şaban ayının son günü oruç tutulur mu / Şaban ayında oruç tutmanın fazileti nedir? Şaban ayında hangi günler oruç tutulur?

Şaban Ayının Son Günü Oruç Tutulur Mu

şaban ayının son günü oruç tutulur mu

Şaban Ayında Oruç Tutmanın Yasak Olduğu Günler

Şaban ayında hangi günler oruç tutulur? Şaban ayında oruç tutmanın yasak olduğu günler ile ilgili hadisler.

Şaban ayının 15’inden sonra Ramazan’ı karşılamak için oruç tutmanın yasaklanması, ancak Şaban’ı bütünüyle oruçlu geçirenin veya pazartesi-perşembe günleri gibi belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimsenin tutabileceği ile ilgili hadisler.

1. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan'ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun." (Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 7, 11; Tirmizî, Savm 2, 4, 38; Nesâî, Sıyâm 13, 31, 32, 38; İbni Mâce, Sıyâm 5)

2. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ramazan'dan ( bir-iki gün) önce oruç tutmayınız. Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız; Şevvâl hilâlini gördüğünüzde oruca son veriniz. Hilâli görmenize bulut mani olacak olursa, günü otuza tamamlayınız." (Tirmizî, Savm 5. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 13)

3. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Şâban'ın ikinci yarısında oruç tutmayınız." (Tirmizî, Savm 37. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 13.)

4. Ebü'l-Yakzân Ammâr İbni Yâsir radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

 Ramazandan olup olmadığı belli olmayan günde (yevmü'ş-şek) oruç tutan kişi, Ebü'l-Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem'e isyân etmiş olur. (Ebû Dâvûd, Savm 10; Tirmizî, Savm 3. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 3)

ŞABAN AYI ORUCU

Ramazân-ı şerîfi karşılamak maksadıyla, Şâban ayının son yarısında ve özellikle Ramazan'dan bir-iki gün önce oruç tutmayı yasaklayan bu dört hadis, Ramazan orucuna başlamayı -tâbir câizse- garanti altına almayı, farz orucu nâfilelerle karıştırmamayı hedeflemektedir. Bu hadisler asıl faziletin, nâfileyi nâfile olarak, farzı da farz olarak uygulamakla elde edileceği fikrini pekiştirmektedir. Şimdi bu dört hadisi tek tek ve birbirleriyle ilgileri açısından ele alalım.

Birinci hadiste, Peygamber Efendimiz, ramazanı karşılamak maksadıyla bir-iki gün öncesinden nâfile oruç tutulmasını yasaklıyor. Bu yasağın tek istisnası, her ayın belli günlerinde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimsedir. Böyle birinin oruç tuttuğu gün, Ramazan'dan önceki bir-iki güne denk gelmişse, o kişinin, alışkanlığını bozmamak için o gün oruç tutmasına müsaade edilmektedir. Çünkü aslolan, başlanmış olan ibadetlerin sürdürülmesidir. Böyle bir âdeti olmayanlar için nâfile mi Ramazan orucu mu karışıklığı söz konusu olur. Ayrıca farz olan Ramazan orucuna tam zamanında dinç olarak başlanabilmesi için "Ramazan'ı karşılama" niyetiyle de olsa, bir-iki gün öncesinden oruç tutulması, hadisin ifadesiyle söyleyecek olursak, "Ramazan'ın önüne geçilmesi" uygun görülmemiştir. Bunun sebebi, geçmiş bazı ümmetlerin düştüğü hataya düşülmesini önlemektir. Çünkü onlar, farz olan oruç günlerini, kendi ilâveleriyle artırmışlar sonra da emredilmiş olan farzı bile yerine getirmemişlerdir. Hadisimizin getirdiği yasak, bu tür bir aşırılığa düşülmemesi için  köklü bir tedbirdir.

İkinci hadiste bu durum daha açık ve net ifadelerle ortaya konmakta, Ramazan'dan önce "Belki ramazan ayı girmiştir" gibi bir düşünce ile de olsa, oruç tutulması yasaklanmaktadır. "İhtiyat" ya da "tedbir" gibi gözüken, fakat "şüphe"ye dayalı olan bu tür hareketlere girilmesi hoş karşılanmamaktadır. Ramazan orucuna Ramazan ayının hilâli görülünce başlanması, Şevval ayı hilâli görülünce de oruca son verilmesi, kesin bir ifade ile anlatılmaktadır. Geriye tek bir ihtimal kalmaktadır. O da Ramazan'dan önceki gün hava bulutlu olur da hilâli gözetlemek ve görmek mümkün olmazsa ne yapılacaktır? Onun da cevabı çok açıktır. Kamerî ayların en fazla otuz gün oldukları dikkate alınarak, Şâban ayı otuza tamamlanır, sonraki gün hilâli hâlâ görmek mümkün olmasa bile, artık Ramazan orucuna başlanır. Aynı şekilde Şevval hilâli de havanın kapalı oluşu sebebiyle görülemeyecek olursa, bu defa da Ramazan ayı otuza tamamlanır ve sonraki gün bayram edilir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ifade buyurdukları bu çözüm, hem pek tabii ve kolay hem de son derece gerçekçidir. İhtiyata en uygun, her zaman ve her yörede geçerli  bir çözümdür.

Her iki hadîs-i şerîfte de Ramazan ayının girmiş olduğu  kanaatine kesinlikle varıldıktan sonra Ramazan orucuna başlanması gerektiği üzerinde ısrarla durulmakta ve bunun yolu gösterilmektedir.

Üçüncü hadis, bu durumu biraz daha sağlama almakta, Şâban ayının son yarısına gelindiğinde nâfile oruç tutulmamasını emretmektedir. Hiç şüphesiz bu yasak, belli günlerde nâfile oruç tutma alışkanlığı olmayanlar ve üç ayları oruçlu geçirmeyenler içindir. Şâban ayının son on beş gününe kadar oruç tutmayan, tam Ramazan'a yaklaşıldığı bir dönemde oruç tutmak isteyenlere yönelik bir kısıtlamadır. Çünkü Ramazan'a, güçlü ve istekli bir şekilde ve Ramazan olduğu kesinlikle bilinerek başlanması daha uygundur.

Dördüncü hadis, her ne kadar, Ammâr İbni Yâsir'in görüşünü yansıtıyor gibiyse de bu hadiste, "Ramazan'dan olup olmadığı bilinmeyen günde oruç tutan kişinin Hz. Peygamber'e isyan etmiş olacağı" hükmünü vermek, ictihadla ulaşılabilecek bir sonuç değildir. Bu sebeple hadis, hadis usulü ölçülerine göre "hükmen merfû'"dur. Yani Hz. Peygamber'den öğrenilmiş bir hükmü bize ulaştırmaktadır. Yevm-i şek denilen, ramazanın ilk günü mü yoksa Şâban'ın son günü mü olduğu kesin olarak bilinemeyen günde oruç tutmanın, üçüncü hadisteki "Şâban ayının son yarısında nâfile oruç tutmamak" tavsiyesine karşı çıkmak olacağı için Hz. Peygamber'e isyan etmek anlamına gelmektedir. "Ne olur ne olmaz, ben tutayım" demek, doğru değildir. Yapılacak iş, şâban ayını otuza tamamlayıp sonraki günü Ramazan olarak değerlendirmekten ibarettir. Şüphe ile ibadet olmaz. Hele, ibadetlerimizi kendisinin beyanları doğrultusunda yapmakla yükümlü olduğumuz Sevgili Peygamberimiz'in açık tâlimatı varken, kendiliğimizden bazı uygulamalara girmemiz aslâ doğru değildir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Allah rızâsı için nâfile olarak tutulacak oruç ile farz olan Ramazan orucu birbirine karıştırılmamalıdır.
  2. Pazartesi, perşembe veya her ayın belli bazı günlerinde oruç tutma alışkanlığı olmayan kimselerin, durup durup da Ramazan'dan bir-iki gün önce Ramazan'ı karşılıyorum diye oruç tutmaya kalkmaları yasaklanmıştır.
  3. Belli zamanlarda nâfile oruç tutma alışkanlığı olanlar Ramazan'dan önceki güne rastlasa da o alışkanlıklarını sürdürebilirler.
  4. Yevm-i şekte oruç tutmamak gerekir.
  5. Şâban ayında oruç tutmanın fazileti, ikinci yarısında oruç tutmamak kaydıyla düşünülmelidir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Şaban Ayının Önemi, Anlamı ve Fazileti Nedir?

Şaban Ayında Neler Yapılır?

Şaban Ayında Yapılacak İbadetler

PAYLAŞ:                

Şaban ayı 13, 14, 15. gün orucunun sevabı nedir? Şaban ayı 13, 14, 15. günü ne zaman 2023?

Mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban ayı Şubat'ın 21'inde başladı. Şaban ayının 13, 14 ve 15. gününde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. Bu günler Eyyam-ı Biyd olarak bilinmektedir. Şaban ayının 15. gecesi aynı zamanda Berat Kandilidir. Peki Şaban ayı 13, 14, 15. günü ne zaman 2023? Şaban ayı 13, 14, 15. gün orucunun sevabı nedir? İşte Peygamber efendimizin (S.A.V) bu ayda oruç tutmakla ilgili Hadisleri

ŞABAN AYININ 13, 14, 15. GÜNÜ NE ZAMAN?

Şaban ayının 13. günü: 5 Mart Pazar

Şaban ayının 14. günü: 6 Mart Pazartesi

Şaban ayının 15. günü: 7 Mart Salı

ŞABAN AYI 13, 14, 15. GÜN ORUCUNUN SEVABI NEDİR?

Şaban ayı Recep ayından sonra ve Ramazan'dan bir önceki aydır. Mübarek Ramazan ayının habercisi olarak bilinir. Şaban ayının 13, 14 ve 15. günleri olan eyyam-ı bıyd–ı oruçlu geçirene ALLAH birinci güne on bin sene, ikinci ve üçüncü günde yüz bin senelik ecir verir.

Şaban ayının 15. gecesi aynı zamanda Berat Kandilidir.

Resûlullah (s.a.s.), her ayın bu günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiş (Ebû Dâvûd, Savm, 69; Tirmizî, Savm, 54) ve o günlerde oruç tutmanın senenin tüm günlerini oruçlu geçirmek gibi olduğunu belirtmiştir (İbn Mâce, Sıyâm, 29).

Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor:

"Şaban benim ayımdır." Ayrıca "Şaban günahları temizleyendir" (Keşfu'l-Hafa,2 / 9.)

Recep ve Şaban ayında tutulan oruçlar nafile oruçtur. Yani tutulursa sevabı çok ancak tutulmazsa herhangi bir günahı yoktur. Fakat hadisler ışığında Şaban ayında oruç tutmanın fazileti ve ecri büyüktür.

Şaban ayı orucunun faziletini açıklayan hadislerde Peygamberimiz (s.a.v) Şaban ayında oruç tutmayı öğütlemiştir.

Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur'ân ayı olan Ramazan'dan dolayı idi. Hz. Enes'in rivayetine göre, Peygamberimizden sual ederler:

"Ya Resulallah, Ramazan'dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?"

Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam,

"Ramazan'ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şâban'da tutulan oruçtur" cevabını verirler.

Peygamber efendimiz (S.A.V) şöyle buyururlar:

"Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim." (Nesai, Savm, 70.)

Allah Teala Hazretleri aylardan Receb, Şa'ban, Ramazan ve Muharrem aylarını ihtiyar etmiş ve bunlardan da Şaban ayı Efdali Enbiya sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizin şehri olduğu için Şa'ban ayını faziletli kılmıştır. Şakkı Kamer Şaban ayında vuku bulmuştur.

ŞABAN AYINDA KAÇ GÜN ORUÇ TUTULUR?

Şaban ayında tutulması gereken oruçlarla ilgili bazı tavsiyeler bulunur. Şaban ayının 1. Günü, 13. Günü (Eyyam-ı Biyz Orucu), 14. Günü (Eyyam-ı Biyz Orucu), 15. Günü (Eyyam-ı Biyd Orucu) ve 30. Gününde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. Ayrıca Şaban ayının 1. Gecesi, 15. Gecesi ve 27. Gecesinin ibadetle geçirilmesi tavsiye edilmiştir.

Eyyâm-ı biyd (aydınlık günler) ayın en parlak olduğu hicrî ayların 13, 14 ve 15. geceleridir (Buhârî, Savm, 60). Ay bu gecelerde tam olarak göründüğü ve geceleri her zamankinden daha çok aydınlattığı için bu isim verilmiştir.

ŞABAN ORUCUNA NASIL NİYET EDİLİR?

Şaban ayı içerisinde oruç tutmak isteyen kişiler "Niyet ettim Allah rızası için yarınki nafile orucumu tutmaya" şeklinde niyet edebilir.

Şaban Ayı

İlâhî feyz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bu mübarek ay, mü'minler için en kârlı ve kazançlı fırsattır. Çünkü Şâban'ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur.(1)

Diğer vakitlerde kılınan bir rekât namazın sevabı on ise, Şaban ayında üç yüzden fazladır. Okunan her bir Kur'ân harfi için üç yüz cennet meyvesi vardır.

Yine bu ihsan ve bağış ayı olan günlerde amel defterimizin sevap hanesine kaydettirdiğimiz ibadetler, her an şeytan ve nefsin fırlattığı gaflet, vesvese ve şüphe oklarına birer kalkan vazifesi görerek gerçek huzurumuzun kaynağı olur. Çünkü farkında olmadan veya bir anlık gaflet sonunda işlediğimiz hatâ ve kusurların keffareti olabilecek hasenat ve iyilikler en bereketli şekilde bu günlerde elde edilmektedir. Ayrıca bu ibadetler ileride hücumuna maruz kalabileceğimiz günahlar için de bir siper hüviyetini taşır.

Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam diğer aylara göre bu ayda daha çok ibadet ve taatte bulunurlardı.

"Şaban benim ayımdır."

"Şaban günahları temizleyendir"(2)

buyurarak kadrini yüceltirdi.

Receb ayı geldiği zaman da şöyle buyururdu:

"Allah'ım, Receb ve Şaban (ayını) bize mübarek ve bereketli kıl."(3)

Böylece dua ve niyazlarında bu ayların kudsiyetini dile getirmişlerdir.

Peygamberimiz (asm) in Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur'ân ayı olan Ramazan'dan dolayı idi. Hz. Enes'in rivayetine göre, Peygamberimiz'den sual ederler:

"Ya Resulallah, Ramazan'dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?"
Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam,
"Ramazan'ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şâban' da tutulan oruçtur." cevabını verirler.(4)

Basta Hz. Âişe (ra) Validemiz olmak üzere sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz (asm) bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa pazartesi ve perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı. Bu hususta Hz. Âişe (ra)'nin şöyle bir rivayeti vardır:

"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan'dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban'daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim"(5)

Hz. Âişe (ra) başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler:

"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu:

"Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir."(6)

Yine Hz. Âişe (ra), İbni Mâce'de geçen başka bir rivayetinde de,

"O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban'ı Ramazan'la birleştirirdi."(7)

diyerek Peygamberimiz (asm)'in bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.

Bu iki rivayetten hadis âlimleri, Peygamberimiz (asm)'in bazı seneler Şâban'ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen "tamamı" mânâsına gelen "küll" kelimesi Arapça'da çoğunluk mânâsında kullanılırdı.

Bir kimse bir ayın çok günlerini oruçlu geçirirse, tamamını oruçlu geçirdiği ifadesi yer alırdı. Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır.

Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imâni ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar, "Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz." diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şâban'da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır.

Bu hususa Peygamberimiz (asm), Hz. Üsame bin Zeyd'in suâli üzerine işaret etmektedir. Hz. Üsame sorar:

"Yâ Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim."

Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar:

"Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Alemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim."(8)

Bu mübarek günleri değerlendirerek gün ve gecelerimizi manevî yönden daha çok bereketli kılarsak, bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmiş oluruz. Bu aylarda tutulan oruç farz ve vacip olmayıp sadece sünnettir. Peygamberimiz (asm)'e uyarak sevap ve mükâfatına nail olmak için oruç tutmaya gayret ederiz.

Cenab-ı Hak bizleri Şaban ayının nurundan ve feyzinden en azami mertebede istifade eden kullarından eylesin. Amin.

Kaynaklar

1) Şualar, s. 416.
2) Keşfü'l Hafâ. II/9.
3) Müsned, I/259.
4) Tirmizı, Zekât: 28.
5) Buhari, Savm: 51.
6) Müslim. Sıyam: 177.
7) İbni Mâce, Savm: 4.
8) Nesei, Savm: 70.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir