arzum köseoğlu / Arzum Köseoğlu Archives - MediaCat

Arzum Köseoğlu

arzum köseoğlu

Konu:Yazmak Üzerine

Konuşmacı: Yeşim Cimcöz

Moderatörler: Rana Aylanç, ACC / Feyza Ramazanoğlu, ACC

Tarih: 19/01/

Saat:

Katılım: Etkinlik ücretsizdir.

Kontenjan:

Yazmanın bir amacı olmalı mıdır? Herkes yazmalı mıdır? Yazınca bize ne olur? Yazdıklarımızla ne yapacağız? Hedefler, teslim tarihleri, çözüm arayışlarıyla, daha iyisini yaratmaya odaklandığımız bu günlerde neden yazmalıyız? Bu sorulara birlikte yanıt aramak, biraz yazmak için buluşalım.

Aşağıdaki link üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz. Sonrasında Zoom tarafından otomatik katılım linki tarafınıza gönderilecektir.

Başvuru linki için tıklayınız

Yeşim Cimcöz

Fairfax, Virginia’da liseyi ve daha sonra da üniversiteyi tamamladı. George Mason Üniversitesi’nde Yaratıcı Yazın eğitimi gördü. Türk Amerikan Derneği’nde başlayan İngilizce eğitmenliğine, Bilkent Üniversitesi’nde okutmanlık yaparak devam etti ve Fullbright ve USIS sponsorluğunda Dil Eğitimi ve Eğitmenin Eğitimi üzerine yüksek lisans eğitimini tamamladı. Bilgi Üniversitesi Hazırlık Okulunu kurdu, Yeditepe Üniversitesi’nde Yazarlık ve Tercüme Dersleri verdi. Uzun yıllar uluslararası bir çok şirket için Scotwork firmasıyla Müzakere Becerileri, Pangea Partners ile Yaratıcılık ve Innovasyon eğitimleri düzenledi. 20 yıllık Reiki, EFT ve Geçmiş Yaşam Terapisi gibi enerji çalışmalarını 30 yıllık yazı serüveniyle birleştiren Yeşim Cimcoz yılında yazarlar adaylarına eğitim, yazarlara danışmanlık hizmeti veren Yazı Evi’ni kurdu. Daha geniş bir kitleye hizmet edebilmek, hizmetlerini internet üzerinden sunmak, bir yazı topluluğu oluşturmak için yılında da Sanal Yazı Evi&#;ni kurdu.

Yeşim Cimcoz &#;Yazarak Hafifleyin&#;, &#;Şifayı Beklerken&#; ve &#;Hepsi 6 Dakika&#; adında üç kitabın yazarı, Kahramanın Yolculuğu adında kişisel bir yazı yolculuğu atölyesi ve yeni başlayanlar için Yazıya Giriş atölyesi gibi birçok yazı atölyesinin yaratıcısıdır. Şu sıralar Sanal Yazı Evi topluluğu ile yazı çalışmalarına devam ediyor ve bitirmeye çalıştığı romanıyla bazen bir aşk bazen de nefret ilişkisi sürüyor.

etkinlik
blank

Konu: Koçluk “Sistem Odaklı” Bir Dünyaya Evrilirken Ben Koç Olarak Nasıl Dönüşüyorum?

Konuşmacı: Arzum Köseoğlu, MCC, CPCC, ORSCC

Moderatörler: Rana Aylanç, ACC / Feyza Ramazanoğlu, ACC

Tarih: 15/12/

Saat:

Katılım: Etkinlik ücretsizdir.

Kontenjan:

Aşağıdaki link üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz. Sonrasında Zoom tarafından otomatik katılım linki tarafınıza gönderilecektir.

Başvuru linki için tıklayınız

etkinlik
blank

Konu: Mindfulness ile Duyguları Dönüştürmek

Konuşmacı: Tijen Özer, Profesyonel Koç ve Mindfulness Eğitmeni

Tarih : 14/12/

Saat :

Katılım: Antalya Bölge Toplantısı

Kontenjan: 

Kayıt için toplantı linki :

Aşağıdaki link üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz. Sonrasında Zoom tarafından otomatik katılım linki tarafınıza gönderilecektir.

Başvuru linki için tıklayınız

‘’Dalgaları durduramazsınız, ama dalgalarla sörf yapmayı öğrenebilirsiniz.’’ Prof. Dr. Jon Kabat-Zinn
Mindfulness, dikkatimizi bilinçli bir şekilde içinde bulunduğumuz ana odaklamayı, bu şekilde hayatımızın kontrolünü ele almayı öğretiyor. Çünkü ne oluyorsa tam şu anda oluyor ve bizim, yalnız şu ana müdahale etme şansımız var.
Profesyonel Koç ve Mindfulness Eğitmeni Tijen Özer ile, Mindfulness ışığı altında olumsuz duygularımızla nasıl baş edebileceğimizi ve onları nasıl dönüştürebileceğimizi araştırıyoruz.
Uygulamalı atölyemize, ilgilenen tüm meslektaşlarımızı bekleriz.

Genel
blank

Webinar konusu : Etik Sohbetler #15 &#; Hangi etik ihlallerle karşılaşıyorsunuz?

Ev sahipleri: ICF Türkiye Mesleki İç Düzenleme ve Etik Kurulu, ICF Türkiye Yönetim Kurulu

Tarih : 26/10/

Saat : &#;

Katılımcı kapasitesi: kişi

Katılım ücretsizdir.

Etik Sohbetler #15&#;te hepinizin katılımlarıyla karşılaştığımız etik ihlalleri konuşuyoruz. Bu programa katılmak için aşağıdaki linkten kayıt yaptırabilirsiniz.

Webinara kayıt için tıklayınız

etkinlik
blank

Konu: Dünyanın Duyduğu Hikayeler Değişirse, Dünya Değişir

Konuşmacılar: Judith Malika Liberman

Tarih : 15/09/

Saat :

Katılım: Etkinlik ücretsizdir.

Kontenjan:

Aşağıdaki link üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz. Sonrasında Zoom tarafından otomatik katılım linki tarafınıza gönderilecektir.

Başvuru linki için tıklayınız

Masallar bize bu yolculukta yol gösterenler;

Binlerce senedir gönülden ağıza, ağızdan kulağa, kulaktan gönüle süzüle süzüle bize gelen şifalı simgesel yolculuktur masal. Masallarda kahraman plansız yola adım atan, risk alan kişidir. Masallarda aşk kazanır. Masallarda son ekmek lokması paylaşılır. Masallarda en küçük olan kazanır. Ve kuyunun dibine düştüğümüzde yeni sihirli dünyalar keşfederiz. Masallar atalarımızın sesidir. Kulaklarımıza fısıldıyor ve bizi hayatımızı yeniden yorumlamaya çağırıyorlar.

Bizler çoğu zaman hep aynı hikayeleri anlattığımızda başka bir dünyanın mümkün olduğunu unutuyoruz. Halbu- ki hayatımızı onu yaşarken değil onu anlatırken yaratıyoruz. Ve anlattığın hikaye ne kadar sihir doluysa, hayatın da o kadar sihir ve hayret dolu olur.

Gelin hatırlamak için 15 Eylül akşamı saat ’da sevgili Judith’in peşine takılalım. Farklı bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlamak  ve ona giden yolu beraber hayal etmek için buluşalım.

Judith Malika Liberman Kimdir?

Hemen hepsi birer başucu kitabı haline gelen ve onbinlerce okura ulaşan “ Masal Terapi “, “Masallarla yola çık” , ”Bana bir masal iyi gelir “ “ Önce hayal “ kitaplarının yazarı Judith Malika Liberman bize masalı hatırlatan kadın. Bir masal anlatıcısı, eğitmeni ve sanat terapisti.

yılında doğan Liberman’ın 14 yaşında başlayan masal anlatıcılığı yolculuğu, katıldığı bir eğitimin ardından topluluklara masal anlatmakla halen devam etmekte. Sorbonne Üniversitesi Dilbilimi Bölümü’nde yüksek lisans yapıp, Pomona Üniversitesi’nde tiyatro, Paris Konservatuarı’nda profesyonel masal anlatıcılığı eğitimi aldı.Pek çok Uluslararası festivale katılan Liberman sahnede, kitapçılarda, okullarda, kütüphanelerde,parklarda ve galerilerde, her ortamda masal anlatmaya devam etmekte.

Türkiye’de de 10 yıldır yetiştirdiği yeni nesil Anadolu masalcılarıyla masal anlatıcılığının yeniden canlanmasına katkıda bulunan Liberman, İstanbul’da düzenli olarak her ay yeni bir temayla masal anlatma geceleri düzenliyor.

Etkinlik webinar formatında olacaktır.

etkinlik

Doğursam bu kadar severdim

Arzum Akduran (41) liderlere koçluk eğitimi veriyor. Eşi Hasan Köseoğlu (43) ise finansçı. Galatasaray Lisesi'nde okurken tanışıp âşık olan Arzum ve Hasan, 16 yaşından beri birlikte, üniversite sıralarında da evlenmişler. Bir anlamda birlikte büyüyen çift, evliliklerinde de uyumu yakaladı. Her şey güzel gidiyordu. Taa ki, çocuk yapmaya karar verene kadar Kariyerleri belli bir noktaya ulaştığında, evliliklerinde küçük bir bebeğin eksikliğini hissetmeye başladıklar. Ve çocuk yapmaya karar verdiler. Ama işler planladıkları gibi gitmedi. Hayat onlara küçük bir sürpriz hazırlamıştı. Çocukları olmayacaktı. Ama 2 yıl sonra hayatlarına evlat edindikleri 2 yaşındaki oğulları girdi. Hikayelerini dinlemek için Suadiye'deki evlerine gittim. Bazı evler vardır, içine girdiğinizde mutluluğun kokusunu alırsınız. Köseoğlu Ailesi'nin evi onlardandı.

- Çocuk yapmaya karar verdiniz ama olmadı. Neden?
- Sebebi açıklanamayan infertiliteydi (kısırlık) benimki. Şu anda modern yaşamda birçok çift bu sorunla karşı karşıya. Fizyolojik bir nedeni yok ama kısırlık var. Alerji vakalarının artması gibi yediğimiz içtiğimiz şeyler, teknoloji buna yol açıyor diye düşünüyor uzmanlar. İki sene tedavi gördüm. Bir kez tüp bebek, dört aşılama geçirdim. Çok yorucu bir süreçti, bana iyi gelmedi. Eşime de iyi gelmedi. Birden üremek için bir araya gelmiş bir çift olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz. Hormonlarım altüst oldu, psikolojik olarak çok yıprattı. Bir sabah, tam 11 ilaç içtiğimi fark ettim. Bir süre sonra eşim, "Neden hayatımızdaki tek amacımız dünyaya çocuk getirmekmiş gibi yaşamaya başladık?" diye sordu. Gözüm açıldı!

- Vazgeçtiniz yani
- Önce ağır geldi. Ama "Çocuksuz da olur" diyemedim. Biyolojik bir saat gerçekten var kadınlar için. Babam kızkardeşimle beni ayakta durabileceğimiz şekilde büyüttü. Bu ne yapıyor kadına? Eril, dişil enerjileri düşünürsek, eril tarafınızı daha fazla sahiplenmenize yol açıyor. Galatasaray Lisesi de eril enerjisi çok yüksek bir okul. İş hayatı zaten öyle İyice dişil enerji törpüleniyor. Bununla yüzleştim. Biyolojik saat bunu hatırlattı. Çocuk sahibi olmayı istemek sembolik; bakmak, yavaşlamak, sürdürülebilir bir yaşam sürmek, ilişkiye sahip çıkmak gibi dişiye ait özelliklerimle tanıştım.

- Sonra işler nasıl değişti?
- Köpeğimiz Atlas girdi hayatımıza Bu evde bir köpeğimizin olmayacağını düşünüyordum. Babam sokak köpeklerine yardım ediyor, birgün beni aradı; "Şahane bir köpek buldum sokakta, görür müsün?" dedi. Üç sene önce temmuz ayında Atlas'ı gördüm ve âşık oldum. Onu evlat edindik. İlk evladım o oldu. Bir süre sonra hayatım Atlas'a göre evrildi, inanılmaz bir fedakarlık düzeyine geçti. Onun için erken eve geliyorum, hayatımı ona göre programlıyorum. Atlas'ı yüksek sesle sevdiğim bir gün şu cümleler çıktı ağzımdan; "Oğlum benim, seni nasıl seviyorum, kendim doğursam ancak bu kadar severim" dedim. Dediğimi duydum, sustum ve bıraktım. Bir çocuğu da böyle sevebilirim diye düşünmeye başladım. Altı ay sonra bir sabah gözümü "Evlat ediniyorum" diye açtım. "Bir hafta bu soruyu düşüneceğim" dedim ama eşime de söyleyecektim, o da düşünsün diye. Söyledim, o bana "Niye bir hafta bu soruyu kafamızda tutuyoruz, cevabını verdik" dedi ve bizim evlat edinme sürecimiz başladı.

BÜROKRATİK YOLLA BİR ÇEŞİT HAMİLELİK SÜRECİ

- Evlat edinme prosüdürü nasıl?
- Önce Aile Bakanlığı'nın il temsilciliklerine gidiyor ve şahsen başvuru yapıyorsunuz. İki ay içinde evrakları tamamlamanızı istiyorlar. Size dair bilgiler Fiziksel ve çok kapsamlı, detaylı psikolojik testler Alkol ve uyuşturucu testi yapılıyor. Beş hafta boyunca AMATEM'e gidiyorsunuz. Referanslar gösteriyorsunuz. Ve bir de neden çocuk istediğinize dair fotoğraflı ve el yazınızla kaleme aldığınız metinden oluşan bir 'sunum' istiyorlar. Bunların tümü minimum altı ay sürüyor. Bir çeşit hamilelik sürecinden geçiriyorlar sizi. Karnınızda değil ama kafanızda büyüyor o fikir. Mülakatlar başlıyor. Yuvada çok çocuk var ama evlat edinilebilir çocuk çok az.

- Niye?
- Yuvada bırakan aileler, "Geri gelir alırız" diye evlatlık kağıdını imzalamıyorlar. Kanuna göre evlat edineceğiniz çocuktan 40 yaş büyük olmalısınız. Farklı statülerde çocuklar var; terk edilmiş, tecavüz-ensest sonucu dünyaya gelmiş, engelli Çoğunlukla sağlıklı çocuk sahibi olmak istiyor aileler. Süreçte iki görme engelli ve otistik bir çocuğu evlat edinmiş insanlarla tanıştım. En çok ağladığım dönem buydu

"BEN NASIL DOĞDUM?" DİYE SORUNCA DURUMUNU ANLATACAĞIZ

- Evde birden bire bir çocuk. Nasıl hissetiniz?
- Evde bir sürü insan, bir düzen kurduk. Atlas'tan çok hoşlanmadı ama şimdi çok iyiler. Bir hafta boynumdan inmedi. Hep yuvada büyümüş bir çocuk olduğu için, elektrik süpürgesi, blender, saç kurutma makinası gibi cihazlar ona korkutucu geliyordu. Müthiş tepki veriyordu. Yuva düzeni çok net. Biz ona uyum sağladık. Ama çocuk sevgiyi gördüğü ve algıladığı zaman çok çabuk uyum sağlıyor. Anahtar kelime sevgi.

- Ne hayaller kuruyorsunuz onun için?
- Sabahları müzik dinliyoruz oğlumla. Biraz yeteneği var gibi geliyor bana, "İlerde müzikle mi ilgilense?" cümleleri kurmaya başladım. Çok neşeli, mutlu biri olmasını hayal ediyorum. Onun biyolojik annesi olsaydım ancak bu kadar sevebilirdim. Dört aydır o benimle ve doğurmuş gibi hissediyorum. Onun da böyle düşündüğünü sanıyorum.

- Durumunu anlatacak mısınız ilerde?
- Pedagoglar, evlat edinilen çocuğun okul sosyalliğine başlamadan önce, "Anne ben nasıl doğdum?" sorularını sorduğu dönemde durumun anlatılması gerektiğini söylüyor. Bunun normal, çocuk sahip olma biçimlerinden biri olarak anlatılması gerektiğini söylüyorlar. Öyle yapacağız. Zaten bakanlık bunun açıklanması için imza attırıyor size. Gizli tutulması yasak!

OĞLUM BİZE VERİLMİŞ BİR HEDİYE

- Geçmiş hikayesini biliyorsunuz sanırım
- Biz biliyoruz ama birinci günden itibaren konuşmayı da bıraktım. Çünkü biz bir gelecek üzerine hayat kuruyoruz, geçmiş hikayeyi beslemenin hiç anlamı yok. O hikaye o nedenle bir kenara bırakıldı.

- Yarın öbür gün biyolojik ailesi çıkıp gelirse
- Bu ihtimalin varlığını biliyoruz. Birçok kişi, aile hikayesi hiç bilinmeyen çocuğu tercih ediyor. Ama cami avlusuna bırakılan çocuk için bile dava açılabiliyor. Bizim yolumuz oğlumuzla ne kadar süreliğine kesiştiyse ve biz ona ne kadar mutluluk yaşatabilirsek o zamana kadar bize verilmiş bir hediye o. Oğlumuz ilerde biyolojik ailesini bulmak isterse onu teşvik edeceğim. Eğer biz bir bağ yaratabilirsek, o bağla hem bizim ailemizi, hem de biyolojik ailesiyle ilişkisini besleyecek bir sevgi oluşturur oğlum. Biyolojik ailesini kötü bilerek büyüsün istemiyoruz. Çünkü hayat o kadar karmaşık bir şey ki; insanların neyi, niçin yaptığını bilemeyiz ve yargılayamayız. Çocuğumun yargılamayan, anlayan bir çocuk olmasını istiyorum.

KUCAĞIMA ALDIM, BOYNUMA SARILDI

- Tüm bu süreçleri atlattıktan sonra çocuğunuzla ilgili haberi nasıl aldınız?
- Ağustos ayında tatildeydik. "Üç dosyanız var" diye çağırdılar. Fotoğraf göstermiyorlar. Ne koşullarda yuvaya bırakıldıklarını okuyorsunuz. Bir çocuğa "Evet" ya da "Hayır" diyorsunuz. Hepsini birden görüp, seçim yapmıyorsunuz. Üç çocuk görüp almadıysanız, başvurunuz iptal ediliyor. Neyse biz yavrumuzla tanıştık. Ağlamak da istedim, gülmek de. 21 aylıktı o zaman, ağlıyordu. Ama onu kucağıma aldım göğsüme bastırdım, o da boynuma yapıştı. Bir süre öyle oturduk, oryantasyon sürecinden sonra evimize getirdik
REKLAM

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir