abdullah gül 6 filo / Abdullah Gül'ün çok ilginç Deniz Gezmiş anısı - TGRT Haber

Abdullah Gül 6 Filo

abdullah gül 6 filo

Millî Türk Talebe Birliği ()

Başlığın diğer anlamları için Millî Türk Talebe Birliği () sayfasına bakınız.

Millî Türk Talebe Birliği (kısaca MTTB), faaliyet gösterdiği dönemlerde birbirine zıt sağ veya sol ideolojileri benimsemiş bir öğrenci birliği. yılında izinsiz düzenlemiş olduğu "Hatay'ın ilhakını destek mitingi" nedeniyle 22 Kasım tarihinde kapatılan MTTB, yılında on yıllık bir aradan sonra Edebiyat Derneği Başkanı Reha Köseoğlu, Hukuk Derneği Başkanı Tahsin Atakan, Tıp Derneği Başkanı Rehai İslam tarafından, merkezi İstanbul'da olmak üzere, Türk Talebe Birliği adıyla tekrar kuruldu. Bu tarihten 'e kadar pek çok farklı görüşü içerisinde barındıran bir öğrenci hareketi olan MTTB 12 Eylül Darbesi sonrasında diğer tüm sivil toplum kuruluşları gibi kapatıldı.

yılında kurulan MTTB, yılına kadar Türkçü, milliyetçi ve Atatürkçü görüşleri temsil etmiştir. Çok partili siyaset ile, yılından yılına kadar Atatürkçü-milliyetçi çizgisini devam ettiren birlik, yılları arasında yer yer sol görüşlere de eğilim göstermiştir. ’tan kapatıldığı yılına kadar ise siyasal İslamcı bir kimliğe sahip olmuştur.

27 Mart tarihinde Talebe Birliği Federasyonu adı ile yeniden kurulan MTTB hâlen faaliyetlerini devam ettirmektedir.

Birlik, Milli Gençlik, Çatı gibi dergiler; MTTB'ye ait yayın organlarıdır.[1]

Tarihi[değiştir

yılların sonunda Abdullah Gül ve Deniz Gezmiş&#;in yollarının kesiştiği biliyor musunuz ? Hem de çok ilginç bir şekilde gelin birlikte inceleyelim.

&#;lı yılların sonları, İstanbul Üniversitesin&#;de, Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü öğrenci lideriydi,  İktisat Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü Milli Türk Talebe Birliği üyesiydi. Yıl Temmuz ayın da Amerikan 6. filosu İstanbul Boğazındaydı, Amerikan savaş gemileri İstanbul Boğazı açıklarına demir atmış, Amerikan askerleri İstanbul Sokakların da cirit atıyordu, Amerikan Askerlerinin sorunsuz bir şekilde eğlenebilmesi için Türk Polisinin aldığı aşırı önlemler solcu grupların çok büyük tepkisini çekiyordu. Solcu gruplar &#;6. Filo Defol&#; eylemleri yapıyordu ortam iyice gerilmişti.

Solcu öğrenci grubun lideri Deniz Gezmiş&#;ti. Sağ görüşlü grup ise &#;6. Filo Defol&#; mitinglerine karşı çıkıyordu. İki grup arasında sürekli kavgalar meydana geliyordu. Bir gün &#;Deniz Gezmiş&#; ve &#;Abdullah Gül&#;ün&#; içerisin de bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi. İki grup tahmin edilebileceği gibi kavgaya tutuştu iki grubun görüşleri, fikirleri değil yumruklar konuştu bazen de silahlar. Kavganın ertesi günü Deniz Gezmiş ve arkadaşları içlerinde sonra ki yıllar da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olacak olan Abdullah Gül&#;ün de resminin içinde bulunduğu ilanı İstanbul Üniversitesi&#;ne astı ve altına da not ekledi &#;Faşistler Giremez&#;  Abdullah Gül o ilandan sonra okuluna 6 ay ara vermek zorunda kaldı. Aradan yıllar geçtiğin de ise sol görüşlü öğrenciler bir bir yok oldu kimi suikastlere kurban gitti, kimileri Deniz Gezmiş gibi asıldı bazıları ise eylemlerden dolayı onlarca yıl hapis yattı büyük bir kısmı ise köşesine çekildi. Milli Türk Talebe Birliği üyesi öğrencileri arasından ise Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı&#;na kadar yükseldi Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri. Hepsi önemli yerlere geldi.. İlerleyen yıllar da ülke bu isimlere emanet edildi.

Tags: deniz gezmiş abdullah gül

kaynağı değiştir]

Kapatıldıktan 10 yıl sonra, 5 Şubat yılında bir grup genç bir araya gelerek MTTB'yi tekrar Talebe Birliği adı altında kurmuştur. Daha sonra Bakanlar Kurulu kararı ile yılında Milli Türk Talebe Birliği adını tekrar almıştır.[5] MTTB’nin yeniden kurulmasıyla başlayan bu dönem de kendi içinde 2 ayrı devre olarak düşünülebilir: yılları arasında sol cereyanların etkisinde bir MTTB, arasında ise milliyetçi ve muhafazakâr bir MTTB.

III. devre ()[değiştir

Kanlı Pazar: Emperyalizmin fedailerinin kirli tarihi

ABD’nin 6. Filo’sunu İstanbul’a demirlemesini protesto etmek için 16 Şubat Pazar günü Taksim Meydanı’nda toplanan devrimci gençlik, bir katliamın hedefi oldu. Kanlı Pazar olarak akıllara kazınan bu gün; yükselmekte olan devrimci ve anti-emperyalist mücadeleyi bastırmak üzere, Komünizmle Mücadele Derneğinin ve Milli Türk Talebe Birliğinin (MTTB) düzenlediği, sonucunda iki devrimcinin hayatını kaybettiği, yüzlercesinin ise yaralandığı, 60’lı yıllarda karşı devrimin en çok iz bırakan katliamıdır.

Katliamın arka planı: Devrimin ve karşı devrimin yükselişi

Türkiye’de ’lı yıllarda devrimci hareketin anti-emperyalist karakteri, bu mücadelede önemli bir sembol haline gelmiş 6. Filo eylemlerinde kendini göstermiştir. Haziranı’nda 6. Filo karşıtı ilk eylemler düzenlenmiş; aynı yılın Ekim ayında, Amerikan donanmasına ait 6. Filo’nun İstanbul’a tekrar demirlemesi üzerine yapılan kitlesel bir miting sonucunda tek bir Amerikan askeri karaya adım dahi atamamıştı. Kasım ayında Kıbrıs mitinginde Amerikan bayrakları yakıldı. yılına gelindiğinde ise dünyadaki gençlik mücadelesinin de kitleselleşmesi ve 68’deki devrimci dalganın da itkisiyle Temmuz ayında 6. Filo’nun askerleri bu sefer denize dökülmüş, 6. Filo İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalmıştı. Kasım ayında Türkiye’ye ABD büyükelçisi olarak atanan “Vietnam Kasabı” lakaplı Robert Komer’in gelişi protestolarla karşılanmıştı. Bu protestolardan en önemlisi ise yılının Ocak ayında Komer’in arabasının ODTÜ ziyareti sırasında devrimci öğrenciler tarafından yakılması oldu.

60’lı yıllardaki bu devrimci yükseliş ve gençliğin gitgide radikalleşen, kitleselleşen ve büyüyen anti-emperyalist mücadelesi karşısında karşı devrim de örgütleniyor, gericilik boy gösteriyordu. MTTB ve Komünizmle Mücadele Derneği gibi örgütlerde faşist, siyasal islamcı gruplar faaliyetlerini arttırıyordu.

Şubatı’nda 6. Filo’nun tekrardan İstanbul’a “ziyaretiyle” birlikte devrimci gençliğin 16 Şubat’ta “Emperyalizme ve Sömürüye Son” mitingi düzenlemeye karar vermesi üzerine, karşı devrim güçleri harekete geçiyordu. 14 Şubat günü Komünizmle Mücadele Derneği, Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet Partisi tarafından “Bayrağa Saygı” mitingi düzenlendi. Mitingin yapılma sebebi ise Dolmabahçe’ye demirlemiş olan 6. Filo’ya karşı eylemleri düzenlemek için İTÜ yurtlarında hazırlık yaparken polis tarafından öldürülen Vedat Demircioğlu’nun Beyazıt Kulesi’ne resminin asılmasıydı. Mitingde “Vedat Demircioğlu bayrağı” lanetleniyor, Komünizmle Mücadele Derneği başkanı İlhan Darendioğlu “Memlekete ihanet eden bu hainleri toprağa gömme zamanı gelmiştir.” diyerek emperyalizmin işbirlikçiliği rolünü sahipleniyor, Pazar günü yapılacak miting için katliam çağrısı yapıyordu. 16 Şubat günü Mehmet Şevket Eygi Bugün gazetesinde “Cihada hazır olunuz” başlığıyla yayınladığı yazıda “Müslümanlar ile kızıl kâfirler arasında topyekûn savaş kaçınılmaz hale gelmiştir.” diyerek mitinge savaş çağrısında bulunuyordu.

İşte, Kanlı Pazar’a böyle bir tarihsel süreç içinde gidildi: Devrimin ve karşı devrimin yükselişi.

Sahte anti-emperyalizmin gerçek yüzü

16 Şubat Pazar günü miting için alana giren devrimci öğrencilere gericiler Taksim Meydanı’nda saldırmış, iki kişiyi öldürmüş, kişiyi ise yaralamıştı. Bu sırada alanda bulunan polisler, en küçük bir müdahalede bulunmadıkları gibi gericilere silahlar temin ediyorlar, katliama destek oluyorlardı. Katliamın ertesinde Genç Sinemacılar Grubu’nun bütün olayı filme almasına rağmen filmin gösterimi dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından engellendi, mecliste ise konusu adeta geçiştirildi. Nitekim filmde polisin ve devletin üstlendiği rol, her şey apaçık ortadaydı.

Kanlı Pazar katliamı, bugün de iktidarın, burjuva muhalefetinin hamasi nutuklardan öteye geçemeyen anti-emperyalist söylemlerinin, dış güçlere karşı vatan savunması edebiyatının gerçek yüzüdür, kirli tarihleridir. Nitekim katliamın örgütleyicilerinden olan MTTB’nin içerisinde bir dönem yer almış Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş gibi isimler, o gün olduğu gibi bugün de emperyalizme hizmet etmeye devam ediyorlar. Yani tablo dün de bugün de aynıdır; söz konusu emperyalizme hizmet olduğunda, iktidar ve burjuva muhalefeti tarafından atılan hamasi nutuklar bir tarafta kalır, öbür tarafta ise apaçık gerçekler.

Doğru yol 68’in anti-emperyalist devrimci gençliğinin yolu

Emperyalizmin işbirlikçilerine karşı, devrimci ve anti-emperyalist bir çizgide mücadele etmeden, Kanlı Pazar’ın da, diğer bütün karşı devrimci katliamların da, karşı devrimci çetelerin de hesabı sorulamaz. Bunu vurguluyoruz, çünkü bugünlerde, bu karşı devrimci kampla anlaşmaktan, uzlaşmaktan, ittifak yapmaktan bahsediliyor. Yeri geliyor Davutoğlu’nun kuracağı parti ile matematik hesapları yapılıyor, yeri geliyor Abdullah Gül ile anlaşmaya hazır burjuva muhalefeti ile ittifak yapılıyor. Bu kampla yapılan ittifak, MTTB’yle, Komünizmle Mücadele Derneğiyle, emperyalist işbirlikçilerle ve emperyalizmle yapılan ittifak anlamına gelmektedir.

Oysa devir, emperyalizmin suç ortaklarından hesap sorma, 68 devrimci gençliğinin anti-emperyalist mücadele bayrağını tekrardan yükseltme devridir. Devir, emperyalizme ve emperyalizmin fedailerine karşı mücadele etme devridir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat tarihli sayısında yayınlanmıştır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.