Böbreklerinizi nasıl korursunuz?
Arka planda sessizce çalışıyorlar, varlıklarından habersizsiniz. Oysa böbrek hastalığı az görülen bir sorun değil. Erişkinlerin yaklaşık % 20’sini etkiliyor ve ileri evreye gelene kadar sessiz seyrediyor.
İyi bilinen bazı hastalıklar; diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, obezite ve yüksek kolesterol böbrekleri bozan durumlardır. Ancak durum bunlarla sınırlı değil ağrı kesiciler, suplementler ve diğer sık kullanılan preparatlar böbrek işlevi üzerine zararlıdır.
Gereksiz kullanımı sorun yaratacak ilaçları yazdım.
1. Bunların başında ağrı kesiciler geliyor. İdrar söktürücülerle birlikte kullanılırsa ağrı kesicileri zararı daha da artar. Aspirin, ibubrufen (Advil®, Nurofen® ), naproksen (Apranax®), celocoxib (Celebrex®), indometazin (Endol®, Endosetin®), diklofenak (Voltaren®) ve birçok başka ağrı kesici bu gruptadır. Ağrı kesicilerin kafein ile birlikte kullanımı da potansiyel böbrek hasarını arttırır. Bu ilaçları kullanırken özellikle de böbrek işlev bozukluğunuz varsa doktorunuzla görüşün.
2. Antibiyotikler. Bazı antibiyotikler (penislin, sefalosporin, sulfonamidler) böbreklerden atılır. Teorik olarak da hasar verebilir. Bu nedenle hiçbir biçimde gereksiz antibiyotik kullanmayın. Unutmayın, böbrek fonksiyonunuza göre doz ayarlı hekim kontrolinde kullanımları güvenlidir.
3. Suplementler. Potansiyel olarak zarar verebilirler. İçerikleri belli değil, dozları değişkendir.. Hiçbir suplementin hiçbir durumda yaralı etkisi kanıtlanmamıştır.
Kalp-damar sağlığı açısından da büyük önem taşıyan böbreklere en büyük zararı, tedavi ya da tanısal amaçla kullanılan bazı ağrı kesici ve antibiyotikler veriyor. Toksik nefropati olarak adlandırılan bu durumun kişide ani gelişen böbrek yetmezliğine neden olabileceğini dile getiren Nefroloji Uzmanı Dr. Serkan Yıldız, “özellikle steroid olmayan yangı giderici romatizmal ilaçlar tehlikelidir. Aynı şekilde mantar ve virüs tedavisinde kullanılan antibiyotikler ve ağır metaller de böbreklere zarar verir. Boşaltım görevinin yanı sıra kan basıncının düzenlenmesi gibi önemli bir görevi de üstlenen böbrek sağlığına dikkat etmek gerekir” dedi.
Böbrekler kalp ve kan damarlarından oluşan ve vücudun her yerine ulaşan dolaşımın önemli bir parçası. Dakikada yaklaşık ml kanın geçtiği böbrekler, kabin pompaladığı kanın da yüzde 20’sini alıyor. Günde litre sıvının süzüldüğü böbrekler bu sıvının 1, litresinin idrar olarak atılmasını sağlıyor. Boşaltım görevinin yanı sıra hormonal, sıvı-elektrolit dengesi ve kan basıncının düzenlenmesi gibi birçok görev üstlenen böbreklerin korunması sadece böbrek hastalığının ortaya çıkmaması için değil, kalp-damar hastalığı gibi birçok hastalığın önlenmesi açısından da büyük önem taşıyor.
Tedavi ya da tanısal amaçla kullanılan birçok ilaç ve zararlı kimyasal maddenin vücuttan öncelikli olarak böbrekler yolu ile atıldığını dile getiren Medicana International İzMİR Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Serkan Yıldız, “Bu nedenle, bu ilaç ve zararlı kimyasal maddelere bağlı olarak gelişen böbrek hastalıkları oldukça yaygındır. Nefrotoksisite kavramı böbrekte kimyasal maddeler ve ilaçların yol açtığı zararlı etkileri ifade eder. Bu zarar, hastalarda farklı klinik tablolar oluşturabilir, bunlar arasında en önemlisi akut yani ani böbrek yetmezliği gelişimidir. Özellikle mantar ve virüs tedavisinde kullanılan antibiyotikler, steroid olmayan yangı giderici romatizmal ağrı kesiciler, radyolojik görüntüleme yöntemlerinde kullanılan kontrast maddeler, kanser tedavisinde kullanılan bazı kemoterapik ilaçlar ve altın, kurşun, civa, arsenik gibi ağır metaller toksik nefropatiye yol açar” şeklinde konuştu.
Böbrekleri korumanın birinci yolunun yeterli miktarda sıvı almaktan geçtiğini ifade eden Uzm. Dr. Serkan Yıldız, “böbrek ve idrar yolu enfeksiyonları zamanında tedavi edilmelidir. Böbreklere zararlı yan etkileri olan ilaç ve kimyasal maddelerden kaçınılmalıdır. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan hastalar düzenli tedavi olmalı ve takip edilmelidir. Mesanede idrar bekletilmemeli ve sık aralıklarla idrara çıkılmalıdır. Ailede böbrek hastalığı öyküsü olanlar hekime başvurmalıdır. Tabi ki hareketsiz yaşam tarzından ve aşırı beslenmeden kaçınılmalıdır” diye konuştu.
Sigaranın böbrek, böbrek pelvisi, üreter ve mesane kanseri gelişimini kolaylaştırıcı etkisinin uzun yıllardan beri bilindiğini belirten Uzm. Dr. Yıldız, “Bunların dışında, son yıllarda, sigaranın böbrek işlevleri üzerine olumsuz etkilerinin olduğu ve böbrek hastalarında böbrek yetersizliği gelişimini hızlandırabileceği anlaşılmıştır. Aynı şekilde, fazla miktarda alınan tuz alımı kan basıncını yükseltir, vücutta sıvı birikmesi ve kalp yetmezliğine yol açar. Günlük tuz tüketimini kısıtlamanın kan basıncını kontrolü yoluyla böbrek sağlığını koruduğu bilinmektedir. Tuzu tüketimini azaltırsak hipertansiyon sıklığı da azalır, hipertansiyon sıklığı azalırsa böbrek yetmezliği de azalır” dedi.
Antibiyotik Kullanımının Zararları
Yaz veya kış ayı olsun fark etmeksizin, bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların sonucunda herkes hasta olabiliyor. Vücutta bulunan enfeksiyonların tedavisi antibiyotikler kullanılıyor. Peki, Antibiyotik kullanımı zararlı mı?
Antibiyotik kullanımı açısından Türkiye; Avrupa’da birinci sıradadır. Türkiye’de en çok kullanılan ilaçlar arasında antibiyotik de bulunuyor. Antibiyotiklerin doktor kontrolünde alınması gerekir. Bilinçsizce kullanılan antibiyotikler vücutta oluşabilecek başka hastalıkların habercisi olabilir. Peki, bu hastalıklar veya oluşabilecek sorunlar nelerdir? Örneğin; böbrek yetmezliği, karaciğer fonksiyonlarında oluşabilecek sorunlar, ciltte görülen bozukluklar, obezite, ishal vb. sorunlara yol açabilir.
Doktor Kontrolünde Alınan Antibiyotiklerde Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Antibiyotiklerin doktor kontrolünde kullanılması çok önemlidir. Eğer, doktorunuz antibiyotik kullanımını önermediyse kullanmayınız. Örnek olarak; grip, soğuk algınlığı gibi görülen hastalıklıklarda antibiyotiklerin etkisi olmuyor. Doktorunuzun tedavi süreci için verdiği antibiyotiği belirlenen miktarda ve sürede kullanılmalıdır. Kendinizi iyileşmiş veya daha iyi hissettiğiniz an da ilaç kullanımını bırakılmamalıdır veya daha uzun süre kullanılmamalıdır. Antibiyotik kullanımına ara verilip, daha sonra devam edilmemelidir. Çünkü doktorun verdiği tedavi süreci başarısızlığa sebep olup, hastanın iyileşme süreci uzar.
Antibiyotikler hem çocuk hem erişkinde bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar için kullanılıyor. Fakat bir enfeksiyonun bakteriyel ya da viral kökenli mi olduğu her zaman kesin olarak tespit edilemiyor. Bu sebep ile antibiyotik tedavisinin klinik veya laboratuvar değerlendirme sonucu önerilmesi gerekiyor. Buna bağlı olarak çocuklara antibiyotik başlanmadan önce ebeveynleri mutlaka doktora başvurmalı ve doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Doğru Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalıdır?
Gaz çıkarma, aşırı havanın vücuttan çıkarılmasına denilmektedir. Herkeste olabilen doğal bir vücut tepkisidir. Ancak gaz çıkarma, toplum içerisinde kaba bir davranış kabul edildiği için kişileri zor durumda bırakabilir veya kişiyi alay konusu yapabilir.
Devamı
Yetişkin bir kişinin günlük ihtiyaç duyduğu çinko mineralinin miktarı mg civarındadır. Gebelik, emzirme, birtakım rahatsızlıklar, büyüme ve gelişme gibi bazı durumlara göre bu miktar değişiklik gösterebilir. Bu miktarın alınamamasına; dengesiz beslenme, kronik rahatsızlıklar ve gebelik gibi birçok faktör etki ediyor olabilir.
Devamı
Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Önemi; hedef organlar olan kalp, damarlar, beyin, böbrek ve gözlerin etkilenmesi sonucunda inme, kalp krizi, periferik damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı ve görm
Devamı
Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan kortizon, böbreküstü bezlerinde üretilen oldukça önemli bir hormondur. Vücuda birçok faydası olan ve ilaçlara da katılan kortizon, fazla kullanıldığında veya üretildiğinde ise pek çok ciddi hastalığa sebep olabilir.
Devamı