Yenidoğan bebeklerden ileri yaştaki bireylere kadar her yaştan kişiyi etkileyebilen ishal, günümüzde en yaygın görülen akut bağırsak enfeksiyonlarının başında gelmektedir. Bu kadar yaygın olarak görülmesine rağmen çok fazla önemsenmeyen ishal oldukça ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme bile neden olabilmektedir. Özellikle 5 yaşından küçük çocuk ölümlerinin başlıca nedenlerinden biri ishaldir.
İshalden ve vücutta yüksek su kaybının neden olduğu sağlık sorunlarından korunmak içinse beslenme değişiklikleri yapılmasının yanı sıra ilaçlar da kullanılmaktadır. Tedavi öncesinde ve sonrasında ishalden korunmak da tedavi kadar önem taşımaktadır.
Tıpta diare olarak da bilinen ishal; aşırı ve normalden çok daha sık, sulu ve gevşek dışkılama durumudur. Bu duruma ise bağırsaklarda serbest halde fazla sıvı dolaşımı ya da kalın bağırsakta bulunan sıvının yeteri kadar emilememesi neden olmaktadır.
Yemekler kalın bağırsağa gelmeden önce sindirilerek sıvı hale gelmektedir. Kalın bağırsak ise sıvı haldeki atıkları emerek çok katı olmayan bir forma sokmaktadır. Kalın bağırsakta meydana gelen herhangi bir fonksiyon bozukluğu ise sıvının emilmesini engellemektedir.
İshal, genel olarak en geç birkaç gün içinde geçen ve kalıcı olmayan bir hastalıktır. Genelde tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden geçen ishal bazı durumlarda kronik hale de gelebilmekte ve çok daha uzun sürede iyileşmektedir.
İshalin kendiliğinden geçtiği ya da kronik hale geldiği durumlarda hastalarda bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır:
İshalin belirtileri şiddetine göre değişiklik göstermektedir. Sıvı kaybının ortalama % olduğu hafif vakalarda ağızda kuruluk ve susuzluk gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Sıvı kaybının % olduğu orta şiddette ishalde hem ağızda kuruma ve ruh halinde değişimler hem de idrar miktarında belirgin bir azalma görülmektedir. İleri seviyede şiddetli ishalde ise ortalama % oranında sıvı kaybı görülmektedir. Şiddetli belirtilerle seyreden ishal halk arasında su gibi ishal olarak da bilinmektedir.
İshal, pek çok farklı nedenle ortaya çıkmaktadır. Virüs, bakteri ve parazitler en sık görülen ishal sebepleri arasında bulunmaktadır. Aynı zamanda, beslenmeye bağlı da yaygın olarak ishal görülmektedir. Özellikle uzun süreli ishal nedenleri arasında bakterilerin neden olduğu hastalıklar ve besin zehirlenmesi başta gelmektedir.
İshalin genel nedenleri şunlardır:
Sitomegalovirüs, norwalk virüsü ve hepatit ishale neden olan virüs çeşitlerinden bazılarıdır. Aynı zamanda özellikle çocuklarda rotavirüs ishalin öncelikli nedenlerinden biridir. Parazit ve bakteriler ise genel olarak gün içinde tüketilen yiyecek ve içeceklerden bulaşmaktadır. İshalin en yaygın görülen nedenlerinden biri de su ve gıdalardan bulaşan bakterilerdir.
Süt ve süt ürünlerinde bulunan ve bir tür şeker olan laktoz ve meyvelerde bulunan fruktozu sindirmekte zorlanan bireylerde de bu yiyeceklerin tüketiminin ardından ishal görünmektedir.
Parazit ve bakteriler ishalin en yaygın görülen nedenlerinin başında gelmektedir. Çeşitli besinlere ve suya karışan bakteri ve parazitler bu yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi sonucunda ishale neden olmaktadır. Bir tür bakteri olan ve genellikle ameliyatlardan sonra ortaya çıkan clostridium difficile, ishalin yanı sıra enfeksiyonlara da neden olan bakterilerden biridir.
Antibiyotikler de ishale neden olabilmektedir. Bunun en önemli nedeni antibiyotiklerin bağırsaklardaki tüm bakterileri öldürerek sindirim sisteminin işleyişini ve dengesini bozmasıdır. Antibiyotiklerin yanı sıra kanser ilaçları da ishale neden olabilmektedir.
Kronik ishal nedenleri arasında ise çeşitli hastalıklar bulunmaktadır. Ülseratif ya da misroskopik kolit, çölyak hastalığı, huysuz (irritable) bağırsak sendromu ve Crohn hastalığı gibi sindirim sistemi hastalıklarından muzdarip olan bireylerde de ishal görülmektedir.
İshal, süresine ve şiddetine göre çeşitlere ayrılmaktadır. Akut ishal, genellikle birkaç gün süren ve kendiliğinden geçebilen ishal türüdür. Günümüzde en yaygın olarak görülen bağırsak problemlerinin başında akut ishal gelmektedir.
Sürekli ishal ise akut ishale göre daha şiddetli belirtilerle karakterizedir. Genel olarak 2 haftadan uzun sürse de tedavinin ardından en fazla 30 gün sürmektedir.
Kronik ishal ise belli aralıklarla ortaya çıkmaktadır. En fazla 30 gün süren kronik ishalde, özellikle şiddetli belirtiler için tedavi olmak gerekmektedir.
Genel olarak yaş arasında çocuk ve bebeklerde ishal sık rastlanan hastalıklardan biridir. Özellikle bebekte ishal olması için günlük dışkılama miktarına değil kıvama bakılmaktadır.
Bebeklerde ve çocuklarda ishale genel olarak bakteriler ve enfeksiyonlar neden olmaktadır. Temiz içme suyunun olmaması ve mama hazırlarken hijyen kurallarına dikkat edilmemesi gibi nedenler ishalin oluşma sebepleri arasında bulunmaktadır.
Virüsler içinde ise rota virüs, özellikle çocuklarda ishalin başlıca nedenlerinden biridir. Mide ve bağırsak sisteminde görülen ve viral enfeksiyona neden olan rota virüs, 2 yaş altındaki çocuklarda daha yaygın görünmektedir. Aşırı kusma ve ishal belirtisi ile karakterize olan virüs, yüksek oranda sıvı kaybına neden olmaktadır. Bu virüsten bebek ve çocukları koruma yöntemi ise aşıdır. Bebeklerin 6. haftası ve 4. ayı arasında ilk doz uygulanmakta, takip eden hafta arasında ise ikinci doz uygulanmaktadır. Ağız yolu ile uygulanan aşı rota virüs ve ishale karşı alınacak etkin tedbirlerden biridir.
Bebeklerde ishal tedavisinde ise anne sütü büyük önem taşımaktadır. Anne sütü hem bağırsak florasının korunmasını sağlamakta hem de bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Bebeklerin 6. ayından sonra ise çeşitli besinlerle ishale karşı önlem alınabilmektedir. Bu anlamda pirinç lapası ve patates püresi gibi yiyecekler çocuklara verilebilir.
Uzun süren inatçı ishal ise özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda ciddi sağlık problemlerine ve ölüme neden olabilmektedir. Kronik ya da inatçı ishalin en önemli semptomu dehidrasyondur. Sıvı kaybı olarak da bilinen dehidrasyonun önüne geçebilmek için çocuk ve bebeklerde kaybedilen sıvının takviye edilmesi gerekmektedir. 5 yaşından küçük çocuklarda görülen bu tip ishal ciddi sonuçlar doğurabileceği için mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.
Hormonlarda meydana gelen değişiklikler bağışıklık ve sindirim sistemi üzerinde etkili olarak hamilelikte ishal ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Virüsler, bakteriler, bağırsak parazitleri, gıda zehirlenmesi ve ilaçlar da gebelikte ishal nedeni olarak görülmektedir. Bununla birlikte, hamilelikte ishal yaygın görülen bir sorundur.
Gebelikte sık sık ishal probleminin görünmesinde ise ani beslenme değişiklikleri, yeni gıdalara geçişte yaşanan hassasiyet, prenatal vitaminler, takviye ilaçlar ve en önemlisi de hormonal değişimler etkili olmaktadır. Özellikle gebeliğin son 3 ayında ishal daha sık görülebilmektedir; bunun en önemli nedeni ise vücudun kendini doğuma hazırlamasıdır. Gebeliğin ilk 3 ayında da görünen ishalin nedeni ise genel olarak hormonlardaki değişimdir.
Hamilelikte ishal tedavisinde ise ilaç kullanımı çok sınırlıdır. Genellikle kendiliğinden geçen ishal için ilaç kullanmaya gerek yoktur. Bununla birlikte gebelerde şiddetli belirtiler görünüyorsa mutlaka doktor kontrolünde ilaç kullanmak gerekmektedir.
Fetüse olan kan akışının yavaşlamaması için dehidrasyona girmemeye dikkat etmek gerekir. Bu anlamda, ishal süresince sıvı kaybının mutlaka takviye edilmesi şarttır. Bol sıvı alımının yanı sıra şekerli ve gazlı içeceklerden, baharatlı yiyeceklerden ve kafeinden uzak durmak da hamilelikte ishali atlatmaya yardımcı olan yöntemlerdir.
Sindirim sistemini aşırı yoran ve işlevini bozan ishal yapan şeyler mutlaka ishal süresince uzak durulması gereken yiyeceklerdir. Bu yiyecekler arasında;
Vücutta dehidrasyona neden olan sıvı kaybını yerine koymak, ishali kesmenin en kolay yollarından biridir. Su takviyesi, sodyum ve klorür gibi elektrolitleri yenilemektedir. Doğal meyve suları da sodyum ve potasyumun kazanılmasına yardımcı olmaktadır.
Sıvı takviyesinin yanı sıra probiyotik içerikli ya da düşük lifli gıdalar da ishali kesmektedir.
Mide bulantısı, karın ağrısı ve ishal belirtilerine sahip olanlar bazı yiyecekleri tüketerek semptomların hafiflemesini sağlamaktadır. Özellikle lif oranı düşük gıdalar hem ishal belirtilerinin hafiflemesini hem de kaybedilen besin değerlerinin geri kazanılmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda, ishal sırasında az ama sık aralıklarla besin tüketmek de etkili yöntemlerden biridir.
Bağırsaklardaki iyi bakterilerin üremesini sağlayan probiyotikler de ishali daha hızlı iyileştirmektedir. Probiyotik içeren ürünler;
İshal tedavisi, belirtilerin şiddetine ve süresine göre planlanmaktadır. Yaygın olarak görülen akut ishal genellikle birkaç gün sürdüğü için tedaviye gerek yoktur. Bu durumda hastalar sıvı ve besin takviyesi ile ishali atlatabilmektedir.
Kronik ya da geçmeyen ishal vakalarında ise belirtilerin şiddetine göre ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Reçetesiz satılan ilaçlar aynı zamanda akut ishal semptomlarını hafifletmek amacıyla da kullanılabilir. Bizmut subsalisilat, loperamid ve çinko içerikli ilaçlar yalnızca semptomları hafifletmek amacıyla kullanılmaktadır.
İshalin altında yatan bir bakteri ya da enfeksiyon hastalığı bulunuyorsa hastaların antibiyotik kullanması gerekmektedir. İshale neden olan hastalık tedavi edildiğinde ishal de iyileşmektedir.
İshalin süresi ishal tipine göre değişmektedir. Akut ishal en fazla gün sürmekte ve kendiliğinden geçmektedir. Bununla birlikte sürekli ve kronik ishal bazı durumlarda 30 güne kadar sürmekte ve ilaçlı tedavi gerektirmektedir.
Bağırsak Enfeksiyonlarına Dikkat !
Yaz mevsiminin gelmesiyle bağırsak infeksiyonlarında da bir artış görülmektedir. Hemen her zaman ishal, çoğu zaman kusma, zaman zaman da ateş ile kendini gösteren bağırsak infeksiyonlarına tıp dilinde "Akut Gastroenterit" adı verilmektedir.
İshal nedir?
İshal, dışkılama sayısında artışla beraber, dışkının şekilsiz bir hal alması olarak tariflenir. Normalde dışkı kuru ve şekilli iken, ishal durumunda içerdiği su miktarı artarak şekilsiz olur. İshal nedeniyle bağırsak hareketleri artar, normal süreden daha kısa aralıklarla dışkılama ortaya çıkar.
İshal nedenleri nelerdir ?
İshale neden olan pek çok durum mevcuttur. İshal nedenlerinin başında mikrobik ishaller gelmektedir ki konumuz olan yaz ishalleri de bu gruptandır. Yaz ishaline neden olan mikroplar, bakteriler ile protozoon denilen gözle görülmeyen parazitlerdir.
Mikroplar dışında başta antibiyotikler olmak üzere çeşitli ilaçlar, çeşitli mide-bağırsak hastalıkları, bazı hormonal hastalıklar, bağırsak veya bağırsak komşuluğunda ortaya çıkan tümöral durumlar, aşırı ve ani ısı değişimleri de ishale neden olabilir. Heyecanlanma, üzüntü, korku, stres gibi durumlar da ishale neden olabilir.
Yazın ishaller neden daha sık ortaya çıkar ?
Doğadaki sıcaklık artışıyla tüm canlıların su ihtiyaçları da buna paralel olarak artar. Dolayısıyla insanlar, yaz aylarında daha fazla su tüketir. Böylece, bu tüketimin beklenmeyen bir sonucu olan yaz ishalleri, çoğunlukla mikroplu suların içilmesi veya bu sularla yıkanmış meyva ve sebzelerin yenilmesiyle ortaya çıkar. Bazen insanlar ishal olup bu mikropları dışkıları ile çevreye yayabilir. Dışkıyla bulaşmış ellerin ağıza götürülmesi sonucu da ishal olabilir. Her zaman kullanılan suların sağlıklı olup olmadığını bilmek mümkün olmaz. Doğada, özellikle insan ve hayvan dışkılarıyla kirlenmiş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sularda, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme ve kullanma sularında, özellikle yaz aylarında uzun süre canlı kalarak çoğalır. Bu suların içilmesi veya böyle sularla bulaşık, sıcak ortamda beklemiş gıdaların, örneğin çiğ sebzelerle hazırlanmış salataların ve meyvaların tüketilmesi sonucu ishal yapan mikroplar, ağız yoluyla alınarak insanların bağırsaklarına ulaşır. Bunların bir kısmı bağırsak duvarında iltihap oluşturarak hem bağırsak hareketlerini artırır, hem de bağırsağa su ve iltihabi hücrelerin geçişine neden olur; bir kısmı da bağırsakta iltihap yapmadan, salgıladıkları toksin denilen zehirli maddelerin etkisiyle su ve tuz geçişini artırmak suretiyle ishale neden olur.
Yaz ishallerinin belirtileri nelerdir ?
En önemli belirti, dışkılama sayısının artması ve dışkı vasfının değişmesidir. Dışkı, cıvık, patates püresi görünümünde olabileceği gibi, sümüksü ve iltihaplı veya su gibi olabilir. Dışkı miktarı ve su içeriği, ince bağırsaklarda hastalık yapan parazit ve bakterilerin ishallerinde fazladır, kalın bağırsakta hastalık yapanlarınkinde ise azdır; ayrıca bunlarda dışkılama sayısı diğerlerine oranla daha fazladır. Su gibi tariflenen ishallerin çoğunluğu paraziter nedenlidir. En sık giardia denilen protozoon neden olur. Bu tip ishallerin en ciddisi ve hayatı tehtit edeni ise dışkının pirinç suyu görüntüsü olarak tariflendiği, kolera bakterisinin yaptığı ishaldir. İltihaplı dışkılamaya neden olan bakterilere ise tifo ve tifo benzeri hastalıklara neden olan salmonella bakterilerini örnek verebiliriz. Kalın bağırsakta ishale neden olan bakterilerin bir kısmı ve bazı parazitler dışkının iltihaplı, sümüksü görünmesine, aynı zamanda bağırsak duvarını da zedeleyerek damarların kanamasına neden oldukları için, kanlı olmasına da neden olurlar. Dışkının böyle kanlı ve iltihaplı olması dizanteri olarak adlandırılır. Nedenlerinden birisi şigella denilen bakteri, bir diğeri amip denilen protozoondur. İshalle birlikte bulunan diğer belirtiler karın ağrısı, karında buruntu hissi, bazen bulantı, iltihabi durumlarda bunlara ilaveten ateş olarak karşımıza çıkar. Dışkılamadan sonra tam rahatlayamama da bir diğer belirti olabilir. Örneğin kalın bağırsak ishallerinde ağrı ve rahatlayamama sıktır. Aşırı su ve tuz kaybına bağlı olarak kalp damar sistemine, böbreklere, sinir sistemine ait kalp ritm bozuklukları, böbrek yetmezliği, şuur bozuklukları gibi belirtiler de olabilir. Dilin kuruması, cildin parlaklık, nem ve yumuşaklığını kaybetmesi, gözlerin göz çukuruna çökmesi gibi belirtiler, su kaybının işaretleridir.
İshal olunca ne yapmalıyız ?
İlk tedbir olarak kaybedilen su ve tuzu geri koymak için pratik olarak hazırlayacağımız şu solusyonu içebiliriz: Bir litre kaynatılmış soğutulmuş suya 1 çorba kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı sofra tuzu ve 1 çay kaşığı karbonat konularak karıştırılır, içilebildiği kadar sık aralıklarla içilir. Ancak mikrobik ishallerin hemen hepsi 24 saatten fazla devam eder ve hemen hepsi ilaç tedavisi almadan düzelmez. Bu nedenle, 24 saatten fazla süren ishallerde en yakın sağlık merkezine başvurularak muayene ve tetkik olunması gerekir. Çünkü farkında olmadan dışkımız yoluyla çevreye mikrop bulaştırabilir, ayrıca ishalin tedavisiz kalarak daha ciddi sağlık problemlerine yol açmasına neden olabiliriz.
Sağlık kuruluşunda neler yapılacaktır ?
Sağlık kuruluşunda, şüphelenilen gıdaların ve suyun olup olmadığı, ne zaman tüketildiği, ishalin ne zaman başladığı, karın ağrısı, ateş, dışkıda iltihap ve/veya kan olup olmadığı, yakınımızda başka hasta insanların olup olmadığı sorulacak; muayenenin ardından dışkı tahlili ve kültürü, kan sayımı ve gerekirse diğer kan tetkikleri istenecektir. Tüm verilere göre hekim tedaviye karar verecektir.
Nasıl tedavi edilir ?
Sıvı ve tuz kaybının az olduğu, ishalin hastanın konforunu çok bozmadığı durumlarda, hastaneye yatırılmadan genellikle sadece uygun bir diyetle hasta ayaktan tedavi edilir. Aşırı su ve tuz kaybı, ağır dizanteri halleri, kolera şüphesi olan durumlarda hasta mutlaka hastaneye yatırılarak öncelikle kaybedilen su ve tuzun yerine konması amacıyla serum verilir, daha sonra uygun ilaçlara başlanır.
İshal diyeti nasıldır?
İshali olan kimselerin düzelene kadar posasız ve yağsız gıdalar alması gerekir. Yani sebze ve meyvalar, kuru yemiş, çikolata, kızartmalar gibi gıdalar alınmamalıdır. Yağsız makarna, pirinç pilavı, haşlanmış patates-patates püresi, haşlanmış yağsız et ve tavuk, yağsız ızgara köfte yenebilir. Ayrıca bol miktarda içeçek alınmalıdır.
İyileşme şansı nedir ?
Uygun tedaviyle yaz ishallerinin tedavisi oldukça yüz güldürücüdür; hemen hepsinde iyileşme tamdır. Ancak mikroplu ortamla temas devam ediyorsa, gerekli tedbirler alınmadıysa ishalin tekrarlama şansı her zaman vardır.
Yaz ishalleri nasıl önlenebilir ?
Bu ishallerin önlenmesinin en önemli yolu, menşei bilinmeyen suların tüketilmemesi ve kişisel temizliğe dikkat edilmesi, özellikle ellerin her yemekten önce ve sonra yıkanmasıdır. Kullanılan ve içilen suların klorlanması pekçok mikrobun yaşamasını önler. Şüpheli suların, şüpheli olmasa bile salgın olduğu bilinen yerlerdeki suların kaynatılarak kullanılması gereklidir.
İshallerde diyet uygulamaları
İçecekler
İzin verilen : Açık çay , malt , orta derecede gazlı içecekler
İzin verilmeyen : Soğuk ve alkollü içecekler , koyu kahve , çay , kakao
Süt
İzin verilen : Hastanın uyumuna bağlı olarak az miktarda , sıcak süt verilebilir.
İzin verilmeyen : Hastalığın akut evrelerinde içilmemesi gerekir.
Et-balık
İzin verilen : İyice ezilmiş olarak dana , sığır , tavuk, kuzu etleri, taze ve derin dondurulmuş balık türleri önerilir. Balık ve etlerin hazırlanması : haşlanmış , ızgara , çok az yağ ve baharat eklenmiş, fırınlanmış olarak yenebilir.
Ekmek , hamur içi , pirinç ve öteki tahıllar
İzin verilen : İçi çıkarılmış beyaz ekmek ya da tost ekmeği , grissini , peksimet , kraker. Küçük parçalar biçiminde pişmiş hamur işleri , az miktarlarda (gr.) pirinç , pirinç suyu
İzin verilmeyen : Çavdar ya da kepek ekmeği , ekmek içi , ağır hamur işleri , kepek unu içeren tüm besin maddeleri
Yumurta
İzin verilen : Haşlanmış , rafadan
İzin verilmeyen : Yağda pişirilmiş
Tatlandırıcı yağlar
İzin verilen : Sıvı yağ , tereyağı ( az miktarda olmak koşuluyla )
İzin verilmeyen : Hayvanların iç yağları
Tatlılar, şekerli gıdalar
İzin verilen : Marmelat , meyve jöleleri , kremasız kuru bisküviler, sütlü kremalar, hafif hamur işleri
İzin verilmeyen : Kremalı pastalar , yumurta ya da kuru meyve içeren kremalar, çikolata, dondurma
Az lif içeren ve önerilecek yeşil yapraklı sebzeler :
Kuşkonmaz ( uçları ), pancar , karnabahar, soğan, dereotu, hindiba, marul, patates, bezelye, domates, kereviz, ıspanak, kabak
Verilmesi doğru olmayan besinler :
Enginar , lahana , Brüksel lahanası , yeşil fasulye , mercimek , kuru bezelye , kuru fasulye , yeşil biber
Önerilen meyveler :
Kayısı , ananas , portakal , muz , kavun , elma , şeftali , greyfurt
Sakıncalı meyveler :
Kuru meyveler , üzüm , hurma , taze incir , böğürtlen , armut
İshalin tedavisinde:
Bağırsaktan suyun geri emilimini uyaran maddeler ( glikoz , pirinç lapası , bizmut bileşenleri ) kullanılır.
Antibiyotiklere ancak bağırsağın derin katmanlarını etkileyen, kanlı-mukuslu ishallere neden olan enfeksiyonlarda başvurulur.
Ağır su kaybı ile seyreden biçimlerde, toplardamar yoluyla fizyolojik tuzlu su ya da şekerli su eriyikleri verilir.
Çocuklarda ishal tedavisinde besinler az ve sık verilir, ayrıca kilo başına 24 saatte en az ml sıvı alınmalıdır. Beslenmedeki yağ miktarı da azaltılmalıdır.
Dk, ister istemez kötü kokar. Sindirim sisteminizde bulunan bir bileik olan Skatole, keskin kokuda rol oynar. Ancak, bunun haricinde baz faktörler de dknn inanlmaz derecede kötü kokmasna neden olur.
Dknzda yeni ve allmadk bir koku, yeni bir ey yemekten altta yatan bir salk durumuna kadar çeitli nedenlerle ortaya çkabilir. Salk uzmanlar, dk kokusundaki ani bir deiikliin en olas nedenleri olarak bu alt suçluya iaret ediyor.
Antibiyotikler vücudunuzun mümkün olduu kadar çok bakteriyi öldürmesine yardmc olur, ancak "iyi" ve "kötü" çeitler arasnda ayrm yapmazlar. Konu dk olduunda sorunlara yol açabilir. Çünkü yiyecekleri sindirmenize ve dknza her zamanki kokusunu ve kvamn vermenize yardmc olan iyi barsak bakterileridir. Hem iyi hem de kötü bakterileri öldüren antibiyotikler almak, sindirim sisteminizi bozabilir ve kötü kokulu dk ve ishale neden olabilir. Ancak uzmanlar bunun tam olarak neden olduunu henüz belirlemedi.
Süt ürünlerini sindirme sorunu düündüünüzden daha yaygndr. Laktoz intolerans bir süt alerjisi deildir. nce barsanz laktaz ad verilen bir enzimi yeterince üretmediinde olur. Vücudunuz yeterince laktaz üretemediinde, sindirim sisteminiz süt ürünlerindeki laktozu parçalayamaz. Bu durum dorudan dk dokusu ve kokusunun kötü olmasna neden olabilir.
Kükürt içeren gdalar, iltihaplanmay azaltarak hücrelerinizi koruduklar için dengeli beslenmenin önemli bir parçasn oluturur. Ancak, ayn zamanda dknzn kötü kokmasna neden olur. Diyetinizden sülfürü tamamen kesmek iyi bir fikir olmasa da ar gazdan kaçnmak istiyorsanz, bir olaydan önce kükürt açsndan zengin yiyecekleri kesmeyi deneyebilirsiniz. Kükürt açsndan zengin besinlerin arasnda; Lahana, brokoli ve karnabahar gibi turpgillerden sebzeler, soan, patates ve havuç gibi sebzeler yer alyor.
Vücudunuz yediiniz gdalardan besinleri etkili bir ekilde ememediinde meydana gelen malabsorpsiyon, kötü kokulu dk ve dier salk sorunlarna neden olabilir. Malabsorpsiyon, laktoz intoleransndan paraziter enfeksiyonlara kadar bir dizi salk sorununa yol açabilir, bu nedenle doru tany almak ve olas tedavileri aratrmak için mümkün olan en ksa sürede doktorunuza bavurmanz iyi bir fikirdir.
Çölyak hastalnz varsa, çok az miktarda glüten yemek bile baklk sisteminizin barsak astarnza saldrd ciddi bir baklk tepkisini tetikleyebilir. Kötü kokulu dk, yorgunluk ve kastsz kilo kayb ile birlikte bu durum birçok soruna neden olabilir. Çölyak hastalnn bilinen tek tedavisi, gluteni diyetinizden kalc olarak çkarmaktr. Ayrca, glüten içeren bileikler için ilaçlarnz ve ruj gibi potansiyel olarak yiyebileceiniz her eyi kontrol altna almak zorundasnz.
Midenizden, rektumunuzdan veya barsak yolunuzun dier bölümlerinden gelebilecek dknzdaki kan da dk kokusunda deiikliklere neden olabilir. Baz durumlarda kanl dk ciddi bir enfeksiyon, ana organlarda kanama ve hatta kanser olduunu düündürebilir. Bu nedenle, dknzda kan fark ederseniz, mümkün olan en ksa sürede bir salk uzmanndan randevu almak veya acil servise gitmeniz tavsiye edilir.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Yayınlanma: - 26 Nisan Güncellenme:
Türkiye’de yapılan bir araştırmayı aktaran Medline Adana Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmet Öncü, 5 yaş altı çocuklardaki ishallerin yüzde 30 ila 50’sinden sorumlu olan rota virüsü hakkında önemli bilgiler verdi.
Öncü, bebeklerde enfeksiyon sonucu sıvı kaybına bağlı ölümlere bile neden olabilen rota virüsünün, tüm dünyada küçük çocuklarda en sık görülen ishal nedeni olarak gösterildiğini, hastalığın ishal dışındaki diğer belirtilerinin ateş, kusma ve karın ağrısı olduğunu belirtti.
SALGINA YOL AÇIYOR
Diğer ishal nedenlerinden farklı olarak hijyen kurallarına uyulmasının rota virüsüne yakalanmayı engellemediğini anlatan Dr. İsmet Öncü, “Rota virüsü enfeksiyonu özellikle 5 yaş ve altındaki çocuklarda akut başlangıçlı ağır ishalin en sık görülen nedenlerindendir. Başlıca belirtileri genellikle 48 saatten az süren kuluçka dönemini izleyen ateş ve kusma ile başlar. Sık tekrarlayan, sulu ve özellikle kötü kokulu kansız ishal ile karın ağrısı bu belirtilere eklenir. Şikayetler 3 ila 8 gün arasında sürebilir” dedi.
Tüm dünyada söz konusu yaş grubundaki çocukların en az bir kez rota virüsü enfeksiyonu geçirdiğini söyleyen İsmet Öncü, “Bu enfeksiyonunun en sık görülen bulaşma şekli hasta kişiyle doğrudan ya da dolaylı temastır. Hastane, okul, kreş gibi toplu yaşanan alanlarda salgınlara neden olabilmektedir. Virüs, oyuncaklarda ve eşyaların yüzeylerinde bulunabilir. Aynı zamanda solunum yolu ile de bulaşabilir. Bu nedenle rota virüsü özellikle kreşe giden çocuklarda önemli bir enfeksiyon nedenidir” şeklinde konuştu.
“ŞİDDETLİ SU KAYBINA SEBEP OLABİLİR”
İsmet Öncü, çocuklarda özellikle 4 ve aylar arasında görülen rota virüsü enfeksiyonunun oldukça ağır tablolar oluşturabildiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Hastalığın tedavisinde ishali durdurucu özel bir tedavi yapılmaz amaç kaybedilen sıvı ve vücut tuzlarını yerine koymaktır. Ağızdan alabilen çocuklarda bol su içirilmesinin yanı sıra patates, pirinç, yoğurt, muz ve anne sütü uygun ishal diyeti olarak önerilir. Su ve tuz kaybını yerine koyan, ağızdan alınan uygun ishal solüsyonları uzman doktor tarafından önerilebilir. Su kaybı bulguları şiddetli olan çocuklarda serum tedavisine başvurulur.”
Yapılan araştırmaların anne sütüyle beslenen çocukların hastalığı daha hafif geçirdiğini ortaya koyduğunu anlatan Dr. Öncü, “Dolayısıyla emzirme dönemindeki bebeklerin anne sütüyle beslenmelerine devam etmeleri çok önemlidir. Rota virüsünden korunmanın tek yolu ise aşılama yöntemidir. Bu hastalıktan korunmak için 2 ayın üzerindeki bebeklere ilk dozu 2. ayda başlanmak koşulu ile ağız yoluyla 2 ya da 3 doz aşı uygulanır” diyerek aşılamanın haftadan önce tamamlanması gerektiğini de sözlerine ekledi.
İHA
İlginizi ÇekebilirÖnemli aşı uyarısı: Eğer azaltırsanızAdanaanneBilimÇocukdoktorDünyaHacettepe ÜniversitesihastaneokulsözTürkiyeyoğurt