alerji yapabilecek yiyecekler / Alerjiye en çok neden olan besinler - Sağlık Haberleri

Alerji Yapabilecek Yiyecekler

alerji yapabilecek yiyecekler

Alerjiye Neden Olan Sebze ve Meyveler

Kaşıntı, yanma ve karıncalanmaya dikkat

En sık görülen şikayet çiğ sebze ve meyvelerin yenilmesinden dakika sonra meydana geliyor. Bu sırada ağız, boğaz ya da dudaklarda, hafif ödem ve şişliğin eşlik ettiği, kaşıntı, yanma ya da karıncalanma hissi yaşanabilir. Şikayetler besinin ağızla temasıyla başlar ve yutulmasının ardından karın ve midede rahatsızlık hissi, bulantı gibi sindirim sistemini ilgilendiren şikayetler görülebilir. Daha az sıklıkla boğazda ve göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, kusma, ishal ve bilinç kaybı gibi daha ciddi şikayetlerin gelişebildiği de görülmüştür.

Huş ağacı, çimen ve ot poleni alerjisi tetikliyor

Oral-alerji sendromu özellikle huş ağacı polenine daha az sıklıkla da çimen ve yabani ot polenine alerjisi olan alerjik rinitli olgularda gözükmektedir. Örneğin çimen polenine alerjiniz varsa kavun, domates, portakal, fıstık ya da pazı yediğinizde şikayetleriniz gelişebilir.

Huş ağacına alerjisi olan olgularda; elma, fındık, havuç, vişne, şeftali, kayısı, erik, kivi, badem, nektar, kereviz, patates, soya, incir, kabak çekirdeğine alerjik tepki gözlenebilir. Yine içinde bulunduğumuz sonbahar aylarında yabani ot polenine alerjisi olan olgularda; havuç, kereviz, rezene, anason, Hindistan cevizi, biber, tatlı-kırmızı biber, zencefil, kimyon, kişniş, kakule, dere otu, maydanoz ve mango tüketimi ile şikayetler ortaya çıkabilir.

Alerjiye karşı çiğ değil pişirip tüketin

Oral-alerji sendromu olan hastaların hepsinde polen alerjisi bulunuyor. “Fakat bazen polen alerjisi hastanın fark edemeyeceği kadar hafif şiddetli olabilir. Böyle durumlarda deri ya da kan testleri ile polen alerjisi gösterebiliriz. Son yıllarda geliştirilen bileşene dayalı tanı yöntemi ile de birçok polen ve besin arasındaki çapraz ilişki gösterilebilir.

Besin yükleme testi ile de besin alımı sırasında hastada gelişen bulguların ve reaksiyonların gözlenmesi yolu ile tanıda kullanılmaktadır. Deri testi ve besin yükleme testinin doğru ve güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için çocuk veya yetişkin alerji uzmanları tarafından yapılması gerekmektedir. Polen ile gıdalar arasında ortak protein yapısına bağlı gelişen oral alerji sendromunda tedavide semptomlara yol açan meyve ve sebzelerin çiğ formlarından kaçınma genelde yeterli olmaktadır. Hastaların çoğunda şikayete neden olan meyveleri veya sebzeleri pişirilmiş halde yiyebilir, çünkü proteinler ısıtma işlemi sırasında bozulur, böylece bağışıklık sistemi ısıtıldığında alerjenler parçalandığı için bu besinleri tanımaz.

Ancak bu durum için istisnası olan gıdalarda bulunmaktadır. Kuruyemişlerin hem çiğ hem de kavrulmuş formları oral-alerji semptomlarına neden olabilmektedir. Polenler için uygulanan alerji aşıları (immunoterapi) polen-besin sendromuna yol açan polenlere hassasiyeti azalttığı için besinlere olan duyarlılığı da azaltıp başarılı olduğu gösterilmiştir.

False

Besin Alerjisi

Önemi ve Sıklığı: Tıp bilimi herhangi bir besin alındığında ortaya çıkan reaksiyonların tümünü “istenmeyen besin reaksiyonu” olarak tanımlamaktadır. Bu reaksiyonlar değişik mekanizmalar ile olabilir. Örneğin besinlerin içerebildiği bazı toksinlere bağlı zehirlenme, besinin içerdiği bazı farmakolojik maddelerin organizmamızda oluşturduğu reaksiyonlar (çarpıntı, kalp hızında yavaşlama gibi) şeklinde olabilir. Alerjik reaksiyonlar istenmeyen besin reaksiyonlarından sadece biridir ve toplumun %’nin etkilendiği kabul edilmektedir. Oysa Türkiye çapında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda toplumun %25’inin kendilerinde besin alerjisi olduğunu ifade ettikleri görülmüştür. Bu durum birçok başka besin reaksiyonunun alerji olarak yorumlandığını düşündürmektedir. Oysa reaksiyonun nedeninin doğru anlaşılması, uygun tedavi ve izlem için çok gereklidir. Sonuç olarak besinlerle oluşan her istenmeyen reaksiyon besin alerjisi demek değildir. Bu nedenle hekimler birbirine genel olarak çok benzeyen bu farklı reaksiyonları birbirlerinden ayırt etmek durumundadırlar.

Tanım: Besinlerin bazıları vücuttaki bağışıklık sistemi tarafından tehlikeli düşman olarak algılanırsa, bağışıklık sistemi bu düşmanı (besini) ortadan kaldırmak, tehlikesiz hale getirmek için şiddetli ve abartılı tepkiler verir. Bu durum organizmamız için rahatsızlık vericidir. Bu reaksiyonda başta histamin olmak üzere çeşitli kimyasal maddeler ve değişik hücreler rol alırlar. Genellikle besin reaksiyonları besin alındıktan dakikalar-saatler içinde ortaya çıkar ve deri, sindirim ve solunum-dolaşım sistemi gibi değişik organlarda kendini gösterir. Bazen bu reaksiyonlar çok şiddetli ve hızlı olup vücudun birden fazla sisteminde belirti verebilirler. Hatta ölüme dek götürebilirler ki bu tip reaksiyonlara anafilaksi (alerjik şok)adı verilir.

Nedeni: Besinlere karşı alerjik reaksiyonların gelişmesinde genetik ve çevresel faktörler (örneğin bebeklerde erken ek gıdalara başlama gibi) rol oynar. Özellikle alerjik bünyeli bebekler ilk ay içinde anne sütü dışında gıda ile beslendiklerinde alerji gelişme riski artmaktadır. Daha büyük yaşlarda ise bağışıklık sistemi bozuklukları ve kronik barsak infeksiyonları besin alerjisi gelişimi riskini arttırmaktadır.

Alerjik besinler: Her besinin alerjik reaksiyonlara neden olması mümkündür. Ancak alerjik besin reaksiyonlarının çoğundan sadece belli besinler sorumludur. Bunlar süt, yumurta, buğday, soya, kuruyemişler (fıstık, fındık, ceviz, badem, ayçekirdeği gibi), susam, mercimek, kiwi, balık ve kabuklu deniz hayvanlarıdır.  Bu besinler tüm dünyada en sık alerjiye neden olan gıdalar ise de ülkelerin ve yörelerin beslenme alışkanlıklarına göre görülme sıklıklarında farklılıklar olmaktadır. Örneğin ABD de en sık alerjiye neden olan kuruyemiş yer fıstığı iken ülkemizde fındık ve cevizdir. Kaju tüketiminin artmasına paralele olarak son yıllarda kaju ve antep fıstığı alerjisinde artış yaşamaktadır. Besinler içindeki maddelerden alerjiye neden olanı protein yapısındaki moleküllerdir ve bunlar çoğunlukla ısıya dirençlidirler. Bir başka ifadeyle çiğ yendiğinde alerji yapan bu besinler, pişirildiklerinde alerjik özelliklerinde kaybolma olmaz ve alerji yapmaya devam ederler. Çocuklarda inek sütü, yumurta ve soya alerjilerinin çoğu yıllar içinde düzelir. Ancak yer fıstığı, fındık, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri alerjileri genellikle düzelmeme eğilimindedir. Bir hastada aynı anda birden fazla besine karşı alerji olabileceği gibi aynı zamanda hava yolu ile dağılan (polen veya akar gibi) maddelere karşı da alerji olabilir.

Belirtiler: Bir besine karşı alerji varsa besinin her alımı mutlaka belirtilere neden olur. Ancak reaksiyon her seferinde aynı veya daha az veya daha çok olabilir. Besin alerjisinde en sık etkilenen sistemler sindirim sistemi ve deridir. Ancak, bazen anafilaksi denilen ve birçok organ sisteminin birden devreye girdiği, tansiyon düşüklüğü, nefes darlığı gibi yaşamı tehdit eden tepkimelerin olduğu tehlikeli bir reaksiyona yol açabilir. Besin alerjileri sıklıkla besinin alınmasından sonra saat içinde bazen de günler içinde belirtilere neden olur. Besin alerjisinde ses kısıklığı, hırıltı, öksürük, nefes darlığı, dil-dudak-göz kapağında şişme, kusma, karın ağrısı, ishal, kabızlık, kan basıncında düşme, fenalık hissi, bilinç kaybı, egzema, kaşıntı, kurdeşen ve kızarıklık gibi çok değişik yakınmalar görülebilir. Her seferinde bu belirtilerin tümünün görülmesi gerekmediği gibi sadece bir belirti veya herhangi bir kombinasyon görülebilir. Bazı besinler sadece yenildiklerinde belirtiye neden olurken bazılarında ise o besinin pişerken çıkardığı buhar/duman da alerjik reaksiyona neden olabilir.

Tanı: Besin alerjilerinin tanısı diğer alerjilere göre çok daha zor konmaktadır. Çünkü birçok besin alerjisinde kan ve deri testleri duyarlı olunan besini saptayabilirken kimi alerjilerde, farklı mekanizma söz konusu olduğundan, bu testler yardımcı olmazlar. Bu nedenle iyi bir hasta-doktor işbirliği çok gereklidir. Besin alerjisinden şüphelenen hasta veya ailesinin yenilen besinin içeriği, miktarı, belirtilerin ne kadar süre sonra ortaya çıktığı, ne kadar sürdüğü, daha önce benzer reaksiyonların olup olmadığı konusunda hekime ayrıntılı bilgi vermesi gerekir. Deri testleri ve kan testleri bebekler de dahil her yaş grubunda yapılabilir. Ancak bu testler tek başına tanı koydurucu değildir. Hekimler test sonuçlarının yanı sıra klinik bulgulara ve besin alımı ile reaksiyonun ortaya çıkışına bakarak bir yorum yapmaları gerekir. Besin alerjisinde şüphede kalındığında hastalara hekim gözetiminde şüphelenilen besinden giderek artan dozlarda yedirme işlemi (yükleme testi) yaptırılabilir. Bu yükleme/provokasyon işlemi sonunda beklenen belirtilerin ortaya çıkması tanıyı kesinleştirir. Yükleme testi besin alerjisi tanısında “altın standart yöntem” olarak kabul edilen en değerli yöntemdir ve hangi hastaya ne zaman yapılıp yapılmayacağı hekim kararını gerektirir. Besin alerji şüphesi olan bir çocuğa, alerji uzmanı tarafından değerlendirilinceye kadar, şüphelenilen besinler verilmemelidir, ama hekime mümkün olan en kısa sürede başvurulması gerekir. Besin alerjisi tanısı her zaman bir hekim tarafından konmalıdır. Ebeveynlerin bu tanıyı kendilerinin koyabileceklerini düşünmeleri ve buna bağlı olarak bir çok gıdayı hem kendi hem de çocuğun dietinden uzaklaştırdıkları ve beslenme bozukluğuna neden oldukları bilinmektedir. Bu durum yalnızca ülkemiz için değil dünyanın bir çok yerinde rapor edilmiştir.

Tedavi: Besin alerjilerinin kanıtlanmış bir tedavisi yoktur. Hastanın alerjik olduğu besinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Çok az miktarda alımlarda bile şiddetli reaksiyon olabileceğinden tam eliminasyon (mutlak kaçınma) uygulanması gerekir. Alerjik olunan besinin alımına izin veren herhangi bir ilaç mevcut değildir. Hasta ve ailesi besin alerjenleri ve bunlardan kaçınma konusunda eğitilmelidir. Hazır gıdalar alerjik olunan besinin proteinlerini içerebileceğinden, hazır gıdaların etiketleri her zaman büyük bir dikkatle okunmalıdır. Besin alerjisi olan bir çocuk da, hastanın yakın çevresi de durumdan haberdar edilmeli ve hatta gerektiğinde uygulamak üzere acil tedavi hakkında bilgilendirilmelidir. Lokanta örneğinde olduğu üzere ev dışında bir yemek yenecekse gıdayı hazırlayan kişiden ayrıntılı bilgi alınmalıdır. İnek sütü alerjisi olan bebek örneğinde olduğu üzere, temel bir besin diyetten çıkarılmış ise, beslenme bozukluğu gelişimini önlenmek için diyetin yeniden planlanması ve hastanın yakın izlemi gerekir.

Besin alerjisi varlığında o besinin mutlak dietten çıkarılması temel yaklaşım ise de bazı besinlerin işlenmiş formlarının hastalar tarafından tüketilebildikleri bilinir. Bu nedenle alerji uzmanının hastayı dğerlendirerek o besin için tüketim sınırlarını belirlemesi gerekir.

Uzun yıllardır, Dünya Sağlık Örgütünün önerileri doğrultusunda, yaşamın erken döneminde alerjik besinlerin bebeğe tükettirilmemsi şeklinde bir yaklaşım uygulanmışsa da bunun besin alerjilerinde artışa neden olduğuna yönelik önemli kanıtlara ulaşılmıştır. Son yıllarda alerjik besinlerden yaşamın ilk yıllarında kaçınma yerine erken dönemde diete eklenmesi yönünde bir eğilim oluşmaktadır. Bu sebeple gereksiz dietlerin ve kaçınmaların risksiz olmadığının hatırlanması gerekir.

Doğal Seyir: Besin alerjileri çocuklarda ve erişkinlerde düzelme eğilimi gösterir. Bu nedenle belli aralarla hekim gözetiminde yükleme testi yapılarak düzelip düzelmediği takip edilmelidir. Süt, yumurta, buğday ve soya alerjileri yıllar içinde çoğunlukla düzelir. Buna karşılık kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz hayvanları alerjilerinin düzelmesi beklenmez. Hastaya yükleme testinin ne zaman hangi koşullarda yapacağı çocuk alerji uzmanının değerlendirilmesine bırakılmalıdır.

Dikkat: Bu yazı Dr Bülent Şekerel tarafından hazırlanmış olup kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Dikkat: Burada çocukluk çağının bir alerjik hastalığı hakkında Dr.Bülent Şekerel tarafından size yardımcı olacağına inanılarak derlenmiş bazı bilgiler yer almaktadır. Bu nedenle bu bilgilerin, hekim olmayanlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmamaları gerekir. Lütfen daha ayrıntılı bilgi için hekiminize başvurunuz.

Hangi besinler alerji yapar?

Bazı besinler, özellikle çocukluk döneminde alerjik reaksiyonlara neden olurken ( ay inek sütü alerjisi), bazıları ise hayat boyu devam eder (fıstık alerjisi gibi)…

Yayınlanma:

Hangi besinler alerji yapar?

Bazı besinler, özellikle çocukluk döneminde  alerjik reaksiyonlara neden olurken ( ay inek sütü alerjisi), bazıları ise hayat boyu devam eder (fıstık alerjisi gibi)…

1

Besinlerin içindeki protein

Vücudun bağışıklık sisteminin yabancı olan veya yabancı olarak tanımladığı maddelere karşı geliştirdiği reaksiyonlara ‘besin alerjisi' adı verilir. Reaksiyonlar genellikle gıdanın yenmesiyle birlikte ilk iki saat içinde ortaya çıkar. Pratik olarak her besin alerjiye yol açabilir. Sık yenilen gıdalara karşı alerji daha yaygındır. Bir besine karşı alerjinin olup olmadığı, kişinin sorgulanması, alerjik deri testleri ve alerjen maddeye karşı ortaya çıkan IgE sınıfı antikorların kandaki varlığıyla ortaya konabilir.

10

anafilaksi önemli

Alerjiye yol açan genellikle besinlerin içindeki protein yapılarıdır. Fıstık alerjisi en yaygın alerjik gıdalardan biridir. Anafilaksi tarzında alerjik reaksiyonlara neden olarak anafilaktik ölüme dahi neden olabilir. Fıstığa alerjisi olanlar fıstık yağı kullanabilir. Çünkü yağın çıkarılması esnasına da proteinler tam besinden ayrıştırılmış olur.

8

Alerjiye en sık sebep olan besinler

İnek sütü, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri (karides, kerevit, ıstakoz, yengeç), kabuklu kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz), yaban mersini, domates, çilek, çikolata, ketçap, mayonez, margarin, bal gibi yiyecekler en sık alerjiye yol açan besinlerdir. Gündelik hayatta sık olarak tüketilen süt, yumurta ve tahıllar en sık alerjiye yol açabilen gıdalardır. Tahılların içinde bulunan glüten proteini işlenmiş gıdalarda en fazla bulunan katkı maddesidir ve alerjiktir. İnek sütünde bulunan kazein proteini de alerjik ve kanserojendir.

5

Hangi belirtilere yol açar?

Besin alerjileri çok değişik organları ilgilendiren ve tanı karışıklığına yol açan belirtilerle seyredebilir. Deride kaşıntı, yanma, kızarıklık, egzama, sivilce; burunda akıntı, tıkanıklık, hapşırma, nezle; gözlerde sulanma, kaşıntı, seğirme, konjonktivit; eklemlerde ağrı, sindirim sisteminde ağız kuruluğu, geğirme, midede yanma, reflü, ishal, bulantı, kusma, gastrit; akciğerlerde kuru öksürük, astım; sinir sisteminde baş ağrısı, migren, uyku hali gibi çok değişik, farklı, teşhis konulamayan belirti ve bulgulara yol açar.

Katkı maddeleri araştırılmalı

Tatlandırıcı gibi amaçlarla sık olarak kullanılan katkı maddelerinin alerjik reaksiyonlara yol açma ihtimali azdır. Özellikle monosodyum glutamat, sülfit ve benzoik asit gibi maddeler daha sık alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Besinlerin işleme tabi tutulması, pişirme, kızartma gibi işlemler alerjik maddelerin niteliğini değiştirir. Besin maddesinde bulunan alerjenlerin miktarı azalırken yeni alerjenler ortaya çıkabilir. Günümüzde hazır gıdalarda 10 binden fazla katkı maddesi bulunmaktadır. Bu katkı maddelerinin alerjik belirtilere ve kanserojen etkiye yol açıp açmadıkları kestirilememektedir.

13

Önemli tavsiyeler

Besinlerin ağızda iyice çiğnenmesi, mide ve bağırsak sindiriminin yeterli olması çok önemlidir. Mide asidini azaltacak ilaçlar, çok yeme, uygun olmayan yiyecek kombinasyonları alerji ihtimalini artırır. Proteinlerle birlikte nişastalı yiyecekler ve meyveler yenilmemelidir. Meyveler kahvaltı öncesi ve öğün aralarında tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler her besin türüyle birlikte yenebilir. Temiz, bütün, organik, taze, işlenmemiş gıdalar tüketilmelidir. Alerjik gıdalardan uzak durulmalıdır. Glüten alerjisi sanıldığından çok daha yaygındır. Glüten içeren, ekmek kesilen aletlerin sabun ile ve sıcak su ile yıkanması gerekir. İşlenmiş ambalajlı gıda maddelerinin etiketlerinin incelenmesi önemlidir.

AğrıbalBalıkbaş ağrısıEgzamagastritnezlesivilcesütYengeçyumurta

Besin alerjisi belirtileri

Sağlık için sayısız faydası bulunan pek çok besin, içeriğindeki bileşenlerle kimi kişilerde alerjik sorunlara yol açabilir. Besin alerjisi son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle kentte yaşayanlar arasında hızla artan bir sorun. Gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde pek çok şikayete yol açar. Besin alerjisinin boyutu bünyeden bünyeye değişmekle birlikte kimilerinde bir kimilerinde birkaç belirti birden ortaya çıkabilir. Besin alerjilerinin yol açtığı şikayetler şöyle sıralanabilir:

Bu belirtilerin yanı sıra bazı kişilerde anafilaktik şoka yol açarak ölüme bile neden olabilir.


Bebeklerde besin alerjisi

Bebeklerde besin alerjisini anlayabilmek son derece basittir. Sadece ilk 6 aydan sonra ek besinlere geçişte önemli bir kurala dikkat etmek yeterlidir. Bebeğinize vereceğiniz her bir yeni ek gıdayı mutlaka 3 gün arka arkaya verin. O süre içinde yeni sayılabilecek başka hiçbir besin vermeyin. 3 gün içerisinde besin alerjisi belirtilerinden biri veya birkaçı ortaya çıkıyorsa hemen o besini kesin. Besin alerjisi zaman içerisinde geçebilir ancak tedavide ilk basamak, alerjiye yol açan besinin diyetten tamamen çıkarılması.

Hem bebekler hem çocuklar hem de yetişkinlerde alerjiye sebebiyet veren besinler…

1. Süt

Süt alerjisi dünya genelinde çocuklarda en sık görülen alerji türü. Süt içildikten hemen sonra, bağışıklık sistemi süt proteinlerine karşı alerji antikorları üretir, iltihap hücrelerini harekete geçirir veya bunların birleşimiyle tepki gösterir. İnek sütü alerjisi, bebeklerde en sık görülen gıda alerjisidir. Erken bebeklik-çocukluk çağında, inek sütü alerjisi daha çok inek sütü ile beslenen çocuklarda görülür. Sadece anne sütünü emen çocuklarda inek sütü alerjisine daha az rastlanır. Daha çok annenin tükettiği inek sütü veya sütten yapılan ürünler anne sütüne geçerek etkili olur. Süt alerjisi belirtileri değişkendir. Deri döküntüleri (kurdeşen), egzama, hışıltılı solunum, kusma, ishal, kolik veya aşırı ağlama görülebilir. Alerjik tepkiler birkaç dakika içerisinde çok hızlı ortaya çıkabileceği gibi günde de ortaya çıkabilir. Çoğunlukla inek sütü alerjisi 2 veya 5 yaşa kadar sürebilir. Çocuk büyüdükçe ve bağışıklık sistemi geliştikçe herhangi bir tedavi uygulanmadığı halde giderek düzelebilir. İnek sütü alerjisini önlemek için yenidoğan bebek en az 4 ay ideal olarak 6 ay anne sütü almalı, ek gıdalara geçiş döneminde yeni ek gıdalar adım adım ve 2 hafta aralarla başlanmalı.

2. Yer fıstığı

Yer fıstığı, alerjik etkileri son derece yüksek bir besindir. Sanılanın aksine kabuklu yemiş değil, baklagiller familyasına ait bir besin olan yer fıstığı, son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde sıklıkla görülmeye başlanan alerji türlerinin başında gelir. Hatta öyle ki bazı kişilerin yanlarında açılan yer fıstığı paketlerinden havaya saçılan alerjenleri soluması bile alerjik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

3. Buğday

Çölyak hastalığı olarak bilinen buğday alerjisinde de benzer durum söz konusudur. Bağışıklık sisteminin bir ya da daha fazla buğday proteinine karşı anormal yanıt göstermesi sonucu alerjik tablo ortaya çıkar. Yalnızca buğdayın tüketilmesi ile değil, fırın gibi ortamlarda buğday ununun solunması ile de alerjik belirtiler oluşabilir.

4. Yumurta

Sağlıklı beslenmede hele de çocukların gelişiminde son derece faydalı olan ve sabah kahvaltılarının olmazsa olmazı yumurta da hem çocuklarda hem de erişkinlerde sıkça alerjiye neden olan besinlerden biri. Yumurtanın hem sarısındaki hem de beyazındaki proteinler (ovovitellin, ovaalbumin, ovamucoid gibi) vücutta alerjiye neden olabilir.

5. Kabuklu yemişler ve kuru baklagiller

Susam, soya fasulyesi ve soya sosu gibi soya bazlı ürünler de alerjen etkilere sahipken, ceviz, fındık ve badem üçlüsü ile kaju da alerjik bileşenleri ile dikkat çeker. Sadece yenilmesi değil, aynı zamanda kozmetiklerin (özellikle şampuanlar ve kremler) içerisinde bulunması da alerjiye neden olabilir.

6. Balık ve deniz ürünleri

Kabuklu deniz ürünlerinin yanı sıra somon, ton balığı, hamsi ve sardalya gibi balıklar da pek çok kişi için alerji sebebidir.

7. Çikolata

En sık alerjiye neden olan besinlerden çikolatadaki alerjenler; başta kakao olmak üzere kafein, süt, mısır, soya, fındık ve buğdaydır. Mutluluk veren çikolatanın minik bir parçası bile kimi kişilerde ciddi sorunlara yol açabilir.

Besin alerjisinde ilk yardım

Alerjisi olan kişilerin mutlaka yanlarında doktorunun önerdiği antihistaminik ilaçlarını bulundurmaları ve gerekli durumlarda acilen yutmaları gerekir. Hatta dışarıda içeriği bilinmeyen ve alerjiye neden olan, bulaşma ihtimali olan bir besinin yanlışlıkla tüketilmesi durumuna karşın yanlarında kortizon ve adrenalin ampulleri bulundurmaları acil müdahale açısından faydalı. Fakat dilde, dudakta, boğazda şişme, kızarma, yanma, kaşıntı veya nefes darlığı hissedildiği zaman mutlaka en yakın hastanenin acil servisine başvurmak gerekir.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir