1493 yılında ne oldu / 4 Mart - Gezgin Kristof Kolomb, Niña adlı gemisiyle Amerika'ya ulaştı. - Anahtar Emlak

1493 Yılında Ne Oldu

1493 yılında ne oldu

4 Mart - Gezgin Kristof Kolomb, Niña adlı gemisiyle Amerika'ya ulaştı. Tarihte Bugün

 

Kristof Kolomb  d. 26 Ağustos veya 31 Ekim  - ö. 20 Mayıs ), Cenovalı kaşif, gezgin ve sömürgeci. İspanya'nın Katolik Kralları himayesinde Atlas Okyanusu'nu aşan dört sefer yaptı. Bu seferlerinde Hispanyola Adası'nda, Yeni Dünya'daki İspanyol Kolonizasyonu'nu başlatan kalıcı yerleşimler kurdu.

Kolomb batı emperyalizmi ve Avrupa Krallıkları arasındaki rekabeti artırmak için sunduğu batıya doğru giderek Doğu Hint Adaları'na ulaşıp Asya'yla yapılan baharat ticareti için batıda yeni bir ticaret rotası oluşturma önerisine İspanya Tac'ından destek aldı. 'deki ilk seferinde Hindistan'ı hedeflemesine rağmen bugün Bahamalar'da bulunan San Salvador ismini verdiği Yeni Dünya'daki adaya ulaştı. Üç sefer boyunca İspanyol İmparatorluğu'na ait olduğunu iddia ettiği Büyük ve Küçük Antiller'in yanı sıra Venezuela ve Orta Amerika kıyılarını ziyaret etti.

Kolomb Amerikalara ulaşan ilk kaşif olmamasına rağmen ( yüzyılda Leif Ericson önderliğindeki Viking seferiyle ilk kez ulaşılmıştı.) onun seferleri Amerikalarla birkaç yüzyıl sürecek ilk kalıcı temasların, fetih ve kolonizasyon döneminin açılmasını sağladı. Bu nedenle, modern Batı dünyasının tarihsel gelişiminde büyük bir etkisi oldu. Kolomb'un öncelikli hedefi Hristiyanlığı yaymak olmuştu.

Kolomb, Doğu Hint Adaları'na sefere çıktığı için Avrupalılar tarafından bilinmeyen bir kıta keşfettiğini asla itiraf etmedi ve yerlilere Indios (İspanyolca: Hint) dedi. 'de Kolomb'un İspanya Tac'ıyla ilişkileri gerildi ve Hispanyola'daki sömürge yöneticileri tarafından tutuklandı ve sonrasındaki davada Kolomb ve varisleri krallığın onlara borçlu olduğunu iddia etti.

 

 

Amerika, Batı Yarımküre'de, Yeni Dünya olarak adlandırılan bölgede, Kuzey Amerika, Orta Amerika, Güney Amerika ve bunlara bağlı adalardan meydana gelen kıtalar ve adalar topluluğu. Batı dillerinde genellikle Amerikalar olarak adlandırılırken dilbilgisi kuralları gereği Türkçede Amerika olarak adlandırılır. Amerika sözcüğü birçok dilde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) anlamında da kullanıldığı için kavram karmaşasına neden olabilmektedir.

İsim kökeni

Amerika isminin kökeni ile ilgili birkaç teori vardır:

  • Bunlardan çok kabul göreni, İtalyan kaşif Amerigo Vespucci'nin adından geldiğine dair olanıdır.
  • İkinci bir teori kıtaya ayak basan ilk Batı Avrupalı olan John Cabot'nun finansörü Richard Amerike'nin adından türetildiğidir.
  • Bir başka teori de bu adın Nikaragua'daki "Amerrique" bölgesinin adından geldiğidir.

1. teori

Bu teoriye göre America sözcüğü 'lü yılların başında yaptığı iki yolculuk sonucu Güney Amerika'nın doğu sahillerine ve Karayiplere ulaşan İtalyan denizci ve haritacı Amerigo Vespucci'nin isminden türetilmiştir. Teoriye göre, Alman haritacı Martin Waldseemüller bu ismi Vespucci'nin isminin Latince söylenişi olan “Americus Vespucius”tan türetmiştir.

yılında Batlamyus'un "Kozmografya" eserinin Latince güncellemesi üzerine çalışan Martin Waldseemüller, Vespucci'nin mektuplarından birinde "Mundus Novus" adını verdiği "Yeni Dünya"yı keşfettiğini okuyunca, "Cosmographiae Introductio"da Amerika ("America") ismini önerir.

Her ne kadar, Waldseemüller'in çalışmasının yayılmasıyla "Amerika" terimi popülerlik kazandıysa da, Vespucci'nin yazılarındaki tutarsızlıklar birçok İspanyol ve Portekizlinin eleştirisine sebep oldu. Bu eleştiriler Vespucci'nin diğer denizcilerin keşiflerini kendisininmiş gibi gösterdiğini söylüyor ve bununla birlikte de "Yeni Dünya" fikrine şüpheyle bakıyordu. Yine de Avrupa'nın diğer ülkelerinde "yeni dünya" için "Amerika" ve orada yaşayanlar için de "Amerikalı" adı kullanımı yaygınlaşıyordu. Ancak İspanya ve Portekiz'de resmî terim Doğu Hint Adaları idi.

Waldseemüller "Amerika" adını kullandığında somut olarak Kristof Kolomb ve diğer kaşifler tarafından keşfedilen Antilleri ve Güney Amerika'nın kuzeydoğu sahillerini kastediyordu.

"Amerika" adı ilk defa Batı yarımküredeki kıtanın tamamını adlandırmak için yılında Gerardus Mercator tarafından bir harita üzerinde kullanılmıştır.

2. teori

Teoriye göre "Amerika" adının yılında John Cabot'nun yolculuğunu finanse eden İngiltere'nin Bristol şehrinden Richard Amerike'nin adından türetilmiştir. Cabot, kıtaya ayak basan ilk Batı Avrupalı olmuştur.

 

O S M A N LI İ S TA N B U LU II e d i tö r l e r Feridun M. Emecen Ali Akyıldız Emrah Safa Gürkan İstanbul 29 May ıs Üniversitesi Yay ınlar ı O S M A N LI İ S TA N B U LU II I I. U l u s l a r a r a s ı O s m a n l ı İ s t a n b u l u S e m p o z y u mu B i l d i r i l e r i May ıs , İstanbul 29 May ıs Üniversitesi e d i tö r l e r Feridun M. Emecen Ali Akyıldız Emrah Safa Gürkan OSM ANLI İSTAN BU LU II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu, Bildiriler proje yönetimi İbrahim Kâfi Dönmez düzenleme kurulu Feridun M. Emecen (Başkan), Ali Akyıldız (Başkan Yardımcısı), Emrah Safa Gürkan (Akademik Sekreter), Ertuğrul Ökten, Alphan Akgül, Mehmet Yılmaz, Mehmet Ş. Yılmaz, Özlem Çaykent, Cengiz Yolcu editörler Feridun M. Emecen Ali Akyıldız Emrah Safa Gürkan yayın koordinasyonu Mehmet Yılmaz grafik tasarım Ender Boztürk kapak tasarımı Ümit Ünal basım tarihi ISBN Emecen, Feridun M. (ed.) Osmanlı İstanbulu-II / Feridun M. Emecen, Ali Akyıldız, Emrah Safa Gürkan (ed.). - İstanbul : İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, s. ; res. ; 24 cm. ISBN 1. İstanbul (Türkiye)_Tarihçe 2. Osmanlı İmparatorluğu_Tarihçe DC 20 İçindekiler Ta kd im Kadir Topbaş, İBB Başkanı İbrahim Kâfi Dönmez, Rektör Kemal Beydilli İmparatorluğun Son Yüzyılında İstanbul Uğur Genç Haliç Zinciri Üzerine Bir Değerlendirme: Kuşatma Sırasında Liman Girişi Nasıl Kapatıldı? Lında T. Modern Arap Tarihçiliğinde İstanbul’un Fethi Onur İnal Yüzyıl Seyahat Rehberlerinde İstanbul Süheyl Sapan II. Abdülhamid Döneminde Arap Elitleri Gözüyle İstanbul İsmail Doğan Kentsel Değişimin Tanıkları Olarak Osmanlı Aydınlarının Gözüyle İstanbul Sabit Duman Mütareke Döneminde İstanbul Tuğba Yalçın Aydeniz Bir Layihanın Tahlili: Yüzyılın Başlarında İstanbul Margarita Dobreva Yıllarında Bulgarca Gazete ve Dergilerin Gözüyle Osmanlı İstanbulu’nun Bilim ve Eğitim Günlüğü Nalan Turna Osmanlı İstanbulu’nda İç Pasaport: Mürûr Tezkeresi 6 Ömerül Faruk Bölükbaşı İstanbul’da Köklü Bir Osmanlı Kurumu Darbhâne-i Âmire () M. Sinan Genim Konstantinopolis’ten Konstantiniyye’ye İstanbul’un Fiziki Gelişimi Naim A. Güleryüz Fetih Öncesi ve Feth-i Hakani Sonrası İstanbul’da Musevi İbadethaneleri Yasin Meral Osmanlı İstanbulu’nda Yahudi Matbaası ve Basılan Bazı Önemli Eserler Fahri Maden Edirnekapı’da Bir Bektaşi Ocağı: Emin Baba Tekkesi ve Haziresi Zekeriya Türkmen Sultan II. Mahmut ve Sultan Abdülmecid Döneminde Kuleli Süvari Kışlası Onur Gezer Çizginin Dışındakiler: Osmanlı İstanbulu’nun Aykırı Bekârları ve Bekâr Girer “Melek Girmez” Odaları Ahmet Yaşar İstanbul Hamamları: Muharrem Varol Tanzimat Döneminde Dersaadet Misafirhaneleri () Hatice Özdil Yüzyıl İstanbulu’nun İlim Merkezlerinden Murad Molla Tekkesi ve Kütüphanesi Murat Yıldız Padişahların Dinlenme ve Eğlenme Mekânları: İstanbul Bahçeleri 7 Esma İgüs XVIII. Yüzyıl İstanbulu’nda Fiziki Çevre, Meydan Çeşmeleri ve Çeşme Meydanlarının Etrafında Oluşan İstanbul Meydanları Şefaattin Deniz Ortaköy Camii’nin İnşa Sürecinde Gayri Müslim Yönetici, Usta ve Tüccarların Rolü Kenan Yıldız İstanbul Yangını: Kadı Sicillerinden Tespit, Çıkarım ve Yorumlar Marloes Cornelıssen Paintings, Powder Puffs, and Porcelain Chocolate Cups in Pera: the Private World of the Dutch Ambassador’s Sister in Early 18 th-Century Istanbul Anas Soufan Istanbul – Damascus: Transcultural Memory and Architecture of Modernity Prototyping İlhan Özkeçeci Bazı Osmanlı Mimari Eserlerinde Çini Tasarım Planları Yalçın Çetinkaya Osmanlı İstanbulu’nun Müziği Ramazan Erhan Güllü “Ermeni Nâmı Taşımak Töhmet midir?”: Yüzyıl İstanbulu’nda Yaşanan Ermeni Hadiseleri Sonrası İstanbul’u Korumak Amacıyla Alınan Önlemler ve Bu Önlemlere Karşı Tepkiler Mehmet Aydın Dinlerin Buluşma Noktası: İstanbul İsrafil Balcı İstanbul’un Fethine İlişkin Hadis Rivayetlerine Farklı Bir Yaklaşım 8 Zehra Öztürk Nedim ve Nabi’de İstanbul Türkçesi Fatih Ordu Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Romanlarında İstanbul’u Tamamlayan Bir Unsur Olarak Mezarlar ve Mezarlıklar Nil Birol XIX. Yüzyıl İstanbulu’nda Zamanın Mekân Üzerinden Tanzimi: Babıali Memurlarının Çalışma Saatleri Hatıralarla İstanbul Beşir Ayvazoğlu Mıhaıl Vasılıadıs Ahmed Güner Sayar Erol Üyepazarcı Mıgırdıç Margosyan 9 Osmanlı İstanbulu’nda Yahudi Matbaası ve Basılan Bazı Önemli Eserler Yasin Meral Ankara Üniversitesi Matbaa konusu, kitap tarihimizin en önemli dönemeçlerinden biri olarak bilinmektedir. Matbaanın Osmanlı’daki Müslüman tebaa tarafından kullanılmasından çok önce Yahudiler İstanbul, Selanik ve İzmir gibi şehirlerde matbaacılık faaliyetlerine başlamışlardı. Matba- anın Müslüman tebaa tarafından geç kabul edilişiyle ilgili yaygın iki görüş belirtilmiştir. Bunlardan ilki, bu icadın gayrimüslimler tarafın- dan yapılmış olması ve dini eser basmanın caiz olmamasıdır. Diğer yaygın iddia ise geçimini eser istinsah ederek sağlayan hattatların matbaa sebebiyle işsiz kalma endişesiyle bu yeniliğe karşı çıkmaları- dır. Okuma-yazma oranı düşük olan Osmanlı toplumunda matbaa- nın pratik hayatta bir karşılığının olmaması ilgisizliğin temel sebep- lerinden biri olarak zikredilebilir. Elimizdeki tebliğin bazı kapsam ve sınırlılıkları olacaktır. Bi- lindiği üzere İstanbul’un dışında İzmir ve Selanik gibi şehirlerde de aktif faaliyet gösteren Yahudi matbaaları mevcuttu. Bu tebliğde Os- manlı’da Yahudiler tarafından faaliyet gösteren matbaalar arasında yalnızca İstanbul’daki matbaalar esas alınacaktır. Ayrıca bu tebliğ- de Yahudi matbaacılığı, İbrahim Müteferrika öncesiyle () sınırlandırılacaktır. OSMANLI İSTANBULU II Johann Gutenberg’in Avrupa’da civarında matbaayı kul- lanmaya başladığı düşünüldüğünde Yahudilerin matbaayı İstanbul’a getirmelerinin çok erken bir dönemde olduğunu söyleyebiliriz. Kay- naklardaki bilgilere göre Osmanlı topraklarına matbaanın ilk gelişi yılında İspanya’dan sürülen Yahudiler aracılığıyla yılında olmuştur. Osmanlı toprakları içerisinde ilk matbaa kurulan şehir de İstanbul’dur. İstanbul’da İlk Matbaanın Kuruluşu İstanbul’da ilk matbaa David ve Samuel İbn Nahmias kardeş- ler tarafından kurulmuştur. Bu aile, yılında İspanya’dan sürülen Yahudilerdendir. İbn Nahmias kardeşler matbaacılık faaliyetlerinde İstanbul’da Romanyot adı verilen yerli Yahudilerinin lideri konumun- da olan Rabbi Eliyahu ben Benyamin ha-Levi’den destek görmüşler- dir. Bu matbaada basılan ilk eser, Yakov ben Aşer’in (ö. ) Yahudi hukukuyla ilgili önemli eseri Arbaa Turim olmuştur. Eserin üzerinde Davud yıldızı amblemi bulunmaktadır. David ibn Nahmias’ın ismin- den ötürü Davud yıldızının matbaanın amblemi olarak seçildiği tah- min edilmektedir.1 Bu eser Yahudi geleneğinde en önemli ilmihal/fıkıh kitapla- rından biri kabul edilmektedir. Dört ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlere de tur (dizi) adı verilmektedir. Bu bölümler de simanim adı verilen alt başlıklara ayrılmaktadır. Bazen sadece Tur kelimesiyle de bu kitaptan bahsedilmektedir. Bundan ötürüdür ki yazarı da Baal ha- Tur yani Tur sahibi/Tur kitabını yazan anlamında isimlendirilmek- tedir. Dört ana bölümden ilki Oreh Hayim adını taşır. Bu bölümde dua ve sinagogla ilgili esaslar, Şabat ve dini günler hakkında temel kurallara yer verilmektedir. İkinci kısım Yore De’a ismini taşır. Burada da kurban kesme, kaşer kuralları ve diğer bazı ritüellere ilişkin esaslar anlatılır. Even ha-Ezer adını taşıyan üçüncü bölüm evlilik ve boşanma ile ilgili aile hukukuna ait esasları işler. Dördüncü ve son bölüm de Hoşen Mişpat adıyla mali konular, zararlar ve bunların hukuki karşı- lıklarıyla ilgili konular işlenir. 1 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER Ya‘kov ben Aşer, Talmud’dan başlayarak kendi dönemine kadar hahamların görüşlerinden bir sıralama sunar. Bu çerçevede o, Rab- bi Yitshak el-Fasi’nin ve İbn Meymun’un görüşlerine de değinir ve hahamlar arasındaki yorum farklılıklarını karşılaştırır. Son safhada genellikle babası Rabbi Aşer ben Yehiel’in görüşlerini savunur. İbn Meymun’un Mişne Tora’sı Yahudiliğin her alanı ile ilgiliyken Arbaa Turim sadece diasporadaki Yahudiler tarafından uygulanabilecek esasları incelemektedir. Araştırmacılar arasında bu eserin basımıyla ilgili ihtilaf mev- cuttur. Basım tarihi, Osmanlıdaki matbaa faaliyetlerinin başlangıcı olması açısından önem arz etmektedir. Kitabın üzerindeki tarih İb- rani takvimiyle 4 Tevet tarihidir ki, bu da 22 Aralık tarihine tekabül etmektedir. Araştırmacılar arasındaki tartışma, kitabın ’te mi, yılında mı basıldığıyla ilgilidir. Kitabın üzerinde açıkça yazılı olsa da birçok araştırmacı bu tarihi şüpheyle karşılamışlardır. Bunda da iki temel sebep öne sürülmüştür. İlki kitabın basıldığı Aralık ayı ile Yahudilerin İspanya’dan çıktıkları 9 Av (11 Ağustos ) ayı arasında yalnızca on altı ay olmasıdır. Bu iddiaya göre uzak bir ülkeden sürgünden gelen Yahudilerin İstanbul’da yerleşmeleri ve bir düzen kurmaları, ardından da o memlekette daha önce hiç olmayan bir işi, yani matbaayı başlatmaları bu kadar kısa süre içerisinde man- tıklı görünmemektedir. İkinci sebep ise yılından sonra ilk kitabın tarihinde basılmasıdır. Aradaki on bir yıllık süreçte kitap basılmamıştır. Bu iddiaya göre tarihi kitaba yanlış olarak yazılmış olup gerçek tarih yılıdır. Kitapta basımın Sultan Bayezid’in hükümranlı- ğında haftanın altıncı günü (Cuma=yom şişi) tamamlandığı belir- tilmektedir. yılının Tevet ayının dördünün de Cuma gününe denk gelmesi ayrıca Sultan Bayezid’in sultanlığının devam etmesi de iddiaya destek olarak sunulmuştur. yılı ve müteakip yıllar- da düzenli bir yayın çizelgesinin görülmesi de bu iddiayı güçlen- dirmektedir.3 Bazı araştırmacılar da Nahmias ailesinin İstanbul’a gelmeden daha önce Napoli’de matbaa işlettiklerini, bu yüzden bu 2 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 3 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU II durumun kendileri için zaman gerektirecek bir iş olmadığı kanaa- tini belirtmektedirler.4 Konuyu detaylı bir şekilde tartışan Offenberg, önce yukarıda zikredilen itirazları inceler, daha sonra da bu eserin yılında ba- sıldığına dair kanaati güçlendirecek verileri sıralar. Buna göre o dö- nemde matbaanın temel maddesi olan kâğıt Osmanlı topraklarında üretilmemekteydi. Osmanlının kâğıdı çoğunlukla Venedik’ten ithal ettiği kaynaklarda zikredilmektedir. Buna göre Sultan Bayezid za- manında Venedik ile Osmanlı devleti arasında o yıllarda gerginlik olması ve bu gerginliğin yıllarında savaşlara sebep olması kâğıt ithalini de engellemiştir. ile yılları arasındaki mat- baanın faaliyetlerinin durması da buna bağlanmaktadır.5 Offenberg bir başka makalesinde ise Sultan Bayezid’in Fatih Sultan Mehmet gibi başka din mensuplarına hoşgörülü olmadığını, İstanbul’daki si- nagogları ve Yahudi mahkemelerini kapattığını iddia etmektedir. O, ayrıca Bayezid’in ya da vezirlerinden birinin İstanbul’da Yahudiler tarafından dini bir eser (Arbaa Turim) basıldığını öğrendiğini ve bu- nun üzerine matbaacılık faaliyetini yasakladığını, zaman içerisinde ya araya hatırı sayılır kişilerin girmesi, ya Yahudilerin bu dönemde yaptıkları hizmetler sebebiyle ya da Yahudiler tarafından ödenen yük- lü miktarda rüşvet sayesinde yılında matbaacılık faaliyetlerine yeniden başlandığını iddia etmektedir.6 Ona göre ile yılları arasındaki fasılanın sebebi bunlar olabilir. Offenberg’in burada öne sürdüğü iddialar, ilmi verilere dayanmamaktadır. Arbaa Turim’i takip eden ilk eser yılındaki Tora, Haftarot ve Hameş Megilot olmuştur. Bu yılda basılan Tevrat, Fransa’da ya- şamış ünlü Talmud bilgini Raşi’nin yorumlarıyla birlikte basılmıştır. Bu eserin basımında Yeşua ben Saadya ve Yitshak Kasputa adlı Ya- hudi tüccarlar finansal destekte bulunmuşlardır. Bu eserin sonunda İspanya sürgünü sebebiyle Yahudilerin temel dini kaynaklarını çoğu- nun ulaşılamaz bir durumda olduğu, sınırlı sayıda kitapla çocuklara 4 Bkz. Kemal Beydilli, “Matbaa”, DİA, c. 28, s. 5 Adri K. Offenberg, “İstanbul’da Basılan İlk Kitap”, çev. Rıfat Bali, Müteferrika Dergisi, Kış , sayı 4, s. 6 Adri K. Offenberg, “The Printing History of Constantinople Hebrew Incu- nable of A Mediterrenean Voyage of Discovery”, s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER verilecek eğitimin ihmal edildiği belirtilmektedir. Yahudi cemaatinin Tevrat bulduğunda Targum bulamadığı, Targum bulduğunda şerh- lerini bulamadığı ifadeleri kullanılarak temel dini kaynaklarla ilgili kitap sıkıntısından bahsedilmekte ve bir an önce sürgün sırasında yitirilen kitapların basılması gerektiği dile getirilmektedir.7 İkinci eserden sonra yılına kadar bu matbaada birkaç eser daha basılmıştır. Bu eserlerden biri de İbn Meymun’a ait Mişne To- ra’dır. Bu eserinin son kısmında sürgün sebebiyle -Tanrı’nın inayeti olmasa- neredeyse Tevrat’ın unutulacağı, kutsal kitapların ihmal edil- diği, Yahudi cemaatinin sürgünden sürgüne gittiği, rahata erdiklerin- de de okuyacak kitap bulmakta zorlandıkları ve kitap bulduklarında satın alacak para bulunamadığı şeklinde ifadelere yer verilmektedir.8 yılında matbaanın kurucularından Şmuel Nahmias işlet- meden ayrılmıştır (ölüm?).9 David ibn Nahmias işletmeyi oğlu Şmuel Nahmias ile birlikte yürütmüştür. Yaklaşık iki yıl sonra da, yılında, baba David Nahmias hayatını kaybetmiştir. Takip eden yıllarda mat- baa Samuel ben David Nahmias ve Astruc ben Ya‘kov tarafından iş- letilmiştir Astruc ben Yakov ilk başlarda matbaanın çalışanlarından iken sonrasında Selanik’te kendi matbaasını kurmuştur. Nahmias matbaası ise zengin Yahudi müteşebbisler tarafından belirli periyod- larla kiralanmış ve işletilmiştir döneminde İstanbul’da yüzden fazla eser basılmıştır. İspanya sürgünü sonrası bu dönemde basılan eserler, Yahudi cemaatin öncelikli olarak ihtiyaç duyduğu eserlerdi. Bu çerçevede bir yandan Tevrat, Mişne Tora gibi Yahudiliğin temel kaynakları hem de sürgü- nün ve sürekli yer değiştirmenin travmasını atlatacak kıssa ve mev’ize 7 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 18, 21; Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”. 8 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 21; Avraham Meir Haberman, Toldot ha-Sefer ha-İvri, Yeruşalayim , s. 9 Yaari, “Öldü veya matbaa işinden ayrıldı.” ifadesini kullanmaktadır. Bkz. Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 10 Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”, s. 11 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 18; Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”, s. OSMANLI İSTANBULU II türünden midraşlar basılmıştır Yaari’ye göre İspanya’dan gelen Ya- hudiler yanlarında getirebildikleri midraş yazmalarını bastırmışlar- dır. Birçok midraş da ilk defa İstanbul’da basılmıştır. Bunlar arasında Midraş Raba al Tora, Midraş Tehilim, Midraş Mişley, Midraş Şmuel, Midraş Tanhuma ve Pirkey Divrey Eliezer zikredilebilir. Sonraki dö- nemlerde bu midraşlar Orta Doğu ve Venedik’teki Yahudi matbaa- larında da basılmış ve yaygınlaşmıştır. Talmud kıssalarının anlatıldığı Hagadot ha-Talmud adlı eser de ilk defa bu matbaada basılmıştır. Fa- kat aynı türde basılan ve meşhur olan ‘Eyn Ya‘kov adlı eser sebebiyle daha sonra baskısı yapılmamıştır Soncino Ailesi ve İstanbul’daki Matbaacılık Faaliyetleri yüzyılın son çeyreğinde İtalya’nın kuzeyindeki Soncino şehrinde İsrael Natan Soncino ve oğlu Yeşua Soncino İbrani harf- leriyle bir matbaa kurdular. Bu aileden biri olan Gerşom ben Moşe İtalya’dan ayrılarak önce Selanik’e yerleşmiş, ardından da İstanbul’a gelerek oğlu Eliezer ile matbaacılık yapmaya başlamıştır. Gerşom ben Moşe, yılında hayatını kaybedince matbaayı oğlu devam ettir- miştir. arasında Soncino ailesi kırk civarında eser basmıştır Bu matbaada din dışı alana ait eserler de basılmıştır. Bu dönemde basılan en dikkat çekici eserlerden biri de tarihli çok dilli (polyglot) Tevrat’tır. Hamişa Humşey Tora ismiyle ba- sılan bu Tevrat, Tevrat’ın İbranice orijinal metninin yanında Aramice çevirisi olan Targum Onkelos, Saadya Gaon’a ait ilk Arapça çeviri olan Tefsirü’t-Tevriye bi’l-Arabiyye ve Yakov ben Yosef Tavus’a ait Farsça Tevrat çevirisini içermektedir. Bu dört farklı metin tek sayfa içerisin- de yer almaktadır. Bu eserdeki bütün çeviriler İbrani karakterleriyle basılmıştır. Sayfanın ortasında İbranice orijinal Tevrat metni, sağında İbrani harfleriyle Farsça çeviri, solda Targum Onkelos adı verilen Ara- mice çeviri, üstte Saadya Gaon tarafından yapılan İbranice harflerle Arapça çeviri sayfanın alt kısmında ise ünlü Tevrat ve Talmud yorum- cusu Raşi’nin ilgili ayetlerle ilgili yorumları yer almaktadır. Bunların 12 Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”, s. 13 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 14 Sevilla-Sharon, İsrail Ulusunun Tarihi, Yeruşalayim , s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER dışında Tevrat’ın Raşi yorumuyla birlikte basımı, Targum Onkelos, İb- rani harfleriyle Grekçe ve İspanyolca Tevrat çevirisi de bu dönemde basılmıştır David Kimhi’ye ait Sefer ha-Şoraşim ve Helek ha-Dikduk gibi eserler de bu matbaada basılmıştır. Yahudi seyyah Tudelalı Ben- yamin’in seyahatnamesi de ilk kez yılında İstanbul’da basılmıştır. Soncino ailesinin matbaasında dikkat çeken uygulamalardan biri de gerek Yahudi hahamların, gerekse aile üyelerinin matbaaya gelerek ellerinde bulunan el yazmalarını bireysel kullanım için çoğalt- malarıdır. Bu çerçevede; Eliyahu ben Moşe Başyatçı babası Eliyahu Başyatçı’ya ait Adderet Eliyahu adlı eseri, Yitshak Yaabets babası Yosef Yaabets’e ait Hesdey ha-Şem adlı eseri, Moşe Kalats Kudüs’ten İstan- bul’a gelerek Sefer ha-Musar adlı eseri, Yitshak ben Hayim Hazan, Rabbi Yona Gerondi’ye ait İggeret ha-Teşuva ve Bahya ibn Pakuda’ya ait Hovot la-Levavot adlı eserleri matbaaya getirerek bastırmışlardır Bu matbaayı Moşe ben Eliezer Soncino, yılları ara- sında çalıştırmıştır. Bu dönemde kendisi sadece işletmeci olarak değil, işçi olarak da harflerin dökümü ve süsleme işleriyle meşgul olmuş- tur. Yine aynı dönemde Cracow’da (Polonya) ’da matbaa açan Şmuel ben Hayim Helitz işletmesini İstanbul’a taşımıştır. Polonya’da bulunduğu sırada yılında Hıristiyanlığı seçen Helitz İstanbul’a yerleştiğinde tekrar Yahudiliğe dönmüş ve kurduğu matbaada Tevrat ile birlikte Rut ve Yudit kitabına şerhler basmıştır Bu matbaa yılına kadar açık kalmıştır. Bu dönemde faaliyet gösteren küçük matbaalardan biri de Rab- bi Yosef ben Şmuel ha-Levi Hâkim’e aittir. Bu matbaada yılında üç eser basılmıştır. Bunlar kabala hahamı Rabbi Meir ben Gabay’a ait Dereh Emuna ve Toelet Ya‘kov ve oğlu Rabbi Hayim ben Gabay’a ait Pesah le-Elohim isimli eserlerdir Bu dönemde () bazı araş- tırmacılara göre onun üzerinde eser basılmıştır. Eliezer Soncino’nun ’teki vefatından sonra yılına kadar İstanbul’da toplam dört farklı Yahudi matbaası çalışmıştır. Fakat bunların dördü de küçük 15 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 16 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 17 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 18 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU II matbaalar olup bastıkları kitap sayısı birkaç kitap ile sınırlı kalmış ve yayın hayatlarını da en fazla birkaç yıl sürdürebilmişlerdir Yahudi Matbaacılığın Üretken Dönemi yılı ve sonrası İstanbul’daki Yahudi matbaaları açısından üretimin en fazla olduğu dönem olarak bilinmektedir. Kaynakların verdiği bilgiye göre bu dönemde İstanbul’da yüz yirmi eser basılmıştır. Araştırmacılara göre bunun temel sebebi, devletin ve toplumun eko- nomik olarak refah içinde olduğu bir dönem olmasıdır Dönemin başlarında İstanbul’da üç önemli matbaacı göze çarp- maktadır. Bunlar; Rabbi Yosef Hekim ve oğlu Yitshak, Avraham ben Şmuel ha-Kohen ve Yaabets kardeşlerdir. Rabbi Yosef yılında üç kitap, Avraham ben Şmuel ise yıllarında iki kitap basmıştır. Yaabets kardeşler olarak meşhur olan Şlomo ve Yosef Yaabets yılları arasında Selanik’te, yıllarında da Edirne’de matbaa işletmişler daha sonra işlerini ayırmışlardır. Şlomo Yaabets, İstanbul’a yerleşmiş Yosef Yaabets ise Selanik’e dönmüştür. Şlomo Yaabets, İs- tanbul’da matbaa işine yılında girmiştir. Aynı yıl Rabbi Eliya Mizrahi’nin Teşuvot Şeelot adlı responsasının dizgisini yapmaya başla- mıştır. senesinde ise Rabbi Yosef ibn Lev’in responsası basılmıştır. Bu eserin önsözünde Şlomo Yaabets, Talmud’ların Avrupa’da yasak- landığını belirterek elindeki kitabın basımını tamamladıktan sonra kendi milletine bir vefa borcu olarak Talmud basım işine gireceğini belirtmektedir Papalığın fermanıyla İtalya’da Talmud’ların yakılması Yahudi cemaatlerin Talmud ihtiyacını iyice artırmıştır. Avrupa’da Talmud’la- rın basımı durunca, Yaabets kardeşler bu durumu göz önünde bulun- durarak Talmud basmaya ve ulaştırabildikleri bütün Yahudi cemaat- lerine iletmeye karar vermişlerdir. yılında Yosef Yaabets Selanik’i terk ederek İstanbul’a gelmiş ve kardeşiyle ortak olarak matbaayı iş- letmişlerdir. yılında Yaabets kardeşler, Talmud’un ilk bölümü olan 19 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 20 Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”, s. 21 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER Masehet Brahot kısmını basmışlardır. yılları arasında Talmud basımı ile uğraşan Yaabets kardeşler Talmud’un tamamını basmaya muvaffak olamamışlardır Muhtemelen bunun temel sebebi büyük kardeş Şlomo Yaabets’in hayatını kaybetmesidir. Talmud basımının yanında diğer eserlerin basımı da devam etmiştir. Dönemin önemli matbaa müteşebbislerinden biri de Eliezer ben Yitshak’tır. O, Polonya’da yıllarında işlettiği matbaa- lardan sonra bir matbaa da İstanbul’da kurmuştur. O, matbaa mal- zemelerini İstanbul’a getirmiş, fakat kâğıt alımı için yeterli finans sağlayamadığı için İstanbul’un yerli Romanyot Yahudilerinden ha- ham David ben Eliyahu Kaşti ile ortaklık kurmuştur. Bastıkları ilk kitap Şeelot u-Teşuvot şel ha-Geonim () olmuştur. Aynı sene içe- risinde Romanyot geleneğine göre duaları ve şiirleri içeren Mahzor şel Romanya mi-Yamim Noraim adlı eser basılmıştır. Kaşti, kitabın önsözünde bu eseri Yaabets kardeşlerin matbaasında bastırmak is- tediğini, ama kendisini türlü bahanelerle beklettiklerini, Eliezer ben Yitshak’ın İstanbul’a gelmesiyle onun sayesinde bu eserin basımının gerçekleştirdiğini anlatmaktadır ’da Kaşti ile Eliezer ben Yit- shak’ın yolları ayrılmıştır. Eliezer ben Yitshak matbaayı tek başına işletmeye devam etmiştir. O, Makor Baruh adlı Neşideleri Neşidesi şerhini bastı. Kitabın girişine Süleyman Mabedi’nin resmini basması Filistin topraklarına göç edeceğine işaret olarak görülmüştür. Kut- sal topraklara hicret etme niyetindeki temel sebep finansal açıdan İstanbul’da matbaayı işletemeyecek duruma gelmesidir. Nitekim bu kitabın girişinde “Büyük bir sıkıntı içerisinde olan Eliezer Yitshak Aşkenazi tarafından basılmıştır. Atalarının hürmetine Allah mer- hamet etsin kendisine!” yazılmıştır Eliezer ben Yitshak, aynı sene içerisinde Safed şehrine göç etmiştir. Safed’de hiçbir akrabalık bağı olmayan ve orada tanıştığı Rabbi Avraham Yitshak Aşkenazi ile ortaklık kurmuş ve matbaa işletmeye başlatmıştır. Bu matbaa aynı zamanda Orta Doğu’daki ilk matbaadır. yılları arasında Safed’de üç kitap basan ortaklar iki yıllık ortaklıktan sonra yollarını 22 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. ; Sevilla-Sharon, İsrail Ulusunun Tarihi, Yeruşalayim , s. 23 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 24 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU II ayırmışlardır. Rabbi Avraham Yitshak Yemen’e Yahudi cemaati el- çisi olarak gönderilince Eliezer ben Yitshak da tekrar İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’da David Kaşti ile irtibata geçmiş ve yı- lında Safed hahamlarından Rabbi Şmuel bar Yitshak Aripol’a ait Lev Haham isimli kitabı basmışlardır. Eliezer ben Yitshak, aynı yıl içinde kalıcı olarak Safed’e yerleşmiş ve matbaacılığa orada devam etmiştir yılında Şlomo Yaabets’in ölümü sonrasında İstanbul mat- baasız kalmıştır. Bu dönemde Don Yosef Nasi’nin eşi Reyna Nasi, Ortaköy’de bir Yahudi matbaası kurmuştur. Matbaanın başına da Yo- sef ben Yitshak Aşkelonî getirilmiştir. Bu matbaa yılında üretime başlamış ve yeni formlu harfler kullanılmıştır. Reyna Nasi’nin mat- baayı kurmada kâr amacı gütmediği ve Osmanlı ülkesinde yaşayan hahamların kitap basım ihtiyaçları giderme amacında olduğu kay- naklarda zikredilmektedir. Onun, kendisine ait matbaayı kurmadan önce de Yaabets kardeşlerin matbaasında eserlerini bastırmak isteyen hahamlara finansal destek çıktığı bilinmektedir. Bu matbaada Şlomo Yaabets’in Yitshak adındaki oğlunun ki- tapları basılmıştır. Yitshak Yaabets’e ait Yafek Ratson isimli eseri eser Haftarotlara açıklamalar içeren ve bu matbaada basılan ilk eserdir. Bu eserin ardından aynı matbaada altı eser daha basılmıştır. ’de matbaa Kuruçeşme’ye nakledilmiş ve iki yıl içinde sekiz kitap daha basılmıştır. Böylece Reyna Nasi’nin işlettiği matbaada yıl- ları arasında toplam on beş eser basılmıştır. Reyna Nasi’nin ölmesi dolayısıyla matbaa da kapanma sürecine girmiştir. Burada basılan eserler arasında dini şerhler, Talmud ve Ladino dilinde basılan dini mekânları ziyaret adabı kapsamında eserler sayılabilir ’den son- ra yaklaşık kırk yıl boyunca İstanbul’da düzenli olarak çalışan matbaa açılmamıştır. Bununla birlikte küçük çaplı bazı girişimler olmuş ve bir iki kitap basılmıştır 25 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 26 Yaron ben Naeh, “Hebrew Printing Houses in Costantinople”, s. 81; Sevil- la-Sharon, İsrail Ulusunun Tarihi, Yeruşalayim , s. 27 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER Yahudi Matbaacılığında Duraklama Dönemi: yılları arası İstanbul’daki Yahudi matbaacılığında du- raklama dönemi olarak bilinmektedir. Yahudi cemaatinin ekonomik olarak sıkıntıda oluşu basım faaliyetlerine de yansımıştır. yılları arasında basım faaliyetinin durduğu görülmektedir. yılında Şlomo ben David Franko İstanbul’da yeni bir matbaa kurmuştur Matbaa ve basım işlerinde İspanya’dan tecrübesi olan Franko, oğlu tarafından “kurşun ve demir harf dökümünde büyük bir usta ve sa- natkâr” olarak tanımlanmıştır. ’deki ölümünden sonra işletmesini oğlu Avraham Franko ve damadı Ya‘kov ben Şlomo Gabay devam ettirmişlerdir. Şlomo, kısa dönemde sadece Raşi’nin Tevrat şerhini basabilmiştir. Oğlu ve damadının bastığı ilk eser ise Rabbi Yosef bar Moşe Taroni’ye ait Şeelot u-Teşuvot’tur. Bu eser yılında basılmıştır. Yine aynı sene içinde Rabbi Şlomo Avraham el-Gazi’ye ait Ahavat Olam ve Midraş Raba al ha-Tora ve Hameş Megilot eserleri basılmıştır. yılından sonra Yakov Gabay’ın ismi kitaplarda görülmemektedir. Öl- müş olması ya da ortaklıktan ayrılmış olması ihtimal dâhilindedir. Avraham Franko, yılında Rabbi Avraham el-Yagri’nin İbn Mey- mun’un Sefer ha-Mitsvot adlı eseri üzerine kaleme aldığı Lev Sameah adlı eserini basmıştır. Bu eserin önsözünde kitapların baskı kalitesinin iyi olmadığını itiraf eden ve bundan dolayı özür dileyen Franko, yakın zaman içerisinde matbaada ıslahat yapılacağını ve daha kaliteli bas- kılarla devam edeceğini vaad etmektedir Franko’nun matbaasında arası sekiz yıllık bir ara verildiği görülmektedir. yılı sonrasındaki matbaa faaliyetlerinin durması o yılda İstanbul’da mey- dana gelen büyük yangınla ilişkili olabilir. Franko, ’te matbaa faaliyetlerine yeniden başlamış ve ’a kadar birçok eser basmıştır. yılında Franko hayatını kaybetmiştir. Franko’nun kurduğu işlet- mede çalışan işçilerin çoğu ’daki Polonya soykırımından kaçan Yahudilerdir 28 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 29 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 30 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU II ’lardan sonraki dönemde matbaa sektörü düzenli bir üre- tim yapmamıştır. yılları arasında Livorno’da (İtalya) mat- baacılık yapan Avraham ben Yedidiya Gabay isimli Yahudi müte- şebbis önce yılında İzmir’de matbaa kurmuştur. Bu matbaa aynı zamanda İzmir’de kurulan ilk matbaadır. Gabay’ın İzmir’de açtığı bu matbaa, yılına kadar çalışmış ve toplam on altı eser basmış- tır Gabay ise yılında İzmir’den ayrılarak İstanbul’a yerleşmiştir. Gabay İstanbul’da da Zohar’dan bölümler içeren Maalapat Sefirim, Kudüs Talmudu’nun Zeraim bölümü hakkında açıklamalar içeren ve Rabbi Yehoşua ben Yisrael’e ait Sade Yehoşua () adlı eserleri bas- mıştır. O, bazen müstakil, bazen de Franko ile ortak matbaa işi yap- mıştır. yılları arasında İstanbul’da düzenli bir matbaacılık faaliyetine rastlanmamaktadır. Yona ben Ya‘kov ve Matbaacılık Faaliyetleri Yona ben Ya‘kov Aşkenazi, Polonya’dan kaçan Yahudilerden biri olup İstanbul’da Yahudi matbaacılığı yeniden canlandıran isim- dir. Geldiği şehir olan Zalazitz’e nispetle bazı kaynaklarda Yona ben Ya‘kov Zalazitz şeklinde anılmaktadır. Onun canlandırdığı matbaa sektörü İstanbul’u bütün Orta Doğu’nun en önemli matbaa merkezi haline getirmiştir. Otuz beş yıl boyunca matbaayı kendisi işletmiş () ölümünden sonra da oğulları otuz üç yıl () bo- yunca matbaayı açık tutmuşlardır; kısacası toplam 68 sene matbaa bu aile tarafından işletilmiştir. Bu dönemde basılan kitabın ’i Yona ben Ya‘kov’un matbaasında basılmıştır Yona ben Ya’kov’un bastığı ilk eser, Rabbi Hayim el-Fondari’ye ait bir fetva olan Magid mi-Raşit () adlı çalışmadır. Bu baskıyı kötü yapan Yona ben Ya‘kov, daha sonraki baskılarda harflerin dökü- münü ıslah ederek daha kaliteli baskılar yapmıştır. Bu eserden sonra Dereh ha-Kodeş isimli bir fasikül yayınlamıştır. Aynı sene içinde ikinci kitap Rabbi Moşe ben Nahman’a ait Milhemet Hova, bir yıl sonra da () Raaşim ve Raamim adlı eser basılmıştır 31 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 32 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 33 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER yılında İstanbul’un birçok yerini etkileyen yangından matbaa da nasibini almış ve işletme Ortaköy’e taşınmıştır. Yona ben Ya‘kov, Ortaköy’e taşındıktan sonra ilk olarak Rabbi Hayim el-Ga- zi’nin Bney Hayay adlı eserini basmıştır. Eserin mukaddimesinde İstanbul’daki yangının çok büyük olduğundan ve bütün şehri etkisi altına aldığından bahsetmektedir yılında eser basmadığı anla- şılan Yona ben Ya‘kov yılından itibaren yeni harfler döktürmüş ve süslemeler basmıştır. Bu dönemde öncelik İstanbul’da hahamların ellerinde bulunan el yazmalarının basımına verilmiştir. Böylece şehrin din önderlerinin kalbi kazanılmış ve matbaaya finansal destek sorunu aşılmaya çalışılmıştır. Yona ben Ya‘kov basacak daha fazla eser ve finansman bulmak amacıyla ’te Mısır’a gitmiştir. İstanbul’daki ha- hamlardan refarans mektubu alan Yona ben Ya‘kov Mısır’dan birkaç kitap/el yazması ve bir miktar finansal destekle dönmüştür. Mısır’da bulunduğu süre içerisinde () İstanbul’daki matbaada basım olmamıştır. İstanbul’a döndükten sonra da, üç yıl boyunca () sadece Mısır’dan getirdiği el yazmalarını basmakla meşgul olmuştur Yona ben Ya‘kov İstanbul’da bastığı kitapları bazen de pazarla- macıları aracılığıyla Avrupa’da satmaktaydı. yılında bazı kitapla- rı Osmanlı ülkesi dışındaki yerlerde pazarlayan aracısıyla Avrupa’ya göndermiş, fakat pazarlamacı kaçarak izini kaybetmiştir. Yona ben Ya‘kov bu duruma sinirlenerek pazarlamacının yolculuk güzergâhını takip etmek için Avrupa’ya gitmiştir. Pazarlamacıyı bulamayan Yona ben Ya‘kov, yolculuğu sırasında Amsterdam’da, yanında bulunan bir el yazmasını oradaki Yahudi matbaasında basarak, hareket halinde iken bile basım faaliyetlerine devam etmiştir. Kitabın girişinde de Avrupa’ya seyahate çıkışının nedeniyle ilgili bilgiler vermektedir. Kendisi Avrupa’da bulunduğu süreçte İstanbul’da oğulları bir kitap basmışlardır. Yona ben Ya‘kov, İstanbul’a döndükten sonra ilk kitabı yılında basmıştır yılı sonrasında matbaada nispeten refah dönemi başla- mıştır. İşçiler çoğalmış ve basılan eser sayısında artış gözlenmiştir. 34 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 35 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. 36 Avraham Yaari, ha-Defus ha-İvrî be-Kuşta, s. OSMANLI İSTANBULU II yılları arasında onun üzerinde eser basılmıştır. Estetik süsle- meler de bu dönemde artmıştır. yılında İbrahim Müteferrika’nın teşebbüsleriyle İstanbul’da Müslüman tebaa tarafından ilk matbaa- cılık faaliyeti başlamıştır. Bu süreçte Yona ben Ya‘kov gibi sektörde tecrübeli Yahudilerden yardım alınmıştır Yona ben Ya‘kov, yılında İstanbul’daki işletmenin bir şu- besi olarak İzmir’de de matbaa açmıştır. İzmir’deki Yahudi cemaati- nin gönlünü kazanmak için cemaat içinden Rabbi David Hazan ile ortak olmuştur. Aralarında iş paylaşımı olarak, David Hazan İzmir hahamlarına ait el yazmaları bularak matbaaya getirmek ve eserlerin basımı için finans bulmaktan, Yona ben Ya kov ise dizgi ve bası- mından sorumlu olmuştur. Bu matbaa yılları arasında faal olup bu dönemde İzmir’de otuz bir kitap basılmıştır. Aynı dönemde matbaanın asıl merkezi olan İstanbul’da Yona ben Ya‘kov’un matba- asında altmıştan fazla eser basılmıştır. Rabbi David Hazan’ın kutsal topraklara (Filistin) hicret etmesiyle matbaa durmuştur. Sonuç İstanbul’daki Yahudilerin matbaacılık faaliyetleri incelendi- ğinde bazı hususlar ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki, İspanya sürgünü sonrası ilk yıllarda ihtiyaca binaen sadece Yahudi dininin temel eserleri basılırken, Yahudi dini ve kültürü oturduktan ve belli bir Osmanlı-Yahudi kültürü oluştuktan sonra edebiyat, roman, dil gibi farklı alanlarda eserler basılmıştır. Başlangıçta sadece İbranice olan basımlara zamanla Ladino eserler de eklenmiştir. İstanbul’daki Yahudi matbaaları, bu matbaaları işleten Yahu- dilerin özelliği açısından incelendiğinde müteşebbislerin genellikle İspanya, İtalya ve Polonya gibi Osmanlı ülkesinin dışındaki Yahudiler olduğu görülmektedir. Kendi ülkelerinde matbaacılık alanında dene- yim kazanmış müteşebbisler İstanbul’da rahat bir şekilde bu işletmeyi yürütebilmişlerdir. Konuyla ilgili bir diğer önemli husus da ana damar Yahudiliği temsil eden rabbani Yahudilere ait bu matbaalarda Ka- raî Yahudilerin eserlerinin de basılmasıdır. Bu anlamda Yahudiliğin 37 Sevilla-Sharon, İsrail Ulusunun Tarihi, Yeruşalayim , s. OSMANLI İSTANBULU’NDA YAHUDİ MATBAASI VE BASILAN BAZI ÖNEMLİ ESERLER farklı grupları da bu matbaalardan istifade etmişlerdir. Her ne kadar İstanbul’da Rabbani ve Karaî gruplar arasında tartışmalar yaşansa da Karaîlerin bu matbaalarda kitap bastırmaları önemli bir ayrıntıdır. Kaynaklarda İbrahim Müteferrika’nın yılında matbaa için izin aldığını ve ilk eserin basımının da yılında tamamlandığı bilgisi yer almaktadır. Buna göre Yahudilerin yılında İstanbul’da matbaacılık faaliyetlerine başlamasıyla Müslüman tebaa tarafından basılan ilk eser arasında yıllık bir zaman dilimi vardır. Bir diğer ifadeyle matbaa İstanbul’a Müteferrika matbaasından yıl önce gelmiş ve bu süre içinde toplam on altı farklı padişah tahta çıktığı halde Müslüman tebaa tarafından matbaacılık faaliyetinde bulunul- mamıştır. İstanbul’un farklı semtlerinde devlet yetkililerinin ve Müs- lüman tebaanın gözü önünde yaklaşık iki buçuk asır boyunca faaliyet gösteren bu matbaalar, Osmanlı’nın matbaadan, nasıl çalıştığından, hangi malzemeler kullanıldığından, ne tür masraf gerektirdiğinden ve pratik faydası olup olmadığından habersiz olmadığını gözler önü- ne sermektedir. Yine matbaa faaliyetlerinin olmadığı bu dönemde Sultan III. Murad’ın İtalya’daki matbaalarda Arapça olarak bastırılan İslam dünyasına ait eserlerin Osmanlı ülkesinde satılmasına izin ve- ren tarihli fermanı da düşündürücüdür.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir