antikapitalist müslümanlar lideri / (PDF) Antikapitalist Müslümanlar grubu üyeleriyle söyleşi | Alpkan Birelma - seafoodplus.info

Antikapitalist Müslümanlar Lideri

antikapitalist müslümanlar lideri

Antikapitalist Müslümanlar: Hem muhafazakar hem de sol kesim kendisini sorgulamalı

 - Hazal Özvarış

[email&#;protected]

“Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs’ta alanlara iniyor” haberinin ardından muhafazakâr mahallenin cisimleştiği Fatih’teyiz. “Allah, ekmek, özgürlük”, “Mülk Allah’ındır” sloganları ile hem sol, hem de İslami kesimi şaşırtan Antikapitalist Müslümanlar,  “mahalleler arasındaki duvarları yıkmak” için 1 Mayıs’ta Fatih Camii’nde ölen işçiler için kılacakları gıyabi cenaze namazının ardından Taksim’e yürüyecekler.

Kim olduklarını, ne yaptıklarını, bundan sonra ne planladıklarını, özellikle İslami kesimden nasıl tepkiler aldıklarını öğrenmek için İslamcı yazar İhsan Eliaçık’ın kendilerine verdiği büroya gitmek üzere yola çıktık. “Arkalarında kim var acaba; bir cemaat mi, AKP mi, yoksa İran mı” sorularına karşılık mütevazı bürolarında iki bilgisayar, iki koltuk ve uzunca bir masa var.

Çoğunluğu 20’li yaşlarda olan grup, üst kat ile büro arasında mekik dokuyor. Eliaçık’ın üst kattaki İnşa Yayınları’nın bir odasında da Kadir BalÜmmü Gülsüm ile Zeynep Duygu hem yayınevi hem de seafoodplus.info için çalışıyor. 1 Mayıs’a kadar hem dövizlerini,  hem de basının ilgisini karşılamaya çalışan gençlerden Muhammed Cihad, Kadir Bal ve Hasan Musevi ile masaya oturuyoruz.

“Şimdilik işin ucundan tutan 25 kişi var. Ama her 15 dakikada bir ‘Biz de katılacağız’ mesajları alıyoruz” diyor  Muhammed Cihad ve devam ediyor:  

“Her kesimden ilgi var, en çok da Müslüman kesimden. Ama 1 Mayıs'a çıkmak Müslüman kesim için tabu olabiliyor. O yüzden alana gelmeyecekseniz de namaza gelin, diyoruz ki namazdan kastımız da namaz değil aslında, bir dua. Nasıl 1 Mayıs meydanında saygı duruşunda durulur ve ölenler anılır, biz de bunu dualarımızla yapacağız.”

‘Kemalist laiklik ile flört eden sol da kendisini sorgulamalı’

“Şimdiye kadar nerelerdeydiniz” sorusundan daralmışlar. Kendilerine “liberal ortamın pastasından pay almaya çalışıyorlar” diyerek yaklaşan solculara Kadir şu cevabı veriyor:

Turan Dursun'lardan bu kadar beslenirken, Kemalist laiklik ile bu kadar flört içerdeyken, din, Allah, peygamber deyince akıllarına feodalite, gericilik, afyon gelirken İslami kesimin 1 Mayıs’tan neden uzak durduğunu sadece İslamcıların değil,  solcuların da kendisine sorması gerekiyor.”  

‘Müslümanların, Müslüman olmayanların haklarını savunduğunu gördünüz mü?’

“Peki, İslami kesim neden Sivas’ta olanlara Filistin’e gösterdiği hassasiyeti göstermedi” deyince Cihad yanıtlıyor:

“Tek tük ses çıkarmaya çalışanlar oluyordu, ama bu ses hep cılız kalıyordu, bastırılıyordu. Kendi ülkeleri tarafından katledilen Ermeniler, Kürtler hakkında tek bir söz söylemeyip yıllardır ‘Filistin, Filistin’ demeleri hakikaten çok vahim bir durum. Kur’an-ı Kerim’deki ‘Mazlumun kimliği sorulmaz’ şiarı hatırlatıldığında, ‘elbette’ derler ama Türkiye'de Müslümanların, Müslüman olmayanların haklarını bir kez bile olsa savunduğunu gördünüz mü?”

‘Türkiye'deki Müslüman toplumun özür dilemesi gerekiyor’

“Savunmadılar. Hatta, duyarsız kalmalarını bırakın; bunlara alet oldular. Kürt meselesinde, Ermeni meselesinde, Alevilerin başına gelenlerde, Sivas'ta, kadın meselesinde Bu, hiçbir mazeret kabul etmez bir durum. Türkiye'deki Müslüman toplumun özeleştiri yapması, hatta özür dilemesi gerekiyor.”  

Antikapitalist Müslümanlar, Hrant Dink’in öldürülmesine, ’te Ermenilere yaşatılanlara karşı çıkıyor. “Kürt halkının talepleri taleplerimizdir” diyor. Özerklik mevzubahis olunca, “Buna Kürt halkı karar verecek, biz beğenelim veya beğenmeyelim, her topluluk kendisi için neyi uygun görüyorsa, meşru olan odur” cevabını veriyorlar.

‘Eşcinsellere ‘gelmeyin’ diyemeyiz’

“1 Mayıs’ta eşcinseller ve Müslümanları yan yana görebilir miyiz” sorusunu Mehmet Sefa yanıtlıyor: “Herkes gelsin, ama siz gelmeyin’ diye bir şey demeyiz. Bunu dersek biz kendimizle çelişiriz.”  

Cihad ise “Bu soruyu ayrıca sormak bile doğru değil, neden ayrı görülsün ki eşcinseller?” diyerek karşı çıkıyor.  

‘Kuran'da ‘Eşcinsellik hastalıktır’ diye bir tabir yok’ 

Mazlum-Der’in Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Starbucks işgaline eşcinseller olduğu gerekçesiyle katılmadığı hatırlatılınca Mehmet Sefa sözü alıyor:

"Bu ve benzeri tepkiler ve muhafazakâr zihniyetin katıldığı bu çıkış, Sünnî Muharref algı içerisinde aşılması zor bir yargı. Erkeklik olgusunun egemen gücünden kaynaklandığını düşünüyorum.” 

Sözü Cihad alıyor:

“Bir eşcinsel, eşcinsel olduğu için öldürülmüş, dövülmüş, iş bulamamış, gaspa uğramışsa ona siper olmak hakkı müdafaadır. Bunu insan hakları bağlamı dışında ele almayı doğru bulmuyoruz.”

“Temel nokta, Kuran’a referansla ‘eşcinsellik hastalıktır’ denilmesi” dediğimizde Cihad, Müslüman kesimde şimdiye kadar çok nadir dile getirilen bir yanıt veriyor:

“Kuran'da ‘Eşcinsellik hastalıktır’ diye bir tabir yok.”

“Ama biz, eşcinselliğin ne olup ne olmadığından ziyade, yaşanılan mağduriyetle ilgileniyoruz. Antikapitalist Müslümanlar olarak bu noktada ortak bir duruş sergileyebiliriz. Örneğin, Yahudiliğin yanlış olduğunu tartışabilirim, ama Yahudiliğe ve Yahudilere karşı nefretle sonuna kadar mücadele ederim. Bunu yapmayı da kendime cihad bilirim. Ama sırf öğrenmek için dahi sorgulamaya başladığımda bana antisemitist, homofobiksin denmesini istemem.”  

‘Ali Bulaç yanımızdan bile geçmez’

İhsan Eliaçık dışında kimlerden destek aldıklarını soruyoruz, şu isimler sıralanıyor:

İlhami Güler, Hayri Kırbaçoğlu, Atasoy Müftüoğlu, Yıldız Ramazanoğlu

Zeynep not düşüyor:

“Eyleme destek veriyorlar, ama birçok konuda farklılıklarımız olabiliyor.”

Sosyal içerikli bir yönetimi tercih ettiğini belirten Zaman yazarı Ali Bulaç’ı andığımızda katı bir çizgi çekiliyor:

Hasan: Yanımızdan bile geçmez.

Mehmet Sefa: Bulaç, kendi söyledi: İslamcıların hükümete gelmesi en çok İslami kesimin entelektüel tabakasını eritti. Kendi bulunduğu yeri tarif etti.  

‘MÜSİAD, Çalık Grubu, TUSKON hepsi baronlardır’

\

Konu, Mehmet Şevket Eygi’nin deyimiyle, “İslami kesimin baronları”na geliyor. Hasan, “MÜSİAD, Çalık Grubu, TUSKON hepsi baronlardır” diyor.

Cihad sözü alıyor:

“Sorun sistemin başına geçenler değil, sistemin kendisi sorunlu. Biz bu yüzden, anti-Gülen, anti-AKP değiliz; antikapitalistiz.”

Masaya uğrayan Mem Arslan da katılıyor:

“Geçen Halil çok güzel demişti: Derdimiz değnekle, değneği tutan elle değil.”  

‘Muhafazakâr kesim ‘Bizim çocuklar niye böyle oldu’ diyor’

Antikapitalist Müslümanlar’ın 1 Mayıs çıkışları çok sert bir tepki ile karşılaşmamış. Bunu, henüz söylediklerinin çok anlaşılmamış olmasına bağlasalar da, İslami kesimin “içeriden” yapılan antikapitalist eleştiriye henüz pek alışkın olmadığı açık. Kadir anlatıyor:

“Bugünkü muhafazakâr nosyonunu eleştirdiğimiz zaman, ‘Sizin yaptığınızı solcular yapınca o kadar zorumuza gitmiyordu, ama sizden duyunca acayip batıyor’ diyorlar. ‘Bizim çocuklar niye böyle oldu’ diyorlar. ‘Bu ülkede haksızlıklar var, kapitalizme karşıyız’ diyenlerin solcu olmasını bekliyorlar. Ama sen komünist değilsin, ateist değilsin, PKK'li değilsin, anarşist değilsin ve bunu söylüyorsun! Halbuki onların yurtlarında yetişmişsin ama işte, milli öğütüm sisteminin çarkları arasından bozuk plak gibi fırlamışsın.” 

Cemaat ve AKP’ye eklemlenmiş muhafazakârlığa eleştiri

Aralarında vaktiyle Gülen cemaatinin yurtlarında kalmış olanlar var, ama sonradan “politik sebeplerle” ayrılmışlar. CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’in 5N1K programında Zeynep’in neden “Söylediklerimizden en çok cemaat rahatsız oluyordur” dediğini soruyoruz. Kadir yanıtlıyor:  

“Yeşil sermaye denilen bir olguyla karşı karşıyayız. Sözde Allah, kitap, din diyen ancak pratik itibariyle kapitalizmi kuran ve kurgulayan bir gerçekle karşı karşıyayız. Piyasaya baktığımızda bunun bugünkü taşıyıcılığını yapan, neo-liberal politikalarla sömürüyü sürdüren zeminlerden birisi Fethullahçılık, birisi de AKP politikalarına eklemlenmiş olan muhafazakâr dinamikler. Bugün karşımıza 28 Şubat'ın mağdurları olarak karşımıza çıkıyorlar. Evet, başörtüsü nedeniyle ezildiler, ama başörtülü biri de şirket kurduğu zaman, ürettiği hayat tarzı nedeniyle zamanında kendisinden nefret eden zalim ne yapıyorsa o da aynısını yapıyor.”

Mehmet Haberal, Meral Okay ve Nurcan Yolvercan

Antikapitalist Müslümanlar, CHP Zonguldak tutuklu milletvekili Mehmet Haberal’ın ölmeden önce anne ve babasını görmesine izin verilmemesine de, Muhteşem Yüzyıl nedeniyle İslami kesimin oklarını üzerine çeken Meral Okay’ın ardından muhafazakâr basın tarafından söylenenlere de karşı çıkıyorlar.

Ancak ünlü olmadıkları için duyulmayanları da ekliyorlar. Başörtülü arkadaşları Meryem Nurcan Yolvercan’ın KCK soruşturması kapsamında tutuklandığını, gözaltında zorla başörtüsünün açıldığını anlatıyorlar. Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yolvercan’a “kendisini asabilir” denilerek başörtüsünün geri verilmediğini söylüyorlar.  

Meclis raporlarına göre BDP’nin başörtüsünü AKP’den 5 kat daha fazla gündeme getirdiğini belirten gençler, AKP’nin “İzin vermiyorlar, daha fazla oya ihtiyacımız var” diyerek başörtüsünü kullandığını öne sürüyorlar.

Antikapitalist Müslümanlar’ın 1 Mayıs’tan sonra ne yapacakları henüz belli değil. Bir eylem ajandaları yok, aynı isimle devam edip etmeyeceklerinin bile kesin olmadığını söylüyorlar. Şimdilik kesin olan tek şey şu: Antikapitalist Müslümanlar, 1 Mayıs Salı günü, saat ’da Fatih Camii’nde ölen işçiler için gıyabi namaz kılıp Taksim Meydanı’na yürüyecekler ve bu Türkiye tarihinde bir ilk olacak.

Economist'den Anti-Kapitalist Müslümanlar yorumu

Economist dergisi haberlerle ilgili kısa makalelerin toplandığı ‘Charlemange’ bölümünde bu hafta, Anti-Kapitalist Müslümanlar'ın ve grubun öncülerinden İhsan Eliaçık'ın Türkiye'de 'Gezi protestolarında' oynadıkları rolü konu alıyor.

Dergi, İhsan Eliaçık'ın "kirli sakalı, bol pantolonu, plastik terlikleri ve tespihiyle tipik bir muhafazakâr Müslüman olarak görülebileceğini" ama aslında "kesinlikle tersinin söz konusu olduğunu" söylüyor.

Economist'in makalesi şöyle devam ediyor:

"İhsan Eliaçık, İstanbul'un laik Beşiktaş semtinde öğrenciler, hippiler ve eşcinsellerle beraber iftarda orucunu açtıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto ettiğinde alkışlanmıştı.

Eliaçık'ın öncülerinden olduğu Anti-Kapitalist Müslümanlar, Erdoğan ve AKP iktidarında zenginleştiğini söyledikleri yeni İslami burjuvanın rüşvet, kibir ve gereksiz gösterişi olarak gördükleri duruma öfkeliler.

Eliaçık, 'İslam, sosyal hukuktan ibarettir; günde beş vakit namaz kılmak veya kadınların başlarını örtmesi gibi adetlerden değil. Kuralları basit: başkalarının canını yakma, çalma, yalan söyleme, yanlışın karşısında sessiz kalma ve doğaya saygılı ol.' diyor."

Eliaçık: Kilisede haç çıkarmaya hazırım

"Anti-Kapitalist Müslümanlar, Erdoğan'ın protestoları darbelere bağımlı, ahlaksız, laik 'Beyaz Türklerle' ezilmiş dindar 'Siyah Türkler' arasında süregelen savaşın bir parçası olarak gösterme çabalarına darbe vurdu.

Erdoğan ayrıca protestocuların Osmanlı döneminden kalma bir camide içki içip seviştiğini de söylüyordu. Ama protestocular Gezi Parkı'ndan polis tarafından zorla çıkarılmadan iki hafta önce, Anti-Kapitalist Müslüman arkadaşları namaz kıldıklarında etraflarında etten duvar ördüler.

Eliaçık 'Bu deneyimden sonra kilisede haç çıkarmaya veya sinagogda menora (Yedi Kollu Şamdan) yakmaya hazırım.' diyor. Gerçi Eliaçık, Twitter'da 'diktatör' ve ‘et kafa’ olarak hitap ettiği Erdoğan tarafından mahkemeye verildi.”

Dergi, ‘Erdoğan’ın imajının sarsılmış olmasına rağmen, kendi tabanında popülerliğini koruduğunu’ yazıyor ve makaleyi şöyle sonlandırıyor:

“ (…) Camilerde ibadet etmeyen veya oruç tutmayan ve uzun zamandır eziyet gömüş Alevilerle ortak yapılan bir iftar yemeğinde başka bir sınır aşıldı. Eliaçık o günü şöyle hatırlıyor: 'Onların dans edişini izleyip onlarla daha sonra dua ettim. Bu çok kutsal bir andı.'"

»Gezi Direnişi’nde öne çıkan isimlerden biri de sizdiniz. Gezi sizin gözünüzde neyi değiştirdi?
Gezi hala benim için de, Türkiye için de bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Benim nazarımda Gezi; doğa sevgisi, özürlük ruhu, antikapitalist dayanışma ve rengarenk çoğulculuk demektir. Bunlar, Türkiye’nin ihtiyacı olan şeylerdir ve bugün bunlar olmadığı için Türkiye bu haldedir. Ancak ne yazık ki insanlar giderek korkuya kapılıyor ve Gezi ruhundan uzaklaşılıyor.

»Son dönemde ülke olarak en çok konuştuğumuz konulardan biri de Başkanlık. Bu süreç, halihazırdaki kutuplaşma ve linç kültürüne nasıl yansıyor?
Ülke olarak acı çekilebilir, zor süreçlerden geçebiliriz ama diktatörlük hevesleri sonunda kaybedecektir çünkü bu ülkeye diktatörlüğü bu saatten sonra kabul ettirmek mümkün değil. Ben halkta derin bir sabır gözlüyorum. Bu iş nereye gidecek diye izliyor insanlar.

»Sosyal medyadaki linç kültürünün sokakta da olduğu yanılgısına düşmeyelim mi diyorsunuz?
Evet, sokağın öyle olmadığını düşünüyorum. Saldıranlar, kışkırtanlar, hedef gösterenler belli bir çevredir. Yaklaşık 10 bine yakın sosyal medya uzmanı adı altında, belediyelerde maaşlı çalışan, “troll” denen insanlar bunlar. Bunlar sosyal medyada egemen olmak için, bu işle görevli zaten. Ama sokağı karıştıran başka bir grup var.

»Kimdir onlar?
Erdoğanist yeni gençlik grupları. Bunlar bizim eski İslamcılar gibi de değil, ideolojik mücadele vermiyorlar, tamamen kimlik savaşı içindeler. Kendi ikballerini Erdoğan’ın ikbaliyle özdeşleştiriyorlar. Kasımpaşa’dan çıkmış mazlumların sesi olan Erdoğan’ı yedi düvel devirmeye çalışıyor ve o tüm dünyaya karşı savaşıyor onların gözünde. Ezilenlerin lideri ve mazlumların umudu olan Erdoğan’ın uğruna kim ölmez ki diyen bir psikoloji.

Antikapitalist Müslümanlar'ın tercihi muhalefet

Türkiye, büyük çoğunluğun kendini Müslüman olarak tanımladığı bir ülke. 'den bu yana da dini hassasiyetlerini ön planda tutan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yönetiliyor. Peki, Türkiye'deki Müslüman kesimin tümü AKP'yi destekliyor mu?

Örneğin 'de kurulan ve 'teki Gezi Parkı eylemlerine katılımlarıyla adlarından söz ettiren, her yıl Ramazan ayında düzenledikleri "Yeryüzü Sofrası" iftarlarıyla farklı kesimleri bir araya getiren Antikapitalist Müslümanlar, 31 Mart'taki yerel seçimlerde tercihini hangi partiden yana kullanacak?

Antikapitalist Müslümanlar'ın öncüsü, İhsan Eliaçık ile İstanbul'un tarihi semti Balat'taki İnşa Vakfı’nda görüştük. "Terör örgütü propagandası" yaptığı gerekçesiyle 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Eliaçık üst mahkemenin kararını bekliyor ve adli kontrol nedeniyle İstanbul dışına çıkması yasak. Eliaçık'a göre kendisine ceza verilmesinin nedeniyse, iktidarı ve Erdoğan'ı, "İslam'a uygun olmamakla" eleştirmiş olması.

Eliaçık, 12 Eylül döneminde de tutuklanmış ve bir süre Ankara'daki Mamak Cezaevi'nde kalmış bir isim.

"AKP'yi sadece bir seçimde destekledim"

DW Türkçe’ye konuşan Antikapitalist Müslümanlar’ın öncüsü konumundaki Eliaçık, 28 Şubat ’ye dek hiçbir seçimde oy kullanmadığını söylüyor. O dönem de 30 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığını anlatan Eliaçık, ilk oyunu Fazilet Partisi'nin kapatılmak istenmesine tepki olarak verdiğini belirtiyor.

Eliaçık, 28 Şubat’tan sonra ’de bir kez daha sandığa gidiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül'ü desteklediğini söyleyen Eliaçık şöyle devam ediyor: “O dönem de Gül, cumhurbaşkanlığı için dışlanmıştı. 'Hanımı başörtülü' ve 'Gül cumhurbaşkanı olamaz' diyorlardı. Devletin bu tepkisine üzüldüm ve Gül için sandığa gittim."

AKP’ye ilk ve son kez Gül’ün cumhurbaşkanlığı için oy verdiğini belirten Eliaçık'a göre 'den sonra AKP iktidarı ömrünü tamamlamış. AKP'nin, bürokrasinin her noktasını ele geçirdiğini söyleyen Eliaçık, "'den sonra artık AKP’nin eleştirilmesi gerektiğini düşündüm" diyor.

"Bir parti en fazla 10 yıl iktidarda kalmalı"

Eliaçık, AKP iktidarının ve yılları arası olmak üzere iki dönemi olduğunu savunarak sözlerine şöyle devam ediyor: "Dindarlar bu ülkede iktidar olmalı ve kendilerini göstermeliydi. Ne yapacaklarını halk görmeliydi. Ancak bir parti en fazla 10 yıl iktidarda kalmalı. Bu süre aşılınca siyasi tiranlık genleri baş göstermeye başlıyor, devleti yönetenler ülkeyi kendi çiftliği görüyor. O zaman da diktatörlük devreye giriyor."

AKP ve Erdoğan'ın icraatlarını değerlendiren Eliaçık, "Müslüman'ın ne söylediğine değil, ne yaptığına bakarım ben. Domates, biber, patlıcan ve poşet fiyatlarından rahatsız olan AKP tabanının 31 Mart'taki yerel seçimlerde sürpriz yapma olasılığından söz eden Eliaçık, "İktidar, kendi tabanından tokat yiyebilir" diyor.

Eliaçık, Antikapitalist Müslümanlar olarak 31 Mart'taki tercihleriniyse muhalefetin adaylarından yana kullanacaklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Yaşadığımız yerdeki adayların önce kişiliğine bakacağız. Açgözlü, müteahhitleşme arzusuyla dolu biri olmayacak. Sade ve mütevazı yaşayacak. Diğer muhalif gruplara karşı olmayacak yani 'HDP’yi istemem', 'İYİ Parti'li olmasın' ya da 'CHP Kemalist' gibi şeyler söylemeyecek."

"Seçimler boykot edilmemeli"

Antikapitalist Müslümanlar'ın faaliyetlerini sürdürdükleri İnşa Vakfı'nın genel koordinatörü Sinan Dayan ise eski bir sosyalist. 70'li yıllarda Marksist-Leninist örgütlerde siyaset yapan 59 yaşındaki Dayan da 12 Eylül’de üç buçuk yıl cezaevinde kalmış. Kendini hala sosyalist olarak tanımlayan Dayan'ın artık bir kimliği daha var: Müslüman.

Bugüne dek hiçbir seçimde AKP'yi desteklemediğini vurgulayan Dayan'a göre  iktidar partisi zannedilenin aksine İslamcı değil. Seçimleri hala demokratik bir mevzi olarak gördüğünü söyleyen Dayan, "Diktatörlüğe karşı tavır almak için seçimleri boykot etmemek gerekiyor. Dolayısıyla biz tercihimizi muhalif adaylardan yana yapacağız" diyor. Dayan'a göre adayın yalnızca muhalif olması yeterli değil. Şöyle devam ediyor Dayan: "Daha kişilikli, sağlıklı ve her şeyden önce antikapitalist Müslüman olmasını göz önüne almaya çalışacağız."

DW Türkçe’ye konuşan bir başka isim de 24 yaşındaki tıp öğrencisi Emre Ergül. Daha önce farklı İslami hareketler içinde yer aldığını, bir dönem Milli Görüş’ü desteklediğini söyleyen Ergül, bugüne dek AKP’ye hiç oy vermemiş.

Genel Türkiye fotoğrafına baktığında "tek adamlı ve zorbalık" gördüğünü söyleyen tıp öğrencisi, "Dolayısıyla birlik ruhuyla hareket eden yapıların desteklenmesi gerekiyor. Adalet ve liyakat ilkelerini öne çıkaran, farklı muhalif kesimlerce desteklenen ortak adaylara oy vereceğiz" diyor.

Tunca Öğreten

© Deutsche Welle Türkçe

Bize yazın

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir