İz kale li ebıhi ya ebeti lime ta'büdü ma la yesmeu ve la yübsıru ve la yuğnı anke şey'a
Ya ebeti innı kad caenı minel ılmi ma lem ye'tike fettebı'nı ehdike sıratan seviyya
Ya ebeti la ta'büdiş şeytan inneş şeytane kane lir rahmani asıyya
Ya ebeti ninı ehafü ey yemesseke azabüm miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya
Kale erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya
Kale selamün aleyk se estağfiru leke rabbı innehu kane bı hafiyya
Ve a'tezilüküm ve ma ted'une min dunillahi ve ed'u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya
Felemma'tezelehüm ve ma ya'büdune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya'kub ve küllen cealna nebiyya
Ve vehebna lehüm mir rahmetina ve cealna lehüm lisane sıdkın aliyya
Vezkür fil kitabi musa innehu kane muhlesav ve kane rasulen nebiyya
Ve nadeynahü min canibit turil eymeni ve karrabnahü neciyya
Ve vehebna lehu mir rahmetina ehahü harune nebiyya
Vezkür fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va'di ve kane rasulen nebiyya
Ve kane ye'müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya
Vezkür fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya
Ve rafa'nahü mekanen aliyya
Ülaikellezıne en'amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya
Fe halefe mim ba'dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya
İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey'a
Cennati adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va'dühu me'tiyya
La yesmeune fıha bükratev ve aşiyya
Tilkel cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya
Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya ( Ayet secde ayetidir.)
Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma fa'büdhü vastabir li ıbadetih hel ta'lemü lehu semiyya
Ve yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya
E ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey'a
Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya
Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya
Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya
Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya
Sümme nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya
Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya
Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri'ya
Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men hüve şerrum mekanev ve ad'afü cünda
Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda
E fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda
Ettaleal ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda
Kella senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda
Ve nerisühu ma yekulü ve ye'tına ferda
Vettehazu min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza
Kella seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda
E lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza
Fe la ta'cel aleyhim innema neuddülehüm adda
Yevme nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda
Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda
La yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda
Ve kalittehazer rahmanü veleda
Le kad ci'tüm şey'en idda
Tekadüs semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda
En deav lirrahmani veleda
Ve ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda
İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda
Le kad ahsahüm ve addehüm adda
Ve küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda
İnnellezıne amenu ve amilus salihati se yec'alü lehümür rahmanu vüdda
Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda
Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadinev temeu lehüm rikza
Meryem Suresi Arapça Okunuşu
MERYEM SURESİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Meryem Suresi Diyanet Meali
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd. ﴾1﴿ Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır. ﴾2﴿ Hani o Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı. ﴾3﴿ O şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım." ﴾4﴿ "Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!" ﴾﴿ (Allah şöyle dedi:) "Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik." ﴾7﴿ Zekeriyya, "Rabbim!" "Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?" ﴾8﴿ (Vahiy meleği) dedi ki: "Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: "Bu bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım." ﴾9﴿ Zekeriyya, "Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına)bir işaret ver", dedi. Allah da, "Senin işaretin, sapasağlam olduğun halde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır" dedi. ﴾10﴿ Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara "Sabah akşam Allah'ı tespih edin" diye işaret etti. ﴾11﴿
Yahya dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) "Ey Yahya kitaba sımsıkı sarıl" dedik. Biz ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi. ﴾﴿ Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selam olsun! ﴾15﴿ (Ey Muhammed!) Kitapta (Kur'an'da) Meryem'i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. ﴾﴿ Meryem, "Senden, Rahmân'a sığınırım. Eğer Allah'tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)" dedi. ﴾18﴿ Cebrail, "Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim" dedi. ﴾19﴿ Meryem, "Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?" dedi. ﴾20﴿ Cebrail, "Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir" dedi. ﴾21﴿ Böylece Meryem çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. ﴾22﴿ Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!" dedi. ﴾23﴿ Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı." ﴾24﴿ . "Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün." ﴾25﴿
"Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, "Şüphesiz ben Rahmân'a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım" de. ﴾26﴿ Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: "Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!" ﴾27﴿ "Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi." ﴾28﴿ Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. "Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?" dediler. ﴾29﴿ Bebek şöyle konuştu: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. Bana kitabı (İncil'i) verdi ve beni bir peygamber yaptı." ﴾30﴿ "Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekatı emretti." ﴾31﴿ "Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı." ﴾32﴿ "Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir)." ﴾33﴿ Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur. ﴾34﴿ Allah'ın çocuk edinmesi düşünülemez. O bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece "ol!" der ve o da oluverir. ﴾35﴿ Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (yalnız) O'na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur. ﴾36﴿ (Fakat hıristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler. Büyük bir günü görüp yaşayacakları için vay kafirlerin haline! ﴾37﴿ Bize gelecekleri gün (gerçekleri) ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler. ﴾38﴿
Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar. ﴾39﴿ Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler. ﴾40﴿ Kitapta İbrahim'i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi. ﴾41﴿ Hani babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?" ﴾42﴿ "Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim." ﴾43﴿ "Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân'a isyankâr olmuştur." ﴾44﴿ "Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum." ﴾45﴿ Babası, "Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!" dedi. ﴾46﴿ İbrahim şöyle dedi: "Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır." ﴾47﴿ "Sizi ve Allah'tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb'ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum." ﴾48﴿ İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince ona İshak ile Yakub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. ﴾49﴿ Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik). ﴾50﴿ Kitapta, Mûsâ'yı da an. Şüphesiz o seçkin bir insan idi. Bir resül, bir nebi idi. ﴾51﴿
Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık. ﴾52﴿ Rahmetimiz sonucu kardeşi Hârûn'u bir nebi olarak kendisine bahşettik. ﴾53﴿ Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz o sözünde duran bir kimse idi. Bir resül, bir nebi idi. ﴾54﴿ Ailesine namaz ve zekatı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı. ﴾55﴿ Kitap'ta İdris'i de an. Şüphesiz o doğru sözlü bir kimse, bir nebi idi. ﴾56﴿ Onu yüce bir makama yükselttik. ﴾57﴿ İşte bunlar, Adem'in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim'in, Yakub'un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. ﴾58﴿ Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır. ﴾59﴿ Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân'ın, kullarına gıyaben vaad ettiği "Adn" cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun va'di kesinlikle gerçekleşir. ﴾﴿ Orada boş söz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) "selam!" (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır. ﴾62﴿ İşte bu, kullarımızdan Allah'a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız cennettir. ﴾63﴿ (Cebrail şöyle dedi:) "Biz ancak Rabbinin" emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunlar arasındakiler hep O'nundur. Rabbin unutkan değildir." ﴾64﴿
MEALİN DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
Meryem Suresi Fazileti ve Tevsiri
Bazı sûrelerin başında bulunan bu harflere “hurûf-i mukattaa” adı verilmektedir (bilgi için bk. Bakara 2/1).
Zekeriyyâ aleyhisselâm, İsrâiloğulları’na gönderilmiş son peygamberlerden biridir. Ancak kendisine müstakil bir kitap verilmemiş, Hz. Mûsâ’nın şeriatıyla amel etmiştir. Kaynaklarda, Hz. Meryem’in teyzesinin kocası ve Beyt-i Makdis’in reisi olduğu, Tevrat nüshalarını yazarak çoğalttığı bildirilmektedir (bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/).
Duanın, emreder gibi ve yüksek sesle değil, mütevazı bir şekilde alçak sesle ve yalvarıp yakararak yapılması onun âdâbına daha uygun olduğu için alçak sesle dua ettiği belirtilen Hz. Zekeriyyâ, kendisinden sonra akrabalarının toplum önderi olma ve Allah’ın dinini yayma hususunda zaaf göstereceklerinden endişe etmiş; bu sebeple de duasında kendisine ve Ya‘kub (İsrâil) soyuna halef ve mirasçı olmak ve davetini sürdürmek üzere iyi ahlâklı, yetenekli ve âdil insan olacak bir halef lutfetmesini Allah’tan niyaz etmiştir. Zira o, bütün olumsuz şartlara rağmen Allah’tan ümit kesilmemesi gerektiğini biliyordu.
“Halef” diye tercüme ettiğimiz velî kelimesi, kişinin “yakını, dostu, arkadaşı, yardımcı ve destekçisi” demektir (aynı zamanda Allah’ın isimlerinden olan velî kelimesinin diğer anlamları için bk. Bakara 2/; Mâide 5/51; En‘âm 6/14; A. Saim Kılavuz, “Velî”, İFAV Ans., IV, ; Hamza Aktan, “Velâyet”, İFAV Ans., IV, ).
“Yakınlar” anlamı verdiğimiz mevâlî kelimesi mevlâ kelimesinin çoğulu olup “kişiye vâris olan yakın akrabaları” mânasına gelir. Hz. Zekeriyyâ, halef istemesinin gerekçesini de açıklarken, övünmek veya faydalanmak için değil, dini tebliğ etmek gibi yüce bir gaye için halef istediğini ifade etmiştir. Başka âyetlerde bildirildiğine göre Zekeriyyâ şu duaları da yapmıştır: “Rabbim! Bana tarafından temiz bir nesil ihsan eyle. Kuşkusuz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân 3/38). “Rabbim! Geride kalanların en hayırlısı sensin, yine de sen beni yalnız (çocuksuz) bırakma! “ (Enbiyâ21/89).
Bazı tefsirlerde Zekeriyyâ’nın hem mülküne hem de ilmine ve peygamberliğine mirasçı olacak sâlih bir çocuk istediği söylenmişse de Hz. Peygamber’in, “Biz peygamberler miras bırakmayız, bıraktığımız sadakadır” (Buhârî, “Humus”, 1; “Megâzî”, 14, 38) anlamındaki hadisi dikkate alındığında peygamberlerin mal ve servetleri için mirasçı istemeyecekleri anlaşılır. Hz. Zekeriyyâ’nın “Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya‘kub hânedanına da vâris olsun” ifadesi de bu mânayı destekler. Burada Ya‘kub hânedanına vâris olmaktan maksat onların mallarına mirasçı olmak değil, Hz. Ya‘kub’un soyu olan İsrâiloğulları’nın misyonuna, peygamberliğin geride bıraktığı geleneğe ve ahlâka vâris olmak ve onların gittiği doğru yolu takip etmektir.
İbn Âşûr’a göre âyetlerin zâhirinden peygamberlere mirasçı olunabileceği anlaşılmaktadır. Ona göre başka bir âyetteki (Neml 27/16) ifade bu anlamı desteklemektedir ve yukarıdaki hadiste Resûlullah bütün peygamberleri değil, sadece kendisini kastetmiştir (bk. XVI, 66). Nitekim Hz. Ömer de “Resûlullah bu sözüyle kendisini kastediyor” demiştir (Buhârî, “Fardu’l-humus”, 1).
Yüce Allah, Hz. Zekeriyyâ’nın duasını kabul etti ve Yahyâ adında bir oğlunun olacağını ona müjdeledi (krş. Enbiyâ 21/90). Âyette geçen “semiyy” kelimesi hem “isimlendirilmiş” hem de “benzer” mânasına gelir. Birinci mânaya göre âyet Yahyâ adının daha önce kimseye verilmediğini ifade eder; ikinci mânaya göre ise, Yahyâ’nın benzeri bir oğulun kimseye verilmediği anlamına gelir. Tefsirciler, böyle bir anlayış Yahyâ’nın, kendisinden önceki Hz. İbrâhim ve Hz. Mûsâ gibi büyük peygamberlerden de üstün olmasını gerektireceği için birinci mânayı tercih etmişlerdir (Şevkânî, III, ). Bununla birlikte Yahyâ’daki bazı özellikleri birlikte taşıyan bir peygamber daha önce gelmemiştir. Bu özellikler, onun ihtiyar bir baba ile kısır ve yaşlı bir anneden dünyaya gelmesi, Yahyâ adının ondan önce hiç kimseye verilmemiş olması, çocukluğunda ona “hikmet” (peygamberlik veya kutsal kitabı anlama yeteneği) verilmesi (bk. âyet 12) şeklinde açıklanmaktadır. Bir başka âyette efendi ve peygamber olarak nitelenmiş; haramdan sakınmada güçlük çekmemesi için Allah ona özel bir lutufta bulunmuş, onu iffet ve zühd sahibi kılmış, Hz. Îsâ’nın risâletinin müjdecisi olmuştur (bk. Âl-i İmrân 3/39). Bununla beraber bu meziyetler onun mutlak mânada en üstün peygamber olduğunu değil, anılan niteliklerden dolayı farklı olduğunu ifade eder.
Hz. Zekeriyyâ özellikle çocuk değil, kendisine mânen vâris olacak bir halef istemişti, Allah çocuk vereceğini müjdeleyince sevinmiş ve şaşkınlığını ifade etmiştir. Alâmet olarak sapasağlam olmasına rağmen, üç gece insanlarla konuşamayacağı hususu, Âl-i İmrân sûresinde ise insanlarla üç gün, işaretten başka bir şekilde konuşamayacağı şeklindedir. Şu halde burada geceler gündüzleriyle birlikte, Âl-i İmrân’da ise günler geceleriyle birlikte kastedilmektedir. Aynı zamanda işaretle konuşabileceği de bildirilmiş ve sabah akşam Allah’ı çokça zikretmesi emredilmiştir (bu konuda ayrıca bk. Âl-i İmrân 3/41).
Şüphesiz ki kâinatı yoktan var eden, Âdem’i topraktan yaratan o yüce kudret için ihtiyar ana babadan bir çocuk dünyaya getirmek zor bir şey değildir. Zira o, bir şeyi yaratmak istediği zaman “ol” der, hemen oluverir (bk. Yâsîn 36/82).
Mâbed diye tercüme ettiğimiz mihrâb, “özel ibadet yeri” anlamına gelmektedir. Burada Zekeriyyâ’nın özel ibadet ve dualarını yaptığı yeri ifade eder; Zekeriyyâ özel ibadetlerini burada yapar, toplu ibadet için Beyt-i Makdis’e çıkardı (ayrıca bk. Âl-i İmrân 3/37). Kendisine bir oğlu olacağına dair müjde burada verilmiştir. Bunun üzerine Zekeriyyâ, Beyt-i Makdis’teki ibadet yerinden çıkarak halkın yanına gelmiş ve işaret yoluyla onlardan sabah akşam Allah’ı anmalarını, O’nu tesbih etmelerini istemiştir.
Mâbed diye tercüme ettiğimiz mihrâb, “özel ibadet yeri” anlamına gelmektedir. Burada Zekeriyyâ’nın özel ibadet ve dualarını yaptığı yeri ifade eder; Zekeriyyâ özel ibadetlerini burada yapar, toplu ibadet için Beyt-i Makdis’e çıkardı (ayrıca bk. Âl-i İmrân 3/37). Kendisine bir oğlu olacağına dair müjde burada verilmiştir. Bunun üzerine Zekeriyyâ, Beyt-i Makdis’teki ibadet yerinden çıkarak halkın yanına gelmiş ve işaret yoluyla onlardan sabah akşam Allah’ı anmalarını, O’nu tesbih etmelerini istemiştir.
Yahyâ’ya herhangi bir kitap indirilmemiş, ancak Hz. Mûsâ’ya indirilmiş olan Tevrat’ı iyi anlayıp onunla amel etmesi emredilmiştir. Şevkânî, Yahyâ’ya daha çocukken verilen hikmeti, “kendisine sımsıkı sarılması emredilen kitabı kavrama, dinî hükümleri anlama yeteneği” şeklinde açıklamış ve aynı kelimeye “ilim, bildiğiyle amel etme, peygamberlik, akıl” gibi anlamların da verildiğini belirtmiştir (III, ).
Allah Teâlâ Yahyâ’yı temiz bir fıtrat sahibi olarak yaratmıştır. O, insanlara karşı son derecede şefkatli, Allah’a karşı saygılı, dinine bağlı, ana-babasına iyilik eden, insanların hukukunu gözeten, zorbalık ve isyankârlık gibi kötü vasıflardan uzak bir insandı. Nitekim başka bir âyet-i kerîmede onun, Allah’ın kitabını tasdik eden, iffetli, asil ve sâlih bir peygamber olduğu ifade buyurulmuştur (Âl-i İmrân 3/39).
Yukarıda anlatılan güzel vasıfları sebebiyle Yahyâ, Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş ve bütün bu hallerde yani dünyaya gelirken, dünyadan giderken ve kıyamet gününde kabirden kalkarken Allah’ın inâyetinin onunla beraber olacağı bildirilmiştir (Âl-i İmrân 3/39).
TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Meryem suresi Ayet Sayısı
Maun Suresi 98 ayetten oluşmaktadır.
Hz. sa'nn doumu hakknda bilgiler veren Meryem Suresi, Hz. Meryem ve olu Hz. sa'ya atlan iftiralardan da bahsederek bu iftiralar reddeder. Hz. sa'nn yan sra Zekeriya, Yahya, brahim, Musa, Harun gibi baka peygamberlerin hayatlarna da deinilen surenin ana temas tevhit inancdr. Surede bu tema etrafnda zaman zaman peygamber kssalar, zaman zaman ise kyamete dair haberler konu edilir. te Meryem Suresi meali, Türkçe okunuu ve açklamas, faziletleri gibi hususlarda sizler için derlediimiz detaylar
Kur'an- Kerim'in uzun kabul edilebilecek surelerinden biri olan Meryem Suresi okunuu itibar ile ahenkli ve ölçülü bir yap arz eder. Meryem Suresi okunuunu sizlere Latin harfleriyle aktaryoruz. Ayrca internet üzerinden bulabileceiniz bir kraat örnei ile harflerin doru telaffuzunu örenebilirsiniz. Örnein YouTube'a, Abdussamed Meryem Suresi yazarak esiz bir tilavet örneine erimeniz mümkündür.
Meryem Suresi konusu itibar ile tevhit inancn temel almtr. Tevhit inancnn önemini vurgulamak için surede çeitli peygamberlerin balarndan geçenler konu edilir. Bunlar arasnda üzerinde en çok durulan peygamber ise Hz. sa'dr. Ayrca surede kyamete dair çeitli bilgiler de yer almaktadr.
1 - Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
2 - Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadr.
3 - Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmt.
4 - öyle demiti: "Ey Rabbim! üphesiz (artk öyle bir durumdaym ki) benim kemiim zayflayp gevedi ve bam(n saç) bembeyaz alev gibi tututu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadm."
5 - "Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endiedeyim. Karm da ksr bulunuyor. Onun için katndan bana bir çocuk ihsan et."
6 - "Ki bana da mirasç olsun, Yakub ailesine de mirasc olsun. Rabbim, onu sen rzana kavutur."
7 - (Allah öyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! üphesiz biz sana Yahya isminde bir olan müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir ada yapmadk."
8 - Zekeriyya: "Rabbim! Karm ksr, ben de son derece kocamken nasl olum olabilir?" dedi.
9 - (Allah yahut Cebrail ona öyle) dedi: "Dediin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu ii yapmak bana kolaydr. Nitekim bundan önce seni yarattm. Halbuki sen hiçbir ey deildin."
10 - Zekeriyya öyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasalam olduun halde, üç gün, üç gece insanlarla konuamaz hale gelmendir." buyurdu.
11 - Nihayet (birgün konuamaynca) mihrabdan kavmine kar çkt da onlara "Sabah ve akam (Rabbinizi) tesbih edin" diye iaret etti.
12 - "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarl" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
13 - Hem de katmzdan bir merhamet ve (günahlardan) paklk verdik, o çok takva sahibi idi.
14 - Anne ve babasna kar iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr deildi.
15 - Doduu gün, ölecei gün ve dirilecei gün ona selam olsun.
16 - (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kssasn da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrlarak (evinin veya mescidin) dou tarafnda bir yere çekilmiti.
17 - Sonra kendisi arasna bir perde koymutu. Biz ona meleimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan eklinde göründü.
18 - Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a snrm. Eer Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.
19 - Melek: "Ben, sana temiz bir olan balamak için, Rabbinin gönderdii bir elçiyim" dedi.
20 - Meryem: "Benim nasl çocuum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamtr. Ben iffetsiz de deilim" dedi.
21 - Melek: "Bu, dediin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasz çocuk vermek), bana pek kolaydr. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet klacaz. Hem, bu önceden (ezelde) kararlatrlm bir itir." dedi.
22 - Nihayet (Allah'n emri gerçekleti) Meryem sa'ya gebe kald ve o haliyle uzak bir yere çekildi.
23 - Sonra doum sancs onu bir hurma dalna tutunup dayanmaya zorlad. "Keke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.
24 - Melek, Meryem'e, aa tarafndan öyle seslendi. "Sakn üzülme, Rabbin alt tarafnda bir rmak aktt."
25 - "Hurma daln kendine doru silkele, üzerine devirilmi taze hurmalar dökülsün."
26 - "Ye, iç, gözün aydn olsun. Eer insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadm. Onun için bugün hiçbir kimseyle konumayacam" de.
27 - Sonra Meryem onu (sa'y) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde öyle) dediler: "Ey Meryem! dorusu sen görülmemi bir ey yaptn."
28 - "Ey Harun'un kzkardei! Senin baban kötü bir adam deildi, annen de iffetsiz bir kadn deildi."
29 - Bunun üzerine Meryem çocuu gösterdi. Onlar; "Biz beikteki bir çocukla nasl konuuruz?" dediler.
30 - (Allah'n bir mucizesi olarak sa öyle) dedi: "üphesiz ben Allah'n kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yapt."
31 - "Beni, nerede olursam olaym mübarek kld. Hayatta bulunduum müddetçe namaz klmam ve zekat vermemi emretti."
32 - "Beni anneme kld. Beni zorba ve isyankar yapmad."
33 - "Doduum gün, öleceim gün ve dirileceim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."
34 - te hakknda (yahudilerle hristiyanlarn) ihtilaf edip durduklar Meryemolu sa'ya dair Allah'n sözü budur.
35 - Çocuk edinmek asla Allah'n anna yakmaz. O bundan münezzehtir. O, bir eyin olmasn dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.
36 - "üphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tr. O halde ona ibadet edin, ite dosdoru yol budur."
37 - Ne var ki, frkalar (yahudi ve hristiyanlar) kendi aralarnda ihtilafa dütüler. O büyük (dehetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!
38 - Bize gelecekleri gün, neler iitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçk bir sapklk içindedirler.
39 - (Ey Muhammed!) nsanlarn pimanlk duyaca ve iin bitmi olaca (kyamet) günü ile onlar uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler.
40 - üphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacaz. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir. {} te budur, ta beikten tekrar dirilmesine kadar öyle doan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {} Hakk (olan Allah)n bildirdiine göre Meryem'in olu sa {} ki hakknda tartp duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin bandan beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâslasyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalnz yedi âyet "Nûn ve Mim" fâslasyla ilenmi bir çerçeve içine alnmtr. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asl maksadn anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, bata Allah'a çocuk isnadn {} "Allah'n çocuk edinmesi hiçbir zaman olur ey deildir. O'nu tenzih ederiz." âyetiyle reddedip Allah' tenzih etmekte ve sa'nn dilinden de {} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. te bu doru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukardaki {} "Ben Allah'n kuluyum." (19/30) cümlesine atfedilmitir. Dolaysyla {} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup sa'nn konumasnn bir devamdr (Âl-i mran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz: 3/51). Eldeki ncillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliinde, davetinin özünü tekil ettii ve tevhid inancn net bir ekilde ifade ettii için, burada tekrar sözkonusu yaplmtr. {} Sonra frkalar kendi aralarnda ihtilafa dütüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hristiyanlarn kendi frkalar da deiik tartmalarn içine girdiler; bir ksm Allah'n olu dediler, bir ksm da Allah'n kendisidir, yere indi sonra göe çkt dediler; dier bir ksm ise üçün biri dediler. Salam bir grup da Allah'n kulu ve peygamberi olduunu tasdik ettiler. {} "Vay haline o küfreden kimselerin!{}"
41 - Kur'ân'da brahim'i(n kssasn da) an. üphesiz ki o, sddk (özü, sözü doru) bir peygamberdi.
42 - O, bir zaman babasna öyle demiti: "Babacm! itmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydas olmayan eylere niçin tapyorsun?"
43 - "Babacm! Dorusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni doru bir yola eritireyim."
44 - "Babacm! eytana tapma, çünkü eytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu."
45 - "Babacm! Dorusu ben korkarm ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da eytana (cehennemde arkada) olursun."
46 - Babas "Ey brahim! Sen benim ilâhlarmdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eer (onlar kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak talarm. (gerçektenveya söz ile- sana ta atarm). Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi.
47 - brahim öyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden mafiret dileyeceim. Çünkü o, bana çok lütufkârdr."
48 - "Ben, sizden ve Allah'tan baka taptnz eylerden çekilip ayrlrm da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarmda mahrum kalmayacam umarm."
49 - brahim, kavminden ve onlarn Allah'tan baka ibadet ettikleri eylerden uzaklanca, biz ona shak' ve (shak'n olu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptk.
50 - Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.
51 - Kur'ân'da Musa'y da an; üphesiz ki o, ihlasl bir kuldu ve gönderilmi bir peygamberdi.
52 - Biz ona Tur dann sa yanndan seslendik ve onu hususi bir konumada bulunmak üzere kendimize yaklatrdk.
53 - Rahmetimizden de ona, kardei Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik. Meâl-i erifi
54 - Kur'ân'da smail'i de an; çünkü o, vaadine sadk bir kuldu ve gönderilmi bir peygamberdi.
55 - Ailesine ve çevresine namaz klmay ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katnda honutlua ermiti.
56 - Kitapta dris'i de an; çünkü o, çok sadk (özü, sözü pek doru) bir peygamberdi.
57 - Biz onu yüce bir yere yükselttik.
58 - te bunlar, Allah'n kendilerine nimetler verdii peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber tadklarmzn neslinden, brahim ve srail'in soyundan, hidayete erdirdiimiz ve seçtiimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)n âyetleri okunduu zaman alayarak secdeye kapanrlard.
59 - Sonra bunlarn ardndan öyle bir nesil geldi ki, namaz terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taknlklarnn karln mutlaka göreceklerdir. (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardr.)
60 - Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel ileyen bunun dndadr. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir hakszla uratlmayacaklardr.
61 - O cennet, Rahmân (olan Allah)n kullarna görmedikleri halde vadettii "Adn" cennetleridir. üphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktr.
62 - Onlar orada bo bir söz iitmezler. Ancak "Selam" iitirler. Orada sabah akam rzklar da hazrdr.
63 - te kullarmzdan takva sahibi olanlara vereceimiz cennet budur.
64 - "(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadkça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardmzdaki (bütün geçmi ve gelecek eyler) ve bunlarn arasndakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmu deildir?"
65 - O, göklerin, yerin ve aralarndakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabrl ol. Hiç sen Allah'n ismini tayan baka birini bilir misin?
66 - Halbuki insan öyle der: "Ben öldüüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çkarlacak mym?"
67 - O insan, daha önce hiçbir ey deilken kendisini yoktan var ettiimizi hatrlamaz m?
68 - Rabbine andolsun ki biz onlar (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) eytanlar ile beraber elbette ve elbette maherde toplayacaz. Sonra onlar muhakkak cehennemin etrafnda dizleri üstü hazr bulunduracaz (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.).
69 - Sonra her zümreden Rahmân'a kar en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayrp atacaz.
70 - Sonra o cehenneme atlmaya layk olanlarn kimler bulunduunu elbette biz daha iyi biliriz.
71 - çinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktr. Bu, Rabbinin katnda kesinlemi bir hükümdür.
72 - Sonra Allah'dan korkup, saknanlar kurtaracaz ve zalimleri de toptan cehennemde brakacaz.
73 - Âyetlerimiz kendilerine apaçk okunduu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakmndan daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"
74 - Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterice daha güzel nice asrlar halkn helak etmiizdir.
75 - Onlara de ki: "Kim sapklk içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azgnlnda mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azab, yahut kyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artk bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardmclar daha zayfm.
76 - Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katnda sevap bakmndan da daha hayrldr, sonuç bakmndan da daha hayrldr.
77 - imdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adam gördün mü?
78 - O (kâfir), gayb m bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katndan bir söz mü ald?
79 - Hayr, asla öyle deil; biz onun söylediklerini yazacaz ve azabn çoalttkça çoaltacaz.
80 - O söyledii (mal ve evlat gibi) eyleri de hep elinden alacaz ve o, tek bana bize gelecektir.
81 - Onlar, kendilerine kuvvet ve eref kazandrsn diye, Allah'dan baka ilâh edindiler.
82 - Hayr, (zannettikleri gibi deil) tapndklar ilâhlar onlarn ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düman olacaklardr.
83 - Görmedin mi? Biz eytanlar o kâfirler üzerine musallat ettik. Onlar (günaha) kkrtp duruyorlar.
84 - Öyleyse onlarn hemen azaba uratlmalarn isteme. Biz onlarn (ecel) günlerini sayyoruz.
85 - O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'n huzuruna toplayacaz.
86 - Suçlular da susuz olarak cehenneme süreceiz.
87 - (O gün) Rahmân (olan Allah)'n katnda bir ahd alm olan kimseden bakalar efaat etme hakkna sahip olamayacaklardr.
88 - (Yahudilerle hristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.
89 - Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir ey söylediniz.
90 - Az kalsn, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarlacak ve dalar parçalanp dalacakt,
91 - O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye
92 - Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaramaz.
93 - Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kyamet günü) Rahmân'n huzuruna kul olarak çkmasn.
94 - And olsun ki Allah onlarn hepsini kuatm, kendilerini ve yaptklarn bir bir saymtr.
95 - Kyamet günü onlarn herbiri Allah'n huzuruna tek bana çkacaktr.
96 - man edip, salih amel ileyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onlar (gönüllere) sevdirecektir.
97 - (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân' senin dilin üzere kolaylatrdk ki, onunla Allah'tan korkup saknanlar müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasn.
98 - Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (imdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onlarn hafif bir sesini iitiyor musun?
Meryem Suresi okuma ile ilgili pek çok muhtelif dini kaynakta çeitli faydalardan söz edilmitir. Bu dorultuda Meryem Suresi fazileti bakmndan pek çok slam alimi tarafndan övülmütür. Peygamber Efendimizin hadislerinde de vurgulanan sure; slam alemi için son derece önemli bir suredir.
slam geleneinde Meryem Suresi duas, çocuk hasreti ile yanp tutumasna ramen bir türlü evlat sahibi olamayan ailelere okunmas tavsiye edilen sureler arasndadr. Meryem Suresi ile hamile kalanlar hakknda pek çok rivayete rastlamak mümkündür.
Meryem, sözlük karl olarak Türkçe'ye "ibadete dükün insan" eklinde tercüme edilebilir. Surenin Meryem Suresi ismini almas ise Hz. sa'nn doumundan bahsetmesi ile ilgilidir. Hz. Meryem, Hz. sa'nn annesidir.
Meryem Suresi, 98 ayetten oluur ve Kur'an- Kerim'in ortalama uzunluktaki sureleri arasnda saylabilir.
Kur'an- Kerim'in çeitli surelerinde Hz. Meryem'den bahsedilir. Ancak en detayl biçimde ele alnd sure Meryem Suresidir. Meryem Suresi, müstakil bir suredir ve baka bir surenin çats altnda yer almaz.
Meryem Suresi, Kur'an- Kerim'in sayfasnda ve cüzünde yer alr.
Meryem Suresi 7 sayfadan oluur. sayfada balayan sure, sayfada sona erer.
Meryem Suresinin genel olarak Mekke döneminde nazil olduu kabul edilir. Surenin Rasulullah'n risaletinden be ya da alt yl sonra Habeistan hicretinden hemen önce indii nakledilmitir. Ancak çeitli kaynaklarda 58 ve ayetlerin Mekke deil, Medine döneminde nazil olduu ifade edilmitir. Ancak pek çok alim, ayetlerin konusu bakmndan birbiriyle sk iliki içerisinden olan yapsndan dolay, bu rivayetlere üpheyle yaklamtr.
Meryem Suresi okuma hususunda herhangi bir zaman kstlamas yoktur. Münasip olan herhangi bir zaman ya da mekanda sure okunabilir.
Kur'an- Kerim'de bulunan dier sureler için geçerli olduu gibi Meryem Suresini de ezberden okumak için abdest almak gerekli deildir. Ancak Kur'an- Kerim'e abdestsiz bir halde el sürmek slam fakihleri tarafndan münasip görülmemitir. Dolaysyla sureyi mushaftan okumak için abdest almak gerekir.
Meryem Suresi, yedi sayfa tutan uzun bir suredir. Dolaysyla ezberlemek için ciddi bir çaba vermek gerektii açktr. Ancak ezberleme sürecini daha verimli bir hale getirebilmek için baz yöntemlerden yararlanlabilir.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Demişler hmmnnHer gün defa Ya Varis diyenin hayırlı çocuğu olur.
Her cuma defa Ya Evvel diyenin çocuğu olur (40 cuma aralıksız yapın) sonrada bırakmayın arkadaşlar bu duaları inşallah hayırlısı ile olur bebişlerimizGenişletmek için tıkla
Kayıtsız Üye
Hamile kalmak için meryem suresini 41 gece aralıksızmı okumalıyız yoksa birkaç gün ara verilebilirmi
Desert Rose
Kuran-ı kerim okumak ibadettir ve yalnızca Allah rızası için okunur.
Rabbimizden Bir şey isteyeceğimiz zaman dua etmeliyiz.
Hadis-i şeriflerde surelerin ve bazı tesbihlerin sayıyla çekilmesine
ve okunmasına dair bir rivayete rastlanmamaktadır. Hamile kalmak
için söylenen bu durumun aslı sabit değildir.
Misafir
Ne olur arkadaşlar yardımcı olun meryem suresini 1 gün 1sayfa 2 .gün 1 sayfa öylemi okumalıyız yoksa 1 günde hepsinimi okumalıyız nasıl olucak
Desert Rose
< Ne olur arkadaşlar yardımcı olun meryem suresini 1 gün 1sayfa 2 gün 1 sayfa öylemi okumalıyız yoksa 1 günde hepsinimi okumalıyız nasıl olucak >
konu hakkında bu bilgilerden başka malumatımız yoktur kardeşim
< Kuran-ı kerim okumak ibadettir ve yalnızca Allah rızası için okunur
Rabbimizden Bir şey isteyeceğimiz zaman dua etmeliyiz
Hadis-i şeriflerde surelerin ve bazı tesbihlerin sayıyla çekilmesine
ve okunmasına dair bir rivayete rastlanmamaktadır Hamile kalmak
için söylenen bu durumun aslı sabit değildir
Sakarya İl mftlğü >
Kayıtsız Üye
arkadaşlar benim yıldır çocuğum seafoodplus.info tedavisi de gördüseafoodplus.info son psikolojik seafoodplus.info 41 gün meryem suresini okudum ara seafoodplus.info olunca eşime seafoodplus.infoikten 2 gün sonra hamile olduğumu öğrendim 🙂
belki de vesile olmuştur bilmiyorum artıseafoodplus.info duanın kime ne zararı gelmiş okuyun bence gün her gün bir seafoodplus.info ardından tilavet secdesi.
Kayıtsız Üye
adminin dünyadan kuran dan haberi bile yok hz. zekeriyya yaşının ilerlemiş eşinin kısır olmasına rağmen rabbime dua etmiş bu da meryem suresinde mevcut açıp bir okumanı tavsiye ederim kardeşlerim iki rivayet var 1. 41 gün her gün meryem suresi okunacak .. ya da 41 kişiye meryem suresi okutulaacak bu şekilde hamile kalanları biliyorum. ayrıca hz. meryemin erkek eli değmeden hamile kalması bu surede anlatılıyor
Ada 54
Kızlar meryem suresini 41 gün okuyunuz her gün 1 tane olmak üzere 41 gün devam edin seafoodplus.infoğunuz he meryem suresinin peşinden tilavet secdesini yapın seafoodplus.info yalvarın,Allahtan seafoodplus.info kadar okursanız okuyun çocuk verecek olan Allahtıseafoodplus.info suresi sadece vesiledir ayrıca kuran okuduğınız için gönlünüz ferah olacaktıseafoodplus.info herkeze istediğini versin seafoodplus.infoınız kabul olsun..
Kayıtsız Üye
3 yıllık evliyim çocuğum olmadı tedavi de gördüm yok arapça bilmiyorum bnm adıma başkası okusa olur mu bnm mi okumam gerekiyor.
Hoca
Başkası yerine Kuran okunmaz, zaten bo soruya verilen cevabı okusanız soru sormazdınız 🙂 siz bol bol dua edin yeter
Kayıtsız Üye
Bildiğim kadarıyla günde birtane okunuyor bende başlayacağım
Kayıtsız Üye
Mrblr bende 7 yıldır evliyim 3 tane düşük yaptım ondan sonra çocuğum olmadı eşim benle kavga ediyor boşanmak istiyor çoğumuz olmuyor diye Meryem süresi hamile kalınıyorsa bende başlıyım
Kayıtsız Üye
Çocuk olmuyor diye boşanacaksa yolver gitsin zaten ayıptır çocuk olsa bile başka bahaneler bulacaktır, lütfen bu kadar kıymetsiz değilsiniz.. ayrıca damızlık hiç değilsiniz..
Kayıtsız Üye
Merhaba okunan şekerleri regl olurken mi içmeye başladınız bittikten sonramı içmeye başladınız
Kayıtsız Üye
Niyet önemlidir ne yaptığının önemi yok. Her şey kalbinde bitiyor.
meryem suresi niçin okunur, hamile kalmak için meryem suresi, hamile kalmak için meryem suresi nasıl okunur
Bu kategoride yer alan Adet günlerinde bulunan bir kadın bu günlerinde abdest alabilirmi başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.