Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Türk tarihinde önemli bir dönemeç olan İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yaptığı zulümler yazarın hikâyelerinde geniş yer bulur.
Reşat Nuri Güntekin:Hikâyelerinde kadının ailedeki ve toplumdaki yeri, evlilik, modern yaşayışın yanlış anlaşılması, dinin kötüye kullanılması, çocukların ve gençlerin eğitimi, geçim sıkıntısı gibi konuları işlemiştir.
Halide Edip Adıvar:Vatanseverlik” fikriyle yazdığı hikâyeleriyle tanınır.
Refik Halit Karay:Olay hikâyeciliğinin önemli ismi olan yazar Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren hikâyelerinde özellikle halkın sorunlarını ve görevini kötüye kullanan memurları devrin şartlarına bağlı olarak anlatmıştır. Yazar, güçlü gözlem yeteneğini sıfatlardan, duyulardan ve niteleyici sözcüklerden sıklıkla yararlandığı anlatımıyla desteleyerek kendine has bir üslup yaratmıştır.
Sait Faik Abasıyanık:Durum (kesit) hikâyeciliğinin Türk edebiyatındaki öncül temsilcisi olan yazar; esnafları, işsizleri, kahvelerde boş oturan sıradan insanları, balıkçıları konu edinir.
Kenan Hulusi Koray:Başlangıçta fantastik tarzda yazarken Sadri Ertem’in etkisiyle realizm etkisine girmiştir.
Fahri Celalettin Göktulga:Yazmaya 18 yaşında başlayan ve ilk yazıları Servetifünun dergisinde yayımlanan yazar, hikâyelerinde aldığı tıp eğitimini sanatçı duyarlılığıyla harmanlayarak insanın psikolojik çatışmalarını ve mizacını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ahlaki yozlaşma, hurafeler, Meşrutiyet Dönemindeki halk devlet karşıtlığı meseleleri hikâyelerinde kendine yer bulan konuların başında gelmektedir.
Sabahattin Ali:Maupassant tarzı öykülerinde ele aldığı köy gerçeği, işçi işveren ilişkileri, cezaevi anıları gibi başlıklar Türk edebiyatında kendisinden sonra bu alanda önemli bir damar oluşmasına yol açmıştır. Sosyalizmi benimseyen Ali, en çok aşkı ve ezen ezilen ilişkilerini ele almıştır.
Sadri Ertem: Köy yaşamını ve işçi — işveren çatışmalarını işlemiştir.
Ercüment Ekrem Talu:Canlı tasvirlerle kaleme aldığı eserlerinde sözlü geleneğin ve sokak dilinin olanaklarını kullanmıştır.
Selahattin Enis:Mütareke yıllarının yozlaşmış insan ilişkilerini natüralist ögelerle yazmıştır.
Nahit Sırrı Örik:Eserleri, yazıldıkları devrin sosyo-kültürel şartlarını bütüncül olarak yansıtır.
Örnek Sorular:
Olay öykülerine klasik vaka öyküsü de denir. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer ögesine bağlıdır. Hikâyenin sonunda, okurun merak duygusu giderilir. Bu öykü türü dünyada Fransız sanatçı Guy de Maupassant ile anılırken Türk edebiyatında en çok ———— ile özdeşleşmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Sait Faik Abasıyanık
B) Refik Halit Karay
C) Ömer Seyfettin
D) Selahattin Enis
E) Memduh Şevket Esendal
“Hikâye türü dinamiktir çünkü ———— cümlesi türün özellikleri göz önüne alındığında aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülmelidir?
A) bu tür günümüzde varlık gösteren tek düzyazı türüdür.
B)bu türde yazarların dar alanda marifet gösterme zorunluluğu vardır.
C) hikâye okuyucunun en çok rağbet ettiği türdür.
D) en çok satan kitaplar, her zaman hikâye türündeki eserlerden çıkar.
E) yazarın iç dünyasını en dolaysız anlattığı tür, hikâyedir.
Arası Hikâye Yazarları
Hüseyin Rahmi Gürpınar:Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, Katil Buse. İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış,Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı, Eti Senin Kemiği Benimadlı hikâyelerinde dönemindeki tipleri, bütün sosyal meseleleri, gelenek görenekleri ile İstanbulu ele almıştır.
Reşat Nuri Güntekin: Hikâyelerini Taş Parçası, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler adlı yapıtlarında toplamıştır.
Refik Halit Karay:Memleket Hikâyeleri ve Gurbet Hikâyelerinde aydınların tanımadığı küçük şehir-kasaba memurlarıyla köylülerin yaşayışlarını, problemlerini eleştiriden uzak, çözüm arayışına girişmeyen nükteli bir anlatımla kaleme alır.
Memduh Şevket Esendal: Hikâyelerinde güçlü gözlemciliği ile birlikte, toplum yaşayışımızdaki aksaklıklara değinişi ile dikkat çeker. Günlük yaşamdan kadınları ilgilendiren sorunlara, ekonomideki tutarsızlıkların aile yaşayışını etkileyişinden Birinci Dünya Savaşından sonra Anadolunun durumuna kadar birçok konuda hikâye yazmıştır. Hikâyelerini Otlakçı, Mendil Altında, Sahan Külbastısı, İhtiyar Çilingir, Hava Parası, Bizim Nesibe, Kelepir gibi kitaplarda toplamıştır.
Yakup Kadri:Rahmet ve Millî Savaş Hikâyeleri adlı yapıtlarında Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Anadoluda meydana gelen olayları anlatmıştır.
Kenarı Hulusi: Gözlemci gerçekçiliğe dayanan hikâyelerini, Bahar Hikâyeleri, Son Öpüş, Bir Otelde Yedi Kişi, Bir Yudum Su adlı kitaplarında toplamıştır.
Halide Edip Adıvar:Anadoluyu anlattığı hikâyelerini Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt adlı yapıtlarında toplamıştır.
Sadri Ertem:Bacayı İndir Bacayı Kaldır, Silindir Şapka Giyen Köylü adlı yapıtlarında topladığı hikâyelerinde toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla ezilen Anadoluyu ele almış; toplumcu hikâyenin edebiyatımızdaki ilk temsilcileri arasında yer almıştır.