acımak kitabı konusu / Acımak (roman) - Vikipedi

Acımak Kitabı Konusu

acımak kitabı konusu

Acımak - Kitap &#;zeti Oku, Konusu, Karakterleri Ve Sayfa Sayısı

Haberin Devamı

 Zehra öğretmenin çalıştığı kuruma bir gün babasının ölüm döşeğinde olduğu ile ilgili haber gelir. Zehra babasının yanına gitmek ve görmek istemez hatta öyle bir babası olmadığını zaten onun için çoktan ölmüş olduğunu ifade eder. Ancak mektebin müdürü Tevfik Hayri Bey ile Müdür Vekili Şerif Hayri Bey Zehra’yı babasını görmeye gitmesi için ikna ederler.

 Zehra babasının yanına giderken tüm yol boyunca ailesine ve kendisine yaptıklarını düşünür. Zehra İstanbul’a vardığında artık çok geçtir. Babası Zehra’yı sayıklayarak vefat etmiştir. Zehra’ya babasının sandığının anahtarını verirler. Sandıkta babasının günlüğünü bulan Zehra günlükte yazılanları okuduğunda annesi Meveddet Hanım ve annesi Makbule Hanım’ın yaptığı kötülükleri ve aslında babasının hiçbir suçu olmadığını öğrenir.

 Hayatı boyunca tüm bildiklerinin yalan olduğunu öğrenen Zehra’nın başından aşağıya adeta kaynar sular dökülür. Öğrendiklerinden sonra Zehra babasına karşı empati kurmaya başlar ancak artık her şey için çok geçtir. Babasının ölüsüne sarılarak uzun uzun ağlar ve babasını sevmediği için pişman olur.

Acımak – Kitap Karakterleri ve Sayfa Sayısı

Haberin Devamı

 Acımak romanı sayfadan oluşmaktadır.

 Zehra: Mesleğine aşık ancak babası yüzünden acıma duygusundan yoksun olan romanın ana karakteri.

 Mürşit Efendi: Zehra’nın hakkındaki gerçekler çok geç ortaya çıkan babası

 Tevfik Hayri Bey: Zehra’yı seven ve destekleyen yöneticisi.

 Meveddet Hanım: Zehra’nın para düşkünü annesi

 Makbule Hanım: Zehra’nın kötü kalpli anneannesi

Kitap Adı : Acımak
Kitabın Yazarı : Reşat Nuri Güntekin
Yayımevi ve Adres : İnkılap Yayınevi İstanbul.
Basım Yılı : Baskı

1. KİTABIN KONUSU :
Acımak'ta, görevine bağlılığı ile tanınmış bir İlkokul başöğretmeni zehra hanımın trajik serüveni dile getiriliyor. Temizlik, fedakarlık, fedakarlık hastalığı onda insanlığın en değerli yeteneğini öldürmüştür: Acımak Yeteneğini. Duygusal, geniş ruhlu bir kadın, güzel, doğru, temiz şeyleri çılgınca seviyor. Ama zaafa, düşkünlüğe ve çirkinliğe acımıyor. Yapılmış bir kötülük için hiç bir gerekçe tanımıyor ve acımadan söküp atıveriyor. Bütün insanları etkilemiş güzel bir duygunun romanı.

2. ROMANIN ÖZETİ

Zehra çok çalış, disiplinli, verdiği kararların arkasında duran bir öğretmendir. Bulunduğu okulda bir çok yenilik yapmış ve okuldaki uygun olmayan, güzel olmayan bir çok şeyi değiştirmiştir. Kırık dökük halde bulunan okulu kendi onarmaya kalkmıştır. Öğrencilerin elbiseleriyle, saçlarıyla usanmadan ilgilenmiştir ve onların ikinci anneleri olmuştur.
Ama onun bir tek kusuru aucıma duygusunun olmamasıdır. Zaafa, düşkünlüğe, çirkinliğe acımamaktadır. Bu özelliklerinden dolayı maarif müdürü onun mebus Şerif Halil beyle tanıştırmak istemiştir. Tabiki mebusunda asıl amacı Zehra'ya babasının hasta olduğunu söylemektir. İkisi birlikte Zehra'nın okuluna giderler. İlk olarak onunla okul öğrencileri hakkında konuşurlar. Zehra çalışkan öğrencilerinden bahsederken gözlerinin içi güler. Ama tembel, zayıf öğrencilerden bahsederken çehresi değişir ve sanki zanlı bir kişiden bahsediyormuş gibi davranır. Bu konu hakkında maarif müdürü ve mebusla saatlerce tartışır ama bir türlü bu fikrinden vazgeçmez. Bu konuyu tartışırken maarif müdürü çok güzel bir örnek verir. Zehra'ya bu örneği anlatır. Küçük bir kızın hırsızlık ile suçlanmasını söyler. Zehra hemen araya girer ve müdahale eder. Evet o bir hırsızdı diye bağırmaya başlar ve onu savunmalarını istemez. Maarif müdürü ise konuyu açar. Bu kızın aslında hırsız olmadığını sadece hırsızların şu evin kapısı önünde dur birisi gelince haber ver diye para karşılığında kandırırlar. O da inanır, olay esnasında bekçiye yakalanır. Daha sonra polise teslim edilir. Polis onu konuşturmaya çalışır ama bir türlü konuşmaz. Zehraya gülerek eğer gerçekten hırsız olsaydı onların ismini vermezmiydi der ve devam eder. Polis ona aldığı paranın iki katını teklif eder ve kız yine almaz. Bu kız hırsızmıydı diyerek Zehra'yla dalga geçerler. Zehra olayı kapatır bir daha o olay üzerine konuşmak istemez.

Laf Zehra'nın babasına gelir. Ama o konuşmak istemez. Babasının hasta olduğunu söylerler fakat zehra babası görmeye gitmek istemez. En sonunda maarif müdürünün ısrarı ile babasını görmeyi kabul eder ve İstanbul'un
yolunu tutar. O akşam tren yolculuğuna başlar.

Her gözlerini kapatışında çocukluğunda başından geçen olayları hatırlar. Babasının eve nasıl sarhoş geldiğini, ablasına çektirdiği işkenceleri bir bir gözlerinin önünden geçirir. Her seferinde babasına olan kini bir kat daha artar. Nihayet tren yolculuğu bitmiş ve babasının bulunduğu eve gitmiştir. Evde sessizlik hakimdir. Onu yaşlı bir adam ile kadın karşılar. Zehra evde insanlarla konuşurken gayet sakin görünmektedir. Hatta neşeli denilecek tavırlar sergiler. Bu hareketlerini herkes yol yorgunluğuna verirler. Daha sonra Zehra'ya babasından kalan bir sandık olduğunu ve onu açıp bakmasını söylerler. Daha sonra zehra sandığı açar ve içinden bir günlük çıkar. Günlüğü okumaya başlar. Günlüğün ilk sayfalarında babasının daha yeni memur çıktığını ve bunun için ne kadar bahtiyar olduğundan bahseder. İçinde olan çalışma azmi, namus, şeref duygularından bahseder ve sayfalar ilerledikçe ilk tayin yerinde babasının iş yaşamından bahsedilir.

Babasının görevinin ilk yıllarında çok çalıştığını hatta masasının üstüne bir takım yapması gereken şeyleri yazdığı anlatır. Bunlar göreve bağlılık, rüşvet almamak gerektiğidir. Birgün babası evlenmeye karar verir ve bir kızla evlenir bu kızın annesi duldur. O da onlarla kalıseafoodplus.info'nın babası yani Mürşit bey sürekli onların ne kadar iyi mükemmel insan olduklarından bahseder aslında bilmediği bir şey vardır. Bu insanlar onu gün geçtikçe batağa sürüklerler. İş yerinde insanlarla tartışmaya başlar kavga eder, sebebi ise önceden onların işlerini yaparken artık yapmamasıdır. Kaynanası onun içini dışını çok iyi bildiği için onu kandırmasınıda iyi bilir. Oğlum bence hiç gereği yok ama bilmem kimin kızının şöyle elbisesi var kızımda genç oda ister ama sen alma der. Tabi bu lafı duyunca Mürşit hemen gider aynı elbiseden alır. Mürşit efendi çok borçlanmıştır. Borç batağının içine girerler.

Birgün kaynanası Mürşit'i İstanbul'a gitmek için kandırır. Orada yaşayalım orası bizim memleketimiz vs. laflar söyler. Oda hemen tayinini oraya çıkarttırmak için girişimlerde bulunur. Bir arkadaşı ona yardım edeceğini ama kaynanası ve karısının çok kötü insanlar olduğunu kaynanasının kocasını dertten öldürdüğünü söyler ve onuda borç batağına soktuklarını ve eğer İstanbul'a giderlerse daha kötü şeylerin onları beklediğini söyler, hem pahalılık olsun hemde başka konular olsun.

Sonunda İstanbul'a giderler ve epeyce bir zaman geçtikten sonra onların yaşantılarına, eğlenceli hayatlarına para yetiştiremez. Sonunda Mürşit bey artık ayyaş, hırsız bir adam olduğunu kızlarının onu hiç sevmediğini ve işsiz olduğundan bahseder ve artık onların iç yüzünü öğrenmiştir. Onlarla onun arkasından değil yüzüne karşı hakaretlere, fesatlıklarda bulunmaya başlamışlardır. Aile içi huzur gibi kavramlar kalmamıştır.

Kaynanası ve karısı onu kızlarına çok kötü bir insan olarak tanıtmışlardır. Kızları ondan nefret etmektedirler. Birgün sokakta sefil bir şekilde dururken Mürşit'i görür ve sohbet ederler. Mürşit'e yardım etmek istediğini söyler. O da Zehra ismindeki kızını yatılı bir okula aldırmasını söyler. Ve artık zehra bu insanlardan arınmıştır. Okulda okumaya başlamıştır.

Günlük bu şekilde biter. Zehra aslında babasının ne kadar iyi bir insan olduğunu öğrendiği için babasının ölüsünün yanına gider, feryatlarla ağlamaya başlar. Zehra bir kaç gün sonra mektebine döner. Artık hiçbir eksiği kalmamıştır. Acımayı öğrenmiştir.

3. ANA FİKİR

Romandan anlaşılacağı gibi insanların birbirlerini etkilediklerini, özelliklikle hayat arkadaşlarını yani eşlerini başarıda, başarısızlıkta çok önemli bir faktör olduklarını bunun içinde doğru insanları kendimize seçmemizi ve insanlara yargısız infaz yapmadan yapılanların sebebini, nedenini, o kişinin içinde bulunduğu durumu öğrenmemiz gerektiğini yani acımak duygusunun doğru zaman ve yerlerde ortaya çıkarmamız gerektiğini vurgulamaktadır.

4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Maarif Müdürü: Zehraya bir çok konuda akıl veren ve onun babasının yanına gitmesini sağlayan babacan bir müdürdür.

Mebus Şerif Halil: Zehraya babasının hasta haberini getiren şahıstır.

Zehra: Görevine bağlılığıyla tanınmış, dürüst, çalışkan, başarı hayranı, zaaflık düşmanı bir kadın öğretmendir.

Mürşit: İyi bir memurken, eşinin ve kayınvalidesinin fesatlıklarıyla kötü durumlara düşen bir adamdır.

Necip: Mürşit'e iş verip onu karısıyla aldatan kişidir.

Makbule: Mürşit'in kayınvalidesidir. Onu kötü durumlara düşüren asıl kişidir.

Meveddet: Mürşit'in karısıdır. Sürekli ağlayarak, yakınarak Mürşit'i kandıran kötü bir kadındır.

Tahsin Efendi: Mürşit'e sürekli nasihatlar veren, karısının ve kayınvalidesinin işe yaramaz insanlar olduğunu söyleyen maarif baş katibidir.

5. KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER

Acımak isimli kitap insanı kendisine hapseden, hayatın kesitlerinden örnekler alarak insanları bilinçlendirmeye çalışan ve okuyanı hayranlığa düşüren mükemmel bir eserdir. Bu kitaptan yaşamaya dair birçok ders alınabilir. Benim bu zamana kadar okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesidir diyebilirim. Herkesin okumasını tavsiye ederim.

6. YAZAR HAKKINDA BİLGİ

'da İstanbul'da doğdu. Edebiyat Fakültesini bitirdi. Liselerde öğretmenlik, Müdürlük, Milli Eğitim Müfettişliği, Paris Kültür Ataşeliği yaptı. UNESCO'da Türkiye'yi temsil etti. Romanları hikayeleri,tiyatro eserlerinin yanısıra çeşitli çevirileri de vardır'de emekli olduktan sonra İstanbul Şehir Tiyatroları Edebi Kurul üyeliğine seçildi. Kanser tedavisi için gittiği Londra'da öldü.

Önemli Yapıtları: Roman: Gizli El, Damga, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Ateş Gecesi, Değirmen, Harabelerin Çiçeği, Kavak Yelleri, Son Sığınak. Öykü: Gençlik ve Güzellik, Eski Ahbap, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler. Oyun: Hançer, Ümidin Güneşi, Gazeteci Düşman, Şemsiye Hırsızı, İhtiyar Serseri, Bir köy Hocası, Yaprak Dökümü gibi eserler.

Acımak Kitabının Konusu Nedir, Karakterleri Kimlerdir? Acımak Kitap &#;zeti

Acımak Kitabının Konusu Nedir, Karakterleri Kimlerdir?

Reşat Nuri Güntekin eseri olan Acımak, trajik bir konuyu işlemektedir. Acımak tarihinde yayınlanarak büyük yankı uyandırmıştır. Acımak, çocukluk yaşlarında gördüğü işkencelere bağlı olarak acıma duygusunu yitirmiş bir öğretmenin öyküsüdür. Karakterleri;

- Mürşit,

- Maarif Müdürü,

- Zehra,

- Necip,

- Müveddet,

- Tahsin Efendi ve

- Makbule’dir.

Acımak, acıma duygusunu kaybetmiş bir öğretmenin babasının ölümünden sonra günlüğünü okuduktan sonra gerçekleri öğrenmesiyle devam eder. Babasının yaşadıklarını üzülerek öğrenen Zehra öğretmen, acıma duygusunu da yeniden kazanır. Karakterler arasında bulunan Maarif müdürü, Zehra öğretmenin babasıyla görüşmesi gerektiğini söyler. Uzun uğraş sonucu kabul ederek trenle baba evine yola çıkar.

Acımak Kitap Özeti

Acımak adlı kitabı Reşat Nuri Güntekin yazdı. Roman türünde yazılan kitabın konusu, ilkokul öğretmeni birinin acımasızlığını konu almaktadır. Etkileyici ve düşündürücü bir roman olan acımak, çocukluğunda yaşadıklarının izleriyle acıma duygusunu kaybetmiştir. Kitap, babasının ölümünden sonra günlüğünü okuyarak gerçekleri görmesi, babasının da büyük acılar çektiğini öğrenmesiyle sürer.

Düşkünlük ve zaafa tahammülü olmayan Zehra öğretmen, babasının yaşadıklarını öğrenir. Daha sonra mezarı başında ağlayarak yeniden acıma duygusunu kazanır. Acımak, adlı eserde Reşat Nuri Güntekin’ in yarattığı Zehra öğretmen, öğrencileri için hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan, ikinci anne denilebilecek özellikte biridir. Fakat acıma duygusundan yoksundur.

Zaafa, çirkinliklere tahammülü yoktur. Bu durumdan haberdar olan Maarif müdürü Zehra’yı Mebus Şerif Halil beyle tanıştırmak istemektedir. Tanışmanın devamında Zehra, çalışkan ve zeki çocuklarını övgüyle anlatır. Anlatırken gözleri gülerken, diğer öğrencileri andığında zanlıdan söz eder gibi olur. Tutumunun doğru olmadığı söylense dahi Zehra vazgeçmez.

Maarif müdürü ısrarla Zehra’nın babasını görmesi gerektiğini söyler. Israra dayanamayıp trenle babasını ziyarete gider. Yolculuk sırasında çocukluğunu hatırlar ve babasının sarhoş gelerek ablasına zulmettiğini anımsar. Nefret duygusu daha da büyür ve babasının ziyaretine gider. Fakat babasından bir sandık kaldığını öğrenir.

Sandığın içinden çıkan günlükte yeni iş hayatına girişi, çalışkanlığı ve yüksek enerjisi dikkatini çeker. Daha sonra tayin olduğu yerde rüşvet almaması ve çalışkanlığından söz edilir. Romanın devamında, Zehra günlüğün sayfalarını çevirdikçe okuru şaşkınlıklar içinde bırakır. Babası 2. Evliliğini yaptığı kadın ve annesiyle birlikte yaşamaya başlar.

Mürşit bey, kaynana ve karısı arasında yaşadıklarına bağlı olarak karakter değiştirir. Karısı ve kaynanasının savurganlığından kötü durumlara düşer. Bu ortamdan Zehra’yı kurtarmak için yatılı okula verir. Mürşit bey, kızını kötü insanlardan ancak bu şekilde koruyabilirdi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir