abalı baba türbesi yorumları / Türbeler, Yatırlar, Ziyaretgahlar panosundaki Pin

Abalı Baba Türbesi Yorumları

abalı baba türbesi yorumları

 

Şeyh Haydar Baba’nın () türbesi Elazığ merkez Asri Mezarlığı’nda yer almaktadır.

Haydar Baba Palu’da dünyaya gelmiştir. Haydar Baba’nın ataları Hz. Hüseyin’e dayanmakta olup seyyiddirler. Dedesi Abbas Efendi’nin ailesi Bağdat’tan gelip Maden’e yerleşir. Anlatıldığına göre, Osmanlı Devleti’nin tavsiyesi ile Seyyidler Anadolu’ya getirilip o yörenin eğitimi ve yöneticiliği o insanlara verilirmiş. Haydar Baba’nın dedeleri de o amaç için Bağdat’tan getirilmiş, Maden’in zaman zaman yöneticiliği ile görevlendirilmiştir.

Haydar Baba’nın babası Cemil Efendi, Şeyh Ali Sebti’nin oğlu olan Mahmut Feyzi Efendi vasıtasıyla Nakşibendî tarikatına müntesiptir. Katıldığı ilim ve zikir meclislerine oğlu Haydar Baba’yı da götürür. Altı yedi yaşlarında annesini kaybeden Haydar Baba 10 yaşına gelince babası hastalanır. Hastalığı süresince gücünün üstünde hizmet eden Haydar Baba velisinin büyük dualarını alır. Babası vefat edince ablası Leyla Hanımın yanında kalır ve eniştesinin berber dükkânında çıraklık yapar. Bu arada Haydar Baba Cemşidiye Medresesi’nde Molla Selim Hoca’dan ders alır ve eğitimini tamamlar.

Osmanlıca ve Arapça’yı da iyi bilen Haydar Baba’nın Kur’an okuma ve tecvit ilmine vukufiyeti vardır. Haydar Baba aynı zamanda Rüştiye mezunudur. 17 yaşına geldiğinde kendine bir mürşid-i kâmil aramaya başlar. Bunun sonucunda Palu’nun Sağuna köyünde Kasım Hoca’nın oğlu Kadiri şeyhi Hacı Muhammed Baba’dan tarikat alır. Ticaret hayatına bir arkadaşıyla ortaklaşa berber dükkanı açarak başlar. 18 yaşlarında ilk evliliğini yapar ve Kiliban köyünden Yusuf Ağa’nın kızı Hatun’la evlenir. Bu evlilikten kızı Hayriye Hanım dünyaya gelir. Bu arada evinin bir odasını çilehane yapıp burada ibadet, riyazet ve ilimle meşgul olur. yılında dönemin şartları münasebetiyle Palu’nun ileri gelenleriyle beraber tutuklanır, fakat mahkeme sonucu beraat eder. Eskişehir’e sürgün edilene kadar iş hayatı devam eder.

Haydar Baba Yılında Kürüm köyü ile Habap köyü arasında Palu kaymakamı ile karşılaşır. Başında şapkası olmadığı için Habap köyüne götürülüp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılır. Bir hafta sonra iş yerinden alınarak tutuklanır. Evinde buldukları icazetname, şeyhi Hacı Baba’nın hediye ettiği taç ve abası suç unsuru kabul edilerek Eskişehir ili Seyitgazi ilçesi Kırka nahiyesine sürgün edilir. Sürgün hayatının vermiş olduğu üzüntü neticesinde, eşi Edebiye hanım felç olur ve kısa bir süre sonra vefat eder. Sürgün hayatı iki yıl kadar sürmüştür. Kırka nahiyesinde Muhammet Hoca ve ekmek pişiren bir kadın gördükleri rüyalarında, Askeri bir birlik tarafından korunan, kalabalık bir cemaat Kırka nahiyesine gelir. Birliğin başında bulunan komutan kendilerine şöyle der. “Ben Abdulkadiri Geylaniyim. Buraya getirdiğimiz bu halifemin bütün ihtiyacını siz karşılayacaksınız.” Hoca efendi sabahleyin çarşıya çıkınca ev halkıyla birlikte sürgün edilip gelen ve nahiyenin girişinde bekçi kulübesine yerleştirilen birinden bahsedildiğini duyar. Hemen bekçi kulübesine gider ve rüyada gördüğü zatla karşılaşır. Hoca efendi, Haydar Babanın dışarıdaki işleriyle, ekmekçi kadın ise hanımının ev işlerinde yardım ederler. seçimlerinden sonra Palu’ya dönüşüne izin verilir.

Haydar Baba Sağuna köyünde şeyhi Hacı Baba’nın yanına giderek on günlük ilk itikâfına oturur. Haydar Baba, bu itikâfta iken bir rüya görür. Rüyasında Dörtyol kavşağında başının üzerinde içli köfte dolu bir sepetle beklediğini ve gelen geçenin bu köfteden aldığını görür. Şeyhi Hacı Baba bu rüyayı “ İçli köfte tarikattır, sen bu yolda çok faydalı olacaksın.” diyerek yorumlar. İtikâfını kırk güne tamamlamak ister. Fakat şeyh kendisinin bu çileye oturmadığını söyler ve “bir yıl sonra beraber oturalım”, diyerek erteler. Daha sonra yine gördüğü bir rüya üzerine köyden gelenlere şeyhinin durumunu sorar. Hasta olduğunu öğrenince hemen Sağuna köyüne gider. Şeyhi verdiği icazetle kendisinden sonra bu görevi yürütmesini ister. Haydar Baba şeyhinin vefatından sonra Sağuna camisinde Tarhanalı Sofu Cuma ve şeyhinin oğlu Ömer Efendi ile itikâfa otururlar. Yaptığı bu itikâflara rağmen kalbindeki vesvese devam eder. Yaşı da genç olduğu için kendine bir mürşid aramaya devam eder. Bunun üzerine Tepecüklü Mehmet Baba’dan izin alarak bir itikâfa daha oturur. Bu itikâf için, “Mehmet Baba, itikâf boyunca bize manen çok sahip oldu. Bu itikâfla zikrin lezzeti kalbime yerleşti”, der. Bu arada şeyhinin vefatından önce oturmak istediği kırk günlük çileye genç yaşta olduğu için tecrübesinden emin olduğu Hacı Cuma Hoca’nın gözetiminde oturmak ister. Mirmehmet Köyü’ne giderek bu isteğini belirtir ve kendisine yardımcı olmasını ister Hacı Cuma Hoca istihare sonucunda evinin altındaki samanlıkta Haydar Baba’yı çileye oturtur. Bu arada Hacı Cuma Hoca’nın Nakşî tarikatı teklifini kabul eder. Yaşlı olan Hacı Cuma Hoca birkaç günde bir Haydar Baba’nın yanına gelerek durumunu sorar. Haydar Baba çileye Nakşî şeyhinin gözetiminde oturduğu halde, çile perdesini Kadiri pirlerin beklediğini görür. Çilenin otuzuncu gününde dönemin siyasi şartları münasebetiyle Hacı Cuma Hoca, Haydar Baba’nın çilesini bitirir ve geri kalan kısmı için, “Evine git, on gün daha oturduktan sonra çileden çık. Senin çilen tamamdır”, der. Fakat Haydar Baba, “çilem bozuldu”, diye kırk gün daha oturur. Böylece çilesini yetmiş günde tamamlar. Bu çile sonunda çok bitkin düşen Haydar Baba’nın kendisini toplaması uzun zaman alır. Hacı Cuma Hoca çileyi tamamlayan Haydar Baba’yı tebrik etmeye gider. Yanında Şeyh Ali Sebti’nin oğlu Şeyh Hasan Efendi’nin kendisine verdiği Nakşibendî tarikatının Halidiye kolundan hazırlamış olduğu icazetnameyi kendisine teslim etmek ister. Fakat Haydar Baba, “Çileye icazet için oturmadım. Arzum Allah’a kulluk görevini yerine getirmektir”, der. Bunun üzerine Hacı Cuma Hoca da, “Sana icazet vermeyi büyüklerimiz buyurdular”, cevabını vererek icazeti teslim.

Şeyh Haydar Baba gittiği köylerde İslam ahlâkını, Allah’a kulluğu ve imanın hakikatlerini anlatır, zikrullahın önemini vurgulardı. Farzların, vaciplerin ve sünnetlerin yanında bizatihi kendisinin de yaptığı gibi müritlerine de tarikat adabına uygun olarak nafile ibadetleri teşvik ederdi. Haydar Baba, Kadiri ve Nakşibendî tarikatı kaidelerine göre ders verirdi. Bu arada Haydar Baba’nın irşad çalışmaları devam eder. yılında geçirmiş olduğu şeker hastalığından dolayı ayak parmağında rahatsızlık meydana gelir ve tedavi için İstanbul’a gider. yılında Palu’da meydana gelen deprem sonucu evi hasar görür. yılında oğulları Cemil ve Abdulkadir Efendilerle yaptığı istişare sonunda Elazığ’a göç etmeye karar verir. Elazığ’a göçten sonra ayağındaki yara tekrar ortaya çıkar ve rahatsızlanır. Cemil Efendi Haydar Baba (r.a.)’nın son anlarını şöyle anlatır. “Hastalığı çok şiddetlenmişti. Dudaklarına pamukla su vurarak ıslatıyordum. Sonra yüksek sesle zikir etmeye başladım. Babam gözlerini açtı, oğlum dedi; “Sen Lailahe İllallah demeyi bana mı öğretiyorsun. Beni meşgul etme. Ağzıma su vererek, yüksek sesle zikir yaparak dikkatimi dağıtıyorsun. Rabbimle arama girme. Beni onunla baş başa bırak. Ben huzurdayım” Sonra gözlerini yumdu. Bir süre sonra tekrar gözlerini açarak bana, “anladın mı?” diye sordu. Bende evet anladım ama geç anladım, dedim. Yeniden gözlerini yumdu. Göğsü kalkıp iniyordu. Kardeşim Abdulkadir Efendi, cemaatin beni sabah namazını beraber kılmak için çağırdığını söyledi. Ben, kendisine namazı kıldırmasını söyledim ve Yasin süresini okumaya başladım. İkinci sahifeyi okurken, babam aniden başını sağa doğru fırlatır gibi kıbleye doğru çevirdi ve baki aleme göç etti.”

Şeyh Haydar Baba’nın () türbesi Elazığ merkez Asri Mezarlığı’nda yer almaktadır. Türbe beton ve tuğla işçiliği ile inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olan bu türbenin makam (türbegah) kısmı kubbelidir. Türbenin makam bölümü haricinde biri mescit ve diğeri misafirhane olmak üzere iki bölümü daha bulunmaktadır. Türbenin bulunduğu bahçenin etrafı duvarla çevrilidir.

Haydar Baba’nın türbesi günümüzde yörede her türlü sıkıntı ve rahatsızlıktan muzdarip olan insanlar tarafından yoğun olarak ziyaret edilir. Ziyaret için belirli bir gün mevcut olmayıp haftanın bütün günleri de ziyaret edilmektedir. Daha çok ruhsal sıkıntısı olan kişiler tarafından bu ziyarete rağbet edilmektedir. Ziyarete getirilen hastalar bir süre burada bekletilir veya yatırılır. Ziyaret sonrasında ziyaretçilerin bir kısmı nafile namazı kılmaktadırlar. Bununla beraber Haydar Baba türbesi ziyaret amaçlı olarak da ziyaret edilip dualar edilmektedir.

[toggle title=“Kaynaklar” load=&#;hide&#;] Kaynak( Allah bu çalışmaları yapanlardan razı olsun. Ebedi saadet nasip etsin. Amin)
Elazığ Evliyaları , Abdulhalim durma [/toggle]

UMUT OLSUN

Merhaba arkadaşlarben 2,5 senelik evliyim 32 yasındayıseafoodplus.info yazacaklarımı lütfen sonuna kadar okuyun okuyun ki belki birinize umut olurum seafoodplus.infoiğim ilk 2 ay korundum sonra bıraktım korunmayı.adetlerim düzensizdi ve doktora seafoodplus.infostik over olduğum,rahimde aşırı kalınlaşma olduğu ve miyom olduğunu öğrendim tabi bunun yanı sıra kiloda var benderahimden parça alınması lazım dedi doktor aldırdım temiz çıktı ilaçlar kullandım miyom gitti ama pko hala varbi süre tedavi oldum ve normal bir polikinlikti gittiğim yer doktorum 'benim yapacağım bişey yok büyük bir klinike git'dedi bende araştırdım ve gittimkasım ayı başı seafoodplus.infolere başladım ilaçlar glukopaj kullandım biraz kilo vermeye başladım ve ben ocak ayında aşılamaya girdimsonuç negatifmart ayında 1.tüp bebekyaptırdım negatifdondurulmuşum vardı nede olsa uzulmedım yılmak yoktu çünküçok ilaç kullandım vucudum yıprandı biraz beni dinlendirmeye aldılarrahim filmi çekelim klomen ve yumurta çatlatma kullanalım bu arada dinlen bir kaç ay dedi doktorlarıseafoodplus.info dedim onlar ne diyolarsa o çünküfilmi çektirdim ve ilaçlarımı kullandıseafoodplus.info bir tanıdığım Ankara memlük köyünde türbe var ABALI BABA TÜRBESİ oraya git ve kuşak bağlıyolar dedigittim kuşak bağlattıseafoodplus.info .kafam çok rahattı hiç düşünmedim aklım çünkü dondurulmuşlardaydı ekim ayı gibi transfere giricektimtatile gittim rahatladım döndüseafoodplus.infoım ve adetim gecikmiş ama benim hiç ümidim yok çünkü hep adetim gecikirsigara kullanıyorum sabah sigara içtim ve tiksinme seafoodplus.info aldım gebelik testi 2,çizgi silik kanverdim ve pozitifti ağladım sevindim mutlu oldum ki anlatılmaz bir seafoodplus.infof aldığım gününertesi gün kanamam oldu
doktorumu aradım pozitif diye kanamam oldu diye kan tekrarı istediler evet gebelik var ama değerlerim 2ye katlamıyor 60 sayı artıyor gün aşırı yaptığımdadış gebelik gibi duruyor dediler bir kendi doktorum değil beklicez dedibekledim tekrar kan vermeye gittim haftasonuydu nöbetçi kadın doğumcu 'yatış veriyorum bebek alıncak dış gebelik bu kocana haber ver 'dedişoook oldum elim ayağım titrediçıktım kendi doktoruma gittim kim neyi alıyor belicez dedibekledim adetimin tam 11 gün geçmiştiki doktorum kan istedi verdim ve müthiş bir artış olmuştu bebeğim bana tutunmuştu keseyi de gördük yerinde bi kaç hafta sonra kalp atışlarını da duydumeğer yatıp ben o doktora inansaydım bebeğim gitmişti benden iyiki ordan çıkmış gitmişseafoodplus.info bol dua ettim,türbe ye gittim ama çok inandım birgün olacağına

arkadaşlar çok uğraş verdirici bir durum biliyorum yorucu beklemek zor ama lütfen umudunuzu kaybetmeyin.çok şeyler yaşıyoruz hergün birinin hamile haberinin alınması heray umutla beklemek ve adet olmak daha neler nelerbazen benimde kaybettiğim oldu fakat toparladım bu süreçte maddi manevi olarak çok yoruldum tüp bebek aşılamam herşeyim özel di devlet karşılamıyordu çunku
kan değer artışlarını lutfen seafoodplus.info umutsuzluğa kapılmayın ve çocuğu düşünmeden kafanızda olmadan değerlendirin..
inşallah birinize umut seafoodplus.info yardımcınız olsunRabbim hepinize tattırsın bu duyguyu en kısa zamanda inşallah hepiniz dualarımdasınızçok uzun yazdım kusura bakmayın bu arada:KK:KK
___seafoodplus.info

Türbenin Yeri: Abalı Baba Türbesi, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Memlik (Köyü) Mahallesi girişindedir.

Abalı Baba Türbesi
Abalı Baba Türbe Girişi

Abalı Baba Kimdir: Hasan Veli olarak da bilinen Abalı Baba, Hacı Bayram-ı Veli ve Hüseyin Gazi Hazretleriyle aynı devirde yaşadığını hakkında anlatılan menkıbelerden bilmekteyiz. Horasan Ereni, keramet sahibi, mübarek bir zat olarak bilinmektedir. Yaklaşık olarak &#;lü yıllarda bölgeye gelip tekkesini kurmuştur. Duvarcı ustası olduğundan Tekkesinin inşaatında bizzat çalışmıştır. 

Abalı Baba Sandukalar
Dr. Münir Derman Türbesinin Kapısı

Türbenin Durumu: Türbesinin Abalı Baba&#;nın Tekkesine bitişik olduğu düşünülmektedir. Günümüzde tekke yıkılmıştır ve türbe kalmıştır. Türbe içinde Abalı Baba&#;nın sandukası, eşi ve üç çocuğunun sandukaları bulunmaktadır.

Türbenin karşısında yılında vefat eden ve Anadolu Köylerinden birinde defnedilmek istenen Dr. Münir Derman Hazretlerinin türbesi bulunmaktadır.

Ziyaret Nedeni: Değişik dilekler ve istekler için, bazı ufak tefek sağlık sorunları için türbe ziyaret edilmektedir. Ayrıca yeni evli çiftler Mutlu Bir Evlilik Geçirmek için türbeyi ziyeret etmektedirler. Ziyarette türbe etrafında dönerek dualar okunur.

Ağaç Olan Odunlar

Menkıbeler: 1-) Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri Abalı Baba&#;nın tekkesinin inşaatına başladığını duyunca ziyaretine gitmek ister. Yanında bir rivayete göre Gül Baba vardır, başka bir rivayete göre Hüseyin Gazi vardır. Hacı Bayram-ı Veli ve yanındakiler Memlük Köyüne kümes hayvanlarına binerek gelirler! Abalı Baba ziyaretçilerini karşılamak için tekkede kullandığı taşların veya duvarın üzerine binerek misafirlerini yolun başında karşılamıştır. Tekkede çalışan talebeler de, misafirleri karşılamaya inşaat malzemelerine binerek gitmişler&#;

Misafirlerini karşılayan Abalı Baba onlara süt ikram eder. Hacı Bayram-ı Veli &#;Gölgelik bir yer de yokmuş&#; deyince, Abalı Baba hemen davranıp ateşten yanan üç odun alıp toprağa doğru atar ve bu odunlar ağaca dönüşür. Bu ağaçların gölgesine geçerler. Bu ağaçlar kutsal kabul edilip kesilmezler. Ancak artık yaşlılıktan dolayı günümüzde kurumuşlardır.

Kimi ise bu ağaçların artık gölgelenecek adam kalmadığından kuruduğunu söylemektedir&#; 

2-) Yavuz Sultan Selim İran&#;a sefer düzenler. Kolağaları köy köy dolaşıp asker toplamaktadır. Tekkesinin inşaatında çalışan Abalı Baba&#;yı gören Kolağası seslenir: &#;Padişahın İran&#;a seferi var. Asker topluyoruz, sen de katıl&#; der. Abalı Baba elinden üç çubuğu yere atar ve çubuklar insan şekline bürününce &#;Haydi oğullar savaşa gidelim&#; der. Kolağası bu mucizeyi görünce &#;Aman sizler burada kalınız, sizin dualarınız bize yeter de artar bile&#; der ve oradan uzaklaşır.

Kaynakça:seafoodplus.infoüseafoodplus.info / seafoodplus.info   

Taylan Köken

Türbenin akıl hastalarına şifa kaynağı olduğuna inanılıyor

Türbe detay
-Türbedar Hüseyin Karatop röportaj

( ÇANKIRI -HD)- Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yaşamış olan Horasan evliyalarından Hamza Sultan Hazretleri, hayattayken insanları tedavi ettiği gibi, vefatından sonra da insanlara şifa dağıttığına inanılıyor ÇANKIRI

- Çankırı'nın Atkaracalar ilçesinde bulunan Hoşislamlar Hamza Sultan Türbesi'ni ziyaret eden akıl hastalarının şifa bulduğuna inanılıyor. Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yaşamış olan Hamza Sultan Hazretleri’nin hayattayken insanları tedavi ettiği rivayet ediliyor. Horasan evliyalarından olan Hamza Sultan’ın türbesini ziyaret eden özellikle ruh hastalarının şifa bulduğu belirtiliyor. Hoşislamlar Türbedarı Hüseyin Karatop, türbenin tarihi ve önemi hakkında açıklamalarda bulundu. Doktorların çare bulamadığı akıl hastalıkları geliyor Türbedar Hüseyin Karatop türbeye genellikle, doktorların çare bulamadığı akıl hastalıklarının getirildiğini ve şifa bulabildiğini söyledi.

Türbeye gelenlerin ne yapması gerektiğini anlatan Karatop, “Buraya akıl hastaları geliyor. Öncelikle abdest alıp namaz kılabilecek bir durumdaysa öncelikle 2 rekat bir şükür namazı kılıyor. Türbede yatarak ne hastalığı ne sıkıntısı varsa onun geçmesi için niyet ediyor. Sonrasında burada bir yarım saat uyuyor. Zaten bu hasta uyurken Hamza Sultan’ı rüyasında görebiliyor. Hastaya rüyasında ne yapması gerektiğini, hangi duaları, hangi sureleri, Kur’an-ı Kerim’den hangi ayetleri okuması gerektiğini anlatıyor” dedi.
Türbedar Karatop, rivayete göre Horasan evliyalarından olan Hamza Sultan hakkında şu bilgileri verdi: “Kendisi Horasan evliyalarından. Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yaşamış. Hamza Sultan Hazretleri hayattayken hastaları tedavi edermiş. Vefatından sonra da şifa dağıtıyor.” Kendisinin tanık olduğu bir olayı anlatan Türbedar Hüseyin Karatop, “Ben bir gün burada oturuyordum, bir araç geldi ve içinden hasta indirildi. 25 yaşlarında bir çocuğu urganlarla bağlamışlar. Bunun namaz kılacak durumu yok, ‘alalım içeriye yatıralım’ dedim. Zaten buranın hastasıysa buraya yattığı zaman kafasını buraya koyduğunda uyuyor. Çocuğu zor tutuyoruz. Ailesi merakla bekliyor tabii çocuk ne olacak diye. Çocuk uyandı ‘anne’ diye seslendi. ‘Ben deli miyim neden böyle bağladınız’ dedi.
Tabii getirirken güç bela getirdik çözmeye korkuyoruz. Daha sonra çocuğun urganlarını çözdüler. Daha sonra ‘abdest alınacak yer var mı’ diye sordu abdestini aldı namazını kıldı normal bir insan gibi ibadetini yaptı arabasına binip gitti” şeklinde konuştu.


seafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir