ahlaki gelişim evreleri / Kohlberg Ahlak Gelişimi | Genelek Öncesi - Sonrası Geleneksel Düzey

Ahlaki Gelişim Evreleri

ahlaki gelişim evreleri

Kohlberg&#;in Ahlak Gelişim Kuramı

Gelişim psikolojisinin temel alt başlıklarından biri olarak kabul edilen ahlak gelişimi; üzerinde en çok çalışılan ve zengin bir literatüre sahip olan alt dallardan biri olarak kabul etmektedir. Kuramcıların farklı mekanizmalarla işlediği ve farklı zaman periyotlarına odaklandığı ahlak gelişim süreçlerinin detaylarına inmeden önce literatürde kabul gören &#;ahlak&#; kavramını incelemek yapılan çalışmaları kavramak noktasında daha yararlı olacaktır.

Ahlak Nedir?

Ahlak, temelde bireylerin, yaşamları sürecinde doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ya da güzel ile çirkini ayrıt edebilmesi noktasında yardımına başvurduğu ilke ve değerler bütünü olarak kabul edilmektedir. Bu alanda çalışan pek çok kuramcı, psikolog ve eğitmen arasında çalışmaları ile dikkat çeken ilk isim Piaget olmakla birlikte, Kohlberg&#;in büyük yankı uyandıran ahlak kuramı da Piaget&#;nin çalışma sonuçlarının yeniden incelenip anlamlandırılmış hali olarak kabul edilmektedir. Kohlberg, ahlak gelişimini 3 ana başlık altında incelemiş ve temelde çocuk ve yetişkinlerin yaşam boyu karşılaştıkları kuralları davranış ve düşünce tarzları ile nasıl yorumladıklarını incelemiştir.

Aşama ve düzeyleri detaylı olarak incelemeden önce, Kohlberg&#;in ahlak gelişim kuramının genel özelliklerine bakmakta fayda var. Kohlberg&#;e göre;

Kohlberg&#;in Ahlak Gelişim Kuramı&#; Gelişim genel olarak incelendiğinde belirli evrelerden oluşur. Bu evreler sırayla geçilmelidir ve birey bir evreyi başarı ile geçmezse diğer evreye geçemez.

&#; Belirli bir süreç sonunda birey bir alttaki ya da bir üstteki evreden bazı etkiler altında kalabilir; ancak temelde bir evrede ahlaki düzey anlamında yoğunlaşmıştır.

&#; Birey ardışık diğer evrelere yöneltmek istendiğinde, yönelim üst evreye doğru olur. Alt evreye yönelim göstermez.

&#; Bireyin bilişsel (zihinsel) gelişimi, ahlaki gelişimi için gerekli bir gelişim türüdür; ancak tek başına yeterli değildir.

&#; Ahlaki gelişim aşamalarında yaş unsuru her şartta ve zamanda gelişimin bir göstergesi değildir.

&#; Aynı bilişsel gelişimin etkisi gibi, empati kavramı da ahlak gelişimi için gerekli olan ama tek başına yeterli olmayan bir kavram olarak tanımlanmıştır.

Kohlberg&#;in kuramını geliştirirken yaptığı çalışmalar genel olarak ikilemler yaratmak üzerine kuruludur. Çalıştığı bireylere bazı ahlaki ikilemler yaratacak senaryolar vermiş ve aldığı cevaplar doğrultusunda kategoriler oluşturmuştur. Bu ikilemler arasında en bilinen ve literatürde yerini almış ikilemi şu şekildedir.

Yetişkin bir kadın oldukça ciddi bir hastalıkla boğuşmakta ve ölmek üzeredir. Ancak yakın zamanda, hastalığı tedavi edebilecek bir ilaç, bir eczacı tarafından bulunmuştur ve bu eczacı hasta kadının yaşadığı kasabada yaşamaktadır. Hasta kadının kocası Heinz, derhal eczacıya gidip ilacın fiyatını sorar ve ilacın oldukça pahalı olduğunu öğrenir. Üstelik söylenen bu para, ilacın maliyeti için harcanan paranın yaklaşık 10 katıdır. Heinz, yakın çevresinde ulaşabileceği herkesten borç isteyerek ilacın parasını denkleştirmeye çalışır; ancak yalnızca tutarın yarısını toplayabilmiştir. Eczacıya giderek durumu anlatır ve karısının durumunun acil olduğunu belirtip, ya ilacın fiyatını biraz düşürmesini ya da ilacın fiyatının kalan kısmını daha sonra ödeme teklifinde bulunmuştur. Ancak eczacı bu durumu kabul etmez. Çaresiz bir durumda kalan Heinz, bir gece eczanenin camlarını kırar ve karısının hayatını kurtaracak ilacı eczaneden çalar.

Bireylere anlatılan senaryonun sonunda Kohlberg şu soruyu sorar: &#;Böyle bir durumda hasta kadının kocası ne yapmalıydı ve neden yapmalıydı?&#; Aldığı cevaplar doğrultusunda kuramını gelenek öncesi, geleneksel, gelenek sonrası olmak üzere 3 düzey ve ceza ve itaat, araçsal ilişkiler eğilimi, kişiler arası uyum eğilimi, kanun ve düzen eğilimi, sosyal sözleşme eğilimi, evrensel ahlaki ilkeler eğilimi olmak üzere 6 aşama haline getirmiştir.

1- Gelenek Öncesi DönemKohlberg&#;in Ahlak Gelişim Kuramı

Bu dönem içerisinde dış güçler tarafından kurallar konulmuştur. Birey günlük hayatı içerisinde kültür kavramının da etkisi ile kabul edilmiş iyi ve kötü/doğru ve yanlış ölçütlerine göre davranma eğilimindedir.

Ceza ve İtaat

Bu eğilim düzeyinde temel amaç cezadan kaçmak, cezalandırılmamaktır. Bu nedenle otoriteye uyulur. Bir zarar meydana gelmişse, bu zararın fiziksel sonuçlarının büyüklüğü önemlidir. Örneğin bir çocuk evde top oynarken devirdiği bir sehpadaki bardağı kırmış; diğer çocuk ise babasına yardım ederken masaya çarpıp 5 bardağın kırılmasına sebep olmuş olsun. Bu aşamadaki bir birey 5 bardak kıran çocuğu suçlu bulur ve eylemin niyetini önemsemez.

Araçsal İlişkiler

Literatürde aynı zamanda saf çıkarcı olarak da anılan bu aşamada birey kendi çıkarlarını ön plana alır. Diğer insanların istekleri ve çıkarlarının farkındadır; ancak karşı tarafça istekleri ne kadar karşılanırsa o da o kadar yardım etme eğilimine girer.

2-Geleneksel Dönem

Bu dönem içerisinde bulunan bireylerde aile ve toplum menfaati her şeyden önce gelir. Hatta toplumsal ve sosyal düzenin bozulmaması için kendi ilgi ve isteklerinden vazgeçebilirler ve sosyal düzene duyulan sadakat daha öncelikli gelir.

Kişiler Arası Uyum Eğilimi

Bahsedilen dönem, literatürde daha çok iyi çocuk olma eğilimi adı altında anılır. Durum önceki aşamalarda bahsedildiği gibi cezadan kaçınma ya da kendi ilgi ihtiyaçlarımızı ön plana almanın aksine toplum tarafından “iyi çocuk” olarak nitelendirilmektir. Diğer insanlar tarafından onay görebilmek ve iyi insan olarak nitelendirilmek için davranışlar şekillendirilir.

Kanun ve Düzen Eğilimi

Diğer ismi yasa ve düzen olarak geçen eğilimde, birey merkeze toplum kurallarını alır. Toplumsal düzenin bozulmaması için ortaya konmuş kanun ve kurallara, toplumsal düzene verdiği önem doğrultusunda istek duyarak uyar. Kanunları sorgulamaz ve uyulmaması konusundaki hiçbir gerekçeyi kabul etmez. Kohlberg’in kuramında yetişkinlerin çoğunluğunun bu dönemde kaldığı sonucuna varılmaktadır.

3- Gelenek Sonrası DönemKohlberg&#;in Ahlak Gelişim Kuramı

Bu dönem genellikle çoğu insan tarafından ulaşılamayacak bir dönem olarak kabul edilir. Ahlak kavramı, kişi, yakın çevre ya da sosyal menfaatler noktasından çıkar ve evrensel bir ahlak anlayışı boyutuna ulaşır. Kişi evrensel düşünme boyutunda kendi değer yargılarını kendisi oluşturur ve bu oluşturma sürecinde bireyin kişisel haklarına karşı duyulan saygı esas alınır.

Sosyal Sözleşme Eğilimi

Var olan kanun ve kurallar koşulsuz bir şekilde kabul edilmez; aksine eleştirel bir gözle süzgeçten geçirilir. Kanunların asıl amacının insanların hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu belirten dönemin insanları, aynı zamanda kanun ve kuralların toplumun çıkarları ve beklentileri doğrultusunda değiştirilebileceğini savunur. Davranışlarını da bu doğrultuda düzenlerler.

Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi

Bu aşamaya ulaşmış insanlar hak, özgürlük ve adalet kavramlarını temele alır ve bu kavramları ihlal edebilecek tarzda oluşturulmuş kanunlara uyulmasını reddeder. Bu evreye ulaşabilen oldukça az sayıda insan bulunmaktadır.

Genel bir özet olarak hem evre ve aşamaların gösterildiği hem de basit cümlelerle örneklendirildiği tabloyu da incelemek, konunun anlaşılırlığı açısından faydalı olacaktır.

Kaynakça:
seafoodplus.info%20Dr.%20%C4%B0brahim%20Y%C4%B1d%C4%B1r%C4%B1m%20Ahlak%20Geli%C5%seafoodplus.info
seafoodplus.info

Yazar: Esra Eynur

Kohlberg'in Ahlaki Gelişim Teorisi

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Orijinal video Shreena Desai tarafından hazırlanmıştır.

Video açıklaması

Sırada Laurence Kohlberg var. Kohlberg ahlaki gelişim teorisini kurmuştur. Kendisi daha önce anlatmış olduğumuz üç teoristten farklıdır. İnsanların tüm yaşamları boyunca fiziksel, duygusal ve tüm gelişimlerine karşı ahlaklarının nasıl geliştiğine bakmıştır. Teorisi bilişsel gelişime dayanmakta olduğundan Vygotsky ile benzeştiği noktalar da vardır. Kohlberg insanlar büyüdükçe ahlaki değerlendirmelerindeki değişimleri görmeyi ummuştur. Bunu yapma yolu da oldukça ilginç. Vygotsky, Freud ve Erikson’da olduğu gibi çocukları incelemiştir. Hepsi çocukları incelemiş. Bunun sebebi ergenlik döneminde hızlı ve etkileyici bir gelişimin görülmesi. Kohlberg’in bir grup çocuğa ikilemler içeren hikâyeler anlattı. Tüm yaş gruplarından çocuklara bu hikâyeleri anlatıp, hikayelerdeki ahlaki konular vasıtasıyla kişilerin nasıl değerlendirme yaptığını anlamak için onlara birçok soru sordu. En karmaşık ikilemli durum Bay Heinz’kiydi. Bu hikâyeyi kısaca anlatacağım Çünkü bu senaryo çok meşhur. Eveeet, hikaye şöyle: Heinz'ın karısı bir tür kanserden dolayı ölmek üzeredir. Doktorlar yeni bir ilacın kadını kurtarabileceğini söyler. Ancak bu ilaç yerel bir kimyacı eczacı tarafından bulunmuştur ve Heinz biraz satın almaya çalışır. Ama kimyacı ilacın maliyetinin on katı bir ücret istemektedir Ve bu Heinz’ın karşılayabileceğinden fazladır. Ailesi ve arkadaşlarından yardım alan Heinz paranın sadece yarısını toplayabilir. Bunun üzerine durumunu eczacıya açıklar Ve ilaca daha ucuza sahip olmak ya da paranın kalanını sonra ödemek için yalvarır. Ancak eczacı bunu kabul etmez. Bulmuş olduğu ilancın kendisine çok para kazandıracağını söyler. Heinz karısını kurtarmak için çaresizdir. Bu yüzden gece geç bir saatte eczacının ofisine girer ve ilacı çalar. İşte bu en büyük ikilemdir. Heinz ikilemi yada Heinz Dilemma olarak bilinmektedir. Bu hikayeyi anlattıktan sonra Kohlberg çocuklara “Heinz ilacı çalmalı mıydı?” gibi sorular sorar. Ya da “Heinz karısını sevmeseydi durum farklı mı olurdu?” Veya “Ya ölen insan bir yabancı olsa durum değişir miydi?” “Kadın ölürse, polis eczacıyı cinayetten tutuklamalı mı?” Çocukların cevaplarını toplayıp inceleyerek Kohlberg ahlaki değerlendirmenin Üç ayrı aşamasını inceliyordu. Bunlardan ilki gelenek öncesi ya da ahlak öncesi düzeydir. İkincisi geleneksel düzeydir. Sonuncusu da gelenek ötesi düzeydir. Bunları yukarı çıkılan bir merdiven gibi düşünelim. Aslında birkaç basamak ama bunu ahlak merdiveni olarak düşünün. Kohlberg’e göre bireyler bunları sadece sıralandığı şekilde geçebilir. Yani ilk önce bunu sonra bunu sonra da bunu. Ve her yeni düzey bir öncekinin değerlendirme şeklinin yerini alır. Ayrıca herkesin çok düzeye ulaşamadığını da söylemektedir. İlk düzeye başlamadan önce söylemeliyim ki her düzey de kendi içinde ikiye ayrılır. Hepsiyle birlikte ahlaki gelişimin altı düzeyi bulunmaktadır. İlki ahlak öncesi düzeydir. İlk seviyede. İlk seviyede itaat ve ceza var. Bu seviye çocuklarla ve yaşça küçük olan insanlarla ilgilidir. Bu basit seviyede otorite bireyin dışındadır ve değerlendirme hareketlerin fiziksel sonuçlarına odaklanır. Yani çocuklar kuralları kesin ve katı olarak görürler. Bu kurallara uymak cezalardan kaçınmak anlamına gelir. Yani çocuk usluysa bu cezalandırılmayacağı anlamına gelir. Eğer cezalandırılırsa bu kötü bir şey yaptıkları anlamına gelir. Şimdi buradaki ikinci seviye bireysellik ve değiş tokuştur. Bu seviyede çocuklar, otoritelerin sahip olduğu tek bir doğru bakış açısı olmadığını fark eder. Yani farklı bireylerin farklı bakış açılarını olduğunu keşfederler. Bu iki seviyeyi geçtikten sonra bir basamak üste yani geleneksel düzeye geçebiliriz. Geleneksel düzeyde iki seviye daha bulunmaktadır. Buna üçüncü seviye diyelim. Bu seviyede otorite içselleştirilir, sorgulanmaz ve değerlendirme kişinin içinde bulunduğu grubun kurallarına dayanır. Yani üçüncü seviye iyi bir çocuk olmakla ilgilidir. Kulağa komik geliyor. Yani demek istediğim birey ya da çocuk diğerleri tarafından iyi olarak adlandırılmak için iyidir. Diğer insanların düşüncelerini önemsemektedirler. Burada uyuma vurgu var. Yani kibar olmak ve seçimlerin ilişkilerimizi nasıl etkileyeceğini düşünmek önemli. Dördüncü ahlaki seviye toplumsal düzeni devam ettirmektir. Yani kanun ve düzen. Burada çocuk toplumun daha geniş kurallarının farkına varır. Kanunları sürdürmek ve suçtan kaçınmak için değerlendirmeler, endişeler ve kurallara uymak. Bu nokta tamamen toplumun ne diyeceği ile ilgilidir. Burayı geçtiğimizde bir sonraki düzeye yani beşinci ve altıncı seviyelere geçebiliriz. Beşinci seviyede toplumsal sözleşme evresini görüyoruz. Gelenek ötesi evrede kişisel yargılama kişinin kendi seçtiği prensiplere dayanır. Yani hukuk ve düzenin ötesindeyiz. Daha ileri bir seviyede düşünür ve daha ileri bir ahlaki değerlendirmeye sahip oluruz. Daha büyük bir iyi için kişisel haklar ve adalete dayanır. Yani sosyal sözleşme evresinde birey kurallar ve kanunların toplumun genelinin yararı için olmasına rağmen, bazı durumlarda bu kanunların bazı insanların yararına olabileceğinin farkına varır. Mesela Heinz dilemmasında hayat kurtarma, kanunlara karşı gelmekten daha mı önemli? Toplumsal sözleşme aşamasına gelen insanlar için hayat kurtarma kanunları çiğnemek ve çalmaktan daha önemlidir. Bu kurallar toplumun düzeni için önemlidir. Ancak bu seviyeye gelmiş bireyler toplumun bazı durumlardaki standartlar üzerinde karara varması gerektiğini düşünürler. Ve bazen bu yüksek ahlaki değerleri sürdürmek için bazı kanunlara uyulmayabileceğini düşünürler. Altıncı aşama ve Kohlberg’e göre ahlaki değerlendirmenin son basamağı evrensel ahlak ilkeleri evresidir. Bu aşamada bireyler ,kanunlara uyan ya da uymayan, kendi ahlaki kalıplarını oluştururlar. Yani insan hakları, adalet ve eşitlik gibi herkese uygulanabilir kavramlardan bahsediyoruz. Bu süreç boyunca toplumun kalanına karşı gelmek anlamına gelse Ya da onaylanmama gibi sonuçlarla karşılaşsa bile tüm kalbi ile bu prensiplere inanan kişi harekete geçmeye ve bu prensipleri savunmaya hazır olmalıdır. Tarihte bu aşamaya gelmeyi başarmış birkaç kişi hatırlıyor musunuz? Bence Gandhi bu insanlardan biriydi. Kaç kez hapse atıldı? Peki ya Nelson Mandela ya da Martin Luther King? Eminim yakın tarihten de birileri aklınıza geliyordur. Bulundukları zamanda topluma karşı gelmiş olsalar da tüm insanlar arasında evrensel bir eşitlik ve haklara inanan birçok insan bulunmaktadır. Yine de bu tutumu sürdürmüşler ve kanunun karşılarına getirdiği kısıtlamaların sonuçlarına her zaman hazır olmuşlardır. Bu yüzden onlar Kohlberge’e göre en yüksek ahlaki düzeye ulaşmış kişilerdir.

Kohlberg’in Ahlak Gelişimi Kuramı

Kohlberg Ahlak Gelişimi üç düzeyden oluşmaktadır. Kohlberg piaget’in öğrencisidir. Fakat Piaget’in ahlakı yaşa bağlayan görüşüne katılmamaktadır. Kohlber’e göre yedi yaşındaki bir çocuk da yetmiş yaşındaki bir adam da aynı derecede çıkarcı ve sadece olayların sonucunu görebilen düzeyde olabilir. Kohlberg’e göre insanların nasıl bir ahlaka sahip olduğunu belirleyen şey niyetleridir.

Tamamen menfaat, çıkarcı ,bireysel , bana faydası varsa iyidir düşüncesiyle yaşarlar.

  • İtaat Ceza : Birey ceza almamak için kurallara seafoodplus.infoa cezalandıracak biri yoksa kurallara uymaz.
  • Ör:Kırmızı ışıkta eğer polis yoksa geçer.
  • Saf Çıkarcı: İtaat etmek yerine çıkarlarına seafoodplus.infoç bireyin fayda seafoodplus.infoek için de yapar.
  • Ör:Rüşvet verirsen işini görürüm.

Diğer insanlara , gruplara , topluma faydalı ise iyidir.Düşüncesi hakimdir.

  • İyi Çocuk Olma Eğilimi : Etrafındaki insanların takdirini kazanmaya çalışıseafoodplus.infoğenilme ve göze girmek ister.
  • Ör:İnslar görsün diye cumaya gitmek.
  • Kanun Düzen: Mükemmeliyetçi insanlardıseafoodplus.info varsa kesinlikle bunlara uymak zorundadır.Düzeni korumak için her şeyi yapar.
  • Ör:Kızı hırsızlık yapsa bile onu polise teslim eden baba.
  • Sosyal Sözleşme : Herkesin yararına kurallar esnetilebilir.
  • Ör:Herkes kırmızıda durmalıdır ama itfaiye polis göreve giderken bunlara uymayabilir.
  • Evrensel Ahlak: Özgürlük , adalet , hak kavramlarına uygundur.
  • Ör:Kim olursan ol yine gel.

KAYNAK: seafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir