alkol etkisini azaltmak / Susuzluk alkolün etkisini artırıyor! - Sağlık Haberleri

Alkol Etkisini Azaltmak

alkol etkisini azaltmak

Alkol&#;n Etkisini Azaltmak İ&#;in Neler Yapılabilir?

alkolün etkisini geçirme yolları diye bir şey aslında yoktur. x birim olarak alınan alkolün vücutta işlenmesi ve o x birimin vücuttan atılması için gereken süre bellidir. örneğin; kanda 50 promil alkol bulunması, 1 litre kanda gram alkol olduğu anlamına gelir. promil arasında çoğu insanda algı zayıflar, muhakeme gücü azalır. promil ve üstünde ise ayakta duramama dahil sarhoşluk belirtileri görünür.

alkolün kana geçmesi ve karaciğerde işlenip atılmaya başlaması yaklaşık 1 saat içerisinde başlar. saatte yaklaşık 10 promil alkol kandan atılır. 50 promil; ortalama 40 yaşlarında ve 70 kg ağırlığında bir kişi için 2 bira veya 1 duble rakı veya 2 kadeh şarap veya 1 duble votkaya karşılık gelmektedir ve tamamen atılması 5 saat sürer.

sonuç itibarıyla alkol; kana geçen, işlenmesi gereken bir kimyasaldır ve karaciğerimizde birim zamanda maksimum işlenme limiti de bellidir. eğer alkolü ağzınızla içmediyseniz ve durum kötüye gidiyorsa, yapılması gereken vakit kaybetmeden midedeki fazla alkolü geri çıkartmak ve mümkün olduğunca su içmektir. çikolatanın mideyi yatıştırıcı etkisi olduğu iddia edilir ve kişisel tecrübelerimden de birkaç sefer istifra önleyici etkisi olduğunu gözlemledim ama bunlardan hiçbiri alkolün etkisini azaltmaz. en yaygın bilinen uygulama olan kahve mevzusu biraz farklı. şöyle ki; kafein ile zihnin ekstra uyarılması sağlanıyor bu durum düşük promillerde belki zihni uyarıyor gibi görünse de o anda acil ihtiyaç duyulan kandaki su kaynağının bir de kahve için kullanılmasına neden olarak 50 promil üzerinde olumsuz etki yaratır.

özet olarak; ağzınızla içmeyi öğrenin. fazla içtiyseniz, çıkartıp rahatlayın. bol su için, mümkünse temiz havaya çıkın. bu durumun en büyük ilacı zaman.

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, AMATEM Sorumlusu Psikiyatr Dr. Şafak Yalçın Şahiner’le alkolizme ilgili akla gelen psikolojik ve fizyolojik her konuyu, yeni tedavi yöntemleri de dahil olmak üzere masaya yatırdık…

Alkolizm ruhsal olduğu kadar fiziksel de bir hastalık… Peki, bu hastalığın diğer bağımlılıklardan farkı ne? Tedavi süreci nasıl işliyor? Son tedavi yöntemleri neler? Alkolizm tedavisinde aileye nasıl görevler düşüyor? Bunları ve buna benzer soruları, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Sorumlusu Psikiyatr Dr. Şafak Yalçın Şahiner’e sorduk ve ortaya konuyla ilgili çok mühim bilgileri içeren bir röportaj çıktı…

Alkol bağımlılığı (alkolizm) nasıl tanımlanabilir? Bağımlılık olgunluğa ulaşana kadar hangi süreçlerden geçer?
Alkol bağımlılığı diğer bağımlılıklar gibi iyileşme ve tekrarlama dönemlerinden oluşan, süreğen bir beyin hastalığıdır. Bu hastalıkta kişi kontrolsüz şekilde öngördüğü miktardan fazla alkol tüketmektedir ve bireyin işlevselliğinde belirgin kayıplar olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü alkol bağımlısını “uzun süre ve alışılmışın dışında alkol alan, alkole bağlı ruhsal-bedensel-toplumsal sağlığı bozulan, buna karşın durumunu değerlendiremeyen; değerlendirse bile alkol alma isteğini durduramayan, tedaviye gereksinimi olan bir hasta” olarak tanımlamaktadır. Alkol bağımlılığı bir süreç sonucu gelişen bir hastalıktır. Bu sürecin genellikle yılları bulması nedeni ile kişinin fark etmesi ve yardım talebi gecikmektedir. Önceleri keyif amaçlı ara ara kullanılan alkolün miktarı ve sıklığı zaman ilerledikçe artmaya başlar. Kişi adım adım sosyal hayatını alkol alabilmeye uygun hale getirir.  Alkol kullanımı ya da elde edilmesi için harcanan zaman diğer faaliyetlere ayrılan zamanın önüne geçer. Alkolden uzak kalınan zamanlarda “yoksunluk belirtileri” dediğimiz, kişiyi rahatsız eden belirtiler görülür. Kişi bu belirtileri yok etmek ya da en aza indirmek için yeniden daha fazla miktarda alkol alır, alkol kullanmaya yönelik aşırı bir istek duyar. Bu döngü sonucunda bağımlılık gelişir ve kişinin mutlaka tıbbi yardım alması gerekir.

Alkol bağımlığının sigara ya da madde bağımlılığından ne tür farkları vardır?
Alkol ciddi bağımlılık oluşturan bir maddedir. Alkole fiziksel bağımlılık gelişmesi genellikle diğer maddelere göre geç olmaktadır. Ayrıca bağımlılık geliştikten sonra yoksunluk döneminde hayati tehlike oluşturabilecek kadar ciddi belirtiler olabilmektedir. Alkol bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi fiziksel sağlığı da olumsuz etkileyen bir süreçtir. Alkol; karaciğer, beyin, kalp kası ve çizgili kaslarda zaman ilerledikçe belirgin harabiyet oluşturmaktadır. Siroz, pankreas hastalıkları, kalp hastalıkları, vitamin eksikliklerine bağlı ciddi hastalıklar, kanser gibi ölümle sonuçlanabilecek birçok hastalığa neden olabilmektedir.

BEDENSEL VE PSİKOLOJİK BAĞIMLILIK

“Bedensel bağımlılık” tanımını açar mısınız?
Bağımlılık geliştikten sonra maddenin alınamaması veya daha düşük miktarda alınması kişide yoksunluk belirtileri dediğimiz istenmeyen, hoşa gitmeyen birtakım şikayetlerin oluşmasına yol açar. Bu belirtiler ancak tekrar madde kullanılarak giderilebilir. Bu nedenle madde arama davranışı ve temin etme arzusu yoğun olarak görülmektedir. İşte bu tabloya “fiziksel bağımlılık” ismi verilmektedir. Ayrıca fiziksel bağımlılığın önemli bir bileşeni de tolerans kavramıdır. Tolerans alınan maddenin zaman içerisinde yetmemesi ve aynı etkiyi oluşturabilmesi için daha yüksek dozda alınmasının gerekmesidir.

Psikolojik bağımlılık neyi ifade eder?
Bağımlılık yapan maddeye şiddetli özlem duyma, sürekli ya da ara ara aşerme “psikolojik bağımlılık” olarak tanımlanmaktadır. Psikolojik bağımlılıkta terleme, titreme, bulantı, kusma gibi gözle görülür yoksunluk belirtileri olmamakla birlikte madde olmadığında kişinin hoş olmayan duygular hissetmesi söz konusudur.

Yoksunluk ne demektir? Bu durumla mücadelede nasıl bir süreç işler?
Yoksunluk; bir maddenin aşırı derecede kullanımının bırakılması veya azaltılması sonucu oluşan, kullanılan maddeye göre değişen, istenmeyen etkilere verilen isimdir. Alkol bağımlılığında bağımlılığın şiddetine göre değişen yoksunluk belirtileri mevcuttur. Bu belirtiler; titreme, terleme, uykusuzluk gibi belirtilerden tansiyon yüksekliği, epileptik (sara) nöbetler ve deliryum dediğimiz hastanın çevreye olan farkındalığının bozulduğu, bilinç düzeyinin etkilendiği ölümcül de olabilecek bir tabloya kadar değişen yelpazededir. Kişide bağımlılık gelişmiş ise alkolü bırakmaya karar verdiğinde profesyonel bir yardım almalıdır. Hastaneye başvuran kişi alkol etkisinde değil iken değerlendirilir. Gerek kişinin fiziksel sağlığı gerekse yoksunluk belirtileri göz önünde tutularak ayaktan veya yatırılarak tedavi planı oluşturulur. Yoksunluk döneminde tedavide kullanılan uygun ilaç seçenekleri mevcuttur. Yoksunluk belirtilerinin hafiflemesinin ardından tedaviye psikososyal tedaviler de eklenir.

“HERKES BAĞIMLI OLABİLİR”

İnsan neden alkol ya da madde bağımlısı olur? Kimler daha yatkındır, genetik faktör etkisi var mıdır?
Öncelikle herkes bağımlı olabilir. Bu nedenle bağımlılıktan korunmada en önemli adım bağımlılık yapma riski olan maddeleri kullanmamak ve kullanılan ortamlara girmemektir. Tabii ki diğer hastalıklarda olduğu gibi bağımlılık riskini artıran bazı etmenler vardır. Ancak bağımlılık çok etmenli ve karmaşık bir tablodur. Hastalığın gelişmesinde çevresel faktörler ve genetik faktörler birlikte rol alır. Kişinin başa çıkma becerileri, bilişsel becerileri, ek psikiyatrik ve fiziksel hastalıkları, aile yapısı, yaşadığı sosyal çevre, kültürel durumu, ekonomik durumu, arkadaş çevresi, ailede alkol-madde kullanan birey mevcudiyeti ve genetik altyapısı bağımlılık gelişimini etkileyen faktörlerdir. Genç yaş, baş etme mekanizmalarında sorun olması, kendine güvenin az olması, ihmal-istismar öyküsü varlığı, eşlik eden davranım problemleri veya psikiyatrik hastalık varlığı, parçalanmış ailede büyümüş olmak, ailede alkol-madde kullanan birey varlığı, göç etmiş olmak, alkol-madde kullanan arkadaş çevresinin olması gibi faktörler bağımlılık riskini artırmaktadır. Hastalar merak, eğlence, özenti, arkadaş çevresi, kendi gerginliklerini azaltma gibi nedenlerle alkol-madde kullandıklarını belirtmektedirler.

Bağımlılıktan kurtulma isteğini artırmanın bir yolu var mı?
Bağımlılık tedavisi kişinin hastalığı kabulü ile başlar. Öncelikle kişinin hastalık ve süreç hakkında farkındalık geliştirebilmesi adına gerekli psikoteröpatik müdahaleler ve bilgilendirmeler yapılmalıdır. Bağımlılıkta tedavi isteğini artırmada psikoeğitim dediğimiz hastalık ve süreç hakkında bilgilendirme oturumları, motivasyonel görüşmeler ve aile eğitimleri ve terapileri gibi psikososyal müdahaleler önem taşımaktadır.

Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezinde (AMATEM) ne gibi tedaviler uygulanıyor?
AMATEM’lerde ilaç tedavileri ve psikososyal tedaviler birlikte uygulanmaktadır. Tedavi ayaktan veya yatarak uygulanabilir. İlk seçenek ayaktan tedavidir. Ayaktan tedaviye uyum gösteremeyen, yoksunluk belirtileri fazla olan, ek hastalıkları olan, sosyal desteği zayıf ve yatarak tedaviye istekli olan hastalar yatarak tedavi programına alınabilir. Ayaktan tedavi programları poliklinik hizmeti dışında grup ve bireysel terapileri, aile eğitim toplantılarını, boş zaman aktivitelerini ve/veya meslek edindirmeye yönelik faaliyetleri de içermektedir. Yatarak tedavi programları 24 saat yapılandırılmış programlardır. Bilgilendirme toplantıları, grup ve bireysel terapiler, iş-uğraş aktiviteleri, spor, kitap okuma saatleri, kültürel aktiviteler, kendine yardım gruplarının toplantıları, yaşam becerileri kazandırmaya yönelik faaliyetler, aile eğitimleri, ilaç tedavileri bu programda mevcuttur.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?

Tedavi süresi nasıl işliyor?
Tedavi aşamaları, kabaca arındırma tedavisi ve hastalığı tanımaya yönelik kısa dönem tedaviler ile yeniden hastalık dönemine dönmeyi önlemeye yönelik müdahaleleri ve rehabilitasyonu içeren uzun dönem tedavilerden oluşmaktadır. Arındırma tedavisinde yoksunluk belirtilerine yönelik ilaç tedavileri ve psikososyal tedaviler uygulanır. Bu dönemde hastaların tedaviye motivasyonunu artırmaya yönelik uygulanan müdahaleler önemlidir. Ayrıca alkol ve madde etkileri, bağımlılık kavramı, kendini tanımak ve değişim süreci, sağlıklı yaşam ve bulaşıcı hastalıklardan korunma yolları gibi konularda bilgilendirmeler yapılır. Madde isteği ile başa çıkma, öfke kontrolü, sorun çözme gibi konularda beceri kazandırma eğitimleri düzenlenir. İkinci aşamada ise ilaç tedavileri ile psikososyal tedaviler birlikte uygulanır. Alkol bağımlılığına yönelik özelleşmiş ilaç tedavileri bulunmaktadır. İlaç tedavileri ile madde isteğini azaltarak hastanın tedavi motivasyonu ve tedaviye uyumu arttırılırken psikososyal tedaviler ile yeniden madde kullanmayı önlemek, hastaya yaşam becerileri kazandırmak, sosyal desteğini kuvvetlendirmek, evsizlik, işsizlik gibi sorunlara çözüm üretmek hedeflenir. Bu amaçla hasta, grup ve bireysel terapilere, iş-uğraş aktivitelerine, meslek edindirme kurslarına dahil edilir. Ayrıca fiziksel ve ruhsal ek hastalıkların tedavisi sağlanır.

“BAĞIMLILIK BİR AİLE HASTALIĞIDIR”

Alkol bağımlısı kişinin ailesi ve yakın çevresine ne tür sorumluluklar düşüyor?
Bağımlılık bir aile hastalığı olarak da tanımlanmaktadır. Bağımlı birey tüm aileyi farklı şekillerde etkiler. Aileleri tedavi sürecinin içerisinde tutmak ve bağımlı bireyle birlikte aile üyelerini de değerlendirmek önemlidir. Bu nedenlerle alkol bağımlısı bireyin ailesi ve gerekli görülürse yakın çevresi tedavi sistemi içerisine katılmalı, aile eğitimlerine ve bilgilendirme toplantılarına ve gerekli görüldüğü takdirde aile terapilerine iştirak etmelidir. Aile desteğinin fazla olduğu bireylerde tedaviye cevabın daha yüksek olduğu bilinmektedir.       

Tedavi sonrasında, tekrar alkole başlamamak için ne tür önlemler alınmalı?
Öncelikle bağımlılığının ömür boyu devam eden bir hastalık olduğu akılda tutulmalıdır. Bu hastalıkta tekrarlama riskini en aza indirmek için hasta, aile ve tedavi ekibi birlikte çalışmalıdır. Kişi gerektiği kadar, uygun ilaç ve psikososyal tedavi ile tedavi sistemi içerisinde kalmadır. Bu süreçte kişinin yüksek riskli durumları tanıması, arkadaş çevresini ve sosyal hayatını hastalığına uygun şekilde düzenlemesi, ayık yaşamı sürdürmeye yönelik yaşam becerileri kazanması ve sosyal desteğinin arttırılması önemlidir.

“ÇİP TEDAVİSİ” NEDİR?

Son dönemde, bağımlılıklarda isteği azaltmak için çip uygulamasından bahsediliyor? Bizde uygulanıyor mu? Nasıl bir yöntem?
Halk arasında “çip tedavisi” olarak adlandırılan “naltrexone implant” tedavisi Türkiye’de de uygulanan bir tedavidir. Bu tedavi eroin ve alkol bağımlılığı tedavisinde psikiyatri doktoru tarafından uygun görülen hastalarda bir takip süreci sonrasında “istek azaltma” amacı ile uygulanmaktadır. Naltrexone implant küçük bir kesi sonrası karın ön duvarında cilt altına yerleştirilmekte, yaklaşık üç ay kadar etkinliği devam etmektedir. Sonrasında kendiliğinden erimekte ve tekrar çıkarılması gerekmemektedir.

Alkol bağımlığının kişiye verdiği maddi ve manevi zararlara tanık oluyorsunuzdur. Tanık olduğunuz vakalardan yola çıkarak zararın boyutları hakkında neler söylersiniz?
Alkol bağımlılığı kişide önemli sağlık sorunlarına yol açmakta, sosyal problemler ve ekonomik sorunlar oluşturmaktadır. Sağlık sorunları; karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, kanserler, alkollü araç kullanımı ile ilgili kazalar, ruhsal hastalıklar, şiddet eğilimi, intihar girişimleri, bulaşıcı hastalıklar, gebelikte alkol kullanımı ile ilgili bebekte görülen hastalıklar ve gelişim gerilikleri gibi oldukça ciddi ölümcül olabilen tablolardır. Sosyal problemler ise kişinin ailesi ile yaşadığı sorunlar, boşanma, terk edilme, iş hayatında başarısızlıklar, işsizlik, evsiz kalma, yalnız kalma, parasız kalma gibi sorunlardır. Yani alkol bağımlılığı nihayetinde tedavi olunmaz ise kişiyi yalnızlaştıran, sevdiklerinden ayıran, evsiz bırakan, birçok ek hastalığı da beraberinde getiren bir hastalıktır. Ayrıca alkol bağımlısı anne veya babanın çocukları diğer insanlarla iletişim kurarken güçlük çekebilmekte, kaygı, korku, suçluluk yaşayabilmekte ve ileride bağımlılık açısından risk artışı göstermektedir. Yüz yüze iletişimin gittikçe azaldığı günümüzde kişinin ailesi ve özellikle çocukları ile geçirmesi gereken zamanı alkol tüketme ve arama faaliyetlerine harcaması çocukların ileride baş etme becerilerinin yeterince gelişmemesine neden olmaktadır. Dolayısıyla kişinin alkol kullanması sonraki neslin sağlığını da olumsuz etkilemektedir.

UZ. DR. ŞAFAK YALÇIN ŞAHİNER KİMDİR?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden yılında mezun oldu. yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında uzmanlık eğitimi aldı. yılları arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde uzman doktor olarak görev yaptı. yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniği sorumlu hekimliği görevine başladı. Halen bu görevi sürdüren Uz. Dr. Şafak Yalçın Şahiner, ayrıca TUBİM (Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi) Bilim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır.

PAYLAŞ

Bağlantıyı kopyala

seafoodplus.info

KOPYALA

Sağlıklı Yaşam

Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi

Haziran

Bağımlılık

Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu

Haziran

Bağımlılık

YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış

Haziran

Bağımlılık

Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü

Mayıs

Bağımlılık

Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?

Mayıs

Bağımlılık

Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor

Mayıs

Bağımlılık

“Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek

Mayıs

Teknoloji Bağımlılığı

Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı

Mayıs

Bağımlılık

Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır

Mayıs

Tütün Bağımlılığı

Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor

Nisan

Tütün Bağımlılığı

Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı

Nisan

Tütün Bağımlılığı

Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?

Nisan

Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı

Nisan

Tütün Bağımlılığı

Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”

Şubat

Tütün Bağımlılığı

Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?

Şubat

Tütün Bağımlılığı

Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur

Şubat

Tütün Bağımlılığı

Şimdi tam zamanı!

Şubat

Tütün Bağımlılığı

“Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!

Şubat

Teknoloji Bağımlılığı

Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık

Ocak

Teknoloji Bağımlılığı

Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda

Ocak

Teknoloji Bağımlılığı

Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor

Ocak

Teknoloji Bağımlılığı

Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı

Ocak

Kumar Bağımlılığı

Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun

Aralık

Kumar Bağımlılığı

Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı

Aralık

Kumar Bağımlılığı

Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı

Aralık

Kumar Bağımlılığı

“Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”

Ekim

Yaşam

İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar

Ekim

Yaşam

Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor

Ekim

Madde Bağımlılığı

Çocuğum Madde Kullanıyor mu?

Ekim

Yaşam

Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar

Ekim

Yaşam

Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor

Ekim

Sağlıklı Yaşam

Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk

Eylül

Sağlıklı Yaşam

Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO ’nin Ardından

Eylül

Sağlıklı Yaşam

Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur

Ağustos

Sağlıklı Yaşam

Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü

Ağustos

Sağlıklı Yaşam

Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur

Ağustos

Sağlıklı Yaşam

“Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”

Ağustos

Sağlıklı Yaşam

Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?

Ağustos

Yaşam

“Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”

Ağustos

Teknoloji Bağımlılığı

YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

“Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

“Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor

Temmuz

Sağlıklı Yaşam

Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde

Haziran

Sağlıklı Yaşam

Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi

Haziran

Sağlıklı Yaşam

Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur

Haziran

Sağlıklı Yaşam

Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı

Haziran

Sağlıklı Yaşam

“Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”

Haziran

Sağlıklı Yaşam

“Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”

Haziran

Sağlıklı Yaşam

Evde Hareketsiz Kalmayın!

Haziran

Sağlıklı Yaşam

Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?

Haziran

Yaşam

Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz

Haziran

Yaşam

“Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına”

Haziran

Bağımlılık

“Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”

Mayıs

Bağımlılık

Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor

Mayıs

Bağımlılık

“Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”

Mayıs

Bağımlılık

"Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"

Mayıs

Bağımlılık

Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?

Mayıs

Bağımlılık

Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!

Mayıs

Bağımlılık

Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor

Mayıs

Teknoloji Bağımlılığı

“Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”

Nisan

Bağımlılık

Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur

Nisan

Bağımlılık

“Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”

Nisan

Bağımlılık

Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı

Nisan

Bağımlılık

Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor

Nisan

Yaşam

Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular

Nisan

Teknoloji Bağımlılığı

Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar

Mart

Teknoloji Bağımlılığı

Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele

Mart

Teknoloji Bağımlılığı

Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur

Mart

Teknoloji Bağımlılığı

“Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”

Mart

Teknoloji Bağımlılığı

“Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”

Mart

Yaşam

“Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”

Mart

Tütün Bağımlılığı

“Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”

Şubat

Tütün Bağımlılığı

"Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"

Şubat

Tütün Bağımlılığı

“Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”

Mart

Tütün Bağımlılığı

“Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”

Şubat

Tütün Bağımlılığı

Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü

Şubat

Tütün Bağımlılığı

"Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"

Şubat

Tütün Bağımlılığı

Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği

Şubat

Madde Bağımlılığı

Madde Bağımlılığı COVID'u Tetikliyor

Ocak

Madde Bağımlılığı

"Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"

Ocak

Madde Bağımlılığı

“Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”

Ocak

Madde Bağımlılığı

Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı

Ocak

Madde Bağımlılığı

Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda

Ocak

Madde Bağımlılığı

"Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"

Ocak

Sağlıklı Yaşam

“Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”

Aralık

Sağlıklı Yaşam

Doğru Rol Model Olmak Önemli

Aralık

Sağlıklı Yaşam

“Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”

Aralık

Sağlıklı Yaşam

Mutluluk Ailede Başlar

Mutluluk Ailede Başlar

Sağlıklı Yaşam

“Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”

Aralık

Sağlıklı Yaşam

Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor

Kasım

Sağlıklı Yaşam

“Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”

Kasım

Sağlıklı Yaşam

Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza

Kasım

Sağlıklı Yaşam

Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği

Kasım

Sağlıklı Yaşam

“Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”

Kasım

Sağlıklı Yaşam

Ekolojik Yaşam Arayışları

Kasım

“Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

"Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

"Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği

Ekim

Teknoloji Bağımlılığı

Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım

Ekim

Eğitim

"Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"

Eylül

Yaşam

“Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”

Eylül

Eğitim

Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?

Eylül

Eğitim

Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!

Eylül

Eğitim

Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı

Eylül

Eğitim

Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor

Eylül

Eğitim

Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor

Eylül

Alkol Bağımlılığı

Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik

Ağustos

Alkol Bağımlılığı

Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?

Ağustos

Alkol Bağımlılığı

Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!

Ağustos

Bağımlılık

Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi

Ağustos

Alkol Bağımlılığı

Alkol Vücuda Neler Yapıyor?

Ağustos

Yaşam

“İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”

Temmuz

Yaşam

Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu

Temmuz

Yaşam

Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük

Temmuz

Yaşam

"İnsan"ın En Zor Anında Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay

Temmuz

Yaşam

Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay

Temmuz

Yaşam

Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…

Temmuz

Yaşam

Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir

Temmuz

Yaşam

Vakıf ve Gönüllülük Üzerine

Temmuz

Teknoloji Bağımlılığı

"Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"

Haziran

Teknoloji Bağımlılığı

Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?

Haziran

Teknoloji Bağımlılığı

Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi

Haziran

Yaşam

"Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"

Haziran

Yaşam

10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem

Haziran

Alkol Bağımlılığı

"Şişenini Dibi"nden Görünenler

Ocak

Alkol Bağımlılığı

İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!

Ocak

Tütün Bağımlılığı

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid Riskiniz Azalır"

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

"Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor

Mayıs

Eğitim

Hayat da Eğitim de Eve Sığar

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Korona Günlerinde Ev Hayatı

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

El Hijyeni Virüsten Korur

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Evde Düzen İçin İpuçları

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Bahane Yok! Oyun Vakti

Mayıs

Sağlıklı Yaşam

Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?

Nisan

Sağlıklı Yaşam

"Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"

Nisan

Sağlıklı Yaşam

Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin

Nisan

Sağlıklı Yaşam

Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli

Nisan

Sağlıklı Yaşam

Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor

Nisan

Sağlıklı Yaşam

Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey

Nisan

Teknoloji Bağımlılığı

Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"

Aralık

Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var

Aralık

Teknoloji Bağımlılığı

E-Spor Obeziteye Neden Oluyor

Aralık

Teknoloji Bağımlılığı

Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?

Aralık

Teknoloji Bağımlılığı

Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak

Aralık

Teknoloji Bağımlılığı

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık

Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele

Kasım

Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor

Kasım

Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı

Kasım

Tütün Bağımlılığı

Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor

Kasım

Tütün Bağımlılığı

Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak

Kasım

TÜM MAKALELER

Alkolden daha az etkilenmek i&#;in neler yapılmalı?

Haberin Devamı

Özel günlerde yapılan kutlamalar alkol alımını da beraberinde getirebilir. İçki fazla kaçınca ertesi gün mide bulantısı ve baş ağrısı gibi şikayetler artar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ferin Batman bu şikayetlerin neden kaynaklandığını anlattı ve alkolden daha az etkilenmek için tavsiyelerde bulundu.

Halk arasındaki deyimle “akşamdan kalma” olanların ortak şikayetleri genel olarak; şiddetli baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı, halsizlik, ufak çapta depresyon ve susuzluktur.


Alkol sonrası neden baş ağrısı olur?

Alkolden daha az etkilenmek için neler yapılmalı

Alkol ürünlerinin tümünde etil alkol (etanol) vardır. Biralarda alkol oranı yüzde arası değişirken, viskilerde bu oran yüzde 55′lere kadar çıkabilir. Vücudumuzda suyun tutulmasını, böbreklerden geri emilerek dolaşımda kalmasını sağlayan vazopressin adlı hormon, etil alkolün etkisiyle işlevini yitirir ve çok düşük bir seviyede çalışmaya başlar. Düşen vazopressin etkinliği sonrasında su, böbreklerden geri emilemez ve idrarla birlikte dışarı atılır. Susuzluk, çalışmak için suya ciddi derecede ihtiyaç duyan beyni etkiler. Beyin, böbrek üstü bezlerden, yağı karbonhidrata dönüştürerek su açığa çıkmasını sağlayan adrenalin hormonunun salgılanmasını sağlar ancak bu yeterli değildir. Adrenalinin yanında histamin hormonu da salgılanır. Histamin, damarların genişlemesine ve böylece daha çok kanın beyne taşınmasına yarar. Bu durum iyi bir çözüm gibi görünse de beynimizdeki damarların genişlemesi, aynı zamanda kafatası içerisindeki basıncı da artırır. Ağrı sinirleri artan basıncı algılar ve baş ağrısı ortaya çıkar. Başınızı sağa sola salladığınızda oluşan ağrı, artan basıncın ağrı sinirlerine baskı yapmasından kaynaklanır. 


Alkol neden mide bulandırır?

Alkolden daha az etkilenmek için neler yapılmalı

Alkol, mide mukozasını tahriş ederek mide asidi üretimini artırır ve midenin boşalmasını geciktirir. Bu faktörler karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilir.

Alkollü içeceklerde; tat, koku ve renk veren kimyasal maddeler vardır. Bu kimyasalların akşamdan kalmalık haline katkıda bulunduğu fikri yaygındır. Renkli içkilerde, renksiz veya açık renkli içkilere göre bu maddelerden daha fazla vardır. Örneğin, beyaz şarap kişiyi daha az etkilerken, kırmızı şarap farklı etkiler yaratır. Bazı kişilerde tek bir bardak kırmızı şaraptan 15 dakika kadar sonra başlayan baş ağrısına, bulantı ve yüz kızarması da eşlik edebilir.


Alkol sonrası doktora danışmadan ağrı kesici almayın

Alkolden daha az etkilenmek için neler yapılmalı

Baş ağrısı için kesinlikle doktorunuza danışmadan ağrı kesici almayın. Pek çok ağrı kesici veya benzeri ilaç, alkolle beraber beklenmeyen etkiler yapabilir. Örneğin alkol içenler, günlük yaşamda sık kullanılan ve etkin maddesi asetaminofen olan ağrı kesicileri kullandıklarında karaciğer hasarı riski artar.


Alkolden daha az etkilenmek için öneriler

Alkolden daha az etkilenmek için neler yapılmalı

Önce yemek: Vücudumuz, yemeği sindirmek ince bağırsağa giden kapakçığı kapar. İnce bağırsak da alkolün en çok emilip kana karıştığı yerdir. Böylece alkolden daha az etkilenmiş olursunuz Önce bir şeyler yiyin. Mideniz boşsa alkol daha kolay emilir.

Açık renk içkileri tercih edin: Kırmızı şarap, viski gibi koyu renkli içkilerde; votka, cin ve beyaz şarap gibi içkilere oranla akşamdan kalma durumunu tetikleyecek kimyasallardan daha çok bulunur.

Karışımlara dikkat: Enerji içekleri ve kolada bulunan kafein sizi enerjik yapacağından ne zaman sınıra geldiğinizin farkına varamayabilirsiniz. Ayrıca diyet kola mideyi daha hızlı boşaltır ve boş mideye içmiş olursunuz. Bu nedenle içecekleri birbirine karıştırmamanızda fayda vardır.

Yavaş gidin: Kendi hızınızı belirleyin, size dokunacak kadar hızlı içmeyin.

Arada su için: Su içerek alkolün yol açtığı su kaybını azaltmış olursunuz. Ayrıca su içmek midenizi dolduracağından daha az alkol almanızı sağlar.

Limitinizi bilin: Belirli bir sürede ne kadar içeceğinize karar verin ve buna uyun. Kendinizi içmek zorundaymış gibi hissetmeyin. Çevrenizin bu konudaki dolduruşlarına da aldırmayın.

#Mide Bulantısı#Sağlık#Baş Ağrısı

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Alkolün Etkisi Nasıl Geçer? Hızlı bir şekilde alkolün etkisini nasıl yok ederim işte tüm detaylarıyla Alkolün etkisini azaltma yöntemleri.

Alkol eğlenmek, kötü olan bir şeyleri yok saymak ya da boş zamanını doldurmak isteyen insanlar için motive edici bir içecek gibi görünüyor olsa da, belirli bir dozun üzerine çıkıldığında ciddi sorunlara dönüşebilmektedir. Etkisini daha çok ertesi gün hissedebileceğiz alkol, çok tüketilmesi durumunda vücutta belirli semptomlara sebep olabilmektedir. Bu hal içtiğiniz alkolün içindeki maddelerden kaynaklanan bir durumdur. Yaklaşık olarak, mide ve ince bağırsaktan hızla emilerek dakika içerisinde etkileri ortaya çıkmaktadır.

Alkolün başlıca yan etkilerini sıralamak gerekirse;

  • Baş dönmesi,
  • Şiddetli baş ağrısı,
  • Mide bulantısı,
  • Halsizlik,
  • Kan basıncının yükselmesi,
  • Vücut sıcaklığının artması,
  • Görme bozukluğu,
  • Ani duygu değişimi,
  • Hareket tepki hızının düşmesi,
  • Algılamada zorluklar.

Alkol Etkisini Geçirme Yöntemleri

Vücutta bulunan alkol; ter, idrar, solunum ve karaciğerde parçalanarak atılır.

  • Öncelikle daha fazla almasına engel olun. Bu daha çok içki sonrası değil, içilen esnada alınması gereken önemli bir önlem.
  • Oksijen kalitesini arttırmak ve rahatlaması için alkollü kişiyi açık ve havadar bir bölgeye çıkarın.
  • Vücut sıcaklığını düşürmek için kişinin üzerindeki kalın kıyafetleri çıkarın, ense ve alın bölgesini hafifçe ıslatın.
  • Soda ve limonu karıştırıp yavaşça içerek midenizi rahatlatabilir, mide bulantılarınızı önleyebilirsiniz.
  • B vitamini içeren gıdalar tüketmeye çalışın. Örneğin beyaz peynir, kepek ekmeği gibi. B vitamini alkolün etkilerini yok etme gücüne sahiptir.
  • Alkolün vücudumuzda ciddi miktarda su kaybı yarattığını biliyoruz. Baş ağrıları, mide bulantısı gibi etkilerinin de en büyük nedeni su kaybıdır. O yüzden bol bol sıvı tüketmeye özen gösterin. Bu konuda özellikle taze sıkılmış meyve suyu tüketmek mideyi rahatlatacağı gibi sıvı dengesini de düzeltecektir. B vitamini barındırdığı için ise yorgunluk gibi alkol sonrası etkileri de hafifletecektir.
  • Eczaneye danışarak, suda eritilip içilen alka seltzer veya türevlerini alabilirsiniz. dakika içerisinde kendinize gelmenizi sağlamaktadır. Fakat en nihayetinde kimyasal bileşenler barındırdığı için kesinlikle abartmamakta fayda var. Fazlasını tükettiğinizde mide kanamasına kadar ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Ayrıca alınacak ilacın kesinlikle doktor tavsiyesi ve önerisinde kullanılması gerekmektedir.

Alkolün Etkileri Ne Kadar Sürede Geçer?

Alkolün etkisinin ne zaman geçeceği sorusu açıkçası alınan alkolün miktarı ve kişinin bünyesine göre değişkenlik göstermektedir. Çok fazla alkol alan bir insan değilseniz ve alkolün dozunu kaçırmışsanız etkisi iki güne kadar bile sürebilir. Fakat sürekli alkol alan biriyseniz ve dozunu kaçırmışsanız, yaptığınız güzel bir kahvaltı ve kahvaltı sonrası içtiğiniz kahve ile kendinize gelebilirsiniz.

Eğer alkolden sonra kusmuşsanız çok fazla kana karışmadığı için daha kısa sürede kendinize gelip normal yaşantınıza devam edebilirsiniz.

Diğer içeriklerimize göz atın;

Kategoriler Blog

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir