104 amiral kim / emekli amiral olayı - İsmail SAYMAZ - Köşe Yazıları – Sözcü

104 Amiral Kim

104 amiral kim

BİLDİRİ YAYINLADILAR! Emekli Amiralin İsimleri Neler? Emekli Amiral Kimdir?

Son zamanlarda gündemde olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çıkabileceği yönündeki tartışmaların ardından dün gece yarısı Deniz Kuvvetleri'nden emekli eski amiral gündemde olan İstanbul Sözleşmesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni konu edinerek, milli iradeyi tehdit eden ve darbe imaları barındıran skandal bir bildiri yayınladı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi konulu bildirideki "Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz." ifadeleri dikkat çekti. Peki bildiriye imza atan amiral kimdir? emekli amiralin isimleri

BİLDİRİYE İMZA ATAN EMEKLİ AMİRALİN İSİMLERİ NELERDİR?

İşte bildiri yayınlayan emekli amiralin isimleri:

  1. Emekli Amiral Ergun MENGİ
  2. Emekli Amiral Alaettin SEVİM
  3. Emekli Amiral Nazif ÖZDAĞDEVĠREN
  4. Emekli Amiral Işık BİREN
  5. Emekli Amiral Ahmet ŞENOL
  6. Emekli Amiral Hasan HOŞGİT
  7. Emekli Amiral Vedat ERSİN
  8. Emekli Amiral Metin AÇIMUZ
  9. Emekli Amiral Atilla KEZEK
  10. Emekli Amiral Nurhan KAHYAOĞLU
  11. Emekli Amiral Önder ÇELEBİ
  12. Emekli Amiral Metin POYRAZLAR
  13. Emekli Amiral Mücahit ŞİŞLİOĞLU
  14. Emekli Amiral Engin BAYKAL
  15. Emekli Amiral Hüseyin ÇİFTÇİ
  16. Emekli Amiral Atilla KIYAT
  17. Emekli Amiral Vehbi ALPMAN
  18. Emekli Amiral Celal PARLAKOĞLU
  19. Emekli Amiral Mustafa Ekmel ÖZDENGİL
  20. Emekli Amiral Serdar DÜLGER
  21. Emekli Amiral Abdullah METE
  22. Emekli Amiral Ertan DEMİRTAŞ
  23. Emekli Amiral Orhun ÖZDEMİR
  24. Emekli Amiral Ersin GÜLER
  25. Emekli Amiral Nadir KINAY
  26. Emekli Amiral Hüseyin HOŞGİT
  27. Emekli Amiral İlker GÜVEN
  28. Emekli Amiral Baha EREN
  29. Emekli Amiral Abdullah GAVREMOĞLU
  30. Emekli Amiral Şükrü BOZOĞLU
  31. Emekli Amiral Hakan ERCAN
  32. Emekli Amiral Mesut ÖZEL
  33. Emekli Amiral Taner EZGÜ
  34. Emekli Amiral İbrahim AKIN
  35. Emekli Amiral Ömer AKDAĞLI
  36. Emekli Amiral Mehmet OTUZBİROĞLU
  37. Emekli Amiral Taner BALKIŞ
  38. Emekli Amiral İzzet ARTUNÇ
  39. Emekli Amiral Hakan ERAYDIN
  40. Emekli Amiral Mehmet Ali ÇINAR
  41. Emekli Amiral Deniz DAĞLILAR
  42. Emekli Amiral Yalçın ERTUNA
  43. Emekli Amiral Türker ERTÜRK
  44. Emekli Amiral Aydın CANEL
  45. Emekli Amiral Sami ÖRGÜÇ
  46. Emekli Amiral Yalçın KAVUKÇUOĞLU
  47. Emekli Amiral Nazım ÇUBUKÇU
  48. Emekli Amiral Ahmet AKSOY
  49. Emekli Amiral Can ERENOĞLU
  50. Emekli Amiral Doğan HACİPOĞLU
  51. Emekli Amiral Abdullah AKGÜL
  52. Emekli Amiral Aziz ÖZTÜRK
  53. Emekli Amiral seafoodplus.info AKINSEL
  54. Emekli Amiral İlker GÜVEN
  55. Emekli Amiral Mustafa İPTEŞ
  56. Emekli Amiral Caner BENER
  57. Emekli Amiral Nejat BERKSUN
  58. Emekli Amiral Kadir SAĞDIÇ
  59. Emekli Amiral Tayfun TANSAN
  60. Emekli Amiral İskender YILDIRIM
  61. Emekli Amiral Ali Yüksel ÖNEL
  62. Emekli Amiral Uğur YİĞİT
  63. Emekli Amiral Mustafa ÖZBEY
  64. Emekli Amiral Cem GÜRDENİZ
  65. Emekli Amiral Bülent BOSTANOĞLU
  66. Emekli Amiral Murat BİLGEL
  67. Emekli Amiral Cengiz ALPÖZÜ
  68. Emekli Amiral Serdar Okan KIRÇİÇEK
  69. Emekli Amiral Tufan MİMİR
  70. Emekli Amiral Turgut TUFAN
  71. Emekli Amiral Turhan ÖZER
  72. Emekli Amiral Alper TEZEREN
  73. Emekli Amiral Mustafa ÜLTANUR
  74. Emekli Amiral Ruhsar SÜMER
  75. Emekli Amiral Cemal ÜREN
  76. Emekli Amiral Gündüz Alp DEMİRUS
  77. Emekli Amiral Deniz CORA
  78. Emekli Amiral Gürkan İNAN
  79. Emekli Amiral Atilla TONGUÇ
  80. Emekli Amiral Mustafa KARASABUN
  81. Emekli Amiral Erol YÜKSEL
  82. Emekli Amiral Özbek GÜRGÜN
  83. Emekli Amiral Bülent OLCAY
  84. Emekli Amiral Nejat GÜLDİKEN
  85. Emekli Amiral Turgay ERDAĞ
  86. Emekli Amiral İsmail TAYLAN
  87. Emekli Amiral Aydın GÜRÜL
  88. Emekli Amiral Raif NALDEMİR
  89. Emekli Amiral Numan ALANSAL
  90. Emekli Amiral Tanzar DİNÇER
  91. Emekli Amiral Erol ADAYENER
  92. Emekli Amiral Haluk Sayın
  93. Emekli Amiral Ferhat FERHANOĞLU
  94. Emekli Amiral Mehmet Ali ÖZGÜVEN
  95. Emekli Amiral Ali Sadi ÜNSAL
  96. Emekli Amiral Doğan DENİZMEN
  97. Emekli Amiral Taner AKKAYA
  98. Emekli Amiral Necati KURT
  99. Emekli Amiral Tayfun URAZ
  100. Emekli Amiral Engin HEPER
  101. Emekli Amiral Hayati BİLGİÇ
  102. Emekli Amiral Hasan Nihat DOĞAN
  103. Emekli Amiral Ömer Bayram ÇETİN
  104. Emekli Amiral Mithat Kemal ALGÜL

EMEKLİ AMİRAL BİLDİRİSİ NEDİR? BİLDİRİ TAM METNİ OKU

emekli amiral hükümete karşı bir bildiri yayınladı. Emekli amirallerin yayınladığı bildiride şu ifadelere yer verildi:

EMEKLİ AMİRAL BİLDİRİSİ METNİ

"Yüce Türk Milletine,

Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

"Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçici düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.

Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir.

Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına, masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.

TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

"TÜM VARLIĞIMIZLA KARŞI ÇIKIYORUZ"

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz.

Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir.

Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizinyanındayız."

GECE YARISI EMEKLİ AMİRALDEN DARBE İMALI BİLDİRİ!

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR, NE ZAMAN İMZALANDI?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Bulgarlar, Fransa, İngiltere, İrlanda ve Denizaşırı Britanya Ülkeleri, Hindistan İmparatorluğu, Elenler Krallığı, Japonya İmparatorluğu, Romanya Krallığı, SSCB, Yugoslavya Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti arasında yılında imzalandı. Montrö Sözleşmesi Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir.

20 Temmuz 'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi’nin yerine geçti. Peki Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir, Türkiye için ne anlama geliyor?

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. ’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi’nin yerine geçmiştir.

MONTRÖ BOĞAZLAR ANLAŞMASININ MADDELERİ

Birinci Madde

Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar’da denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar.

Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİNİN TAM METNİ NEDİR?

KESİM I. – TİCARET GEMİLERİ

Madde 2
Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem (formalite) olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler, Boğazlar'ın bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken, Türk makamlarınca, alınması işbu Sözleşmesinin I sayılı Ek’inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu gemilerden hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır.

Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar’dan geçecek ticaret gemileri, 3. maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını, uyrukluklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.

Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Madde 3
Ege Denizi’nden ya da Karadeniz’den Boğazlar’a giren her gemi, uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla konulmuş olan sağlık denetimi için, Boğazlar’ın girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır. Bu denetim, bir temiz sağlık belgesi (patentesi) ya da işbu maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren gemiler için, gündüz ve gece, olabilen en büyük hızla yapılacak ve bu gemiler Boğazlar’dan geçişleri sırasında başka hiçbir duruş zorunda bırakılmayacaklardır.

İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanlhematique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan gemilerle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi-dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır; sağlık koruma görevlileri Boğazlar’ın çıkışında bir sağlık istasyonunda gemiden indirileceklerdir.

Madde 4
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar içinde Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Madde 5
Savaş zamanında, Türkiye savaşmışa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar’da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar’a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

Madde 6
Türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması yine de sürdürülecektir; ancak, gemilerin Boğazlar’a gündüz girmeleri ve geçişin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bu durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

Madde 7
“Ticaret gemileri” terimi, işbu Sözleşmenin II. Kesiminin kapsamına girmeyen bütün gemilere uygulanır.

KESİM II. – SAVAŞ GEMİLERİ

Madde 8
İşbu Sözleşme bakımından, savaş gemilerine ve bu gemilerin nitelikleriyle tonajlarının hesabı için uygulanacak tanımlama, işbu Sözleşmenin II sayılı Ek’inde yer alan tanımlamadır.

Madde 9
Deniz kuvvetlerinin, sıvı olsun ya da olmasın, yakıt taşımak için özellikle yapılmış olan yardımcı gemileri, maddede belirtilen ön-bildirim koşuluna bağlı tutulmayacaklar ve, Boğazlar’ı tek başlarına geçmek koşuluyla, ve , maddeler gereğince sınırlamaya bağlı tonajlar hesabına katılmayacaklardır. Bununla birlikte, bu gemilerin, öteki geçiş koşullan bakımından, savaş gemileriyle bir tutulmaları süregidecektir.

Bir önceki fıkrada belirtilen yardımcı gemiler, öngörülen kuraldışılıktan, ancak silâhları: yüzer hedeflere karşı en çok milimetre çapında iki toptan, hava hedeflerine karşı en çok 75 milimetre çapında iki silâhtan çok değilse yararlanabileceklerdir.

Madde 10
Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler, ister Karadeniz’e kıyıdaş olan ister olmayan Devletlere bağlı bulunsunlar, bayrakları ne olursa olsun, Boğazlar’a gündüz ve aşağıdaki ve sonraki maddelerde öngörülen koşullar içinde girerlerse, hiçbir vergi ya da harç ödemeksizin, Boğazlar’dan geçiş özgürlüğünden yararlanacaklardır. Yukarıdaki fıkrada belirtilen sınıflara giren gemiler dışında kalan savaş gemilerinin ancak ve maddelerde öngörülen özel koşullar içinde geçiş haklan olacaktır.

KANAL İSTANBUL PROJESİ NEDİR? ÖNEMİ NEDİR? KANAL İSTANBUL GÜZERGAHI NERESİ?

Kanal İstanbul, şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada yılına değin kurulması öngörülen iki yeni kentten biri kurulacak.

Kanal İstanbul nedir, nerede yapılacak Kanal İstanbul Projesi ne zaman, hangi ilçelerde yapılacak İşte harita ve güzergah

Kanalın uzunluğu 40–45 km; genişliği yüzeyde – m, tabanda ise yaklaşık m olacak. Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacaktır.

milyon metrekareye kurulması planlanan Yeni Şehir'in 30 milyon metrekaresini Kanal İstanbul oluşturmaktadır. Diğer alanlar 78 milyon metrekare ile havaalanı, 33 milyon metrekare ile Ispartakule ve Bahçeşehir, milyon metrekare ile yollar, milyon metrekare ile imar parselleri ve 37 milyon metrekaresi ise ortak yeşil alanlara ayrılmıştır.

Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek. Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.

MONTRO BOĞAZLAR SÖZLEŞEMESİ DIŞINDA BİR PROJEDİR

Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kanal İstanbul'un Montrö Boğazlar sözleşmesiyle bir ilişkisinin olmadığını söylediği belirtilerek, projenin hangi rejime göre idare edileceği, özel bir hukukunun olup olmayacağı yönündeki soru üzerine Kurum, şunları kaydetti:

"Montrö ile ilgili bizim bir sıkıntımız, problemimiz yok. Buna ilişkin Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Kanal İstanbul Projesi Montrö'nün dışında bir projedir. Bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak yapmış olduğumuz bu boğaz yoğunluğundan kaynaklı gemi trafiğinin bekleme sürelerini azaltacak, Boğaz'daki bu deniz canlılarını, İstanbul Boğazı'nı koruyacak bir projedir. Dolayısıyla Montrö'nün dışında bir projedir. Geçmek isteyen oradan geçsin, bekleme sürelerini dikkate alarak geçsin. Ama trafik yükünü, diğer ülkelerde baktığımız zaman Panama Kanalı, Süveyş Kanalı'nda da alternatif güzergahlar ile birlikte bu ticaretin hızlanması için atılmış adımlardır, biz de ülkemizde Montrö dışında yapmış olduğumuz, nasıl boğazın altından geçtiysek, nasıl üçüncü köprümüzü, Osmangazi'mizi yaptıysak bu da o çerçevede yapılmış bir projedir. Bağımsız bir projedir, özgür bir projedir, Boğaz'ın özgürlük projesidir. Hukuku tamamen ayrı şekilde, Montrö ayrıdır, Kanal İstanbul süreci ayrıdır. Montrö'deki hukuka herhangi bir zeval gelmeyecek şekilde Kanal İstanbul Projesi yürütülecektir."

"Yani oradan geçişi Türkiye kendisi mi belirleyecek?" sorusuna karşılık Kurum, "Tabii ki. Montrö'deki zorunluluğumuz devam edecek ancak Kanal İstanbul'la ilgili sonuçta biz kendi projemizi yapıyoruz, kendi kararlarımızı da alıp, o süreci işleteceğiz." dedi.

KANAL İSTANBUL DEPREM ETKİSİ YARATIR MI?

Bakan Soylu, "Kanal İstanbul üzerinden deprem manipülasyonuyla siyaset yapmak, mesnetsiz ifadelerle milleti ürkütmek ve bilimi istismar etmek bu ülkenin iddialarına yapılan kötülüktür. Peki işin bilimsel gerçeği nedir?" değerlendirmesini yaptı.

AFAD AÇIKLAMA YAPTI

AFAD'ın Twitter hesabından, Kanal İstanbul Projesi'nin defaatle depremle ilişkilendirilmesi nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklama yayımlama gereği duyulduğu belirtildi.

Açıklamada, "Projenin, yapılması planlanan bölgeye atfedilen deprem tehlike ve riskleri gerçeği yansıtmamaktadır. Hayata geçirilme çalışmalarıyla birlikte gündeme sıklıkla getirilen Kanal İstanbul ve deprem ilişkisine atfedilen deprem tehlike ve riskleri doğru değildir." ifadelerine yer verildi.

KANAL İSTANBUL İLE SU KAYBI YAŞANACAK MI?

Bakan Kurum, "Kanal İstanbul Projesi için 5 ayrı güzergah birbiriyle kıyaslanmış, İstanbul'umuz için en doğru hat belirlenmiştir." dedi.

Kurum, "İstanbul'un su kaybı yaşayacağı iddiası kesinlikle bilimsel değildir, tamamıyla gerçek dışıdır." ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul Projesinin ÇED Raporu'na ilişkin Bakan Kurum,"Yer altı ve yer üstü kaynaklarını koruyacak tüm özel önlemler raporda kurgulanmıştır." dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, Kanal İstanbul'un depremi tetikleyeceği iddiasının da bilimsellikten uzak olduğunu söyledi.

KANAL İSTANBUL PROJESİNİN AMACI

Yılda yaklaşık geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri m olan doğal bir su yoludur. Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaktadır.

İstanbul Boğazı’nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiği ile dik kesişen kent içi deniz trafiği mevcuttur. Boğaz’ın her iki yakasında yüzbinlerce sakin yaşamaktadır. Boğaziçi gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeridir. Boğaz, geçen gemi trafiğinin oluşturduğu riskler açısından her geçen yıl daha tehlikeli hale gelmektedir. yıl öncesinde bin olan yıllık gemi geçiş sayısı artmış ve bugün bine ulaşmıştıseafoodplus.info emniyetinin arttırılması için uygulanan tek yönlü trafik organizasyonu nedeniyle büyük gemiler için Boğaz’da ortalama bekleme süresi, beklemeye takılan her gemi için yaklaşık 14,5 saattir. Bekleme süresi bazen gemi trafiğine ve hava şartlarına bazende yaşanacak bir kaza veya arızaya bağlı olarak günü,hatta haftayı bulabilmektedir.

Bu çerçevede, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale gelmiştir. Kanal İstanbul ile günde bin yolcuyu seyahat ettiren şehir hatlarıyla transit geçiş yapan gemilerin 90 derecelik dik kesişmelerinin yaratacağı ölümcül olabilecek kaza risklerinin önüne geçilerek, halkımız için güvenli bir seyahat sağlanabilecektir. Aynı zamanda kent içi ulaşımda denizyolunun payının arttırılması mümkün olabilecektir.

Bu bağlamda, Kanal İstanbul Projesi'nin amacı,

  • İstanbul Boğazı'nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması ve güvenliğinin arttırılması,
  • İstanbul Boğazı’nda öncelikle deniz trafiğinden kaynaklanan yükün azaltılması ve Boğaz güvenliğinin artırılması.
  • İstanbul Boğazı’nın trafik güvenliğinin sağlanması,
  • Seyir emniyetinin sağlanması,
  • Yeni bir uluslararası deniz trafiğine açık bir su yolunun oluşturulması
  • Olası bir İstanbul depremi dikkate alınarak, yatay mimariye dayalı depreme dayanıklı modern bir yerleşim alanı oluşturulması.

Avukatlar, amiralin başlayacak olan davasını değerlendirdi

 emekli amiral, Montrö ve üniformasıyla gittiği tarikat evinde cüppe ve sarıklı fotoğraları basına sızan Tuğamiral Mehmet Sarı’ya ilişkin açıklama yapmış, bunun üzerine “suç işlemek için anlaşma” gerekçesiyle haklarında dava açılmıştı.

Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) “ amiralin bildirisini kınadılar” şeklindeki açıklamasını “Emekli amirallerin bildirisine yönelik herhangi bir kınama ifadesi kullanılmamıştır” sözleri ile reddetmesinin ardından soruşturmaya dahil edilen eski TESUD Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Çalışkan da iddianamede amiral olmayan tek isim olarak yer almıştı. Ankara dışında yaşayan isimlerin bulunduğu illerde savunmasını yaptığı davanın ilk duruşması bugün Ankara’da başlıyor. Amiraller, ilk kez hakim karşısında olacak.

"DELİLLER TARTIŞILACAK"

Davaya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan amirallerin avukatlarından Celal Ülgen, yargı sürecine değinerek “İfadelerin tamamlanmasından sonra yargılamanın asıl ve en önemli süreci olan delillerin tartışılması aşamasına geçilecek. Bu sürecin de tamamlanması ile dosya savcılığa verilerek beyanlar ve tartışılan kanıtlar doğrultusunda iddia makamının esas hakkındaki mütalaasının verilmesi beklenecek. Sonra bizim savunma sürecimiz başlayacak” dedi. Ağır ceza mahkemelerinin, FETÖ yargısı döneminden bu yana delillerin tartışılması aşamasını ya hiç yapmadığını ya da göstermelik yapmayı alışkanlık haline getirdiğini kaydederek, “Oysa yargılamanın en asal unsuru bu aşama” ifadelerini kullandı.

"BİRİLERİ İSTEDİ"

“Suç için anlaşmadan söz edilemeyeceğini” vurgulayan Ülgen, “Buna karşın birileri istedi diye böyle bir davanın açılması gerçekleşti ve hukuk tarihindeki karanlık sayfalara bir yenisinin eklenmesine neden olundu. Emekli amiraller amasız, fakatsız düşünce özgürlüğünden kaynaklanan ifade özgürlüğü haklarını kullandı. Ukrayna-Rusya arasındaki savaş, amirallerin bu konuda gösterdiği duyarlılığın haklılığını bir kez daha kanıtladı. Yargılmanın bir saat bile uzamadan bitirilmesi gerekirken bunun zamana yayılacağını şimdiden görüyoruz” ifadelerini kullandı. Ülgen, açıklamadan darbe iması üretildiğini aktararak “Ankara’da deniz mi var? Emekli amiraller denizaltılara binip Ankara’ya mı gelecekler? Hukukun aradığı elverişli vasıta bile yok. Elverişli vasıta olarak WhatsApp’ı ileri sürenler ise komik oluyorlar. Ortada bir gerçek var. Bu gerçek giderek büyüdü ve gözlerimizi bu gerçekten alamıyoruz. Montrö vazgeçilecek bir anlaşma değildir. Ülkemizin bağımsızlık ve tarafsızlık sertifikasıdır” dedi. 

"ÖZÜR DİLENMELİ"

ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt ise emekli amirallerden özür dilenmesi gerektiğini söyledi. “Amirallerin ne kadar haklı çıkış yaptıkları, Ukrayna-Rusya savaşı ile ortaya çıktı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi sayesinde Karadeniz bir savaş denizi olmaktan kurtuldu. O nedenle amirallerin Montrö’nün önemine işaret eden açıklamalarından bir darbe iddiası üretmek ve oradan hareketle yargılamak son derece adaletsiz” diyen Bozkurt, iktidarın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Montrö açıklamalarına işaret etti. Bozkurt, “Amirallerin basın açıklamasından darbe iması üretmek ve yargılamak kesinlikle doğru değil, büyük haksızlık. Yargılamanın derhal düşürülmesi ve amirallerden özür dilenmesi lazım. Halen neyin ifadesinin verildiğini anlamak mümkün değil. Montrö’yü savundular. Bugün de Cumhurbaşkanı savunuyor. Yargı ne yapacak? Montrö’yü savunanlar yargılanacak mı?” dedi. 


Son Güncellenme:

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "TSK, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yurt içinde, sınır ötesinde Suriye’de, Irak’ta, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de ve daha birçok coğrafyada hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak, dost ve kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu korumak için büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde mücadele ederken böyle bir bildiri yayınlamanın demokrasimize zarar vermekten, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten ve düşmanlarımızı sevindirmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bağımsız Türk yargısının gereğini yapacağına inancımız tamdır." ifadelerine yer verildi.

Haberin Devamı

"Uluslararası anlaşmaların kazanç ve kayıplarının da bilgi ve bilincinde olan TSK, hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz." ifadesinin kullanıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bağrından çıktığı asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla içeriden ve dışarıdan her türlü fitne, fesat ve yıkıcı girişime rağmen gücüne güç katan TSK, egemenlik, bağımsızlık ve bekamız ile hak, alaka ve menfaatlerimizin korunmasını dikkat ve hassasiyetle, ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışı içinde kahramanlık ve fedakarlıkla başarıyla gerçekleştirmektedir. 15 Temmuz hain darbe girişimi ile iç–dış fitne ve fesatlara rağmen Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun parçalanması dahil, düşmanlarımızı hayal kırıklığına uğratan önemli başarılar elde edilmiştir. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri ile bir bütün olan TSK'nın başarılarını görmeyen, görmek istemeyenler hırs, ihtiras ve haset ile körleşenlerdir. Kahraman ordumuzun güçlendiğinin en açık göstergesi, başarıyla icra edilen operasyonlar ile sayısı ve kapsamı giderek artan tatbikatlardır."

Haberin Devamı

Uzun yıllardan beri hayal edilen harekat etkinliğine ulaşıldığı ve denizde tüm zamanların yıllık en yüksek seyir süresinin gerçekleştirildiği vurgulanan açıklamada, şunlar belirtildi:

"Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerler ile asil milletimizin bağrından çıkan ve peygamber ocağı olarak da bilinen TSK, Atatürk'ün de belirttiği gibi akıl ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görev ve sorumluluklarının bilincinde, daima görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. TSK'nın başarılarında en büyük pay aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir. Bu vesile ile aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan kahraman gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz."

kaynağı değiştir]

Yargı[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir