Asur'da yaşamış olan halk için bkz. Asurlular
Asur, Mezopotamya'nın kuzey kısmında, günümüzde Musul yöresinde, Dicle Irmağı'na bakan bir plato üzerinde kurulmuş antik bir kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazılar, MÖ 3. binyılın başlarında burada bir yerleşim olduğunu göstermektedir. Ancak yayılma alanı ve diğer nitelikleri hakkında kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar tespit edilen yapı kalıntıları, antik Mezopotamya'da yapıldığı gibi, eski yapıların üstüne aynı tarzda inşa edilmiş olan bir İştar tapınağı altında kalmış temellerdir.[1] Asur, Kalah ve Ninova kentleri Asur'un başlıca kentleridir.
I. Tukulti-Ninurta'nın ölümünden (MÖ ) sonra gerileme dönemine girdi. MÖ yüzyılda I. Tiglat-Pileser zamanında kısa süre yeniden eski gücüne kavuştuysa da, bunu izleyen dönemde hem Asur Krallığı, hem de düşmanları, yarı göçebe Aramilerin akınlarıyla yıprandı. MÖ 9. yüzyılda Asur kralları sınırlarını yeniden genişletmeye başladılar. MÖ 8. yüzyılın ortasından MÖ 7. yüzyılın sonuna değin III. Tukultī-Apil-Ešarra (III. Tiglath-Pileser), II. Šarru-Kinu(II. Şarrum-Ken, II. Sargon) ve Sin-Ahhe-Eriba (Sinahherib) gibi güçlü kralların önderliğinde Basra Körfezinden Mısır'a kadar uzanan toprakları egemenlikleri altında birleştirerek günümüzde Yeni Asur İmparatorluğu olarak adlandırılan bir imparatorluk kurdular.
Son büyük Asur kralı, Aššur-Bāni-Apli (Aššurbanipal)'di. Aššur-Bāni-Apli (Aššurbanipal) (Aššurbanapal, Ailein Halefi - Son Büyük Asur Kralı), Elam'ı ele geçirerek bölge halkını yok etmiştir.
Bu dönemde sanatta büyük bir gelişme olduğu bilinmekteyse de, hükümdarlığın son yılları ve MÖ 'deki ölümünü izleyen dönemin olayları karanlıkta kalmıştır. Asur Krallığı MÖ 'da Keldaniler'in ve Medler'in ortak saldırılarıyla yıkılmıştır.
İmparatorluğun çökmesiyle birlikte Asur halkı da tarihî kayıtlardan silinir. Son olarak Harran ve çevresinde yaşadıkları bilinmekle birlikte kayıtlarda yer almasa da eski imparatorluk topraklarında daha sonraki yüzyıllarda da yaşamlarını sürdürdükleri ve zamanla bölgenin diğer halkları içinde eriyip gittikleri aşikârdır.
Acımasızlıkları ve savaştaki atılganlıklarıyla tanınan Asurlular, anıtsal yapılar da bırakmışlardır. Ninive, Asur, Kalah (Nimrud), Dur Şarrukin (Horsâbad) ve başka yerlerde bulunan kalıntılar, Asurların mimarideki ustalığını göstermektedir. MÖ 'de Med-Babil kuvvetleri tarafından Asur Devleti'ne son verilmiştir.
Günümüzde bazı Süryani toplulukları Asurluların soyundan geldiklerini iddia etmektedirler.
Asurlular, eski zamanlarda Mezopotamya da yaşayan en büyük halklardan biriydi. Kuzey Mezopotamya da Dicle Fırat Nehirlerinin başlangıcına yakın bir yerde yaşadılar. Asur İmparatorluğutarih boyunca birkaç kez yükseliş ve düşüş yaşadı. Burada siz değerli okurlarımıza, Asurluların ilk ile ikinci yükseliş döneminden, nasıl yapıda olduklarından, Asurlular hakkında yükselişlerini, imparatorluklarını, Asurluların geçmişte nasıl savaşçılar olduğunu ve ilginç bilgilerinden bahsedeceğiz. Keyifli okumalar dileriz.
Asurlular ilk olarak Akad İmparatorluğu düştüğünde güç kazanmaya başladı. Babilliler güney Mezopotamyayı kontrol ediyorken, Asurlular kuzey topraklarına sahipti. Bu dönemdeki en güçlü liderlerinden biri Kral Şamşi-Adad idi. Şamsi-Adad döneminde imparatorluk kuzeyin çoğunu kontrol edecek şekilde genişledi, zenginleşti. Ancak, Şamşi-Adadın MÖ deki ölümünden sonra Asurlular güçsüzleşti. Kısa süre sonra Babil İmparatorluğunun kontrolüne girdi.
Asurlular bir kez daha MÖ tan MÖ e kadar imparatorluk haline geldi. Bu kez tüm Mezopotamyayı fethettiler. Asurlular İmparatorluğu Mısır, Babil, İsrail, Kıbrıs dâhil olmak üzere Ortadoğunun çoğunu kapsayacak şekilde genişlettiler. Kral l. Tiglat-Pileser yönetiminde imparatorluk zirve noktasına ulaştı.
İlginizi Çekebilir: Antik Mısır
nest...