ahmet çağlayan fetö / İmralı tutanaklarını FETÖ’ye aktarmış - Türkiye Gazetesi

Ahmet Çağlayan Fetö

ahmet çağlayan fetö

FET&#;'n&#;n 'genel sohbet&#;isi' &#;rg&#;t&#; anlattı

ANKARA 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Ankara Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları katıldı.

Tanık sıfatıyla ifadesi alınan N.Y, yaklaşık 28 yıl boyunca FETÖ içinde "genel sohbetçi" olarak faaliyette bulunduğunu, genel sohbetçinin görevinin sözde il imamının talimatı doğrultusunda sivil imamlar ile sohbet etmek ve onların motivasyonunu arttırmak olduğunu söyledi.

Örgütün öncesinde Türkiye'yi 7 bölgeye, 'den sonra ise 5 bölgeye ayırdığını anlatan N.Y, FETÖ'nün askeriye, mülkiye, adliye ve emniyette de mahrem yapılanmalarının bulunduğunu kaydetti.

Söz konusu mahrem yapılarda, 'a kadar meslek grubu içinden mahrem imam seçildiğini, daha sonra bunun değiştirildiğini belirten N.Y, "Kemalettin Özdemir'in örgüt içinden tasfiye edilmesinden sonra sivil imamlar kurum dışından seçildi. İçeride de yine o üniteyi muhafaza edecek kişiler oldu." dedi.

Himmet toplamak için Kur'an'ı alet etmişler

Tanık N.Y, FETÖ'nün eleman temininin büyük kısmını dershanelerinden sağladığına ve mahrem imamların dershane sürecinden itibaren öğrencileri takip ettiğine dikkati çekerek, Aralık süreci ve dershanelerin kapatılmasından sonra örgütün bu konuda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığını dile getirdi.

Örgütün çözülmesini önlemek için mahrem imamların motivasyonunu artırıcı sohbetler yaptığını ve örgütün mali kaynaklarından biri olan himmet konusunda daha sıkı önlemler alınmaya çalışıldığını ifade eden N.Y, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Örgüt emniyetten, askeriyeden, hakim ve savcılardan ciddi destek alıyordu. Bir hakim arkadaşım bana, 'Himmet adıyla alınan bu paralar artık bizi çok zorlamaya başladı.' dedi. 'ten sonra 'Hakim ve savcılardan maaşlarının 4 bin lira üzerindeki kısmı tamamen himmet olarak verilecek.' diye talimat verildi. Kuran'dan infak ayetleriyle bunu sağlamaya çalışıyorlardı. Hakim olan arkadaşa bunu vermek zorunda olmadığını söyledim. 'Kimsenin bunu haraca dönüştürmeye hakkı yok.' dedim hatta bu sözlerim sebebiyle de örgüt içinde soruşturma geçirdim."

Kur'an'a el bastırarak sınav sorularını vermişler

N.Y, FETÖ'nün zamanla cemaatten çok farklı bir yapı haline dönüştüğünü, "İslam'a ait bir çok şeyi yozlaştırıldığını" belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Güç, iktidar ve para bu insanları maalesef bozdu. Aslında sıradan bir öğretmen ama altında binlerce askeri öğrenci var, bu insanlara ağır geldi. Her öğrenci sınavları kazansın, kamu kurumlarına yerleşsin diye uğraşıldı. Bundan sonra sınav soruları çalınmaya başlandı. Geçmişte bulunduğum bir ilde KPSS'den önce yaşadığım bir olayı anlatayım. 40 yaş üstü KPSS'ye giremiyor, atanamıyordu. 39 yaşındayken sınava tekrar girmeye karar verdim, son şansım diye. Bunu örgüte ait KPSS dershanesinde çalışan bir arkadaşıma söyledim. Bana, 'Cuma günü yanıma uğra, çıkmış soruları vereyim.' dedi. Cuma günü dershaneye gittim, yok. Telefonu kapalı, gün boyu ulaşamadım.

Pazar sınav yapıldı, pazartesi tekrar dershaneye gittim. Telefonuna ulaşamadığımı söyledim. 'Bize sorular verildi, kimseye vermeyeceğimize dair Kur'an'a el bastırdılar.' dedi. Sınav sonuçları açıklandığında o arkadaş il birincisi olup kamu kurumuna atandı. Tabii daha sonra da ihraç edildi."

Mahrem yapıyı İpek ve Kaynak Holding finanse etmiş

Askerlerden sorumlu sivil imamların çoğunluğunun, "FETÖ'nün iş ve işçi bulma kurumu" olarak bilinen "Referans İş" adlı şirketin çalışanı olduğunu ve bu şekilde kamufle edildiklerini anlatan tanık N.Y, "Referans İş, görünürde resmi olarak işleyen bir şirket ama arka planda yapının (FETÖ'nün) bütün elemanlarının kaybolduğu bir yer. Ahmet Çağlayan (firari sanık) görünürde şirketin başında bulunan kişi." diye konuştu.

Mahrem hizmetlerin devamı için örgütün talimatla şirketler kurdurduğunu kaydeden N.Y, "Mahrem yapıları finanse etmede genelde bir şirket seçilir ve bu sağlanırdı. Ankara'da Akın İpek, genel anlamda da Kaynak Holding kullanıldı. Örgütün kurduğu şirketlerin iki görevi vardır. Birincisi, mevcut mahrem imamların kamufle edilmesi, ikincisi de maddi kaynak sağlamak." ifadelerini kullandı.

Askeriyeye "özel önem"

Tanık N.Y, FETÖ'nün askeriyeye özel önem verdiğine dikkati çekerek, "Size doğrudan örgüt liderinden duyduğum bir sözü aktarayım. Bir konuşmasında, 'İleride genelkurmay başkanı olabilecek bir askeri öğrenci için okulu feda edebilirim.' demişti." beyanında bulundu.

N.Y, örgütün askeri yargı yapılanmasından sorumlu kişilerin de Ömer Yazıcı, Feyzi Şirin ve Faik Toklucu olduğu bilgisini verdi.

Muhabir: İsmet Karakaş

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

FETÖ kodlama

FETÖ’nün hakim ve savcılar dışındaki yargı personellerinden sorumlu “adalet imamı” olan 22 şüpheli hakkında dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, örgütün cezaevi ve adliye yapılanmasına ilişkin önemli ayrıntılar yer aldı.

GERÇEK İSİM BABA ADINDA GİZLİ

İddianamedeki bilgilere göre örgüt, Türkiye adalet personeli yapılanmasını 5 bölgeye ayırmış. FETÖ’nün adliye ve cezaevi yapılanmasında yer alan üyelerinin sayısı arttıkça, mensuplarına ait bilgileri “tarak” adı verdikleri veri tabanında topladığı kaydedildi. Ancak söz konusu veri tabanına girilen bilgilerin şifrelendiği, personel isminin genelde yanlış yazıldığı, ‘baba adı’ hanesinde yer alan ismin personelin gerçek ismi olduğu belirtildi.

Örgütün adliye ve cezaevi yapılanmasında kullandığı kodlamalara da yer verildi.

Buna göre, adliyeler ‘A’, ceza infaz kurumları ‘C’ şeklinde kodlandı. İnfaz koruma memurlarından ‘işçi’, zabıt katiplerinden ‘Zekai’, hakim ve savcılardan ‘Hasan’, cezaevi personelinden de ‘İlkay’ veya ‘İlker’ diye bahsedildiği, adliye ve ceza infaz kurumları sınavlarına öğrenci hazırlayan kişiler için de ‘Akın’ denildiği belirlendi.

  • Adalet personeli yapılanmasının en üstündeki FETÖ’cünün, şüphelilerden firari Ahmet Çağlayan olduğu belirlendi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanmasına ilişkin açılan davada, Çağlayan’ın, kurduğu ‘Referans İş’ isimli firma ile birlikte FETÖ’nün insan kaynakları sorumlusu gibi faaliyet gösterdiği tespitine yer veriliyordu.

  • ANKARA ADLİYE İMAMI BİLAL YAMAN

  • İddianamede, nisan ayında Yunanistan’a kaçmak isterken yakalanan Bilal Yaman ve Emre Kazan’ın da üst düzey adliye sorumlularından olduğu belirtildi. Yaman’ın Ankara Adliyesi personelinden sorumlu olduğu, Kazan’ın ise İç Anadolu Bölge Arama Tarama Mesulu olarak görev yaptığı kaydedildi.

İmralı tutanaklarını FETÖ’ye aktarmış

EBRU KARATOSUN - FETÖ’nün, Adalet teşkilatı mahrem yapılanması soruşturmasında ifade veren gizli şahit T-rex, 25 mahrem imamı deşifre etti. Gizli tanık, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü eski Özel Kalem Müdürü Mustafa kod adlı Muhammet Şimşek’in hem müdürlüğün hem de istihbari bilgilerin toplandığı 5A biriminin sorumlusu olduğunu söyledi. Genel müdürlükte görevlendirilecek kişilerin Şimşek tarafından belirlendiğine dikkat çeken gizli tanık “Kendisine diğer illerin personel sorumluları tarafından ulaştırılan listelerde, önemli görülen ya da kazanmak istenen kişilerin genel müdürlükte görevlendirilmesini sağlardı” dedi.

Özellikle terörist elebaşı Öcalan’ın bulunduğu İmralı F tipi cezaevine kadro oluşturulmadan önce belli sürelerde geçici görevlendirilecek kişilerin bizzat Muhammet Şimşek tarafından belirlendiğini anlatan gizli şahit “Şimşek, Öcalan’ın avukatları ve ziyaretçileriyle ilgili görüşme tutanaklarını da örgüte taşırdı” diye konuştu. Bu arada Şimşek’in 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün önce yurt dışına firar ettiği öğrenildi.

Ankara’da bulunan Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) sorumlusunun Gül Ahmet Şahin olduğunu aktaran gizli tanık “Örgüt seçim zamanlarında kendi elemanlarını sandıklarda görevlendirmiştir” dedi. Adalet teşkilatının yedi ayrı bölgeye ayrıldığını söyleyen gizli tanık, Yargıtay’ın ‘Yavuz’, Danıştay’ın ‘Davut’ HSK’nın ‘Hasan’ Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün ise ‘İşçiler ve Nafiz’ olarak kodlandığını ifade etti.

Adalet personeli yapılanmasının en üstündeki FETÖ’cünün Numan ve Selim kod adlı firari Ahmet Çağlayan olduğuna dikkat çeken gizli tanık, şu bilgileri verdi: Ahmet Çağlayan, Adalet Bakanlığına alınacak personelin referans işleriyle ilgilenmiştir. Bakanlıkta görülen özel dosyaların takibini yapmıştır. Çağlayan, kendisine bağlı olan kişilerle her ay düzenli olarak, Türkiye adalet yapılanmasının merkezi olarak kullandığı Balgat’taki ofisinde toplantı yapardı. Toplantılarda, örgütün bölgesel olarak ne kadar Bakanlık çalışanı olduğu, bunların durumları, örgüt içerisindeki takiplerinin raporlanması değerlendirilirdi. Ayrıca adliyelerde cezaevlerinde çalışan örgüt mensuplarının getirmiş olduğu istihbari bilgiler görüşülürdü. Bu toplantılardan aldığı bilgileri zaman zaman Pensilvanya’ya giderek direkt olarak Gülen’e anlatırdı.

Yeni Şafak'tan Şahin Şen'in haberine göre,FETÖ'nün mensupları paralel kasa, para ve himmetlerin buharlaşması gibi çekişmlerin yaşandığı konular üzerinden birbirlerini suçlamaya başladı. Örgütün içindeki yolsuzluklarda il ve ülke imamlarını çoğunluğunun ABD'ye gönderdikleri himmet paralarının içinden yüzde 10'luk bir kısmı kendilerine ayırıyor olmaları geliyor.

Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının özellikle rahatsızlık duyduğu konular:

  • Toplanan himmet ve yardımların gizlenmesi ve alternatif kasalar oluşturulması
  • ABD ve Avrupa'daki esnaf ve mütevellilerden, Yunanistan'daki kamplarda kalan örgüt üyeleri için toplanan paraların yerine ulaşmış olması
  • KHK'lılar ve cezaevindeki örgüt üyeleri için toplanan paraların yerine ulaştırılmaması ve örgüt üyelerinin bu paralarla lüks içinde yaşıyor olması.

ÖRGÜTÜN 'İKİNCİ KASASI' İÇİNDE KASA

Fiğer taraftan FETÖ'nün "ikinci kasası" olarak bilinen ve yıllarca örgütün para kaynaklarını yöneten Mustafa Özcan, ikinci bir kasa kurmakla suçlandı. Bank Asya kaynaklarını yakınlarına dağıttırdığı için Gülen tarafından yılında Kaynak Holding'in başından alındı fakat Mustafa Özcan finans gücünü korumaya devam etti.

MİLYON DOLARLIK HAYATLAR

Namı diğer 'ikinci kasa' Mustafa Özcan'ın yakın adamı olduğu bilinen Ali Çelik, Londra'da 40 milyon TL değerinde bir malikhanede yaşam sürüyor.

Örgütün Pensilvanya'daki kara kutusu Cevdet Türkoğlu'nun ise yalnızca kişisel serveti 50 milyon dolar olarak belirtiliyor.

FETÖ'nün adliye imamlarından olduğu bilinen Ahmet Çağlayan ise Belçika'da sürdüğü lüks yaşam ve kızına açtığı özel hastane ile konuşuluyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir