annesi ölmüş çocuğa ne denir / Öksüz ve yetim - Vikipedi

Annesi Ölmüş Çocuğa Ne Denir

annesi ölmüş çocuğa ne denir

&#;ocuklara kayıp ve yas d&#;neminde nasıl yardımcı olunmalı?

Haberin Devamı

•Eğer yetişkin gerçeğin sadece bir kısmını söyleyebilmişse, fazla vakit kaybetmeden bunu tamamlaması gerekir. “Dün sana herşeyi anlatamamıştım. Çünkü olay o kadar yeni ve şaşırtıcıydı ki anlatmakta zorlanmıştım. Şimdi bildiğim herşeyi sana söyleyeceğim” denmelidir.

•Ciddi hastalığı olan bir kişinin durumu kötüleştiğinde çocuklar da hastalığın seyrine ilişkin bilgiye ihtiyaç duyarlar. Ümit beslemek önemli olmakla birlikte çocukların acısını hafifletmek için yanlış beklentiler aşılanmamalıdır. “Annenin hastalığı kötüleşti. Bir şeyler yemek, nefes almak ve uyanık kalmak ona güç geliyor. Doktorlar hastalığı durdurabilmek için herşeyi yaptılar ama artık yapabilecekleri birşey kalmadı. Bir gün ki bu pek uzak değil annen ölecek. O zaman hepimiz üzüleceğiz ve onu özleyeceğiz. Fakat acı duymayacak çünkü ölünce acı hissetmeyiz.” Çocuk dindarsa şu da ilave edilebilir: “Annenin bedeni ölecek ama ruhu cennete gidecek.”

•Bir ebeveyn hasta ise ve ölecekse, çocuğun onunla vedalaşması için yaşamının son dönemlerinde birlikte olması önemlidir. Hasta ebeveynin durumu uygunsa, çocuk ona gerekiyorsa yardımcı da olabilir.

•Yas sürecinde törenler ölümle yüzleşebilmek, anlayıp kabullenmek için önemlidir. Bu sürece çocukların da dahil olması olayı kavramaları için iyidir. Çocukların cenaze törenine katılması onların ölümü inkar etmemesi, olayı somutlaştırmaları, hayalleri önlemesiyle birlikte yas sürecini daha sağlıklı başlatır. Vedalaşmayı sağlar. Ancak duyguların ifade edilebilmesi için törenler gerekli olduğu kadar, çocuklar törene katılırken bunun onları gereksiz biçimde strese sokmayacağından emin olmak gerekir. Onları önceden olaya hazırlamalı, güvenilir bir yetişkinin yanında olması ve çocukların izlenimlerini anlatması için olanak sağlanmalıdır.

•Çocuk ilkokul çağına gelmişse, yası yaşayabilmesi için sevdiklerinin mezarını ziyaret etmesine (önceden açıklama yapılarak) izin verilebilir. Çocukları buralara götürmek, duygularıyla düşünceleri hakkında konuşmak için olanak sağlar.

•Yetişkinler ağladıklarını göstermekten kaçınırlar. Duyguları çocuklardan saklamak, onlara da kendi duygularını saklamayı öğretir. Ölen kişi hakkında konuşulmazsa çocuk onun unutulduğunu sanabilir. Bu nedenle birlikte ölen kişiyi anmak çok önemlidir. Eğer ebeveyn aşırı duygusal tepki gösteriyorsa, devamlı ağlıyor ve duygularını kontrol edemiyorsa çocuğun güvendiği başka bir yetişkinle konuşması sağlanmalıdır.

•Bazen çocuklar konuşmak yerine olayı hayallerinde yeniden kurarak oyunlarla, resimlerle başa çıkmaya çalışırlar.

•Ölümden hemen sonra çocukların büyükanne-babalara ya da yakın arkadaşlara gönderilmesi, zaten ayrılığa karşı hassaslaşmış olan çocuğu daha da tedirgin eder. Uzağa gönderilmektense yas tutan ana-babalarıyla kalmaları daha iyidir, aksi takdirde sağ kalan ebeveynin de yok olacağına ilişkin korku duyabilirler. Eğer ebeveyn yası çok derinden yaşıyorsa ve çocuklarıyla ilgilenemiyorsa, çocuklara bakmak için akraba ya da arkadaşların eve gelerek yardımcı olması daha uygundur.

Yas döneminin 5 aşaması

İnsanların bir kayıp yaşadıktan sonra bu durumla yüzleştikleri ilk döneme yas süreci deniliyor. Bu sürecin 5 aşaması bulunuyor. Bu aşamalar; inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme süreçleri olarak özetleniyor. Hemen her insan bu süreçlerden geçiyor. Duyguların vaktinde ve sağlıklı şekilde ifade edilmesi insan psikolojisi açısından önem taşıyor. Yas süreci de birçok farklı duyguyu bir arada barındıran bir süreç olduğundan, vaktinde yaşanmadığında ertelenmiş yas süreci ortaya çıkıyor. Ertelenen, vaktinde yaşanmayan her duygu büyüyor ve büyüdükçe de insanı hasta edebiliyor.


Her yas dönemi zamana ihtiyaç duyar

Yas dönemi sürecinde kişinin bedensel ve ruhsal tepkilerinin zaman içerisinde hafiflemesi beklenir. Hafiflemiyor, süre geçmesine rağmen şiddetle devam ediyorsa, kişinin işlevselliğinde bozulma meydana geliyor, hayatını kaybettiği kişi varmışçasına yaşıyor ve gerçeklik algısında bozulma meydana geliyorsa, yani duygusunu sağlıklı yaşamıyorsa, kişinin profesyonel destek alması gerekiyor.

Kişilik bozukluğu, depresyon geçmişi ve eğilimi olan, intihar düşünceleri ve/veya girişimleri olan, obsesif kişilik yapısına sahip, duyguların engellendiği, ifade edilmesine olanak sağlanmayan bir aile ya da sosyokültürel çevrelerde yaşayan bireyler yas sürecinde daha fazla zorlanabiliyorlar. Bu nedenle bu kişiler profesyonel desteğe daha fazla ihtiyaç duyabiliyor.

Yas sürecindeki kişinin duygularını ifade etmesine izin verin

Özellikle bizim toplumumuzda negatif duygular sıklıkla geçiştirilir. Yoğun üzüntü yaşadığımız durumlarda ağlamak, üzüntülü tepkiler vermek yakınlar tarafından engellenmeye çalışılır. Ya da “aman bak insanların başına ne geliyor, buna üzülme” gibi telkin cümleleri kurulur. Bunlar, kişinin yaşadığı duygunun reddedildiği, anlaşılmadığı hissini uyandırır ve duygusunu ifade etmekten daha çok kaçınmasına sebep olur. Bu nedenle kişinin duygusunu ifade etmesine alan tanıyıcı, kabullenici ve destekleyici bir tutum sergilemek yas sürecinde önem taşıyor.

Yas sürecini sağlıklı atlatabilmek için&#x;

  • Kaybın gerçekliğini kabullenin,
  • Duygularınızı ifade edin,

  • Rahat, huzurlu, konforlu, anlaşılabilir, desteklenir hissettiğiniz ortamlarda ve kişilerle bulunun,

  • Kaybınız hakkında rahatça konuşun ve duygusal tepkilerinizi rahatça ifade edin.

Çocuklar açısından yas süreci

Yakınını kaybeden çocuklar kayıplarla ilgili suçluluk duygusu yaşayabiliyor. Bu nedenle ne düşündüklerini ifade etmeleri için cesaretlendirilmeleri önem taşıyor. Oyunlar ve resimler, çocukların duygularını ve düşüncelerini en rahat ifade ettikleri alanlardır. Öte yandan dede, babaanne, anneanne gibi aile büyüğü kayıplarında ebeveynler kendi duygusal tepkilerini çocuklarından saklama eğiliminde oluyorlar. Bu yanlış bir tutumdur. Ebeveynlerin de üzgün olduklarında bunu sağlıklı bir dille çocuklarına ifade etmeleri, yas sürecini daha sağlıklı geçirmelerini sağlıyor.

Yas sürecinin ergenler tarafından sağlıklı yaşanması için öneriler

Ergenlik dönemi kişilerin kimlik ve benlik algılarına dair büyük bir yapılanma içine girdikleri bir süreç olması sebebi ile farklı duygusal tepkiler gelişebiliyor. Bu dönemde ergenler yalnız kalma, isyankar, tepkili olma eğiliminde oluyorlar. Herhangi bir kayıp yaşamak, yas süreci onlar için çok zor bir süreç olma özelliği taşıyor. Bu gençleri konuşturmaya zorlamamak gerekiyor. Duygularını ifade etmek isterse her zaman iletişime açık olunduğu mesajının verilmesi ve bu süreçte hissettiklerini rahatça ifade etmesinin öneminin anlatılması onları rahatlatabilir.

Yaşlılar açısından yas süreci

Yaşlılık, başlı başına yas konusunun gündemde olduğu bir süreçtir. Kişiler, kendi yaşamlarının sonlanmasına yönelik kaygıları yoğun şekilde yaşayabilir ve yas benzeri tepkiler gösterebilirler. Yakınlarını kaybeden yaşlılarda kendi yaşamlarının sonlanmasına dair düşünceler tetiklenir ve bu üzüntüyü daha farklı şekil ve yoğunlukta yaşarlar. Bu dönemden geçen yaşlılar ile bol bol iletişim kurmak gerekiyor. Bu kişilerin duygularını ifade etmesine destek olunması, onlara ihtiyaçlarına göre davranılması önem taşıyor.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  
kaynağı değiştir]

Dünya Sağlık Örgütünün yılı tahminlerine göre yaklaşık 25 milyon çocuk AIDS nedeniyle öksüz kalmıştır.[5]

Ayrıca bakınız[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir