çağlar cilara neden ayrıldı / Çağlar Cilara Halk tv'den neden ayrıldı? Çağlar Cilara kimdir?

Çağlar Cilara Neden Ayrıldı

çağlar cilara neden ayrıldı

Çağlar Cilara röportajı neden yayından kaldırıldı?

Mücadelesini ve yolunu değerli bulduğumuz için açıklamalarına ve seçim çalışmalarına dair haberlere hem gazetede hem de internet sitemizde birçok kez yer verdiğimiz CHP Beyoğlu Belediye Başkan adayı Alper Taş'ın Saadet Partisi'ne yakın bir televizyon kanalında LGBT hakları ve mücadelesiyle ilgili konuşması, başkan olması halinde LGBT meclisi açacağını duyurması bu parti ve kanal çevresinde tepki toplamış, Taş'ın konuk olduğu program yayından kaldırılmıştı.

Gazetemiz yaşananların ertesi günü, bu konuya sayfalarında yer vermiş ve "Böyle olur İslamcının muhalifliği" başlığıyla okurlarına ulaştırmıştı:



Bunun ertesinde muhabirimizin ulaştığı program sunucusu Çağlar Cilara, sorulan sorularla pek de alakası olmayan yanıtlar vermiş ve bu yanıtlar ne yazık ki editöryal süreçten geçemeden, hızla yayına alınmıştır. Haberin geri çekilmesi üzerine ise Cilara sosyal medya hesabı üzerinden eleştirilerini sıralamıştır. Eleştiri elbette hiçbir zaman suç değil, olamaz. Ancak eleştiri boyutunu açık şekilde aşan bir tablo karşımıza çıkmıştır. Elbette röportaj talebi çalışma arkadaşımızdan gelmiştir ama bu yönlendirmelerle dolu röportaj yazı işlerinin kontrolü dışında yayınlanmıştır. Bu durum nedeniyle okurlarımızdan özür dileriz.

Haberin yayından alınmasının iki temel sebebi bulunuyor. Bu zorunlu açıklamayı yapmamızın kaynağını da bunlar oluşturuyor.

Birincisi, Cilara sorulan dört sorunun da üzerinden atlayarak sorulmayan konulara dair beyanlarda bulunmuştur. Liderinin "Ülkemizde de sosyal yapı bozulmaya başladı, eşcinsellik yaygınlaşıyor, bu olay hayvanlarda bile yok" dediği partiye yakın bir televizyon kanalının bu olaydaki tavrını sorduğumuz Cilara, bu soruları yanıtlamak yerine gazetecilik maceralarını anlatmakta ısrar etmiştir. Dahası, sorularla örtüşmeyen yanıtlar vermiştir.

İkinci olarak, kanal yönetiminin kendisine ne açıklama yaptığını sorduğumuz Cilara, "TV5 yönetimi ile birlikte bu kararı aldık" derken, kanalın ne kadar iyi niyetli olduğundan bahsetmektedir. LGBT bireylerin yaşamsal sorunlarını ortaya koyan bir siyasetçiye tahammül edemeyen bir kanalla birlikte bu kararı aldığını söylemek, ancak uzun süreler çalıştığı diğer kurumları aynı soruya verdiği yanıtta yerden yere vurmak eşine pek az rastlanır bir gelişmedir.

TV5'nin konuyla ilgili tepkisi sorulan Cilara, "KRT bizim yönetimimizden çıkıp CHP etkisine girince ayrıldık" demektedir. Bunun soruyla olan alakası bir tarafa, KRT'nin CHP etkisi altına girdiğini ve bu nedenle yolların ayrıldığını savunan Cilara, neden bu hassasiyetine rağmen Halk TV'ye geçmiştir?

Söz konusu içeriğin yayından alınmasından sonra sosyal medyada başlayan ve ufak çaplı bir linç kampanyasına dönen girişimi hayretler içinde izledik, sonunda bir açıklama yapma ihtiyacı hissettik.

Bu bilinçli ama başarısız girişimde gözümüze çarpan bazı detaylar ise söz konusu içeriğin neden yayından alındığını tek başına anlatır niteliktedir.

Yazdıklarının yanında bir de konuyla ilgili video paylaşan Çağlar Cilara, videonun girişinde "Malum mesele meydana geldi. İşte Alper Taş LGBT'lilerle ilgili bir şeyler söyledi" diyor.

"Her kesimin sesi oluyorum" iddiasında olan birisinin sanki bir takımın taraftarından bahsediyormuş gibi LGBT bireylerden bahsetmesi ilginçten öte aşağılayıcı bir dildir. Dil sürçmesi de değil; sorulara verilen yazılı yanıtta da "LGBT'liler" ifadesi geçmektedir. LGBT'liler nedir, LGBT'lilik nedir, bu yolla mı her kesimin sesi olunuyor bilmiyoruz ama LGBT'lilik gibi bir kavram olmadığını net bir şekilde biliyoruz.

Cilara, "Daha sonra programı yayından kaldıralım dediler. Kaldırabilirler, saygı duyuyorum. Orası bir kurum" diyor. LGBT bireylerden bahsedildiği için programının kaldırılmasına neredeyse sevinmiş gibi görünen gazeteci arkadaşımız, yayından alınan bir röportajı, hem de sorularla alakasız yanıtlarla dolu bir röportajı neden bu kadar dert ediyor?

Okurumuzun değerli vaktini böyle suni bir gündemle yeterince aldık. Konuyla ilgili açıklamamızın yeterince detaylı, hatta kimileri için de fazlasıyla öğretici olduğunu düşünüyoruz. Biz bu tartışmayı bir daha açmamak üzere burada noktalıyoruz. 

Yenilenen kadrosuyla yaklaşık bir aydır her gün emekçi halkın sorunlarını gündemine taşıyan Yurt, durup dinlenmeden yoluna, birilerini rahatsız etmeye devam edecek.

Bir dönem başbakanlıkta ve parlamentoda basın danışmanlığı yapan, daha sonra Anadolu Ajansı’nın genel müdürlüğü görevine gelen Kemal Öztürk, söz konusu dönemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. 

Gazeteci Çağlar Cilara’nın YouTube kanalına konuk olan Öztürk, arası, dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç’a, arası, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a danışmanlık yaptığını hatırlattı. 

’den ’e kadar da Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü görevini sürdüren Öztürk, “Bu dönem içerisinde yaşanan tüm olaylara şahitlik de ettim, etki de ettim, bir yanlış bir hata varsa payım da var” dedi. 

Başbakanlıktaki basın danışmanlığının çok baskın olmadığını aktaran Öztürk, “Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim: Basın danışmanıyken hiç kimsenin ekmeğiyle oynamadım. Hiçbir köşe yazarının kalemi susturulsun diye kimseyi aramadım ve müdahale etmedim” ifadelerini kullandı. 

“Bir köşe yazarı ‘Onun yüzünden işten atıldım’ diyebilir. Ben bunu çıkar kendisiyle konuşurum. Bu konuda çok rahatım” diyen Öztürk şöyle devam etti:

Suyun akışını değiştirecek kadar müdahil değildim çünkü benden önce bunlarla ilgili çok sık sorunlar yaşandığı için daha yumuşak bir basın danışmanlığı süreci geçirilmesini daha uygun gördüm. 

Ama şunu söyleyeyim: Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, o zamanlar gazete yönetiyorlardı. Ve ben istemeden, ertesi günün gazete manşetlerini bana gönderiyorlardı. “Uygun mudur" diye soruyordu ve öyle yayınlıyordu. 


Söz konusu gazetecilerin bugün aktif ve muhalif olduğunu söyleyen Öztürk, isimleri ifşa etmeceğini söyledi ve ekledi: Meydan okuyanlar, çok yüksek perdeden etik mesajlar verenlerin şeceresini iyi biliyorum. 

AA ve Arınç dönemimi yazarım ancak Erdoğan'ın basın danışmanlığı dönemimi yazmam 

Çağlar Cilara’nın “Anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusuna ise Kemal Öztürk, şöyle yanıt verdi: 

Anadolu Ajansı’nda geçirdiğim dönemi yazmaya başladım. Nisanda Anadolu Ajansı’nın ’üncü yılı. O kitabı çıkaracağım. 

Bülent Arınç dönemini yazmayı düşünüyorum. Arınç’ın meclis başkanlığı dönemi ve AK Parti'nin ilk beş yılı. 


“Başbakanlık dönemini çok yazmayı düşünmüyorum” diyen Öztürk bunun, “Devlet terbiyesi” ile ilgili olduğunu vurguladı:

Bir gazeteninin bağımsız genel yayın yönetmeni olsam, canımı acıtacak şekilde bile olsa yazarım. Çünkü sizin gibi genç gazetecilerin bunu okuması ve “Ben bir gün genel yayın yönetmeni olursam bu hataları yapmayayım” demesi gerekiyor. 



Independent Türkçe

İşte AKP'nin davetine gazetecilerden yanıt

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 28 Ekim günü yaklaşık 30 bin davetlinin katılımı ile ‘AKP'nin Vizyon Belgesi’ni açıklayacak. 

Erdoğan’ın konuşma yapacağı toplantıya, yıllardır iktidarın etkinliklerine çağırılmayan gazetecilerin de davet edilmesi gündem oldu.  

Toplantıya davet edilenler arasında, Nevşin Mengü, İsmail Saymaz, Özlem Gürses, Çağlar Cilara, İsmail Küçükkaya, Fatih Portakal, Taha Akyol gibi isimler yer aldı. Gazetecilerin söz konusu davete katılıp katılmayacağı ise merak edilen başlıklar arasında yer aldı.

DAVET GİTMEYEN PARTİLER DİKKAT ÇEKTİ

Öte yandan toplantıya siyasi partiler de davet edildi. Toplantıya geniş katılım olacağı öne sürülse de davet edilen isimler arasında yer almayanlar dikkat çekti. Toplantıya MHP, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Hür Dava Partisi, Büyük Birlik Partisi, DSP,  Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Anavatan Partisi genel başkanları davet edildi. Ancak AKP’den ayrılan isimlerin kurduğu Gelecek Partisi ve DEVA ile HDP’ye davet gitmedi.

Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Tuncay Mollaviosoğlu, davete dair "Abdullah Gül Cumhurbaşkanıydı. Gül’den bir davet geldi. Cumhurbaşkanlığı istişare / yuvarlak masa toplantıları yapılıyordu. Daveti reddettim. Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunu olanlarla aynı masada yer almayacağımı söyledim.  Meslektaşlara önerimdir. Erdoğan'ın ‘Türkiye Yüzyılı’ programına bazı muhalif gazeteciler davet edildi. O davete katılmamak sizin bir partinin arka bahçesi olduğunuzu göstermez. AKP karşı devrim iktidarıdır. Gitmemek sizin nerede durduğunuzu gösterir" değerlendirmesinde bulundu.

NEDEN KATILMAYACAKLARINI AÇIKLADILAR

Özlem Gürses kişisel YouTube kanalında yaptığı yayında, başka bir programı olduğu için davete gidemeyeceğini belirtti. Gürses, “Bir kez daha davet gelirse gitmek istiyorum. Çünkü gözlerimle görüp size burada ne gördüğümü de bütün açıklığı ve şeffaflığıyla anlatmak istiyorum. Yalnız davet gelince şöyle bir sorun var. Benim artık basın kartım yok. 'İletişim Başkanlığı benim kasın kartımı iptal ettiği için ben o salona nasıl gireceğim?' dedim. Onlar da dediler ki 'Biz girişleri ayarlayacağız' diye konuştu.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek konuya ilişkin değerlendirmesini yazısında paylaştı. Zeyrek yazısında, "Ben o toplantıyı bir siyasi partinin ve Cumhurbaşkanı'nın her gün birkaç benzerini yaptığı, gazeteciler için 'rutin' kategorisinde bir program olarak görüyor, büyük anlam yüklemiyordum. Bu yüzden de bir Ankara gazetecisinin günlük bir gazetecilik faaliyeti olarak Arena'ya gidip toplantıyı izlemeyi planlıyordum. Arayan arkadaşlara da bu yüzden 'Katılacağım' diyordum. Ancak dün akşam saatlerinde çalıştığım gazeteye kurumsal yasağın sürdüğünü, muhabir arkadaşlarımın toplantıyı izleyemeyeceğini öğrendim ve kafam karıştı. Böyle bir durum olursa, uygulamanın 'Takiye'den, bizim de 'konu mankeninden' ne farkımız olacak? O nedenle son kararımı toplantı gününe kadar kurumsal yasağın seyrine göre belirleyeceğim" ifadelerine yer verdi.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, daha önce katılmayı düşündüğünü ifade ettiği AKP'nin davetine katılmama kararı aldığını duyurdu. Halk TV'de yayımlanan 'Söylemesem olmaz' isimli programda konuşan Saymaz, AKP iktidarı döneminde yüzlerce gazetecinin soruşturmaların hedefinde olduğunu, birçok gazetecinin tutuklandığını belirterek, "AK Parti, kendisi gibi olmayan, kendisine hak vermeyen basın organlarını ve orada çalışan gazetecileri adeta sert bir yaptırımla cezalandırdı. Şimdi onlardan bir kısmını, sözde açılımının bir unsuru gibi sahneyi doldurmak istiyor. Bizim bu sahnede yer almamız mümkün değil. Dolayısıyla cuma günü bu etkinliğe katılmayacağım" diye konuştu.

Nevşin Mengü ise YouTube kanalında "Gitmek ya da gitmemek, bütün mesele bu mu?" başlığını verdiği programda davete gidip gitmeyeceğini açıklamasa da gazetecilik faaliyeti kapsamında bu tür davetlerin takip edilmesinden yana olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soru sorulamasa da davete katılan bakanlara gündeme dair soru sorulabileceğini belirtti. Mengü, öte yandan aynı yayında izleyicilerde gelen 'AKP sizin üzerinizden prim yapacak' eleştirilerini de anladığını söyledi.

"PRAGMATİZM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Gazeteci Çiğdem Toker, söz konusunu davete ilişkin yazdığı yazıda, “İktidar yanlısı olmayan gazetecilerin ‘davet’ edilmesinin anlamlı bir strateji değişikliği falan değil, basbayağı bir pragmatizm olduğunu düşünüyorum” diyerek katılmayacağını belirtti.

Davetle ilgili tartışmalara katılan Fatih Portakal, Youtube kanalında etkinlik hakkında açıklamalarda bulundu. Davete katılacağını açıklayan Portakal, "Yıllar sonra böyle muhalif isimlerin de aslında çağrılması güzel bir şey. Yani burada önemli olan gazetecilik yapabilmek. Ben oraya gazetecilik kimliğiyle gideceğim ve gözlemleyeceğim. Gözlemlerini de size aktaracağım" ifadelerini kullandı.

"SAMİMİ DEĞİL" ÇIKIŞI

Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu, AKP'nin davetini samimi bulmadıklarını belirterek, "Halk TV’ye yapılan kurumsal davete teşekkür ederek bu toplantıya katılmayacağımızı bildiriyoruz" açıklamasını yapmıştı.

KATILMA SEBEBİNİ AÇIKLADI

Gazeteci Çağlar Cilara ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında etkinliğe katılacağını duyurdu. Cilara paylaşımında, "Cuma günü etkinliğe katılacağım. Yayıncılık da bunu gerektirir. AK Partili üst düzey yöneticilerin neredeyse tamamını bir arada yakalama fırsatı varken niye gitmeyeyim? Sorulacak çok soru var. Hem kendi YouTube kanalımda hem de çıkacağım yayınlarda ne gördüysem anlatacağım" ifadelerine yer verdi.


Recep Tayyip ErdoğanAKPvizyon belgesiDavetiye

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir