kaynağı değiştir]
Ana maddeler: Cermenler ve Cermanya
Cermen kabilelerinin, Tunç Çağı'nda veya Demir Çağı'nın hemen öncesinde ortaya çıktığı sanılmaktadır. MÖ 1. yüzyılda, Güney İskandinavya ve Kuzey Almanya'dan gelen kabileler, güneye, doğuya ve batıya yayılarak Keltlerle, Galyalılarla, Slavlarla, Baltık kabileleriyle ve İran halkları ile ilişkiye girdiler. Erken Cermen tarihi hakkında bilinenler, Roma İmparatorluğu zamanındaki verilerle sınırlıdır.[13]
Augustus yönetimindeki Roma İmparatorluğu zamanında, Romalı General Cermanya'ya saldırılara başladı. Cermen kabileleri bu sırada savaş taktiklerini öğrendiler. Bu esnada kimliklerini muhafaza etmeyi başardılar. MS 9 yılında, Publius Quinctilius Varus tarafından yönetilen Roma lejyonu, Çeruskerlerin lideri tarafından Varus Savaşında yenildi. Böylece, Tuna ve Ren nehirleri arasında sınırlarına kadar genişledi. Yüz civarında talebe, Tacitus'un Cermenler üzerinde yazdığı esere göre Cermen kabileleri bugünün modern yurtlar Tuna ve Ren nehirleri arasındaki bölgeye yerleştiler. 3'üncü yüzyıl civarında birkaç büyük Cermen kabilesi ortaya çıktı. Alamanlar, Franklar, Saksonlar, Frizler, Chattiler, Sicambriler; bunlardan bazılarıdır. MS 260 civarında Cermen halkları, Tuna'yı geçip Roma kontrolündeki alanlara girmeye başladılar.[14]
Ana madde: Almanya tarihi
Ana maddeler: Nazi Almanyası ve II. Dünya Savaşı
27 Şubat 1933'te Alman Parlamentosu kundaklandı (Reichstag Yangını). Ertesi gün bazı temel demokratik haklar kaldırıldı. Hitler, tüm yasama ve yürütme yetkilerini kendinde topladı. Bununla ilgili karar mecliste alınırken Almanya Sosyal Demokrat Partisi tasarının karşısında durdu. Üstelik Almanya Komünist Partisinin meclisteki seksen bir sandalyesi, bu kararın çıkmasına engel olamadı.[31] Yine anayasada yapılan birtakım değişiklikler ülkede tek parti rejiminin ortaya çıkmasını sağladı. Endüstri alanına kotalar konuldu. Böylece sanayi sadece yeteri kadar temel ihtiyaç maddesi üretecek, bunun dışında tüm üretim gücünü silah sanayisine kaydıracaktı.[32] 1936'da Alman birlikleri, Versailles Antlaşması'na göre silahsız bölge olan Ren-Ruhr Bölgesi'ne girdiler. Birleşik Krallık BaşbakanıNeville Chamberlain'in olayı yatıştırma politikasının yetersiz olduğu görüldü. Bundan cesaret alan Hitler, 1938'den itibaren yayılma politikasını uygulamaya başladı. İki cephede birden savaşmaktan çekinen Hitler, Sovyetler Birliği ile daha sonra kendisinin bozacağı Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı'nı imzaladı.
Weimar Cumhuriyeti döneminde halk ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar yaşadı.[33] Adolf Hitler, halka ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtaracağına söz verdi ve bu yolda çalışmalarına başladı. Almanya'da aşırı artış gösteren işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak iş sahası oluşturdu. Ülke genelinde büyük otobanlar inşa ettirdi. Naziler, Büyük Buhran'ın ortasında iktidara geldi. O dönemde işsizlik oranı %30'a yakındı.[34] 1938'de Almanya'da işsizlik ortadan kalktı.[35] Nazilerin iktidara geçişinden (1933) II. Dünya Savaşı'nın başlangıç yılına (1939) kadar Almanya'da haftalık kazançlar reel olarak %19 arttı.[36] 1933 yılında elli altı olan sanayi üretimi, 1938 yılında yüz kırk dörde çıktı.[37] Hitler liderliğindeki Nazilerin iktidara geldiği 1933 yılından itibaren Almanya ekonomisi üzerindeki gelişmeler ve Hitler'in izlediği ekonomi politikaları günümüzde dahi olağanüstü başarı olarak değerlendirilmektedir.[38]
1939'da milliyetçiliğin aşırıya kaçması sonucu Almanya, Polonya'yıyıldırım savaşı taktiğiyle işgal etti. Bunu takip eden iki günde Büyük Britanya ve Fransa savaş deklarasyonları yayımlayarak Almanya'ya savaş ilan ettiler. Bu, II. Dünya Savaşı'nın başlaması anlamına geliyordu. Almanya çok seri bir biçimde Avrupa'nın önemli bir kısmını direkt ya da dolaylı yoldan kontrol etmeyi başardı.
22 Haziran 1941'de Hitler, Sovyetler Birliği ile yapılan paktı tek taraflı feshetti, Doğu Cephesi'ni açtı ve Barbarossa Harekâtı'nı başlattı. Kısa bir süre sonra Japon İmparatorluğu, Birleşik Devletler'in Pearl Harbor Üssü'ne saldırı düzenledi. Almanya, Birleşik Devletler'e savaş ilan etti. Alman ordusunun Sovyetler Birliği'ne karşı savaş başlangıcında hızla geliştirdiği saldırılar, Stalingrad Savaşı'yla son buldu. Moskova yolunu açmak için yapılan bu savaşta Alman orduları yenildi. Ardından Alman orduları, doğu cephesinden geri çekilmek zorunda kaldı. Normandiya Çıkarması, savaşın batı cephesindeki dönüm noktası oldu. Müttefik kuvvetleri, Normandiya sahillerine çıkarma yaparak hızlı bir şekilde Alman hâkimiyetindeki bölgelerde ilerlediler. Bu, Almanya için savaşın sonu oldu. 8 Mayıs 1945'te Kızıl Ordu, Berlin'i kontrolü altına aldı.
Nasyonal sosyalist hükûmet, daha sonraları Holokost olarak tanımlanacak soykırımla Yahudileri, komünistleri, Romanları, eş cinselleri, Yehova'nın Şahitleri'ni, politik rakiplerini, papazları, zihinsel engellileri ortadan kaldırma politikası izledi. Üçüncü Reich döneminde yaklaşık on bir milyon kişi Holokost'ta soykırıma uğradı. Bunların altı milyonu Yahudi, üç milyonu Polonyalıydı. II. Dünya Savaşı ve Almanya'nın işlediği soykırımlar, Avrupa'da yaklaşık 35 milyon insanın canına mal oldu.[39]