aspirin gribe iyi gelirmi / Nezle ve griple savaş planı | Osman MÜFTÜOĞLU Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Aspirin Gribe Iyi Gelirmi

aspirin gribe iyi gelirmi

kaynağı değiştir]

Aspirinin ortaya çıkması, kimyagerFelix Hoffmann'ın ’de saf asetilsalisilik asit (ASA) üretmesiyle mümkün olmuştur. ASA, ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan Aspirinin etken maddesidir. Kaynağı ise dünyanın her yerinde yetişen söğüt ağacıdır.

ASAnın kalp krizini, felci, bazı kanser türlerini önleyici etkisi kanıtlanmıştır. Bayer’in kimyagerlerinden Dr. Felix Hoffmann, 10 Ağustos tarihinde salisilik asidi asetik asit ile sentezleyerek saf asetilsalisilik asidi üretmeyi başardıktan 11 gün sonra aynı yolla diasetilmorfini sentezlemiş ve eroini bulmuştur. Kuru öksürük ve veremin tedavisinde kullanılan eroine büyük ümit bağlanmıştı. Aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nda ağır yaralı hastalara ağrı kesici olarak verilmiştir. Morfin bağımlılarını kurtarmak için fayda sağlayabileceği ileri sürülmüştür. Ancak eroinin kendisinin bağımlılık yapan çok ciddi bir uyuşturucu olduğu anlaşılınca, ’lu yılların başında adı ilaç listelerinden silinmiştir.

’lü yılların başında Avrupa’daki grip salgınının yok edilmesinde rol oynayan ASA, Aspirin markasıyla özdeşleşmiş durumdadır. ASA ya da Aspirin denince akla daha ziyade kanı sulandırıcı etkisi geliyor. Kalp krizi ve felçteki rolü hatırlanıyor. Hatta bazı kanser türlerindeki önleyiciliği dile getiriliyor. Oysa ’den bu yana, Hoffmann’ın formüle ettiği haliyle ilaçlaşan ASA’nın en etkili olduğu rahatsızlıklar ağrı, yüksek ateş ve soğuk algınlığı.

Hoffmann, romatizmal ağrılarla baş edemeyen babasını iyileştirebilmek amacıyla salisilik asidi geliştirmeye çalışır. O zamana kadar kullanılmış olan salisilik asit esaslı sodyum salisilat ilacı hem çok kötü bir tada sahiptir hem de uzun süre alındığı için midesi rahatsızlanan kişileri her kullanışlarında hasta etmektedir.

Tarihine ait Felix Hoffmann'ın Aspirini bulduğu günün orijinal labratuvar notu

’lerden sonra bu ilacın kalp krizi ve felç riskini azaltabileceği yönünde fikirler ortaya atılıyordu. ’de İngilizfarmakolog Sir John R. Vane’nin, ASA’nın insan metabolizmasındaki ağrıyı nasıl durdurduğunu belirlemesi, Hoffmann’dan sonraki en büyük adımdır. O güne kadar maddenin etkisi biliniyor, yeni etki alanlarına ulaşılıyor ancak bu etkiyi nasıl ve hangi süreçle yaptığı bilinmiyordu. Bu buluşsu Vane’ye yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırdı.

Kanadalınöroloji profesörü Henry J. M. Barnett, ASA’nın yüksek dozlarla beyindeki geçici dolaşım rahatsızlıklarını, ikinci felç geçirmeyi ve felç sebebiyle ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını kanıtladı. ’te Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) Margaret Heckler, kalp krizi geçiren kişilerin bu ilacı her gün düzenli almaları halinde ikinci kriz ihtimalinin %20 gerilediğini açıkladı. Yine Amerika’da 22, sağlıklı doktoru kapsayan kontrollü bir araştırmada, ilaç kullanımının kalp krizi riskini %44 oranında gerilettiği ortaya kondu. Newsweek Dergisi, araştırma sonuçlarını 8 Şubat tarihli sayısında kapak dosyası yaptı. ’da FDA, ilacın akut kalp krizi kuşkusu içindeki kişilerde tercih edilmesini tavsiye etti.

ASA, çok sayıdaki kadını ilk hamileliklerinde tehdit eden, prematüre ve ölü doğumlara sebep olan ‘preeklempsi’yi önlemede de yardımcı özelliği açıklanan tek ilaçtır. Diyabetin geç dönemlerinde varlığını hissettiren, gözün retina tabakasındaki ve böbreklerdekikılcal damar tıkanıklıklarında da etkindir. Kalın bağırsak (kolon) kanserini önlemede de etkili olduğu, ’de AvustralyalıEpidemiyoloji Profesörü Gabriel A. Kune tarafından yapılan bir araştırmadaki genel nüfus istatistiklerine göre, ilacın düzenli içicilerinde söz konusu kanser riskinin %40’ların altına gerilediğinin fark edilmesiyle kanıtlanmıştır. Amerikan Kanser Derneği’nce yapılan araştırmalarda, Kune’nin bulguları doğrulanmıştır.

ASA, 80’den fazla ülkede Bayer’in tescilli markası Aspirin ile insanlara ulaştırılıyor. ASA’nın yeni etki alanlarının keşfedilmesi ve nasıl etki ettiğinin daha iyi anlaşılması adına gerçekleştirilen araştırmaları Bayer destekliyor.

Kimyasal ve fiziksel özellikleri[değiştir kaynağı değiştir]

Aspirin'in üretim aşaması

Salisalatlara ve diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, kanama eğiliminin arttığı patolojik durumlarda, gebeliğin son üç ayında, glukozfosfat dehidrogenaz eksikliğinde, gastrointestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır. Kedilerde UDP-Glukroniltransferaz enzimi bulunmadığından bu hayvanlarda Asetil salisilik asit kesinlikle kullanılmamalıdır. Ölümle sonuçlanabilecek toksik reaksiyonlara neden olabilir.

Asetilsalisilik asidin en sık görülen yan etkisi sindirim sistemi üzerinedir. Doza bağımlı olarak gastrointestinal hemoraji, ülserasyon, tinnitus, vertigo, geçici işitme kaybı, kanama zamanının uzaması ve nadiren lökopeni, trombositopeni, plazma demir konsantrasyonunda düşme görülebilir. Ayrıca nadir olgularda aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak kaşıntı, ürtiker, anjiyonörotik ödem, astma ve anafilaksi görülebilir.

Uyarılar[değiştir

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Altaş, aspirinin beyin iltihabına nadiren de olsa yol açtığını belirterek, ''Gribal enfeksiyonda kesinlikle aspirin kullanılmamalıdır'' dedi.

Altaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gribin bahar ve kış aylarında yoğun olarak görüldüğünü belirterek, hapşırma, burun akıntısı, vücutta kırgınlık, halsizlik gibi belirtilerinin olduğunu anımsattı.

Vücudun değişik yerlerinde ağrı olarak da kendini gösteren gribin, nefes darlığına da neden olabildiğini anlatan Altaş, gribin bazı yıllar çok yaygın görüldüğünü belirterek, gribal enfeksiyonun yoğun olduğu dönemlerde ölümlerin de fazla olduğunu kaydetti.

Gribal enfeksiyon olmamak için en önemli tedbirlerden birinin vücut direncini yüksek tutmak olduğunu anlatan Altaş, A ve C vitamini bakımından zengin olan gıdaların bolca tüketilmesini önerdi.

Gribal enfeksiyonlar için satılan ilaçların olduğunu bildiren Altaş, bu ilaçların gribal enfeksiyon döneminde kişinin rahatsızlığını büyük ölçüde dindirdiğini, insanları rahatlattığını vurguladı.

Bazılarının, gribal enfeksiyon dönemini daha rahat geçirebilmek için ilaç kullandığını ifade eden Prof. Dr. Altaş, ''O dönemlerde ilaç kullanılabiliyor. Ama ilaçları kullanırken dikkat etmemiz gereken önemli hususlar var. Herşeyden önce ilaç doktor bilgisiyle alınmalı. Örneğin halk arasında yaygın olarak kullanılan aspirin, nadir de olsa beyin iltihabına yol açabiliyor'' dedi.

50 yaş üzerinde ilaç kullanımı

Gribal enfeksiyon ilaçlarını kullanırken yaşın da gözönünde bulundurulması gerektiğine dikkati çeken Altaş, şunları kaydetti:

''Özellikle 50 yaşını geçmiş insanlarda tansiyon probleminden dolayı, bu ilaçların tansiyonu yükseltme özelliği gözönünde bulundurularak, doktor tavsiyesiyle kullanılmalı. Kesinlikle rastgele ilaç kullanılmamalıdır. 50 yaş üzerindeki insanlar, doktor tavsiyelerini dikkate almalıdır. İlaç kullanımını azaltmak için soğuk algınlığına dikkat edilmelidir. Soğuk algınlığından korunmak için de giyinmelerine ve beslenmelerine özen göstermeli, özellikle vücut direncini yükseltecek gıdalar tüketilmelidir.''

Gribal enfeksiyonda aspirinin sıkça kullanıldığına da değinen Altaş, ''Gribal enfeksiyonda aspirin, toplumsal bir alışkanlık olarak kullanılmaktadır. Ama bu alışkanlık, toplumun aydınlatılmasıyla birlikte giderek azaldı. Bu sevindirici bir durum'' dedi.

Prof. Dr. Altaş, ''Aspirin, bildiğiniz gibi beyin iltihabına nadiren de olsa yol açmaktadır. Bundan dolayı gribal enfeksiyonda kesinlikle aspirin kullanılmamalıdır'' diye konuştu.

''Gribal enfeksiyon, başka hastalıkları da ortaya çıkarıyor''

Gribal enfeksiyonun başka hastalıkları da ortaya çıkardığını dile getiren Prof. Dr. Altaş, enfeksiyonun vücut direncini ayrıca düşüren bir endikasyon olduğunu vurguladı.

KBB Hastalıkları Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Altaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gribal enfeksiyon vücut direnci düşük insanlarda sıkça görülüyor. Bu insanlarda gribal enfeksiyon vücut direncini daha da düşürüyor. Buna bağlı olarak kulak iltihapları, sinüzit ortaya çıkabiliyor. Sinüzite bağlı göz enfeksiyonları, kalp, akciğer yetersizlikleri bildiğimiz önemli komplikasyonlardandır.''

Altaş, zamanında yaptırılan aşının da gribal enfeksiyondan korunmak için önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Eczacı Odası Görüşü

Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanvekili Hakan Özcan da, aspirinin ateş düşürücü özelliğinden dolayı halk arasında gribal enfeksiyonlarda kullanıldığını belirterek, şöyle dedi:

''Aspirinin ateş düşürücü özelliği var. Hatta içerisinde aspirin bulunan, suda eritilerek içilen toz ürünler de mevcut. Çok yaygın olmasa da aspirin halk arasında ateş düşürücü özelliğinden dolayı gribal enfeksiyonlarda kullanılıyor. Ancak gribal enfeksiyonlar için sadece aspirin değil, başka ilaçlar da var. Bu tür durumlarda bu ilaçlardan da kullanılıyor. Gribal enfeksiyonda kullanılan aspirinin beyin iltihaplarına yol açtığı iddiasını doktorların tartışması gerekiyor.''

(AYZ-MİS-MHD)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir