştir. Müstesnâ minh mansûb ise her iki yola göre de müstesnâ mansûb olur: görmedim. Hasan dışında öğrencileri ما رأيت الطلاب إلا حسنا. Müstesnâ minh mecrûr ise müstesnâ ya mansûb ya da müstesnâ minhe uyarak mecrûr gelir: uğramadım. Hasan dışında arkadaşlara ما م ررت بالا صدقاء إلا حسنا. uğramadım. Hasan dışında arkadaşlara ما مررت بالا صدقاء إلا حسن. 3. Müstesnâ Minhin Zikredilmediği Olumsuz Cümle Bu durumda müstesnânın i râbı verilirken sanki istisnâ edatı yokmuş gibi hareket edilir. Müstesnâ, cümlenin hangi ögesiyse ona göre i râbını alır. Bu tür cümleler dâima olumsuzdurlar. Bu tür istisnâya müferrağ istisnâ denir. 59

66 Merfû oluşu: geldi. Sadece Fatih ما جاء إلا فاتح. Bu cümlede فات ح kelimesi, جاء fiilinin fâili olduğu için merfû olarak ötre ile harekelenmiştir. Mansûb oluşu: gördüm. Sadece Fatih i ما رأيت إلا فاتحا. Burada ise فاتحا kelimesi, رأي fiilinin mef ûlü olduğu için mansûb olarak üstün ile harekelenmiştir. Mecrûr oluşu: verdim. Sadece Fatih e selam ما سلمت إلا على فاتح. Bu cümlede ise فاتح kelimesi, س لم fiilinin mef ûlü olup başında da harfi cer bulunduğu için mecrûr olarak esre ile harekelenmiştir. Müstesnâ minhin zikredilmediği ما جاء إلا فاتح Sadece Fatih geldi, vb. cümlelerde umumi manalı أحد vb. gizli bir lafız müstesnâ minh olarak takdir edilir. Bu cümle de ما جاء أحد إلا فاتح Fatih dışında kimse gelmedi, takdirindedir. Müstesnâ minh ya birden fazla olmalı, ya umûmî manalı bir kelime veya kısımları bulunan müfred bir lafız olmalıdır. geldiler. Cemil dışında öğretmenler حضر ال مدرسون إلا جميلا. görmedim. Kardeşinden başka hiç kimseyi ما رأيت أحدا إلا أخاك. أخيرة. okudum. Son sayfası hariç kitabı قرأت الكتاب إلا صفحة Yukarıdaki üç örnekte geçen müstesnâ minhlerden birincisi çoğul, ikincisi umûmî manalı ve üçüncüsü de kısımları olan müfred bir lafızdır. Umûmî manalı kelimeden maksat nefiy, nehiy veya soru edatından sonra gelen nekra lafızdır. Şu örneklerde olduğu gibi: gitmedi.(nefiy) Hiç kimse ما ذهب أحد. dövme.(nehiy) Hiç kimseyi لا تضرب أحدا. mü?(soru) Kimseyi gördün هل رأيت أحدا Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları Türkçe tercümelerine uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. gitti. Bir işçi hariç işçiler tarlaya ذهب العمال إلى الحقل إلا korkmaz. Mü min Allah tan başkasından لا يخاف المو من إلا uyumadı. Süleyman dışında çocuklar ما نام الا طفال إلا okudu. Sadece Muhammet لم يقرأ إلا yedim. Sadece hurma ما أكلت إلا 60

67 سوى - غير 2. Yukarıda إلا istisnâ edatından sonra gelen müstesnâ için zikredilen kuralların tamamı, bu iki edat için de geçerlidir. Bu iki edat إلا dan sonra gelen müstesnânın i râbını alır. Yani إلا dan sonraki müstesnâ, mansûb ise غير da غير mansûb, merfû ise merfû ve mecrûr ise mecrûr olarak gelir. Ancak kelimesi her üç harekeyi de aldığı için onda bütün i râb durumları açıkça görülürken, سوى da ise bu üç hareke de ortaya çıkmaz. Çünkü سوى nın sonunda elif-i maksûre vardır ve sonu hareke yönünden değişmez. Bu iki edattan sonra gelen müstesnâlar, muzafûn ileyh olarak dâima mecrûr gelirler. 1. Olumlu Cümle محمود. ذهب الا صدقاء غير Mahmut hariç arkadaşlar gittiler. Bu cümle إلا dan bahsederken geçmiş ve müstesnâ إلا محمودا şeklinde gelmişti. Burada غير ile kurulan istisnâda ise إلا dan sonraki müstesnânın i râbı (harekesi) غير ya verilmiş ve müstesnâ olan محمود kelimesi de mecrûr olarak gelmişir. Bu tür cümlelerde, örnekte de görüldüğü gibi, غير edatı mansûb olarak gelir. 2. Olumsuz Cümle Bu tür cümlelerde de إلا da olduğu gibi غ ير ve سوى edatlarının i râbında iki yol izlenir. Edat ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i râbı alır. Mansûb oluşu: gitmedi. Sait dışında öğrenci ما ذهب الطلاب غير سعيد. Müstesnâ minhin i râbına uyması: gitmedi. Sait dışında öğrenci ما ذهب الطلاب غير سعيد. Bu cümlede müstesnâ minh olan الطلاب lafzı merfû olduğu için, istisnâ edatı olan غير da ona uygun olarak ref ile gelmiş, ötre ile harekelenmiştir. Müstesnâ minh mansûb ise her iki yola göre de غير ve سوى edatları mansûb olur: görmedim. Hasan dışında öğrencileri ما رأيت غير الطلاب حسن. Müstesnâ minh mecrûr ise غير ve سوى ya mansûb olur ya da müstesnâ minhe uyarak mecrûr gelir: uğramadım. Hasan dışında arkadaşlara ما مررت بالا صدقاء غير حسن. uğramadım. Hasan dışında arkadaşlara ما مررت بالا صدقاء غير حسن. 3. Müstesnâ Minhin Zikredilmediği Olumsuz Cümle Burada da إلا da olduğu gibi, غير ve سوى nın i râbı verilirken bunlar cümlenin bir ögesi olarak kabul edilir ve buna göre i râb alırlar. 61

68 Merfû oluşu: geldi. Sadece Fatih ما جاء غير فاتح. Bu cümlede غير edatı cümlenin fâili olduğu için merfû olarak ötre ile harekelenmiştir. Mansûb oluşu: gördüm. Sadece Fatih i ما رأيت غير فاتح. Burada ise غير edatı رأي fiilinin mef ûlü olduğu için mansûb olarak üstün ile harekelenmiştir. Mecrûr oluşu: verdim. Sadece Fatih e selam ما سلمت على غير فاتح. Bu cümlede ise غير edatı, س لم fiilinin mef ûlü olup başında da harfi cer bulunduğu için mecrûr olarak esre ile harekelenmiştir. olurlar. edatları nekra bir ismin peşinden geldiklerinde onun sıfatı سوى ve غير Bu durumda istisnâ edatı olmaktan çıkarlar ve sıfat oldukları kelimenin i râbını alırlar. geldi. Alim olmayan bir adam جاء رجل غير عالم. 46) Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. (Hud sûresi 11 / إنه عمل غير صالح بواد غير ذي زرع kimini, Rabbimiz! Ben çocuklarımdan ربنا إني أسكنت من ذريتي ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. (İbrahim sûresi 14 / 37) Yukarıdaki üç örnekte geçen غير edatı; birincide fâil olan رجل lafzının, ikincide inne nin haberi olan عمل kelimesinin sıfatı olarak ötre almış, üçüncüde ise mecrûr olan وا د kelimesinin sıfatı olarak esre almıştır. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları harekeli bir şekilde غير edatı ile doldurunuz. döndü. Bir hacı dışında hacılar عاد الحجاج حاج. يا ت الط لاب محمود. gelmedi. Mahmut hariç öğrenciler لم söylemez. Müslüman hakkatten başkasını لا يقول المسلم الحق. geldi. Sadece Zeynep ما وصلت زينب. gördüm. Sadece Selim i ما رأيت سليم. inanmadı. Ahmet ten başka hiç kimse bana لم يصد قني أحد أحمد. حاشا - عدا - خلا 3. Bu üç edat iki şekilde kullanılır: 1. Harfi cer olurlar. 2. Fiil olurlar. 62

69 1. Harfi Cer Oluşları Harfi cer olduklarında müstesnâları mecrûr olur. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء ال طلاب خلا حسين. الطلاب عدا حسين. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء الطلاب حاشا حسين. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء 2. Fiil Oluşları Fiil olduklarında ise müstesnâları mef ûlün bih olarak mansûb olur. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء خلا الطلاب حسينا. الطلاب عدا حسينا. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء الطلاب حاشا حسينا. geldiler. Hüseyin dışında öğrenciler جاء Bu üç edattan خلا ve عدا nın başına mastar ما sı gelince de sadece fiil olurlar. حاشا nın başına ise bu ما asla gelmez. döndüler. Biri hariç yolcular عاد المسافرون ما خلا واحدا. واحدا. döndüler. Biri hariç yolcular عاد المسافرون ما عدا Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları harekeli bir şekilde Türkçe tercümelerine uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. geldi. Bir doktor hariç doktorlar حضرت الطبيبات عدا durdu. Bir taksi hariç taksiler وقفت السيارات خلا كتب عمر دروسه حاشا Ömer, Arapça hariç derslerini yazdı. خرج السياح ما خلا Bir turist dışında turistler çıktı. geldiler. Törene birisi dışında komşular وصل الجيران إلى الحفل ما عدا İstisnâda muttasıl, munkatı ve müferrağ şeklinde üçlü bir taksim de yapılmaktadır. Muttasıl istisnâ: Müstesnâ minh ile müstesnâ aynı cinsten ise bu tür istisnâya muttasıl istisnâ denir. gördüm. Hüseyin hariç öğrencileri رأيت إلا الطلاب حسينا. Munktı istisnâ: Müstesnâ minh ile müstesnâ aynı cinsten değilse bu tür istisnâya munkatı istisnâ denir. 63

70 girdiler. Köpekleri hariç misafirler salona دخل الضيوف القاعة إلا كلابهم. Müferrağ istisnâ: Müstesnâ minhin cümlede zikredilmediği istisnâya ise müferrağ istisnâ denir. geldi. Sadece Halit ما حضر إلا خالد. İstisnâ edatlarıyla ilgili daha ayrıntılı örnekler için İsmail Güler, Hüseyin Günday ve Şener Şahin in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) isimli kitabına bakınız. İstisnâ edatlarıyla ilgili olarak ayrıca ve adreslerine başvurabilirsiniz. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde geçen müstesnâ minh ve müstesnâları tespit ediniz. 64 الموظفون إلى ال مطعم إلا موظفا ذهب قميصا. لبس الرجل القمصان الجديدة إلا ما دخل المكتبة إلا مدرس. ال قرآن الكريم إلا سورة حفظت سور.5 لا يفوز إلا المجتهد ما تصدقت إلا على فقير. صديقي مكتبات إستانبول غير مكتبة زار تسلم ال موظفون رواتبهم عدا موظف واحدا قابلت المدراء ما خلا مديرا الحافلة ما عدا مسافرا. المسافرون إلى توجه 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen müstesnâların sonunu harekeleyiniz. التاريخية إلا ساي حة. الساي حات الا ثار زارت.1 مكتبة. المكتبات إلا الا ساتذة.2 زار طبيبة. الطبيبات من المستشفى إلا.3 لم تخرج تشترك ال مدرسات في المحاضرة إلا مدرسة لم مكتبة. المكتبات إلا.5 لم يدخل الطلاب زاي رة. المسجد إلا.6 لم ت دخل

71 .7 لا يقول العالم عداكلمة الحق. الطالبات ما خلا طالبة. نجحت.8 مساجد إستانبول غير مسجد زرت سفينة. ال ميناء حاشا وصلت السفن إلى 3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içerisindeki kelimelerden uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. (أبو بكر أبا بكر أبي بكر ( وجبة (وجبة ( وجبة (قصة قصة قصة ( قصة ( متحف ( (قصة واحدة (زاي ر زاي رة زاي ر ( متحفا ف المغرب ( (متح (المغرب (القاهرة القاهرة القاهرة ( (باب بابا ب با ( وزير ( (وزير وزيرا قتل الخلفاء الراشدون إلا ما تناول ت أمس إلا قر أت القصص إلا القصص إلا ما قري ت ما اتصلت بالزاي رين إلا متاحف تركيا غير زرت سافرت إلى البلاد العربية عدا زرت عواصم البلاد العربية ما خلا سوى الكتاب.9 قرأت أبواب ري يس الوزراء غير استقبل الوزراء 4. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. تاجر طاي رة مح شجرة ( ) مطعم ذا الا دب ضيف سن تمرين نافذة باب 65 التمرينات سوى الطالب.1 حل.2 دخلت مطاعم صامسون إلا الحديقة غير أثمرت الا شجار في.3 رجع الضيوف إلى بلادهم عدا البيت ما خلا فتحت ا لن وافذ في.6 أغلقت الا بواب حاشا المواصلات سوى ركبت وساي ل ربح التجار أمس إلا ما صادقت إلا ما جاءني الا صدقاء ما عدا

72 لاإ ( 5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uygun bir müstesnâ minh ile doldurunuz. المساي ل الرساي ل الحجرات الا طفال الا ثار التاريخية ( ) الا صدقاء الكتب الطلاب شاهدت في أدرنة إلا مسجدا صغير ا. غير علي. الجديدة إلا كتابا. لم يزرني اشتريت سوى طالب في شاطي البحر إلا طفلا صغيرا. ما قام مشى قرأت ما عدا رسالة المصابيح إلا حجرة النوم. أضاءت فهمت ما خلا مسا لة معقدة Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen edatı kullanarak, istisnâ üslûbuna çeviriniz. دخل الطلاب قاعة الامتحان ولم يدخل طالب. ( دخل الطلاب قاعة الامتحان إلا طالب ا. المثال : زرت الا ساتذة في الكلية ولم ازر أستاذا. (غير) أرسلت الكتب إلى بلدي واحتفظت بكتاب الحديث. (عدا ( مراسل (حاشا ( الصحفيون المحاضرة ولم يترك ترك كوت المرأة الث ياب ولم تكو ثوبا. (سوى ( 5. نظف العمال الش وارع ولم ينظفوا شارعا. (خلا ) أخيرا. (إلا ) التدريبات ولم تكتب تدريبا كتبت الطالبة.6 حضر الجيران حفل الزواج ولم يحضر جار. (ما عدا (.7 الوزراء في المو تمر ولم أر وزيرا. (ما خلا (.8 رأيت 7. Parantez içinde verilen kelimelerin tamamını kullanarak istisnâ üslûbunda cümleler kurunuz. (المهندس سيارة أصلح إلا السيارات (.1 (الا صدقاء ذهب الكلية إلى صديق غير (.2 نضجت البرتقال (.3 (الفواكه إلا.4 (القطارات المحطة غادرت قطار سوى ( 66

73 لاإ ( لاإ ( لاإ (.5 (حضرت جارة الما دبة الجا رات عدا (.6 (فتحت نافذة خلا الن وافذ (.7 (زهرة تفتحت إلا الا زهار في الحديقة ( (المباريات شاهدت مباراة غير (.8 8. Aşağıdaki soruları örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen edatları kullanarak istisnâ üslûbuyla cevaplayınız. - المثال : هل زرت ال مساجد ( (غير) (سوى ( ( هل تسلم الخريجون شهادا م هل شارك المهندسون في البناء (عدا ( (ما خلا ( قصص الا نبياء مسجدا. ال مساجد إلا نعم زرت نعم نعم نعم نعم نعم نعم (ما عدا ( هل بكى الا طفال هل قرات.5 هل ذهب إخوتك إلى الجامعة منطقة مرمرة (غير).6 هل زرت مدن ( هل جرى اللاعبون في الملعب نعم نعم هل طوت المرأة ال قمصان Aşağıdaki cümlelerde kullanılan istisnâ edatlarını إلا ile değiştiriniz ve varsa gerekli düzeltmeleri yapınız. سورة. تلوت القرآن الكريم سوى خرج السجناء من السجن غير سجين. المدرسين عدا مدرسين. المدير.3 كافا.4 فحص الطبيب المرضى ما عدا مريضا. قصيدة. القصاي د سوى.5 ق رأت 6. إن االله يغفر الذنوب خلا الشرك واصل الرياضيون السباق سوى رياضي لا يوجد في الفصل غير طالب. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen müstesnâ ve müstesnâ minhleri tespit ediniz. 67 إلا أنفسهم (البقرة ( وما يخدعون وما يضل به إلا ال فاسقين (البقرة (

74 (البقرة (34 (البقرة ( إبليس إلا قليلا منهم فسجدوا إلا تولوا فشربوا من ه إلا قليلا منهم (البقرة ( (البقرة ( االله (آل عمران 7) الا ل باب.6 وما يذكر إلا أولوا.7 وما يعلم تا ويله إلا لا يا كله إلا الخاطي ون (الحاقة (37 ما فعلوه إلا قليل منهم (النساء ( ولا تقولوا على الله إلا الحق (النساء ( Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz. Allah ın rızasını ancak samimi kullar elde edebilir." بمرضات االله الصالحون. العباد لا يحظى إلا نعمة االله إلا العباد المخلصون. لا يحظى ب بمرضات االله إلا العباد الم خلصون. لا يحظى الم خلصين. بمرضات االله إلا العباد حظي العباد لم يحظ بم ن اس رضات االله إلا ال العابدون..A.B.C.D.E Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. الطالبات في الامتحان النهاي ي إلا طالبة. نجحت A. Biri hariç (kız) öğrenciler final sınavında başarılı oldular. B. Bir öğrenci hariç (kız) öğrenciler final sınavında başarılı olurlar. C. Biri hariç (kız) öğrenciler ara sınavda başarılı oldular. D. (Kız) öğrenciler final sınavında başarılı oldular, ancak ikisi hariç. E. Biri dışında (kız) öğrenciler final sınavında başarılı olamadılar. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Biri dışında bakanlar kongreye geldiler. 2. İkisi dışında kuşlar kafesten kaçtı. 3. Biri hariç yolcular otobüsten indiler. 4. Öğrenci biri dışında soruları cevapladı. 5. Biri hariç çocuklar sofraya oturdular. 68

75 ج( ج( ج( ج( ج( ج( 6. Ahmet sadece öğretmene selam verdi. 7. İmam dışında insanlar camiden çıktılar. 8. Sadece çay içtim. 9. Sadece çalışan kazanır. Sadece bir öğrenci gitti. Kelimeler ve Deyimler 69 اتصل يتصل اتصالا ب : etti Telefon الا ثار التريخية : eserler Tarihi اخترع يخترع - اختراعا : buldu İcat etti, - إزهارا : çiçeklendi (Bitki vb.) çiçek açtı, Kapsadı, ihtiva etti : أزهر يزهر أزهى : görkemli En parlak, en استعار يستعير - استعارة : aldı Ödünç اشتمالا على - إضاءة : Aydınlattı اشتمل يشتمل أضاء يضيي اعتبر يعتبر - اعتبارا : etti Saydı, kabul etti, itibar أعد يعد - إعدادا : Hazırladı أعار يعير - إعار ة : verdi Ödünç - اقتناء : oldu Edindi, sahip تدريبات : Alıştırma تكاليف : Masraf ( يقتني تمرينات تمارين : Alıştırma ( توجها إلى : Yöneldi Yüz çevirdi, dost edindi, (bir görevi) üstlendi : ( اقتنى تدريب تكليف تمرين توجه يتوجه تولى يتولى - توليا أثمان : Fiyat ثمن ( حديقة عامة : Park خريج ( خريجون : Mezun خزانات خزاي ن : Kütüphane ( خزانة يدفع - دفعا : Ödedi دفع ري يس ال وزراء : Başbakan

76

77 ج( ج( ج( ج( ج( مراسلون : Muhabir معارض : Fuar ( ( مراسل معرض معقدة : zor Karmaşık, çetrefilli, معاهد : Enstitü معهد ( مفقود : yitik Kayıp, مكتبات : sıra Kütüphane, kitabevi, مكتبة ( منطقة مرمرة : Bölgesi Marmara المواني : Liman الميناء ( نسخ ينسخ - نسخا : aldı Nüshasını çıkardı, kopyasını Özet İstisnâ kavramını tanıyabilmek. vb. bir edattan sonra gelen ismi, öncesinde geçen ifadenin hükmünden إلا hariç tutmaya istisnâ denir. Meselâ عاد الا طفال إلا حسنا Hasan dışında çocuklar döndü, dediğimizde Hasan ı dönme hükmünün dışında tutmuş oluruz. İstisnânın temel ögelerini tespit edebilmek. İstisnâ, üç temel ögeden oluşmaktadır. Bunlar müstesnâ minh, istisnâ edatı ve müstesnâdır. uyudu. Halit hariç çocuklar نام الا طفال إلا خالدا. Bu cümlede الا طفال lafzı müstesnâ minh, إلا istisnâ edatı ve خالدا kelimesi de müstesnâdır. İstisnâ edatlarını tanımak. Başlıca istisnâ edatları şunlardı: عدا, خلا, سوى, غير, إلا, ve حاشا dır. İstisnâ edatlarını birbirinden ayırt edebilmek. Yukarıda zikredilen istisnâ edatları kullanım açısından üç gruba حاشا - عدا - خلا ve üçüncüsü de سوى - غير ikincisi إلا ayrılmaktadır: Birinicisi dır. Her bir gruba göre müstesnânın durumu değişmektedir. إلا.1 Bu edattan sonra gelen kelimenin i râbı cümlenin durumuna göre değişir. Burada cümle; ya olumlu, ya olumsuz ya da olumsuz olup müstesnâ minhi zikredilmemiş bir durumda gelir. 1. Olumlu cümle Bu tür cümlelerde إلا dan sonraki kelime dâima mansûb olarak gelir: ال مسافرون إلا حسنا. حضر Hasan hariç yolcular geldi. 71

78 2. Olumsuz cümle Bu tür cümlelerde ise müstesnâ ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i râbı alır. ال مسافرون إلا حسنا حسن. حضر / gelmedi. Hasan hariç yolcular ما 3. Müstesnâ minhin zikredilmediği olumsuz cümle Bu durumda müstesnânın i râbı verilirken sanki istisnâ edatı yokmuş gibi hareket edilir. Müstesnâ, cümlenin hangi ögesiyse ona göre i râbını alır. Merfû oluşu: tuttu. Sadece Muhammet oruç ما صام إلا محمد. Mansûb oluşu: gördüm. Sadece Hüseyin i ما رأيت إلا حسينا. Mecrûr oluşu: ederim. Sadece Allah a tevekkül لا أتوكل إلا على االله. سوى - غير 2. Bu iki edat إلا dan sonra gelen müstesnânın i râbını alır. Müstesnâları da muzafun ileyh olarak dâima mecrûr gelir. 1. Olumlu cümle geldi. Hasan hariç yolcular حضر غير ال مسافرون حسن. 2. Olumsuz cümle Bu tür cümlelerde edat ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i râbı alır. gelmedi. Hasan hariç yolcular ما ح ضر غير / غير ال مسافرون حسن. 3. Müstesnâ minhin zikredilmediği olumsuz cümle Burada غير ve سوى cümlenin bir ögesi olarak kabul edilir ve buna göre i râb alırlar. Merfû oluşu: gitti. Sadece Hasan ما ذهب غير حسن. Mansûb oluşu: gördüm. Sadece Hasan ı ما رأيت غير حسن. Mecrûr oluşu: verdim. Sadece Hasan a selam ما سلمت على غير حسن. 72

79 حاشا - عدا - خلا 3. Bu üç edat iki şekilde kullanılır: Ya harfi cer olurlar ya da fiil olurlar. Harfi cer olduklarında ise müstesnâları mecrûr olur. جلس الطلاب خلا حسين. Hüseyin dışında öğrenciler oturdular. Fiil oduklarında ise müstesnâları mef ûlün bih olarak mansûb olur. جلس الطلاب عدا حسينا. Hüseyin dışında öğrenciler oturdular. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde istisnânın temel ögelerinden biri yoktur? لاب الدرس إلا خالدا..a قرأ الط لا يعلم الغيب إلا االله. b. ن ز ل الر ك ا ب إلا ش ي خ ا م س نا..c لم تزهر الا شجار إلا شجرة. d. مديرا. e. خرج الموظفون من الوزارة إلا 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde müstesnânın yazılışında bir yanlışlık yapılmıştır? قرأت الصحف إلا صحيفتين. a. حف ظ الطلاب الشعر غير طالب. b. كتب أحمد الا شعار سوى شعر. c. فهمت كل الن صوص عدا نص واحد. d. القرآن إلا جزآن. e. تلوت أجزاء زرنا أقسام ال معرض سوى قسم ال ملابس. 3. Yukarıdaki cümlede istisnâ edatının yerine, müstesnânın harekesini değiştirmeksizin, hangi edat gelemez? a. غير. عدا. b. إلا. c. خلا. d. حاشا. e. الا خير 4. قرأت الكتاب ما خلا Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? الفصل. a. الفصول. b. 73

80 الفصل. c. الفصول. d.. الفصل e. 5. "Diploma dağıtım törenine ikisi dışında öğretmenler katılmadı."cümlesinin Türkçe Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? ما شهد المدرسون حفل ت وزيع الشهادات إلا مدرس. a. الشهادات إلا مدرسا..b المدرسان حفل توزيع شهد الشهادات إلا موظف. c. ما شهد ال موظفون حفل توزيع ما شهد المدرسون حفل توزيع الجواي ز إلا مدرس. d. مدرسان. e. الشهادات إلا لم يشهد المدرسون حفل توزيع Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. b Yanıtınız doğru değilse, İstisnânın Temel Ögeleri konusunu yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse, Olumlu Cümlede Müstesnâ konusunu yeniden okuyunuz. 3. c Yanıtınız doğru değilse, İstisnâ Edatları konusunu yeniden okuyunuz. 4. a Yanıtınız farklıysa İstisnâ Edatları konusunu yeniden okuyunuz. 5. e Yanıtınız doğru değilse "Olumsuz Cümlede Müstesnâ" konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 gitti. Bir işçi hariç işçiler tarlaya ذهب العمال إلى الحقل إلا عاملا. korkmaz. Mü min Allah tan başkasından لا يخاف المو من إلا االله. uyumadı. Süleyman dışında çocuklar ما نام الا طفال إلا سليمان (سليمان.( okudu. Sadece Muhammet لم يقرأ إلا محمد. yedim. Sadece hurma ما أكلت إلا تمرا. Sıra Sizde 2 döndü. Bir hacı dışında hacılar عاد الحجاج غير حاج. محمود. يا ت الطلاب غير ) غير ( gelmedi. Mahmut hariç öğrenciler لم söylemez. Müslüman hakikatten başkasını لا يقول المسلم غير الحق. 74

81 geldi. Sadece Zeynep ما وصلت غير زينب. gördüm. Sadece Selim i ما رأيت غير سليم. inanmadı. Ahmet ten başka hiç kimse bana لم يصدقني أحد غير (غير ( أحمد. Sıra Sizde 3 حضرت الطبيبات عدا طبيبة (طبيبة.( Bir doktor hariç doktorlar geldi. وقفت السيارات خلا سيارة (سيارة ). Bir taksi hariç taksiler durdu. كتب عمر دروسه حاشا اللغة العربية (اللغة العربية ). Ömer, Arapça hariç derslerini yazdı. ساي حا. خرج السياح ما خلا Bir turist dışında turistler çıktı. geldi. Törene birisi dışında komşular وصل الجيران إلى الحفل ما عدا واح دا. Yararlanılan Kaynaklar Bilgegil, M. Kaya (). Türkçe Dilbilgisi, İstanbul. el-fevzân, Abdurrahman b. İbrahim Huseyn, Muhtar et-tâhir Fadl, Muhammed Abdülhâlik Muhammed (), el-arabiyye Beyne Yedeyk, Riyad. Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Komisyon, () Ta limu l-arabiyye li-gayri n-nâtıkîne bihâ el- Kitabu l-esâsî, Mekke. Maksudoğlu, Mehmet (). Arapça Dilbilgisi, İstanbul. Er-Râcihî, Abduh (). Fi t-tatbîki n-nahvî ve s-sarfî, İskenderiye. Sînî, Mahmud İsmail, es-seyyid, İbrahim Yusuf, eş-şeyh, Muhammed er- Rifai (ts.). el-kavâidü l-arabiyyetü l-müyessera, İstanbul., el-arabiyye li n-nâşiîn, İstanbul. Uralgirary, Yusuf (). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 75

82 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Yaklaşma fiillerini tanıyacak, Umut fiillerini tanıyacak, Başlama fiillerini tanıyacak, Bunların isim ve haberlerini tespit edebilecek, Bu fiilleri birbirinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar Yaklaşma Umut Başlama Mukârabe Recâ Şurû Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Metin içerisinde geçen mânâsını bilmediğiniz kelimeler için bir Arapça- Türkçe sözlüğe başvurunuz. İsmail Güler, Hüseyin Günday ve Şener Şahin in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) isimli kitabından Kâde ve Benzerleri (Ef âl-i Mukârabe) konusunu okuyunuz. 76

83 Mukārabe, Recâ ve Şurû Fiilleri أفعال المقاربة و الرجاء والشروع GİRİŞ Arapçada birtakım yardımcı fiiller vardır. Bunlar, isim cümlesinin başına geçerek mübtedâ ve haberin hem adını hem de i râbını değiştirirler. Şu üç grup fiil de bu yardımcı fiillerdendir. 1. Bir eylemin yaklaştığını ifade edenler. 2. Umut bildirenler 3. Başlama ifade edenler. Bu fiillere yardımcı fiiller denmesi, isim cümlesinin başına gelerek mübtedâ (özne) ve habere (yüklem) ihtiyaç duymaları sebebiyledir. Meselâ da haberdir. Bunun يسقط mübtedâ, الولد (Çocuk düşüyor) cümlesinde الولد يسقط başına كاد yi getirdiğimizde cümle كاد الولد يسقط (Çocuk az kaldı düşüyordu) şeklinde olmakta ve cümle yaklaşma ifade etmektedir. Türkçede ise yaklaşma fiilleri, bileşik fiiller içerisinde ele alınır. İlk fiildeki eylemin meydana gelmesi için az kaldığını ifade eden fiiller şeklinde tarif edilir. Anlamı değişikliğe uğrayacak fiilin istek kipi geniş zamanı üçüncü tekil şahsından sonra yaz- getirmek suretiyle teşkil olunur. Düşeyazdı, ağlıyayazdı, kırayazdı gibi. Ancak yazı dilinde yaz- ekli fiil yerine daha çok az daha, az kaldı vb. ifadeler kullanılır. Örnekler: ) كاد الولد يسقط ( düşüyordu. Çocuk az kaldı ) كاد الولد يبكي ( ağlayacaktı. Çocuk az daha ) كاد الولد يكسر الزجاج ( kırıyordu. Çocuk az daha camı Diğer iki fiil grubu olan umut ve başlama fiilleri ise Türkçe deki karşılıklarıyla tercüme edilmektedir. Örnekler: ) عسى ال مريض أن يبرأ ( iyileşir. Umarım hasta ) أخذ الطالب يقرأ ( başladı. Öğrenci okumaya 77

84 Türkçede kullanılan yaklaşma fiilleriyle ilgili geniş bilgi için M. Kaya Bilgegil e ait Türkçe Dilbilgisi isimli kitabından Yapıları Bakımından Fiiller kısmına bakabilirsiniz. OKUMA PARÇASI مروءة ووفاء أصحابه وتا ال منذر ملك الحيرة للصيد وأخذ يجري بفرسه في الصيد فابتعد عن ه خرج الن عمان بن وأخيرا وجد رجلا اسمه حنظلة ومعه زوجته. وطلب في الصحراء. وأخذ يبحث طويلا عن مكان يلجا إليه من لبنها وذبحها وأطعمه من لحمها وفي. لديهما شاة واحدة فسقاه حنظلة منهما طعاما وشرابا وكان لبس الن عمان ثيابه وركب فرسه. ثم قال لحنظلة :» اطلب ثوابك. أنا ال ملك الن عمان.«قال الصباح حنظلة :» سا فعل إن شاء االله.«شديد وساءت حاله. ثم انطلق الن عمان نحو الحيرة. ومكث حنظلة بعد ذلك زمانا حتى أصابه فقر إليك بو س فقالت له امرأته :» لو ذهبت إلى.«فسافر إلى الحيرة وصادف ذلك اليوم يوم ال ملك لا حسن الن عمان فكان يذهب إلى مكان بعيد مع جنوده وينتظر ويقتل أول رجل يظهر له هناك إليه. فلما نظر نزل ت ع ندك الن عمان الن عمان عرفه وساءه مكانه فوقف حنظلة بين يدي. فقال له الن عمان : «أنت الذي «! قال :» وكيف لي أن جي ت في غير هذا اليوم أعلم ذا اليوم يوما»قال :» نعم.«قال :» أ فلا قتله فاطلب حاجتك وسل من أجد بدا من الدنيا ظهر لي قابوس ابني قبلك لم «قال النعمان :» واالله لو تبتغي فا نك مقتول.«ما نفسي إليها «قال : «فا ن إنه لا سبيل بالدنيا بعد «قال النعمان :» قال حنظلة :» وما أصنع كان لا بد فا جلني عسى أن أزور يهم وأهيي حالهم ثم أرجع إليك «قال النعمان :» لا أهلي فا وصي إل بد من كفيل يضمن لي عودتك.«فنظر حنظلة إلى شريك بن عمرو بجواره مساعد النعمان وكان واقفا وأراد منه أن يكون كفيله. للنعمان هو علي «فرفض شريك أن يكون كفيله فوثب إليه رجل اسمه قراد بن أجدع فقال :» قال النعمان» أ فعلت» قال :» نعم أنا أضمنه.«فا مر لحنظلة بخمسماي ة ناقة فمضى إلى أهله وقد كاملة ومن يومه هذا إلى مثل ذلك اليوم من العام القادم فلما مرت السنة وبقي من جعل الا جل سنة لقراد ميتا غدا.«الا جل يوم قال النعمان :» ما أراك إلا الا سلحة وذهب إلى المكان االذي قابله ومعهم أصبح النعمان ركب خيله واصطح ب فرسانه فلما قراد وأوشك السياف أن يقتله فقال له وزراؤه يكمل «ليس لك أن تقتله حتى : فيه حنظلة وأمر بقتل تغيب إذ كادت الشمس لينجو حنظلة. فما من القتل يومه». فتركه وكان الن عمان ي ريد أن يقتل قرادا فقيل له الشخص بعيد فا مر النعمان السياف بقتله من يا تيك :» ليس لك أن تقتله حتى ظهر شخص فتعلم من هو «فانتظر حتى وصل الرجل فا ذا هو حنظلة. فلما نظر إليه النعمان شق عليه حضوره فقال له :» ما دفعك إلى الرجوع بعد أن نجوت من القتل بفعل حنظلة وقوله وعفا عنه وعن ق منذ ذلك اليوم. القتل راد وترك «قال :» الوفاء.«تا ثر النعمان 10 ص ( بتصرف من : العربية للناشي ين ج )

85 Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. 1. لماذا خرج النعمان في ذلك اليوم.2 لماذا تاه في الصحراء.3 ماذا فعل النعمان عندما تاه 4. ماذا طلب النعمان من حنظلة وزوجته. 5 كيف أطعم حنظلة النعمان. 6 ماذا فعل حنظلة حينما أصابه فقر شديد 7. ماذا سا ل حنظلة من النعمان 8. ممن أراد حنظلة أن يكون كفيله.9 هل قبل شريك الكفالة عندما تا ثر بفعل حنظلة وقوله ماذا فعل النعمان 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. حليب زوجة ( امن صفح متوفى يتم المهلة ) الجلاد بدا ذهب ض سقا حنظلة النعمان من لبن الشاة انطلق النعمان نحو الحيرة. إليك.«.3 قالت له امرأت ه :» لو ذهبت إلى ال ملك لا حسن تغيب إ من بعيد. الشمس ذ ظهر شخص كادت. 4 عندما.5 قد جعل الا جل سنة كاملة. شريك يكون كفيل ه أراد حنظلة من أن لقراد ميتا غدا.«.7 قال النعمان :» ما أراك إلا أوشك السياف أن يقتل قرادا. ليس لك أن تقتله حتى يكمل يومه.. 9 عفا النعمان عن حنظلة وعن قراد Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. الماضية مشاة غنى الغدر ( ) قبل اقترب حسنت قليل يحيي أساء الوفاء هو الذي دفع حنظلة إلى الرجوع. أصحابه ابتعد النعمان عن

86 .3 أخذ النعمان يبحث طويلا عن مكان يلجا إليه. 4.أصاب حنظلة فقر شديد. ساءت حال حنظلة بعد ذلك. ال ملك لا حسن إليك. لو ذهبت إلى كان النعمان س يقتل أول رجل يظهر له هناك. كفيل حنظلة رفض شريك أن يكون السنة القادمة. 9.كان النعمان يقتل حنظلة في ركب النعمان خيله واصطحب فرسان ه Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. وشرابا. فرسه في الصيد أخذ النعمان يجري ب من حنظلة وزوجته طعاما شاة واحدة. طلب النعمان كان لديهما سقا حنظل ة النعمان من لبن الشاة أطعم حنظلة النعمان من لحم الشاة خرج الن عمان بن ملك الحيرة ال منذر للصيد مكث حنظلة بعد ذلك زمانا حتى أصابه فقر شديد. غدا.«أعطى النعمان حنظلة خم سماي ة ناقة. لقراد ميتا قال النعمان :» ما أراك إلا بقي من الا جل يوم Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. 80 جنوده. أصحابه. من النعمان أن ينتظر. النعمان ابتعد عن.1 لبس الن عم ان ثيابه طلب الوزراء ك. ان النعمان يذهب إلى مكان بعيد مع اصطحب النعمان فرسانه. الجنود أسلحتهم كان مع

87 6. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi, أخذ fiiliyle başlatarak yeniden yazınız. المثال : يجري اللاعب في الملعب. أخذ اللاعب يجري في الملعب. يزور الناس المرضى. أخذ الناس يزورون المرضى يصلي الشاب في المسجد يلعب ا لا طفال في الحديقة العامة تكتب الطالبات واجبا ن تقرأ المرأة صحف اليوم. عمارة ضخمة يبني المهندسون كاد gibi, 7. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu yeniden yazınız. fiiliyle başlatarak تغيب. الشمس كادت الشمس. تغيب المثال : يقتل السياف حنظلة يخرج القطار من الطريق يسقط اللاعب على الا رض تنجح زينب في الامتحان. يغلي القدر DİL BİLGİSİ MUKÂRABE, RECÂ VE ŞURÛ FİİLLERİ Arapçada kısaca mukârabe fiilleri ya da كاد vb. adı verilen fiil grupları vardır. Bunlar كان seafoodplus.info benzemektedirler ve aynen كان gibi isim cümlesinin başına gelerek, mübtedâ ve haberde hem isim hem de i râb yönünden değişiklik yaparlar. İsim cümlesinin mübtedâsı bu fiillerin ismi olarak merfû, haberi de bunların haberi olarak mansûb olur. Aradaki fark ise كان nin haberi isim ya da fiil şeklinde gelebilirken, bunların haberleri dâima muzâri fiilden oluşan bir fiil cümlesi olmak zorundadır. Ve haberleri dâima كاد seafoodplus.info sonra gelir. Bu fiiller üçe ayrılmaktadır: ) أفعال ال مقاربة ( fiilleri. 1. Yaklaşma ) أفعال الرجاء ( fiilleri. 2. Umut ) أفعال الشر وع ( fiilleri. 3. Başlama 81

88 و( 1. Yaklaşma Fiilleri Bunlar bir işin meydana gelmesinin yaklaştığını ifade ederler. Türkçeye eyazdı, az kalsın, az daha, neredeyse, -mek üzereydi vb. şekillerde tercüme edilirler. Yaklaşma fiilleri üç tanedir : كاد كرب - أوشك : كاد ) يكاد ( muzârisi Bu fiilin hem mâzî hem de kullanılır. Çekimli olarak da kullanılmaktadırlar. Mâzî ve muzâri çekimi خاف يخاف fiili gibidir. Haberinin başında أن pek bulunmaz. ağlayacaktı. Hasan az kaldı كاد حسن يبكي. Burada حسن lafzı كاد nin ismi olarak merfû, يبكي fiili de gizli bulunan fâili ile birlikte onun haberidir ve cümlede mahallen (bulunduğu yer (هو ( itibariyle) mansûbtur. الشمس تغرب. batmıştı. Güneş neredeyse كادت الشمس Bu cümlede fiili de müennes olarak كادت lafzı müennes olduğu için gelmiştir. kazanıyorlardı. Yarışmada az daha كادوا يفوزون في المسابقة. Bu cümlede كادوا fiili çekimli olarak gelmiştir. Fiilin ismi sonundaki merfû muttasıl zamir olan cemi (çoğul) vâvı ( و(, haberi de ي فوزون fiil cümlesidir. كاد nin ismi çoğul olduğu için haberinde gelen muzâri fiil de çoğul olarak gelmiştir. düşecektim. Az kalsın كدت أسقط. ölecektik. Aşırı yorgunluktan neredeyse كدنا نموت من فرط التعب. من الجدار. düşeceklerdi. Az kalsın duvardan كادوا يسقطون Yukarıdaki üç cümleden ilkinde كاد nin ismi sonundaki merfû muttasıl zamir olan tâ ( ت( zamiri, ikincisinde nâ ( ن ا ) zamiri ve üçüncüsünde de çoğul vâvı ( dır. Haberleri ise kendilerinden sonraki fiil cümleleridir. üzere. Neredeyse/Hemen hemen yağmur yağmak يكاد المطر ينزل من السماء. Bu cümlede ise كاد nin muzârisi kullanılmıştır. : كرب Bu fiil çekimsiz olarak sadece كرب şeklinde kullanılmaktadır. Muzârisi de kullanılmaz. Bunun da haberinin başında çoğunlukla أن pek bulunmaz. Pratikte pek kullanılmadığı için bununla ilgili sadece bir örnekle yetineceğiz. üzere. Su donmak كرب ال ماء يجمد. 82

89 : أوشك يوشك ( muzârisi Bu fiilin hem mâzî hem de ) kullanılır. Haberinin başında çoğunlukla أن bulunur. أوشك ال متسابق أن يفوز. Yarışmacı az daha kazanacaktı. üzere. Hatice gelmek أوشكت خديجة أن تصل. أوشك ال ولد أن يسقط من الشرفة. Çocuk az kalsın balkondan düşecekti. يوشك ع ثمان أن يحصل على الجاي زة. Osman neredeyse ödülü kazanacak. يوشك الضيوف أن يصلوا. Misafirler gelmek üzere. Yukarıdaki örneklerde أوشك nin ismi kendisinden sonraki merfû isimler, haberi أن harfi ve peşinden gelen kısımdır ve hepsi bütün olarak nasb konumundadır. Son cümlede أوشك nin ismi çoğul olduğu için haberindeki ) يصلوا ( olarak muzâri de çoğul gelmiştir. Yaklaşma fiillerinden olan كاد ile tam fiil olan كاد - يكيد - كيدا (tuzak kurdu, hile yaptı, aldattı) fiili karıştırılmamalıdır. مديرا للشركة. üzere. Adam şirkete müdür olmak كاد الرجل يكون kurdu. Adam komşusuna tuzak كاد الرجل لجاره. Bu cümlelerden birincisinde كاد fiili yaklaşma fiili, ikincisinde ise tam fiil olarak kullanılmıştır. Yine أوشك fiili de yaklaştı mânâsında tam fiil olarak kullanılmaktadır. Bu durumda fiilin hemen peşinden أن ve muzâri fiil gelir. الشمس. أوشك أن تطلع Güneşin doğması yaklaştı. الشمس tam fiil, peşinden gelen أوشك Burada kısmı ise fâil olur. Burada أن ت طلع tam fiil olduğu için أوشك nin haberi yoktur. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. كادت السيارة (انقلب ( Araba neredeyse takla atacaktı. edecek. Bakan nerdeyse kongre salonunu terk تكاد الوزيرة قاعة ال مو تمر. (غادر ( يوشك الاجتماع أن بعد قليل (. (بدأ Toplantı nerdeyse az zonra başlayacak. توش ك الطاي رة أن بعد قليل (وصل (. Uçak neredeyse az sonra varacak. Umut Fiilleri Bunlar bir işin meydana gelmesinin ümit edilmesini ifade ederler. Türkçeye umulur ki, inşallah, umarım, belki, herhalde, -e bilir, ola ki vb. şekilllerde 83

90 tercüme edilirler. Burada da üç fiil yer almaktadır. Her üçünün de sadece mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında أن bulunur. - اخلولق : عسى عسى حرى Bu fiilin mâzîsinin çekimi yapılır. Ümit fiilleri içerisinde en çok kullanılandır. Haberi olan muzâri fiilin başında أن bulunur. يمشي. yürür. Umulur ki çocuk عسى ال ولد أن 8) Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. (İsrâ 17 / عسى ربكم أن يرحمكم. bağışlar. Umulur ki Allah beni عسى االله أن يغفر لي. عست تمشي. yürür. Umulur ki (kız) çocuğu الطفلة أن : حرى Bu fiil günlük konuşmada pek kullanılmaz. olur. Umulur ki öğrenci mezun حرى الطالب أن يتخرج. : اخلولق Bu fiil de pratikte pek kullanılmaz. yağar. Umulur ki kar اخلولق الثلج أن ي نزل. yağar. Umulur ki yağmur اخلولقت السماء أن تمطر. Umut bildiren fiillerden عسى yaklaştı mânâsında tam fiil olarak da kullanılır. Bu durumda fiilin hemen peşinden أن ve muzâri fiil gelir. يمشي ال ولد. yaklaştı. Çocuğun yürümesi عسى أن يمشي ال ولد tam fiil, peşinden gelen عسى Burada kısmı ise fâil olur. Bu tür أن kullanımda tam fiil olduğu için عسى nın haberi yoktur. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. eder. Umulur ki Allah zafer nasib عسى االله أن بالن صر. (أتى ( olur. Umulur ki barış dünyaya egemen عسى السلام أن العالم. (عم - ( söyler. Umarım sanık gerçeği عسى المت هم أن الحق. (قال - ( eder. İnşallah adam ailesini ziyaret عسى الرجل أن أهله. (زار - ( أفعال الشروع Başlama Fiilleri Bunlar bir işin başladığını ifade ederler. Türkçeye başladı şeklinde tercüme أن edilirler. Bu fiillerin yalnız mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında bulunmaz. Başlıcaları şunlardır: 84

91 أخذ - جعل بدأ شرع ابتدأ طفق أنشا - هب الا ديب يكتب رواية جديدة. başladı. Edebiyatçı yeni bir roman yazmaya أخذ الا ديب Bu cümlede يكتب رواية جديدة ismi, nin أخذ lafzı başlama fiili olan cümlesi de haberidir. Haber cümlesi nasb konumundadır. جعل الطبيب يعالج ال مرضى. Doktor hastaları muayene etmeye başladı. başladı. Çocuk yürümeye بدأ الطفل يمشي. başladı. Ordu düşmanlarla savaşmaya شرع الجيش يقاتل الا عداء. ابتدأ الا مام يتلو القرآن الكريم. İmam Kur ân-ı Kerim okumaya başladı. başladı. Kerim kısa mesaj yazmaya طفق كريم يكتب رسالة قصيرة. başladı. Ekinler büyümeye أنشا الزرع ينمو. başladılar. Hacılar ülkelerine dönmeye هب الحجاج يعودون إلى بلادهم. Başlama fiilleri tam fiil olarak da kullanılırlar. Bu durumda peşlerinden muzâri fiil gelmez ve gerçek anlamlarında kullanılırlar. başladı. İmam Kur ân okumaya بدأ الا مام قراءة القرآن. aldı. Öğrenci kitabını أخذ الطالب كتابه. başladı. Ahmet işe شرع أحمد في العمل. أنشا ت الحكومة مستشفى كبيرا. Hükümet büyük bir hastane inşa etti. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. başladı. Öğrenci derslerini yazmaya دروسها. (كتب - أخذت الطالبة ( ت الوزارة مكتبة جديدة - ( نىب( Bakanlık yeni bir kütüphane inşa etmeye أنشا başladı. başladı. Tren hareket etmeye شرع ال قطار (تحرك ( شرع المطر (نزل - ( Yağmur yağmaya başladı. Mukârabe fiilleriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi için M. Meral Çörtü nün Arapça Dilbilgisi Nahiv isimli kitabına bakınız. Mukârabe fiilleriyle ilgili olarak ayrıca ve adreslerine başvurabilirsiniz. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki metinde geçen yaklaşma ve başlama fiillerini tespit ediniz. 85 الساي ق الجمعة مرة سيارة أجرة نشيط متوسط الحال لم أشرب في حياتي الخمر ولم تفتني صلاة أنا ساي ق. السيارات إلى منزلي. السيارات ومن موقف موقف من منزلي إلى واحدة رجل مستقيم في حالي

92 معين بعض الوقت وعدت تلفاز قديم نقضي أمامه مجت. وقد أحب زوجتي وأولادي وهم يحبونني. لدينا الا ولاد أن أذهب م إلى حديقة الحيوانات في العيد فكادوا يطيرون فرحا. لا ولادي. وسنجلس كلنا حول طبق وثيابا جديدة أضحية أقصد عيد الا ضحى وقد اشتريت غدا عيد التهني ة الشكوى يتوقف لسانه عن لقيت جاري حمزة وإنه رجل لا " ال فت ة" ونخرج ونتبادل. في هذا اليوم حاله وفقره أطلب رزقي يومي موقف السياراة وخرجت بسيارتي. وبدأت وشكا أيضا عن. وتوجهت إلى تصدم كلبا. فمضى يعدو خلفي لنظام المرور. وصعدت السيارة مرة على الرصيف وكادت بم خالفة صريحة فغضب علي وكدت أتشاجر معه. بالسيارة ثم اختلفت مع ساي ق سيارة وهو يحاول أن يلحق منديلي أمسح به وجهي وأخذت خاليا قريبا من البحر ووقفت بالسيارة وتناولت وق صدت ركنا واطما ن قلبي صفحة البحر تنعكس عليها أشعة الشمس. وهب علي نسيم أنشعني فاسترحت أنظر إلى هدوء وسلام ومن أحد الفنادق المتحف في يشير إلى وحملته إلى. وسرت با لسيارة نحو. رأيت ساي حا أجنبيا هناك أخذت بعض رجال الا عمال إلى وسط المدينة. لزوجتي وطلبت منها أ ن تج يد في الصباح صنع فا عطيت ما كسبته وعدت إلى داري هنيي ا مريي ا. طعامي مع أسرتي ثم تناولت "الفتة ". ) بتصرف من : العربية للناشي ين ( 2. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları metinde geçen kullanımlarından da faydalanarak, uygun harfi cerlerle doldurunuz. نشرة الا خبار في المساء. نست مع بدأ الن اس ينظرون صفحة البحر. أشتريهم كتب الحديث وعدت الا صدقاء أنأستاذي صباح الخير قلت : 5. شكا الولد أمه عن أخيه الكبير.. 6 توجه الع مال المصنعالسيارة. ال متحف كان الكلب يحاول أن يلحق 8. أخذ الساي ق السياح بعدا ما انتهيت العمل عدت بيتي طلبت صديقي أن يساعدني. 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen أخ ذ ve بدأ fiillerinden hangilerinin başlama fiili, hangilerinin de tam fiil olduğunu tespit ederek parantez içindeki boşluklara yazınız. () () 86 أخذت بعض رجال الا عمال إلى وسط المدينة أخذت أنظر إلى صفحة البحر.

93 ص( ض( () () () () () () () () أخذت الطالبات قراءة كتبهن تبدأ الدروس في كليتنا في الساعة الثامنة صباحا. 5. بدأ الطلاب يحبون مدرسهم الجديد. بدأت النساء في زيارة المستشفى أخذت الطفلة تج ري في الحديقة فرح الطالب الذي أخذ الجاي زة عندما انتهيت من قراءة الرواية بدأت قراءة رواية جديدة. الصلاة بدأ الا مام يت سورة الانشقاق. لو بعد 4. Aşağıdaki metinde geçen yaklaşma, umut ve başlama fiillerini tespit ederek haberleriyle birlikte örnekte olduğu gibi yazınız. وفاة الرسول فهب أبو بكر ( ) وأوشك ال مرتدون أن يتكاثروا كادت الفتنة تنتشر بعد بجنود يرسل إليهم الرسل عسى أن يرجعوا إلى االله ويتوبوا ثم شرع يو د م يدعوهم إلى الا سلام ثانية وأخذ تلك الفتنة تماما وكتب االله يهديهم حتى نصره االله عليهم وقضى على للدعوة الا سلام. وجعل يدعو االله أن الا سلامية البقاء والانتشار. 10 ص ( بتصرف من : العربية للناشي ين ج ) الفعل نوعه خبره كاد المثال : من أفعال المقاربة تنتشر Aşağıdaki cümlelerin başına parantez içindeki fiilleri getirerek örnekte olduğu gibi cümleleri yeniden yazınız. المثال : الشبا ن يجرون في الملعب. (أخذ) أخذ الشبان يجرون في الملعب يقرأ الناس القرآن الكريم في المسجد. (شرع).2 سينتهي الدرس بعد قليل. ) ي وشك)

94 سيحضر الضيوف بعد قليل. (يوشك) يصل المسافرون إلى المطار. (عسى).4 5. يخرج الا ستاذ من الكلية. (كاد) 6. تعفو الا م عن البنت. (عسى) الركاب من الحافلة. (بدأ) 7. ينزل.8 يطوف الح جاج حول الكعبة. (أنشا ( تصعد السيارة على الرصيف. (تكاد) يزورني الا صدقاء هذا المساء. (عسى) Aşağıdaki cümleyi örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen kelimeye uygun olarak yeniden yazınız. يوشك ال مدرسون يخرجون من المدرسة. (المدرس) المثال : يوشك المدرس يخرج من المدرسة. (كادت (.1 ) أخذ).2 ) عسى).3 ) الطلاب (.4 ) أوشك).5 ) شرع).6 ) المدرسات (.7 ) بدأ) Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi başlama fiillerinden birisiyle başlatınız. الطلاب يدخلون قاعة الامتحان. أخذ الطلاب يدخلون قاعة الامتحان. 88 المثال الفلاح يحصد الزرع. يمشين في الطريق البنات الساي حات يزرن المتحف. الطلاب يفهمون الدرس يصنع منضدة الن جار

95 الفتاة تساعد أمها في البيت أحمد يكتب قصة جديدة فاطمة تحفظ القصيدة. 8. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak yaklaşma fiillerinden birisiyle başlatınız. كاد الورق يسقط ي سقط الورق. المثال يقتل العطش الكلب ينقضي الن هار. ينقشع الغيم يفوز الفتى في مسابقة السباحة يسافر الضيوف إلى بيو م يشفى المريض تحضر الطبيبة إلى المستشفى يحفظ عمر سورة الفتح. 9. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak umut fiillerinden عسى ile başlatınız. عسى الضيق أن ينفرج ينفرج الضيق. المثال يصيب الصاي د ي توب المذنبون. يعود الغاي ب يعتدل الهواء ال مدير يحضر يشفيك االله يف رح الا ب ذا الخبر. ينفرج الكرب Aşağıdaki sorulara, örnekte olduğu gibi, parantez içinde verilen fiilleri kullanarak cevap veriniz. لا كاد ينفد. المثال : هل نفد وقود السيارة اد) (ك لا هل غرقت السفينة (كاد)

96 لا لا نعم نعم لا نعم هل انتشر الخبر بين الناس ) أوشك) كاد) ).2 3 هل ركبت الطاي رة هل تحرك الجيش هل كتبت الرسالة (شرع) (أخذ) أين يعمل عثمان (شرع) هل اتفقتم ع لى مكان السكن (كاد) انتهت الا زمة الاقتصادية العالمية (بدأ).8 هل Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen yaklaşma, umut ve başlama fiilleriyle haberlerini tespit ediniz. الذين عاديتم منهم مودة (الممتحنة 7).1 عسى الله أن يجعل بينكم وبين لجا( ن 19).2 عسى الله أن يتوب عليهم (التوبة ( وأنه لما قام عبد الله يدعوه كادوا يكونون عليه لبدا بالحق فذبحوها وما كادوا يفعلون (البقرة ( قالوا ا لا ن جي ت يضيء ولو لم تمسسه نار (النور ( يكاد زيتها يهديني سواء السبيل (القصص ( ولما توجه تلقاء مدين قال عسى ربي أ ن الذي هو مهين ولا يكاد يبين (الزخرف (52 من هذا أم أنا خير Aşağıdaki ayet-i kerimelerde geçen fiilleri tespit ederek, örnekte olduğu gibi, tam fiil mi yoksa yaklaşma, umut ve mukârabe fiillerinden mi olduğunu boşluklara yazınız. الفعل نوعه فعل تام بعدهم قرنا آخرين (المو منون (31 المثال : ثم أنشا نا من.1 فبدأ با وعيتهم قبل وعاء أخيه (يوسف (76 أنشا عراف 22) (يوسف (83 سراء 8).2 عسى الله أن يا تيني م جميعا لا ا( لا ا(.3 عسى ربكم أن يرحمكم وطفقا ما من ورق يخصفان عليه الجن ة.4 يضيء ولو لم تمسسه نار (النور ( يكاد زيتها.6 يكاد سنا برقه يذهب بالا بصار (النور ( ولما سكت عن موسى ال غضب أخذ الا ل واح (الا عراف ( يكاد ال برق يخطف أبصارهم (البقرة (20 90

97 Aşağıdaki cümlelerde umut fiili olarak kullanılan عسى yı örnekteki gibi tam fiile dönüştürünüz. عسى أن ينزل المطر المثال : عسى المطر أن ينزل عسى الا ستاذ أن يعود غدا عسى أحمد أن يحضر بعد قليل. عسى الطبيب أن يعالج المريض عسى المجرم أن يتوب Aşağıdaki cümlelerde tam fiil olarak kullanılan عسى yı örnekteki gibi umut fiiline dönüştürünüz. عسى المريض أن يشفى المثال : عسى أن يشفى المريض. الرضيع عسى أن ينام حسين عسى أن يا تي.3 عسى االله أن يرحمكم. عسى ا لامتحان أن يكون سهلا. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz Fabrika işçilerinin grev yapmasına çok az kaldı." يوشك عمال الحقل أن يضربوا عن العمل. عسى عم ال المصنع أن يضربوا عن العمل. يوشك عمال المصنع أن يخرجوا من المصنع. يكاد العمال أن يضربوا عن العمل. يوشك عمال المصنع أن يضربوا عن العمل..A.B.C.D.E Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. نسير في الطريق. عسى وقود السيارة ألا ينفد بينما نحن A. İnşallah çölde giderken arabanın yakıtı bitmez. B. İnşallah yolda giderken yakıtımız bitmez. C. İnşallah gidişte arabanın yakıtı bitmez.. D. İnşallah yolda giderken arabanın yakıtı bitmez. E. Yolda giderken az daha arabanın yakıtı bitiyordu. 91

98 ج( ج( Aşağıdaki Türkçe cümleleri yaklaşma, umut ve başlama fiillerini kullanarak Arapçaya çeviriniz. 1. Umarım hava ılık olur. 2. Az kaldı yere düşecektim. 3. Çocuk konuşmaya başladı. 4. Umarım yağmur yağar. 5. Çocuklar kitap okumaya başladılar. 6. Öğrenci dersi anlamaya başladı. 7. Az daha araba ağaca çarpacaktı. 8. Umulur ki Rabbimiz bize merhemet eder. 9. Umulur ki Allah tevbemizi kabul eder. Az kaldı yarışı kazanacaktım. Kelimeler ve Deyimler 92 İyilik yaptı Tartıştı, değişik oldu İstedi : En ابتغى يبتغي - ابتغاء : أجل يو جل - تا جيلا : إحسانا إلى - اختلافا : أحسن يحسن يختلف يصطحب - اصطحابا : aldı Yanına, refakatine يصيب - إصابة : etti İsabet ( أضاحي : hayvan) Kurban(lık Yağmur yağdı انتظر اختلف اصطحب أصاب أضحية أمطرت السماء : ينتظر - انتظارا : Bekledi انطلاقا : etti Gitti, acele انطلق ينطلق - ينعش - إنعاشا : getirdi Canlılık verdi, kendine أنعش انفرج ينفرج - انفراجا : açıldı Dağıldı, ينقضي انقضاء : erdi Bitti, sona انقضى - Dağıldı, açıldı Vasiyette bulunmak, tavsiye etmek انقشاعا : إيصاء : Dert, sıkıntı ينقشع يوصي _ صى أبو س : ( انقشع أو بو س

99 ج( ج( ج( ج( ج( ج( ج( 93 Etkilendi Şimşek, telgraf تا ثرا ب : برق : تا ثر يتا ثر التهني ة : tebrikleşmek Karşılıklı تبادل يتبادل تبادلا توجه يتوجه توجها إلى : Yöneldi تاه يتيه - تيها : kaybetti Kayboldu, yolunu جندي (ج) جنود : Asker الحيرة : yeri Irak ta Kufe yakınlarında tarihi bir yerleşim خطف -) البرق البصر : kamaştırrdı Şimşek gözü aldı, ( Sevketti, götürdü Boğazladı, kurban etti İş adamı Kabul etmedi, reddetti : : At خيول : حملا إلى رجال الا عمال Bebek Bulut (Su seafoodplus.info) içirdi Kötü oldu Ticari taksi şoförü Çok ağır geldi, üzdü Rastladı, tesadüf etti خيل ( حمل يحمل يذبح - ذبحا : ( Bolluk رضعاء : ذبح رجل العمل ( : ي رفض - رفضا : : سحب : - سقيا ( يسقي يسوء - سوءا : - شقا على : الرخاء رضيع رفض سحاب سقى ساء سياف : Cellat سيارة أجرة : ساي ق شواء شياء : Koyun ( Çarptı Çıktı Yüzey Avlandı Büyük, görkemli Garanti verdi, kefil oldu Uçtu, uçup gitti شق يشق شاة صدم يصدم - صدما : صعد يصعد - صعودا : ( صفحات : يصيد - صيدا : صفحة صاد يصادف مصادفة : صادف - ضخم ( ضخام : ضمن يضمن - ضمانا : طار يطير - طيرانا :

ج( ج( ج( ج( ظهر يظهر - ظهورا : çıktı Ortaya غليا غليانا : Kaynadı غلى يغلي Allah sıkıntısını giderdi Tirit yemeği At Binici, atlı, süvari Karşıladı, karşılaştı : أفراس : فرسان : ف تة : فرج االله كربته ( ( فرس فارس قابل يقابل - مقابلة : فواتا فوتا : geçti (Vakit, namaz vb.) فات يفوت Cüzdan, kese Güzel yüz أكياس : ( قابوس : كيس يلجا لجوءا إلى : Sığındı لجا لحاقا ب : yakaladı Yetişti, لحق يلحق لحقا لم أجد بدا من قتله : yok Onu öldürmekten başka çarem Ayrıldı, (bir şeyi) alıp götürdü Orta halli : Marangoz Konakladı, (birinin yanında) kaldı, indi - مضيا Haber bülteni Baktı متوسط ا لحال : Kişilik يمضي مروءة : مضى نج ار (ج) نجارون : نزل ينزل - نزولا : نشرة الا خبار : نظ ر ينظر نظرا إلى : ni Dişi deve نفد ينفد نفادا : ناقات : ناقة ( هبا هبوبا : esti (Rüzgar) هب يهب Hazırladı, hazırlık yaptı Sıçradı, sıçrayıp koşru تهيي ة : هيا يهيي - وثب يثب - وثوبا : Özet Yaklaşma fiillerini tanımak. Bir işin meydana gelmesinin yaklaştığını ifade eden bu fiiller üç tanedir : كاد كرب - أوشك 94

Umut fiillerini tanımak. Bir işin meydana gelmesinin ümit edildiğini ifade eden bu fiiller de üç tanedir: عسى حرى - اخلولق Başlama fiillerini tanımak. Bir işin başladığını ifade eden bu fiillerin en yaygınları şunlardır: أخذ - جعل بدأ شرع ابتدأ طفق أنشا - هب Bu fiillerin isim ve haberlerini tespit edebilmek. Bu fiillerin isimleri merfû, haberleri de dâima muzâri fiilden oluşan bir fiil cümlesi olmak zorundadır. Haberleri nasb konumundadır. Bunlardan başlama fiillerinde haberin başına أن asla gelmezken, yaklaşma ve umut fiillerinin bir kısmında haberin başında أن bulunur. tamamı. ve başlama fiillerinin كرب, ك اد şunlardır: kullanılmayanlar أن üzere. Hasan gelmek كاد حسن يصل. başladı. Çocuklar oynamaya أخذ الا ولاد يلعبون.. اخلولق ve حرى, عسى, أوشك şunlardır: kullanılanlar ise أن الطقس أن يصفو. أوشك Hava açmak üzere. gerçekleşir. İnşallah arzun عسى أملك أن يتحقق. Bu fiilleri tam fiillerden ayırt edebilmek. Bu fiillerden tam fiil olarak kullanılanlar şunlardır: Başlama fiillerinin. عسى ve أوشك tamamıyla, aldı. Sait kitabını أخذ سعيد كتابه. الطقس. أوشك أن يصفو Havanın açması yaklaştı. yaklaştı. Arzunun gerçekleşmesi عسى أن يتحقق أملك. Kendimizi Sınayalım yaklaşma fiili olarak kullanıl- كاد 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mamıştır? كاد الن هار ينق ضي. a. كيس الرجل يسقط. b. كاد كاد الرجل الفقير يكون غنيا. c. كاد الرجل للن اس. d. يكاد البرق يخطف الا بصار. e. 95

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde عسى tam fiil olarak kullanılmıştır? عسى الرخاء أن يدوم. a. عسى أن يوفق التلاميذ في الامتحان. b. عسى االله أن يفرج كربتك. c. عسى محمد أن ينجح في عمله. d. عسى المسافرون أن يعودوا. e. 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde أخذ fiili başlama fiili olarak kullanılmamıştır? حقاي بهم. a. أخذ السياح أخذ الزوار يعودون إلى بيو م.. b. أخذ ت الطبيبات يحضرن المستشفى. c. أخذ الطلاب يجيبون عن الا سي لة. d. أخذ ت الطفلة تشرب اللبن. e. 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde أن harfinin kullanımı yanlıştır? أوشكت السماء أن تمطر. a. عسى المريض أن يشفى. b. حرى أحمد أن يزورنا. c. اخلولق أمل الشاب أن يت حقق. d. كادت الشمس أن تشرق. e. 5. Aşağıda cümlelerin hangisinde, كاد seafoodplus.info ismiyle haberi olan muzâri fiil arasında uyumsuzluk bulunmaktadır? عسى الا صدقاء أن يشتركوا في الرحلة. a. الا غنياء ينفق من أمواله أعمال الخير. b. شرع م على ينتشر في البلاد..c كاد العلم تنقشع. d. اخلولقت سحب الصيف أن جعلت الكاتبة تتلو ما كتبت. e. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız doğru değilse, Yaklaşma Fiilleri konusunu yeniden okuyunuz. 2. b Yanıtınız doğru değilse, Umut Fiilleri konusunu yeniden okuyunuz. 3. a Yanıtınız doğru değilse, Başlama Fiilleri konusunu yeniden okuyunuz. 96

4. e Yanıtınız farklıysa Yaklaşma Fiilleri konusunu yeniden okuyunuz. 5. b Yanıtınız doğru değilse Başlama Fiilleri konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 atacaktı. Araba neredeyse takla كادت السيارة تنقلب تغادر قاعة ال مو تمر edecek. Bakan nerdeyse kongre salonunu terk تكاد الوزيرة الاجتماع أن يبدأ بعد قليل يوشك Toplantı nerdeyse az zonra başlayacak. توشك الطاي رة أن تصل بعد قليل Uçak nerdeyse az sonra varacak. Sıra Sizde 2 eder. Umulur ki Allah zafer nasib عسى االله أن يا تي بالن صر olur. Umulur ki barış dünyaya egemen عسى السلام أن يعم العالم söyler. Umulur ki sanık gerçeği عسى المتهم أن يقول الحق eder. Umulur ki adam ailesini ziyaret عسى الرجل أن يزور أهله. Sıra Sizde 3 başladı. Öğrenci derslerini yazmaya أخذت الطالبة تكتب دروسها başladı. Bakanlık yeni bir kütüphane inşa etmeye أنشا ت الوزارة تبني مكتبة جديدة başladı. Tren hareket etmeye شرع ال قطار يتحرك شرع المطر ينز ل Yağmur yağmaya başladı. Yararlanılan Kaynaklar Bilgegil, M. Kaya (). Türkçe Dilbilgisi, İstanbul. el-fevzân, Abdurrahman b. İbrahim Huseyn, Muhtar et-tâhir Fadl, Muhammed Abdülhâlik Muhammed (), el-arabiyye Beyne Yedeyk, Riyad. Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. El-Hâşimî, Ahmed (ts.). el-kavâidü l-esâsiyye li l-lugati l-arabiyye, Beyrut. 97

Er-Râcihî, Abduh (). Fi t-tatbîki n-nahvî ve s-sarfî, İskenderiye. Sînî, Mahmud İsmail, es-seyyid, İbrahim Yusuf, eş-şeyh, Muhammed er- Rifai (ts.). el-kavâidü l-arabiyyetü l-müyessera, İstanbul., el-arabiyye li n-nâşiîn, İstanbul. Uralgirary, Yusuf (). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 98

99

Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Şart cümlelerinde şart ve cevâbın/cezânın tanımını yapabilecek, Şart edatlarının etkilerini ve cezim alâmetlerini tanıyabilecek, Muzâri fiili cezmeden şart edatlarını ve anlamlarını açıklayabilecek, Cezmetmeyen şart edatlarını ve bunların anlamlarını ayırt edebilecek, Cevap cümlelerine " ف" harfinin ne zaman getirileceğini ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar Muzâri fiili cezm eden edatlar Şart edatları Şart isimleri Cevap cümlesi Cezâ cümlesi Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için önce; Ünitemizdeki kelimeler ve deyimler kısmını okuyunuz. Çünkü bu seviyede bilenemeyeceği düşünülen kelime ve terimler dersin sonunda verilmiştir. Yine de anlamını bilmediğiniz kelime ve terimlerle karşılaşırsanız bir Arapça-Türkçe sözlüğe başvurunuz. Sözlükle çalışmayı alışkanlık haline getiriniz. Zira kendi kendinize okumak durumunda kalacağınız zaman Arapça metinleri okuma ve anlamanızda en yakın yardımcınızın sözlükler olacağını unutmayınız. Daha önce öğrenmiş olduğunuz kuralları metin üzerinde uygulayınız. Daha sonra bu ünitede öğreneceğiniz dilbilgisi kurallarını çeşitli metinler üzerinde ve hatta çeşitli şekillerde tanzîm edilmiş bulunan alıştırmalar üzerinde uygulamaya çalışınız. Mehmet Maksudoğlu nun Arapça Dilbilgisi ve M. Meral Çörtü nün Arapça Dilbilgisi Nahiv kitaplarından muzâri fiili cezm eden edatlar konusunu okuyarak ön hazırlık yapınız.

Şart Edatları ve Cevaba Fâ Harfinin Gelmesi جزم الفعل المضارع وأدوات الشرط GİRİŞ Her insan kendi anadilini konuşurken çeşitli yapılarda cümleler kurar. Biz de Türkçeyi konuşurken karmaşık olmayan basit cümleler ve anlam bakımından birbirinden ayrılmayan bileşik cümleler gibi yapılarına göre taksim edilen cümleler kurarız. Türkçe dilbilgisinde bileşik cümleler içinde öğrendiğimiz şart cümlelerine karşılık aynı mânâyı ifâde etmek için Arapçada da şart cümleleri vardır. Türkçeye Arapçadan geçmiş olan şart kelimesinin sözlükte anlamı yerine getirilmesi gerekli olan şey şeklindedir. Arapçadaki şart cümleleri de Türkçeki gibi iki bölümden oluşur. Mânâca birbirinin ayrılmaz parçaları olan bu iki cümleden birincisi olan şart cümleciği şart, sebep ve tahmin bildirir ve başta bulunur. Şart, sebep ya da tahminin sonucunu bize bildiren cümleciğe de cevâp/cezâ cümleciği adı verilir. Örnek: وجد طلب من Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi Şart edatı Kim ararsa bulur. تج د تطلب إن Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi Şart edatı Ararsan bulursun. Arapçada şart cümlelerinde bu dilin kendine mahsus yapısından kaynaklanan farklı durumlar vardır. Yukarıdaki iki misalde açıkça görüldüğü gibi şart ve ceza cümlelerinde kullanılan fiillerin her ikisi de mâzî, her ikisi de muzâri veya biri mâzî biri muzâri olmak üzere bazı farklılıklar görülebilmektedir. Değişik şart edatları bulunduğu gibi bazen cevap/ceza cümlelerinin başına ( ف( harfinin geldiği de olur.

Bu cümlelerin yapısında karşılaşacağımız en önemli farklılık muzâri fiillerin cezm olmasıdır. Önceki derslerden öğrendiğiniz gibi mâzî fiil mebnîdir, yani bulunduğu durum gereği hiçbir yerde yapısında bir değişiklik olmaz. Orijinal tabiriyle mazî fiil mu rab değil, mebnîdir. Muzâri fiil ise başında bir takım edatların bulunup bulunmamasına göre sonlarındaki bazı hareke ve harflerin atıldığı (hazfedildiği) görülür. Arapçayı sonradan öğrenenler için bu durum biraz karışıkmış gibi görünse de, dikkatle birkaç kere okuduğunuz ve bu ünitede öğreneceklerinizi verilen örnekler üzerinde uyguladığınız zaman, hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlamış olacaksınız. Muzâri fiili Cezmi ve şart edatlarıyla ilgili daha ayrıntılı örnekler için adresine başvurabilirsiniz. OKUMA PARÇASI نصيحة والد حرف خيرا أبيهم ولم يكونوا احترفوا مال بنين فلما بلغوا أشدهم أسرفوا في ثلاثة لشيخ ة يكسبون ا كان أبوهم ووعظهم فقال لهم : لا نفسهم فلامهم لثلاثة أمور ولن تدركوها إلا با ربعة أشياء يسعى. أما الثلاثة ال تي أردتم الن جاح في حياتكم فاسعوا يا بني! إن الا خرة وأما الا ربعة التي يحتاج إليها في درك هذه الثلاثة وال منزلة في الن اس والزاد في إليها فالسعة في الرزق فيما وجه يكون ثم حسن القيام ال مال من أحسن اكتسب منه ثم استثماره ثم إنفاقه على ما فاكتساب ذه الن صيحة الا خرة وستوفقون إن عملتم يصلح ال معيشة ويرضي الا هل والا خوان فيعود عليه نفعه في الخاسرين. من تفلحوا وإلاكنتم فتمسكوا ا من هذه الا حوال فاته مراده لا نه إن يعرض عن الاكتساب يح رم من مال يعيش به وإن شيي ا ومن ضيع الفناء من سرعة قلة الا نفاق ال مال إلى سن التصرف في ماله فما ل. وإن هو أهم ل اس تثماره لم تمنعه يح إنفاقه في وجوهه ومنافعه صار بمنزلة ال فقير الذي لا وأثمر ثم أمسك عن الذهاب وإن هو اكتسب وأصلح الذي لم تزل ال مياه تنصب فيه فلو لم فهو كالسد بالحوادث التلف ذلك أيضا ماله من يمنع مال له ثم لم من نواح كثيرة إن لم يكن قد انبثق البثق ضياعا. العظيم فذهب ال ماء ومتنفس لخرب وسال يكن له مفاض (من النحو العربي خلال النصوص الجزء الثالث ) Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız كم ولدا للشيخ لما كبر الا ولاد في السن ماذا فعلوا.3 لماذا لام الا ب أولاده يجب على الن اس السعي لها هي الا شياء الثلاثة التي.4 ما.5 با ي الوساي ل تدرك الا مور الثلاثة

هي عاقبة من ضيع شيي ا من هذه الا.6 ما يمكن أن يكون ال غني مثل الفقير.7 هل حوال الثلاثة يمسك ماله با ي مثال يشرح ال مو لف حال الغني البخيل الذي.8 هي عاقبة البخل والسخاء وما.9 هي الفكرة الري يسية التي تست خرجها من الن ص ما 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ال تزم ( جهات / حصل على / منفعة / أبناء / عتب / والد / اجتنب / الهلاك / (نصح /.1 كان لشيخ ثلاث ة بنين.2 فلما بلغوا أشدهم أسرفوا في أبيهم. مال لا نفسهم ف أبوهم يكسبون ا خيرا حرفة لامهم.3 ولم يكونوا احترفوا 4. و وعظ هم فقال لهم 5. ولن تدركوه ا إلا با ربعة أش ياء فيعود عليه نفعه. الخاسرين. من كنتم ا تفلحوا وإلا إنفاقه في وجوهه ومنافعه. بالحوادث. فتمسكوا.7 8. ثم أمسك عن ذلك أيضا ماله من 9. ثم لم يمنع التلف خرب وسال من نواح كثيرة. 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerden seçiniz. بنات شاب مهنة أعداء أفسد رابح نال ( (حفظ بينة شر هذه حرفة تك ا خيرا لا نفسكم. سبون كان لرجل مسن ثلاث بنين.! يا بني إن أردتم الن جاح فاسعوا ليلا ونهارا. هذا الا مر يرضي الا هل والا خوان إن لم تفلحوا كنتم من الخاسرين. من هذه الا حوال.6 من ضيع شيي ا فاته مراده. إذا اهتم الرجل با مره أصلح أعماله

4. Altı çizili kelimelerin müfredlerini (tekillerini) bulunuz كان لشيخ ثلاثة بنين وسال من نواحكث يرة. لثلاثة أمور إن أردتم الن جاح في حياتكم فاسعوا.4 ولم يكونوا احترفوا حرفة يكسبون ا خيرا لا نفسهم. ال معيشة ويرضي الا هل والا خوان ثم إنفاقه فيما يصلح من هذه الا حوال مراده وم ن ضيع شيي ا فاته ومنافعه. وجوهه.7 ثم أمسك عن إنفاقه في ذلك أيضا ماله من التلف بالحوادث ثم لم يمنع ال مياه تن صب فيه. 5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.. وال منزلة.9 فهو كالسد الذي لم تزل حرفا خيرا احترف الا بناء يكسبون ا مال أبيهم. ثلاثة بنين. الرزق كان لشيخ فلما بلغوا أشدهم أسرفوا في 3. أما الثلا ثة التي يسعى إليها فالسعة في فاكتساب ال مال من أحسن وجه. درك هذه الثلاثة يحتاج إليها في وستوفقون إن عملتم ذه الن صيحة ومن ضيع شيي ا من هذه الا حوال فاته مراده صار بمنزلة ال فقير الذي لا مال له. والا خوان. ويرضي الا هل الذي لم تزل ال مياه تنصب فيه. فهو كالسد 6. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılığını seçiniz. أما الثلاثة التي يسعى إليها فالسعة في الرزق والمنزلة في الن اس والزاد في الا خرة a. Kendisi için çalışılacak üç şey şunlar olmalıdır: rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azıktır. b. Kendisi için çalışılacak üç şeye gelince, onlar, rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azıktır. c. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık içi çok çalışmak gerekir

d. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık içi çok çalışması gereken üç şeydir. e. Kendisi için çalışılacak üç şeyden ayrılmamak gerekir. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık. 7. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılğını seçiniz. الخاسرين. من ذه الن صيحة فتمسكوا ا وإلا كنتم عملتم إن a. Bu öğütle amel ederseniz ona (sımsıkı) sarılınız aksi halde zarar edenlerden olursunuz. b. Bu öğütle amel edin ona (sımsıkı) sarılın yoksa zarar edersiniz. c. Zarar etmek istemiyorsanız bu öğüdü tutunuz ve ona göre davranınız. d. Bu öğütü bilirseniz, ona sımsıkı sarılınız. Yoksa zarar edenlerden olursunuz. e. Bu öğütten sakın ayrılmayın. Hep onunla amel edin yoksa hüsrana düşersiniz. Altı çizili kısımlar daha önce okumuş olduğunuz ünitelerden size neler hatırlatıyor? Başka bir ifâdeyle altı çizili bu kısımlar cümlenin hangi ögesi durumundadır? با ربعة أشياء يسعى يا بني! إن أ ردتم الن جاح في حياتكم فاسعوا لثلاثة أمور ولن تدركوها إلا. أما الثلاثة التي درك هذه الثلاثة إليها فالسعة في الرزق وال منزلة في الن اس والزاد في بعة التي يحتاج إليها في الا خرة وأما الا ر فيما اكتسب منه ثم استثماره ثم إنفاقه وجه يكون ثم حسن القيام على ما من أحسن فاكتساب ال مال ذه الن صيحة ال معيشة ويرضي الا هل والا خوان فيعود عليه نفعه في الا خرة وستوفقون إن عملتم يصلح الخاسرين. من كنتم فتمسكوا ا تفلحوا وإلا DİLBİLGİSİ MUZÂRİ FİİLİN CEZMİ VE ŞART EDATLARI Her kelimenin sözlükte çeşitli mânâları vardır. Cezm kelimesinin sözlükteki mânâlarından biri de bir şeyi kesmek ve kelimenin sonunu sâkin kılmak tır. İşte bu mânâlarından hareketle, muzâri fiilin sonunda bulunan harften herekenin veya son harf olarak illet harfinin bulunması halinde o harfin atılması ve müennes-cemi nunları dışında sonunda nûn ( ن( bulunan kiplerinden (sıygalarından) nûn ( ن( harfininin kesilip atılmasına cezm denmiştir. Örnekleri inceleyiniz ve muzârinin başına cezm ve şart edatı geldikten sonraki durumunu kavramaya çalışınız. Merfû hali يعلم Biliyor: Meczûm hali إن يعلم Biliyorsa:

تفعلون Yapıyorsunuz: تكسبين kazanıyorsun: Sen يرمي Atıyor: تهدان çalışırsınız: İkiniz تج إن تفعلوا Yaparsanız: إن تكسبي Kazanırsanız: لم يرم Atmadı: تنجحان başarırsınız: İkiniz إن تج تهدا تنجحا başarırsınız: İkiniz çalışırsanız Muzâri Fiili Cezmedenler Fiillerin irâbı konusunda daha önce (II. Kitap 3. Ünitede) her hangi bir muzâri fiilin başında cezm edatlarından biri bulunursa o fiil cezmedildiğini öğrenmiştiniz. Muzâri fiili cezmedenler iki kısma ayrılır:.لا الن اهية, لام الا مر,لم ا,لم edattır. I. Tek muzâri fiili cezmedenler: Bunlar dört Şimdi bunları ayrı ayrı açıklayalım:. Görüldüğü gibi muzâri fiilin لم يستيقظ علي مبكرا uyanmadı. : Ali erkenden لم 1. hem lafzında hem de mânâsında etkili olmuştur. Lafzında muzâri merfû iken. (لم يستيقظ ( atılmıştır) meczûm hâle getirmiş ve son harekesi (يستيقظ ( Mânâsında ise, muzâri olumlu iken menfî mâzîye (geçmiş zamanın olumsuzu) çevirmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması için aşağıdaki örnekleri inceleyiniz: ألم يعلم با ن االله يرى [سورة العلق : 14] لم تحفظ عاي شة درسها ezberlemedi: Ayşe dersinizi (O insan), Allah ın (her şeyi) gördüğünü bilmedi mi? Not: Aşağıdaki tablolarda merfû muzârinin başına bir cezm edatı gelince nasıl bir değişiklik meydana geldiğini inceleyiniz. Çünkü ister bir muzâri fiili cezmedenler olsun, ister iki muzâri fiili cezmeden şart edatları olsun bu fiil üzerinde lafız bakımından aynı tesiri gösterirler. Muzâri Fiilin Merfû ve Meczûm Hali (Cezm ve şart edatları gelmeden önceki ve sonraki halleri) Cemi الجمع (Çoğul) Müsennâ ال مثنى (İkil) Müfred ال مفرد (Tekil) كتب يكتب كتابة Yazmak ال غاي ب / Gâib Meczûm Merfû Meczûm Merfû Meczûm Merfû

يكتب لم يكتب يكتبان لم يكتبا يكتبون لم يكتبوا تكتب لم تكتب تكتبان لم تكتبا يكتبن لم يكتبن ال غاي بة / Gâibe تكتب لم تكتب تكتبان لم تكتبا تكتبون لم تكتبوا Muhatab / ال مخاطب تكتبين لم تكتبي تكتبان لم تكتبا تكتبن لم تكتبن Muhataba / ال مخاطبة لم نكتب ب نكت أكتب لم أكتب Mütekellim ال متكلم / Bu edat, muzâri fiili cezmeden ve konuşmanın yapıldığı zamana kadar : لما 1. o fiilin olumsuzluğunu yani gerçekleşmediği anlamını ifade eder. Demek ki, fiilin sadece olumsuzluğunu değil o olumsuzluğun konuşmanın yapıldığı zmana kadar sürdüğünü bildirmek istediğimiz zaman لما edatını kullanacağız. Meselâ: لما يشرب الضيف القهوة içmedi: Konuk, kahveyi henüz daha/ Türkçeye çevrilirken cümledeki yerine göre hâlâ/ henüz/ لما şimdiye kadar/ hiç/ şu ana kadar olmadı gibi ifâdelerle çevrilebilir. edelim: nın muzâri fiile olmuzluk mânâsı katmalarındaki farka dikkat لما ile لم Muzâri fiilin başına لم getirdiğimiz zaman, dün mü bu gün mü veya ne zamana kadar fiilin gerçekleşmediğini düşünmeksizin, sadece fiilin meydana gelmediğini bildirmiş oluruz. Bu yüzden eski kitaplarda لم ile yapılan olumsuzluklara الجحد المطلق her hangi bir zaman kaydı taşımayan olumsuzluk يا ت gelmedi getirip Ahmet henüz لم ا kipi denmiştir. Ama muzârinin başına لما dediğimiz zaman, Ahmed in gelmesinin sözü söylediğimiz âna kadar أحمد gerçekleşmediğini ifade etmiş oluruz. Olumsuzluk sözün söylendiği ana kadarki zamanı kapladığı için eski sarf kitaplarında لم ا ile olumsuz yapılan muzâri kipine الجحد المستغرق (geçmiş zamanın tamamının kapsandığını bildiren olumsuzluk kipi) diye anılmıştır. Şu örnekleri bu bilgiler ışığında inceleyiniz: Ali şimdiye kadar/henüz dersini ezberlemedi. كلا لما لما يحفظ علي درسه يقض ما أمره [سورة عبس: [23 Doğrusu (insan), Allah ın emrettiği şeyleri hâlâ yerine getirmedi. (Emir ifâde etmek için kullanılan lâm): Çoğunlukla muzâriin gâib لام الا مر 1. ve gâibe sıygalarının başına gelir. Mütekellim sıygalarına az da olsa gelebilir. Örnek: لينصر علي أخاه etsin: Ali kardeşine yardım فاطمة واجبها yazsın: Fatma ödevini لتكتب ول ينفق ذو سعة من سعته [سورة الطلاق: 7]

Mâlî imkânı geniş olan, genişliğinden nafaka versin. Sizin günahlarınızı yüklenelim مل خطاياكم [العنكبوت: [12 ول نح Görüldüğü gibi bu lâm normal halde kesralı ( ل( okunur. Ancak kendisinden önce ف, و ve ثم edatları gelirse o zaman sâkin okunur. ليا ت صالح فلينتظر أمه beklesin: Salih gelsin ve annesiniفليو د الذي ا أتمن أمانته ول يتق االله ربه [سورة البقرة: ] Kendisine güvenilen (borçlu) kimse, Rabbi olan Allah tan korkusundan emânetini tastamam ödesin. ال مسجد ل يستمعوا إلى الخطبة. ليذهب ال مسلمون إلى ثم Müslümanlar mescide gitsinler sonra hutbeyi dinlesinler. Karşımızdakinden bir işin yapılmamasını istediğimiz zaman :لا الناهية 1. kullanırız. Çünkü bu لا الناهية muzâri fiilin başına onu cezmetmek ve bir işin yapılmamasıni isteme mânâsını ifâde etmek için getirilir. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz: كثيرا kalma: Çok uyuma, çok uykusuz da كثيرا ولا تسهر لا تنم ال مسرفين [سورة الطلاق: [7 تسرفوا إنه لا يحبكلوا واشربوا ولا (Ey Âdem oğulları!) Yiyin, için fakat istraf etmeyin, Çünkü o (Allah) israf edenleri sevmez. Ebu l-esved ed-düelî ye nispet edilen şu beyit Arapça nahiv kitaplarında şâhid olarak getirilen beyitlerdendir: لا تنه عن خلق وتا تي مثله * عظيم عار عليك إذا فعلت (Ey başkasına bir şey öğreten kişi!), sen benzerini yapmanla birlikte bir huydan/davranıştan kimseyi men etme. (Böyle) yaptığın zaman asıl büyük kusur sendedir. Bu örnekteki لا تنه nin aslı لا تنهى iken nın لا tesiriyle cezm alâmeti olarak kelimenin illetli harfi olan ( ي( hazfedilmiş (atılmış) ve لا تنه şeklinde kalmıştır. من الظن إن بعض الظن إثم ولا تج سسوا ولا يغتب بعضكم الذين آمنوا اجتنبوا كثيرا يا أيها بعض ا [سورة الحجرات: 12] Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli kusurunu (casus gibi) araştırmayın ve biriniz diğerini çekiştirmesin (gıybet etmesin) Âyette geçen لا تجسسوا sonunda ( ن( bulunan sıygalardan olduğu için cezm alâmeti olarak ( ن( harfi atılmıştır. لا يغتب de cezm alâmeti alarak ( ب( harfinin zammesi atılmış, harekesiz/sâkin okunmuştur.

Aşağıdaki cümlelerde cezm olmuş muzârilerin cezm alâmetlerini söyleyiniz: لسوء لا تعاشر قرناء ا.2 إن يطع الا نسان أباهما ينالا رضاه. أمهاتكن قمتن بواجباتكن يا بنات إن تساعدن.4 لا تو خر عمل ال يوم إلى الغد. بجانبك. ليجلس صديقك.5 II. İki Muzâri Fiili Cezmedenler/ Şart Edatları Arapçada şart edanları ikiye ayrılır: A. İki Muzâri Fiili Cezm Eden Şart Edatları Bunlar da yukarıda bir muzâri fiili cezmedenler gibi başına geldikleri muzârileri cezmederler. Yukarıdakilerden farkı, bunların iki muzâriyi cezmetmeleridir. Bu muzârilerden birincisine şart fiili, ikincisine cevap/ceza fiili denildiği gibi bu muzârilerden birincisinin bulunduğu cümleye şart cümlesi, ikincisinin bulunduğu cümleye cevap yahut ceza cümlesi denir. Şu örneği inceleyelim: الامتح ان تج تهد تنجح في إن Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi Şart edatı Çalışırsan imtihanda başarılı olursun. Görüldüğü gibi şart edatından sonra gelen birinci muzâri de ondan sonraki cümlede yer alan ikinci muzâri de meczûm olmuş, sonlarındaki hareke atılmıştır. Ancak burada anlam bakımından dikkat etmemiz gereken bir durum vardır. İkinci cümledeki fiilin gerçekleşmesi birinci cümledeki fiilin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu iki cümle birbirinden ayrı kullanılamaz. Bir bütünün parçaları gibidirler. Bu yüzden bazı nahiv kitaplarında bu tür cümleler الجمل ال متلازمة Birbirinden ayrılmayan cümleler diye adlandırılırlar. Zaten birinci cümle için ad olarak verilen şart الشرط kelimesi المشروط meşrût mânasına olup kendisine bağlanılan, yerine getirilmesi gerekli olan şey anlamındadır. Bu yüzden birinci cümleye şart,الشرط ikinci cümleye de, onun karşılığı anlamında cevap/cezâ الجواب / الجزاء denilmiştir. Şimdi iki muzâri fiili cezm eden şart edatlarını örnek cümleleriyle birlikte tablo halinde görelim.

İki Muzâri Fiili Cezm Eden Şart Edatları Cümle İçinde Kullanımı Anlamı Şart Edatı مبكرا مبكرا تستيقظ إن تنم Erken yatarsan erken kalkarsın. الكبار. الكبار يحترمك تحترم إذما Büyüklere saygı gösterirsen küçükler de sana saygı gösterir. se/sa se/sa se/sa 1 إن 2 إذما بعلمك يحترمك الن اس إذاما تعمل İlminle amel edersen insanlar sana saygı duyar. se/sa 3 إذاما من يعمل صالحا يجز به. Kim iyilik yaparsa karşılığını alır. Ne ekersen onu biçersin. ما تزرع تحصده مهما تقرأ تستفد منه. Ne okursan ondan faydalanırsın. متى يبرد الجو تش عل ال مدفا ة. Hava ne zaman soğursa sobayı yakarsın. ترجع نذهب إلى ال مسرح. أيان Ne zaman dönersen tiyatroya gideriz. أجلس. لس أين تج Sen nereye oturuyorsan ben de oraya otururum. أينما تكونوا يدرككم ال موت. Nerede olursanız olun, ölüm size kavuşur. أنى تزر في تركيا تعجبك Türkiye de nereyi ziyaret edersen et, hoşuna gider. Kim (i/e) se/sa Her kim (yi/ye) se/sa 4 من ما Her ne (yi/ye) se/sa 5 Her ne (yi/ye) se/sa Ne zaman se/sa Ne zaman se/sa Nerede se/sa Her nerede se/sa Nereye se/sa Her nereye se/sa Nereye se/sa Her nereye se/sa مهما 6 متى 7 8 أيان 9 أين أينما أنى

يبغضه االله أي عالم يتكبر Hangi âlim kibirlenirse Allah onu sevmez. حيثما تج د القلم تا خذه Kalemi nerede bulursan onu alırsın. تعاملوا الن اس تعاملوك كيفما İnsanlara nasıl davranırsan onlar da sana öyle davranırlar. seafoodplus.info Nereye se/sa Nerede se/sa Nasıl se/sa Her nasıl se/sa 12 أي حيثما 13 1 كيفما 4 Örneklerde görüldüğü gibi iki muzâri fiili cezm eden bu şart edatlarından yalnızca إن harf diğerlerinin tamamı isimdir. Bu durumda إن harf olduğu için i râbdan nahalli yoktur. Yani cümlenin ögelerinden biri olmaz. Ancak diğerleri şart isimleri olduğu için cümlede bulundukları yere göre i râb alırlar. Aşağıdaki tablolarda bu durum açık bir şekilde görülecektir: İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği أزرك تزرني إن Cevap/Cezâ Fiili (meczûm) Şart fiili (meczûm) Beni ziyaret edersen, sana ikram ederim. Şart edatı Harftir, i râbtan mahalli yoktur İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği Haber (Mahallen Merfû) يفشل يكسل Mübtedâ (Mahallen Merfû) من Cevap/Cezâ Fiili Şart fiili (meczûm) (meczûm) Kim tembellik ederse başarısız olur. Şart edatı İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği Fiili ve Fâili تسلم عليه تصادف Mefûlün Bih (Mahallen mansûb) من Cevap/Cezâ Fiili Şart fiili (meczûm) (meczûm) Kime rastlarsan selam veririsin. Şart edatı

ise mu rabtır ve her zaman أي mebnî, den başka şart isimlerinin hepsi أي muzâf olarak kullanıldığı için muzâf olduğu kelimeye göre anlam kazanır. Meselâ; عدنا [سورة الا سراء: [ 8 إن عدتم أيهم يقم أقم معه Onlardan hangisi ayağa kalkarsa ben de onunla birlikte ayağa kalkarım. Burada أيهم mübtedâdır. الطاي رات تركب أركب أي Hangi uçağa binersen ben de (ona) binerim. Burada أي mefûlün bih tir. أي يوم تصم أصم أي Sen hangi gün oruç tutarsan ben de o gün oruç tutarım. Burada mefûlün fîh /zaman zarfıdır. لس أجلس فيه. أي مكان تج Hangi mekana (nereye) oturursan ben de oraya otururum. Burada أي mefûlün fîh /mekân zarfıdır. Not: Şart edatlarından أنى, حيثما, متى,أ يان ve أين başlarında yer aldıkları cümleyle ilgili olarak bir zaman ve mekan kavramına işaret etmeleri nedeniyle cümlenin mefûlün fîh ögesi olarak kabul edilirler. Şart edatlarından كيفما, başında bulunduğu fiil cümlesiyle ilgili olarak bir durum/hal kavramına delâlet ettiği için cümlede dâimâ hal ögesi durumundadır. أنى تذهب يعلمك االله bilir. Nereye gidersen Allah seni حيثما تفعل يكتب فعلك yazılır. Her nerede bir iş yaparsan yap o işin تهلك olursun. Ne zaman haset edersen helak متى تحسد نو منك تا من غيرنا وإذا * لم تدرك الا من لم تزل حذرا أيان Ne zaman biz sana eman (güven belgesi) verirsek, sen bizi başkasından güvende olursun. Bu emânı elde edemediğin zaman korku içinde olmaya devam edersin. Şart cümlelerinde şart ve cevap fiilleri şu dört durumda olabilir: 1. Her ikisi de muzâri olabilir ki aslolan böyle olmasıdır : إن تعودوا نعد [سورة الا نفال: [ 19 Eğer tekrar savaşa dönerseniz, biz de döneriz. 2. Her ikisi de mâzî fiil olabilir: Misâl:

إن( لو( Eğer (yine isyana) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. 3. Şart fiili, mâzî, cevap fiili muzâri olabilir. Misal من كان يريد حرث الا خرة نزد له في حرثه ومن كان يريد حرث الدنيا تو ته منها [سورة الشورى: [20 Kim âhiret mükâfâtını elde etmek isterse, onun mükâfâtını artırırız. Kim de dünya nimetini isterse ona ondan veriririz. 4. Şart fiili muzâri, cevabı mâzî şeklinde olabilir. Bu tür kullanımlar azdır. Misal: من يقم ليلة القدر إيمانا واحتسابا غفر له Kim Kadir gecesinde imânla ve ecrini Allah tan umarak gece namazı kılarsa Allah onun günahlarını affeder. Aşağıdaki ibarelerde bulunan şart ve cevap cümlelerini ve muzâri fiillerdeki cezm alâmetlerini söyleyiniz أينما تكونوا يدرككم ال موت [سورة البقرة: [ متى أضع العمامة تعرفوني إن تو منوا وتتقوا يو تكم [سورة محمد : [36 من خير يعلمه االله [سورة البقرة : [ وما تفعلوا من يعمل سوءا يجز به. [سورة النساء : [ Talebin Cevâbında Bulunan Muzâri Fiilin Cezm Olması Arapçada zaman zaman talepten sonra bir emir, nehiy, istifhâm (soru) ve temennî fiilini takip eden meczûm muzâri fiiller karşımıza çıkar. Gramerciler bu meczûm muzâri fiilleri, cümleden kaldırılmış olan şart edatının cevap cümlesi olarak yorumlamışlardır. Aşağıdaki örnekleri dikkatle inceleyelim: الكتابين بدقة تستفد منهما كثيرا اقرأ هذين Bu iki kitabı dikkatli oku (okursan) çok istifade edersin الا مراض كل قليلا تسلم من Az ye (yersen), hastalıklardan kurtulursun. B. Cezmetmeyen Şart Edatları Arapçada إذ,لو ve أ ما da şart anlamı taşırlar. Ancak muzâri fiilin başına gelseler de onları cezmetmezler. Yukarıda zikredilmiş olan إن ve in لو farkı vardır. Şöyle ki ( in başına geldiği fiil, mâzî de olsa muzârî mânâsına لو( ( olur. dönüşür. ( in başına geldiği fiil muzârî de olsa mâzî mânâsında şart edatı, bir fiilin mâzî bir fiile bağlandığını gösterir. Tercümesinde de. olmuş olsa. Olur, yahut olsa idi olurdu diye Türkçeye çeviririz. Bunun cevabının başına da çoğunluka fethalı bir lâm bulunur. Cevabı şarta bağlamaya yardımcı olur. Bana gelmiş olsaydı ona ikram ederdim أستطيع وهبت كل طالب هدية لو لو جاءني لا كرمته.

ف( Şayet elimde olsaydı, her öğrenciye bir hediye verirdim. تظهر الن باتات والفطريات إذا نزل ال مطر Yağmur yağdı mı, bitkiler ve mantarlar ortaya çıkar. لو تسكر الحنفية جيدا ندفع أقل Musluğu iyi kapatırsan, daha az ödeme yaparız. Arapça sıkça kullanılan ve daha çok şart ve tafsil (detaylandırma) ifâde etmek için kullnılan أ ما vardır. أ ما ile başlayan mübtedâların haberinin başına da ( ف( harfi gelmesi vâciptir. Yani dilbilgisi açısından gereklidir. Çünkü bu ( harfi, özellikle uzun cümlelerde haber in hangi kelime olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Şu örnekleri inceleyelim: الذين كفروا فيقولون [سورة البقرة 26] الذين آمنوا فيعلمون أنه الحق من ر م وأما فا ما İman edenler ise onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Not: Bu أ ما ile başlayan mübtedânın haberine gelmesi gereken ( ف( nin şiirde veznin uygun düşmesi gibi sebeplerle hazfedildiği görülür. Birkaç misâli vermemiz yeterli ve aynı zamanda okumak durumunda olduğumuz metinler açısından gereklidir. ولكن سيرا في عراض المواكب أي فلا قتال لديكم Bir diğer misâl de şudur: فا ما القتال لا قتال لديكم * الذين اسودت وجوههم أكفرتم [سورة آل عمران: ] (أي فيقال لهم أ كفرتم * فا ما İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkar etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir). Başka bir misal de şöyledir: متشاعر. بشاعر ولا Bana gelince ben ne şâirim, ne de şâirliğe أما أنا فلست yeltenenim. Cevap Cümlelerinin Başına ( ف( Harfinin Gelmesi Cevap cümlesinin başına gelen bir ( ف( harfi cevaba şarta mânâ bağlayan bir bağlaçtır. Prensip olarak şart cümleleri adı verilen bu yapılarda şart denilen kısmın başına ( ف( gelmemekle birlikte, cevap cümlesinin başına şu beş durumda ( ف( gelmektedir: 1. Cevap cümlesi isim cümlesi olduğunda: قدير [سورة الا نعام: [ بخير فهو على كل شيء وإن يمسسك االله

ع cümlesi, 2. Cevap س ي ن م س ب gibi câmid (çekimsiz/gayr-i ى س ع ve ل ي mutasarrıf) bir fiil olduğunda جن تك [سورة الكهف: ] يو تين خيرا من منك مالا وولدا فعسى ربي أن ترن أنا أقل وإن 3. Cevap cümlesi, emir cümlesi, nehiy cümlesi, temennî cümlesi, soru cümlesi gibi talebî cümle özelliğinde olduğunda: يحببكم االله [سورة آل عمران: 31] وإن كنتم تحبون االله فاتبعوني (Resulüm! ) De ki: Eğer Allah&#;ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin. 4. Cevap cümlesinin başında لا, ما ve لن gibi olumsuzluk edatlarından birinin yer aldığı olumsuz bir cümle olduğunda: وإن لم تفعل فما بلغت رسالته [سورة الماي دة: [67 Eğer bunu yapmazsan, O nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. 5. Cevap cümlesi, başında ف و س س ق د harf ve edatlarından birinin bulunduğu mâzî veya muzârili bir fiil cümlesi olduğunda. إن يسرق فقد سرق أخ له من قبل [سورة يوسف: [77 (Kardeşleri) dediler ki: "Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı." ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde örnekte olduğu gibi şart edatını, şart fiilini ve cevap/cezâ cümlesini belirleyiniz. يستجب لنصح والديه يسعد في حياته من.2 مهما تبذلوا خير يقدره الن اس. من.3 من يجتهد في دروسه ينجح. يدعم الاقتصاد الوطني. يدخره ال مواطن.4 ما تنتشر الجريمة أين يكثر المتعطلون الحروب إذا ساد التعاون الدولي قلت أسب اب.7 من يتق االله في عمله فقد فاز برضاء ال مجتمع. الا سكندرية تستمتع بالهواء اللطيف متى تذهب إلى من يفش السر فليس با مين من يظل م الن اس فسوف يندم.

2. Aşağıdaki cümlelerde şart edatını belirleyip çeşidini (cezmedenlerden mi cezmetmeyenlerden mi olduğunu) belirtiniz. لس يحترمك الن اس أينما تج.2 متى تحسن أخلاقك يكثر أصدقاؤك. لو قال ال متهم الحق لاستراح القاضي إذا نزل ال مطر نبت الزرع. إذا أحسنت إلى الفقير أحبك االله متى تقرأ الصحف تعرف الكثير عن أحوال ال عالم. حياتك. واجبك تفشل في تهمل.7 إن.8 ما تق دمه من خير يعلمه االله. لو كث ر عتابك على الن اس نفر منك الا صدقاء عمله يكسب رضاء رؤساي ه من يجتهد في 3. Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki şart edatından faydalanarak şart cümlesine dönüştürünüz ve gerekli değişiklikleri yapınız. الرواتب فرح ال موظفون. (إن) زادت.1 ببطء وسط الزحام تسلم من الخطر (متى ( تمشي يعيشون طويلا. (من ( يحافظون على صحتهم.3 ال موت توهب لكم الحياة. (إن). (أينما ( تحرصون على يعمل الشر يحصد الن دم. (من) ال محتاجين يشكرونك (متى (.6 تغيث. ال كرام تتخلق با خلاقهم. (ل و).7 تصادق يعيش ال مواطنون في سلام ينتشر الا من.8 بالحق تنتصر العدالة. (إن ( تشهدان تستمع ون إلى شرح ال معلم تفهم ون الدرس. (متى ( 4. Aşağıdaki cümleleri uygun şart edatını kullanarak ve gerekli değişiklikleri yaparak birbirlerine bağlayınız. ينتصرون على أعداي هم. الجنود كفاحهم /.1 يواصل الامتحان سرورا. امتلا قلبه.2 نجح ابنه في / ال مواطنين. ينتشر ال علم بين تكثر ال مدارس /.3

5.Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Ödevini ihmal edersen pişman olursun. 2. İstanbul a gidersen camileri görürsün. 3. Küçükken yorulursan büyükken rahat edersin. 4. Nereye yönelirsen orada bir arkadaş görürsün. 5. Neyi ekersen onu biçersin. 6. Sen nasıl olursan arkadaşın öyle olur. 7. Bu günün işini yarına bırakma. 8. Ancak akıllı olan kişi kazanır. 9. Hocanın öğütlerini dinle ki derslerinde başarılı olasın. بخشية االله تزور ون البيت الحرام / تشعر ون.5 يتقي االله / يفوز برضاي ه. الشمس / ينتشر الدفء. تشرق نزل ال مطر / عم الرخاء. ال مسلمون / يخيفون أعداءهم يتحد / تلقيان الحم د والثناء. تنشطان في عملكما.9 تزرع الشر / تحصد الن دم Aşağıdaki cümlelerde cevap cümlesine ( ف( bitişmesinin sebebini belirtiniz. بال من والا ذى. تبطل صدقتك.1 إن تتصدق فلا عند الغضب فلن يضيع الا مر من يدك إن تضبط نفسك فسيكسب خبرة ومعرفة. يسافر.3 من.4 من يظلم الن اس فسوف يندم. وطنك. عملك فقد أسا ت إلى.5 متى تهمل في شجاعة شعبها. تسافر إلى تركيا فحدث عن.6 متى تشاهد نماذج للحضارة الا سلا مية. لو سافرت إلى ال عراق فسوف من يتق االله في عمله فقد فاز برضاء ال مجتمع. يتوكل على االله فهو حسبه.9 ومن يطع الرسول فقد أطاع االله من

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir