Ülkemizde birçok bölgede yetitirilebilen ölmez otu hem ya hem de çiçei ile dikkat çekiyor. Özellikle koparldktan sonra çiçekleri dökülmeyen ölmez otu bu özellii sayesinde süs bitkisi olarak sklkla tercih ediliyor. Ölmez otunun halk arasnda birçok ismi vardr. Güne çiçei, altn çiçek, dalak otu bunlardan bazlardr.
Peki, ölmez otu nedir? Ölmez otu cilde faydalar neleridir? Ne için kullanlr? Faydalar nelerdir? Bu sorularn cevab yazmzn devamnda…
Malzemeler:
Benmari usulü ölmez otu ya tarifi:
Antibiyotik etkisi ile ölmez otu ya u ikayetlerin tedavisinde kullanlabilir:
Krlangç Otunun ok Eden 7 Faydas
Dulavrat Otu Nedir? 7 artc Faydas
Civanperçemi Nedir? Faydalar Nelerdir?
Civanperçemi Çay Faydalar ve Adet Söktürücü Etkisi
Altn Otu Faydalar Hazm Kolaylatran drar Söktüren Doal Çözüm
Aslında ismi çok şey anlatıyor… Adı gibi kendisi de adeta ölümsüzlüğü, sonsuzluğu simgeliyor…
Ölmez otu, hakikaten de koparıldıktan sonra bile çiçekleri dökülmeyen, topraktaki gibi capcanlı duran bir bitki… Kuruduğunda bozulmadığı, rengi solmadığı için evlerde süs bitkisi olarak yer alıyor. Ölmez otu elbette ki yalnızca bu amaçla kullanılmıyor. Pek çok bilinen faydası olan bitki, mide ve safra rahatsızlıklarından kansere, karaciğer rahatsızlıklarından cilt problemlerine kadar halk arasında yüzyıllardır kullanılıyor. Özellikle cilt üzerinde çok etkili, cildi tazelemeye ve kırışıklıkları düzenlemeye destek oluyor. Buyurun o halde, ölmez otu neymiş ve faydaları nelermiş, birlikte bakalım…
Ölmez otu, Güney Avrupa ülkelerinde, özellikle Türkiye, İtalya, İspanya, Portekiz ve Bosna Hersek’e özgü bir bitki… Papatyagiller familyasından olan ölmez otunun dünya genelinde bilinen altı yüz türü var, ülkemizde ise otuz dört türü yetişiyor. Oldukça parlak sarı bir renge sahip olan ölmez otunun saplarında, kitin benzeri (böcek kabuklarının sert olmasını sağlayan madde) bileşenler bulunuyor, bu nedenle kuruduktan sonra bile oldukça dayanıklı bir yapıya sahip. Çiçeğin keskin kokusu ise içerisindeki uçucu yağdan kaynaklanıyor.
Latince adı “Helichrysum; Yunanca güneş anlamına gelen “helios” ve altın anlamına gelen “chrysos” sözcüklerinden geliyor. Halk arasında arı çiçeği, leblebi çiçeği, altın otu, kudama çiçeği, herdem taze, güve otu, güneş çiçeği, mantuvar çiçeği olarak da biliniyor… Avrupa’da ise “immortal, everlasting” yani “ölümsüz, ebedi” ismi ile tanınıyor.
Bitkinin şifalı etkilerinden, MS. yılları arasında yaşamış hekim ve bitki bilimcisi Dioscorides’in ünlü eseri “De Materia Medica”da da bahsediliyor. Eserde, bitkinin çiçeklerinin idrar zorluğu, yılan ısırıkları, siyatik ve fıtığa karşı etkili olduğu anlatılmış.
Çoğunlukla Akdeniz toplumlarında kullanılan ölmez otunun faydaları anlaşıldıkça, diğer ülkelerde de kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Hem bitkinin kendisi hem de yağının farklı faydaları bulunuyor.
Ölmez otunun sarı çiçekleri, bol miktarda flavonoid türevi taşıyor. Ülkemizde köylerde kullanımı yaygın. Halkın, çiçeklerden hazırladıkları çayları; idrar söktürücü, kum düşürücü, mide rahatlatıcı, kan şekerini düşürücü, safra arttırıcı ve düzenleyici olarak kullandıkları biliniyor.
Yine ülkemizde, hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışma ile iki farklı ölmez otu türünün kan şekeri düşürücü etkisini incelenmiş. Çiçek ekstrelerinin özellikle diyabetli hayvanlarda kan şekeri düzeylerini belirgin olarak düşürdüğü görülmüş. Bunun yanı sıra ekstrelerin, yüksek antioksidan etkiye sahip olarak serbest radikallere karşı vücuttaki koruma mekanizmasını da güçlendirdiği gözlenmiş.
In vitro çalışmalar ölmez otunu antimikrobiyal ve antienflamatuar bir ajan olarak tanımlıyor. Bilindiği üzere flavonoidlerin ve terpenlerin bakterilere karşı etkisi var. Ölmez otunun ayrıca bir tür maya mantarı olan “Candida Albicans”a karşı antifungal etki gösterdiği, sindirim sistemini ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahip olduğu, ayrıca içerdiği flavonoidlerin uçuk ve HIV virüsünü inhibe ettiği de çalışma sonuçlarında yer alıyor. İçindeki flavonoidler (özellikle galangin) ve floroglusinoller sayesinde zararlı bakteri, mantar ve virüslerin yayılmasını engelliyor.
Ölmez otunun, böbrekleri ve karaciğeri ağır metallerden ve diğer toksinlerden arındırdığı da biliniyor. ’te Türkiye’de yapılan bir araştırma, ölmez çiçek ekstresinin sık sık böbrek taşı sorunu yaşayan hastalar için faydalı olabileceğini ortaya koyuyor.
Bitkinin farklı türlerinin farklı etkileri olabiliyor. “Helichrysum Arenarium” çiçekleri; antiseptik, safra artırıcı ve spazmolitik özellikleri nedeniyle Orta Avrupada kullanılmış. “Helichrysum Graveolens”in ise diyabet hastalığının kontrolünde, yara iyileşmesi ve diüretik özellikleri nedeniyle ülkemizde geleneksel uygulamaları olduğu görülüyor.
“Helichrysum Italicum” kullanımının faydalı olduğu alanlarla ilgili olarak ise solunum yolu rahatsızlıkları, iltihaplı ve alerjik durumların yanı sıra cilt üzerindeki faydalarına dikkat çekiliyor. Özellikle “Helichrysum Italicum” esansiyel yağının, yaraları iyileştirici etkisi ile hematom, yara izi gibi cilt problemlerinde kullanılan aromaterapi uygulamalarında başarılı sonuçlar verdiği görülüyor. Hatta etkilerinin oldukça inandırıcı olduğu ve bu nedenle hiçbir eleştiriyle karşılaşılmadığı da belirtiliyor.
Ölmez otunun çeşitli türlerinden elde edilen uçucu yağlar aromaterapide ve parfümeride kullanılıyor. Ortalama olarak 1 ton kuru çiçekten 0,85 kg uçucu yağ elde ediliyor ki bu da onun değerini oldukça artırıyor. Elde edilen uçucu yağın antibakteriyel, antioksidan ve antienflamatuar etkileri bulunuyor, ayrıca ciltteki yara ve izlerin kaybolması için de kullanılıyor.
Helichrysum Italicum’un, cildi onarıcı ve destekleyici özelliğinden dolayı kozmetikte kullanıldığını da ekleyelim. İçeriğindeki neril asetat, serbest radikallere karşı etkili bir bileşen. Bu etkisiyle kolajen sentezini destekleyerek kırışıklıkları azaltıyor. Bu özelliğinden dolayı patent alarak dünyaca ünlü markaların “gençlik iksiri” olarak sundukları, ölmez otu içeren yüz bakım ürünlerinde yer alıyor.
Portekizde yapılmış olan çalışmalarda ise ölmez otunun içerisinde bulunan yüksek antioksidan kapasiteye sahip terpene ve flavonoid bileşiklerinin mantar ve bakteri gelişimine engel olduğu gözlemlenmiş. Bu özelliği ile ölmez otu, cilt enfeksiyonlarına, yara ve kızarıklıklara karşı etkili oluyor.
Ölmez otu, antibakteriyel etkiye sahip olduğundan sivilcelere karşı da olumlu etkiye sahip.
Ayrıca cildi nemlendirme özelliğinden dolayı güneş yanıklarına da iyi geliyor. UV ışınlarının zararlarına karşı cildi koruyarak cilt kanseri riskini azaltıyor. Bu amaçla ölmez otu yağı, Hindistan cevizi yağı ile karıştırılarak güneş yanığı olan bölgelere uygulanabiliyor.
Araştırmacılar, tüm bu etkilerinden dolayı ölmez otunu, “umut verici farmakolojik aktiviteleri olan tıbbi bir bitki” olarak tanımlıyorlar. Geleneksel olarak kullanımı yaygın olan ölmez otunun, yüzyıllardır bilinen faydalarını bilimsel olarak doğrulamak için daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç var.
Ölmez otu yağını kullanmadan önce cildinizin küçük bir alanında deneyip alerjik reaksiyon verip vermediğin emin olmanızı, gebe ya da emziriyor iseniz doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.
Ölmez otu bizim için de oldukça kıymetli… Karadeniz’in yol geçmeyen bölgelerinden ve yaylalardan topladığımız ölmez otlarını soğuk sıkım zeytinyağında masere ettik. Ortaya çıkan bu “iksiri” göz çevresi serumumuzda ve el-vücut losyonumuzda kullandık. Kullananlardan, her iki ürünümüz için de oldukça olumlu geribildirimler var. Ciltlere şifa olmasını diliyoruz…
Kaynaklar:
● Daniel Antunes Viegas, Ana Palmeira-de-Oliveira, Lígia Salgueiro, José Martinez-de-Oliveira, Rita Palmeira-de-Oliveira, Helichrysum italicum: from traditional use to scientific data, J Ethnopharmacol, ;(1)
● Nilüfer Orhan, Metin Onaran, İlker Şen, İpek Işık Gönül, Mustafa Aslan, “Preventive treatment of calcium oxalate crystal deposition with immortal flowers”, Journal of Ethnopharmacology, (),
● seafoodplus.info
● seafoodplus.info (Doç.Dr. Nilüfer ORHAN, “Tanıştırayım, altın otu (Helichrysum)”, Ankara Eczacı Odası Yayın Organı.)
Yaklaşık olarak 50 ile 60 santimetre civarında büyüyebilen bu otun adının ölmez otu olarak bilinmesinin sebebi, çiçek yapısının kurutulduktan sonra bile rengini kaybetmemesi ve dökülmemesidir.
Ölmez otu nedir?
Oldukça parlak sarı bir renge sahip olan ölmez otunun saplarında kitin benzeri bileşenler bulunur. Bu bileşenler sayesinde bozulmadan yıllarla kalabilen ölmez otu ülkemizin birçok bölgesinde yetişmektedir. Papatyagiller familyasının bir üyesi olan ölmez otunun dünya genelinde bilinen altı yüz türü vardır. Ülkemizde ise doğal olarak otuz dört türü yetişmektedir.
Ölmez otunun faydaları nelerdir?
- Ölmez otu, sindirim sisteminde etki eder ve mide öz suyunun artışına sebep olur. Bu sayede sindirim problemleri ortadan kalkar.
- Yemeklerden sonra hissedilen hazımsızlık ve mide şişkinliğinin giderilmesinde de oldukça faydalıdır.
- Kurutulmuş ölmez otu iyi bir idrar söktürücü özelliğe sahiptir.
- Safra kesesi, böbrek ve pankreasın çalışmasına etki ederek salgılamanın düzgün bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktadır.
- Sindirim organlarına nüfuz etmesi sebebi ile böbrek taşı ve safra kesesinde oluşan taşların atılmasında ciddi derecede etkisi vardır. Fakat bu hastalıklara sahip olan kişilerin, ölmez oyunu kullanmadan önce mutlaka bir uzman hekime başvurmalarında fayda vardır.
- Ölmez otunun çay şeklinde demlenip tüketilmesi, kilo kontrolünde oldukça etkilidir. Vücutta hızlı bir şekilde yağ yakımını sağlar.
- Antioksidan özelliğe sahiptir. Cildi mikroplardan ve kirlerden arındırır. Bu özelliği sayesinde gözenekleri sıkıştırarak cildin gerginliğini korumasına yardımcı olur.
- Cildin nem oranını artırması sebebi ile yaşlanma karşıtı bir etki oluşturmaktadır.
- Basur yani hemoroid ve prostat gibi rahatsızlıkların tedavisinde de yararlanılmaktadır.
Ölmez otu ne işe yarar?
Ölmez otundan elde edilen yağının birçok etkili özelliği vardır. Bu özelliklerden en önemlisi ölmez otunun antibiyotik etkisidir. Mikrop ve mantar karşıtı etkileri de olduğu bilinmektedir. Şu hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır:
- Sivilce
- Alerjik reaksiyonlar
- Öksürük
- Soğuk algınlığı
- Yaraların iyileşmesi
- Cilt inflamasyonları
- Hazımsızlık
- Midede meydana gelen gastrit ve reflü hastalıkları
- Kabızlık
- Karaciğerde meydana gelen hastalıklar
- Kaslar ve eklemlerde meydana gelen inflamasyonlar
- Safra bozuklukları
- Kandida
- Uykusuzluk
- Enfeksiyonlar
- Şişkinlik
- Mide ağrıları
Tarih boyunca bu hastalıkların tedavilerinde kullanılmış olan ölmez otunun günümüzde bazı hastalıklara olan etkisi kesinleşmemiştir. Fakat ölmez otunun bilinen ciddi yan etkisi olduğu görülmemiştir.
Ölmez otu ne için kullanılır?
- Portekiz'de yapılmış olan çalışmalar neticesinde ölmez otunun içerisinde bulunan terpene ve flavonoid maddelerin mantar ve bakteri gelişmesine engel olduğu gözlemlenmiştir. Bu özellik ile ölmez otu ciltte meydana gelen enfeksiyon, yaralar ve kızarıklıklara karşı etkilidir.
- Ölmez otu yağı, hindistan cevizi yağı ya da jojoba yağı gibi yağlarla karıştırılarak kullanılması halinde cildin yumuşamasını ve iyileştirilmesini sağlar. Lavanta yağı ile karıştırılarak kullanılması halinde de kaşıntılara iyi gelmektedir.
- Ölmez otunun cildi nemlendirme özelliğinin olmasından dolayı güneş yanıklarına da iyi geldiği söylenmektedir. UV ışınların zararlarına karşı cildi korur ve bu sebeple cilt kanseri olma riskini azaltır. Hindistan cevizi yağı ile karıştırılarak güneş yanığı olan bölgelere uygulanabilmektedir.
- Antibiyotik etkiye sahip olması sebebi ile sivilcelere karşı kullanılabilen ölmez otunu rahatlıkla kullanabilirsiniz. Ciltte kuruluğa yol açmayan ölmez otu sivilceli bölgeyi kızartmadan tedavi edecektir.
- Ölmez otunun sindirim sistemine olumlu etkileri vardır. Bu sayede kandida mantarlarının oluşumunu engellemektedir. Sindirim sistemini ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir.
- Ölmez otu çiçeğinin hipotansif etkileri vardır. Bu etkiler kan hücrelerinin mevcut durumlarını iyileştirir. Yüksek kan basıncını azaltır ve kas işlevlerinin rahatlamasına yardımcı olur. Kalp sağlığı problemleri olan kişilerin bu bitkiyi kullanmalarında fayda vardır.
- Spazm karşıtı bir özelliğe sahip olan ölmez otu, kanı temizleyici bir etkiye sahiptir. Karaciğeri uyarır ve detoks sürecinin hızlandırılmasını sağlar.
- Ölmez otu, bağışıklığı arttırıcı bir özelliğe sahiptir ve bu özelliğinden dolayı kansere karşı vücudu korur.