ali imran sûresinin okunuşu / Âli İmrân sûresinin Türkçe okunuşu

Ali Imran Sûresinin Okunuşu

ali imran sûresinin okunuşu

Ali İmran Suresi T&#;rk&#;e, Arap&#;a Anlamı Ve Okunuşu: Ali İmran Duası Faydaları Ve Faziletleri (Tefsiri Ve Diyanet Meali Dinle)

Ali İmran Suresi Türkçe, Arapça Anlamı ve Okunuşu

Ali İmran Suresi:  

Arapça Okunuşu: 

Elif lam mim

 Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum

 Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incıl

 Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedıd* vallahü azızün züntikam

 İnnellahe la yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve la fis sema 

Türkçe Anlamı: 

Kuranı Kerimdeki birçok ayet Arapça harflerle başlar. Ali İmran Suresinin ilk ayetinde de Elif, lam ve mim harfleri yer alır. Surenin ikinci ayetinde ise Esmaül Hüsna'da yer alan Kayyum ve Hayy isimleri zikrediliyor.

Hayy'ın sözlük anlamı diridir. Allah, ezelden ebediyete kadar canlı olandır. Ona yorgunluk ve uyku hasıl olmaz. O, kullarını daima gözetir. Kayyum adı ise evrende olup biten her şeyi idare eden anlamına gelir. 

Ali İmran Suresinin üçüncü ayetinde Kuranın Allah katından indirildiği yazılıdır. İncil ve Tevrat gibi Kuran'da Allah'ın insanları uyarmak ve müjdelemek için indirdiği bir kitaptır. O kitabın emirlerine ve yasaklarına uymak ise tüm Müslümanların görevidir. Müslümanlar için kutsal olan Kuran'ı Kerim, İncil ve Tevrat gibi tahrif edilmemiş ve günümüze kadar tek bir harfi bile değiştirilmeden gelmiştir. 

Surenin 5. ve 6. ayetinde Allah'ın Aziz ve Hakim sıfatları sıralanıyor. Hakim, kainattaki her şeyi ilim ve hikmetle yaratan demektir. Allah'ın yarattığı her şeyde bir zahiri bir batıni olmak üzere iki mana vardır. Bu manaları bilmek ve hayatını ona göre tertip etmek ise Müslümanların vazifelerinden biridir. 

Aziz isminin anlamı her şeye üstün ve galip gelendir. Kainatı yoktan var eden, insana irade veren Allah, evrenin mutlak hakimidir. 

Ali İmran Duası Faydaları ve Faziletleri

ayetten oluşan Ali İmran suresinin ilk 5 ya da 10 ayeti ezberlenerek namazlarda okunabilir. Allah birçok ayetinde kendisini en güzel isimleriyle zikretmemizi emreder. Ali İmran Suresinde de Aziz, Cami, Hakim ve Kayyum başta olmak üzere Esmaül Hüsna'da yer alan birçok isim geçer. 

Allah-u Teala'nın en güzel isimlerini zikreden Müslümanların imanları tazelenir. Bu sayede haram kılınan şeylerden uzak kalıp hayra yönelirler. 

Ali İmran Suresinin ayetinde mümin kulların Allah'a nasıl dua ettiği yazılıdır. ''Ey Rabbimiz, biz kuşkusuz yalnızca sana iman ettik. Sen bizim küçük büyük tüm günahlarımızı affet, bizi ateş azabından koru.'' Bu hikmetli surenin en büyük faziletlerinden biri, Müslümanları hem dünyada hem de ahirette ateş azabından korumasıdır. Şeytanın vesveselerinden uzak olan müminler, Kuran'ın da emrettiği üzere sadece takvada ve iyilikte yarışırlar. 

Surenin ayetinde İmran ailesi ile birlikte Hz. Nuh, Hz. Adem ve Hz. İbrahim'in adı zikredilir. Hz. Muhammed'den önce gelen peygamberlerin yaşadıklarını bilmek, onların mücadelelerinden feyiz almak bizi günah işlemekten korur. 

Ali İmran Suresinin ayetinde zekatın nasıl verilmesi gerektiği ayrıntılı olarak anlatılır. Ancak ''sevdiğimiz şeylerden başkasına verdiğimiz'' zaman gerçek iyiliğe erişmiş olacağımız açıklanır. surede ise kafir ve münafıklar kast edilerek ''Allah, onlara zulmetmedi fakat onlar kendilerine zulmediyor'' denir. Müslümanlarsa zulme sapmaz ve sadece Kuran'ı Kerim'in emirlerine uyar. 

Ali İmran Suresi Oku - &#;l-i İmr&#;n Suresi Anlamı, Tefsiri, T&#;rk&#;e ve Arap&#;a Okunuşu (Diyanet Meali)

Haberin Devamı

Derveze, Necran heyetinin, müslümanların Bedir Savaşı’nda Kureyş müşriklerine karşı zafer kazandıkları haberini yerinde tahkik etmek için–Uhud Savaşı öncesinde– Medine’ye gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde durur. Aynı müfessir, Ebû Süfyân’ın –Mekke’nin fethinden sonraki bir zamanda– Hz. Peygamber’in Necran hıristiyanları için yazılı bir belge düzenlediğine tanıklığı ile ilgili haberin doğru olması halinde ise hicretin 9. yılında başka bir Necran heyetinin daha gelmiş olmasını muhtemel görür (VIII, ). Abdülhamîd Mahmûd Tahmâz ise bunu zorlanmış bir yaklaşım olarak değerlendirir ve bir sûrenin âyetlerindeki sıralamanın daima nüzûl sebebi ve sırasına göre olmadığı noktasından hareketle burada Necran heyeti hakkında hicretin 9. yılında inen baş kısmın Uhud Savaşı hakkındaki orta kısımdan sonra inmiş olduğunu düşünmeye bir engelin bulunmadığını savunur (et-Tevrât ve’l-İncîl ve’l-Kur’ân fî sûreti Âli İmrân, s. ).

Âl-i İmrân sûresinin baştan âyetine kadar olan bölümün hicretin ilk yıllarında nâzil olduğunu gösteren bir içeriğe sahip bulunduğuna işaretle, sûrenin ilk seksen küsur âyetinin Bedir Savaşı’ndan bile önce nâzil olduğu, muhtemelen Hz. Peygamber’in daha önce inen Âl-i İmrân âyetlerini Necran heyetine okuduğu için bunu duyan bazı kişilerin bu âyetlerin o zaman (hicretin 9. yılı) indiğini zannettikleri de ileri sürülmüştür. Fakat bu görüşün sahibi olan Süleyman Ateş’in konuya ilişkin açıklamaları kendi içinde tutarlı görünmemektedir. Zira Ateş “hicrî 5. yıldan sonra Medine’de yahudi kalmadığı” noktasından hareketle “bu sûrede yahudilerin yerinin bulunmadığı” tarzında ve kendisinin başka ifadeleriyle bağdaşmayan kesin bir kanaat de ortaya koymaktadır (krş. II, 6, 33, 60, 61, 65, 69, 70, 71, 84, 85; II, 48, 61, 62; II, ; II, 63).

Öte yandan bazı âyetlerin içeriği ile tarihî bilgiler arasında uyum arama çabasıyla, meselâ âyetin bir Hudeybiye Antlaşması’ndan önce, bir de Mekke fethinden sonra olmak üzere iki defa inmiş olmasına ihtimal veren müfessirler de vardır (bk. İbn Kesîr, II, 46). 

Kanaatimize göre Âl-i İmrân sûresinde “Ehl-i kitap” olumlu ve olumsuz yönleriyle geniş bir biçimde ele alınmış, inanç esasları bakımından hıristiyanlara ağırlık verilmekle beraber birçok yerde yahudilere de atıfta bulunulmuştur. Özellikle Hz. İbrâhim hakkındaki tartışmaya gönderme yapan âyetler () bunun açık bir kanıtıdır. Hatta âyetin tefsirinde açıklanacağı üzere Ehl-i kitaba yapılan diyalog çağrısını, aslî şekliyle tevhid inancına dayalı din mensuplarına yapılmış genel bir davet biçiminde anlamak mümkündür. Şevkânî’nin de belirttiği üzere, bu sûrede geçen Ehl-i kitap ifadelerinin sadece hıristiyanlar hakkında olduğuna dair bazı ilk dönem bilginlerinden nakledilen rivayeti mutlak biçimde doğru saymak mümkün değildir (I, ); bu rivayeti, Bakara sûresiyle karşılaştırıldığında burada hıristiyanlara ağırlık verilmiştir şeklinde anlamak daha uygun olur. Âyetlerin sıralaması konusunda yukarıda işaret edilen bilgiler dikkate alındığında, daima nüzûl sırasına ilişkin rivayetlerden hareketle zaman tesbiti yapmanın isabetli olmayacağı açıktır. Âyetlerin anlaşılmasında tarihî bilgiler ve nüzûl bilgileri önemli bir yardımcı role sahip olmakla beraber, yorumu bu bilgiler içine hapsetmeksizin ve öncelikle Kur’an’ın içerdiği mesajlar üzerinde dikkatle durulduğu takdirde yorumun ufkunu genişletme ve sağlıklı sonuçlara ulaşma ihtimali artar. Tabii ki, bu yorumların da kesinlik taşıyan verilerle çatışmamasına özen gösterilmesi gerekir. Buna göre, sûrede geçen ifadelerin de kimlere uygun düştüğü noktasının esas alınması, kesinlik kazanmamış rivayet veya ihtimaller dolayısıyla yoruma kesin bir üslûp katılmaması uygun olur.

Sonuç olarak sûrenin nüzûlü hakkında şu söylenebilir: Bakara ve Enfâl sûrelerinin ardından hicretin 3. yılında Uhud Savaşı’ndan sonra nâzil olmaya başlayan sûrenin tamamlanması muhtemelen hicretin 9. yılına kadar sürmüştür (Emin Işık, “Âl-i İmrân Sûresi”, DİA, II, ).

ALİ İMRAN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

  1. Elif lam mim
  2. Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum
  3. Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incıl
  4. Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedıd* vallahü azızün züntikam
  5. İnnellahe la yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve la fis sema'
  6. Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa'* la ilahe illa hüvel azızül hakım
  7. Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi rabbina* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab
  8. Rabbena la tüzığ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab
  9. Rabbena inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh* innellahe la yuhlifül mıad
  10. İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike hüm vekudün nar
  11. Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vallahü şedıdül ıkab
  12. Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem* ve bi'sel mihad
  13. Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra'yel ayn* vallahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa'* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar
  14. Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab
  15. Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vallahü basıyrum bil ıbad
  16. Ellezıne yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zünubena vekına azaben nar
  17. Essabirıne ves sadikıyne vel kanitıne vel münfikıyne vel müstağfirıne bil eshar
  18. Şehıdellahü ennehu la ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül ılmi kaimem bil kıst* la ilahe illa hüvel azızül hakım
  19. İnned dıne indellahil islam* ve mahtelefellezıne utül kitabe illa mem ba'di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm* ve mey yekfür bi ayatillahi fe innellahe serıul hısab
  20. Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean* ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyıne e eslemtüm* fe in eslemu fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vallahü besıyrum bil ıbad
  21. İnnellezıne yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne bi ğayri hakkıv ve yaktülunellezıne ye'mürune bil kıstı minen nasi fe beşşirhüm bi azabin elım
  22. Ülaikellezıne habitat a'malühüm fid dünya vel ahırah* e ma lehüm min nasırın
  23. E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüd'avne ila kitabillahi li yahküme beynehüm sümme yetevella ferıkum minhüm ve hüm mu'ridun
  24. Zalike bi ennehüm kalu len temessenen naru illa eyyamem ma'dudat* ve ğarrahüm fı dınihim ma kanu yefterun
  25. Fe keyfe iza cema'nahüm li yevmil la raybe fıhi ve vüffiyet küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yüzlemun
  26. Kulillahümme malikel mülki tü'til mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa'* ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa'* bi yedikel hayr* inneke ala külli şey'in kadır
  27. Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl* ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy* ve terzüku men teşaü bi ğayri hısab
  28. La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın* ve mey yef'al zalike fe leyse minallahi fı şey'in illa en tetteku minhüm tükah* ve yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr
  29. Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vallahü ala külli şey'in kadır
  30. Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda* ve yühazzirukümüllahü nefseh* vallahü raufüm bil ıbad
  31. Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm* vallahü ğafurur rahıym
  32. Kul etıy'ullahe ver rasul* fe in tevellev fe innellahe le yühıbbül kafirın
  33. İnnellahestafa ademe ve nuhav ve ale ibrahıme ve ale ımrane alel alemın
  34. Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vallahü semıun alım
  35. İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı muharranan fe tekabbel minnı* inneke entes semıul alım
  36. Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa* vallahü a'lemü bi ma vedaat* ve leysez zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım
  37. Fe tekabbeleha rabbüha bi kabulin haseniv ve embeteha nebaten hasenev ve keffeleha zekeriyya* küllema dehale aleyha zekeriyyel mıhrabe vecede ındeha rizka* kale ya meryemü enna leki haza* kalet hüve min ındillah* innellahe yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab
  38. Hünalike dea zekeriyya rabbeh* kale rabbi heb lı mil ledünke zürriyyeten tayyibeh* inneke semıud düa'
  39. Fe nadethül melaiketü ve hüve kaimüy yüsallı fil mıhrabi ennellahe yübeşşiruke bi yahya müsaddikam bi kelimetim minellahi ve seyyidev ve hasurav ve nebiyyem mines salihıyn
  40. Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kad beleğaniyel kiberu vemraetı akır* kale kezalikellahü yef'alü ma yeşa'
  41. Kale rabbic'al lı ayeh* kale ayetüke ella tükellimen nase selasete eyyamin illa ramza* vezkür rabbeke kesırav ve sebbıh bil aşiyyi vel ibkar
  42. Ve iz kaletil melaiketü ya meryemü innellahestafaki ve tahheraki vastafaki ala nisail alemın
  43. Ya meryemuknütı li rabbiki vescüdı verkeıy mear rakiıyn
  44. Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk* ve ma künte ledeyhim iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü meryeme ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun
  45. İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruki bi kelimetim minhüm ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın
  46. Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn
  47. Kalet rabbi enna yekunü lı veledüv ve lem yemsesnı beşer* kale kezalikillahü yahlüku ma yeşa'* iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun
  48. Ve yüallimühül kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl
  49. Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayram bi iznillah* ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah* ve ünebbiüküm bi ma te'külune ve ma teddehırune fı büyutikum* innefı zalike le ayetel leküm in küntüm mü'minın
  50. Ve müsaddikal lima beyne yedeyye minet tevrati ve li ühılle leküm ba'dallezı hurrime aleyküm ve ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm fettekullahe ve etıy'un
  51. İnnellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh* haza sıratüm müstekıym
  52. Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah* kalel havariyyune nahnü ensarullah* amenna billah* veşhed bi enna müslimun
  53. Rabbena amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın
  54. Ve mekeru ve mekerallah* vallahü hayrul makirın
  55. İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezıne keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila yevmil kıyameh* sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi tahtelifun
  56. Fe emmellezıne keferu fe üazzibühüm azaben şedıden fid dünya vel ahırah* ve ma lehüm min nasıriyn
  57. Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm* vallahü la yühıbbüz zalimın
  58. Zalike netluhü aleyke minel ayati vez zikril hakım
  59. İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem* halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun
  60. Elhakku mir rabbike fe la teküm minel mümterın
  61. Fe me hacceke fıhi mim ba'di ma caeke minel ılmi fe kul tealev ned'u ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve enfüseküm sümme nebtehil fe nec'al la'netellahi alel kazibın
  62. İnne haza lehüvel kasasul hakk* ve ma min ilahin illellah* ve innellahe le hüvel azızül hakım
  63. Fe in tevellev fe innellahe alımüm bil müfsidın
  64. Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm ella na'büde ilellahe ve la nüşrike bihı şey'ev ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbabem min dunillah* fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun
  65. Ya ehlel kitabi lime tühaccune fı ibrahıme ve ma ünziletit tevratü vel incılü illa mim ba'dih* e fela ta'kılun
  66. Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun
  67. Ma kane ibrahımü yehuddiyyev ve la nasraniyyev ve lakin kane hanıfem müslima* ve ma kane minel müşrikın
  68. İnne evlen nasi bi ibrahıme lellezınettebeuhü ve hazen nebiyyü vellezıne amenu* vallahü veliyyül mü'minın
  69. Veddet taifetüm min ehlil kitabi lev yüdılluneküm* ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yeş'urun
  70. Ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi ve entüm teşhedun
  71. Ye ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm ta'lemun
  72. Ve kalet taifetüm min ehlil kitabi aminu billezı ünzile alellezıne amenu vechen nehari vekfüru ahırahu leallehüm yarciun
  73. Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vallahü vasiun alım
  74. Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül fadlil azıym
  75. Ve min ehlil kitabi men inte'menhü bi kıntariy yüeddihı ileyk* ve minhüm men in te'menhü bi dınaril la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima* zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun
  76. Bela men evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül müttekıyn
  77. İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün elım
  78. Ve inne minhüm le ferıtkay yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab* ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun
  79. Ma kane li beşerin ey yü'tiyehüllahül kitabe vel hukme ven nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun
  80. Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba* e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun
  81. Ve iz ehazellahü mısakan nebiyyıne lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm rasulüm müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve le tensurunneh* kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı* kalu akrarna* kale feşhedu ve ene meaküm mineş şahidın
  82. Fe men tevella ba'de zalike fe ülaike hümül fasikun
  83. E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdı tav'av ve kerhev ve ileyhi yürceun
  84. Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun
  85. Ve mey yebteğı ğayral islami dınen fe ley yukbele minh* ve hüve fil ahırati minel hasirın
  86. Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vallahü la yehdil kavmez zalimın
  87. Ülaike cezaühüm enne aleyhim la'netellahi vel melaiketi ven nasi ecmeıyn
  88. Halidıne fıha* la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun
  89. İllellezıne tabu mim ba'di zalike ve aslehu fe innellahe ğafurur rahıym
  90. İnnellezıne keferu ba'de ımanihim sümmezdadu küfral len tukbele tevbetühüm* ve ülaike hümüd dallun
  91. İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min ehadihim mil'ül erdı zehebev ve levfteda bih* ülaike lehüm azabün elımüv ve ma lehüm min nasırın
  92. Len tenalül birra hatta tünfiku mimma tühıbbun* ve ma tünfiku min şey'in fe innellahe bihı alım
  93. Küllüt taami kane hıllel li benı israıle illa ma harrame israılü ala nefsihı min kabli en tünezzelet tevrah* kul fe'tu bit tevrati fetluha in küntüm sadikıyn
  94. Fe meniftera alellahil kezibe mim ba'di zalike fe ülaike hümüz zalimun
  95. Kul sadekallahü fettebiu millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane minel müşrikın
  96. İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemın
  97. Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım* ve men dehalehu kane amina* ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla* ve men kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın
  98. Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü şehıdün ala ma ta'melun
  99. Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemallahü bi ğafilin amma ta'melun
  100. Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'u ferıkam minellezıne utül kitabe yerudduküm ba'de ımaniküm kafirın
  101. Ve keyfe tekfürune ve entüm tütla aleyküm ayatüllahi ve fıküm rasulüh* ve mey ya'tesım billahi fe kad hüdiye ila sıratım müstekıym
  102. Ya eyyühellezıne amenüttekullahe hakka tükatihı ve la temutünne illa ve entüm müslimun
  103. Va'tesumu bi hablillahi cemıav ve la teferraku* vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana* ve küntüm ala şefahufratim minen nari fe enkazeküm minha* kezalike yübeyyinüllahü le küm ayatihı lealleküm tehtedun
  104. Velteküm minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münker* ve ülaike hümül müflihun
  105. Ve la tekunu kellezıne teferraku vahtelefu mim ba'di ma caehümül beyyinat* ve ülaike lehüm azabün azıym
  106. Yevme tebyaddu vücuhüv ve tesveddü vücuh* fe emmellezınesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun
  107. Ve emmellezınebyaddat vücuhühüm fe fı rahmetillah* hüm fıha halidun
  108. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemallahü yürıdü zulmel lil alemın
  109. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve ilellahi türceul ümur
  110. Küntüm hayra ümmetin uhricet lin nasi te'mürune bil ma'rufi ve tenhevne anil münkeri ve tü'minune billah* ve lev amene ehlül kitabi le kane hayral lehüm* minhümül mü'minune ve ekseruhümül fasikun
  111. Ley yedurruküm illa eza* ve iy yükatiluküm yüvellukümül edbara sümme la yünsarun
  112. Duribet aleyhimüz zilletü eyne ma sükıfu illa bi hablim minellahi ve hablim minen nasi ve bau bi ğadabim minellahi ve duribet aleyhimül meskeneh* zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunel embiyae bi ğayri hakk* zalike bi ma asav ve kanu ya'tedun
  113. Leysu sevaa* min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun
  114. Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat* ve ülaike mines salihıyn
  115. Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vallahü alımüm bil müttekıyn
  116. İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun
  117. Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh* ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun
  118. Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu bitanetem min duniküm la ye'luneküm habala* veddu ma anittüm* kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma tuhfı suduruhüm ekber* kad beyyenna lekümül ayati in küntüm ta'kılun
  119. Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih* ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz* kul mutu bi ğayzıküm* innellahe alımüm bizatis sudur
  120. İn temsesküm hasenetün tesü'hüm* ve in tüsıbküm seyyietüy yefrahu biha* ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a* innellahe bi ma ya'melune mühıyt
  121. Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil kıtal* vallahü semıun alım
  122. İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma* ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun
  123. Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh* fettekullahe lealleküm teşkürun
  124. İz tekulü lil mü'minıne eley yekfiyeküm ey yümiddeküm rabbüküm bi selaseti alafim minel melaiketi münzelın
  125. Bela in tasbiru ve tetteku ve ye'tuküm min fevrihim haza yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafim minel melaiketi müsevvimın
  126. Ve ma cealehüllahü illa büşra leküm ve li tatmeinne kulubüküm bih* ve men nasru illa min ındillahil azızil hakım
  127. Li yaktaa tarafem minellezıne keferu ev yekbitehüm fe yenkalibu haibın
  128. Leyse leke minel emri şey'ün ev yetube aleyhim ev yüazzibehüm fe innehüm zalimun
  129. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vallahü ğafurur rahıym
  130. Ya eyyühellezıne amenu la te'külür riba ad'afem müdaafetev vettekullahe lealleküm tüflihun
  131. Vettekun naralletı üıddet lil kafirın
  132. Ve etıy'ullahe ver rasule lealleküm türhamun
  133. Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn
  134. Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazımınel ğayza vel afıne anin nas* vallahü yühıbbül muhsinın
  135. Vellezıne iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim* ve mey yağfiruz zünube illellah* ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm ya'lemun
  136. Ülaike cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha* ve nı'me ecrul amilın
  137. Kad halet mim kabliküm sünenün fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın
  138. Haza beyanül linnasi ve hüdev ve mev'ızatül lil müttekıyn
  139. Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mü'minın
  140. İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh* ve tilkel eyyamü nüdavilüha beynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda'* vallahü la yühıbbüz zalimın
  141. Ve li yümehhısallahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın
  142. Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve ya'lemes sabirın
  143. Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe kad raeytümuhü ve entüm tenzurun
  144. Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrallahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın
  145. Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela* ve mey yürid sevabed dünya nü'tihı minha* ve mey yürid sevabel ahırati nü'tihı minha* ve senecziş şakirın
  146. Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır* fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu* vallahü yühıbbüs sabirın
  147. Ve ma kane kavlehüm illa en kalu rabbenağfir lena zünubena ve israfena fı emrina ve sevvit akdamena vensurna alel kavmil kafirın
  148. Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahırah* vallahü yühıbbül muhsinın
  149. Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'ullezıne keferu yerudduküm ala a'kabiküm fe tenkalibu hasirın
  150. Belillahü mevlaküm* ve hüve hayrum nasırın
  151. Senülkıy fı kulubillezıne keferur ru'be bi ma eşraku billahi ma lem yünezzil bihı sültana* ve me'vahümün nar* ve bi'se mesvez zalimın
  152. Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühıbbun* minküm mey yürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahırah* sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vallahü zu fadlin alel mü'minın
  153. İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm* vallahü habırum bima ta'melun
  154. Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min şey'* kul innel emra küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek* yekulune lev kane lena minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm* vallahü alımüm bi zatis sudur
  155. İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afallahü anhüm* innellahe ğafurunhalım
  156. Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vallahü yuhyı ve yümıt* vallahü bi ma ta'melune basıyr
  157. Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratüm minellahi ve rahmetün hayrum mimma yecmeun
  158. Ve leim müttüm ev kutiltüm le ilellahi tuhşerun
  159. Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm* ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa'fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr* fe iza azemte fe tevekkel alellah* innellahe yühıbbül mütevekkilın
  160. İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm* ve iy yahzülküm fe min zellezı yensuruküm mim ba'dih* ve alellahi felyetevekkelil mü'minun
  161. Ve ma kane li nebiyyin ey yeğull* ve mey yağlül ye'ti bi ma ğalle yevmel kıyameh* sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yuzlemun
  162. E fe menittebea rıdvanellahi ke mem bae bi sehatım minellahi ve me'vahü cehennem* ve bi'sel mesıyr
  163. Hüm deracatün ındellah* vallahü besıyrum bi ma ya'melun
  164. Le kad mennellahü alel mü'minıne iz bease fıhim rasulem min enfüsihim yetlu aleyhim ayatihı ve yüzekkıhim ve yüallimühümül kitabe vel hıkmeh* ve in kanu min kablü le fı dalalim mübın
  165. E ve lemma esabetküm müsıybetün kad esabtüm misleyha kultüm enna haza* kul hüve min ındi enfüsiküm* innellahe ala külli şey'in kadır
  166. Ve ma esabeküm yevmeltekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mü7minın
  167. Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemü kıtalel letteba'naküm* hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim* vallahü a'lemü bima yektümun
  168. Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu* kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn
  169. Ve la tahsebennellezıne kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun
  170. Ferihıyne bi ma atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
  171. Yestebşirune bi nı'metim minellahi ve fadliv ve ennellahe la yüdıy'u ecral mü'minın
  172. Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim ba'di ma esabehümül karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym
  173. Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeu leküm fahşevhüm fe zadehüm ımana* ve kalu hasbünellahü ve nı'mel vekıl
  174. Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah* vallahü zu fadlin azıym
  175. İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm ve hafuni in küntüm mü'minın
  176. Ve la yahzünkellezıne yüsariune fil küfr* innehüm ley yedurullahe şey'a* yürıdüllahü ella yec'ale lehüm hazzan fil ahırah* ve le hüm azabün azıym
  177. İnnellezıneşteravül küfra bil ımani ley yedururlahe şey'a* ve lehüm azabün elım
  178. Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma* ve lehüm azabüm mühın
  179. Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib* ve am kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı mir rusülihı mey yeşaü fe aminu billahi ve rusülih* ve in tü'minu ve tetteku fe le küm ecrun azıym
  180. Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta'melune habır
  181. Le kad semiallahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk
  182. Zalike bi ma kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd
  183. Ellezıne kalu innellahe ahide ileyna ella nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi kurbanin te'külühün nar* kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn
  184. Fe in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri vel kitabil münır
  185. Küllü nefsin zaikatül mevt* ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh* fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz* ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur
  186. Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezıne utül kitabe min kabliküm ve minellezıne eşraku ezen kesira* ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur
  187. Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh* fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen kalıla* fe bi'se ma yeşterun
  188. La tahsebennellezıne yefrahune bi ma etev ve yühıbbune ey yuhmedu bi ma lem yef'alu fe la tahsebennehüm bi mefazitem minel azab* ve lehüm azabün elım
  189. Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vallahü ala külli şey'in kadır
  190. İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ülil elbab
  191. Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar
  192. Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar
  193. Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar
  194. Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad
  195. Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vallahü ındehu husnüs sevab
  196. La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad
  197. Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad
  198. Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil ebrar
  199. Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab
  200. Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun

ALİ İMRAN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

1-Elif Lâm Mîm

2-Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. Diridir, kayyumdur.

O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve İncil'i insanlar için birer hidayet olarak indirmişseafoodplus.info'ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın âyetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

5-Şüphesiz yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz.

6-O, sizi rahimlerde, dilediği gibi şekillendirendir. Ondan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

7-O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

8-(Onlar şöyle yakarırlar): "Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin."

9-"Rabbimiz! Şüphesiz sen, hakkında şüphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Şüphesiz Allah va'dinden dönmez.

SURELERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Ali İmran Suresi TEFSİRİ

Sûre adını âyetinde geçen “Âlü İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir. “İmrân ailesi” ile kimlerin kastedildiğine ilişkin görüşlere ilgili âyette değinilecektir.

Bu sûrenin “Emân”, “Kenz”, “Mücâdile”, “İstiğfâr”, “Ma‘niyye” ve “Tayyibe” gibi isimleri de vardır. Hz. Peygamber bir hadislerinde Bakara sûresi ile birlikte Âl-i İmrân sûresini “Zehrâvân” (iki çiçek; nurlu, parlak iki sûre) olarak nitelendirmiştir.

TEFSİRİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

AL-İ İMRAN SURESİ FAZİLETLERİ

Bu sûrenin ve bazı âyetlerinin faziletleri hakkında birçok rivayet bulunmaktadır. Bakara ile Âl-i İmrân sûrelerinin önemine değinen hadisler sebebiyle İslâm bilginleri bu iki sûrenin tefsirine ayrı bir ilgi göstermişler ve bunları konu edinen özel tefsirler kaleme almışlardır. Bir hadîs-i şerifte Resûlullah, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini iyi bilip gereğince davrananlara bu sûrelerin kıyamet gününde şefaatçi olacağını haber vermiş (Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 42; Tirmizî, “Fezâilü’lKur’ân”, 4), bir başka hadiste de yüce Allah’ın “ism-i a‘zam”ının Bakara sûresinin âyeti ile Âl-i İmrân’ın başında bulunduğunu belirtmiştir (Tirmizî, “Daavât”, 64; Ebû Dâvûd, “Salât”, ).

Âl-i İmran Suresi Okunuşu - Âl-i İmran Suresinin Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali Ve Fazileti

Âl-i İmran Suresi Medine döneminde indirilen ayetten müteşekkildir. Bu ayetlerde, Allah'ın yüceliğinden ve birliğinden bahsedilirken bunlara ek olarak Allah katında geçerli olan tek dinin İslam dini olduğuna da değinilmektedir. Pek çok fazileti ve manası bulunan bu dua, Al-i İmran Suresi okunuşu ve fazileti nedir sorusuyla araştırılıyor. Al-i İmran Suresi'nin Arapça yazılışı, Türkçe anlamı ve faziletleri haberimizde.

Â-li İmran Suresi Tefsiri

Surede, Müslümanlara gönderilen Kur'an-ı Kerim'in gerçekleri açıkça ortaya koyduğunu, kendilerini iman yolundan saptırmak için kurulan tuzaklara düşmemeleri gerektiğini ifade etmektedir.

Ali İmran Suresi Kaçıncı Sayfada?

Kur'an-ı Kerim'in 3'üncü cüzünde ve 49'uncu sayfasında başlayan Âl-i İmran Suresi 75'inci sayfasında son bulmaktadır. ayetten müteşekkil olan sure Kur'an'ın en uzun surelerinden biridir.

Ali İmran Suresi Kaç Ayet?

Müminlere Allah yolunda olmayı, doğruluktan, dürüstlükten vazgeçmemeyi ve daima sabretmeyi öğütleyen sure ayetten oluşmaktadır.

Âl-i İmran Suresi Okunuşu

seafoodplus.info lam mim

seafoodplus.infoü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum

seafoodplus.infoe aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incıl

seafoodplus.info kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedıd* vallahü azızün züntikam

seafoodplus.infoahe la yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve la fis sema'

6.Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa'* la ilahe illa hüvel azızül hakım

7.Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi rabbina* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab

seafoodplus.infoa la tüzığ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab

seafoodplus.infoa inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh* innellahe la yuhlifül mıad

İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike hüm vekudün nar

Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vallahü şedıdül ıkab

Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem* ve bi'sel mihad

Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra'yel ayn* vallahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa'* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar

Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab

Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vallahü basıyrum bil ıbad

Ellezıne yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zünubena vekına azaben nar

Essabirıne ves sadikıyne vel kanitıne vel münfikıyne vel müstağfirıne bil eshar

Şehıdellahü ennehu la ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül ılmi kaimem bil kıst* la ilahe illa hüvel azızül hakım

İnned dıne indellahil islam* ve mahtelefellezıne utül kitabe illa mem ba'di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm* ve mey yekfür bi ayatillahi fe innellahe serıul hısab

Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean* ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyıne e eslemtüm* fe in eslemu fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vallahü besıyrum bil ıbad

İnnellezıne yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne bi ğayri hakkıv ve yaktülunellezıne ye'mürune bil kıstı minen nasi fe beşşirhüm bi azabin elım

Ülaikellezıne habitat a'malühüm fid dünya vel ahırah* e ma lehüm min nasırın

E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüd'avne ila kitabillahi li yahküme beynehüm sümme yetevella ferıkum minhüm ve hüm mu'ridun

Zalike bi ennehüm kalu len temessenen naru illa eyyamem ma'dudat* ve ğarrahüm fı dınihim ma kanu yefterun

Fe keyfe iza cema'nahüm li yevmil la raybe fıhi ve vüffiyet küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yüzlemun

Kulillahümme malikel mülki tü'til mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa'* ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa'* bi yedikel hayr* inneke ala külli şey'in kadır

Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl* ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy* ve terzüku men teşaü bi ğayri hısab

La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın* ve mey yef'al zalike fe leyse minallahi fı şey'in illa en tetteku minhüm tükah* ve yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr

Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vallahü ala külli şey'in kadır

Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda* ve yühazzirukümüllahü nefseh* vallahü raufüm bil ıbad

Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm* vallahü ğafurur rahıym

Kul etıy'ullahe ver rasul* fe in tevellev fe innellahe le yühıbbül kafirın

İnnellahestafa ademe ve nuhav ve ale ibrahıme ve ale ımrane alel alemın

Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vallahü semıun alım

İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı muharranan fe tekabbel minnı* inneke entes semıul alım

Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa* vallahü a'lemü bi ma vedaat* ve leysez zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım

Fe tekabbeleha rabbüha bi kabulin haseniv ve embeteha nebaten hasenev ve keffeleha zekeriyya* küllema dehale aleyha zekeriyyel mıhrabe vecede ındeha rizka* kale ya meryemü enna leki haza* kalet hüve min ındillah* innellahe yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab

Hünalike dea zekeriyya rabbeh* kale rabbi heb lı mil ledünke zürriyyeten tayyibeh* inneke semıud düa'

Fe nadethül melaiketü ve hüve kaimüy yüsallı fil mıhrabi ennellahe yübeşşiruke bi yahya müsaddikam bi kelimetim minellahi ve seyyidev ve hasurav ve nebiyyem mines salihıyn

Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kad beleğaniyel kiberu vemraetı akır* kale kezalikellahü yef'alü ma yeşa'

Kale rabbic'al lı ayeh* kale ayetüke ella tükellimen nase selasete eyyamin illa ramza* vezkür rabbeke kesırav ve sebbıh bil aşiyyi vel ibkar

Ve iz kaletil melaiketü ya meryemü innellahestafaki ve tahheraki vastafaki ala nisail alemın

Ya meryemuknütı li rabbiki vescüdı verkeıy mear rakiıyn

Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk* ve ma künte ledeyhim iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü meryeme ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun

İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruki bi kelimetim minhüm ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın

Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn

Kalet rabbi enna yekunü lı veledüv ve lem yemsesnı beşer* kale kezalikillahü yahlüku ma yeşa'* iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun

Ve yüallimühül kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl

Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayram bi iznillah* ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah* ve ünebbiüküm bi ma te'külune ve ma teddehırune fı büyutikum* innefı zalike le ayetel leküm in küntüm mü'minın

Ve müsaddikal lima beyne yedeyye minet tevrati ve li ühılle leküm ba'dallezı hurrime aleyküm ve ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm fettekullahe ve etıy'un

İnnellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh* haza sıratüm müstekıym

Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah* kalel havariyyune nahnü ensarullah* amenna billah* veşhed bi enna müslimun

Rabbena amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın

Ve mekeru ve mekerallah* vallahü hayrul makirın

İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezıne keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila yevmil kıyameh* sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi tahtelifun

Fe emmellezıne keferu fe üazzibühüm azaben şedıden fid dünya vel ahırah* ve ma lehüm min nasıriyn

Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm* vallahü la yühıbbüz zalimın

Zalike netluhü aleyke minel ayati vez zikril hakım

İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem* halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun

Elhakku mir rabbike fe la teküm minel mümterın

Fe me hacceke fıhi mim ba'di ma caeke minel ılmi fe kul tealev ned'u ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve enfüseküm sümme nebtehil fe nec'al la'netellahi alel kazibın

İnne haza lehüvel kasasul hakk* ve ma min ilahin illellah* ve innellahe le hüvel azızül hakım

Fe in tevellev fe innellahe alımüm bil müfsidın

Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm ella na'büde ilellahe ve la nüşrike bihı şey'ev ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbabem min dunillah* fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun

Ya ehlel kitabi lime tühaccune fı ibrahıme ve ma ünziletit tevratü vel incılü illa mim ba'dih* e fela ta'kılun

Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun

Ma kane ibrahımü yehuddiyyev ve la nasraniyyev ve lakin kane hanıfem müslima* ve ma kane minel müşrikın

İnne evlen nasi bi ibrahıme lellezınettebeuhü ve hazen nebiyyü vellezıne amenu* vallahü veliyyül mü'minın

Veddet taifetüm min ehlil kitabi lev yüdılluneküm* ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yeş'urun

Ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi ve entüm teşhedun

Ye ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm ta'lemun

Ve kalet taifetüm min ehlil kitabi aminu billezı ünzile alellezıne amenu vechen nehari vekfüru ahırahu leallehüm yarciun

Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vallahü vasiun alım

Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül fadlil azıym

Ve min ehlil kitabi men inte'menhü bi kıntariy yüeddihı ileyk* ve minhüm men in te'menhü bi dınaril la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima* zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun

Bela men evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül müttekıyn

İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün elım

Ve inne minhüm le ferıtkay yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab* ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun

Ma kane li beşerin ey yü'tiyehüllahül kitabe vel hukme ven nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun

Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba* e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun

Ve iz ehazellahü mısakan nebiyyıne lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm rasulüm müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve le tensurunneh* kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı* kalu akrarna* kale feşhedu ve ene meaküm mineş şahidın

Fe men tevella ba'de zalike fe ülaike hümül fasikun

E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdı tav'av ve kerhev ve ileyhi yürceun

Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

Ve mey yebteğı ğayral islami dınen fe ley yukbele minh* ve hüve fil ahırati minel hasirın

Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vallahü la yehdil kavmez zalimın

Ülaike cezaühüm enne aleyhim la'netellahi vel melaiketi ven nasi ecmeıyn

Halidıne fıha* la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun

İllellezıne tabu mim ba'di zalike ve aslehu fe innellahe ğafurur rahıym

İnnellezıne keferu ba'de ımanihim sümmezdadu küfral len tukbele tevbetühüm* ve ülaike hümüd dallun

İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min ehadihim mil'ül erdı zehebev ve levfteda bih* ülaike lehüm azabün elımüv ve ma lehüm min nasırın

Len tenalül birra hatta tünfiku mimma tühıbbun* ve ma tünfiku min şey'in fe innellahe bihı alım

Küllüt taami kane hıllel li benı israıle illa ma harrame israılü ala nefsihı min kabli en tünezzelet tevrah* kul fe'tu bit tevrati fetluha in küntüm sadikıyn

Fe meniftera alellahil kezibe mim ba'di zalike fe ülaike hümüz zalimun

Kul sadekallahü fettebiu millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane minel müşrikın

İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemın

Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım* ve men dehalehu kane amina* ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla* ve men kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın

Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü şehıdün ala ma ta'melun

Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemallahü bi ğafilin amma ta'melun

Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'u ferıkam minellezıne utül kitabe yerudduküm ba'de ımaniküm kafirın

Ve keyfe tekfürune ve entüm tütla aleyküm ayatüllahi ve fıküm rasulüh* ve mey ya'tesım billahi fe kad hüdiye ila sıratım müstekıym

Ya eyyühellezıne amenüttekullahe hakka tükatihı ve la temutünne illa ve entüm müslimun

Va'tesumu bi hablillahi cemıav ve la teferraku* vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana* ve küntüm ala şefahufratim minen nari fe enkazeküm minha* kezalike yübeyyinüllahü le küm ayatihı lealleküm tehtedun

Velteküm minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münker* ve ülaike hümül müflihun

Ve la tekunu kellezıne teferraku vahtelefu mim ba'di ma caehümül beyyinat* ve ülaike lehüm azabün azıym

Yevme tebyaddu vücuhüv ve tesveddü vücuh* fe emmellezınesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun

Ve emmellezınebyaddat vücuhühüm fe fı rahmetillah* hüm fıha halidun

Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemallahü yürıdü zulmel lil alemın

Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve ilellahi türceul ümur

Küntüm hayra ümmetin uhricet lin nasi te'mürune bil ma'rufi ve tenhevne anil münkeri ve tü'minune billah* ve lev amene ehlül kitabi le kane hayral lehüm* minhümül mü'minune ve ekseruhümül fasikun

Ley yedurruküm illa eza* ve iy yükatiluküm yüvellukümül edbara sümme la yünsarun

Duribet aleyhimüz zilletü eyne ma sükıfu illa bi hablim minellahi ve hablim minen nasi ve bau bi ğadabim minellahi ve duribet aleyhimül meskeneh* zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunel embiyae bi ğayri hakk* zalike bi ma asav ve kanu ya'tedun

Leysu sevaa* min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun

Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat* ve ülaike mines salihıyn

Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vallahü alımüm bil müttekıyn

İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh* ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun

Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu bitanetem min duniküm la ye'luneküm habala* veddu ma anittüm* kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma tuhfı suduruhüm ekber* kad beyyenna lekümül ayati in küntüm ta'kılun

Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih* ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz* kul mutu bi ğayzıküm* innellahe alımüm bizatis sudur

İn temsesküm hasenetün tesü'hüm* ve in tüsıbküm seyyietüy yefrahu biha* ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a* innellahe bi ma ya'melune mühıyt

Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil kıtal* vallahü semıun alım

İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma* ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun

Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh* fettekullahe lealleküm teşkürun

İz tekulü lil mü'minıne eley yekfiyeküm ey yümiddeküm rabbüküm bi selaseti alafim minel melaiketi münzelın

Bela in tasbiru ve tetteku ve ye'tuküm min fevrihim haza yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafim minel melaiketi müsevvimın

Ve ma cealehüllahü illa büşra leküm ve li tatmeinne kulubüküm bih* ve men nasru illa min ındillahil azızil hakım

Li yaktaa tarafem minellezıne keferu ev yekbitehüm fe yenkalibu haibın

Leyse leke minel emri şey'ün ev yetube aleyhim ev yüazzibehüm fe innehüm zalimun

Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vallahü ğafurur rahıym

Ya eyyühellezıne amenu la te'külür riba ad'afem müdaafetev vettekullahe lealleküm tüflihun

Vettekun naralletı üıddet lil kafirın

Ve etıy'ullahe ver rasule lealleküm türhamun

Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn

Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazımınel ğayza vel afıne anin nas* vallahü yühıbbül muhsinın

Vellezıne iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim* ve mey yağfiruz zünube illellah* ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm ya'lemun

Ülaike cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha* ve nı'me ecrul amilın

Kad halet mim kabliküm sünenün fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın

Haza beyanül linnasi ve hüdev ve mev'ızatül lil müttekıyn

Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mü'minın

İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh* ve tilkel eyyamü nüdavilüha beynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda'* vallahü la yühıbbüz zalimın

Ve li yümehhısallahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın

Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve ya'lemes sabirın

Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe kad raeytümuhü ve entüm tenzurun

Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrallahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın

Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela* ve mey yürid sevabed dünya nü'tihı minha* ve mey yürid sevabel ahırati nü'tihı minha* ve senecziş şakirın

Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır* fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu* vallahü yühıbbüs sabirın

Ve ma kane kavlehüm illa en kalu rabbenağfir lena zünubena ve israfena fı emrina ve sevvit akdamena vensurna alel kavmil kafirın

Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahırah* vallahü yühıbbül muhsinın

Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'ullezıne keferu yerudduküm ala a'kabiküm fe tenkalibu hasirın

Belillahü mevlaküm* ve hüve hayrum nasırın

Senülkıy fı kulubillezıne keferur ru'be bi ma eşraku billahi ma lem yünezzil bihı sültana* ve me'vahümün nar* ve bi'se mesvez zalimın

Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühıbbun* minküm mey yürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahırah* sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vallahü zu fadlin alel mü'minın

İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm* vallahü habırum bima ta'melun

Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min şey'* kul innel emra küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek* yekulune lev kane lena minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm* vallahü alımüm bi zatis sudur

İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afallahü anhüm* innellahe ğafurunhalım

Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vallahü yuhyı ve yümıt* vallahü bi ma ta'melune basıyr

Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratüm minellahi ve rahmetün hayrum mimma yecmeun

Ve leim müttüm ev kutiltüm le ilellahi tuhşerun

Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm* ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa'fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr* fe iza azemte fe tevekkel alellah* innellahe yühıbbül mütevekkilın

İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm* ve iy yahzülküm fe min zellezı yensuruküm mim ba'dih* ve alellahi felyetevekkelil mü'minun

Ve ma kane li nebiyyin ey yeğull* ve mey yağlül ye'ti bi ma ğalle yevmel kıyameh* sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yuzlemun

E fe menittebea rıdvanellahi ke mem bae bi sehatım minellahi ve me'vahü cehennem* ve bi'sel mesıyr

Hüm deracatün ındellah* vallahü besıyrum bi ma ya'melun

Le kad mennellahü alel mü'minıne iz bease fıhim rasulem min enfüsihim yetlu aleyhim ayatihı ve yüzekkıhim ve yüallimühümül kitabe vel hıkmeh* ve in kanu min kablü le fı dalalim mübın

E ve lemma esabetküm müsıybetün kad esabtüm misleyha kultüm enna haza* kul hüve min ındi enfüsiküm* innellahe ala külli şey'in kadır

Ve ma esabeküm yevmeltekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mü7minın

Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemü kıtalel letteba'naküm* hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim* vallahü a'lemü bima yektümun

Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu* kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn

Ve la tahsebennellezıne kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun

Ferihıyne bi ma atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Yestebşirune bi nı'metim minellahi ve fadliv ve ennellahe la yüdıy'u ecral mü'minın

Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim ba'di ma esabehümül karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym

Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeu leküm fahşevhüm fe zadehüm ımana* ve kalu hasbünellahü ve nı'mel vekıl

Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah* vallahü zu fadlin azıym

İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm ve hafuni in küntüm mü'minın

Ve la yahzünkellezıne yüsariune fil küfr* innehüm ley yedurullahe şey'a* yürıdüllahü ella yec'ale lehüm hazzan fil ahırah* ve le hüm azabün azıym

İnnellezıneşteravül küfra bil ımani ley yedururlahe şey'a* ve lehüm azabün elım

Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma* ve lehüm azabüm mühın

Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib* ve am kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı mir rusülihı mey yeşaü fe aminu billahi ve rusülih* ve in tü'minu ve tetteku fe le küm ecrun azıym

Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta'melune habır

Le kad semiallahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk

Zalike bi ma kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd

Ellezıne kalu innellahe ahide ileyna ella nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi kurbanin te'külühün nar* kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn

Fe in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri vel kitabil münır

Küllü nefsin zaikatül mevt* ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh* fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz* ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur

Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezıne utül kitabe min kabliküm ve minellezıne eşraku ezen kesira* ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur

Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh* fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen kalıla* fe bi'se ma yeşterun

La tahsebennellezıne yefrahune bi ma etev ve yühıbbune ey yuhmedu bi ma lem yef'alu fe la tahsebennehüm bi mefazitem minel azab* ve lehüm azabün elım

Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vallahü ala külli şey'in kadır

İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ülil elbab

Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar

Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar

Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar

Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad

Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vallahü ındehu husnüs sevab

La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad

Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad

Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil ebrar

Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab

Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun

Âl-i İmran Suresi Türkçe Anlamı

1 - Elif, Lâm Mîm,

2 - Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur

3 - 4 - O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'ı ve İncil'i de yine O indirmişti.. Evet bu Furkan'ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. Allah çok güçlüdür, intikamını alır.

5 - Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.

6 - Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur. Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, şeref ve hikmet sahibi olan O'dur.

7 - Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.

8 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.

9 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.

10 - Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Muhakkak ki Allah, hiç sözünden caymaz.

11 - Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar.

12 - Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı. Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti. Allah, cezası çetin olandır.

13 - O inkârcı kâfirlere de ki, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena bir döşektir.

14 - Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır.

15 - İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.

16 - De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür.

17 - Onlar ki, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler.

18 - O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür).

19 - Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır.

20 - Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.

21 - Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir". Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah kulları görendir. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!

22 - İşte bunlar öyle kimselerdir ki, dünyada da ahirette de bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır.

23 - Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah'ın kitabına davet olunuyorlar da, sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar.

24 - Bunun sebebi, onların "belli günlerden başka bize asla ateş azabı dokunmaz" demeleridir. Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır.

25 - O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır?

26 - De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kâdirsin.

27 - Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.

28 - Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş olur, ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır. Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır. Nihâyet gidiş Allah'adır.

29 - De ki, göğüslerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Hiç şüphesiz Allah, her şeye kadirdir.

30 - O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister. Allah, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki Allah, kullarını çok esirger.

31 - De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.

32 - De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.

33 - Gerçekten Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu âlemler üzerine seçkin kıldı.

34 - Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her şeyi işitendir, bilendir.

35 - İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin." demişti.

36 - Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum".

37 - Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?" deyince, o da: "Bu, Allah katındandır." derdi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

38 - Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.

39 - Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: "Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." diye ünlediler.

40 - Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır." dedi. Allah: "Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar." buyurdu.

41 - Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et".

42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.

43 - Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.

44 - İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) "Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.

45 - Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı, aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır.

46 - Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.

47 - (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.

48 - Allah ona kitab (okuma ve yazmay)ı, hikmeti ve Tevrat ile İncil'i öğretir.

49 - Allah onu İsrailoğullarına (şöyle diyecek) bir peygamber olarak gönderir: "Şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet (mucize, belge) getirdim: Size, kuş biçiminde çamurdan birşey yaparım da içine üflerim, Allah'ın izniyle o, kuş olur; anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm".

50 - "Önümdeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim. Artık Allah'tan korkun da bana uyun".

51 - "Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur".

52 - İsa onların inkârlarını hissedince: "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler: "Allah yolunda yardımcılar biziz. Allah'a iman ettik. Şahit ol ki, biz muhakkak müslümanlarız." dediler.

53 - Ey Rabbimiz, senin indirdiğine iman ettik, o peygambere de uyduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz.

54 - Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.

55 - O zaman Allah şöyle dedi: "Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim".

56 - "İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır".

57 - "İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez".

58 - İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandır.

59 - Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.

60 - Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde şüphecilerden olma.

61 - Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim".

62 - İşte (İsa hakkında söylenen) gerçek kıssa budur. Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Muhakkak ki Allah çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.

63 - Eğer (haktan) yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Allah bozguncuları çok iyi bilendir.

64 - De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun biz müslümanlarız".

65 - Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?

66 - İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

67 - İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

68 - Doğrusu onların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber ve iman edenlerdir. Allah da müminlerin dostudur.

69 - Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler, halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar.

70 - Ey kitap ehli! (gerçeği) gördüğünüz halde, niçin Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?

71 - Ey kitap ehli! Niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?

72 - Kitap ehlinden bir grup: "Müminlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar da dönerler." dedi.

73 - "Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur". (Onlar kendi aralarında): "Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine" (de inanmayın dediler). De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir".

74 - Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve kerem sahibidir.

75 - Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur." demelerinden dolayıdır. Ve onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

76 - Hayır, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever.

77 - Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır.

78 - Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. "Bu, Allah katındandır." derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler.

79 - İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kul olun." demesi yakışmaz. Fakat onun: "Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb'e halis kullar olun" (demesi uygundur).

80 - Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin." diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi?

81 - Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar: "Kabul ettik" dediler. (Allah da) dedi ki: "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım".

82 - Artık bundan sonra her kim dönerse, işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir.

83 - Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir.

84 - De ki: "Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık. Onların arasında hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız".

85 - Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır.

86 - İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez.

87 - İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir.

88 - Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

89 - Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.

90 - Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

91 - Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

92 - Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.

93 - Tevrat indirilmeden önce, İsrail (Yakub)in kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helal idi. De ki: "Eğer doğrulardan iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun".

94 - Kim bundan sonra Allah'a karşı yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

95 - De ki: "Allah doğru söylemiştir. Öyle ise dosdoğru, Allah'ı birleyici olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi".

96 - Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir.

97 - Onda apaçık deliller, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç)dir.

98 - De ki: "Ey kitap ehli! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?"

99 - De ki: "Ey kitap ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir".

- Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.

- Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın elçisi de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Kim Allah'a sımsıkı bağlanırsa, kesinlikle doğru yola iletilmiştir.

- Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.

- Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

- İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.

- Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.

- O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın" (denecektir).

- Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

- Bunlar Allah'ın, sana gerçek olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir. Allah âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez.

- Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Bütün işler Allah'a döndürülür.

- Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.

- Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

- Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanlar (müminler)ın ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı.

- Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.

- Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.

- Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.

- O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.

- Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar.

- Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

- İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.

- Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir kötülük gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır.

- Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işiten ve bilendir.

- O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.

- Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size Bedir'de yardım etmişti. Allah'tan sakının ki, O'na şükretmiş olasınız.

- O zaman sen müminlere: "Rabbinizin size, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?" diyordun.

- Evet, sabreder ve (Allah'tan) korkarsanız, onlar ansızın üzerinize gelseler, Rabbiniz size nişanlı nişanlı beş bin melekle yardım eder.

- Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım, yalnız daima galip ve hikmet sahibi olan Allah katındandır.

- (Allah bu yardımı) inkâr edenlerden bir kısmını kessin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yaptı).

- Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder.

- Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

- Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.

- Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.

- Allah ve Peygambere itaat edin ki, size de merhamet edilsin.

- Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allah'tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun!

- O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.

- Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.

- İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir!

- Muhakkak ki sizden önce birçok olaylar, şeriatler gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin, dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün.

- Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür.

- Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir.

- Eğer size (Uhud savaşında) bir yara değmişse, (Bedir harbinde) o topluma da benzeri bir yara dokunmuştu. O günler ki, biz onları insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu da) Allah'ın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Allah zalimleri sevmez.

- Bir de bu, Allah'ın iman edenleri tertemiz seçip, kâfirleri yok etmesi içindir.

- Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?

- Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

- Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.

- Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız.

- Nice peygamberler vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.

- Onların sözleri ancak: "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!" demekten ibaretti.

- Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah güzel davrananları sever.

- Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız, sizi topuklarınız üstünde gerisin geriye çevirirler. O zaman büsbütün kaybedersiniz.

- Hayır! Sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

- Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!

- Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.

- Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

- Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş Allah'ındır". Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik". Onlara şöyle söyle: "Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.

- İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını kaydırmak istedi. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halim(çok yumuşak)dir.

- Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi." diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görmektedir.

- Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.

- Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.

- Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.

- Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah'a güvenip dayansınlar.

- Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi (devlet-millet malını aşırması) yaraşmaz. Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını boynuna yüklenerek getirir. Sonra da herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir, onlar haksızlığa da uğramazlar.

- Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!

- Onlar (insanlar) Allah katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir.

- Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

- (Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.

- - İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar. kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.

- Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için: "Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi" dediler. Onlara de ki: "Eğer iddianızda doğru iseniz, kendinizden ölümü uzaklaştırınız".

- Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar.

- Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.

- Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.

- Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.

- İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".

- Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.

- (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.

- Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a hiç bir şekilde zarar veremezler. Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük bir azap vardır.

- İman karşılığında inkarı satın alanlar Allah'a hiç bir zarar veremezler. Onlar için acı bir azap vardır.

- Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

- Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.

- Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır o, kendileri için şerdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

- Allah, "Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz." diyenlerin lafını elbette duymuştur. Onların söylediklerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz: "Tadın o yakıcı azabı!".

- "Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır". Allah kullar(ın)a asla zulmetmez.

- "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere de ki: "Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz?"

- Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

- Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir.

- Muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah'dan gereği gibi korkarsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir.

- Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz." diye söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür.

- O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır.

- Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Allah her şeye kâdirdir.

- Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

- Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler.

- "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur".

- "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al".

- "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin".

- Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır".

- Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.

- Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası!

- Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.

- Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

- Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz.

Âl-i İmran Suresi Konusu

Âl-i İmran, mushaftaki sıralamada 3, iniş sırasına göre sûredir. Surede, Allah katında yegâne geçerli dinin İslâm olduğu vurgulanmaktadır. İslâm'ın inanç esasları (özellikle ulûhiyyet ve nübüvvet) ile (birr ve takvâ gibi) üzerinde durulmuştur. Diğer tüm konulara aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Âl-i İmran Suresi Konusu için tıklayınız

Âl-i İmran Suresi Faziletleri

Âl-i İmran Suresinin faziletleri ile ilgili hadis kaynaklarında birçok rivayet bulunmaktadır.

Bir hadîs-i şerifte Resûlullah, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini iyi bilip gereğince davrananlara bu sûrelerin kıyamet gününde şefaatçi olacağını haber vermiş (Müslim, "Salâtü'l-müsâfirîn", 42; Tirmizî, "Fezâilü'lKur'ân", 4)

Başka bir hadise göre de yüce Allah'ın "ism-i a'zam"ının Bakara sûresinin âyeti ile Âl-i İmrân'ın başında bulunduğunu belirtmiştir (Tirmizî, "Daavât", 64; Ebû Dâvûd, "Salât", ).

Âl-i İmrân suresi ayet tefsiri ve meali nedir? Âl-i İmrân suresi ayeti okunuşu ve anlamı

Kuran-&#; Kerim’in üçüncü s&#;ras&#;nda yer alan Âl-i &#;mrân suresi, toplam ayetten olu&#;ur. Medine’de indi&#;i bilinen surenin ismi, ayette yer alan “Al-i &#;mran” sözcü&#;ünden gelir. Bu kelimenin anlam&#; ise imran ailesi demektir. Kuran-&#; Kerim’e göre &#;mran, Hz. Meryem’in babas&#;d&#;r ve bu ailenin alemlerde üstün bir konumu vard&#;r. Surede bahsi geçenler ise Hz. &#;sa, Hz. Meryem ve Hristiyanl&#;k dinidir. Bu nedenle &#;slam dinini en iyi &#;ekilde anlamak isteyen ki&#;ilerin mutlaka okumas&#;, ara&#;t&#;rmas&#; ve anlam&#;n&#; bilmesi gereken bir suredir.

Âl-i &#;mrân suresi ayet nas&#;l okunur?

Âl-i &#;mrân suresi ayet okunu&#;u ile ilgili oldukça s&#;k ara&#;t&#;rma yap&#;lmaktad&#;r. Bu ayet k&#;sa bir ayettir ve ezberlemesi oldukça kolayd&#;r. Hem Arapça hem Türkçe okunu&#;u hem de anlam&#; kolayca ak&#;lda kalabilir. Âl-i &#;mrân suresi ayet Arapça &#;u &#;ekilde yaz&#;l&#;r:

aliimran83

Âl-i &#;mrân suresi ayet Türkçe okunu&#;u ise &#;öyle olmal&#;d&#;r:

  • E fe gayre dînillahi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti ver ard&#; tav'an ve kerhen ve ileyhi yurceûn (yurceûne).

Âl-i &#;mrân suresi ayet ne anlama gelir?

Kuran-&#; Kerim’i do&#;ru ve en iyi &#;ekilde anlamak için surelerin anlamlar&#;n&#; bilmek oldukça önemlidir. Hangi surede ne anlat&#;lmak istendi&#;ini bilen kimseler, Kuran-&#; Kerim’in gerekliliklerini de yerine getirebilir. Âl-i &#;mrân suresi ayet anlam&#; Türkçe olarak a&#;a&#;&#;daki gibidir:

  • Onlar Allah’&#;n dininden ba&#;kas&#;n&#; m&#; ar&#;yorlar! Oysa göklerde olanlar da yerde olanlar da isteyerek veya istemeyerek hep O’na boyun e&#;mi&#;lerdir ve O’na döndürüleceklerdir.

Âl-i &#;mrân suresi ayet meal olarak Allah’&#;n dininden ba&#;ka din arayan ki&#;ilerin isteyerek ya da istemeyerek O’na boyun e&#;dikleri ve O’na döndürüleceklerinden bahseder.

Âl-i &#;mrân suresi ayet tefsiri nedir?

Âl-i &#;mrân suresi 83 ayet Türkçesi, k&#;yamet zaman&#;nda rahata ermek isteyenlerin ö&#;renmek istedi&#;i bir konudur. Bu ayet-i kerimenin uzunca bir tefsiri vard&#;r. Bu tefsir a&#;a&#;&#;da verilmi&#;tir:

“Onlar Allah’&#;n dininden ba&#;kas&#;n&#; m&#; ar&#;yorlar?” &#;eklinde tercüme etti&#;imiz cümleyi “Onlar Allah’&#;n dininden ba&#;kas&#;n&#; aramaktalar!” diye çevirmek de mümkündür (Râzî, VIII, ) ve her iki durumda göklerde ve yeryüzündeki bütün varl&#;klar O’nun kudreti önünde teslimiyet gösterdi&#;i halde O’nun dininden yüz çevirip ba&#;ka kurtulu&#; yollar&#; araman&#;n ne kadar yanl&#;&#; ve beyhude oldu&#;u vurgulanm&#;&#; olmaktad&#;r.

Bu âyette geçen “Oysa göklerdekiler ve yeryüzündekiler isteyerek ya da istemeyerek hep O’na boyun e&#;mi&#;lerdir” cümlesiyle ilgili belli ba&#;l&#; yorumlar &#;unlard&#;r: a) Yüce Allah’&#;n d&#;&#;&#;ndaki bütün varl&#;klar&#;n var olmas&#; yahut olmamas&#; mümkündür. Bu mânada olan hiçbir varl&#;k da O var etmeden var olamaz ve O’nun yok k&#;lmas&#; olmadan yok olamaz. &#;u halde Allah’&#;n d&#;&#;&#;ndakilerin hepsi gerek varl&#;k gerekse yokluk bak&#;m&#;ndan O’nun kudretine boyun e&#;mi&#; demektir ki bu, teslimiyet ve boyun e&#;menin doruk noktas&#;d&#;r. Yine bu cümle “vâcibü’l-vücûd” (varl&#;&#;&#; kaç&#;n&#;lmaz ve ba&#;kalar&#;n&#;n iradesinden ba&#;&#;ms&#;z) yegâne varl&#;&#;&#;n Allah Teâlâ oldu&#;unu göstermektedir. b) Hiç kimse O’nun iradesini a&#;amaz, herkes isteyerek veya istemeyerek O’nun belirledi&#;i kader çizgisinin içinde seyretmek zorundad&#;r: Samimi müslümanlar dinin icaplar&#;n&#; yerine getirirken isteyerek, do&#;alar&#;n&#;n gere&#;i ho&#; kar&#;&#;lamad&#;klar&#; hastal&#;k, fakirlik ve ölüm gibi hususlarda istemeyerek O’nun iradesine boyun e&#;mektedirler; inkârc&#;lar ise her hâlükârda –O’nun kazâ ve kaderinden kaçamad&#;klar&#;ndan– istemeyerek O’na boyun e&#;mi&#; olmaktad&#;rlar. c) Müminler isteyerek, kâfirler ise Mü’min sûresinin âyetinde belirtildi&#;i üzere ölümle yüz yüze gelince kerhen teslimiyet gösterirler. d) Herkesin boyun e&#;mesinden maksat bezm-i elestte (bk. A‘râf 7/) söz verilmesidir. e) Gönüllü boyun e&#;me özellikle göklerdekiler hakk&#;ndad&#;r, yeryüzündekilerin ise bir k&#;sm&#; isteyerek bir k&#;sm&#; kerhen teslimiyet gösterirler (&#;bn At&#;yye, I, ; Râzî, VIII, ; Nîsâbûrî, III, ). Âlûsî bu konuda tasavvuf ehlinden &#;u yorumu aktar&#;r: Gönüllü boyun e&#;me hiçbir ku&#;ku ya&#;amadan teslimiyeti, kerhen boyun e&#;me ise baz&#; tereddütler ya&#;ad&#;ktan ve ruhî badirelerden geçtikten sonra teslim olmay&#; ifade eder; melekler ve yeryüzündeki seçkin ki&#;iler birinci gruptan, di&#;erleri ikinci gruptand&#;r (III, ). (Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: )

Âl-i &#;mrân suresi ayet fazileti nedir?

Âl-i &#;mrân suresi 83 ayet fazileti ve s&#;rlar&#;, &#;slam dini ara&#;t&#;rmac&#;lar&#;n&#;n ve Kuran-&#; Kerim’i okuyanlar&#;n bilmesi gerekenler aras&#;ndad&#;r. Âl-i &#;mrân suresinin faziletleri &#;u &#;ekildedir:

  • K&#;yamet gününde s&#;rat köprüsü üzerinden geçen kimselere okudu&#;u her ayet için emniyet verilir.
  • Bu sureyi okuman&#;n fakirlikten kurtulup zenginli&#;e ula&#;maya yard&#;mc&#; oldu&#;u söylenir.
  • Bu ayet-i kerimeyi okuman&#;n Allah’u Teala taraf&#;ndan o ki&#;i için 70 bin melek yaratt&#;&#;&#;na inan&#;l&#;r.

Âl-i &#;mrân suresi ayeti niçin okunur?

Âl-i &#;mrân suresi ayeti, k&#;yamet gününde rahata eri&#;mek isteyenlerin okumas&#; gereken bir ayet-i kerimedir. Ayr&#;ca &#;slam dinini en iyi &#;ekilde kavray&#;p uygulamak için de bu süreyi okumak çok önemlidir. Zenginli&#;e eri&#;mek için Âl-i &#;mrân suresi ayet okunmas&#; gerekti&#;i söylenir.

ANASAYFAYA DÖNMEK &#;Ç&#;N TIKLAYINIZ

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir