Derin boyun enfeksiyonları, üst solunum yolu ve sindirim sisteminden kaynaklanarak boynun derin dokularını etkileyen bakteriyel enfeksiyonlardır. Enfeksiyon lenfadenit, boyun dokulularının sellüliti şeklinde görülebileceği gibi ilerlemiş abse formu da izlenebilir. Bilinen en eski tıbbi kaynaklardan biri olan M.Ö. yazılmış Eberns Papirüsü1 çürük dişlerden, kullanılan tedavilerden ve bu bölgedeki abselerden bahsetmektedir. Ancak derin boyun enfeksiyonları ilk olarak ikinci yüzyılda Galen (Bergamalı Galen ya da Galenos) tarafından tanımlanmıştır. 2 Derin boyun enfeksiyonları en sık mandibular dişler, bademcikler, parotis bezi, derin servikal lenf düğümleri, orta kulak veya sinüslerin septik odağından kaynaklanır.3,4 Derin boyun enfeksiyonu insidansı antibiyotiklerin yaygın kullanımı ile önemli ölçüde azalmasına rağmen, bu durum hala yaygındır ve mediastinit, hava yolu obstrüksiyonu, juguler ven trombozu, perikardit, plevral ampiyem ve arteriyel erozyon gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir. Ek olarak, antibiyotiklerin yaygın kullanımı ve/veya derin immünosupresyon ile, bu enfeksiyonların yüksek ateş, sistemik toksisite ve lokal eritem, ödem ve fluktasyon gibi klasik belirtileri görülmeyebilir.
Her ne kadar enfeksiyonun primer sebebine yönelik semptomlar ön planda olsa da, derin boyun enfeksiyonlarının bazı ortak klinik özellikleri vardır. Genellikle boğaz ağrısı ve/veya trismus ile ilişkilidirler. Trismus; çiğneme kaslarını (maseter ve pterygoidler) etkileyen basınç veya enfeksiyonu veya trigeminal sinirin motor dalının tutulumunu gösterir, bu da spazm nedeniyle hastanın ağzını açamamasına sebep olur. Bunlar dışında hastalarda disfaji ve odinofaji olabilir. Enfeksiyonun derin boyun bölgesinde olması nedeniyle, fluktasyon veren bir kitle kolayca fark edilmez. Ancak eğer palpasyonu mümkünse karakteristik belirtileri, palpasyon çukurlaşma gösteren veya hamur kıvamlı bir oluşumdur. Stridor ve dispne; hastalığın mediastene yayıldığının ve hava yolu obstrüksiyonunun belirtileri olabilir. Disfoni ve ses kısıklığı ise boyun enfeksiyonlarında geç bulgulardır. kranial sinir tutulumu olması takdirde, tek taraflı dil parezi izlenebilir.
Tanı çoğunlukla klinik şüphe ile başlar. Bariz olmamakla birlikte AFR yüksekliği beklenir. Derin boyun boşluğu enfeksiyonunu düşündüren herhangi bir belirti veya semptom varlığında, enfeksiyonu teşhis etmek, kesin bölgesini belirlemek ve potansiyel yayılmayı değerlendirmek için acil görüntüleme alınmalıdır. Bu belirtiler ve semptomlar arasında: şiddetli tek taraflı boğaz ağrısı; faringeal duvar, yumuşak damak veya orofarenks tabanının şişmesi; boyun ağrısı veya şişmesi; kas spazmı nedeniyle tortikolis ; boyun tutulması; krepitasyon varlığı; veya hava yolu tıkanıklığını düşündüren diğer belirtiler vardır. (örneğin, boğuk ses, salya akması veya tükürük birikmesi, stridor veya diğer solunum sıkıntısı belirtileri). Hava yolu tıkanıklığından şüpheleniliyorsa, bu tür hastalar öncelikle entübasyon ve olası cerrahi müdahale için derhal değerlendirilmelidir.
Klinik olarak genel semptomlar ve ana enfeksiyon kaynağının bulguları olabileceği için parafaringeal abse tanısı genellikle gecikir. Diş enfeksiyonları altta yatan en yaygın kaynaktır, bunu peritonsiller apse ve nadiren parotit, otit veya mastoidit (Bezold absesi) takip eder. Retrofaringeal abse klinik özellikleri ise; boğaz ağrısı, yutma güçlüğü veya nefes almada zorluktur. Eğer enfeksiyon delici travma nedeniyle geliştiyse; örneğin tavuk kemiği ile özefagus ya da trakea yaralanmasını takiben, lokal yayılmanın neden olduğunda özellikler belirgin olabilir. Ayrıca ateş ve sistemik toksisite bulguları da mevcut olabilir. Muayenede; arka faringeal duvarın orta hatta veya tek taraflı şişmesi izlenebilir.
Retrofaringeal apseler, derin boyun enfeksiyonlarının en ciddileri arasındadır, çünkü enfeksiyon doğrudan üst mediastenin ön veya arka bölgelerine komşuluk yolu ile yayılabilir. Akut nekrotizan mediastinit, retrofaringeal boyun enfeksiyonunun en korkulan komplikasyonudur. Enfeksiyon, yerçekimi ile posterior mediastene akabilir ve mediastinit ve ampiyem ile sonuçlanabilir. Her ne kadar günümüzde antibiyotik kullanımı ile bu oran düşmüş olsa da, hala en korkulan komplikasyondur. 7,8
Peritonsiller apse, akut tonsillitin peritonsiller boşluğa yayılımı olan süpüratif bir komplikasyonudur. Peritonsiller apseler her yaştan hastayı etkilese de , en sık 15 ila 30 yaş arasındaki genç erişkinlerde görülür. Enfeksiyon selülit olarak başlar ve çoğunlukla bademcik üst ucuna doğru apse oluşumuna ilerler. Hastalar yüksek ateş, odinofaji, tek taraflı boğaz ağrısı ve kulak ağrısından şikayet ederler. Klasik belirtiler arasında boğuk bir ses (sıcak patates sesi) , trismus, uvulanın etkilenmeyen tarafa tek taraflı deviasyonu ve yumuşak damakta dolgunluk veya ödem bulunur. Oral hava yolu tehlikeye girebilir ve salya akması meydana gelebilir. Peritonsiller apseler genellikle polimikrobiyaldir.
Epiglottit, öncelikle enfeksiyon nedeniyle epiglot ve komşu supraglottik yapıların iltihaplanmasını ifade eder; ancak kostik yutma, termal yaralanma ve lokal travma da enfeksiyöz olmayan önemli etiyolojilerdir. Tedavi olmadan epiglotit, yaşamı tehdit eden hava yolu tıkanıklığına kadar ilerleyebilir. Enfeksiyöz epiglottit, epiglot, ariepiglottik kıvrımlar ve diğer komşu dokuların selülitidir.
Ludwigs angini, ağız tabanında başlayan, yaygın olarak ikinci veya üçüncü mandibular molar dişlerle ilişkili olan submandibular boşluğun iki taraflı bir enfeksiyonudur. Tipik olarak oral kavite florasını içeren polimikrobiyal bir enfeksiyondur 9. Agresif, hızla yayılan bir selülittir ancak lenfadenopati yoktur. Hava yolu kapanması olası bir komplikasyon olduğu için asfiksi ve aspirasyon pnömonisini önleme açısından dikkatli izleme ve hızlı müdahale gerektirir.
Akut süpüratif parotit, ani başlangıçlı tek taraflı sertleşme ve yanaktan çene köşesine kadar uzanan eritem ile karakterizedir. Parotis bezi şişer ve aşırı derecede hassas hale gelir. Pürülan akıntı, parotis kanalının (Stensen kanalı) ağzının etrafındaki hafif sıkıştırma ile ifade edilebilir. Ani azalan tükürük akışı (taş, enfeksiyon ile kanal tıkanması..), kötü ağız hijyeni ve enfeksiyona karşı artan duyarlılık en önemli predispozan faktörlerdir. 10
Pretrakeal boşluk enfeksiyonları sık olarak ön özofagus duvarının perforasyonunun bir sonucu olarak, bazen bir retrofaringeal boşluk enfeksiyonundan bitişik uzantı yoluyla veya uzun süreli trakeostominin bir sonucu olarak ortaya çıkar. 11 Klinik olarak ses kısıklığı, şiddetli dispne ve yutma güçlüğü olarak karşımıza çıkabilir.
Derin boyun enfeksiyonlarının tedavisi, antibiyotik tedavisini ve loküle absenin aspirasyonunu veya drenajını içerir. Ampirik antibiyotik rejimi seçimi, enfeksiyon kaynağına ve belirli hasta özelliklerine bağlıdır. IV antibiyotik genellikle polimikrobiyal başlanır ve kültür sonucuna göre tekrar düzenlenir. Önerilen antibiyotik rejimleri ve drenaj yolları tabloda gösterilmiştir.
1.
Al-Achi A. An Introduction to Botanical Medicines : History, Science, Uses, and Dangers. Praeger Publisher. Published online
2.
Chen M, Wen Y, Chang C, Huang M, Hsiao H. Predisposing factors of life-threatening deep neck infection: logistic regression analysis of cases. J Otolaryngol. ;27(3) seafoodplus.info
3.
Wang LF, Kuo WR, Tsai SM, Huang KJ. Characterizations of life-threatening deep cervical space infections: A review of one hundred ninety-six cases. American Journal of Otolaryngology. Published online March doi/ajot
4.
Yang W, Hu L, Wang Z, et al. Deep Neck Infection. Medicine. Published online July e doi/md
5.
Hurley M, Heran M. Imaging studies for head and neck infections. Infect Dis Clin North Am. ;21(2), v-vi. doi/seafoodplus.info
6.
Babu V, Ikkurthi S, Perisetty D, Babu K, Rasool M, Shaik S. A Prospective Comparison of Computed Tomography and Magnetic Resonance Imaging as a Diagnostic tool for Maxillofacial Space Infections. J Int Soc Prev Community Dent. ;8(4) doi/seafoodplus.info__17
7.
Chen K, Chen J, Kuo S, et al. Descending necrotizing mediastinitis: a year surgical experience in a single institution. J Thorac Cardiovasc Surg. ;(1) doi/seafoodplus.info
8.
Brook I, Frazier E. Microbiology of mediastinitis. Arch Intern Med. ;(3) seafoodplus.info
9.
Brook I. Microbiology and principles of antimicrobial therapy for head and neck infections. Infect Dis Clin North Am. ;21(2), vi. doi/seafoodplus.info
Cohen M, Docktor J. Acute suppurative parotitis with spread to the deep neck spaces. Am J Emerg Med. ;17(1) doi/s(99)
Neupane N, Schmidt M, Gulati N, et al. Pretracheal abscess following two weeks of endotracheal intubation. Yale J Biol Med. ;84(1) seafoodplus.info
İçindekiler
Akut faz reaktanları (AFR) bu inflamatuar akut faz yanıtında serum konsantrasyonları artan veya azalan proteinlerdir. Bu proteinlerden artanlara pozitif akut faz proteinleri (AFP), azalanlara negatif AFP denir. AFP nin üretiminde hepatositler önemli rol alır.
Akut faz yanıt, enfektif, immunolojik, neoplas- tik, travmatik, paraziter veya diğer nedenlere bağlı doku hasarının oluşmasından kısa bir süre sonra or- taya çıkan spesifik olmayan bir reaksiyondur.
negatif akut faz reaktanı ise albumin, prealbumin ve transferrindirler.
Akut faz ne demek?
Enfeksiyon, travma, inflamatuvar hastalıklar ve benzeri durumlarda inflamasyon sahasında veya uzağında yanıt olarak bir dizi değişiklikler meydana gelmektedir. Oluşan bu yanıt akut faz olarak adlandırılır.
AFR negatif ne demek?
AFY, baz› akut faz proteinlerinin sentezinde art›fla, baz› akut faz proteinlerinlerinin sentezinde ise azal›fla neden olur (Tablo I). Sentezi artanlara “Pozitif akut faz reaktan› (AFR)”, azalanlara ise “Negatif AFR” denir.
Serum ferritini demir depolarının değerlendirilmesinde invaziv olmayan en iyi test olarak kabul edilir. Fakat serum ferritini enfeksiyon, inflamasyon ve neoplazi gibi kronik hastalık durumlarında akut faz reaktanı gibi artış göstererek, demir depolarını yorumlamada hatalara neden olmaktadır.
Akut faz yanıtı sırasında bazı serum protein düzeylerinde değişiklikler, ateş, artmış vasküler geçirgenlik ve metabolik değişiklikler görülür. Akut faz reaktanları (AFR) bu inflamatuar akut faz yanıtında serum konsantrasyonları artan veya azalan proteinlerdir.
Akut faz reaktanıdır. Doku hasarının gelişmesinden itibaren, ilk 4 saatte yükselmeye başlar. 24 28 saatte zirveye ulaşır. (ESR den daha önce yükselir ve ESR den önce düşer.)
AFR yüksekliği ne demek?
LPG AFR ayarı ne demek?
AFR ayarı komple ve eksiksiz bir LPG ayarıdır. Aracın benzindeki fabrikasyon hava/yakıt karışım oranlarının okunarak (Wideband AFR sensörü yardımı ile) seyir halinde, farklı koşullarda kullanılarak, aracın LPG sistemini bu değerlerle birebir olacak şekilde ayarlanmasıdır.
Ferritin düşüklüğü, vücutta bulunan demir deposu seviyesinin düşüklüğünü gösterirken, ferritin yüksekliği ise demirin aşırı miktarda depolandığına işaret eder. Normal ferritin değeri, yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösterse de genel olarak erkeklerde ml/ng, kadınlarda ise ml/ngdir.
Hepsidin demir metabolizma- sını düzenleyen bir hormondur. Duedenal demir emilimini ve makrofaj demirinin salınıüını engelli- yerek organizmada demiri azaltarak demir dengesi- ni düzenlemektedir.
AFR en- feksiyon ve diğer inflamatuvar olayların varlığı ve yoğunluğunu gösterir ancak bunların hangi hastalığa bağlı olduğunu spesifik olarak göstermez. Sıklıkla bakteriyel enfeksiyonlarda viral enfek- siyondan daha fazla yükselmeye meyleder.
CRP kaç saatte yükselir?
CRP inflamasyon başlamasından sonra birkaç saat içinde se- rumda yükselmeye başlar. CRPnin enfeksiyona bağlı olarak ikiye katlanma süresi yaklaşık 8 saat, serum yarılanma ömrü ise yakla- şık 19 saattir.
Akut faz reaktanları (AFR) inflamasyon durumlarında se- rum konsantrasyonları inflamasyona yanıt olarak en az % ar- tan (pozitif AFR) veya azalan (negatif AFR) proteinlerdir.
Akut faz reaktanları yüksekliği nedir?
Genellikle ≥ 1 mg/dL önemli inflamasyon veya enfeksiyonu gösterir. CRP enfeksiyonda hızla yükselir, sıklıkla bir gün içinde anormal yüksek sonuçlara ulaşılır. Genellikle klinik bulgu saptandığı gün CRP de yüksek bulunur.
pozitif ve negatif olarak ikiye ayrılan maddelerdir. enflamasyon sırasında pozitifler artarken, negatifler azalır. akut/kronik ayrımında kullanılan belirteçlerdir.
Akut faz yanıtı nöroendokrin hematopoetik, metabolik değişimleri içermektedir. Bu olayların gelişiminde bazı sitokinler rol oynamaktadır. Bu yanıt sırasında bir takım proteinlerin konsantrasyonlarında değişiklik meydana gelir. Bu proteinler akut faz proteinleri olarak adlandırılmaktadır.
Hayvanlarda en sık kullanılan glikoprotein yapısı akut faz proteinleri; Serum Amiloid A protein, Haptoglobin, α1-Asit Glikoprotein, fibrinojen, αAntitripsin ve serulop- lazmindir [6,7,8]. Haptoglobin (Hp), ruminantlar için en önemli akut faz proteinidir.
Pozitif akut faz reaktanları ne demek?
Akut faz reaktanları (AFR) bu inflamatuar akut faz yanıtında serum konsantrasyonları artan veya azalan proteinlerdir. Bu proteinlerden artanlara pozitif akut faz proteinleri (AFP), azalanlara negatif AFP denir.
Akut faz reaktanları nedir vikipedi?
C-reaktif protein, sıkça kullanılan kısaltması ile CRP, iltihabi reaksiyonlar sırasında kanda miktarı artan ve karaciğer ile yağ hücreleri tarafından üretilen akut faz reaktanları adı verilen proteinlerden biridir.
İnflamasyon durumlarında hayvanlarda akut faz proteinleri [3]. SAA düzeyleri akut pankreatitli hastalarda artar. SAA, αasit glikoprotein ve haptoglobin miktarları cerrahi operas- yon veya enjeksiyon sonrası artar.