40 yaşından sonra adet düzensizliği neden olur / 40 yaş sonrası adet düzensizliği nelere işaret edebilir? - Dailymotion Video

40 Yaşından Sonra Adet Düzensizliği Neden Olur

40 yaşından sonra adet düzensizliği neden olur

Adet Düzensizliği

Adet düzensizliği pek çok kadının görmezden geldiği ancak çok ciddi hastalıkların belirtisi olabilecek bir sorundur. Düzenli adet görmek kadın vücudunda pek çok sisteminin doğru çalıştığının göstergesidir.

Adet döngüsünün başladığı ilk yıllarda adetlerin düzensiz olması normaldir. Ancak birkaç yılın sonunda hala devam eden düzensizliklerin takip edilmesi gerekir.

Adet döngüsünün düzenli olması rahim, yumurtalık, vajina ve vulvanın sağlıklı bir şekilde işlevlerini yerine getirdiğine işaret eder. Bunun yanı sıra böbrek üstü bezler, hipofiz bezi ve hipotalamus bölgesinin normal çalışması düzenli adet döngüsü için gereklidir.

Adet Düzensizliği Belirtilerine Dikkat

Adet düzensizliği tanımını yaparken kadınlar genellikle iki adet dönemi arasında geçen sürenin beklenenden uzun sürmesi durumunu algılasa da aslında iki adet dönemi arasındaki sürenin 21 günden kısa olması da düzensizliğe işaret eder.

21 günden kısa ve 35 günden uzun olan adet döngüsü aralıkları düzensizliğe işarettir. Bunun yanı sıra adet kanamasının miktarı, adet kanamasının 8 günden fazla sürmesi de düzensizlik belirtisi olarak alınmalıdır. 40 yaşından sonra başlayan düzensizlikler menopoz olarak düşünülse de, menopoz döneminin 55 yaşına kadar başlama ihtimali olduğu göz ardı edilmemelidir.

Kişi menopoz teşhisini kendi kendine koymadan önce Jinekoloğa başvurup muayene olması gereklidir. Her kadın için düzenli jinekolojik muayenenin 20’li yaşların başından itibaren sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazlar arasında yer aldığı unutulmamalıdır.

Adet Düzensizliği ile Adet Görmeme Birbirine Karıştırılmamalı

Adet düzensizliği ile adet gecikmesi (görmeme) karıştırılmamalıdır. Gecikme hamileliğe işaret edebilir. En az iki adet döngüsünde yaşanan aksamalar düzensizlik olarak incelenmelidir.

Adet Düzensizliğinin Nedenleri?

Stres, hormonal düzensizlikler, ilaç kullanımı, aniden aşırı kilo verme ya da aşırı kilo alma, çok fazla egzersiz yapma, çok düşük vücut kitle endeksi (Body Mass Index: BMI), adet düzensizliğine neden olabilir.

Adet düzensizliği jinekolojik kanserlerin de belirtisi olabilir; özellikle Rahim ağzı kanseri veya rahim kanseri. Bunun yanı sıra karaciğer hastalıkları, şeker hastalığı ya da klinik depresyon da adet düzensizliğine neden olabilir.

Polikistik over sendromu (PKOS) ve çikolata kisti de adet düzensizliği nedenleri arasında yer almaktır. Her kadının adet düzensizliğinin özel olarak incelenmesi gerekir. Çünkü bu sorun oldukça detaylı bir inceleme gerektiren, özellikle de kanser vakalarında erken teşhis açısından büyük önem taşıyan bir sorun olarak görülmelidir.

40 yaş &#;st&#; kadınlarda bu 8 belirtiye dikkat!

Menopoz dönemine doğru östrojen oranının da değişmesiyle birlikte kadınlarda bazı değişimler görülmektedir. Çeşitli kistler oluşabilir, polip ve miyomlar artabilir. Aynı şekilde rahim ağzı kanserine yol açan human papiloma virüse (HPV) bağlı kanser öncüsü belirtilerde de bu dönemde artış görülebilir. 

Bu artışın en yaygın sebepleri; sigara, sağlıksız beslenme, erken yaşta cinsel ilişki, çok eşlilik (Sadece kadın için değil, eşin de birden fazla partnerle birlikte olması) jinekolojik hastalıkların ve kanserlerin oranının artmasına sebep olmaktadır.

Ciddiye alınması gereken sinyallere dikkat!

Menopoz dönemine yaklaşan kadınların dikkat etmesi gereken öncelikli belirtiler şöyle sıralanabilir: 

-Adet kanaması miktarındaki artış veya azalma

-Adet dışı ara kanamalar

-Adetin gecikmesi veya erken gelmesi

-Adet kanamasının 7 günden uzun sürmesi

-Kasık ağrıları

-İlişki sonrası kanamalar

-Geçmeyen kötü kokulu akıntı 

-Vajinal bölgede siğil

Smear testi ve kolposkopi çok önemli 

Jinekolojik hastalıklarda şüphesiz erken tanının önemi yadsınamaz. Erken tanı için de taramaların düzenli yapılması önem taşımaktadır. Jinekolojik hastalıklarda uygulanan tanı yöntemlerinin başında smear testi gelmektedir. Rahim ağzından akıntı örneği alınarak hücrelerin incelendiği smear testinde ASCUS, LGSIL, HGSIL adı verilen hücresel anormallikler varlığı söz konusuysa ya da muayene esnasında fark edilen anormallikler görüldüyse tanı amaçlı biyopsi alınarak incelenmektedir. Kolposkopi adı verilen bu işlem muayene sırasında yapılabilen basit mikroskobik bir yöntemdir. Ultrasonografi yöntemiyle ise polip ve miyomlar ile yumurtalık kistleri varlığı araştırılmaktadır. Jinekolojik hastalıklarda erken teşhisin önemi göz ardı edilmemelidir. Yaşanan değişimler takip edilmeli ve düzenli kontroller aksatılmamalıdır.

Adet değişiklikleri birçok sebebe bağlı olabilir 

40 yaş üzerinde yumurtalık hastalıklarından en fazla karşı karşıya kalınan sorun kistlerdir. Bunun dışında adet değişkenliklerine sebep olan vücutta başka organlarda da bozukluklar olabilir. Tiroit beziyle ilgili hastalıklar, karbonhidrat metabolizma bozukluğuna bağlı insülin direnci, kilo problemi gibi sorunlarda adet düzensizlikleri oldukça sık karşımıza çıkar. Yumurtalık kanserleri genelde değişik adet şekilleriyle karşımıza çıkar. Ya gecikerek, ya aşırı adet görerek ya da parçalı kanamalar şeklinde ki buna beraberinde kasık ağrısı da eşlik eder. Ancak yaş arasında yumurtalık tümörleri varlığında adet kesilmesinden ziyade genelde adette değişiklikler meydana gelir. Beraberinde kilo kaybı, hormonel kaynaklı tümörlerde tüylenme ya da başka endokrin bozukluklar karşımıza çıkabilmektedir. Yine kanama değişkenlerinin yanında en sık karşılaşılan sorun kasık ağrısıdır. Bu ağrı bazen bele de vurur. Kitlenin büyüklüğüne bağlı olarak kabızlık ya da sık idrar problemi de eşlik edebilir. Adetten kesilme 40 yaş üstünde erken menopozda da karşımıza çıkabilen bir durumdur. Ultrason ve beraberinde hormon tahlilleri, ardından hastanın sıcak basmaları, sinirlilik, gerginlik ve kontrol altına alınamayan kilo alımı bize erken menopozu düşündürür.    

Jinekolojik hastalıklardan korunmak bu önlemlerle mümkün olabilir

-Karbonhidrat ve rafine şekerden uzak, doğal bir beslenme biçimi benimsenmelidir.

-Düzenli egzersizler atlanmamalı, günlük en az 30 dakika yürüyüş yapılmalıdır.

-Obezitenin tüm kanserlerin oluşumunda önemli bir risk faktörü olduğu unutulmamalı, uzman eşliğinde kilo kontrolü sağlanmalıdır. 

-Günde en az 2 litre su tüketilmelidir. 

-Genetik yatkınlık faktörü önemlidir. Bu nedenle ailede kanser öyküsü olan kadınlar jinekolojik tarama ve muayenelerini aksatmamalıdır. 

-Jinekolojik hastalıklardan özellikle rahim ağzı kanserinden korunmak için çok eşlilikten ve erken yaşta cinsel deneyimden kaçınılmalıdır.

yaş sonrası istenmeyen gebeliğin getireceği riskler göz ardı edilmemeli, doğum kontrol yöntemleri doğru uygulanmalıdır.

yaş arası rahim ağzı kanserlerinden korunmak için mutlaka HPV aşısı yaptırılmalıdır.

-En önemlisi düzenli jinekolojik muayene ve testler (kişiye göre değişmekle birlikte genelde yıllık olarak) aksatılmamalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir