adalet idari yargı ders notları / Ders: İdari Yargılama Usulü Hukuku

Adalet Idari Yargı Ders Notları

adalet idari yargı ders notları

NURSENA EREN İdari Yargılama Hukuku GİRİŞ İdari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ayrı bir yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler tarafından çözümlenmesi sistemi Fransa’dan alınmıştır. İdarenin işlem ve eylemlerinin yargısal denetiminin ayrı kurallara ve yargısal denetime tabi olması idari rejim denilen sistemin bir gereğidir. İdarenin idari faaliyet ve işlemlerini özel hukukun uygulama alanı dışında tutarak, ayrı hukuk kurallarına tabi kılan, bu kuralları uygulayacak olan idari makamları adli makamlardan tamamen ayıran yönetim sistemine idari rejim denilmektedir. Bir ülkede HUKUK DEVLETİ niteliğinin söylenebilmesi için olmazsa olmaz şartlardan biri idareden hesap sorulabilmesidir. İdari Yargının amacı işte budur. Anayasa Mahkemesinin sayılı kararı ele alınarak idari yargı-adli yargı ayrımının 3 temel gerekçesini çıkarmak mümkündür: 1) İdari işlemlerin denetiminde uzmanlaşma zorunluluğu bulunmaktadır. 2) Özel hukukta bireyler arasında hak ve menfaat eşitliği ile irade hürriyeti bulunduğu kabul edilirken idare hukukunda idareye üstünlük tanınmasının doğurduğu ilke ve kurallar farklılaşması mevcuttur. 3) Adli yargıda hak ve nefaset kurallarına göre haksızlığın giderilmesi ve zararın tazmin edilmesi amaçlanırken; idari yargının amacı idareyi hukuk alanı içerinde kalmaya zorlamaktır. İki yargı düzeni arasında amaç farklılığı vardır. İdari Yargının varlık nedeni Anayasa hükümleridir. Nitekim anayasa mahkemesi kararlarında Anayasal düzenlemeye atıfta bulunulmaktadır. Yargıda iş bölümü ve uzmanlaşma zorunluluğu adli yargı düzeni içindeki mahkemelerde de mevcuttur. Bilindiği üzere adli yargı, HUKUK ve CEZA olarak ikiye ayrılmıştır. Hukuk mahkemeleri ve ceza mahkemeleri sulh, asliye, ağır ceza, iş mahkemesi, ticaret mahkemesi gibi uzmanlaşmaya ve işbölümüne dayalı ayrımlara tabii tutulmuştur. Bu sebeple idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların uzmanlaşmış idare mahkemeleri tarafından çözümlenmesi hukuk devleti ilkesinin uygulamaya geçirilmesine katkıda bulunacaktır. Asıl önemli olan nokta idari yargı mercilerinin bağımsız, hakimlik güvencesine sahip yargıçlardan oluşmasıdır. İdari yargının kamu hizmetinin gereklerini ve işleyişini bilmesi zorunluluğu, idareye yardımcı olma idarenin yargısı olma anlamına gelmemektedir. Aksine idare mahkemeleri insan hakları mahkemesi niteliği taşımaktadır. İdarenin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemektedirler. Yönetim görevinde bulunanların sık sık idari yargıdan şikayetçi oldukları göz önünde bulundurulursa idare mahkemelerinin idarenin yanında tarafında olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Anayasanın / / Maddeleriyle teminat altına alınan idari yargı hakimlerinin idareyi korumaları taraf tutmaları için hiçbir sebep bulunmamaktadır. İDARİ YARGININ GÖREV ALANI Hukuk düzenimizin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların, idari yargı mercilerinde çözümlenmesini benimsediği yukarıda belirtilmişti. Ancak bu ayrım mutlak şekilde uygulanmamaktadır. İdari yargının görev alanı belirlenirken temel olarak baktığımızda kanunları esas alıyoruz.  İdari Yargının Görev Alanının Belirlenmesinde Belirli Ölçütler: İdarenin Hangi Faaliyetinin idare hukuku alanına girdiğinin tespitinde, kamu gücü ve kamu hizmeti ölçütleri kullanılmıştır. Kamu Gücü ölçütüne göre, idarenin kamu gücü kullanarak yaptığı işlemler ve eylemler idare hukukunun konusuna girer. İdare tek yanlı, egemenliğin bir parçası olarak emretme gücü (kamu kudreti) kullanmaktadır, ilgililere bu tek yanlı iradesini gerektiğinde zorla kabul ettirmek yetkisine sahiptir. Kamu gücü kullanılarak yapılan işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargı mercilerinde çözümlenecektir. Kamu Hizmeti ölçütüne göre ise idare hukukunun uygulama alanı kamu hizmeti kavramıyla açıklanmaktadır. İdarenin kamu hizmeti görmek için yaptığı eylem ve işlemler idare hukukunun alanına girmektedir, dolayısıyla ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri de idari yargıdır. İki ölçütün birleştirilmesiyle idarenin kamu kudreti kullanarak yürüttüğü hizmetlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda çözümlenmesi kabul edilmektedir. Karma ölçüt olarak da adlandırılan bu görüş idarenin özel hukuku aşan özel hukukta rastlanamayacak yetkiler kullandığı işlem ve eylemlerinin denetiminin idari yargıya ait olduğuna işaret etmektedir. Bazı yargı kararlarında kamu gücü kavramı yerine idarenin idare hukuku alanındaki işlem ve eylemleri kamu hukuku usullerine göre yürütülen hizmetler; özel hukuku aşan yetkiler, kamu hukuku veya idare hukuku esaslarına dayanılarak tesis edilen işlemler gibi ifadeler kullanılmaktadır. Adli yargıda çözümlenilmesi istenilen idari uyuşmazlıklar açıkça belirtilmeli; yasada aksi yönde açık hüküm bulunmaması halinde idare makamlarının işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da idari yargı görevli olmalıdır.  Yasal Düzenlemeler: Ülkemizde idari yargı adli yargı ayrımının kabul edilmesine rağmen yasalarla bazı idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan davaların adli yargı mercileri tarafından görülmesi öngörülebilmektedir. Dolayısıyla uyuşmazlıkla ilgili YASAL DÜZENLEMELERE bakarak, idari yargının görevli olup olmadığına karar verilmelidir. Örneğin; Kamulaştırma kanunu, kamulaştırma işlemi dışında doğan diğer uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesini öngörmektedir. Anayasanın Maddesi idarenin eylem ve işlemi, hangi alanda olursa olsun, daha açık bir deyimle ister kamu hukuku, isterse özel hukuk alanına girsin bunlara karşı mutlaka yargı yolunun açık olacağını kesin kurala bağlamıştır. Anayasanın bu kuralla açık tuttuğu yargı yolunun kamu hukuku alanında idari yargı, özel hukuk alanında ise adli yargı olduğu bir açıklamayı gerektirmeyecek derecede belirgindir. Anayasanın Maddesinin 1. Fıkrasında; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır; maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkimler ve savcılar adli ve idari yargı hâkim ve savcıları olarak görev yaparlar.” Maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu görev ve yetkileri işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” maddesinin birinci fıkrasında da “Danıştay, idari mahkemelerce verilen kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunda gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.” Bu kurallara göre anayasada idari ve adli yargının ayrılığı kabul edilmiştir. Bu ayrım uyarınca 1- İdarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı denetimine tabi olacaktır. 2- Özel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı alanına tabi olacaktır. İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır derken hangi yargı düzeyinde olduğunu söylemiyor, hangi mahkemeler var yüksek mahkemeler olarak Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, yüksek mahkemeler arasındadır. Zaten yargı düzenini de belirlerken yüksek mahkemeler kastedilir. Dolayısıyla Yargıtay ve Danıştay biri adli yargının biri idari yargının en üst mahkemesi olarak ortaya çıktıklarını görüyoruz. İçtihat mercii olduklarını ve temyiz makamı olduklarını görüyoruz. Vergi mahkemeleri de idari yargı düzeninde karşımıza çıkar. Hangi davanın hangi mahkemeye gideceği gerçekten tartışmalıdır: Örnek olarak mesela kıymetli evrak vergisi devri liranın üstünde olan konutlarda değerli konut vergisi getiriliyor özel bir vergi sistemi ciddi bir rakam karşımıza çıkıyor, çünkü hangi yargı düzeninde görüleceği ciddi bir sorun. 15 yıllık itiraz süresi öngörmüş kanun. Vergi daireli resmen kendi belirliyor, acayip bir vergi karşımıza çıkıyor. 15 günlük itiraz süresi geçtikten sonra acaba hangi yargı düzeninde bu davalar görülecek? Şuan ki gündeme göre idari yargı düzeninde ortaya çıkacak. İdari yargı asla idarenin yargısı gibi davranmamalıdır. Yine idarenin hakimi de her zaman bağımsız ve tarafsız olmalıdır çünkü hukuk devleti ilkesi gereğince. Tarihçesine baktığımızda zaten Fransız ihtilali sonrasında çıkmış, adli yargının idari devleti denetleyemeyeceği sonucuna varılmıştır çünkü farklı bir alan farklı bir bakış açısı, o yüzden yanlış sonuçlar çıkıyordu, dolayısıyla idare hukuku eşittir = İNSAN HAKLARI HUKUKUDUR.  Tarafsız Ve Bağımsız Olarak Devletin Yetki Ve Sınırlarını Belirler  Kişilerin Hak Ve Özgürlüklerini Korur  Devletin Hukuka Uygun Davranıp Davranmadığını Denetler  Ancak İdarenin Yerine Geçemez Ve Yerindelik Denetimi Yapamaz. En kesin ve net sınır budur kuvvetler ayrılığı uygulanan sistemde, İdari yargılama usulü 5. Maddesine göre; İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri yönünden idari yargı denetleme yapabilmektedir. Bu 5 unsurdan birinde bir hukuka aykırılık var ise işlem İPTAL EDİLİR. Çünkü idarede asıl olan yetkisizliktir. Yetki alanı içinde davranmış mı? Kanunlarda verilen yetki çerçevesinde mi hareket etmiş? Kanunda öngörülen kurallara uygun olarak mı bir sonuç yaratılmış? Amaca baktığımızda idare hukukunda idari işlemlerin amacı her zaman için KAMU YARARIDIR. Soyut bir kavram her olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekir. İdari yargıç idareyi hukuk sınırları içerisine çekmeye çalışır. İptal davası açıldığında taraflar davadan vazgeçse dahi hakim yargılamaya devam edebilir. Neden? Uyuşmazlık çözümü kalmamıştır belki ama yine de idareye nasıl davranması gerektiğini söylemek amaçlı aynı olay daha sonra gerçekleşirse diye idare içtihatlara bakabilsin diye uygulamada ne yapması gerektiği göstermek amacıyla o davaya devam edebilir. Taraflar da idari yargı içtihatlarına bakarak onların nasıl uygulanabileceğini İÇTİHATLARDAN bulabilirler. O yüzden idari yargının bakış açısı adli yargıdan farklıdır. Ama birçok yerde adli yargıdan yararlanmak da söz konusu. Hukukun genelinde geçerli olan kurallar için örneğin tebligat ispat vs… Dava türlerinden bahsetmek gerekirse burada adli yargıdaki gibi çok fazla dava türü yok İPTAL ve TAM YARGI davaları var. Daha sonra üzerinde durulacak. İptal davasının bir idari işlemi ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK OLDUĞUNDAN BAHSEDECEĞİZ. Hukuka uygunluk karinesinde yararlanılır. İptal ettirebilirseniz bu işlem ortadan kalkabiliyor. Ne talep edebilirsiniz? YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI TALEP EDEBİLİRSİNİZ. YÜRÜTMENİN DURDURULMASI AYRI BİR DAVA DEĞİLDİR. BU BİR TALEPTİR. ÖNEMLİ. İptal davasına baktığımda kimler dava açabilir kime karşı dava açabilir? Davanın nerede açıldığı ve süre ile ilgili konulara değineceğiz. Tam yargı davasında ise özel hukuktaki tazminat davalarına karşılık geliyor. Ama kusursuz sorumluluk çok daha geniş uygulandığını görüyoruz. Özel hukukta kanunla sayılan durumlardayken, içtihat yolunda idare hukukunda genişletilebildiğini görüyoruz. İşlem ya da eylemden kaynaklanan tam yargılama yine taraf ehliyeti görev süre konusu üzerinde durulacak. İdari yargılamada 3 aşamalı bir yargılama var: 1) Genel Yetkili Mahkemeler 2) İdare Mahkemeleri 3) Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay İDARİ TEŞKİLAT İÇİNDEKİ MAHKEMELER Danıştay, idari yargı alanındaki en yüksek görevli idari mahkemedir (Danıştay Kanunu m.1). Danıştay, temyiz incelemesi yapmak, idare hukukunu ilgilendiren bazı konularda diğer devlet kurumlarına görüş bildirmek ve bazı davalara ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakmakla görevlidir. Danıştayın görevleri ve işleyişi sayılı Danıştay Kanunu ile belirlenmiştir. İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemesi de dahil olmak üzere idari davalara bakma görevi şu mahkemelere aittir:  İdare mahkemesi (İlk derece mahkemesi),  Vergi mahkemesi (İlk derece mahkemesi),  Bölge idare mahkemesi (İstinaf mahkemesi),  Danıştay (Temyiz mahkemesi ve bazı idari davalar için ilk derece mahkemesi) Danıştayın Görevleri Nelerdir? Danıştayın görevleri şunlardır (Danıştay Kanunu m):  Danıştayın temel görevi, İdare Mahkemeleri ile vergi mahkemelerinden verilen kararlar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülen davalarla ilgili kararlara karşı temyiz istemlerini incelemek ve karara bağlamaktır. Danıştayın temyiz mercii olarak görevi, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlıdır. Yani Danıştay, sadece hukuki denetim yapan bir yüksek mahkemedir. Bu nedenle danıştay için idari yargı alanında görevli “hukuki derece” mahkemesi demek de mümkündür.  sayılı Danıştay Kanunu’nda belirlenen ve aşağıda açıkladığımız bazı idari davaları ilk ve son derece mahkemesi olarak karara bağlar.  Başbakanlık veya Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüşünü bildirir.  Tüzük tasarılarını inceler; kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirir  Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında görüşünü bildirir.  sayılı Danıştay Kanunu ve diğer kanunlarla yüksek mahkeme olaraka Danıştay’a verilen görevleri yapar. Danıştayın Yargısal İç Görev Yapısı Nasıldır? Danıştayın yargı görevine ilişkin iç yapılanması şu şekildedir:  Danıştay Daireleri: Danıştay daireleri, temel yargısal işleri yapan vergi dava daireleri ve idari dava daireleri olmak üzere ikiye ayrılır. İdari dava daireleri ile vergi dava daireleri uyuşmazlığın niteliğine göre kendi aralarında işbölümü yaparak çalışır ( sayılı Kanun m)  İdari Dava Daireleri Kurulu: İdari dava daireleri kurulu, İdare mahkemelerinden verilen ısrar kararlarının ve İdari dava dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlarının temyiz incelemesini yapmakla görevlidir ( sayılı Kanun m).  Vergi Dava Daireleri Kurulu: Vergi dava daireleri kurulu, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararlarının ve vergi dava dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlarınının temyiz incelmesini yapmakla görevlidir ( sayılı Kanun m).  İçtihatları Birleştirme Kurulu: İçtihatları Birleştirme Kurulu, içtihat birliğini sağlamakla görevli kuruldur. İçtihatları Birleştirme Kurulu, dava dairelerinin veya idari ve vergi dava daireleri kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık görüldüğü veyahut birleştirilmiş içtihatların değiştirilmesi gerekli görüldüğü takdirde, Danıştay Başkanının havalesi üzerine, Başsavcının düşüncesi alındıktan sonra işi inceler ve lüzumlu görürse, içtihadın birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkında karar verir ( sayılı Kanun m).  Danıştay Genel Kurulu: Danıştay Genel Kurulu, Danıştay Kanunu ve diğer kanunlarla bu Kurula verilen seçim görevleri ile diğer görevleri yapar. Ayrıca, Danıştay Kanunu’nda öngörülen içtüzük ve yönetmelikleri kabul eder ( sayılı kanun m). Danıştayın İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla Bakmakla Görevli Olduğu Davalar Nelerdir? Danıştay, ilk derece mahkemesi sıfatıyla şu davalara bakmakla görevlidir (Danıştay Kanunu m):  Danıştay ilk derece mahkemesi olarak; o Bakanlar Kurulu kararlarına, o Başbakanlık, bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının müsteşarlarıyla ilgili müşterek kararnamelere, o Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere, o Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere, o Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere, o Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay Başkanlığı işlemlerine, karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlar.  Danıştay, belediyeler ile il özel idarelerinin seçimle gelen organlarının organlık sıfatlarını kaybetmeleri hakkındaki istemleri inceler ve karara bağlar. Danıştayda Temyiz İncelemesi ve Yargılama Usulü Danıştay, kural olarak yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapar (İYUK m.1/2). Danıştay, temyiz incelemesini ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalarda incelemeyi evrak üzerinde yapar. Danıştay, ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı idari dava açıldıktan sonra davayla ilgili gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi, talep olmasa bile kendiliğinden ilgili yerlerden veya taraflardan isteyebilir ( sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m/1). Taraflar, idari dava açtıktan sonra bu davalara ilişkin delillerin tespitini ancak davaya bakan Danıştay’dan isteyebilirler. Danıştay, talebi uygun gördüğü takdirde üyelerden birini bu işle görevlendirebileceği gibi, tespitin mahalli idari veya adli yargı mercilerince yaptırılmasına da karar verebilir ( sayılı İYUK m). İstinaf kanun yolundan sonra, bölge idare mahkemesinin bazı kararları ve Danıştay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı bazı idari davalar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar hakkında, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde Danıştay’a temyiz başvurusu yapılabilir (İYUK m):  Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları,  Konusu bin TL’yi aşan tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar,  Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları,  Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları, Gibi örnekler… İdari Yargı ve Danıştay’dan bahsedildi. Danışılma, Danıştay özel mahkeme olarak karşımıza çıkıyor, başka kanunlarda da görev veriliyor Danıştay’a. Örn sayılı rtve yayın hizmetleri hakkında kanunda ve özelleştirme kanunlarında ilk derece mahkemeleri olarak Danıştay belirtilmiş. Özelleştirme konusuna ilişkin idari bir karar söz konusuysa Danıştay ilk derece mahkemesi olarak karşımıza çıkıyor. Temyiz mercii olarak Danıştay ise temyiz yolu açık kararlara karşı Danıştay’a gidilebilir. Şuanda danıştayın görevleri söz konusu. Danıştay’dan çıkan kararlar kesin değil bunlar tekrar incelenebiliyor, vergi dairelerinden eğer bir karar çıkmışsa vergi dairelerine yönelik temyize gidilebilir idari dairelerden eğer bir karar çıkmışsa idari yargı yoluna temyiz yoluna gidilebilir. Bölge idare mahkemelerine baktığımızda: Danıştayda Yürütmenin Durdurulması Kararı İdari işlemin iptali davasının en önemli unsuru tedbir mahiyetindeki yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, aleyhine iptal davası açılan işlemin idare tarafından davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanması halinde kişilerin zarara uğramasını engellemek amacıyla verilen geçici nitelikte bir karardır. Danıştay’da ilk derece mahkemesi sıfatıyla dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz (İYUK m). Yürütmenin durdurulması davacı tarafından ayrıca talep edilmelidir. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir (İdari Yargılama Usulü Kanunu m):  İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması,  idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması. Yukarıdaki iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra, mahkeme tarafından gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez (İYUK m/2). Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir (İYUK m/3). Yürütmenin durdurulması istemli davalarda maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir (İYUK m/5). Yürütmenin Durdurulması veya Durdurulmasının Reddi Kararına İtiraz: Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir (İYUK m/7). Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz Bölge idare mahkemesi; vergi ve idare mahkemeleri kararlarına karşı yapılan istinaf başvurularını inceleyerek uyuşmazlık hakkında karar veren asıl derece mahkemesidir. Bölge idare mahkemesi, idari yargı alanında genel görevli bir asıl derece (üst derece) mahkemesidir ( Sayılı Kanun m.1). Bu nedenle, bölge idare mahkemesine uygulamada “istinaf mahkemesi” de denilmektedir. Bölge idare mahkemesinin temel görevi istinaf incelemesi yapmak olsa bile, sayılı Bölge İdare Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun ve diğer özel kanunlarla belirlenen başka görevleri de vardır. Bölge idare mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesi veya değiştirilmesine HSK tarafından karar verilir ( sayılı Kanun m.2/3). İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemesi de dahil olmak üzere idari davalara bakma görevi şu mahkemelere aittir:  İdare mahkemesi (İlk derece mahkemesi),  Vergi mahkemesi (İlk derece mahkemesi),  Bölge idare mahkemesi (İstinaf mahkemesi),  Danıştay (Temyiz mahkemesi ve bazı idari davalar için ilk derece mahkemesi). Bölge İdare Mahkemesinin Görevleri Nelerdir? Bölge idare mahkemelerinin görevleri şunlardır ( sayılı Kanun m.3/A):  İstinaf başvurularını inceleyip karara bağlamak,  Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlamak,  Diğer kanunlarla bölge idare mahkemesine verilen görevleri yapmak. Bölge İdare Mahkemelerinin Yargılama Usulü Nasıldır? Bölge idare mahkemeleri, kural olarak yazılı yargılama usulüne göre istinaf incelemesi ve yargılama yapar (İYUK m.1/2). İdari yargılamada genel olarak inceleme evrak üzerinden yapılır. Böİdare mahkemesi, idari dava açıldıktan sonra davayla ilgili gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi tarafların istemi olmasa bile kendiliğinden ilgili yerlerden veya taraflardan isteyebilir ( sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m/1). Bölge idare mahkemesinde yargılamalar evrak üzerinden yapıldığından tanık (şahit) dinlenmesi yada ifade alınması gibi bir yöntem yoktur. Ancak, tüm bilgi ve belgeler toplandıktan sonra keşif ve bilirkişi incelemesi yapılabilir. Bölge idare mahkemelerindeki istinaf kanun yolu incelemelerinde, davanın karara bağlanması için gerekli olan bilgi ve belgelerin istenmesine ve ek süre verilmesine ilişkin ara kararları daire başkanı, mahkeme başkanı veya dosyanın havale edildiği üye tarafından da tek başına karar almak suretiyle verilebilir. ( sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m/6). Bölge idare mahkemesi, dosyadaki tüm eksiklikler tamamlandıktan sonra üç kişilik heyet halinde nihai kararını verir. İDARE MAHKEMELERİ – GENEL GÖREVLİ MAHKEMELER İdare mahkemeleri genel olarak kurul halinde görev yapmaktadır. ANCAK DABVANIN KONUSU BELLİ miktarda bir para ise ve belli bir miktarın altındaki davalar tek hâkimle görülmektedir. İdari işlemler iptal davaları ne kadar basit olursa olsun tek hâkimle görülemiyor. Belli miktarın altında davalarda tek hâkimli davalar görülmektedir. İDARİ YARGILAMAYA HÂKİM OLAN TEMEL İLKELER Kanuni yargılama ilkesi Aleniyet ilkesi Eşitlik ilkesi Yani bütün yargılamalarda geçerli olan ilkeler idari yargılamada da geçerli. istisna olarak adli yargıda olmayan ama idari yargıda olan ilke ise,  Re’sen araştırma ilkesi  Taleplerle bağlılık ilkesi  Evrak dosya üzerinden incelenme ilkesi (idari işlemlerin yazılı yapılmasına dair bir şekil unsuru)  Yazılılık ilkesi (bütün işlemlerin yazılı yapılması gerekiyor)  Adil Yargılanma Hakkı vs (hakim resen inceleme sonuncunda elde ettiği belgeleri mutlaka taraflara bildirmek zorunda tarafların bundan haberdar olması gerekiyor idare buna karşı bir savunma getirecekse idare mutlaka bir açıklama yapması gerekiyor. Yetki şekil konu maksat bakımından 5 unsur tarafından amaç hukuk devletini sağlamaktır. İleri sürmese dahi bunu bildirmek zorundadırlar. Sebep ikamesi dediğimiz yani idarenin yerine geçerek hukuki savunma yapamaması.

Açıköğretim Aöf İdari Yargı dersi açıköğretim Siyaset Bilimi ve Kamu Y&#;netimi bölümünde okutulan derslerden bir tanesidir.

İdari Yargı dersi için çalışma kaynaklarını sizler için toparladık, derledik ve faydalanmanız için yayınlıyoruz. Önceki yıllara ait çıkmış sorulara, deneme sınavlarına, ders notlarına ve özetlerine, ders kitaplarına aşağıdaki bağlantılardan erişebilirsiniz.

search Çıkmış Soruları Ara

Değerlendirme Yöntemi ve Geçme Kriterleri

İdari Yargı dersi için 1 adet ara (vize) sınavı ve 1 adet dönem sonu (final) sınavı yapılmaktadır. Ara sınavın %30’u ile Dönem Sonu sınavının %70’i alınarak toplanmakta ve sınıfın genel ortalamasına göre harf notu verilmektedir.

SınavYüzde %
Ara (Vize) Sınavı30
Dönem Sonu (Final) Sınavı70
Toplam
Yıl Sonu
Yaz Okulu Sınavı

İdari Yargı Dersinin Bulunduğu Bölümler

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir