aklındakiyle yaşar yanındakiyle ölürsün / YANINDAKİYLE YAŞLANIR, AKLINDAKİYLE ÖLÜRSÜN! - MAREUXINOS

Aklındakiyle Yaşar Yanındakiyle Ölürsün

aklındakiyle yaşar yanındakiyle ölürsün

YANINDAKİYLE YAŞLANIR, AKLINDAKİYLE ÖLÜRSÜN!

Çok fazla zaman geçmedi üzeriden. Yanlış hatırlamıyorsam 5 &#; 6 ay önceydi. Ertesi gün toplantıya yetişmesi gereken bir sunum için geç saatlere kadar çalışmıştım. Uykumu açmak için arka arkaya içtiğim kahveler işe yaramıştı; işler bitmesine rağmen gram uykum yoktu. Belki yatarsam kendiliğinden gelir diye düşündüm.

Pijamalarımı giyindim, yatağıma uzandım. Ayaklarımın değdiği her yer buz gibiydi. uykum iyice dağıldı. Telefonu elime aldım, saat 4&#;ü 10 geçiyordu. Neredeyse sabah olmuş, belki de uyumasan daha iyi.

Ben hayattan kopmuş bir şekilde çalışırken dünyada neler oldu acaba? Twitter&#;ı açtım, gezinmeye başladım. Ünlü CEO&#;ların yeni ürün tanıtımları, salak saçma bir ünlünün trend konular arasına girişi, maç sonucu yüzünden birbirine giren binlerce insan&#; Güzel, her şey bıraktığım gibi.

Sayfayı boş boş aşağıya doğru kaydırmaya başladım. Arkadaşımın paylaştığı bir tweet gözüme ilişti. &#;Karım içerde uyuyor, ben de salonda müzik dinliyorum. Dedikleri doğruymuş: İnsan yanındakiyle yaşlanır, aklındakiyle ölür.&#; Gecenin karanlığında salonda müzik dinleyen bir adam canlandı gözümde. Arka fonda 80&#;lerden kalma bir şarkı, elinde sigarası. Yok, hayır içmiyor, kendi kendine yanıyor sigara. Adam tekli koltuğa gömülmüş. Dışarıya bakıyor, dışarıda alacakaranlık. Pencerenden sızan yeni gün yavaş yavaş parkeleri aydınlatıyor, adamın silüetini ortaya çıkarıyor.

Adamı salonda bırakıp yavaş adımlarla yatak odasına yürüyorum, kapı hafif aralık. Müziğin sesi çok az duyuluyor. Kadının uzun koyu renk saçları yüzüne yayılmış; kolları, göğsüne kadar çekili yorganın üzeride. Salonda olanlardan, hayatında olanlardan bir haber, huzur içinde uyuyor. Saatin kaç olduğunun, yanının boş olduğunun farkında değil. Kim bilir rüyasında neler görüyor. Düzgün yüz hatlarında geziniyor güneş, gözüm çenesindeki bene takılıyor.Şarkı başa sarıyor.

Yatağımdan kalkıp bir kahve daha yaptım kendime. Beynimde Tanju Okan&#;dan Seni Hayatımca Sevdim çalıyor. Dışarıda gün aydınlanıyor. Ne hayatlar var&#;

Güneş göz kapaklarımdan içeri sızıyordu. Gözlerimi araladım, saat&#;e baktım, 8&#;e 20 var. Lanet olsun! Uyuya kaldım. Hızlıca üzerimi giyindim, bir taksi çağırdım. Toplantı için hazırladığım notları çantama tıktım. Koşar adım apartmandan çıkıp, kendimi taksiye attım. Önce şirketin adresini söyledim, ardından ayakkabılarımı bağlamaya başladım.

Çantamdan telefonu çıkarıp toplantının kaçta başladığını kontrol ettim. Ohh! Daha zamanım varmış. Kafamı kaldırdığımda taksiciyle göz göze geldim. Dikiz aynasından bana bakıp, babacan bir tavırla Geç kaldınız galiba dedi. Tebessüm ettim. Evet dün akşam bir işi bitirmek için neredeyse sabahladım. Sonra da kalkamadım, dedim. Benim kızım da sizin gibidir, aklına taktı mı bitirmeden yatmaz. Oğlum pek öyle değil.Neredeyse sizin yaşlarınızda benim çocuklarım da, dedi. Dikiz aynasından yüzüme baktım. Gözlerimin altındaki halkalar beni olduğumdan daha büyük gösteriyordu, rengim de solmuştu. Dalgın dalgın Allah bağışlasın dedim, çalışıyorlar mı? Yüzünü göremedim ama güldüğünü hissettim. Kızım okulu bitirdi, çalışıyor. Oğlum hayta biraz, uzattı. Bakalım ne zaman biter. Sesinde kızgınlık yoktu, hatta biraz muzip geliyordu. Başladı mı biter dedim, hepimiz bazı haylazlıklar yaptık okurken.

Bir süre sessizlik oldu, pencereden dışarıyı izlemeye başladım. Radyoda çalan şarkıya, telsizden gelen durak anonsları eşlik ediyordu. Taksicinin diksiyonu oldukça düzgün; konuşması ve davranışları kibardı. Asıl mesleğiniz taksicilik değil galiba, diye sordum. Dikiz aynasından bakınca gözlüklerinin ardındaki yeşil gözleri parladı. Hayır değil dedi, A gazetesinin matbaa bölümünde çalıştım uzun yıllar, sonra emekli oldum. Sonra B gazetesinin matbaa bölümünün kurulmasına yardım ettim. İşimi seviyordum ama artık yoruldum. Anlayışla başımı salladım. Ben de işimi seviyordum ama&#;

Nerelisiniz diye sordu. Trabzonluyum dedim. Bu kez dikiz aynasındaki bakışlar boştu. Bana bakıyor gibiydi ama görmeye çalıştığı ben değildim sanki. Yanlış bir şey mi söyledim, dedim. Yok, yanlış bir şey söylemediniz. Yıllar önce tanıdığım biri bu sabah birden aklıma geldi. Şimdi tekrar hatırladım. O da Trabzonluydu dedi. Merakımı dizginleyemeyip (her zamanki gibi) özel değilse kim bu kişi diye sordum. Bir kaç saniye anlatmakla anlatmamak arasında tereddüt etti. Bir kaç kelime geveledi ağzında, nasıl başlayacağını bilemedi. Sonra derin bir nefes aldı. Kelimeler ardı ardına akmaya başladı.

Ben, 19 yaşlarındaydım, Hatice ise 17&#;sindeydi. Arkadaştık, beraber dolaşmaya çıkardık. Çay içip onu evine bırakırdım. Onlar Zeynepkamil&#;de oturuyordu o zaman, bizim ev Levent&#;teydi. Levent dediysem şimdinin Levent&#;i gelmesin aklınıza. O zaman orta gelirli insanların müstakil, mütevazi evlerinde oturduğu bir yerdi. Hatice ile arkadaşlığımız ilerledi. Hatice&#;nin annesi beni bilirdi, güvenirdi; benimle dışarı çıkmasına bir şey demezdi ama aramızdaki ilişkinin derinliğinden habersizdi. Bilse bir daha bizi görüştürmezdi.

Hatice&#;yi çok seviyordum ve artık işin ciddiye binmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu fikrimi Hatice&#;ye açtım. Olmaz dedi, annem öğrenirse bir daha seninle buluşmama izin vermez. O zaman kanım deli akıyor, bir gün Hatice&#;yi eve bırakmaya gittiğimde Esma Teyze&#;ye utana sıkıla konuyu açmaya çalıştım. Esma Teyze akıllı kadındı. 2 oğlunu, kocasını parmağında oynatırdı, evin gerçek reisi oydu. Ne demek istediğimi hemen anladı ama konuyu öyle güzel olmaza getirdi ki! Bir anda oğullarının petrol istasyonundan, ne kadar kazandıklarından dem vurmaya başladı. Bu da bana yavrucuğum, bir kendine bak, bir de bize bak&#;ın kibarcasıydı. Çok kızdım, yediremedim kendime. 20 yaşımı doldurmuştum. Hatice&#;ye bile veda etmeden ilk alımda askere gittim.

Geri döndüğümde durulmuştum. A gazetesinin matbaasında, işte o zaman işe başladım. Çok iyi arkadaşlarım vardı. Onlarla bir de amatör bir futbol takımı kurmuştuk. Haftanın 3 günü maç yapıyorduk. Bir maç çıkışı, Hatice aklıma düştü. Yol üzerindeki ankesörlü telefondan ezbere bildiğim numarayı parmaklarım hızlıca tuşladı. Ahizenin ucundaki ses, Alo dedi. Çok heyecanlandım, Hatice&#;nin sesiydi. Bir kaç saniye bir şey söyleyemedim. Ses ikinci kez Alo deyince. Hatice, dedim. Aramızda kural vardı: Eğer konuşamayacak durumdaysa yanlış numara der kapatırdı. Kapatmadı. Nerelerdeydin! Kaç kez sana ulaşmaya çalıştım. En son arkadaşların bana askere gittiğini söyledi. Bir veda bile etmeden gittin. Haklıydı, o kadar çok kızmıştım ki, bir veda bile etmedim. Buluşmamız lazım dedi. Sustum, sonra cesaretimi topladım ve Ben evledim dedim. Beni yine kandırmaya çalışıyorsun dedi, sesi buruk çıkmıştı bu sefer. Hatice&#;ye hep şaka yapardım ama bu sefer şaka değildi. Evlenmiştim. 2 çocuğumun annesiyle evlenmiştim. İşteki en yakın arkadaşımın kardeşiyle evlenmiştim.

Kimsenin haberi olmadan, Hatice evlenene kadar aylarca buluştuk. Sonra eşi görüşmemizi istemedi. Bir daha birbirimizi görmedik. Ben de, o da hayat gailesine kapıldık, savrulduk da savrulduk.

Taksi, yumuşak bir fren yaptı, şirketin önünde durdu. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmamıştım. İşte dün gece salonda müzik dinlerken hayal ettiğim adam (adamlardan biri) buradaydı. Demek doğruymuş, dedim. Yanındakiyle yaşlanır aklındakiyle ölürsün. Önce dikiz aynasında baktı, sonra arkasına döndü. Bak kızım dedi, benden sana baba tavsiyesi. Çok tatlı, hoş sohbet bir insansın. Karşına bir sürü insan çıkacak ama sevmediğinden biriyle sakın evlenme. Evlilik sevmediğin biriyle cehenneme döner. Başımı salladım, gülümsedim.

Ayaklarımı sürüye sürüye binaya doğru yürüdüm. Arkama baktığımda taksi çoktan gitmişti. Kartımı bastım, önce mekanik bir bip sesi geldi, sonra kapı açıldı. Masama doğru ilerlerken ekip arkadaşım yanıma gelip Toplantı iptal oldu. Yöneticilerin üst düzey bir toplantıya katılması gerekiyormuş dedi. Güldüm. Süper dedim, benim de üzerinde düşünmem gereken bir konu vardı.

ya yanımızda kimse yoksa? (ağlayan smiley)

Ulu tengri, her insana, aklındakiyle yaşlanıp, aklındakiyle ölmeyi nasip etsin gibi ulvi bir duaya sebep olan söz öbeciği.
Dinimiz. Süphaneke. Amin!

öyle aklı sikerim ben.
merak etmeyin ama.
insan yine de vefalıdır.
eşinizin gözlerine baktığınızda unutursunuz ne var ne yok.

-sanki yaşamış gibi anlattım.
ama yaşamadım - çok şükür -

Güzel laf. Başkasını sevip bir başkasıyla evlenenlere gelsin.

yanında kalmayan akılda da kalmaz.
kanunidendi sanırım.

Beni tarif ediyor.

Haklı kelam.

Nokta.

yanındaki kişiye ihanettir.

Yanındakiyle yașar aklındakiyle ölür sikindekiyle arafta kalırsın sen beni arafta bıraktın shawty damn.

bunu yapan şerefsizdir. net.

bizzat yaşadığım ve yanımdakine yazık ettiğimi fark ettiğim ve terk ettiğim durum. Yalnızlık daha iyi.

unutulmayacak aşk yok arkadaşlar. demek ki unutmak istemiyor. Allah bizi yara bandı olmaktan, teselli ödülü olmaktan korusun..

Aklındakinide aldın diyelim? Daha iyisi çıktı karşına? Güzelliğin sonu yok sonu olan bir şey var o da müptezellik Sonunda müptezel olursun.

Her çiçekten bal alan arı olursan kovanı bulamazsın.

Allah bunu kimseye yaşatmasın.

doğrudur. kimse yaşamamalı.

Oysa Bugün içmeyeceğim demiştim kendi kendime.

Inş 10 sene sonra felan bunu youtube da şarkı yorumlarına yazarken bulmam kendimi.

Yanımdakine canım feda diğeri zaten ölmüş ki.

Nobody gives a shit!

hassiktir be bunu demesen iyiydi. o zaman bu söze şu sözü söylim;

ya aklımdakini unutucam ya da aklımdakini bir şekilde karım yapcam.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir