11 sınıf milli edebiyat dönemi konu anlatımı / Milli Edebiyat Konu Anlatımı

11 Sınıf Milli Edebiyat Dönemi Konu Anlatımı

11 sınıf milli edebiyat dönemi konu anlatımı

Batı ülkelerinin gelişmeleri zayıflayan Osmanlı devleti üzerinde etkili olmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti&#;nin bu durumunu düzeltmek için padişahlar çalışma yapsalar da kötü gidişe dur diyemiyorlardı. Tanzimat ile başlayan yenileşme hareketleri, gelenekçiler ile yenlikçiler arasında çatışmaya sebep olmuştur. II. Abdülhamit yönetimi sürerken bazı aydınlar, bu yönetime son vererek meşrutiyeti yeniden uygulamak ve devletin çıkarlarını göstererek Batı&#;nın &#;Şark Sorunu&#; (Doğu Sorunu) adını verdiği duruma son vermek için &#;da Selanik&#;te &#;İttihat ve Terakki Cemiyeti&#;ni kurdular. İttihatçılar, Rumelili subayların da desteğiyle &#;de Meşrutiyet&#;in ilan edilmesini sağladılar. Yıllardır sıkı bir yönetim altında olan sanatçıları düşünrler ve basın çevreleri büyük coşkuyla istekleri gerçekleştirmek için çalıştılar. Ancak bu durum gelenekçilerin tepkisine neden oldu. Bu dönemdeki Trablusgarp, Balkan, 1. Dünya Savaşı, Arnavutluk Ayaklanması devleti yeni çıkmazlara itti. Bu çıkmazlar aydınların bazı çıkar yollar denemelerine sebep oldu. Bazı akımlar bu dönemde varlık göseafoodplus.infoıcılık, devlet içindeki ulusları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlar. Bu amaçla devletin bütünlüğünü korumak için dil, din, ırk farkı gözetilmemeli, herkes aynı hak ve yetkilere sahip olmalıdır. II. Meşrutiyet&#;in ilk yarısına hakim olan bu düşünce, Balkan Savaşı&#;nın kaybedilmesi ile geçerliliğini kaybetmiş ve yerini Türkçülük düşüncesine bırakmıştıseafoodplus.infoı Devleti&#;nin bütünlüğünü korumak amacıyla yüzyılın ikinci yarısında önem kazanan bir düşünce akımıdır. Önce siyasi düşünce olarak ortaya çıkmış, sonra edebiyat ve düşünürler tarafından savunulmuştur. Amacı; farklı ırklardan Müslümanları birleştirip kalkındırmak, Hıristiyan dünyasının karşısında bir denge unsuru haline getirmektir. Aynı zamanda Balkanlar&#;daki Müslüman unsurların devletten kopmasını önlemek amacını taşır. Bu akım II. Abdülhamit tarafından desteklenmiştir. &#;den sonra daha da gelişmiştir. Bu akıma göre toplumun temel direği dindir. Din ile millet birdir. Bütün Müslümanların halifenin etrafında birleşmesi gerekir. Batı taklitçiliğine karşı çıkmışlardır. Yayınları: Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşât, Mekatip, İslamSanatçılar ve Düşünürler: Mehmet Akif Ersoy, M. Şemsettin Günaltay, Sait Halim Paşa, Cevdet Paşa, Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Hacı Zihni Efendi, Eşref Edip




BATICILIK: Tanzimat ile birlikte devleti korumak ve modernleştirmek yolunda ortaya çıkan fikir akımlarından biri de &#;batıcılık&#;tır. Kaynağını Tanzimat hatta ondan önceki ıslahat hareketlerinden alır. Bu hareketlerin ilk önderleri padişahlar ve sadrazamlardır. Tanzimat döneminde Namık Kemal, Şinasi ve Ziya Paşa edebiyat aracılığıyla Batı&#;nın kültürel gelişimi devlete yansıtmada öncülük etmişlerdir. I. Meşrutiyetten sonra Batılılaşmanın önderleri yönetim kadrosunun dışında bulunan Jön Türklerdir. Bunlar devletin ancak Batılılaşarak kurtulabileceğini seafoodplus.infoınları: İçtihadSanatçılar ve Düşünürler: Abdullah Cevdet, Baha Tevfik, Tevfik Fikret, Celal Nuri.

TÜRKÇÜLÜK: Osmanlıcılık ve İslamcılık ideolojilerinin uygulamam alanı bulamadığı bir zamanda devleti kurtarma adına ortaya çıkmıştır. Bu düşünce akımın göre devlet ancak dili, dini, soyu ve ülküsü Türk olan bir topluma dayanarak ayakta durabilir. Türkçülük, dil, tarih, edebiyat alanlarındaki çalışmalarla, yani bir kültür hareketi olarak başlamış zamanla siyasi bir nitelik kazanmıştır. İlk çalışmalar Tanzimat döneminde başlamıştır. Ahmet Vekif Paşa&#;nın Ali Suavi&#;nin Ahmet Cevdet Paşa&#;nın ve Şemsettin Sami&#;nin Türkçülük alanında çalışmaları vardır. yılındaki Yunan Harbi sırasında M. Emin Yurdakul&#;un &#;Cenge Giderken&#; şiirinde dillendirdiği &#;Ben bir Türk&#;üm, dinim, cinsim uludur.&#; mısrası Türkçülük akımının sloganı olmuştur. Dernekler: İlk dernek &#;de kurulan &#;de kendi adıyla bir dergi yayınlayan Türk Derneği. Daha sonra bu dernek Türk Yurdu adını alır. Ahmet Hikmet, Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmet bu derneğin kurucularıdır. 12 Mart &#;de tıbbiyeli gençler bir araya gelerek &#;Türk Ocağı&#;nı kurarlar. &#;te &#;Halka Doğru&#; dergisini çıkarırlar. Bunların yanında &#;Yeni Mecmua, Türk Sözü, Milli Tetebbular Mecmuası&#; gibi dergiler çıkarıseafoodplus.infoınlar: Türk Derneği (Türk Yurdu), Halka Doğru, Yeni Mecmua, Türk Sözü, Milli Tetebbular Mecmuası

TABLO ŞEKLİNDE BİLGİLER İÇİN TIKLAYINIZ

1. MAKALE

GENÇ KALEMLER:Ali Canip ile Ömer Seyfettin tarafından çıkarılan &#;Genç Kalemler&#; dergisi ile milliyetçilik edebiyatta da başlamış olur. Dergide ilk defa Milli Edebiyat Kavramı kullanılır.

Milli bir edebiyat oluşturulması için önce dilin millileştirilmesi gerektiğinden Yeni Lisan anlayışı ortaya atılır. Bu anlayışta konuşma dili ile yazı dili birbirine yaklaştırılmaya çalışılmıştır. Bu hareket özellikle Ziya Gökalp&#;la büyük hız kazanmış ve gelişme göstermiştir.

11 Nisan &#;de çıkan &#;Genç Kalemler&#; dergisinin başmakalesi &#;Yeni Lisan&#; başlığı taşır.

Ziya Gökalp, Türkçülük akımını ilk defa sosyolojik bir metotla incelenmiş ve bir sistem haline getirmiştir. Türkçülük akımının felsefi ait yapısını oluşturmuş, milliyetçilik ile ırkçılığı birbirinden ayırt etmiştir.

Türkçülük Akımının İçinde Yer Alanlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Hamdullah Suphi.

Bu akımın edebiyata yansımasıyla dilde sadeleşme başlamış, Yeni Lisan hareketiyle de Türkçeyi ve kurallarını esas alan bir dil anlayışı başlamıştır.

Ayrıca hece-aruz tartışmasında Mehmet Emin&#;le birlikte, Ziya Gökalp&#;ın etkisiyle genç şiarlar heceye dönmüştür.

Aslında bu ve benzer düşünceler daha önce de ortaya konulmuştur fakat uygulanmamıştır. Genç Kalemler&#;in farkı söylediklerini uygulamaları olmuştur. Yeni Lisan Hareketi ile konuşma dili edebi dilin yerini tamamen almıştır.

Milli Edebiyat Akımının Özellikleri:
yılında Selanik&#;te çıkan &#;Genç Kalemler&#; dergisinde Ömer Seyfettin&#;in &#;Yeni Lisan&#; adlı makalesinin yayımlanmasıyla &#;Milli Edebiyat&#; akımı başlar. Milli edebiyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir. Dergi yazarları ilk olarak dilin millileştirilmesiyle işe başlarlar. Sade Türkçenin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konmuştur. &#;Milli Edebiyat&#; terimi de ilk kez bu dergide kullanılmıştır.

Amaçları:

1. Dil sade olmalıdır.

2. Ulusal kaynaklara ve yurt sorunlarına eğilmek gerekir.

3. Şiirde yalnız hece vezni kullanılmalıdır.

Genel Özellikleri:
1. Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere yönelmişlerdir. Milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş Savaşı gibi konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkması en belirgin özelliklerdendir.

2. İstanbul halkının günlük konuşama dili esas alınmıştır. Arapça ve Farsça sözcükleri Türkçede söylendiği gibi yazmayı tercih etmişlerdir.

3. &#;Aşk&#; bu dönem roman ve hikâyesinin en önemli teması olarak dikkat çeker. Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir.

4. Milli edebiyat ile birlikte yeni ve halka dönük, halk diline önem veren yeni bir edebiyat akımı doğmuştur.

5. Milli Edebiyat Akımı Türk edebiyatında Toplum ve ülke meselelerine geniş yer veren sade Türkçeyi ve hece veznini kullanma yoluna giden bir edebiyat akımdır.

6. Milli Edebiyatçılar, dili sadeleştirme konusunda birtakım ilkeler belirledikten sonra edebiyatta da taklitçilikten kaçınılmasını, sanatçıların Türk halkının hayata yönelerek yaratıcı nitelikler kazanmalarını ve yapıcı eserler vermelerini istediler.

7. &#;Hikâye, roman tiyatro konularını, kahramanlarını yerli hayattan almalıdır.&#; İlkesini benimsediler.

8. Türkiye&#;de cumhuriyet ilan edilirken Milli Edebiyat temsilcilerinin büyük çabalarıyla konuma dili edebiyat dili olarak yaygınlaşmıştır.


Milli Edebiyat Döneminde Şiir:ŞİİR ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDETIKLAYINIZ

Milli Edebiyat Roman ve Hikâye:

ROMAN VE HİKAYE ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDETIKLAYINIZ



MİLLİ EDEBİYAT&#;TA TİYATRO
Mili Edebiyat Döneminde tiyatro yeniden canlandı. Darülbedayi tiyatro ve müzik bölümleri ile eğitim vermeye başladı. Burada oynanan eserlerin çoğu vodvil, hafif komedi ve manzum dramdı. Oyunlar zayıf teknikli olmasına rağmen dil ve üslup bakımından başarılıdır.

MİLLİ EDEBİYAT&#;TA EDEBİYAT TARİHİ

Bu alandaki verimli çalışmalar bu dönemde Fuat Köprülü tarafından yapıldı. Fuat Köprülü Türk edebiyatını şuara tezkireleri anlayışından kurtararak destanlar çağından bugüne kadar olan dönemi bir bütün haline ele aldı.


MİLLİ EDEBİYAT AKIMININ SANATÇILARI


MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Bir konu hakkında bilgi vermek bir fikir veya konuya açıklık kazandırmak üzere belli bir uzunlukta kaleme alınan makale türü bizde Tanzimat&#;ı takip eden yıllarda görülür.

Tanzimat Dönemi Makale Yazarları:Namık Kemal, Şinasi, Ahmet Mithat, Ziya Paşa

Servet-i Fünûn Dönemi Makale Yazarları:Hüseyin Cahit Yalçın, Süleyman Nazif Cenap Şehabettin

Bu tür Milli Edebiyat döneminde daha fazla yaygınlık kazanmıştır. Yazarlar düşüncelerini ortaya koymak için makaleye ağırlık vermiştir. Bu çerçevede Milli edebiyat yazarları Türkçülük akımını tüm yönleriyle ortaya koymak, yeni dil anlayışını benimsetmek, halkı eğitmek ve yönlendirmek, siyaseti yönlendirmek için düşüncelerini makale türü ile ortaya koymuşlardır.

ÖMER SEYFETTİN:
&#;Genç Kalemler&#; dergisinde Türk dilinin sadeleştirilmesi için makaleler yazmış, bu yazılar &#;Yeni Lisan&#; hareketinin yayılmasında ve Milli edebiyat akımının yayılmasında etkili olmuştur.

ALİ CANİP YÖNTEM: Yeni edebiyatın savunmasını yapmış, edebiyat ve edebiyat tarihi konularında yaptığı çalışmalarla tanınmıştır. Türk Yurdu&#;nda yayımlanmış olan makalelerini &#;Milli Edebiyat Meseleleri&#; ve &#;Cenap Bey&#;le Münakaşalar&#; adlı kitaplarında toplamıştır.

ZİYA GÖKALP:Türkçülüğün dilde, sanatta, bilimde, hukukta, dinde, ahlakta, siyasette, felsefede ve iktisatta nasıl gerçekleştirileceğini makaleleriyle ortaya koymuştur.


2. FIKRA:Gazete veya dergilerin belli bir bölümünde yayınlanır. Başlangıçta siyasi olan fıkra yazıları zamanla konu bakımından genişlemiştir. Fıkralar zaman içinde günlük, sosyal konuları işleyen, hak ve hukuk konularına da el atan, bir kişi ya da edebi konuları da tartışan yazılara dönüşmüştür. Milli edebiyat döneminde ise günlük sosyal konuların yanında bir kişiyi ya da edebi bir konuyu tartışan fıkralar da yazılmıştır.

Edebiyatımızdaki Fıkra yazarları: Ahmet Rasim, Hüseyin Cahit Yalçın Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay. Halide Edip Adıvar&#;

Ahmet Rasim: Şehir Mektupları, Eşkal-i Zaman Muharrir, Bu ya

Ahmet Haşim: Bize Göre, Guraba-hâne-i Laklakan

Refik Halit Karay: Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su, Ay Peşinde, Guguklu Saat, Kirpinin Dedikleri

Orhan Seyfi Orhon: Kulaktan kulağa

Ziya Osman Atay: Satı çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan.

Falih Rıfkı Atay: Eski Saat, Çile edebiyatımızın fıkra türünde yazılmış eserleridir.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE SADE DİL VE HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILMIŞ ŞİİRLER
Sade dil ve hece vezni ile yazılan bir şiir hareketinin oluşmasında ve gelişmesinde GENÇ KALEMLER dergisi önemli bir işlev görmüştür. 
   &#;Genç Kalemler&#;, yıllarında Selanik&#;te yayınlanan milliyetçi bir fikir dergisidir. &#;Hüsün ve Şiir&#; adı altında yayın hayatına başlayan dergi, 8. sayıdan itibaren &#;Genç Kalemler&#; adını alır. Adını alır. Derginin başyazarı ise Ali Canip Yöntem&#;dir. Dergide, yılının nisan ayında Ömer Seyfettin tarafından &#;Yeni Lisan&#; adlı bir makale yayımlanır.
   Yeni Lisan hareketinin özünü, dilde sadeleşmenin  gerçekleşmesinin, Türkçeden yabancı kuralların çıkarılması ve yazı dili ile konuşma dili arasındaki ayrımın ortada kaldırılması oluşturur. Bu hareket dilde birliği ve ulusallaşmayı savunmuştur. &#;Ziya Gökalp&#;ın
   &#;Aruz sizin olsun hece bizimdir,
    Halkın söylediği Türkçe bizimdir;
    Leyl sizin, şeb sizin, gece bizimdir,
    Değildir bir mana üç ada muhtaç.&#;
dizeleriyle ortaya koyduğu anlayış bir ilke haline gelmiş; hece ölçüsüyle şiir yazmak, aruzla şiir yazan şairleri de etkileyecek şekilde edebiyatta yer etmiştir.
Özellikleri:
&#;   Sade bir dil kullanılmıştır.
&#;   Hece vezni kullanılmıştır.
&#;   Halk şiirinden yararlanılmıştır.
&#;   Halkın ve ülkenin sorunları işlenmiştir.
&#;   Öğretici niteliği ağır basan şiirler yazılmıştır.
&#;   Milliyetçilik ve Türkçülük fikrini işleyen, milli coşkuyu artırıcı şiirler yazılmıştır.
&#;   Şiirlerde yalnız dörtlük değil, değişik dize kümeleri kullanılmış, Batı edebiyatı kaynaklı nazım şekillerinden yararlanılmıştır.
Milli Edebiyat Döneminde Sade Dil ve Hece Ölçüsüyle Yazılan Şiirlerde Ahengi Sağlayan Unsurlar:
   Milli Edebiyat Akımı şairleri şiirde ölçü ve uyağa önem vermişler, çoğu zaman doldurma uyaklarla ahengi sağlama yoluna gitmişlerdir. Hece ölçüsü kullanmaları da şiirde ahengi sağlamaya yönelik bir adımdır.

Ritim Özellikleri:
   Ritim hece ölçüsündeki duraklarla sağlanmıştır. Ses tekrarları ve sözcük tekrarları da ritmi sağlamaya yardımcı olur.
Ses ve Söyleyiş Özellikleri:
   Milli Edebiyat şairlerinin, özellikle gençleri vatan savunmasına teşvik edici şiirlerinde ve Türklük fikrinin aşılandığı manzumelerinde coşkulu bir söyleyiş göze çarpar. Ancak onların Servet-i Fünûn şairleri gibi bireysel duyarlılıkları anlattıkları duygusal şiirleri de vardır.
Yapı:
   Halk edebiyatından esinlenmiş olsalar da heceyle yeni kalıplar denemekten geri durmamışlardır. Hatta Batı kaynaklı nazım şekillerini (sone) de kullanmışlardır.
Söz Sanatları ve İmge:
   Şiirlerini söz sanatları ile süsleme gibi bir tavır takınmamışlardır. Ancak benzetme, teşhis, tekrir gibi Halk şirinde sıkça kullanılan söz sanatlarını sıkça kullanmışlardır. Şiirleri imge açısından da çok zengin değildir. Çünkü onlar olabildiğince düz, yalın, açık, anlaşılır, düz şiirler yazmışlardır. Şiirlerin önemli bir kısmında kuru bir didaktizm göze çarpar.
ZİYA GÖKALP (&#;)
   Şiirleri de düz yazıları da fikir ağırlıklıdır. O, bunlarda sanatsal bir ağırlığa yönelmediği gibi dilsel bir yetkinliğe ulaşamamıştır. Onun en büyük özelliği Türkçülük sisteminin bir düzene bağlamasıdır. 
   Milli Edebiyat Akımına düşünsel yönden büyük katkılar sunmuştur. 
   Edebiyatımızın gelişmesi için halka, ulusal kaynaklara gidilmesi, yalın bir dil kullanılması, aruz yerine hece ölçüsünün tercih edilmesi konuşma dili ile yazı dilinin birleştirilmesi, Halk edebiyat ile Batı edebiyatının örnek alınması gerektiğini savunur.
   Eserinde sade, konuşma diline yakın, doğal, kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Türk mitolojisinden, Türk folklorundan, Dede Korkut Hikâyelerinden, masalardan yararlanılır.
Hece ölçüsünün benimsenip yaygınlaşmasında büyük rolü olmuştur.
İnceleme, makale, didaktik şiir, manzum destan, masal türlerinde eserler vermiştir.
ESERLERİ: Yeni Hayat, Kızıl Elma, Altın Işık (Şiir)
Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak
Trükçülüğün Esasları
Türk Medeniyet Tarihi
Malta Mektupları

MEHMET EMİN YURDAKUL
*Tanzimat Döneminde ortaya çıkan &#;halk için halk diliyle yazma&#; anlayışını Servet-i Fünûn Döneminde yeniden canlandıran sanatçı Mehmet Emin Yurdakul&#;dur.
*Şiirlerinde Türk milletinin yüceliğini haykırır.
*&#;de Türk-Yunan Savaşı sırasında &#;Cenge Giderken&#; adlı şiiri yazmıştır. Bu şiiri yazmıştır. Bu şiirin ilk dizesi olan &#;Ben bir Türküm; dinim, cinsim uludur.&#; sözüyle edebiyatımızda yeni bir çığır açmıştır.
*Şiirlerinde kahramanlık ve milli bilinci öne çıkararak savaşa giden halkı cesaretlendirmiştir. 
*Konuşma diliyle ve hece ölçüsüyle şiirler yazmak gerektiği üzerinde durmuştur. 
*Türkçe şiirler adlı kitabıyla edebiyat çevrelerinde sesini duyurmuştur. Onun bu eseri ile Türkçülük edebiyat alanına girmiştir. 
*Sade dil ve hece ölçüsü ile şiirler yazan ilk şairdir.
*Milli duyguları ve sosyal konuları işlemiştir.
*Dil ve şekil özellikleri bakımından halk şiirinden etkilenmiştir.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞI:
   Hece vezniyle, yalın bir dille, devrin gerçeklerini, halkın sorunlarını dile getiren şiirler yazmak yerine, sanat değeri yüksek saf (öz) şiire yönelmişlerdir. Bu anlayışa yönelik şiir yazan şairler: Yahya kemal Beyatlı, Ahmet Haşim.
*Aruz ölçüsüyle yazmışlardır.
*Bireysel konularda yazmışlardır.
*Dil doğal dilden farklıdır. Sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek imge oluşturma yoluna gitmişlerdir.
Yahya Kemal Beyatlı ()
*Üsküp&#;te doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Üsküp, Selanik ve İstanbul&#;da yaptıktan sonra &#;te Paris&#;e gitmiştir.
*Kişiliği Paris&#;te Albert Sorel&#;den aldığı tarih dersi ile şekillenmiştir. Sorel&#;den aldığı metotla Osmanlı tarihini incelemeye başlamıştır.
*Baudelaire, Victor Hugo, Verlaine gibi Fransız şairlerinin etkisinde kalmıştır.
*Onun şiirlerinin çıkış noktası Osmanlı tarihi ve şiiridir. Onun şiirlerinde neo-klasik bir anlayış vardır. Yeni şekillerle ve sade bir dille yazdıklarında bile Osmanlı medeniyetine bağlı olduğu görülür.
*Konu olarak tarih, vatan, millet ve İstanbul sevgisi ön plandadır.
*Yahya Kemal&#;de tarihe yaslanan bir milliyetçilik vardır.
*Duygu, düşünce ve hayali ustalıkla kaynaştıran şair, pek çoğuna hikâye karakteri verdiği lirik-epik şiirleri geniş bir kültürün, derin bir felsefenin ürünüdür.
*Sanatçı şiirde iç ahengi her şeyden üstün tutan sanatçı, şiirleri de şiirsel bir bütünlüğe ulaşmış; iç ve dış ahenklerin yardımı ile bu konuda başarılı olmuştur. Bu ahengin oluşumunda daha elverişli olduğu için &#;Ok&#; şiiri dışındaki tüm şiirlerin aruz vezni ile yazmıştır.
*Divan şiirimizin Batı şiirindeki bütün anlayışıyla ele almıştır; bu şiiri çağdaş bir yorumla yeniden sunmuş neo-klasik bir şairdir.
*Aruza en güzel şeklini vermiştir.
*Şiirlerinin yanında düzyazı olarak makale, gezi, deneme, anı, fıkra, mektup, hikaye, monografi türlerinde yazılar yazmış, çeviriler yapmıştır.
Şiir: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyla, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş Bitmemiş şiirler
Düzyazı: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi Hikâyeler, Siyasi ve Edebi Portreler, Edebiyata Dair, Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve edebi Hatıralarım,
Tarih Muhasebeleri, Mektuplar-Makaleler
Ahmet Haşim ()
*Türk edebiyatında sembolizmin en önemli temsilcisidir.
*Şiirlerini aruz ölçüsü ile kaleme almıştır.
*Eserlerinde oldukça ağır bir dil kullanmıştır.
*Haşim&#;e göre şiir, hissedilmek, duyulmak için yazılan bir türdür. Şiirde ahenk, musiki, anlamda önce gelir. Üstelik şiir anlaşılmak için değil, duyulmak için yazılmalıdır. Şiirin dili, musiki ile söz arasında ve sözden ziyade musikiye yakındır.
*Ahmet Haşim, şiirlerinde dış dünyayı olduğu gibi değil, hayallerle süsleyerek şiire aktarmıştır. Şiirinde anlam kapalılığından yanadır. Ona göre şiiri herkes nasıl anlıyorsa şiirin anlamı odur.
*Haşim, yaşadığı dünyada mutlu değildir, onun iç dünyasına karamsarlık hâkimdir. Bu karamsarlık onun şiirlerine de yansımıştır. Bu karamsarlığın oluşmasında annesini küçük yaşta kaybetmesi ve yüzündeki yara önemli olmuştur.
*Haşim hep aynı tarz şiir yazmıştır. Şiirlerinde aşamalı bir değişme yoktur. Yalnızca derinleşme, ustalaşma söz konusudur. Şiirimize getirdiği imgeler özgün olmakla birlikte Türk hayal sisteminin ve doğayı algılama ve yorumlayışın bir ürünü değildir.
*Haşim, Batı şiirini özellikle Fransız şiirini iyi incelemiştir. Baudelaire, Rodenbach, Valery, Mallerme gibi şairlerin etkisi görülür.
*&#;Sanat şahsi ve muteremdir.&#; Görüşüne ömrünün sonuna kadar bağlı kalmıştır. Bu bakımdan Haşim&#;in şiirlerinde hiçbir ideolojik, sosyal ve siyasal konu yer almaz. 
*Şiirleri belli bir anı yakalamak için çaba gösteren empresyonist ressamları akla getiren Haşim&#;in üç döneminde, üç ayrı renge düşkünlük göstermiştir.
*Şiir-i kamer&#;de sarı, Göl Saatleri&#;nde kara, Piyale&#;de kırmızı renkler ağır basar.
*Haşim&#;in en çok kullandığı nazım birimi dörtlüktür. Biçim açısından şiirimize getirdiği önemli bir yenilik ise serbest müstezattır.
*Haşim&#;in dili çok küçük bir sözlükten oluşur. Sözcüklerin az olması, işlediği konuların sınırlılığındandır. Onun konularında, benzetmelerinde, duygularında, düşüncelerinde bir çeşitlilik bulunmaz; hep aynı şeyleri hem de aynı sözcüklerle anlatır.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ROMAN
   Bu dönem romancıları topluma karşı duyarlı kişilerdir. Toplumdaki olaylara kayıtsız kalmamışlardır. 
   Başlangıçta Fecr-i Âtî topluluğuna bağlı olarak hareket ettikten sonra &#;Yeni Lisan&#; makalesindeki memleketten bahseden edebiyat oluşturma çizgisinde birleşmişlerdir. Bu birleşim; romanın konusunu, dilini etkilemiştir. 
   Milli edebiyat romancılarının ortak özellikleri; toplumun ve bireyin problemlerini dengeli olarak işlemek, memleket ve millet sevgisini romantik duygularla beslemek, milli değerlere sempati ile yaklaşmak şeklinde özetlenebilir.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN ROMANININ YAPI ÖZELLİKLERİ
Olay: Olaylar, genelde tarihi ve toplumsal gerçekliklerden hareketle tasarlanmıştır. Bu dönem romanlarında olaylarda; İstanbul dışında, memleket sorunları etrafında oluşmuştur.
Kişiler: Milli Edebiyat romanı dışa-Anadolu&#;ya açılmış-başka insanların da var olduğu bilinciyle hareket eden, içinde yaşadığı toplumun sorunlarına, sıkıntılarına yabancı kalmayan kahramanların romanı olmuştur.
Zaman: Genelde kendi yaşadıkları zamanın tarihi ve sosyal konularını ele almışlardır. 
Mekân: Mekan olarak şehir, kasaba ve köyleriyle Anadolu; romana bir taraftan gerçekçi bir bakış açısıyla, diğer taraftan da bir memleket romantizmi ile girmiştir.

Milli Edebiyat Dönemi Romanının Tema Özellikleri:
   Romanların teması bireysellikten kurtarmış, toplumsal konular tema işlenmiştir.  
   Tema; Siyasi kavgalar, Türkçülük, yanlış Batılılaşma, kuşaklar arası çatışma, geri kalmışlık, eğitimsizlik, cehalet, yoksulluk&#;
Dil ve Anlatım Özellikleri:
   Eserlerin günlük konuşma diliyle yazılması gerektiğini savunmuşlardır. Sade dil ile yazılmıştır.
Etkilenen Akımlar: 
Sanatçıların yaşadığı dönemin toplumsal gerçekliğinden hareketle kurgulanmıştır. Bu eserler, iyi bir gözlem sonucunda yazılmıştır. Bu yönüyle Milli edebiyat Dönemi romanları realist özellik taşımaktadır.

Milli Edebiyat Dönemi () Özellikleri, Temsilcileri

II. Meşrutiyet ()&#;ten sonra başlayan ulusçuluk akımı her alanda olduğu gibi edebiyatta da kendisini göstermiş ve &#;Milli Edebiyat&#; akımı ile millî/ulusal kaynaklara yönelme ilkesi benimsenmiştir.

&#;de Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp&#;in yayımladıkları &#;Genç Kalemler&#; dergisiyle başlayan akım, kısa sürede değişik sanat anlayışlarını savunan sanatçılar tarafından da benimsenmiştir.

Sade ve arı bir Türkçe ile yazılan eserler yurt sorunları ve ulusal değerleri ortaya çıkarma amacını gütmüşlerdir. Özellikle öykü ve roman alanında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Refik Halit Karay bu akımın en güzel örneklerini vermişlerdir.

Bu dönemde ayrıca milli edebiyat kavramı altında toplanan fakat dünya görüşleri ve şiir anlayışları farklı olan şairler de yetişmiştir. Nitekim şiirlerini akımın temel özelliği olan hece ölçüsü yerine aruz ölçüsü ile yazan Türk İstiklal Marşı&#;nın yazarı Mehmet Akif Ersoy, gerçekçi bir tutumla toplumsal konulara yönelmiş; temelde Osmanlıcı ve gelenekçi kabul edilen Yahya Kemal Beyatlı, yeni-klasik bir şiir geliştirmiş; egemen ideolojilerin dışında kalan Ahmet Haşim ise izlenimci ve simgeci bir anlayışla &#;Saf Şiir&#;i savunmuştur.

Bkz. ⇒ Fikir Akımları: Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık, Türkçülük

Milli Edebiyat Akımı Türk edebiyatında toplum ve ülke meselelerine geniş yer veren, sade Türkçeyi ve hece veznini kullanma yoluna giden edebiyat akımı (), &#;tan sonra benimsenen ve II. Abdülhamid tarafından da desteklenen &#;Osmanlıcılık&#; ideolojisi, Balkan savaşından sonra imparatorluk sınırları içinde patlak veren bağımsızlık mücadeleleri sonucu, geçerliğini kaybetti.

&#;den sonra Müslüman toplumları birleştirmek ve kalkındırmak, Hıristiyan devletleri karşısında bir denge unsuru durumuna getirmek amacını güden &#;İslamcılık&#; ideolojisinin yanında, önce edebiyat ve fikir adamlarınca ortaya atılan, sonradan siyasi nitelik kazanan milliyetçilik akımı da gelişme gösterdi.

Milliyetçilik hareketi, kısa bir süre sonra &#; Türkçülük&#; adı altında, dernek ve yayın organlarının (Türk Derneği, Türk Yurdu ve aynı adlarla çıkardıkları dergiler) kurulmasıyla siyasi yönden teşkilât kurmağa başladı. Türk Yurdu derneği, bir yıl sonra () yerini Türk Ocağı&#;na bıraktı.

Yayımı &#;te başlayan Halka Doğru dergisi, halkın toplumsal seviyesine inmeyi amaç edindi. İmparatorluktaki milliyetçilik hareketleri, o sırada iktidarda bulunan ittihat ve Terakki cemiyetince desteklendiği için kısa zamanda büyük gelişme gösterdi. Milliyetçilik, özellikle Türkçülük hareketinin önderi durumunda olan Ziya Gökalp, yazılarıyla ve İstanbul üniversitesinde verdiği sosyoloji dersleriyle, hem milliyetçilik ilkelerinin aydınlarca benimsenmesinde, hem de milli bir edebiyatın yaratılmasında başlıca etken oldu.

Selanik&#;te, Ömer Seyfettin, Âkil Koyuncu, Rasim Haşmet ve Fecriati&#;cilerden bazılarının çıkardıkları Genç Kalemler () dergisiyle, milliyetçilik akımı edebiyat alanına girdi. Genç Kalemler dergisi ilk olarak &#;milli edebiyat&#; deyimini ortaya attı ve böyle bir edebiyatın oluşturulması görevini de üstüne aldı. Dergi yazarları ilk olarak dilin millileştirilmesiyle ise başladılar.

Dili sadeleştirme konusunda birtakım ilkeler tespit ettikten sonra edebiyatta da taklitçilikten kaçınılmasını, sanatçıların, Türk halkının hayatına yönelerek yaratıcı nitelikler kazanmalarını ve yapıcı eserler vermelerini istediler. &#;Hikâye, roman ve tiyatro, konularını ve kişilerini yerli hayattan almalıdır&#; ilkesini benimsediler. Milli edebiyat temsilcilerinin edebiyat ve özellikle dil anlayışları, Servetifünun&#;cular ve fecriati&#;ciler büyük tepki uyandırdı.

Mehmed Rauf, Halid Ziya, Cenab Şahabeddin, Hüseyin Cahid, Süleyman Nazif, Yakup Kadri, Köprülüzade Mehmed Fuad&#;ın itirazları şunlardı: &#;Yeni dil ancak bilim dili olabilir, sanat eserleri milletlerarasıdır, bu bakımdan edebiyat da milli olamaz, Genç Kalemler&#;in milli edebiyat anlayışı ırki bir nitelik taşımaktadır v.d.&#;. Genç Kalemler dergisinde bu itirazlara karşı devamlı yazılar çıkıyordu. Bu karşılıklı tartışmaların yapıldığı sırada fecriati&#;cilerden Hamdullah Suphi ve Celâl Sahir, Genç Kalemler&#;in yeni dil konusundaki görüşünü benimsediklerini bildirdiler.

Genç Kalemler dergisi kapandıktan (Eylül ) sonra yazarlarının birçoğu İstanbul&#;a geldiler, Türk Yurdu ve öteki milliyetçi dergilerde yazmağa başladılar. Milli edebiyat akımına karşı çıkanların ve yeni yetişen gençlerin de katılmasıyla grup genişledi ve etki alanları da aynı oranda büyüdü. Türkiye&#;de cumhuriyet ilân edilirken milli edebiyat akımı temsilcilerinin büyük çabalarıyla, bazı yazarların (Cenab Şahabeddin, Süleyman Nazif, Ali Kemal) şiddetle karşı koymalarına rağmen, konuşma dili edebiyat dili olarak yaygınlaştı.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ DİL VE ÜSLÛP

&#;Genç Kalemler&#; dergisi yazarları, milli bir edebiyatın, dilin millileştirilmesiyle yaratılacağına inanmışlardı.

Edebiyatı cedide&#;cileri ve fecriati&#;cileri, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan bir dili (Osmanlıca) kullandıkları gerekçesiyle suçladılar, &#;Yeni lisan&#; adını verdikleri davalarını gerçekleştirmeğe çalıştılar. Bu konudaki başlıca amaçları şunlardı:

1. Arapça ve Farsça dilbilgisi kuralları ile bazı istisnalar dışında bu kurala göre yapılmış tamlamaların kullanılmaması;

2. Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçedeki kullanılışlarına göre değerlendirilmesi, bu dillere ait kelimelerin yerine mümkün olduğu kadar Türkçelerinin kullanılmasına dikkat edilmesi;

3. Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe telaffuzlarına göre yazılması;

4. Bilim dilinde kullanılan Arapça ve Farsça terimlerin kullanılmasına devam edilmesi;

5. Öteki Türk lehçelerinden kelime alınmaması;

6. Konuşmada, İstanbul şivesinin esas olarak kabul edilmesi. İstanbul konuşması esas alınarak yeni bir yazı dilinin meydana getirilmesi.

MİLLİ EDEBİYATIN SANATÇILARI

ÖMER SEYFETTİN ()

  • Türk edebiyatının en önemli hikâyecisidir.
  • Yeni Lisan adlı makalesi Milli Edebiyatın kanunlarının ilanı sayılır.
  • Sade dil akımının öncüsüdür.
  • Anadolu&#;nun insanın hayat şartlarını hikâyelerini yansıtmıştır.
  • Dilde, fikirde, işte milliyetçilik fikrini yerleştirmiştir.
  • Çocukluk anıları, efsaneleri hikâyelerinde işlemiştir.
  • Eserleri: Bomba, Yalnız Efe ,Efruz Bey, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler.

ZİYA GÖKALP ()

  • Türk milliyetçiliğini esaslara bağlamıştıseafoodplus.infoatize etmiştir.
  • Sosyal hayatı ve kurumlarımızı Batı&#;ya göre düzenlenmelidir.
  • Eserlerinde halk dilini kullanmıştır.
  • Halkın dertlerini isteklerini yansıtmaya çalışmıştır.
  • &#;Türkçülük, Türk milletini yükseltmektir&#; diyerek bu ifade doğrultusunda hareket etmiştir.
  • Eserleri:Türkçülüğün Esasları, Kızıl Elma, Türkleşmek-İslamlaşmak -Muasırlaşmak, Türk Medeniyet Tarihi, Malta Mektupları.

MEHMET EMİN YURDAKUL ()

  • Anadolu insanın yabancılara başkaldırısını çok güzel yansıtmıştır.
  • Toplumcu sanat anlayışıyla milliyetçi çizgide eserler vermiştir.
  • Hece ölçüsü kullanılmıştır.
  • Eserleri: Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanları, Zafer Yolunda, Turana Doğru, İsyan ve Dua, Mustafa Kemal, Fazilet ve Adalet.

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ()

  • Edebiyatın her alanında eser vermiştir. Fecr-i Ati&#;nin dağılmasından sonra Milli Edebiyat içinde yer almıştır.
  • Çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun dertlerini eserlerinde işlemiştir.
  • Anadolucu, Atatürkçü bir çizgide kalmıştır.
  • Esas ününü romancılık alanında bulmuştur.
  • Kuvvetli bir gözlem gücü vardır.
  • Realist bir çizgide yaşamıştır.
  • Eserlerinde aydın-halk çatışmasını yansıtmıştır.
  • Eserleri:
    Roman: Kiralık Konak, Ankara, Nur Baba, Hüküm Gecesi,Sodom ve Gomore, Yaban, Bir Sürgün, Panorama
    Hikâye: Milli Savaş Hikâyeleri, Rahmet
    Diğer: Erenlerin Bağından, Zoraki Diplomat, Vatan Yolundan, Anamım Kitabı

HALİDE ADİP ADIVAR ()

  • Edebiyatçılığının yanında bir asker gibi cephe gerisinde mücadele vermiştir.
  • Romanlarında aşk, kadının psikolojisini, doğu-batı çatışmasını, eski-yeni kavgasını işlemiştir.
  • Romanlarında kuvvetli bir gözlem vardır.
  • Kurtuluş Savaşı eserlerinde çokça yer edinmiştir.
  • Edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir.
  • Dili çok başarılı değildir.
  • Eserleri: Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türkün Ateşle İmtihanı, Sinekli Bakkal, Mor Salkımlı Ev, Dağa Çıkan Kurt, Tatarcık, Zeyno&#;nun Oğlu.

REŞAT NURİ GÜNTEKİN ()

  • Anadolu&#;nun dertlerini, sıkıntılarını, inançlarını eserlerinde işlemiştir.
  • Sade ve yapmacıksız bir dil kullanmıştır.
  • &#;Çalıkuşu&#; romanı en ünlü eseridir.(aslında bir tiyatro eseri olarak yazılmıştır)
  • Müfettişlik yaptığı için Anadolu&#;yu gezmiş ve onların sıkıntılarını, sevinçlerini edebi eserlerinde sıkça kullanmıştır.
  • Eserleri: Çalıkuşu, Damga, Dudaktan Kalbe, Acımak, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Eski Hastalık, Ateş Gecesi, Miskinler Tekkesi, Son Sığınak &#;

REFİK HALİT KARAY ()

  • Halk dilini eserlerinde oldukça başarılı olmuştur.
  • Kuvvetli bir gözlemciliği vardır; ancak iç gözlemde başarılı değildir.
  • Eserleri: Memleket Hikâyeleri, İstanbul&#;un İçyüzü, Yezidin Kızı, Çete, Sürgün, Bu Bizim Hayat, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş&#;

YAHYA KEMAL BEYATLI ()

  • Modern edebiyatımızın en büyük şairlerindendir.
  • Batılı tarzda şiirimize düzen vermiştir.
  • Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır. &#;OK&#; şiiri hariç bütün şiirlerini aruzla yazmıştır.
  • Şiir musikiden başka bir musiki&#;dir derdi.
  • Parnasizmden etkilenmiştir.
  • İstanbul&#;u, Osmanlı&#;nın ihtişamlı zamanında gezmek, tabiat, ölüm, rintlik gibi konuları işlemiştir.
  • Şiirlerinin mükemmel olması için uğraş vermiştir, bu konuda oldukça titizdir.
  • Edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir; ancak asıl ününü şiirde kazanmıştır.
  • Eserleri: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyla, Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Portreler, * Rubailer ve Hayyam&#;ın Rubailerini Türkçe Söyleyiş.

HECENİN BEŞ ŞAİRİ (BEŞ HECECİLER)

Beş Hececi şairler &#;de Selanik&#;te &#;Genç Kalemler&#;le başlayan Milli Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol aynamışlardır. Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir. Hece ölçüsünün genellikle 11&#;li ve 14&#;lü kalıbını kullanmışlardır. Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır. Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir. Bu şarirlerimiz şunlardır:

Ayrıca bakınız ⇓

Milli Edebiyat Dönemi ()

Milli Edebiyat Dönemi Grupları Ayt

MİLLİ EDEBİYAT DÜNEMİ’NE AİT BAZI GRUPLAR

A. NEV-YUNANİLER ()

Edebiyatımızda Yahya Kemal ile Yakup Kadri’nin ’den itibaren öncülüğünü yaptıkları bir girişim vardır. Temeli, edebiyatımızda Eski Yunan ve Latin klasiklerini örnek almaya dayanan bu hareket, Eski Akdeniz uygarlığıyla ilgili olduğu için Havza Edebiyatı ya da Nev-Yunanilik adını almıştır.

Yahya Kemal’in Fransız sanatçılarının, Yakup Kadri’nin Anatole France’ın etkisinde kalarak benimsedikleri bu anlayış çok uzun yaşamaz. Bunun nedeni, Türk edebiyatının böyle bir anlayışa uygun olmamasıdır. Cumhuriyet Dönemi’nde Salih Zeki Aktay bu anlayışla şiir yazmıştır.

B. NAYİLER ()

Yeni eğilimlerden biri Nayiler adı altında ortaya çıkarılmak istenen harekettir. II. Meşrutiyet’le başlayan milliyetçilik akımının etkisiyle ortaya çıkmıştır. Halit Fahri, Selahattin Enis, Hakkı Tahsin, Orhan Seyfi, Yakup Salih, Hasan Sait gibi gençlerin destekledikleri bu hareket ulusal edebiyatın oluşmasını “ulusal geçmişe bağlanış” ta görür.

Bu görüşün temelinde, Türk edebiyatının ilk dönemlerine inerek yüzyılın büyük mutasavvıflarından Mevlana Celaleddin Rumi ile Yunus Emre’nin şiirlerindeki içten söyleyişi, coşkulu, gizemli havayı şiirlerinde yaşatmak yatar. Şahabettin Süleyman’ın Sefahat—ı Şiir ve Fikir dergisinde “Nayiler Yeni Bir Gençlik Karşısında” başlıklı makalesiyle tanıttığı bu topluluk, düşüncelerini ortaya koyacak yapıtlar veremeden dağılmıştır.

C. BEŞ HECECİLER ()

Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy ve Orhan Seyfi Orhon bu topluluğu oluşturan sanatçılardır.

  • Şiire 1. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında başlayan topluluk, Anadolu’yu şiirin konusu yapmışlardır. Memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik işledikleri başlıca konulardır.
  • Hecenin bu beş şairi millî edebiyat akımından etkilenmiş ve aruzu bırakarak şiirlerinde heceyi kullanmaya başlamışlardır. Bunda da oldukça başarılı olmuşlardır.
  • Şiirde sade ve özentisizdir. Hece Ölçüsü ile serbest müstezat yazmayı denemişlerdir.
  • Anadolu’nun gerçeklerine eğilerek “memleket edebiyatı’, “Anadolu edebiyatı” oluşturmada önemli rol oynamışlardır.
  • Cumhuriyet ilan edildikten sonra da Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdürerek eser vermişler ve Millî Edebiyat ile Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı arasında bir köprü görevi görmüşlerdir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir