25 haftalık doğan bebek yaşarmı / 25 haftalık doğan Pars, hayata sımsıkı tutundu - Haberler

25 Haftalık Doğan Bebek Yaşarmı

25 haftalık doğan bebek yaşarmı

25 haftalık doğan Pars, hayata sımsıkı tutundu

ANTALYA'da Zeren Özcan Kaşmer'in (31) tek yumurta ikizlerinden biri, 24'üncü haftada anne karnında hayatını kaybetti. Ağrıları ağırlaşan Kaşmer, 25 haftalık hamileyken diğer bebeği Pars'ı dünyaya getirdi. Yaşama şansı çok düşük olan Pars, yoğun bakımdaki 75 günlük mücadeleyi kazanarak, şu an 13 aylık oldu. Annelere tavsiyede bulunan Kaşmer, "Anneler bebeğe sevgisini göstersin, temas etsin. Onlar gerçekten çok hissediyor. Güçlü anne, güçlü bebektir" dedi.

Antalya'da yaşayan Zeren Özcan Kaşmer ve Samet Kaşmer çifti tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olmaya karar verdi. Tedavi sonucunda tek yumurta ikizlerine hamile kalan Zeren Özcan Kaşmer, 24 haftalık hamileyken anne karnında bebeklerden biri yaşamını yitirdi. Doktorlar, hamilelik sürecinde bir sıkıntı olmadığı için yaşamını yitiren bebeğin doğuma kadar alınmamasını uygun gördü. Bir hafta sonra Kaşmer'in ağrılarının artması üzerine sezaryen yapılmasına karar verildi. Zeren Özcan Kaşmer, 25 haftalık hamileyken 36 santimetre büyüklüğünde, 900 gram ağırlığında prematüre bebek dünyaya getirdi. Kaşmer ailesi erken doğan bebeğe Pars adını verdi. Pars 75 gün boyunca yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gördü. Bu süreçte hayata sıkı sıkıya tutunan Pars, şu an 13 aylık oldu.

'PARS'IN YAŞAMA ŞANSI ÇOK DÜŞÜKTÜ'Zeren Özcan Kaşmer, Pars'a tüp bebek tedavisiyle hamile kaldığını, tek yumurta ikizi olduğunu anlattı. İkizlerden birinin anne karnında kalbi durduğu için erken doğum yaşadığını aktaran Kaşmer, "Pars'ın yaşama şansı çok azdı. Diğer bebeğimi kaybetmeme bile üzülememiştim. Pars anne karnında biraz daha kalabilsin diye günlerce hastanede yattım. Doktorlar bebeğin anne karnında kaldığı sürece günlük yüzde 2 yaşama şansı olduğunu söyledi. Fakat Pars daha fazla bekleyemedi. 25 haftalıkken doğdu. Hemen kuvöze alındı" dedi.GÜÇLÜ ANNE, GÜÇLÜ BEBEKYeni doğan yoğun bakım ünitesinde haftalarca bekleyip, zor günler yaşadıklarını anlatan Zeren Özcan Kaşmer, Pars'ın çok güçlü bir bebek olup, hayata tutunma mücadelesine şahit olduklarını söyledi. Pars'ın hayatı boyunca hep güçlü ve sağlıklı olmasını dilediğini belirten Kaşmer, "Pars'ı ilk gördüğümde çok küçüktü. Hiçbir şey anlayamadım. Prematüre bebek nedir, kuvöz nedir, hiç bilmezdik. Pars'ı umut ederek büyüttük. Anneler bebeğe sevgisini göstersin, temas etsin. Onlar gerçekten çok hissediyor. Daha güçlü oluyorlar. Güçlü anne, güçlü bebektir" diye konuştu.'ASLA UMUDUNUZU KAYBETMEYİN'Anne adaylarına tavsiyelerde bulunan Zeren Özcan Kaşmer, "Anneler asla umutlarını kaybetmesin. Bunlar çok güçlü, mucize bebekler. Pars şu an çok iyi, hatta yaramazlık yapmaya bile başladı. Büyüyoruz. Prematüre bebeklerin bakımları çok önemli" dedi.KORONAVİRÜS PREMATÜRE BEBEKLERİ DE ETKİLEDİ

Prematüre bebeklerin doktorların gözetimi dahilinde büyüdüğünü belirten Zeren Özcan Kaşmer, Covid-19 nedeniyle misafir kabul etmediklerini, günlerini evde koronavirüs tedbirleri kapsamında geçirdiklerini anlattı. Kaşmer, "Prematüre doğan bebekler çok hassas. Bağışıklık sistemleri çok düşük. Her an mikrop kapabilirler. Bu yüzden elimizden geldiğince dikkat ediyoruz. Bunun dışında hastane kontrollerimiz oluyor. Yoğun bir bakımı var. Çok şükür iyiyiz" diye konuştu.


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Aslı Duran - Güncel

KoronavirüsTüp BebekAntalyaGüncelHaberler

Prematüre bebekler yaşıtlarının boy/kilosuna ne zaman ulaşır?

Yenidoğan

 Son Güncelleme:

Prematüre bebekler yaşıtlarının boy/kilosuna ne zaman ulaşır?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada her yıl 15 milyon bebek, prematüre olarak doğuyor ve bir milyondan fazlası bir yaşını dolduramadan yaşamını yitiriyor. Neonatoloji (Yeni Doğan) Uzmanı Dr. Bora Baysal, “Erken doğan bebekler serebral palsili bebeklerin yüzde 45'ini, görme sorunu yaşayanların yüzde 35'ini, işitme ve bilişsel sorunlar yaşayanların ise yüzde 25'ini oluşturuyor” dedi.

Anne karnında büyüme ve gelişmesini tamamlayamadan erken doğan prematüre bebekler, tüm dünyada canlı doğumların yaklaşık yüzde 11'ini oluşturuyor. Türkiye'de her yıl 180 binden fazla bebeğin hayata erken başladığını belirten İzmir Buca Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Doktor Bora Baysal prematüre kavramının kendi içinde de sınıflandırıldığını anlattı:

“Erken doğan bebeklerin yüzde 84'ü 32 ila 36, yüzde 10'u 28 ila 32, yüzde 5'i ise 28. gebelik haftasından önce doğuyor. 28. gebelik haftasıyla yaşamın ilk 28 günü arasındaki zaman dilimi ‘perinatal dönem' olarak isimlendirilir ve insanın hayat döngüsünde hastalığa ve ölüme en yatkın olduğu zaman dilimidir. Prematüre doğum bu riski daha da artırmaktadır. Prematüre bebeklerdeki ölüm oranı zamanında doğan bebeklerden 6-8 kat daha fazladır. Genel olarak yaşam beklentimiz 25 hafta ve üzerinde doğan bebeklerde artıyor. 23 ila 25. haftalar ise ‘gri zone' olarak tanımladığımız yaşam şansının oldukça zayıf olduğu haftaları tanımlıyor. 25 haftanın altında doğan bebeklerin ne yazık ki yaklaşık yüzde 50'sini kaybediyoruz.”

ERKEN DOĞUMUN BAŞLICA NEDENİ: RAHİM VE ZAR ENFEKSİYONLARI

Prematüre doğumların pek çok nedeni olabileceğini vurgulayan Uzman Doktor Baysal, özellikle rahim ve zar enfeksiyonlarına dikkat çekti:
“Bebekle, anneyle, rahim ve zarlarıyla ilgili pek çok neden prematüre doğuma neden olabilir. Günümüzde erken doğumun en sık nedeni rahim ve zarlarının enfeksiyonudur. Bebekle ilgili nedenler arasında; bebeğin herhangi bir nedenle anne karnında strese maruz kaldığı durumlar, çoğul gebelikler ve bebeğin hastalık halleri sayılabilir. Rahim ve zarlardaki anatomik bozuklukları, enfeksiyon, hipertansiyon ve bazı kronik hastalıkların yanı sıra genetik nedenler de erken doğuma yatkınlık yaratan nedenler arasında sayılabilir.”

ERKEN DOĞAN BEBEKLERİN UZMANLARIN KONTROLÜNDE OLMASI ÇOK ÖNEMLİ

Erken doğan bebeklerin gelişim eksikliği nedeniyle pek çok sağlık problemi yaşayabileceğini vurgulayan Baysal, kısa vadede yaşanan sorunların bebeğin tüm hayatını etkileyebileceğini belirtti:

“Erken doğan bebeklerin beyindeki ısı kontrol merkezleri ve cilt bütünlükleri henüz tam olgunlaşmadığı için bu bebeklerin vücut sıcaklıkları düşmeye meyillidir. Bu nedenle doğum odasından itibaren vücut sıcaklıklarını koruyan önlemlerin alınması gereklidir. Yine metabolizmaları da yeterince olgunlaşmadığı için ve de şeker depoları henüz oluşmadığı için hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğü görülebilir. Kan şekeri düşüklüğünün uzun sürmesi kısa vadede hayatı tehdit edebileceği gibi uzun dönemde nörolojik gelişimle ilgili birtakım sorunlara yol açabilir. Ayrıca, erken doğan bebeklerde solunum sistemiyle ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığı yüksektir. Akciğerlerin normal çalışması için çok elzem olan ‘surfaktan' ismini verdiğimiz bir proteinin sentezi bu bebeklerde zayıftır.

Prematüre doğan bebeklerde en sık görülen solunumsal rahatsızlıklardan biri ‘respiratuar distress' sendromudur ve genel hatlarıyla surfaktan proteininin yetersiz olmasıyla ilişkilidir. Prematüre doğan bebeklerde doğumsal kalp hastalığı sıklığı da artmaktadır. Anne karnında bebeğin yaşamını sürdürmesi için gerekli olan ancak doğumdan sonra süregelmesi halinde yaşamı tehdit eden, kalbin ana damarları arasındaki bir bağlantının devam ettiği ‘Patent Duktus Arteriosus' isimli hastalık bu bebeklerde çok sık gördüğümüz kalp problemlerinden biridir. Yine bu bebekler düşük tansiyon değerlerine sahip olarak doğabilirler. Bebekler, bağışıklık sistemlerinin henüz olgunlaşmamış olması, cilt bütünlüklerinin oluşmamış olması nedeniyle enfeksiyona da daha yatkın olurlar. Beyin damarları matürasyonunu tamamlamadığı için bu bebekler herhangi bir travma olmaksızın beyin kanamasına meyillidirler. Beyin kanamasının derecesi arttıkça ne yazık ki ileriki dönemde ortaya çıkabilecek nöro-gelişimsel sorunların riski artmaktadır. Sindirim sistemleri de gelişmemiş olan bu bebeklerde ‘nekrotizan enterokolit' dediğimiz bağırsak hastalığı görülebilir. Bu hastalık, safralı kusma, kanlı dışkılama, karında şişkinlik gibi tehdit edici durumlara da yol açabilmektedir.

Yine prematüre bebeklerin göz damarlarındaki olgunlaşma bozukluğu nedeniyle ‘prematüre retinopatisi' dediğimiz göz hastalığı görülebilir. Bu nedenle bebeğin eksper bir göz hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilip takibe alınması önemlidir. Kısa vadede bahsettiğim bu sorunlar bir prematüre bebeğin tüm hayatını etkileyebilir. Bu nedenle erken doğan bebeklerin bu işin uzmanlarının olduğu merkezlerde doğması çok önemlidir.”

ERKEN DOĞAN BEBEKLER YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE NÖROLOJİK PROBLEMLER YAŞAYABİLİR

Erken doğumun uzun dönemde nörolojik sorunlara neden olabileceğini söyleyen Baysal, bilişsel becerilerde azalma, ince ve kaba motor becerilerinde gecikme, serebral palsi, görme ve işitme gibi duyusal fonksiyonlarda bozukluk ve çeşitlik davranışsal sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekti:

“Erken doğan bebekler serebral palsili bebeklerin yüzde 45'ini, görme sorunu yaşayanların yüzde 35'ini, işitme ve bilişsel sorunlar yaşayanların ise yüzde 25'ini oluşturuyor. Prematüre bebeklerin yetişkinlik döneminde insülin direnci, hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, obezite, üreme bozuklukları, nöro-gelişimsel, davranışsal ve fonksiyonel nörolojik gerilikler görülebilmektedir. Kronik böbrek yetmezliği ve hipertansiyon, büyüme gelişme geriliği, bozulmuş akciğer fonksiyonları da prematüre bebeklerin uzun dönemde karşılaşacağı sorunlar arasında sayılabilmektedir. Erken doğan bebeklerin tekrarlayan hastane yatışları diğer bebeklere göre daha sıktır. Yeniden hastane yatışlarının en sık nedenleri arasında solunum sistemiyle ilgili problemler, özellikle RSV isimli bir virüse bağlı enfeksiyonlar, astım, reflü gibi sindirim sistemi problemleri sayılabilir. Bunun dışında ‘bronkopulmoner displazi' gibi kronik akciğer hastalıkları, görme ve işitme problemleri de hastane yatışlarının sık nedenlerindendir.”

STREOİD TEDAVİSİ, ERKEN DOĞUMU ÖNLEYİCİ TEDAVİLERİN TEMELİNİ OLUŞTURUYOR

“prematüre bebeğin hayatta kalmasını sağlayabilecek en önemli yöntem prematüre doğumların engellenebilmesidir” diyen Neonatoloji Uzmanı Doktor Bora Baysal, prematüre doğumu öngörmek ve engellemek için yapılan çalışmaları aktardı.

“Gebelik haftası ve doğum ağırlığı azaldıkça ne yazık ki ölüm ve hastalıktan etkilenme oranları da yükseliyor. Öte yandan tıp dünyasındaki gelişmeler sayesinde bu bebeklerin yaşama tutunma şansları da her geçen gün artıyor. Bir prematüre bebek ne kadar geç doğarsa ve hastalıklardan ne kadar az etkilenirse hayatta kalma şansı da o derece artar. Ancak burada vurgulamak gerekir ki anne karnında prematüre doğumu öngörülen 23-34 gebelik haftasındaki bebekler için annelere uygulanan steroid tedavisi doğum sonrası görülebilecek pek çok komplikasyonu önleyebilmesi açısından çok önemlidir ve bugün önleyici tedavilerin temelini oluşturmaktadır. Yine bu bebeklerin olabilecek en kısa sürede anne sütüyle tanışmaları ve özellikle yoğun bakımda geçen süre boyunca minimum invazif tedavilere maruz kalmaları çok önemlidir.”

Erken doğan bebeklerin genelde 2-4 yaş aralığında yaşıtlarının boy ve kilo hedefine ulaştığını belirten Baysal, bu durumun ekstrem küçük prematüre doğan bebeklerde gerçekleşmeyebileceğini de söyledi:

“Hem erken bebeklik dönemindeki tedavi yaklaşımları, hem de taburculuk sonrasındaki takip ve kontrolleri erken doğan bebeklerin yaşama tutunmalarında önemli yer tutuyor. Bu nedenle bu bebeklerin prematüre bebek takip ve tedavisinde özel eğitim almış olan yenidoğan hekimlerinin ellerine doğması ve takiplerinin ihtiyaç duyulan klinik dalları da içerecek şekilde multisistemik şekilde yapılması öneriliyor. Biz de Türk Neonatoloji Derneği uzmanları olarak, prematüre doğum sonrası uzman gözetimine dikkat çekiyor ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Erken doğan bebekler genel olarak 2-4 yaş aralığında yaşıtlarının boy ve kilo hedefini yakalarlar. Ancak ekstrem küçük prematüre olarak doğan bebeklerde bu yakalama gerçekleşmeyebilir. Doğum odasından itibaren ne kadar doğru müdahalelerle tedavi edilirlerse yaşayacakları sağlık sorunları azalır ve hayat konforları artar. Yine erken bebeklik döneminde yaşanılan sağlık sorunları ne kadar az ise bebeğin ileriki hayatını normal olarak yaşama şansı da o kadar yüksektir.”

False

Erken doğan bebekler tehlikede

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan Prof. Dr. Murat Yurdakök, gebelikte 23 haftadan önce bebeğin akciğerlerinin havadaki oksijeni kana iletebilecek duruma gelmediğini ve hava keseleriyle ince kan damarlarının arasının çok uzak olduğunu söyledi.

Yurdakök, ''Bu nedenle Amerikan Pediatri Akademisi gebelik yaşları 23 haftanın veya doğum ağırlıkları 400 gramının altında olan bebeklerin doğumdan sonra yaşatılmaya çalışılmamasını öneriyor'' dedi.

Bu sınırın bazı Avrupa ülkelerinde 500-600 gram olduğunu belirten Yurdakök, ''Bunun en önemli nedeni bu kadar küçük bebeklerin sekelsiz (bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu) olarak hayatta kalabilmelerinin neredeyse imkansız olmasıdır'' diye konuştu.

Ağır işitme bozuklukları

Sıklıkları ve şiddetleri artan beyin içi kanama ve beyin dokusundaki zedelenmelerin sinirsel sakatlıkların görülebildiğine de değinen Yurdakök, kandaki oksijen normal düzeylerde bile olsa, göz diplerinde körlüğe kadar gidebilen değişiklikler olabildiğini, ağır işitme bozukluklarının görülebildiğini söyledi.

Tüp bebek uygulamalarının çoğul gebeliklerin, dolayısıyla zamanından önce doğumların artmasına yol açtığını kaydeden Yurdakök, ''Uzun yıllar gebe kalamamış bir anne adayına dördüz, beşiz bebeği olacağı söylenince, birdenbire çok sayıda sağlıklı bebeğe sahip olunacağı sanılıyor. Halbuki durum hiç de sanıldığı gibi değil" dedi.

Yaşatılan ileri derecede prematüre bebeklerin daha sonraki yıllardaki durumları konusunda yapılmış en kapsamlı araştırmanın kısa bir süre önce 'New England Journal of Medicine' adlı tıp dergisinde yayımlandığını bildiren Yurdakök, bu çalışmada, İngiltere ve İrlanda'da 1995 yılında doğan, gebelik yaşları 25 hafta veya altında olup yaşatılabilen 308 bebeğin 6 yaşlarındayken değerlendirildiğini belirtti.

Araştırmaya göre, gebelik yaşları 22 hafta olan bebeklerin sadece yüzde 1'inin, 23 haftalıkların yüzde 11'inin, 24 haftalıkların yüzde 26'sının ve 25 haftalıkların yüzde 44'ünün taburcu edilebildiklerini anlatan Yurdakök, yaşayan bebeklerin 6 yaşlarına ulaştıklarında gebelik yaşları 22 hafta olan bebeklerden hiçbirinin sağlıklı olmadıklarının görüldüğünü söyledi.

Yurdakök, bu oranın 23 haftalık doğanlarda yüzde 1, 24 haftalıklarda yüzde 3, 25 haftalıklarda yüzde 8 olarak saptandığını belirtti.

Araştırmanın bulguları:

Gebelik yaşı:  23 hafta-24 hafta- 25 hafta
Ağır zeka geriliği: yüzde 25-yüzde 27-yüzde 17
Serebral felç-yürüyebiliyor:yüzde 12-yüzde 8-yüzde 6
Serebral felç-yürüyemiyor:yüzde 4-yüzde 11-yüzde 4
Ağır işitme kaybı: yüzde 4-yüzde 5-yüzde 1
Körlük:yüzde 8 -yüzde 4-yüzde 1

Kronik akciğer hastalığı

Bu bebeklerde karşılaşılan başka bir sorunun da doğduklarında akciğerlerinin gelişmemesine bağlı olarak ortaya çıkan kronik akciğer hastalığı olduğunu anlatan Yurdakök, yaşamının birinci ayının sonunda doğum ağırlıkları 750 gramın altında olan bebeklerin yüzde 90-100'ünün, 750-1000 gram olanların yüzde 50-70'inin, 1000-1250 gram olanların yüzde 30-40'ının oksijene bağımlı olduklarını söyledi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir