Alman Medyasında Türkiye

Almanya’da medya, 14 Mayıs seçimleri sürecini yakından takip ederken konuyla ilgili haberleri de her gün manşetlere taşımaya devam ediyor. Özellikle Almanya’daki Türk seçmenlerin oy vermeye başlaması sonrasında haberlerin artması dikkat çekti.

Almanya, 1 milyon bin ile yurt dışında en çok kayıtlı seçmenin bulunduğu ülke konumunda. Bu bağlamda geride kalan günlerde öne çıkan bir haber de Bavyera eyaletinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim afişlerinin asılmasına izin verilmesi oldu.

Türkçe olarak üzerinde, "Türkiye Yüzyılı için Doğru Zaman Doğru Adam" yazan afişte, "Zamanında Oyunu Kullan" ifadesi ile kentte kayıtlı seçmenlere, 9 Mayıs'a kadar sandık başına gitme çağrısı yapılıyor.

Bild gazetesinde yer alan haberde, afişlerin tepkilere neden olduğu öne sürüldü. Haberde, seçim çalışmalarını Almanya'da da sürdüren AK Parti'nin Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi tarafından sokaklara asılan afişlere izinin Nürnberg Belediyesi tarafından verildiği açıklandı.

Bild gazetesine konuşan bir belediye yetkilisi, özel izinle 25 afişin asılmasına onay verildiğini doğruladı. Bild gazetesindeki haberde, çok sayıda Alman siyasetçinin "Böyle bir şeye nasıl izin verilir?" diye sorduğu öne sürülürken Yeşiller Partisi’nden Volker Beck’in, "Türkiye'deki seçim kampanyasının sokaklarımızda yeri yok. Alman siyaseti uyanmalı" sözlerine yer verildi.

Konu Der Spiegel, Süddeutsche Zeitung ve Welt gibi başka Alman gazete ve dergilerinde de işlenirken Nürnberg Belediyesi'nin gelen tepkiler üzerine afişlerin kaldırılmasına karar verdiği de öğrenildi.

Ülkenin saygın gazetelerinden Frankfurter Rundschau, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki mücadeleye geniş yer ayırdı. Her iki adayın da seçimlere 10 gün kala tempo yükselttiği ifade edilen haberde, Erdoğan’ın geçen hafta geçirdiği rahatsızlıktan sonra, tekrar alanlara döndüğü ve İzmir ve Ankara’da mitinglerde taraftarlarına hitap ettiği bildirildi. Haberde, Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de düzenlediği mitinge katılımın daha yüksek olduğu belirtilirken yapılan kamuoyu araştırmalarına göre CHP liderinin, Erdoğan’ın önünde olduğu ifade edildi.

Haftalık Focus dergisinin internet sitesi ise, Almanya’da yaşayan Türk seçmenlere yönelik bir bilgilendirme servisi başlattı. Sayfada, Almanya’daki Türk kökenli göçmenlerden hangilerinin oy verme hakkı bulunduğu ve nerelerde oy verilebileceği gibi sorular yanıtlanırken oy verme sürecindeki ilk günlerle ilgili gözlemlere de yer verildi.

Konuyla ilgili Almanya Türk Toplumu adlı çatı örgütünün izlenimlerini aktaran haberde, örgüt başkanı Gökay Sofuoğlu’nun "Bundan önceki seçimlere kıyasla, çok daha sakin bir ortamda seçime gidiyoruz. Seçmenler arasında kutuplaşma daha az. Bu da bizi memnun ediyor" sözleri de yer buldu.

Der Spiegel’den Demirtaş Röportajı

Haftalık Der Spiegel dergisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la yapılan bir röportajı sütunlarına taşıdı.

Demirtaş'ın soruları avukatları aracılığıyla yazılı olarak cevapladığını aktaran Der Spiegel, "Diktatörlük ve demokrasi arasında bir karar" başlığıyla yer verdiği röportajda, "Demirtaş'ın popülerliğinin özgürlüğüne mal olduğu" yorumu yapıldı.

Röportajda Demirtaş‘ın, "Erdoğan, Türkiye'de bir tek adam rejimi kurmaya çalıştı. Şimdi tekrar kazanırsa, Türkiye bir çeşit diktatörlük olacak. Bu seçim, diktatörlük ile demokrasi arasında bir karar" sözleri aktarılırken "Muhalefet, bugün daha önce hiç olmadığı kadar hazırlıklı durumda. 20 yıldır ilk defa birlikte hareket edecek durumdalar. Erdoğan bu sefer kesinlikle kaybedecek ve siyasi kariyeri sona erecek. Buna hiç şüphem yok" ifadeleri de aktarıldı. Röportajda, tahliye edilmesi durumunda siyasete dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Demirtaş‘ın, "Ben burada da siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman siyaset dışında değildim" ifadeleri de aktarıldı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen Pazar günü Ankara'daki seçim mitinginde "Diyarbakır'da Yasin Börüleri şehit edenler bunlar değil mi? Kürt kardeşlerimi sokağa döküp 51 kardeşimin ölümüne sebep olanlar bunlar değil mi? Ne diyorlar; 'Selo'yu çıkaracağız.' Düşünün oradan Öcalan çıkacak, görevi buna verecek. Biz görevde olduğumuz sürece ne Selo çıkabilir ne evlat katili çıkabilir. Cezasını çekecek" demişti.

Alman gazete Frankfurter Allgemeine Zeitung'da (FAZ), Rainer Hermann'ın kaleme aldığı "Seçimler öncesi Türkiye: Erdoğan'ın Aşil topuğu" başlıklı dikkat çeken bir analize yer verildi. 

Haberde "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki AKP'si, 6 Şubat depreminin ardından kriz yönetimine yönelik eleştiriler olmasa bile 14 Mayıs seçimlerinde zor zamanlar geçirecekti. Nüfusun büyük bir kısmı, felaketten önce satın alma güçlerinin düşmesinden şikayetçiydi. Türkiye ekonomisi 'de yüzde 11, 'de yüzde 5,6 büyüdü. Bununla birlikte, pek çok kişi yeniden fakirleşiyor" denildi.

Dünya Bankası'nın verilerine dayandırılan haberde kişi başına düşen gelirin ile arasında neredeyse dört katına çıkarak dolara ulaştığı ama daha sonra bu trendin kırıldığı ve daha sonra ibrenin hep aşağıyı gösterdiği yazıldı. Gelirin 'de ilk kez doların altına düştüğü belirtilen haberde "Haziran 'de bağımsız araştırma grubu ENAG'daki ekonomistler, hızla yükselen enflasyonun yeni orta sınıfı yok etme tehdidi oluşturduğu konusunda uyardı. 'in sonundan bu yana enflasyon yüzde 20'den yüzde 80'in üzerine çıktı" ifadeleri kullanıldı. 

ÜCRET PAYI TEKRAR DÜŞÜYOR VE YOKSULLUK PAYI YÜKSELİYOR

Enflasyona değinilen haberde "Gelirlerin yeniden farklılaştığının bir göstergesi de ücret paylaşımıdır. İstatistik kurumuna göre, AKP 'de hükümeti devraldığında, ücretler milli gelirin yüzde 25'ini oluşturuyordu. yılına kadar yüzde 32'ye yükseldi. Ancak o zamandan beri, tekrar düşüyor ve yüzde 28'de dengeleniyor. Düşen ücret payı, ücret ve maaş alanların kendilerini savunamayacakları enflasyonun bir sonucu" ifadesi yer aldı. 

ASGARI ÜCRET KAZANANLARIN ORANI YÜKSEK

Artan ekonomik memnuniyetsizliğin bir diğer göstergesinin asgari ücretle çalışanların tüm çalışanlara oranı olduğu söylenen haberde, asgari ücretle çalışanların oranının ile arasında yüzde 50'den yüzde 35'e düştüğü, şimdi ise yüzde 42'ye yükseldiği belirtildi. Asgari ücretlilerin oranının yükselmesinin sebebinin tarım politikası olduğu söylenen haberde "Tarımın ekonomik çıktıdaki payı AKP hükümetinde yüzde 5'e indi. Köylerden göç edenler genellikle düşük vasıflı kişiler ve şehirlerde asgari ücretli sektörlerde yer alıyorlar" değerlendirmesi yapıldı. 

Erdoğan'ın ekonomik sebeplerle kendisine oy veren seçmeni kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu yazan FAZ, "Türkler yıllardır artan refahını Erdoğan'ın AKP iktidarıyla özdeşleştirdiği gibi, şimdi de bu refahın gerilemesinden hükümeti sorumlu tutuyor. Erdoğan da 'den itibaren başkanlık sistemine geçilmesiyle tüm gücü elinde topladığı için eleştiriler ağırlıklı olarak kendisine yöneltiliyor" yorumuna yer verdi.

RND'nin "Her şeyi bilen adam: Hakan Fidan Türkiye'nin yeni Dışişleri Bakanı oldu" başlığıyla verilen analiz haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dışişleri Bakanı olarak atadığı eski istihbarat başkanı Fidan'ın yeni rolünde zorlu görevlerle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Fidan'ın 20 yılı aşkın süredir Erdoğan'ın yanında olan isimler arasında yer aldığı aktarılan haberde, "Erdoğan neredeyse hiç kimseye daha fazla güvenmiyor ve Türk gizli servisi MİT'in başında 13 yıl geçirdikten sonra, neredeyse hiç kimse Fidan kadar çok sır bilmiyor. Bu, onu Türkiye'nin en güçlü adamlarından biri yapıyor." ifadeleri kullanıldı.

Türkiye'de adını herkesin bildiği Fidan hakkında kamuoyunda çok az şey bilindiği belirtilen haberde, Fidan'ın kariyeriyle ilgili bilgi verildi. Haberde "Fidan yönetiminde MİT, yurt dışındaki faaliyetlerini önemli ölçüde genişletti." değerlendirmesinde bulunuldu.

RND'nin haberinde MİT'in yurt dışında gerçekleştirdiği başarılı operasyonlara da işaret edildi.

Fidan'ın dış politikada deneyimli olduğu anlatılan haberde şu ifadeler kullanıldı:

"Fidan, şimdi ilk kez bir bakanlığın başına geçiyor ancak dış politika, 54 yaşındaki Fidan için yeni bir alan değil tam tersine. Fidan birçok rolde, yıllarca arka planda tüm önemli dış politika kararlarına dahil oldu. Erdoğan'ın 'gölge dışişleri bakanı' olarak Türkiye'nin İsrail ve Mısır ile yakınlaşması için gizli görüşmeler hazırladı. Ukrayna ihtilafında arabuluculuk yapmak için Kiev ve Moskova ile yakın temaslar sürdürdü. Fidan, son olarak Suriye lideri Beşar Esad ile diyalog kurma konusu üzerinde çalışıyordu. Bu, özellikle Suriye'den kaçanların geri gönderilmesi konusundaki bir stratejiyle ilgiliydi."

Fidan'ın Erdoğan'ın ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Washington ve Moskova gibi önemli seyahatlerine katıldığı belirtilen haberde, "Fidan'ın uluslararası iyi bağlantıları var." ifadesi kullanıldı.

İstihbarat servisinin başındaki Fidan'ın sadece diplomatik beceriler sergilemediği, aynı zamanda "stratejik bir akıl" olduğu kaydedildi.

Fidan'ın bu iki niteliğe yeni görevinde de ihtiyaç duyacağı belirtilen haberde, Türkiye'nin dış politikada büyük zorluklarla karşı karşıya olduğu anlatıldı.

Türkiye'nin bir tarafta önemli ekonomik ortak ve enerji tedarikçisi Rusya ile diğer tarafta da Batı'daki çıkarlarını eskisinden daha iyi dengelemesi gerektiği kaydedilen haberde, Esed rejimiyle yakınlaşmanın önemli bir konu olduğu ifade edildi.

Haberde, diğer önemli konuların İsveç'in NATO üyeliği, AB ve komşu Yunanistan ile ilişkiler olduğu değerlendirmesine yer verildi.

Die Welt: "Erdoğan'ın sırlarını koruyan adam"

Die Welt gazetesinde de "Erdoğan'ın sırlarını koruyan adam" başlığıyla verilen haberde Fidan'ın yıllardır Türk dış politikasının en önemli aktörlerden biri olduğu, eski istihbarat başkanının, şimdi de resmen Türkiye'nin en üst seviyedeki diplomatı ilan edildiği vurgulandı.

Hakan Fidan'ın pazartesi günü göreve başladığında pek çok kişinin sesini ilk kez duyduğuna işaret edilen haberde, "Ancak onun sözleri Türk siyasetinde geçerlidir - bu uzun yıllardır böyledir. Fidan, başından beri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında yer aldı. Uzun zaman istihbarat başkanı, şimdi de en yüksek diplomat olarak." ifadeleri kullanıldı.

Haberde Fidan ile ilgili, "Yönetiminde gizli servis MİT'in dünya siyasetinde aktif bir oyuncu olduğu biri. Talimatlarının, Türkiye ve bölge için geniş kapsamlı sonuçları oldu. Erdoğan'ın takip ettiği ve her zaman Batı'nın çıkarlarıyla örtüşmeyen 'stratejik özerklik' olarak nitelendirilen hedefi, daha da ilerletebilecek biri." değerlendirmesinde bulunuldu.

Erdoğan'ın birçok toplantısına eşlik ettiği anımsatılan 54 yaşındaki Fidan'ın, aralarında eski ABD başkanları Barack Obama, Donald Trump ve başkan yardımcılığı döneminde Joe Biden, Kremlin lideri Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve halefi Olaf Scholz ile karşı karşıya geldiğine işaret edildi.

Haberde Fidan'ın kariyerine ve öz geçmişine ilişkin bilgi de verildi. ​​​​​​