Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Hastaneleri Baş Diyetisyeni Sunay Kütük, tamamen bitkisel kaynaklı protein içeriğine sahip aşurenin, emziren annelerin yeterli besin ögelerini almasını sağlayarak, sütünü artırdığını söyledi.
Kütük, yaptığı açıklamada, birçok faydaları olan aşurenin çeşitli tahıllar, kuru ve yaş meyveler, kuru baklagiller, yağlı tohum
çeşitleri içeren zengin vitamin ve mineral içeriğine sahip olduğunu söyledi.
Aşurenin imkanlar dahilinde 7 ile 15 çeşit arasında malzeme ile hazırlanabileceğine dikkati çeken Kütük, başta çocuklar olmak üzere enerji gereksinimi fazla olan bireyler önemli bir besin kaynağı olduğunu vurguladı.
Aşureyi kilo problemi ve kronik hastalığı olan kişilerin, diyetisyenlerinin önerdiği miktarlarda tüketmesi gerektiğini belirten Kütük,
"Tahıl, kurubaklagil ve meyveler ile hazırladığımız aşure hayvansal yağ ve kolesterol içermez. Aşurenin içinde bulunan buğday zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir, aynı zamanda bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Fasülye, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu amino asitler açısından iyi bir dengeleyicidir. Nohut içerdiği potasyum, magnezyum, fosfor ve demir gibi minerallerden zengin iyi bir posa kaynağıdır. Bu nedenle kalp hastaları için yararlı bir tatlı olarak değerlendirilir" şeklinde konuştu.
Anne sütünü artırıyor
Aşurenin içine katılan fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumların omega-3 başta olmak üzere demir, kalsiyum, E ve B vitaminlerini içerdiğine işaret eden Kütük, şöyle devam etti: "Tamamen bitkisel kaynaklı protein içeriği olan aşure, emziren annelerin yeterli besin ögelerini almasını ve bu sayede de anne sütünün artmasını sağlamaktadır. Aşurenin kendi içeriğinde bulunan malzemelerin yanı sıra üzerini süslemekte kullandığımız portakal, nar gibi meyvelerde C vitamini ve antioksidanları içerdiği için kanser önleyici etkiye de sahiptir. Aşurenin 1 porsiyonu besin değeri açısından kalori enerjiye sahiptir. Yüksek kaloriye sahip olduğu için dikkatli tüketilmesi gerekmektedir."
Yayınlanma:
Bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesinin önemini hatırlatan Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger, “Çünkü anne sütünün içeriği bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak yapıdadır. Ancak bu dönemde de doğru ve yeterli beslenmek gerekmektedir. Emzirme döneminde sağlıklı ve doğru beslenmek anne sütünün kalitesini arttırmakla beraber doğum sonrası kilolardan da kurtulmaya yardımcı olacaktır.” dedi.
EMZİRME ANNE SAĞLIĞI İÇİN DE ÇOK FAYDALI
Özger, emziren annelerin nasıl beslenmesi gerektiği ile ilgili bilgiler verdi. Anne sütünün bebeğin gelişimi için en uygun besin olduğunu anlatan Özger, bebeğin gereksinimi olan yağ, su, vitamin, mineral, karbonhidrat ve proteini içermekte olduğunu söyledi. Özger, şunları kaydetti: “Ayrıca anne sütündeki koruyucu maddeler bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara karşı korur. Hijyen açısından da son derece uygun olan emzirme annenin sağlığı için de oldukça önemlidir. Emziren annelerde meme, yumurtalık ve rahim kanseri, kemik erimesi, diyabet, demir eksikliği, doğum sonrası depresyon ve doğum sonrası kanama riski azalır. Emzirme daha sağlıklı ve daha hızlı kilo vermeye yardımcı olur. Ayrıca anne ile bebek arasındaki bağın güçlenmesini sağlar.”
İlk 6 ay anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon hastalıkları, kanser, alerji, diyabet, damar sertliği, kabızlık ve ishal riski azalır, bağışıklık ve sindirim sisteminin güçlendiğini aktaran Özger, zeka gelişimine katkı sağlayan emzirme ayrıca bebeklerin ağız ve diş sağlığını da korumaya yardımcı olduğunu vurguladı.
HER GÜN YENMESİ GEREKEN GIDALAR
Emzirme döneminde doğru beslenme ile sütün miktarının ve kalitesinin arttığını belirten Özger, özellikle bol su tüketmek, protein ve kalsiyum alımını ihmal etmemek gerektiğinin altını çizdi. Özger, emziren anneler için şu şekilde beslenme tavsiyelerinde bulundu:
“Haftada en az 2 kez balık tüketmeyi ihmal etmeyin. Omega 3 kaynağı olan balık, anne sütünün kalitesine destek olur. Izgara, buğulama veya fırında tercih edebileceğiniz balığın taze ve mevsiminde olduğundan emin olun.
Her gün 1 adet yumurta tüketmeye özen gösterin. Yumurta en kaliteli protein kaynağı besindir. Yumurtanız halanmış, omlet veya menemen şeklinde olabilir.
Süt grubu besinlere gerekli önemi verin. Protein ve kalsiyum ihtiyacı için hergün en az 1 bardak süt tüketmeye özen gösterin (Günlük ihtiyaç tüm besinlerde olduğu gibi kişiden kişiye değişkenlik gösterir). Gaz şikayetine sebep olursa laktozsuz sütleri tercih edilebilirsiniz. Kahvaltıda peynir; öğle ve akşam yemeklerinde de yoğurt tüketmeyi ihmal etmeyin. Sindirim sisteminizin sağlığı için probiyotik özellikte olan kefir i her gün 1 bardak içmeyi alışkanlık haline getirin.
Tahıl grubu besinleri unutmayın. Pilav, makarna, ekmek gibi tahıl grubu besinleri her öğün yeterli miktarlarda tüketin. Tam tahıllı olanları tercih edebilirsiniz.
Yeterli protein aldığınızdan emin olun. Yumurta, süt ürünlerine ek olarak; Et, tavuk, köfte, hindi eti gibi et grubu besinleri, kişiden kişiye değişmekle birlikte; gün içerisinde ortalama 5 köfte kadar tüketmiş olmalısınız.
Haftanın en az 2 günü bitkisel protein kaynağı olan kuru baklagil yemeği tüketilmelidir. Gaz şikayetlerini azaltmak adına düdüklü tencerede pişirilmeli, haşlama veya pişirme suyu tüketilmemeli ve kimyon eklenmelidir. Tüm bunlara rağmen gaz şikayetine sebep oluyor ve süt yoluyla bebeğe de geçiyorsa bir süre ara verilmelidir.
D vitamini alımınıza dikkat edin. D vitamini besinlerde bulunmaz; güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle her gün güneşe çıkmaya özen gösterin. Ayrıca D vitamini almak için bebeğinizi de en 15 dakika güneşe çıkarmayı ihmal etmeyin.
Yemeklerde iyotlu tuz kullanın. Doğal besinlerle sağlanamayan iyot, ancak iyotlu tuz kullanımıyla anne sütünden bebeğe geçer.
Tatlı tercihlerinize dikkat edin. Tatlı ihtiyacınızı kuru meyveleri meyve tatlıları, hafif sütlü tatlılar, aşure gibi besin değeri yüksek olan tatlı alternatifleri ile karşılayın.
Açık çay, kafeinsiz kahve, ıhlamur, nane, papatya gibi bitki çaylarını tercih edebilirsiniz. Şekersiz içmenizi öneririm.
Her gün en az 1 avuç kırmızı renkte meyve veya sebze tüketin. Kırmızı renkli sebze ve meyveler, rengini ‘likopen' ve ‘antosiyanin' olarak adlandırılan doğal pigmentlerden alırlar. Kırmızı renk grubunda domates, karpuz, kuşburnu, çilek, kırmızı ahududu, greyfurt, nar, kırmızı biber, kızılcık bulunur. Gün içerisinde kırmızı besin tükettiğinizden emin olun.
Her gün en az 1 avuç turuncu renkte meyve veya sebze tüketin! A vitamininden zengin olan sarı-turuncu renkteki besinler, vücudu harekete geçirir; bağışıklık sistemini güçlendirir. Sarı-turuncu renk grubunda yer alan meyve ve sebzeler: Bal kabağı, havuç, şeftali, kayısı, kavun, mango, nektarin, portakal, mandalina, Trabzon hurması, muşmula, malta eriği (yeni dünya), ananas, papaya, limon, sarı biber, tatlı patates, mısır ve sarı domatestir. Aman turuncuyu unutmayın.
Her gün en az 1 avuç yeşil renkte meyve veya sebze tüketin! Yüksek C vitamini içerikleri ile dikkat çeken yeşil grupta yer alan meyve ve sebzelere de beslenmemizde gereken önemi vermeliyiz. Bunlar, yeşil üzüm, yeşil erik, kivi, lime, yeşil soğan, avokado, brokoli, kara lahana, marul, roka, taze nane, dereotu, tere, kuzukulağı gibi tüm otlar, taze fasulye, kabak, yeşil dolmalık biber, yeşil sivri biber, kuşkonmaz, bezelye, Brüksel lahanası, salatalık, ıspanak, pazı, hardal, semizotu, tere ve diğer tüm yeşil yapraklı sebzelerdir. Yeşilsiz asla.
Her gün en az 1 avuç mor renkte meyve veya sebze tüketin. Çok güçlü antioksidan olan antosiyaninlerden zengin bu renk grubunda: Patlıcan, kırmızı pancar, mor lahana, kırmızı soğan, mor/kırmızı turp, böğürtlen, siyah ahududu, yabanmersini, incir, mor erik, kuru erik, mor, kırmızı, siyah üzüm, vişne, kiraz, kuş üzümü, siyah dut, kuru üzüm, kan portakalı bulunur. Mor renk meyve tabaklarınızdan, salata kaselerinizden eksik olmasın.
Her gün en az 1 avuç beyaz renkte meyve veya sebze tüketin. Kaliteli posa içerikleriyle dikkat çeken; dolayısıyla sindirim sistemi dostu olan bu grupta muz, elma, armut, ayva, karnabahar, beyaz lahana, sarımsak, soğan, zencefil, mantar, patates, turp, yer elması, hindiba, kereviz, enginar ve pırasa bulunur. Beyaz rengi de sofralarımızdan eksik etmeyin.”
annebalBalıkBebekbeyazbitkiÇaydepresyondiyabetDünyakabızlıkkahvekanserkefirMaltaMısırpeynirsütTRABZONyoğurtyumurta
Üzerine bolca serpilmiş kıpkırmızı narı, fındığı, cevizi, minik kayısı-incir parçaları ve tarçınıyla hem göze hem damağa hitap eden bir lezzet, aşure. Muharrem ayında neredeyse herkesin evinde yapılıp komşularla paylaşılan aşure, aynı zamanda bir şifa kaynağı. Bağışıklığı kuvvetlendirip vücut direncini artırmasından kalp ve damar sağlığına, depresyonu önlemesinden çocuklarda büyümeyi desteklemeye dek birçok faydası bulunan aşurenin faydalarını içine eklenen besinler artırıyor.
İdeal aşurenin 41 çeşit malzemeden oluştuğu bilinse de genelde ortalama 15 çeşit malzeme ile sofralara konuluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey, aşurenin buğday, kuru fasulye ve nohuttan kuruyemişlerine, meyvelerden baharatlarına dek pek çok malzemesiyle tek başına dengeli bir öğün olmayı başardığını vurguluyor.
Hem lezzetli bir tatlı tüketmek hem de faydalı bir şeyler yemek isteyenlerin, yüksek besin değeriyle aşureyi ilk sıraya koymalarını öneren Müge Güzey, buna karşın diyet yapanların ve diyabet gibi kronik hastalığı olanların tükettikleri miktara dikkat etmeleri gerektiğini belirterek “Aşure besleyici olsa da porsiyonu başına kalori içeren yüksek enerjili bir tatlıdır. Bir kase aşure 3 dilim ekmek, 1 köfte ve 1 meyvenin toplamına eşdeğerdir. Aşure hazırlanırken rafine şeker yerine tarçın, incir, kayısı, kuru üzüm gibi kuru meyvelerin miktarını artırarak meyvelerin şekerinden faydalanmak diyet yapanlar ve diyabet hastaları için uygundur” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey aşurenin 7 faydasını bakın nasıl anlattı.
KABIZLIĞA İYİ GELİYOR
Buğday yarma gibi tahıllar ve ceviz, fındık, Antep fıstığı gibi yağlı tohumlar, kuru incir posa açısından zengin besinlerdir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey “Aşure içerdiği çözünmez posa ile bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlıktan korunmayı sağlamakta ve bağırsak, rektum gibi kanserlere yakalanma riskini düşürmektedir” diyor.
DEPRESYONDAN KORUYOR
B grubu vitaminleri yeterli düzeyde almak ve omega 3 yağ asitlerinden yararlanmak negatif ruh hali ve depresyon riskini azaltan etkenlerdir. B grubu vitaminlerinin birçoğunu içerdiği kuru baklagiller, buğday ve kuruyemişlerle sağlayan aşure pozitif ruh haline de katkı sağlıyor.
VEJETARYEN DOSTU
Vejetaryenlerin en büyük sıkıntılarından biri besinlerle yeterli proteini karşılayamamaktır. Aşure nohut, kuru fasulye gibi kuru baklagillerle ve fındık, ceviz, fıstık gibi yağlı tohumlarla tamamıyla bitkisel kaynaklı proteinleri içeriyor. Vejetaryenlerin rahatlıkla protein ihtiyaçlarına destek olarak tüketebileceği bir tatlı olarak kabul ediliyor.