Türkiye’nin AK Partili yıllarının tohumları ’larda atıldı. Bugünün Türkiyesinin siyasi hayatının ana aktörleri ’lı yıllarda sahneye çıktılar, ’lı yıllarda güçlendiler ve toplum nazarında bilinirlik kazandılar. Sağ, sol ve merkez de ’lı yıllarda değişti, dönüştü. Haritalarla Seçimler serimizin üçüncü bölümünde Türkiye’nin çehresini değiştiren ve yeni tartışmaları alevlendiren genel seçimleri var.
seçimlerinde sandıktan çıkan sonuç, aslında Türkiye’nin ve ’ten miras aldığı karanlık siyasi, iktisadi ve toplumsal gelişmelerin sonucu olarak okunabilir. Nitekim ’te Türkiye siyaseti, tarihindeki önemli aktörlerin sahneden indiğine tanık oldu. Bu aktörlerden kuşkusuz en önemlisi 17 Nisan ’te hayatını kaybeden dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dı. Özal’ın beklenmeyen ölümüyle boşalan Cumhurbaşkanı koltuğuna Süleyman Demirel oturdu. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olması bir anda gerçekleşseafoodplus.infol Mecliste üçüncü oturumda hükümet ortağı Erdal İnönü’nün ve MHP’nin desteğiyle gerekli oyu alarak Cumhurbaşkanı seçilmişti. İnönü daha Atatürkçü bir adayın Cumhurbaşkanı seçilmesi için çaba göstermediği için eleştirilere maruz kaldı. Eleştiriler sürerken 6 Haziran ’te Erdal İnönü siyasetten çekileceğini açıkladı. Demirel’in desteğini alan Tansu Çiller ise DYP’nin genel başkanı seçildi ve başbakan oldu.
2 Temmuz Çiller hükümeti güvenoyu almak üzereyken Türkiye tarihine geçecek karanlık bir olay patlak verdi. 4. Pir Sultan Abdal Etkinlikleri için Sivas’ta bulunan çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan ve düşünür ile 2 otel görevlisi Madımak Oteli’nde radikal İslamcı bir grup tarafından yakılarak can verdi. Tarihe Sivas Katliamı olarak geçecek olay ansızın değil dört saat süren bir kuşatmanın sonunda, jandarma, polis ve ordu birliklerinin gözü önünde gerçekleşti. yılı, Sivas Katliamı’nın yanı sıra Uğur Mumcu suikastı ve PKK ile yaşanan çatışmaların şiddetini arttırmasıyla da karanlık bir yıl olarak Türkiye tarihine geçti.
Türkiye’de ’ların ekonomik atmosferi de siyasi atmosferi kadar bulanıktı. Hanelerde tencere kaynamıyordu. Özal hükümetlerinin borçlanmaya dayalı neoliberal iktisadi politikaları ’de duvara toslamış, yılları arasında dış borç 41 milyar dolardan 67 milyar dolara yükselmişti. 14 Ocak ’te bir kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesiyle ekonomik bunalım tetiklendi. Dolar 15 bin TL’den 38 bin TL’ye bir anda yükseldi. Borsa çöktü. Çiller hükümeti tarafından “5 Nisan Kararları” alındı. Enflasyon yüzde yüzü aştı. Hükümet çareyi IMF’nin kapısını çalmakta buldu. IMF ile bir stand-by anlaşması yapıldı. Yaşanan yıkımın büyüklüğüne karşılık hükümet dar gelirli vatandaşın giderek yoksullaşmasını önleyemedi, hatta bu duruma kayıtsız kaldı.
27 Mart Bu iklimde gerçekleşen yerel seçimlerde DYP %21,4 ile birinci ANAP %21 ile ikinci, Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi ise %19 ile üçüncü parti oldu. Refah Partisi’nin yerel seçimlerdeki yükselişi Türkiye siyasetinde uzun yıllar etkisini sürdürecek kilit isimlerin sahneye çıkmasıyla da sonuçlandı. Refah Partisi, bu seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul belediye başkanlığını ve Melih Gökçek ile Ankara belediye başkanlığını SHP’den aldı. Tanıl Bora’ya göre Refah Partisi yerel seçimlerinde büyük parti statüsüne yükseldi ve politik sistemi kutuplaştıran bir güç hâline gelmiştir.
yerel seçimleri, değişen merkez ve sağ-sol dengelerinin sinyallerini veriyordu aslında. Önceden merkezin dışında konumlanan, İslamcı addedilen Refah Partisinin yükselişi genel seçimlerinde de sürecekti. Genel seçimler yaklaşırken partiler arasında yeni gelişmeler yaşandı. 18 Şubat ’te Erdal İnönü’nün liderliğini üstlendiği Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) CHP ile birleşti. Deniz Baykalın CHPnin genel başkanı olmasıyla Çiller CHP ile koalisyona razı oldu. Fakat Baykal varlık göstermek istiyordu. Bu anlamda Baykalın koşullarından biri erken seçimdi. Böylece 24 Aralık ’te genel seçimler yapıldı.
24 Aralık genel seçimlerinde oyların %21’ini alan Refah Partisi sandıktan birinci parti olarak ayrıldı. ANAP %20 ile ikinci parti olurken DYP %19 ile üçüncü parti oldu. Ecevit’in DSP’si oyların %15’ini aldı, CHP ise oyların %11’ini alarak beşinci parti olabildi. Öte yandan tek başına seçimlere giren MHP, tarihinin en yüksek oy oranını (%8,18) alsa da barajı geçmeyi başaramadı.
İslamcı addedilen Refah Partisi’nin birinci parti olması cumhuriyet-demokrasi ekseninde yeni tartışmaları alevlendirdi. in seçim coğrafyalarını incelediğimizde ’larda kentlerde Türkiye’nin değişen çehresinin Refah Partisi’nin yükselişinde nasıl rol oynadığı görülüyor. Türkiyenin daha gelişmiş batı illeri merkez sağ ve merkez sol partileri desteklerken, te Refah Partisi’nin laiklikle ilişkilendirilen kentsel alanlar olan Ankara ve İstanbuldaki yükselişi, hem kırdan kente göçün yarattığı yeni coğrafyalar hem de değişen sınıfsal yönelimler yoluyla Türkiye siyasetinde uzun süre etkili olan merkez-çevre ayrımının çözülmekte veya en azından bulanıklaşmakta olduğunu gösteriyor.
Değişen Merkez, Değişen Çevre: Genel Seçimleri Birinci Partiler
Çiller’in DYP’si ve CHP’nin Dönüşü: Genel Seçimlerinde DYP-CHP Karşılaştırması
Özal’dan Sonra ANAP Mirası: Genel Seçimlerinde ANAP’ın Oy Değişimi
Çiller mi Yılmaz mı?: Genel Seçimlerinde DYP-ANAP karşılaştırması
Yılmaz'ın ANAP'ı Karşısında Erbakan’ın RP’si: Genel Seçimlerinde ANAP-RP Karşılaştırması
Ecevit’in Dönüşü: Genel Seçimlerinde DSP’nin oy değişimi
Kaynaklar:
Akşin, S., Boratav, K., & Tanör, B. (). Türkiye Tarihi 5 Bugünkü Türkiye İstanbul: Cem Yayınevi.
Bora, T. (). Cereyanlar: Türkiye’de siyasi ideolojiler. İletişim yayınları.
Secor, A. J. (). Ideologies in crisis: political cleavages and electoral politics in Turkey in the s. Political Geography, 20(5),
Haritalar ve analiz: Mert UZUNSOY
Mert UZUNSOY: Türkiye’deki seçimler ve siyasi coğrafyada yaşanan değişimlere ilgi gösteren ve bu yönde araştırmalar sürdüren bir araştırmacıdır. yılında Trakya Üniversitesi Ekonometri bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Lisans eğitimi devam ederken Ordu, Adana, Edirne ve Ankara’da değişen seçim aritmetiği üzerine çalışmalar yaptı. Ocak Şubat tarihleri arasında Türkiye Raporu’nda genel ve yerel seçimler üzerine araştırmalar yaptı. Daraltılmış bölge, dar bölge seçim sisteminin Türkiye’de uygulanması durumunda ortaya çıkması muhtemel sonuçları çalıştı. Araştırmalarını seçimlerde yanlış oy kullanımı, seçim sistemleri, Türkiye’nin siyasi coğrafyası, seçmen davranışını etkileyen faktörler, tarımda yaşanan gelişmelerin seçimlere etkisi, göç hareketlerinin seçim coğrafyasına etkileri konularında sürdürmektedir. Mert UZUNSOY, Mart ’den beri TEPAV’da Araştırmacı olarak çalışmaktadır.
Giriş yazısı ve yayına hazırlayan: Serenay SASA
Serenay SASA: Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünden mezun oldu. Değişim öğrencisi olarak bir yıl Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde (Sciences Po Paris) eğitim aldı. yılında Fransa’daki Aix-en-Provence Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde (Sciences Po Aix) karşılaştırmalı siyaset alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Sasa, Şubat ’den bu yana Türkiye Raporu’nda araştırmacı olarak görev yapmakta ve ODTÜ’de siyaset bilimi alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Araştırma ilgi alanları arasında Ortadoğu siyaseti, siyasal İslam, oy davranışı ve sosyal eşitsizlikler yer almaktadır.
12 siyasi partinin katıldığı seçimlerde Büyük Birlik Partisi adayları, ANAP listelerinden (7 BBP'li milletvekili seçildi), Sosyalist İktidar Partisi ve Birleşik Sosyalist Parti, HADEP listelerinden seçime girdiler. 79 ildeki 83 seçim çevresinde düzenlenen milletvekilliği seçimiyle birlikte 4 ilçe ve 41 beldede yerel idareler ara seçimi yapıldı.
Seçimlerden birinci parti olarak Refah Partisi çıktı, oyların yüzde 21,4’ünü alan RP milletvekili kazandı. Anavatan Partisi , Doğru Yol Partisi , Demokratik Sol Parti 76, Cumhuriyet Halk Partisi de 49 milletvekilliğine sahip oldular. Kurulduğundan itibaren medyadan büyük destek gören Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) bu ilgiye rağmen katıldığı genel seçimlerinde büyük bir hezimete uğradı, aldığı , oyla, %0,48'lik oy oranında kaldı.
Seçimlerden hemen sonra başlayan hükûmet kurma girişimleri sırasında Refah Partisi genel başkanı Necmettin Erbakan önce ANAP ile koalisyon kurmayı denedi, bu olmayınca, seçimlerden yaklaşık iki ay sonra ANAP-DYP koalisyonu (ANAYOL) kuruldu. Ancak bu koalisyon, hem iki partinin genel başkanları arasındaki geçimsizlik, hem de Anayasa Mahkemesi'nin güvenoylamasını iptal etmesi nedeniyle kısa sürede sona erdi.
28 Haziran 'da, Necmettin Erbakan'ın başkanlığında, RP ile DYP arasında Refahyol hükûmeti kuruldu ve 8 Temmuz'da güvenoyu aldı. Fakat bu hükûmet 28 Şubat tarihindeki Millî Güvenlik Kurulu kararları sonrasında istifaya zorlandı. Haziran 'de istifa eden Refahyol hükûmetinin yerine, ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın başbakan olduğu, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi'ın katıldığı ANASOL-D Hükûmeti kuruldu.
Haziran 'de ANASOL-D Hükûmeti olarak bilinen Hükûmet'in Başbakanı Mesut Yılmaz ile bu hükûmeti dışarıdan destekleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal arasında yapılan görüşmeler sonunda varılan mutabakatla, Aralık 'de yapılması gereken milletvekilliği seçiminin yerel seçimlerle birleştirilerek 18 Nisan tarihinde yapılması kararlaştırıldı. 30 Temmuz tarihinde TBMM Genel Kurulu, erken genel seçimlerle yerel seçimlerin 18 Nisan tarihinde birleştirilerek yapılmasına karar verdi. Oylamaya katılan milletvekilinden 'sı kabul, 11'i ise ret oyu kullandı.[5]
Seçim kararının alınmasından kısa süre sonra patlak veren Türkbank Skandalı'yla CHP, ANASOL-D Hükûmeti'nden desteğini çekti. 25 Kasım tarihinde, CHP, Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin verdikleri gensorunun TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesiyle Cumhuriyet tarihinin en uzun ömürlü azınlık hükûmeti olan ANASOL-D Hükûmeti düştü. Mesut Yılmaz istifasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu. Yaklaşık 1,5 aylık bir süreçten sonra, 18 Nisan seçimlerine kadar görev yapacak olan Bülent Ecevit başkanlığındaki Hükûmet kuruldu.
genel seçimlerinin sonuçları:[6]
Kayıtlı Seçmen Sayısı | |
Oy Kullanan Seçmen Sayısı | |
Katılım Oranı (%) | %85,2 |
Geçerli Oy Sayısı | |
Geçersiz Oy Sayısı | |
Gümrük Kapıları Geçerli Oy Sayısı | |
Toplam Geçerli Oy Sayısı | |
Milletvekili Sayısı |
Parti | Genel Başkan | Oy | % | +/– | Sandalye | +/– | |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Refah Partisi | Necmettin Erbakan | 21,38 | 4,51 | 96 | |||
Anavatan Partisi | Mesut Yılmaz | 19,65 | 4,36 | 17 | |||
Doğru Yol Partisi | Tansu Çiller | 19,18 | 7,85 | 43 | |||
Demokratik Sol Parti | Bülent Ecevit | 14,64 | 3,90 | 76 | 69 | ||
Cumhuriyet Halk Partisi1 | Deniz Baykal | 10,71 | Yok | 49 | Yok | ||
%10 seçim barajı | |||||||
Milliyetçi Hareket Partisi2 | Alparslan Türkeş | 8,18 | Yok | 0 | Yok | ||
Halkın Demokrasi Partisi | Murat Bozlak | 4,17 | Yok | 0 | Yok | ||
Bağımsızlar | 0,48 | 0,35 | 0 | ||||
Yeni Demokrasi Hareketi | Cem Boyner | 0,48 | Yok | 0 | Yok | ||
Millet Partisi | Aykut Edibali | 0,45 | Yok | 0 | Yok | ||
Yeniden Doğuş Partisi | Hasan Celal Güzel | 0,34 | Yok | 0 | Yok | ||
İşçi Partisi | Doğu Perinçek | 0,22 | Yok | 0 | Yok | ||
Yeni Parti | Yusuf Bozkurt Özal | 0,13 | Yok | 0 | Yok | ||
Toplam |
1 En son genel seçimlerine katıldı. Darbesi sonrasında tüm siyasi partilerle birlikte kapatıldı. yılında tekrar açıldı.
2 En son genel seçimlerine katıldı. Darbesi sonrasında tüm siyasi partilerle birlikte kapatıldı. yılında tekrar açıldı.
Yarın/ Ezber Bozan Seçim
20 Ekim Genel Seçimleri, 12 Eylül darbesi sonrası kurulan tüm dengelerin değiştiği seçimlerdir. İlk kez bu seçimlerde tüm partiler reklam ajanslarıyla geniş kapsamlı işbirliğine girdiler. Seçim kampanyaları seyirlik birer gösteri halini aldı.
Pop sanatçıları her miting alanında konserler verirken, gelişen teknoloji sayesinde büyük boy ekranlar kullanıldı. Partilerin seçim harcamaları zirve yaptı.
Bu dönemde en dikkat çeken Fransız reklamcı Seguela ile ANAP işbirliğidir. Seguela yazdığı kitapların yan sıra dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’a yaptığı kampanyalarla Türkiye’de tanınıyordu.
Seguela seçimlerinde Türkiye’de o güne kadar rastlanmayan bir kampanya stratejisi uyguladı. Fransız uzman seçimlerin artık “medya savaşları” olduğu görüşüyle kampanyanın temposunu ve yoğunluğunu zaman içerisinde değiştirerek daha etkili olduğu düşünülen bir yol izledi.
Lider odaklı bir seçim kampanyası olarak öne çıkan bu kampanya, parti lideri Mesut Yılmaz’ın fotoğrafına odaklandı ve sloganı da “Çünkü daha yapacak çok iş var” idi.
Oy verme oranı yüzde 89,3 oldu. Doğru Yol Partisi (DYP) birinci parti oldu, yüzde 27'yle sandalye aldı. Anavatan Partisi (ANAP) yüzde 24'le , Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) yüzde 20'yle 88 milletvekili kazandılar.
Refah Partisi (RP) yüzde 16 ile kendi ölçüsünde başarıya imza attı ve 62 vekili Meclise girdi.
Seçim kampanyaları stratejileri kimi zaman kimi zaman negatif bir söylem üzerinden de kurulabiliyor. Rakip partinin ideolojisi hakkında, rakip adayların kişisel özellikleri hakkında saldırgan ve kötüleyici bir dil kullanarak reklam yapmak için örnek seçim kampanyalarıdır.
Seçim öncesi yapılan kanun değişikliğiyle seçmen yaşı 20’den 18’e indirildiğinden yaş grubundakiler ilk kez bu seçimde oy kullanabildi, ceza ve tutukevlerinde tutuklu olarak bulunanlara da oy kullanma hakkı tanındı.
12 siyasi partinin katıldığı seçimlerde Büyük Birlik Partisi adayları, ANAP listelerinden (7 BBP'li milletvekili seçildi), Sosyalist İktidar Partisi ve Birleşik Sosyalist Parti, HADEP listelerinden seçime girdiler.
Seçimlerden birinci parti olarak Refah Partisi çıktı, oyların 21,4’yle milletvekili kazandı. ANAP yüzde 19'la , DYP yüzde 19'la , Demokratik Sol Parti (DSP) yüzde 14'le 76, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yüzde 10 ile 49 vekillik kazandı.
Kurulduğundan itibaren medyadan büyük destek gören Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) bu ilgiye rağmen katıldığı Genel Seçimleri'nde , oyla, yüzde 'de kaldı.
Bu seçimler sonucunda sırasıyla ANAYOL, REFAHYOL ve ANASOL –D hükümetleri seafoodplus.info seçmenin oy kullandığı seçimlerde katılım yüzde 85,2 oldu.
Seçimlerinde de CHP, DYP ve FP; negatif siyasal kampanyalar olarak adlandırılabilecek kampanyalar yürüttüler.
Seçmenlerden oy kazanmak sadece kendini tanıtarak gerçekleşmiyor, seçmenlere, neden diğer rakiplere oy vermemeleri gerektiği anlatmak da gerekli.
Rakiplerin geçmişte yaptığı icraatların başarısızlığından bahsedilebileceği gibi, çeşitli suçlamalar ve taşlamalarda da bulunulabilir. Seçim kampanyalarında partilerin programları birbirine benzedikçe ve yasal koşullar izin verdiği sürece, negatif mesaj stratejilerinin arttığı gözleniyor.
Negatif siyasal reklamların hem hedef seçmen kitleleri için akılda kalıcı çalışmalar olduğuna inanılıyor, hem de medya profesyonelleri negatif olana açık bir eğilimdeler. Zıtlıkların ilgi çekiciliği nedeniyle bir olay, sonucunda ne kadar olumsuzluk içeriyorsa o kadar haber olma özelliği taşıyor.
18 Nisan seçimlerine bakıldığında ise, negatif söylemlerin ağırlık kazandığını, neredeyse seçime giren tüm partilerin kendilerine bir düşman belirleyerek seçim kampanya stratejisi olarak bu düşmana saldırmayı benimsediklerini söylemek mümkündür. "Ekonomik bunalım", "yolsuzluk", "irtica" gibi konular en çok üstünde durulan temalar oldu.
SHP “Ne farkları var?” sloganıyla Rusların ünlü iç içe geçmiş matruşka bebeklerinin olduğu ve her bir bebeğin rakiplerin karikatür çizimleri ile anlatıldığı bir ilan kullandı.
Sağ parti liderlerinin bu çizimleri ile aralarında hiçbir fark olmadığı tek gerçek liderin Erdal İnönü olduğu anlatılmaya çalışıldı.
Refah Partisi ise, kampanya çalışmalarında iktidarı hedef aldı. “Demokrasi mi?”, “Faiz beni batırdı”, “İki yakamız biraraya gelmiyor”, “Doğulu olmak suç mu?” gibi başlıklar taşıyan ilanlarla olumsuz kampanyaya ağırlık verdi.
İslami değerleri benimsediğini belirten partilerin oy oranlarındaki yükselen grafik seçimlerindeki iktidar yarışına da yansıdı.
Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz seçim kampanyalarında eğer bu partilere oy verilirse ülkenin karanlığa gömüleceği, laik yaşamın sona ereceği gibi mesajlarla kamuoyunda korku yaratmaya çalıştılar.
Oyların daha küçük gruplar halinde dağıldığı bu seçim 'den sonra yapılan serbest seçimler arasında katılan siyasi parti sayısının en fazla olduğu seçimdir.
Halkın yüzde 87,1’i seçimlerde oy kullandı. Yüzde 10'luk seçim barajını aşan beş siyasi partiden DSP yüzde 22'yle , Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yüzde 17 ile , Fazilet Partisi (FP) yüzde 15'le , ANAP yüzde 13 ile 86 ve DYP yüzde 12'yle 85 milletvekilliği kazandı.
Bir merkez sol partinin birinci olduğu bu seçimlerde CHP yüzde10 barajını geçemeyerek Cumhuriyet tarihinde ilk defa meclis dışında kaldı. DSP lideri Bülent Ecevit ANAP ve MHP ile üçlü koalisyon hükümeti kurdu. Böylece MHP 21 yıl sonra hükümete girdi. (DD/SSİ/BA)
* Doğan Duman ve Serçin Sun İpekşen 'te yayınladıkları "Türkiye'de Genel Seçim Kampanyalari ()" makalesini bu dizi için bianet'e yeniden yazdılar. Teşekkür ediyoruz.
Türkiye Seçim Tarihi Yazı Dizisi
Tanzimattan Tek-Parti Dönemine Seçimler Üzerine Notlar
Kampanyalar ve Seçimler-1/ 'den Bugüne Nasıl Seçtik/Seçemedik!
Demokrat Parti'nin Üç Seçimi
İki Darbe Arası Üç Seçim
İki Seçim ve "Milliyetçi Cephe"ler
Altı Yıl Sonra Sandık Başı
Seçimlerin İmaj Çağı
Ezber Bozan Seçim