Yurtdışında yaz tatili deyince akla ilk Yunanistan ve İtalya gelse de komşusu Arnavutluk, benzer turkuaz sahillere, muhteşem manzaralara sahip olduğu halde hep bir adım geride kalmış. Nedenini anlamak istersek tarihe, öncesine, komünist rejim çökmeden önceki Enver Hoca döneminde Avrupa'nın gördüğü en katı izolasyona, koskoca bir ülkenin tüm sınırlarını dışarı kapatmasına bakabiliriz. Ama biz bu yazıda tarihten değil coğrafyadan bahsedeceğiz. Çünkü sadece nefes kesen dağları, turkuaz sahilleri ve muhteşem manzaralarıyla bile Arnavutluk’un daha fazla şöhreti hakettiği kesin.
Bir Yunanistan bir İtalya değil dedik ama Türk pasaportuyla yolculuk edecekler için onlardan daha büyük bir artısı var ki o da vizesiz olması… Kuzeyde Adriyatik’e kıyısı olan Arnavutluk’un güneybatıda İyon Denizi’ne kıyısı bulunuyor. Bu kıyılara ulaşmak için ise öncelikle başkent Tiran’a gelmeniz tavsiye edilir. Türk Hava Yolları, Pegasus ve Arnavutluk'un bayrak taşıyıcısı Albanian Air ile Tiran'a 1,5 saatlik direkt uçuşla gidebilirsiniz.
Tiran'ın denize kıyısı yok ama meydanları, tarihi bina ve müzeleriyle bu şehirde vakit geçirmek hoş bir deneyim olacaktır. Tiran’a 30 km mesafedeki Durres, Adriyatik denizine kıyısı olan tarihi bir liman şehri. Başkent Tiran’da yaşayanların büyük çoğunluğu haftasonu tatili için burayı tercih ediyor. Ama biz bu yazıda biraz güneye, turkuaz sahillere doğru gideceğiz. Tiran’dan şehirler arası otobüsle ya da araba kiralayarak güney rotasına başlayabilirsiniz. Koyların çoğunu geze geze gideyim derseniz elbette araba kiralamak daha pratik olacak.
Arnavutluk’a seyahat etmeyi planlıyorsanız ne zaman gelebileceğiniz konusunda dostane bir uyarıda bulunalım: Denizin tadını çıkartmak istiyorsanız Mayıs ortasından Temmuz başına kadarki dönem ideal, ayrıca Eylül ayının ilk iki haftası da sakin ve daha ekonomik olacağı için tercih edilebilir. Ağustos, hem Arnavutluk’un hem de İtalya’nın resmi tatil dönemi olduğu için hemen herkes tatilini bu dönemde kullanıyor, Temmuz ve Ağustos aylarında plajlar da şehirler de daha kalabalık, otel bulmak daha zor ve yüksek sezon olduğu için daha pahalı oluyor.
Hazırsanız Arnavutluk Rivierası’nın en güzel koy ve kasabalarına bir göz atalım
Haberdeki tüm fotoğraflar, Arnavutluk Ulusal Turizm Ajansı izniyle kullanılmıştır.
Vlora
Tiran’dan km mesafe güneydeki Vlora, önemli bir liman kenti. Arnavutluk’un bağımsızlık mücadelesinin başladığı şehir olarak da tarihi bir önem taşıyan Vlora, yaz kış tercih edilen bir şehir. Burada uygun fiyatlı ev kiralama çok tercih ediliyor, halk plajlarından denize girmek mümkün. Uzun ve geniş bir kordon boyuna sahip Vlora özellikle akşam saatlerinde de oldukça hareketli bir yazlıkçı mekanı.
Radhime
Vlora’dan 10 km. mesafede yer alan popüler tatil beldelerinden biri, burada denize yakın otellerde konaklayıp günübirlik plajlarda vakit geçirmek mümkün. Buradan sonra deniz giderek güzelleşecek.
Himara
Yunan kültürünün belki de en yoğun hissedildiği küçük ve mütevazı bir kasaba. Akşamları Yunan tavernalarında uzo içmek çok yaygın, hatta Yunanca tabelalar da görebilirsiniz. Himara’nın küçük ama sakin bir halk plajı var, aileler genelde burayı tercih ediyor ve küçük olmasına rağmen tıklım tıklım olmuyor. Himara’da pansiyonlarda konaklamanın en büyük avantajlarından biri civardaki cennet gibi koylara, Livadhja ve Jale bunlardan bazıları. Ancak bunların bazılarına sadece denizden gidilebiliyor.
Orikum
Radhime bitince Orikum başlıyor. Burası da pırıl pırıl sahilleriyle oldukça popüler. Arnavutluk’un genelinde olduğu gibi burada da balık ürünleri çok nefis ve çok da pahalı değil. Balıkçılık yapan bir şehirde balık yemenizi tavsiye ederiz elbette, deniz ürünlü makarnalar da çokça tercih ediliyor. Ama hatırlatalım deniz ürünleri olan bir makarna istediğinizde kocaman kabuklu midyeler, karidesler gelir.
Dhermi
Muhteşem denizi, gelişen konaklama imkanları ve yeme içme olanaklarıyla tüm Avrupa’nın ilgisini giderek daha fazla çeken Dhermi, Arnavutluk’taki en güzel tatil beldelerinden biri. Oldukça uzun ve geniş bir sahil şeridi ve pek çok plaj işletmesi olduğu için endişeniz olmasın, herkese yetecek kadar yer bulunuyor.
Palase
Dağdan inerken beyaz kumları ve turkuaz suyun verdiği muhteşem rengiyle Palase sahilini göreceksiniz yukarıdan. Burada lüks siteler, çok az sayıda otel ve birkaç plaj var. Plajlardan birini seçip günü Palase’ta geçirir ve sonra yolunuza devam edebilirsiniz. Palase, Arnavutluk Rivierası’nın en gözde mekanlarına ev sahipliği yapıyor bu nedenle fiyatlar, Arnavutluk ortalamasının oldukça üstünde. Zaten arabanızı park edeceğiniz otoparktaki spor ve lüks otomobiller daha giriş anında size bir fikir verecektir. Plajlar özellikle hafta sonları oldukça kalabalık olabiliyor bu nedenle önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederiz.
Porto Palermo
Himara’nın güneyinde yer alan bu yarımada üzerinde Osmanlı Valisi Yanyalı Ali Paşa’nın yaptırdığı Porto Palermo Kalesi de bulunuyor. Koy, sakin kalenin kalıntıları arasında kendine özgü atmosferi ve sakin, huzurlu deniziyle ziyaret edilmeye değer. Ayrıca koya giderken Enver Hoca döneminden kalma bir denizaltı sığınağının yanından geçiyorsunuz. Kısa aralıklarla hem bir Osmanlı kalesini hem de soğuk savaş döneminden kalma bir denizaltı sığınağını görebileceğiniz dünyadaki tek yer diyebiliriz.
Gjipe kanyonu
Kanyon tarafından çevrelenen berrak sularıyla Gjipe tam bir kartpostal manzarasına sahip. Arnavutluk Rivierası’nın en güzel koylarından biri olarak kabul edilen Gjipe koyuna ulaşım biraz zahmetli. Arabayla gidiyorsanız park ettikten sonra 45 dakikalık bir patikadan yürümeniz gerekiyor. Ya da Himara ve Dhermi’den tekneyle ulaşım mümkün.
Karaburun Yarımadası ve Sazan Adası
Üzerinde yerleşim bulunmayan Karaburun (şaşırmayın, Arnavutçası da Karaburun), ülkenin en büyük yarımadası. Karaburun’un karşısındaki Sazan Adası da devasa mağaraları ve zengin su altı yaşamıyla ayrı bir ilgiyi hakediyor. Karaburun ve Sazan, aynı zamanda Arnavutluk’un en batı noktası ve ülkenin tek milli deniz parkı. Sebebi ziyaretimize gelirsek de çok güzel bir denizi var, Vlora’dan tekne turlarıyla ulaşabilirsiniz.
Ksamil
Size bir fotoğraf gösterip “Burası Maldivler değil Arnavutluk” diyorlarsa işte orası büyük ihtimalle Ksamil Adaları. Arnavutluk’un en güney ucundaki Ksamil, Yunanistan’ın Korfu adasıyla da karşı karşıya. Adalar ve bağlı bulunduğu kasaba, Butrinti Milli Parkı’nın da bir parçasını oluşturuyor. Fantastik bir atmosferi olan bu adalara Ksamil kasabasından küçük teknelerle gidilebiliyor.
Saranda
Mavinin pek çok tonunu göreceğiniz sahilleri, yeme içme alternatiflerinin bolluğu, civar koylara yakınlığı gibi etkenlerle ülkenin en popüler sahil şehirlerinden bir diğeri. Ancak burada şirin bir köy değil, yapılaşmış bir şehir göreceğinizi hatırlatmakta fayda var. Saranda, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilen Butrinti Milli Parkı’na yakın olması nedeniyle de turistler için bir çekim noktası oluyor. Buraya kadar gelirseniz derinliği ve suyun eşsiz rengi nedeniyle Syri Kalter, yani “mavi göz” olarak adlandırılan doğa harikası su kaynağını görmenizi de tavsiye ederiz.
İçindekiler
Yumuşacık kumlar ayağının altından kayarken güneş ışınlarıyla parıldayan masmavi denize doğru koştuğunu hayal et. Hava sıcaklıkları yirmili dereceleri geçmiş ve sen dört tarafı kapalı bir yerde bulunuyorsan bunu yapman çok kolay Deniz tarafından gelen ılık rüzgar, plaj havlularının kenarlarını hafifçe havaya doğru kaldırırken serinlemek için denize doğru ilerliyorsun. Bu arada sen hayal ederken Arnavutluk sahillerinde birileri bunu gerçeğe dönüştürüyor. Pegasus’tan ucuz Tiran uçak biletini kapmış Tiranın denize kıyısı yok ama Arnavutlukun müthiş sahillerini keşfetmen için önce buraya gitmen gerekiyor ve Arnavutluk tatil planını erkenden yapmış olanlar, şu an bronz tenleriyle Instagram sayfalarından caka satıyorlar. Geç kalmış sayılmazsın. Ucuz bir Avrupa tatili için el değmemiş doğası, olağanüstü plajları ve samimi insanlarıyla Arnavutluk uçuşlarından yerini ayır ve Adriyatik ile İyonya Denizi’ni keşfet!
Arnavutluk’ta deniz, kum ve güneş içeren bir tatil planı için kendine bir Arnavutluk gezi rehberi hazırlarsan Avrupa’nın en iyi kıyılarında ve el değmemiş doğasında mükemmel bir tatil deneyimi yaşarsın. Tatilin sırasında spontane gezi güzergahları düzenleyerek Arnavutluk’uk saklı cennetlerini de keşfedebilirsin.
Arnavutluk’un kuzeyine doğru ilerlersen Ksamil kasabasına varırsın. Buranın olayı, birbirinden güzel üç adaya sahip olması. Yaz boyunca sahil partilerine denk gelebileceğin Ksamil adaları, İyonya Denizi üzerinde. Burayı tarif etmek gerekirse Akdeniz’e konumlanmış bir Bahamalar düşün; ona yakın bir yer. Gelelim en önemli soruya, Ksamil’e nasıl gidilir? Ksamil’e Tiran’dan kalkan otobüslerle gidebilirsin. Daha merkezi bir yer olan Sarande ise buraya 20 kilometre uzaklıkta başka bir sahil kasabası.
Vlore, Arnavutluk’un yazlık kasabası. Burası ülkenin en çok turist çeken bölgelerinden biri. Yani tatil sezonlarında burası kalabalık oluyor. Vlore şehrine gitmek için Tiran’dan kalkan minibüsleri kullanabilirsin. Fiyatlar ortalama 5 euro’dan başlıyor.
Vlore, daha çok bir aile kenti. Buranın geceleri sessiz ve sakin, sabahları ise neşeli ebeveyn ve çocuklarla dolu. Vlore’de kalacak yer olarak ucuz pansiyonlar bulabilirsin. Daha yüksek standartlara sahipsen burada 4,5 yıldızlı oteller de var ama tabii ki tatil bütçende kalacak yerin oranını yükseltmen gerekecek.
Vlore, yemek konusunda çok gelişmiş bir yer değil. Şehirde fast food ürünleri bulabileceğin kafeler ve yerel lezzetleri keşfedebileceğin aile işletmeleri var.
Vlore kasabasından minibüs seferleriyle geçebileceğin Orikum, daha sakin ve daha sessiz bir yer. Sığ, berrak ve tertemiz bir denize sahip kıyı şeridiyle mükemmel bir yaz tatili geçirebileceğin Orikum; otel ve sahil restoranlarıyla mükemmel bir tatil rotası.
Denize en temiz ve en sakin yerden mi girmek istiyorsun? O zaman Orikum’dan 40 kilometre uzaklıktaki Dhermi’ye git. metrelik dağlarla çevrelenmiş Dhermi bölgesi, Arnavutluk’un en el değmemiş doğasını ve denizini içinde barındıran bir yer. Kalacak yer ve yemek seçenekleri sınır olsa da Dhermi, kampçılar için mükemmel bir rota.