alçılı ayak röntgen çekilir mi / Mr çekiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Alçılı Ayak Röntgen Çekilir Mi

alçılı ayak röntgen çekilir mi

Mr çekiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Mr çekiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Manyetik rezonans görüntüleme yani kısaca Mr; vücudun belirli bölgelerinin kesitler halinde görüntülenmesine olanak sağlayan bir sistemdir. Günümüzde sıkça kullanılmakta ve çoğu hastalığın teşhisinin konmasına, tedavi yönteminin belirlenmesinde büyük rol oynamaktadır. Mr, daha çok vücudun kemiksiz ve yumuşak bölgelerinde kullanıma uygundur. Mr; migren, baş ağrısı, beyin tümörü şüphesi, epileptik nöbet, nörolojik rahatsızlıklar, omurga problemleri, kalp hastalıkları, göğüs hastalıkları ve spor yaralanmaları gibi durumlarda uygulanmaktadır. Mr çekim işlemi çoğu hastada endişe yaratacak seviyede olabilmekte ve ilk çektirecek olan hastalar için korku yaratabilmektedir. Mr; hastalıkların teşhisinde oldukça önemli bir yere sahiptir, çekim esnasında hastaya herhangi bir zarar vermemektedir. Günümüz tıp teknolojisi sayesinde vücudun hemen hemen her bölgesinin emarı çekilmektedir. Batın emarı, beyin emarı, prostat emarı, pelvik emarı emar çeşitlerinden bazılarıdır. Mr çekimi esnasında hastalardan metal eşyalar bulundurmamaları istenilir. Metal eşyaların bulunması durumunda çekim işlemi gerçekleşmeyerek tekrarlanır. Mr çekimi sırasında dikkat isteyen bazı hususlar vardır. Hastanın üzerinde metal eşyanın bulunmaması, hastaya çekime uygun önlük giydirilmesi, hastanın çekim anında hareketsiz kalması ve bazı durumlarda hastanın nefesini tutması dikkat edilmesi gerekenler arasındadır.

Bu yazımızda mr çekiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir, mr çekiminden önce yemek yenir mi, mr için kaç saat açlık gerekir, mr çekilirken metal olursa ne olur ve hamileyken mr çekilir mi sorularına cevaplar vereceğiz.

Mr çekiminden önce yemek yenir mi?

Mr çekiminden önce yemek yenilip yenilmeyeceği taranan alana göre değişiklik göstermektedir. Mr çekiminin uygulandığı gün içinde doktor tarafından aksi bir durum belirtilmedikçe hasta yemesine içmesine devam edebilir. Bazı durumlarda 4 saat öncesinden bir şey yiyilip içilmesi istenmez bazı durumlarda ise çekim işlemi öncesi fazla miktarda su tüketilmesi istenir.

Mr için kaç saat açlık gerekir?

Mr çekiminde sedasyon ya da anestezi kullanılıyorsa hastanın 6 ila 8 saat aç kalınması istenir. Özellikle beyin emarında neden aç kalınması gerektiği uzman doktor tarafından açıklanmaktadır.

Mr çekilirken metal olursa ne olur?

Mr çekimi öncesi takı, mücevher, kemer, toka, metal fermuar, protez diş ve işitme cihazları gibi eşyalar çıkarılmalıdır. Hastanın metal içerikli eşyaları üzerinde bulundurması halinde çekim işlemi gerçekleşmez ve tekrarı yapılır. Hastalar tarafından neden metal içerikli eşyaların çıkarılması gerektiği merak edilmektedir. Mr çekiminde güçlü mıknatıslar kullanıldığı için hastaya zarar teşkil edebilmektedir.

Hamileyken mr çekilir mi?

Hamile kişilerde mr işlemi pek tavsiye edilen ve uygulanan bir işlem değildir. Bebeğin ilk 3 ayında organları yeni yeni oluştuğu için uygulanması önerilmemektedir. Çok çok zorunlu durumlarda mr çekimi öncesi gerekli tetkik ve incelemeler yapılmalıdır.

Kırık Alçıdan Çıktıktan Sonra

Herkese merhaba,

Buraya konu açmamın sebebi; belki benim yaşadığım sıkıntıları yaşayan arkadaşlar olur da bu konuyu görürlerse kendilerini üzmesinler, morallerini yüksek tutsunlar diyedir.

Yaklaşık 2 ay kadar önce evde dengemi kaybederek sol ayağımın üstüne çatırt diye bir sesle düştüm ve çok büyük bir acı yaşadım. Burkulma olduğunu düşündüğüm için sadece buz tedavisi ve burkulma kremleri ile evde kendi kendime geçirmeye çalıştım. Aradan 1 ay geçmişti ve hala ayağımın üstüne basamıyordum. Üstelik ayağımın rengi değişikti ve parmaklarıma kadar şişmişti. En sonunda aile büyükleri ''Bu nasıl bir burkulma!!'' diyerek beni zorla hastaneye röntgene götürdüler ve röntgende sol ayak tarak kemiğimin kırıldığını öğrendik. Hemen yarım alçı ve sonrasını biliyorsunuz 1 ay alçıda kalacağı söylendi.

Tek kolumun altında değnek ile eve geldim. Hayat artık çok daha farklı geliyordu bana. Kendi kendime tuvalete bile gidemiyordum. Yemeğimi birilerinin hazırlaması ve getirmesi gerekiyordu her zaman. Çok ağrılarım oldu. Psikolojik olarak da sürekli yatmanın verdiği moral bozukluğu ile çökmüştüm. En ufak bir şeyde ağlıyor, ayağımın geçmeyeceğini ve sakat kalacağımı düşünüyordum.

Her gün kemik suyundan çorbalar, pilavlar, yemekler yedim. Her gün Solgar'ın UI D vitamini kapsülünü tükettim. Her gün mutlaka yumurta, peynir ve yoğurt yedim. Ve ayağımı mümkün olduğunca hareket ettirmedim.

Alçımın günüydü. Gece yine o lanet tuvalete tek ayakla zıplayarak gitmeye çalışırken(Ki ayağımı da yine tuvalete giderken düşüp kırmıştım) tekrardan dengemi kaybedip alçılı ayağımın üstüne düştüm. Ayağımdaki alçının tabanı yamulmuştu o derece sert vurmuştum ayağımı yere. O gece apart topar acile götürdüler beni. Röntgen çekildi. Elimde röntgen ile acil doktorunun odasına girdiğimde kafamda ''Acaba yine mi kırıldı'' ''Sakat mı kaldım'' gibi kötü düşünceler dönüyordu ve moralim çok bozuktu. Doktor röntgeni aldı evirdi çevirdi inceledi ve ''BU AYAK İYİLEŞMİŞ'' dedi. O an hissettiğim mutluluğu, içimde yeşeren umudu size hiçbir şekilde tarif edemem.

Yaklaşık 2 aydır yere basamayan, yürüyemeyen, koşamayan, kendi ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir insanın karşısına çıkıp ''Bu ayak iyileşmiş'' diyerek ona dünyaları armağan ettiğinin farkında olmayan acil doktoru, ''Evet ayak iyileşmiş, günün sonunda gel, alçını alsınlar'' dedi.

Ve dediği gibi günün sonunda tekrardan çekilen röntgen sonucunda alçımı gerçekten de aldılar. :')

Alçıdan çıkan ayak, 30 gündür hava almadığı için kurumuş ve dökülmekte olan deri parçaları ile beraber çıktı. Ayağımı yere dokundurduğum ilk o an, sanki bebekken ilk adımımı atmaya çalıştığım an gibi geldi bana. Bilmiyorum belki de ben çok dramatize ediyordum ama 2 ay boyunca yere basmayan ve sakat kalacağına inanan bir insanın o duruma kadar gelebilmesi, bana bir mucize gibi geliyordu.

Doktor ''Günde 3 kere sıcak su tedavisi ve masaj, çok da zorlama ağır ağır yürümeye başla.'' dedi. Bana refakat eden annem hemen çorabımı giydirmeye yeltendi. ''Dur'' dedim. ''Ben kendim giyebilirim''

Ve 2 ay sonra kendi çorabımı acı hissetmeden giyebilmenin o saçma mutluluğunu da oracıkta yaşayıverdim. İlk kalkış anım zor oldu elbette. Kaslarım zayıflamıştı, kemiklerim incelmişti. Kıkırdaklarım sertleşmişti. Korktum acaba basarsam kırılır mı diye Ben ayağımı incelerken doktor içimden geleni anlamış olacak ki ''Korkma, iyileştin artık, üstüne bastın diye de tekrar kırılmayacak. Hadi başla şimdi yürümeye''dedi. Ondan aldığım güvenle ilk adımını attım ileri doğru. Allah'ım böyle bir mutluluk olamazdı. Gözlerim dolmuştu ama 26 yaşında hastanenin ortasında çocuk gibi ağlamak istemediğim için dişlerimi sıkıp kendimi tuttum ve bir adım daha attım. Acı hissetmiyordum. Topuğumda iğne batırılıyormuş gibi bir sancı vardı. Ayağımın genelinde hafif bir sızı vardı ama basabileceğimi biliyordum. Değneğimden güç ala ala hastaneden annemle beraber çıktım ve bir taksiye binerek eve geldim.

Evin kapısından içeri girdiğim an, değneği kullandığım son anım oldu. ''Ben değnek kullanmayacak kadar güçlü biriyim artık'' dedim ve o günden sonra da hiç elime almadım. Doktorlar 1 hafta 10 gün değnek kullanımını öneriyorlar bu arada yani siz bana bakmayın, kendinizi nasıl hissediyorsanız öyle yapın ya da doktorunuzun tavsiyesine uyun. :)

Bugün alçımın çıkışının 6. günü. Tek başıma dışarı çıkabiliyor, markete gidebiliyor, ortalama yarım saat kadar yürüyebiliyorum. Sonra ise ağrılarım başladığı için dinlenmek zorunda kalıyorum. Ayağımı aşağı doğru tuttuğumda kızarıyor, o yüzden sık sık altına yastık koyup uzanıyorum. Alçıdan çıkan bir ayağınız varsa yastık yöntemini tavsiye ederim. Kesinlikle işe yarıyor.

Aklıma geldikçe banyoda ılık su altında kaslarımı yumuşayıp masaj yapıyorum. Kurumuş ayak derime vazelin ve nemlendirici kremlerle masaj yapıyorum. Topuğumdaki ölü deriler de yavaş yavaş bitmeye başladı. :)

D vitamini almaya ve süt ürünleri tüketmeye devam ediyorum. Her gün en azından 1 kere dışarı çıkıyorum ve en kötü 5 dakika yürüyorum.

Ağrım var mı? Yalan yok var. Zaten aksayarak yürüyorum. Bileğim kaskatı olduğu için bir müddet daha böyle olacağını düşünüyorum. Zaten doktor da böyle söylemişti. O yüzden üzülmüyorum. :)

Denizde yüzmek de çok çabuk iyileştiriyormuş. Ayağımı biraz daha rahat kullanabildiğim zaman deniz kenarına tatile gitmeyi düşünüyorum. Ne kadar çabuk iyileşirsek o kadar iyi değil mi :)

Alçıdan çıkan bir kırık ayağın hikayesini okudunuz. Söylemek istediklerim şimdilik bu kadar. Bana benzer kırık ve çatlak rahatsızlıkları yaşayan arkadaşlar varsa, diledikleri gibi ulaşabilirler. Ben inanıyorum ki birbirimize moral vererek daha da çabuk iyileşebiliriz.

''Ayağınızın değerini iyi bilin, hala üzerine basabiliyorken.'' diyerek sözümü bitiriyorum.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın. :)

Genişletmek için tıkla

Alçı suyla temas ettiğinde kısa zamanda ısınarak sertleşen, yumuşak iken biçim verilebilen kalsiyum sülfat yapısında kullanışlı, ucuz, doğal bir malzemedir. Gevşek dokunmuş, tülbent yapısındaki beze sıvanmış alçı ile kırık kısmı sararak veya ona oluk şekli vererek destek olmak suretiyle tedavide kullanmaktayız. Alçı ile kırık bölgesi arasında yumuşak doku bulunmaktadır. Kırık kemik olması gereken duruşu aldıktan sonra alçıya uygun şekil verilerek kırığın duruşu korunmaya çalışılmaktadır. Alçı ile tedavi edilen kırıklarda iyileşme oluncaya kadar alçının kırılmaması, kirletilmemesi ve ıslatılmaması gereklidir. Aksi halde alçı yumuşar veya çatlar. Alçıyı yeniden yapmak gerekir. Bu ise kırığın kayması ve ağrılı işlemin tekrarlanması demektir. Takipte alçı üzerinden çekilen röntgen grafilerinde kırık kemiği görerek kırığın duruşunu ve kaynamayı izlemekteyiz.

Yaralanmış bölgenin 2 yönlü grafisinde kemik kaynaması yeterli düzeye ulaştığı tespit edilirse alçı çıkartılır. Kolu veya bacağı saran yuvarlak alçı, alçı motoru kullanarak açılır. Alçı kesen motorlu testere kendi etrafında tam dönme hareketi yapmayan, sağa sola mm. dönen özel bir motora sahiptir. Gürültüsü rahatsız edicidir. Hastayı korkutabilir. Sürekli dönmesi bir miktar ısınmaya yol açar. Alçıyı keserken alçı içinde altta bulunan pamuk testere ağzının cilde değmemesini sağlayan güvenli bir boşluk yaratır. Testere ağzının pamuğu hareket ettirmesi hissedilir. Cilde dokunulsa da genellikle önemli bir yaralanmaya yol açmaz. Alçı motorundan korkan kişilerde alçı kesme makası kullanılabilir. Bebeklere yapılan alçılar sirkeli ılık suya bir süre daldırma suretiyle yumuşatılıp basit makas yardımıyla kesilerek alınabilir.
Sentetik alçılar reçinelerden elde edilen yüksek teknoloji ürünleridir. Hava ve su ile temas ettiklerinde kısa bir süre sonra sertleşip oldukça dayanıklı bir şekil alırlar. Büyük gözenekli bir yapıya sahip oldukları için cildin rahatça havalanmasına izin verirler. Fazla terleme yaptırıp kişiyi rahatsız etmezler. tabaka halinde sarılması genellikle yeterlidir. Hafiftirler. Suyla temas ettiklerinde yumuşamazlar. Islanırlarsa kurutulmaları mümkündür. Alçı motoru ile çıkartılırlar. İnce oldukları için testere ile çıkartılmaları daha dikkatli olmayı gerektirir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir