ahmet haşim in edebi kişiliği / Ahmet Haşim kimdir? Kısaca hayatı, edebi kişiliği, şiirleri, eserleri ve özellikleri

Ahmet Haşim In Edebi Kişiliği

ahmet haşim in edebi kişiliği

kaynağı değiştir]

kaynağı değiştir]

"Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" anlayışından hareket eden Fecr-i Âtî grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 'de yayınlanan Göl Saatleri başlıklı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Atî dağıldıktan sonra siyasî ve edebî akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı.

Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır. Kabri, İstanbul'da Eyüp Sultan Mezarlığı'ndadır.[3]

Eserleri[değiştir

Ahmet Haşim Kimdir? Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri

Sembolizmin öncülerinden şair, yazar Ahmet Haşim, &#;de Bağdat&#;ta doğdu, 04 Haziran &#;te (46 yaşında) İstanbul&#;da yaşamını yitirdi.

Babası Fizan Mutasarrıfı (kaymakamı) Bağdat&#;ın ileri gelen ailelerinden Arif Hikmet Bey, annesi ise Sara Hanım&#;dır. Çocukluğu Bağdat&#;ta geçti. 12 yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul&#;a geldi.

Mektebe-i Sultanî&#;de (Galatasaray Lisesi) yatılı okudu. Tevfik Fikret ve Ahmet Hikmet Müftüoğlu&#;nun öğrencisiydi. &#;de mezun oldu.

Bir süre Reji İdaresi&#;nde çalıştı. Bir yandan da Hukuk Mektebi&#;ne devam etmeye başladı. İzmir Sultanisi Fransızca öğretmenliğine atandı. Hukuk eğitimini bırakıp İzmir&#;e gitti. arasında Maliye Nezareti&#;nde çevirmenlik yaptı. Birinci Dünya Savaşı yıllarını Çanakkale ve İzmir&#;de yedek subay olarak geçirdi. Mütareke&#;den sonra İstanbul&#;a döndü. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi&#;nde estetik ve mitoloji öğretmenliği yaptı. Harp Akademisi ve Mülkiye Mektebi&#;nde Fransızca dersleri verdi. Düyun-u Umumiye İdaresi&#;nde, Osmanlı Bankası&#;nda çalıştı. Akşam ve İkdam gazetelerinde köşe yazıları yazdı.

&#;de böbrek rahatsızlığının tedavisi için yurtdışına gitti ama iyileşemeden döndü. Şiire lise öğrenciliği yıllarında başladı. İlk şiirlerinde Abdülhak Hamit, Cenap Şahabettin, özellikle de Tevfik Fikret etkileri görülür.

Bilinen ilk şiiri &#;Hayal-i Aşkım&#;da bu yönelmelere rağmen yeni bir sanat yönelimi olduğu dikkat çeker. Gençlik şiirleri Mecmua-i Edebiye, Musavver Terakki, Aşiyan, Jale, Musavver Muhit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap dergilerinde yayınlandı. Bu şiirleri kitaplarına almadı. 2. Meşrutiyet&#;in yazınsal karmaşa ortamında onun şiiri ayrı bir ses olarak kendisini gösterdi.

&#;de basılan ilk şiir kitabı &#;Göl Saatleri&#;nin başındaki küçük manzumeler, bu dönemin asıl eserleridir. İzlenimci ressam etütlerini andıran bu şiirlerle Ahmet Haşim, doğanın özünü sızdırmak ister gibidir.

Şiiri, bir yandan Verlaine müziğine yaklaşırken, bir yandan Şeyh Gâlib&#;in parıltısını taşır. &#;Göl Saatleri&#;, &#;Göl Kuşları&#;, &#;Serbest Müstezatlar&#; ve &#;Muhtelif Şiirler&#; olmak üzere dört bölümden oluşan bu kitap Türk şiirinin Yahya Kemal Beyatlı&#;dan sonraki ikinci kanadını kurar. Beyatlı&#;nın geniş kesimleri kucaklayan toplumcu ve ulusçu şiirine karşılık Haşim daha dar ama daha derin bir kanalda akmayı tercih eder.

İkinci ve son şiir kitabı &#;Piyale&#;nin girişinde &#;Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar&#; bölümünde şiirle ilgili görüşlerini açıklar: &#;Şair ne bir gerçek habercisi, ne güzel konuşmayı sanat haline getirmiş bir kişi, ne de bir yasak koyucudur. Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, hissedilmek için yaratılmış, müzik ile söz arasında, ama sözden çok müziğe yakın ortalama bir dildir. Düzyazıda anlatımı yaratan öğeler şiir için söz konusu olamaz. Düzyazı us ve mantık doğurur, şiir ise algı bölümleri dışında isimsiz bir kaynaktır. Gizliğe, bilinmezliğe gömülmüştür. Şairin dili, duyumların yarı aydınlık sınırlarında yakalanabilir. Anlam bulmak için şiiri deşmek, eti için bülbülü öldürmek gibidir. Şiirde önemli olan sözcüğün anlamı değil, şiir içindeki söyleniş değeridir. Şiiri ortak bir dil olarak düşünenler boş bir hayal kuruyor demektir.&#;

&#;Piyale&#; kitabındaki &#;Merdiven&#; ve &#;Bir Günün Sonunda Arzu&#; şiirleri, bu görüşleri yansıtan ve Türk edebiyatında görülmemiş bir şiirselliği ortaya koyan ürünlerdir. Bu kitapla birlikte Haşim&#;e saldırılar arttı. Ölçü ve Türkçe bilmemekle, toplum sorunlarına ilgisizlikle suçlandı. Yine de şiirleriyle 20&#;nci yüzyılın ilk çeyreğini etkilemeyi başardı.

 

Ahmet Hâşim (özet):

  • Fecr-i Âti topluluğunun en güçlü şairidir.
  • Şiirlerinde musiki de vardır.
  • Empresyonizm ve sembolizmin etkisiyle şiirler yazar.
  • Ona göre şiir, anlamın ve ahengin uyumundan doğar.
  • Ahenk kavramına büyük önem verir.
  • Sanatçıya göre gerçek şiir, nesre çevrilmesi mümkün olmayan bir şiirdir.
  • Aruz ölçüsüyle yazan şair, Arapça ve Farsça sözcüklere de bolca yer verir.
  • Haşim, anlamca kapalı olan şiirleri sever.
  • Serbest müstezata ilgi duyar. Haşim&#;e göre şiirlerde &#;açıklık&#; ve &#;fikir&#; gereksizdir.
  • Şiir, anlamını okuyucudan almalıdır. Okuyucu kendi gücü oranında yorum yapmalıdır.
  • &#;Piyâle&#; Haşim&#;in olgunluk dönemi şiirlerini kapsamaktadır.
  • Bu dönemde hayat ve kadın karşısında kendisini yalnızlık içinde bulan sanatçının ruh yansımaları vardır.
  • Ahmet Haşim, hece ölçüsünü musiki açısından yeterli görmez, serbest müstezatı Servet-i Fünûnculardan daha rahat kullanır.
  • Şiirlerinde tasvire yer veren sanatçı sıfatları da çok kullanır.
  • Sembolizmin ahenk ve anlam kapalılığı ilkesinden; empresyonizmin izlenimlerinden yararlanır.
  • Sanatçı, toplumsal sorunlara ilgisizdir. Şiirlerinin konusunu hüzün, yalnızlık, ölüm, aşk gibi bireysel konular oluşturur.
  • Haşim&#;e göre şiir, musiki ile söz arasında; fakat sözden çok musikiye yakın bir dildir. Şiirlerin, açık ve anlaşılır olmasına karşıdır. Haşim; sarı, kırmızı, siyah renkleri kullanır.
  • Şiirlerinde duygusallığa anlam kargaşalığına önem veren sanatçı nesirlerinde açık, yalın, anlaşılır bir üslupla karşımıza çıkar. Sanatçının fıkraları, edebi tenkitleri, gezi yazıları vardır. Ayrıca nesirlerinde sosyal konulara da ağırlık verir.

Ayrıca bkz.->

Ahmet Haşim&#;in Eserleri

Şiir:

  • Göl Saatleri ()
  • Piyale ()

Fıkra ve Sohbet:

  • Bize Göre ()
  • Gurabahane-i Laklakan ()

Gezi:

  • Frankfurt Seyahatnamesi ()

Şiirlerinden Örnekler

MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak&#;

Sular sarardı&#; yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta&#;

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta&#;

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZÛ

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi&#; sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i&#;lân.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Ahmet HAŞİM

kaynağı değiştir]

Bilinen ilk manzumesi Leyâl-i Aşkım, 'de Mecmua-î Edebiyye'de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. yılları arasında yazdığı ve Piyâle başlıklı kitabına aldığı Şi'ir-î Kamer dizisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi.

'da kurulan Fecr-i Âtî'ye girdi. 'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği () sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Savaştan sonra sınavla Duyun-u Umumiye'ye girdi. Duyun-u Umumiye'den çıktıktan sonra Osmanlı Bankası'na memur oldu. Anadolu Demiryolu Şirketi Meclisi İdare Azalığı'na tayin oldu.[2] Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 'te Paris'e, 'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nde, mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine vefatına kadar devam etti.

Edebî anlayışı[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir