İngilizce dilinden Türkçe diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlüseafoodplus.info Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.
Sitenize ya da blogunuza İngilizce Türkçe çeviri ekleyin:
l
If you could see me now
Eğer beni şimdi görebilseydin
The one who said that he would rather roam
Gezmeyi tercih ettiğini söylemiş birini
The one who said he'd rather be alone
Yalnız olmayı tercih ettiğini söylemiş birini
If you could only see me now
Eğer sadece şimdi beni görebilseydin
If I could hold you now
Eğer şimdi sana sarılabilseydim
Just for a moment, if I could really make you mine
Sadece bir an için, seni gerçekten benim yapabilseydim
[kaynak: seafoodplus.info ]
Just for a while turn back the hands of time
Sadece bir an, zamanı geri alabilsem
If I could only hold you now
Eğer şimdi sana sarılabilseydim
Oh, I've been too long in the wind
Oh, Rüzgarda çok kaldım
Too long in the rain
Yağmurda çok uzun.
Takin' any comfort that I can
Kendimi teselli ettim edebildiğim kadar
Lookin' back and longin' for the freedom of my chains
Arkası dönük ve zincirlerim için özgürlük özlemi duyarak.
And lying in your lovin' arms again
Ve tekrardan sevgi dolu kolların arasında yatıyorum
If you could hear me now
Eğer şimdi beni duyabilseydin
Singin' somewhere in the lonely night
Yalnız gecede bir yerde şarkı söylüyorum
Dreaming of the arms that held me tight
Kollarını düşlüyorum, beni sıkıca tutmasını
If you could only hear me now
Eğer şimdi sadece beni duyabilseydin
Oh, I've been too long in the wind
Oh, Rüzgarda çok kaldım
Too long in the rain
Yağmurda çok uzun.
Takin' any comfort that I can
Kendimi teselli ettim edebildiğim kadar
Lookin' back and longin' for the freedom of my chains
Arkası dönük ve zincirlerim için özgürlük özlemi duyarak.
And lying in your lovin' arms again
Ve tekrardan sevgi dolu kolların arasında yatıyorum
I can almost feel your lovin' arms again.
Nerdeyse sevgi dolu kollarını tekrar hissediyorum
I never thought that you would be the one to hold my heart
Hiç aklıma gelmezdi, kalbimi tutacak kişinin sen olacağı
But you came around and you knocked me off the ground from the start
Ama sen geldin ve daha başından beni yerle bir ettin
You put your arms around me
Bana sarıldın
And I believe that its easier for you to let me go
Ve senin beni bırakmanın daha kolay olacağını düşündüm
You put your arms around me and Im home
Bana sarıldın ve evimdeyim
How many times will you let me change my mind and turn around
Kaç kere daha fikrimi değiştirip geri dönmeme izin vereceksin
I cant decide if Ill let you save my life or if Ill drown
Karar veremedim beni kurtarmana müsaade etsem mi yoksa boğulsam mı?
I hope that you see right through my walls
Umarım duvarlarımın ötesini görürsün
I hope that you catch me, cause Im already falling
Umarım beni yakalarsın çünkü şimdiden düşüyorum
Ill never let a love get so close
Bir daha asla aşkı bu kadar yaklaştırmayacağım
You put your arms around me and Im home
Bana sarıldın ve evimdeyim şimdi
The world is coming down on me and I cant find a reason to be loved
Tüm dünya üstüme geliyor ve sevilmek için bir neden göremiyorum
I never wanna leave you but I cant make you bleed if Im alone
Senden ayrılmak istemiyorum ama canını acıtamam eğer yalnız hissedersem
You put your arms around me
Bana sarıldın
And I believe that its easier for you to let me go
Ve senin beni bırakmanın daha kolay olacağını düşündüm
I hope that you see right through my walls
Umarım duvarlarımın ötesini görürsün
I hope that you catch me, cause Im already falling
Umarım beni yakalarsın çünkü şimdiden düşüyorum
Ill never let a love get so close
Bir daha asla aşkı bu kadar yaklaştırmayacağım
You put your arms around me and Im home
Bana sarıldın ve evimdeyim
I tried my best to never let you in to see the truth
Elimden geleni yaptım senin gerçeği görmemen için
And Ive never opened up
Ve asla açmadım içimi
Ive never truly loved Till you put your arms around me
Asla gerçekten sevmedim, sen gelip de bana sarılana kadar
And I believe that its easier for you to let me go
Ve senin beni bırakmanın daha kolay olacağını düşündüm
I hope that you see right through my walls
Umarım duvarlarımın ötesini görürsün
I hope that you catch me, cause Im already falling
Umarım beni yakalarsın çünkü şimdiden düşüyorum
Ill never let a love get so close
Bir daha asla aşkı bu kadar yaklaştırmayacağım
You put your arms around me and Im home
Bana sarıldın ve evimdeyim şimdi
You put your arms around me and Im home
Bana sarıldın ve evimdeyim
give one's right arm
herşeyi fedaya hazır olmak, sağ kolunu bile vermek, canını esirgememek.
I would give my right arm to see her again.
side arm
yana takılan silah (tabanca, kılıç vb.).
arm twist
bir şeyi yapması için bir kişiye baskı uygulamak Fiil
arm's length transaction
kiralıyormuş gibi kiralaması
deal at arm's length
her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hâkim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak Fiil
keep at arm's length
bir kimseden uzak durmak, samimî olmamak.
keep at arm's length
(a) uzak tutmak, yaklaştırmamak, (b) (bir kimseden) uzak durmak, samimî/içli dışlı olmamak, samimî olmasına müsaade etmemek.
present arm!
take up arms: silaha sarılmak. take up arms against enemy: düşmana karşı silaha sarılmak/harbe hazırlanmak.
put the arm on
(a) el açmak, para istemek, dilenmek, (b) zorla uzaklaştırmak, yaklaştırmamak.