6 Şubat gününden bu yana ülkece kan ağlıyoruz. Hele de bizler gibi darbeyi yiyenler için o manzaraları görmek ölümden beter. Ancak Türk halkının o güzel yüreğini gördükçe azda olsa huzur bulup, teselli oluyor insan. İlk günden beri takip ediyorum onları. Bir anda bütünleşiverdiler. Gruplar kurdular.
Bu bütünleşme diğer illere kadar uzandı. Ayrıca bilinçli yardım iletişimi sağlamak adına depreme maruz kalan 10 ilimizdeki akraba ve arkadaşlarıyla kurdukları yardım zinciri de gerçekleşince, inanılmaz iç açıcı bir hazırlıkla depremzedelerimize ulaştılar. Çok büyük zorluklara rağmen. Deprem bölgesinde yaşanan olumsuzluklar burada gece gündüz canhıraş çalışan kadınların elinde olan bir şey değildi. Onlar sadece "gün beraber olma zamanıdır" dediler ve yılmadan, yorulmadan çalıştılar. Halen de çalışmaktalar. Deprem bölgesindeyse hayatlarını hiç düşünmeden yıkılması an meselesi olan bina kalıntılarının altında arama kurtarma uğraşı vererek umut kazanlara ne demeli?
Onlar bir can için tırnaklarıyla toprak kazıyan ve ter döken yüzlerce kahraman. Çeşitli değişik isim altında o bölgeye koşan gönlü sevgi dolu muhteşem insanlar. Askerimiz, jandarmamız, polisimiz, sağlıkçılarımız, itfaiyecilerimiz ve madenci kardeşlerimiz zaten her zaman bizlerle oldular.
Medyanızın (-) 7-8 dereceleri altında gece, gündüz görev yapan TV kanallarını unutmamalıyız. Onlara da çok teşekkür ederiz. Bizim gözümüz, kulağımız oldular.
Bu arada kendi ilimizin kahraman itfaiyecilerini bir kez daha gururla kutluyorum. Başarıları asla unutulmayacaktır. Allah onlara güç kuvvet versin ve eksik etmesin.
Dahası bu tür felaketler aynı zamanda dünyayı da bütünleştiriyor. Daha önce birbirlerine düşman bilinen ülkelerin insanları bir anda can kurtarmak adına topyekün olup birlikte enkazlarla savaşıyorlar. Demek ki o ortamda ayrım yok. Senlik benlik yok. Sadece ve sadece insan var. Keşke insanlık her daim böyle yaşasa, bu gözle baksalar dünyaya.
Ya o çocuklar. Minicik bebekler. Aman Allah'ım. Günler sonra yaşanan mucizeler. On gün. Ne demek? On gün dondurucu soğuk, karanlık, taş, toprak ve korkunç bir yıkım altında. On gün aç, susuz yaşamak. Buna mucize denmez de ne denir. Çok canımız gitti çok. Ancak sağ çıkan her depremzede bize umut ışığı saçıyor.
Biz deprem bölgesi insanlarıyız. Altımızdan geçen devasa fay hatlarını biliyoruz artık. Ancak bu doğal afet sonucu az acı yaşamadı bu millet. Besbelli yine olacak. Yetkililer bu durum karşısında daha güçlü ve sonuç getiren çözümlere yönelmelidir. Yapılan binaların ve bu binaları yapanların sıkı denetimden geçmesini ciddiyetle ele almalıdır.
Yeter artık. Bu vicdansızlıklara müsaade etmesinler. Ayrıca bizler. Sade vatandaşlar. Paramızla ölüm satın almayalım. Her söylenen güzel söze kanmayalım. Belli konularda incelemeyi, irdelemeyi adet edinip bilinçli yaşayalım.