Şöhretin yükünü taşımak zordur. Uzaktan kusursuz, parıltılı görünen hayatlar yakından baktığınızda sizi şaşırtabilir. Bazılarının hastalığı laneti olmuştur, bazılarının ise şansı Çünkü onlar yeteneklerini acılarıyla besleyerek dünyaya unutulmaz eserler bırakır. İşte hayatımıza dokunan o isimlerin hayatına dokunan hastalıkları
Yakışıklı yıldız Mel Gibson, parlak kariyeri ile olduğu kadar özel hayatındaki taşkınlıklarıyla da tanınıyor.
Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden birçok kez tutuklanan ve rehabilitasyona giden Gibson'ın doktoru, ünlü yıldızın bipolar olduğunu açıkladı. Öfke nöbetleri geçiren, sürekli enerjik ve taşkın bir ruh haline sahip olan Gibson, şu sıralar durulmuş gibi
Yakışıklı şarkıcı dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile birlikte obsesif kompulsif bozukluk hastası olduğunu açıkladı.
MÜNİR ÖZKUL
ŞİZOFRENİ: Bir dönem limanına sığındığı hastalık. Özkul için devreye giren Haldun Taner, ünlü psikiyatr Dr. Süleyman Velioğlu'ndan yardım isteyince, cevabı ilginç olur;"Bu adamı neden iyi etmek istiyorsunuz? Sanatı ve başarısının nedeni bu yakındığı özellikler. Onları iyi edersek, ortada sağlıklı bir kabuk kalır. Bırakın olduğu gibi devam etsin, şimdi mutsuzlukları içinde mutludur. İyi olursa büsbütün mutsuz olur."
JESICA ALBA
Güzel oyuncu tam bir temizlik hastası, temizlik ve hijyen konusunda ciddi takıntıları var.DAVID BECKHAM
Ünlü ingiliz futbolcu da simetri hastası, oyuncu etrafındaki her şeyin simetrik olması için çabalıyor.ARDA KURAL
Leonardo Di Caprio'ya benzetilen oyuncu bir dönem Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Şizofreni tedavisi gördü.SEZEN AKSU
PANİK ATAK:Ünlü sanatçı uzun yıllardır 'panik atak' hastalığı tedavisi görüyor. Zaman zaman içini basan, ruhunu daraltan sıkıntılardan kurtulamayan sanatçı, bu sorundan muzdarip.MEHMET ALİ ERBİL
AYDA 16 LİTRE İLAÇ
'Kaçış Sendromu' isimli hastalığı nedeniyle bir süre öncesine kadar sık sık hastaneye kaldırılan ünlü şovmen hâlâ sürekli doktor kontrolünde yaşıyor.Üç kez ağırlaşarak tüm sevenlerini korkutan Erbil'in doktoru Jan Klod Kayuka halen ünlü sanatçıya her 28 günlük süre içinde 16 litre ilaç verildiğini söyledi.
NURSELİ İDİZ
Bipolar Duygu Durum Bozukluğu Yaşıyor
Televizyon dünyasının önemli isimlerinden Nurseli İdiz, bipolar duygu durum bozukluğu yaşıyor. Nurseli İdiz, "Bende bipolar bozukluk hastalığı var.Bu hastalığı alkolizim ile karıştırıyorlar, beni yıllarca alkolik ilan ettiler oysa ki ben bu hastalığın pençesindeyim" açıklamasında bulunmuştu.
MARILYN MONROE
Popüler kültür ikonu Marilyn MOnroe, ışıltılı hayatının arka perdesinde, psikolojik problemleriyle baş etmek için alkol ve uyuşturucuya sığınmıştı.Monroe'nun hayatını anlatan belgeselde doktoru Hyman Engelberg, "Marilyn, manik depresifti Ruh halindeki büyük dalgalanmalar yüzünden çok zor günler geçirdi" diyor.
KURT COBAIN
'lı yıllarda bir rock ikonu olan grunge akımının öncüsü Kurt Cobain, bipolar bozukluğunu yaratıcılığa dönüştürenlerdenAlkol ve uyuşturucu bağımlılığından bir türlü kurtulamayan, sürekli ani mutluluk ve depresyon arasında gidip gelen Cobain, yaptığı besteler ve şarkı sözlerinde iki uçlu ruh halinin izlerini, ani mutluluk ve öfke nöbetlerini anlattı.
SYLVIA PLATH
Amerikalı yazar Sylvia Plath, yazın hayatında olduğu kadar özel hayatında da şiddetli gelgitler ile mücadele etti. şiirleri ile kaotik ruh halini kelimelere döken Plath'e depresyondan daha sonra da bipolar teşhisi kondu.İntiharından sonra yayınlanan günlüklerinde Plath, mutluluk ve mutsuzluğu bir arada yaşadığını, öfkenin ardından çoşkulu bir ruh haline büründüğünü yazmıştı.
LUDWIG VAN BEETHOWEN
Yaşamı boyunca birçok hastaklıkla mücadele eden sanatçının en çok muzdarip olduğu rahatsızlığı obsesif kompulsif bozukluktu.AXL ROSE
Hard rock'ın efsane grubu Gun 'N' Roses'ın solisti Axl Rose, bir dönem ani öfke krizleri geçirdiği, fazla enerjik olduğu ve hatta saatlerce uyumadığı için doktora gittiğinde kendisine bipolar teşhisi konulduğunu bir röportajında söyledi.Hastalığını ciddiye almadığını ve tedavi olmayı reddetiğini de söyleye Axl Rose, mani döneminden hiç de şikayetçi olmadığını itiraf etti.
NURGÜL YEŞİLÇAY
Güzel oyuncu anne olduktan sonra temizlik ve hijyen konusunda hayli titiz davrandı ve sonunda bu takıntısı obsesif kompulsif bozukluk boyutuna geldi.SINEAD O'CONNOR
Ünlü müzisyen Sinead O'Connor, "Ben bir manik depresifim. Zaman zaman çok mutluyum. Kimi zaman ise beynimin içinde yankılanan ve sürekli kendimi öldürmemi söyleyen bir ses duyuyorum" diye bir röportajında hastalığını açıkladı.İlaç tedavisi gören O'Connor, aynı röportajında bipolar bozukluk ile yaşamayı öğrenmenin zaman aldığını ve büyük çaba gerektirdiğini söyledi.
RUSSELL BRAND
Aktör ve komedyen Russel Brand ve bipolar hastalığından açıkça bahseden ünlülerdenHiper aktivite ve bipolar teşhisi konulan Brand, bazı günler hiç uyumadığını kimi zaman da yataktan bile çıkmak istemediğini söyledi. Hastalığı ise birbirini tekrarlayan sağanak yağmurlu ve güneşli bir havaya benzetti.
ROBERT DOWNEY JR
Uzun yıllar alkol ve uyuşturucu ile mücadele eden aktör Robert Downey Jr. da bipolar ünlülerden.Psikolog Jerry Donald, karizmatik aktör için "Robert Downey Jr., iki uçlu duygu durum bozukluğuna sahip bazı hastaların yaptığı gibi alkol ve uyuşturucuya yöneldi. Depresyon ve taşkın ruh hali ile başa çıkmak için ne yazık ki yanlış bir yolu tercih etti" diyor.
WINONA RYDER
Hastalığından bahsederken "Bazı günler kendimi çok iyi hissediyorum ancak ardından büyük bir depresyona sürükleniyorum.O depresif ruh hali, beni hiçbir zaman terk etmiyor" diyor Winona Ryder. Psikolojik destek alan güzel yıldız, bir dönem bipolar hastalığı yüzünden kariyerine ara vererek tedavi gördü.
ÖZTÜRK SERENGİL
Yeşilçam'ın efsane aktörlerinden Öztürk Serengil kumar yüzünden başına gelenleri hiç saklamadan anlatıyordu sağlığında. Kelimenin tam anlamıyla bir kumar tutkunu olan Öztürk Serengil, kaleme aldığı anılarında bu tutkusu yüzünden tam 27 apartman dairesini kaybettiğini itiraf etmişti.SERDAR ORTAÇ: KUMAR BENİ MAHVETTİ
Türk pop müziğinin ünlülerinden Serdar Ortaç da bir dönem kumar yüzünden zor günler geçirmişti. Ortaç bu kötü alışkanlığı ile ilgili pişmanlığını şöyle dile getirmişti: "Pişmanım ama son pişmanlık işe yaramıyor. Kumarda servet kaybettim" dedi ve ekledi: Herkese ibret olsun, insanlar alınterini kumarla heba etmesin."Ortaç kumar tutkusu yüzünden bir servet yitirdiğini de söyleyip "Eğer kumarda kaybettiğim parayı biriktirseydim bir servet sahibi olabilirdim" demişti. Ortaç "Hayatımın en büyük yanlışı" dediği tutkusu hakkında şunları söylemişti: " yıllarında oynadığım kumar en büyük yanlışımdı" dedi.
ATİLLA KAYA
Bir dönemin ünlü taverna sanatçısı Atilla Kaya, "Tavernada Virtüöz 89" adlı albümüyle de 1 milyonun üzerinde satışla rekor kırmıştı.Ama o da kumar tutkusunun ve hızlı gece hayatının kurbanı oldu. Kaya, genç yaşında siroz yüzünden hayata veda etti.
DEMET SAĞIROĞLU
Türk pop müziğinin yıldızlarından Demet Sağıroğlu'nun eğlence olsun diye başladığı kumar tutkusu kısa sürede kabusa dönüştü.Türkiye'de kumar oynamak yasak olduğu için Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne giden Sağıroğlu bir dönem sıfırı tüketmişti.
MEHMET ALİ ERBİL
Mehmet Ali Erbil de kumar tutkunu olan ünlülerden. Erbil, bir kaç kez kaçak kumar oynarken yakalandı. Erbil bir süredir bu alışkanlığından vazgeçmiş görünüyor.MUSTAFA TOPALOĞLU
Mustafa Topaloğlu da kumar tutkusundan bir türlü vazgeçemeyen ünlülerden. Topaloğlu bir kaç kez kumar operasyonlarında gözaltına alındı sonra serbest bırakıldı.JEAN CLAUDE VAN DAMME
Türkiye'yi de ziyaret etmiş ünlü aksiyon film yıldızı Jean-Claude Van Damme kariyerinin durgun olduğu zamanlarda bipolar kişilik bozukluğu hastalığı geçirmişti.OZZY OSBOURNE
Ünlü rock yıldızı eşi Sharon Osbourne tarafından bir pil reklamındaki hiç durmayan tavşanlara benzetmişti. Bayan Osbourne "Her şarkısının ilhamı ona bu aşk modundayken gelirdi. Bu korkunçtu" diye konuşmuştu.MEL GIBSON
Özel yaşamı çalkantılarla dolu olan Mel Gibson'ın bipolar rahatsızlığı ona zor anlar yaşattı.Eski kız arkadaşı Oksana Grigorieva'ya defalarca şiddet uygulayan aktörün alkol bağımlılığı da davranış bozukluklarını zirveye çıkarmıştı.
LINDA HAMILTON
Terminatör filminin yıldızı Linda Hamilton 40 yaşında bipolar teşhisi ile tedavi görmüştü. Aktris hayatı boyunca depresyonla savaş verdiğini çocukluğunda da yeme bozukluğu olduğunu söylemişti. Hamilton'un hastalığında kariyerinde yaşadığı düşüş etkili oldu.EMMA THOMPSON
Ünlü İngiliz aktris ve oyun yazarı Emma Thompson ağır depresyon geçiren ünlülerdenThompson kariyeri düşüşe geçtiği yıllarda klinik tedavi aldığını açıklamıştı.
Thompson depresyonunu derinleştiren faktörler arasında kocasından ayrılmasını ve çocukken büyük annesinin tecavüze uğramasını göstermişti.
BROOKE SHIELDS
Güzel yıldız Brooke Shields doğum sonrası postpartum depresyonuna yakalanmıştı. Kadınlar doğum sonrasındaki ilk yıl, anksiyete bozuklukları, obsesisf kompulsif bozukluk, depresyon ve psikoz gibi psikiyatrik hastalıklar açısından risk altında. Shields da bunu yaşayanlardan Nitekim aktris intiharın kıyısından yaşamak istemediğini de dile getirmişti.CARRIE FISHER
Star Wars'ın Prenses Leia'sı Carrie Fisher bipolar kişilik bozukluğu geçirmişti.Star Wars serisi sonrası kariyerinde düşül yaşayan Fisher hastalığı ile ilgili ulusal bir TV kanalına "Psikolojik rahatsızlığım var ve bundan utanmıyorum" demişti.
ELTON JOHN
'de Rock yıldızı Elton John psikolojik bir hastalık olan oburluk hastalığına yakalanmıştı. Hastalık kontrolsüz şekilde yemek yeme ile kendini gösteriyor.Bu hastalığa yakalanan kişiler yemek yemeyi tek rahatlama aracı olarak görüyor.
MICHAEL PHELPS
Rekortmen yüzücü Michael Phelps de 9 yaşındayken dikkat dağınıklığına bağlı hiperaktif düzensizlik (AHDH) hastalığına yakalanmıştı.Hastalık özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda görülüyor. Bir konuya odaklanamama ve dikkat eksikliği hastalığın en büyük belirtisi Phelps'in hastalığı yenmesinde yüzme etkili oldu.
CATHERINE ZETA JONES
Catherine Zeta Jones, kocası Michael Douglas'ın kanser tedavisi sürecinde çok yıprandı.Sonunda bipolar kişilik bozukluğu geçiren Zeta Jones hastaneye yattı.
ALKOL BAĞIMLISI ÜNLÜLER
MELEK YARGICI:Basına yansıyan bu görüntüsüyle herkesi şoke etmişti manken Melek Yargıcı. Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte Deli Yürek dizisinde oynayan Yargıcı, o dönemde hem özel hayatında hem de iş hayatında peşpeşe hayal kırıklıklarına uğramıştı.ÖZLEM SAVAŞ
SONRA TAMAMEN DEĞİŞTİ
Gösteri dünyasının en eğitimli ve güzel yıldızlarından biriydi Özlem Savaş. Ama bir dönem ham kariyerinde hem de özel hayatında zor günler yaşadı. Kimbilir kaç kez basında alkol yüzünden kendini kaybetmiş görüntüleri yayınlandı.YALÇIN MENTEŞ
DOST BİLDİKLERİM ALKOL MASASINDAKİ BEDAVACILARMIŞ
TV ekranlarının ünlü komedyenlerinden Yalçın Menteş de alkol bağımlısı olup büyük uğraşlar vererek bundan kurtulan ünlülerden. Katıldığı TV programlarında ve yaptığı söyleşilerde de yaşadıklarını hiç çekinmeden dile getiriyor Menteş.Menteş, alkol alışkanlığından kurtulduktan sonra verdiği röportajda bu alışkanlığı yüzünden dibe vurduğunu belirtip "İçki masasında bedava içki ısmarladığım sözde dostlarım ben alkolü bırakınca ortadan kayboldu. Artık onları istemiyorum" demişti.
Hiçbir zaman alkolik olduğunu kabul etmediğini söyleyen aktör bunun en önemli nedenini de şöyle antıyordu: "Çünkü alkolik olmayı kendime yakıştıramadım." Alkol alışkanlığından Adsız Alkolik Moda Grubu'na katılarak bıraktığını söylüyor Menteş. Şeker hastalığından ötürü bir ayağı kesilen ve hayatına protez ayakla devam eden Menteş, en son Seksenler dizisinde oynamaya başladı."
MESUT ENGİN
KRAL DAİRELERİNDEN DARÜLACEZE'YE
O, yakışıklılığı 'taçlandırılmış' eski bir aktör. Türk sinemasının hızla şöhretin zirvesine tırmanıp sonra alkol batağına saplanan ve sokaklara düşen bir oyuncusu. Bir zamanlar Yeşilçam'ın en başarılı aktörlerinden biriydi Mesut Engin. yılında Ses dergisinin açtığı yarışmada birinci seçilerek sinemaya adım atmıştı.Hem oyunculuk hem de mankenlik ve foto modellik yapıyordu. Bebek yüzüyle genç kızların gözdesiydi. Ama 23 yaşındayken geçirdiği bir trafik kazası onun hayıtını değiştirdi. Bu kazada sağ el bileği yaralandı ve bunun sonucu Engin hayata küstü. Kariyeri de düşüşe geçti. Yaşadıklarını kaldıramayıp depresyon sebebiyle alkole sığındı. İzmir'de bir otobüs duraklarında yaşadı bir süre, Mesut Engin'e İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü kapılarını açtı.
Panik atak, günümüzde sıklıkla görülse de tedavisi mümkün olan bir rahatsızlık. University of Manitoba tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünyada yüzde 25’lik bir kesim, hayatında bir ya da birkaç kez panik atak yaşıyor. Bu rahatsızlığın kronikleşip hastalığa dönüşme yüzdesi ise dünya nüfusunun yüzde 4’üne denk geliyor. Rahatsızlıkla ilgili olarak şimdiye kadar ülkemize dair kesin bir yüzde açıklanmamış olsa da, Amerikan Depresyon ve Anksiyete Derneği’nin açıklamasına göre, Amerika’da 40 milyon panik atak hastası mevcut ki bu da ülkenin yüzde 18’lik bir kesimini oluşturuyor.
Genellikle ilk kez 20 ila 35 yaşları arasında başlayan panik atak kadınlarda, erkeklerden iki üç kat fazla görülüyor. Her kim olursak olalım, hayatın iniş çıkışlarına uyum sağlayamadığımız bazı dönemlerde kontrolümüzü kaybedebiliyoruz. İşte bu nedenle panik bozukluk ve anksiyete, toplumun her kesiminden insana hayatının bir döneminde ciddi problemler yaşatabiliyor. Öyle ki panik atak tedavisi görenler arasında Prenses Diana, David Bowie, Johnny Depp, John Steinbeck, Sigmund Freud, Adele, Caitlyn Jenner, Emma Stone, Amanda Seyfried, John Mayer, Jessica Alba, Caitlyn Jenner, Oprah Winfrey, Kim Basinger, Scarlett Johansson, Drew Barrymore, Nicole Kidman, Kate Moss, Michael Jackson, Barbra Streisand, Sezen Aksu ve Tarkan gibi ünlü isimler bile var.
Aslında günlük yaşamımızda pek çoğumuz üzüntü, kaygı ve stresle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. İş hayatındaki zorluklar, sınav stresi, sağlık problemleri, ikili ilişkilerdeki problemler, finansal kaygı, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabiliyor. Ayrıca yakın birisinin ölümü, aşk acısı, boşanma, iş kaybı gibi durumlarla yüzleşildiğinde de birçok kişi depresyon, anksiyete ve panik atakla baş başa kalabiliyor. Normal düzeyde kaygı ve stres, günlük sorunlarla baş edebilmek için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlıyor. Fakat stres normal düzeyini aştığı, çok fazla yükseldiği ve kronikleşip sürekli endişe ve korkuya neden olduğunda anksiyeteye, sonra da panik atağa dönüşebiliyor.
Panik atak sırasında beynimizin Amygdala adlı bölümü aktive olarak alarm sinyalleri veriyor ve yüksek miktarda adrenalinin ve çok sayıda stres kaynaklı hormonun salgılanmasına neden oluyor. Yani bu rahatsızlık, genellikle beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, duygusal yaşantımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucunda oluşuyor. Fiziksel bedenimizde olan bu anormallikler önce düşüncelerimizi ve duygularımızı, sonra da bedenimizi etkiliyor. Panik atak kişilerde fiziksel olarak göğüs ağrısı, göğüste sıkışma ve çarpıntı, terleme, nefes darlığı, boğuluyor gibi olma hissi, baş dönmesi, net görememe, vücudun bazı bölgelerinde uyuşma, üşüme, titreme ya da ateş basması ve bulantı gibi semptomlarla kendini gösteriyor. Aniden gelen bu fiziksel uyarımlar sonucunda kişiler kendilerini ya da çevresindekileri olağandışı ve farklı görüp hissedebiliyor. Her durumda olası en kötü senaryoyu düşünüyor, her şeyin kendi denetimi dışında olduğu travmasını yaşıyor. Kontrolünü kaybetmekten korkuyor, delirdiğini, kalp krizi geçirdiğini ya da felç olduğunu sanarak ölüm korkusuna bile kapılabiliyor. Herhangi bir panik atak krizinde bu belirtilerden en az dört ya da daha fazlasına rastlanıyor. Panik atak, sebepli ya da sebepsiz birdenbire başlıyor, her dakika biraz daha şiddetleniyor, ortalama 10 dakika içinde ise rahatsızlığın şiddeti en yoğun düzeye çıkıyor. Çoğunlukla 10 ila 30 dakika süren rahatsızlık, bazı kişilerde seyrek olarak bir saat kadar devam edebiliyor ve sonra kendiliğinden geçiyor.
Uzmanlara göre panik atak nöbetleri, insan yaşamındaki en endişe verici, korkutucu ve sıkıntılı deneyimlerden biri olabiliyor. Bu nedenle panik atak hastalarının çoğu, atakların gelebileceği yerlerden ve durumlardan kaçınmaya başlıyorlar. Yalnız başlarına evde kalamaz, sokağa yalnız çıkamaz, ulaşım araçlarına ve asansöre binemez, dar sokak ya da köprülerden geçemez, pazar yeri ve büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere giremez duruma gelebiliyorlar. Buna tıp dilinde “agorafobi” deniyor. İşe ya da okula gitmeme, spor yapmama, ev işi yapmama, bazı yiyecek ya da içecekleri yiyip içmeme, yanlarında ilaç, su, alkol ve çeşitli yiyecekler taşıma alışkanlıkları edinebiliyorlar. Panik atak, depresyon ve anksiyete gibi hastalıkları olanlarda ve yoğun stres yaşayanlarda daha çok görülüyor. Bunun yanı sıra hayatı gayet normal görünen, fakat geçmişinden kalma birikimleri çözememiş kişilerde de görülebiliyor.
Ülkemizde beyin ve sinir hücrelerindeki bozukluğu, beyindeki hormon faaliyetlerini düzenleyerek tedavi eden ve panik atağı önleyen pek çok farklı ilaç bulunuyor. Bunun yanısıra Bilişsel- Davranışçı Tedavi olarak adlandırılan bir yöntem de panik atak hastalarında uygulanıyor. Bu tedavi yöntemindeki amaç, hastanın panik atak belirtileriyle ilgili yanlış bilgi ve önyargısını düzelterek, belirtiler ile korkmadan baş edebilmesini sağlamak. Uzman bir doktor yönetiminde yapılan grup terapisinde ise kişilerin panik atak rahatsızlığı olan diğer kişilerle bir araya gelerek, yaşanan sorunları paylaşması, yalnız olmadığını hissetmesi amaçlanıyor.
Aslında Amerikalı Prof. Dr. Reid Wilson’ın “Don’t Panic” adlı kitabında da açıkladığı gibi, panik atak ruhsal değil, fiziksel bir problem. Kişi geçmişte yaşadığı bir travmayı; çok sevdiği birini yitirdikten sonra hissettiği kaybetme ve ölüm korkusunu, kısacası geçmişteki acı anları, herhangi bir obje, görüntü, ses ve koku nedeniyle tekrar hatırlayabiliyor. Bunun sonucunda beyin, geçmişte yaşanan travmayı yeniden algılayarak acil durum sinyalleri veriyor. Bu sinyaller zamanla düşüncelere egemen olarak, kişilerin paniğe kapılmasına neden oluyor. Yani bir anlamda vücudumuzun kendini koruma mekanizması mükemmel çalışsa da beynimiz, geçmişte yaşanılan travmaya karşı kendini korumak için acil durum planı ilan ediyor!