atatürk gerçek ölüm sebebi / İlber Ortaylı'dan 'Atatürk'ün ölüm sebebi siroz mu' yanıtı

Atatürk Gerçek Ölüm Sebebi

atatürk gerçek ölüm sebebi

İçimde hiçbir şüphe kalmadı Atatürk&#x;ü zehirleyerek şehit ettiler

Mustafa Kemal Atatürk’ün zehirlendiği iddiası yeniden gündeme geldi.

Yeni Mesaj gazetesi yazarı Yusuf Karaca, bugünkü “Atatürk’ü zehirleyerek şehit ettiler” başlıklı yazısında, “Kaç gündür kafamı kurcalayan bu soruya cevap aradım ve araştırarak öyle sonuçlar buldum ki, Ata'nın ‘şehit’ edildiğine dair, içimde hiçbir şüphe kalmadı” ifadelerini kullandı.

İşte o yazı… 

Atatürk eğer, genç yaşta ölmeseydi, bugün Türkiye çok daha farklı bir ülke olurdu. 'ten, ölümüne kadar ne büyük yatırımlar yaptığı ortada. "Özelleştirme" ile sata sata anca bitirdiler.

İkinci dünya savaşına Ata'nın vasiyeti ile girmemeyi başarmış Türkiye, ikinci dünya savaşının ağır faturasını ödemiş bir Almanya'nın bugün çok gerisinde ise ülkemiz adı konmamış ne tür savaşlar gördü de, haberimiz yok.

Atatürk'ün ölümünden çok değil iki ve üç yıl sonra, ABD ile yapılan anlaşmalar, bugün halen konuşulmuş değil. Asla bir "İnönü" tartışması çıkarmıyorum, merak buyurmayın!

İnönü'nün her insan gibi yanlışları, eksikleri vardır ama değil mi ki, Atatürk'ün silah arkadaşıydı, sessiz kalıp, terbiyeli takınmayı gerektirir diye düşünüyorum.

ABD'nin kara kutusu kabul edilen David Roçkefeller, ölmeden önce çok önemli itiraflarda bulunmuştu. "Atatürk yüzünden planlarımızı yarım yüz yıl ertelemek zorunda kaldık" demişti. Bu adam önemli bir Yahudi'dir. ABD için, söyledikleri "kanun" hükmündedir.

İsrail'in Atatürk'ün ölümünden sonra kurulması ve Türkiye'nin ilk tanıyan ülkelerden olması, hiç sürpriz değil. Hal böyle iken, insanın aklına şu soru geliyor:

ATATÜRK ÖLDÜRÜLMÜŞ OLABİLİR Mİ?

Kaç gündür kafamı kurcalayan bu soruya cevap aradım ve araştırarak öyle sonuçlar buldum ki, Ata'nın "şehit" edildiğine dair, içimde hiçbir şüphe kalmadı. Atatürk'e düşman olmayı dindarlık sanan zavallılar, bazı gerçekleri bilseler, eğer gerçek Müslüman iseler, utancından ölürler.

Dünyayı değiştiren bir insan ölüyor, ama otopsisi yapılmıyor. Üstelik bu otopsi çok istenmesine rağmen yapılmıyor. Atatürk'ün ölümünden sonra düzenlenen birinci raporda "ölüm sebebi karın içinde sıvı, asit toplanması" olarak gösterilirken, ikinci raporda ise "alkolle ilgili karaciğer iltihabı" neden olarak gösterilmektedir.

Ortada hem bir çelişki, hem de büyük bir yalan vardı. Bu yalan raporu, o dönem mecliste etkisi çok olan masonlar çıkarttırıyor.

Masonlar ne alaka, demeyin!

Atatürk'ün şahadetinde ve sonrasında, hep bunlar başroldeler.

Atatürk, mason localarına karşı büyük bir savaş veriyor. Yıl Atatürk, Mahmut Esat Bozkurt'a Masonların taksimat, teşkilat ve ahvalini bildirir bir kitap verir ve der ki;

"Bunu güzelce mütalaa et, bir takrirle Halk Partisi Gurup Başkanlığına ver, gurupta bunlara şiddetli bir hücum yap ve gurupça kapanmasına delalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır."

Böylece Bozkurt, Paşa'nın istediğini yaptı, "Masonlara ölüm" naraları altında, mecliste locaları kapatma kararı çıktı.

Masonlar, Doktor Mim Kemal'i önlerine katarak Atatürk'ün makamına çıktılar; "Efendim biz zaten maiyet-i devletinizdeyiz, fakat siz meşrik-i azamımız olursanız biz pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız" dediler.

Atatürk de karşılık olarak;

"Peki, bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa'da hangi locaya bağlısınız ve metbûnuzun ismi nedir?" diye sordu.

"Biz Cenova'ya tabiiyiz ve reisimiz de Barca Mison Cenaplarıdır." dediler.

Bunun üzerine Atatürk öfkelenip; "Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi, ben sizin gibi, bir çift Yahudi'ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün localarınızı kapatmadığınız takdirde yarın teşkil edeceğim divan-ı harbi örfi'ye hepinizi verir ve astırırım! Haydi defolun karşımdan!" diyerek onları kovdu.

Mustafa Kemal Atatürk, tarihinde Ankara'da Çankaya köşkünde Doktor Mim Kemal Öke"ye hitaben: "Mason cemiyetinin faaliyetini inkılâplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltmeye teşebbüs etmeyiniz." demişti.

Yüksek dereceli bir mason olan Avram (İbrahim, Abraham) Benaroyas, Türkiye Mason Cemiyeti'nin kapandığını Moskova'da bir toplantı sırasındayken öğrendi ve şöyle dedi: "O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır!" (-Laiki Foni "Halkın Sesi" gazetesi, Yunanistan, )

Bu konuda daha geniş ayrıntı ve bilgiye ulaşmak isteyenler; "Yusuf Ziya Koca-Atatürk Öldü mü, Öldürüldü mü?" Adlı kitabı okuyabilirler.

Atatürk öldükten sonra, İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanlığı sırasında, "kanun-u mahsusla localar kapanmadı! Tekrar açmaya hakkımız var!" diyen Masonların müracaatı üzerine, tekrar localar açılıp faaliyete başladılar…

"Atatürkçü" bilinen Celal Bayar ise 'de, Ahmet Gürkan'ın teklif ettiği ve Masonların localarını kapatmak istediği kanun teklifini ret ederek bu suretle localarını kanunla pekiştirdi. Celal Bayar, kendisi de bir masondu.

Ceyhan Mumcu'nun tarihinde Mahiye Morgül'e anlatımından bir alıntı yapalım:

"Bir deniz tabip albayının Atatürk'ün ölümü hakkında yapmış olduğu bir doktora tezi var. Orada Atatürk'e yanlış tedavi uygulandığı anlatılmaktadır. Atatürk sanıldığı gibi siroz hastası değildi.

Atatürk'e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı "Kinin" yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından Doktor Mim Kemal Öke'dir.

Durumu iyice fenalaştıktan sonra yine bir mason olan Celal Bayar, yurtdışından bir doktor getirtir. Yanlış tedavi yapıldığını, karaciğerin bu yüzden iflas ettiğini rapor eden bu yabancı doktordur. İstirahat için 2 ay kadar kaldığı Savarona'da nemli sıcaktan durumu daha da kötüleşmiş, son günlerinde Dolmabahçe Sarayı'na götürülmüştür."

yılında dönemin içişler bakanı Bekarta'nın talebi üzerine bir araştırma yapan Doktor Lebit Yurdoğlu şöyle diyor: "Sn. Hıfzı Oğuz Bekata. Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tespit ettim.

Atatürk'ün ilaçlarının alındığı eczanenin kayıtlarına baktığımda, o dönemlerde sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekimin bilmesi gerektiği ama bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim.

Atatürk'ün tedavi amaçlı verildiği diğer ilaç 'piremidon'dur. İnsanlar üzerinde toksin 'zehirli' etkisi olduğu kesinlik kazanmıştır. 'Civalı diuretik' olan 'salyrgan' isimli ilacın ise 3 Ağustos tarihinde yapılan konsültasyondan önce kullanımının tehlikeli olacağı bilindiği halde bu ilacın kullanılmasına devam edilmiştir. Eppinger, Bergman, Dr. Fissinger, hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hâkim olmuştur."

İşin özü, Atatürk, zehirlendiğini anlamıştı artık. Afet İnan'a yazdığı mektupta aynen şöyle diyordu; "Afet, vaziyetim şudur; bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış ilerlemiştir. Hükümet benim reyimi almaya lüzum görmeksizin Fissinger'i getirtti."

İçişler Bakanı Kaya, İnönü'ye yazdığı yazıda şunları söylüyor: "Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım. Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hâsıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim."

Ata'nın ölümünden sonra, Anadolu'da insanlar ağlamaktan adeta gözleri kör olurken, İsmet Paşa cenazeye katılmıyor. İşbaşına gelir gelmez, mason locaları açılıyor.

Atatürk'ün kovduğu ve "ben hayatta olduğum sürece Türkiye'ye gelemezler" dediği Rotheschild ve Rockefeller aileleri Türkiye'ye çörekleniyorlar. Sonra, İsrail kuruluyor. Atatürk düşmanlarıyla İsrail, ne kadar gurur duysa az!

"Atatürk, içkiden öldü!" yalan ve iftirasını yayanlar, bunun hesabını asla veremezler. Peygamberimizin zehirlenerek şehit edildiğini dahi bilmeyenler, Atatürk'ün zehirlenerek şehit edildiğini, nerden bilsinler!

seafoodplus.info

Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm nedeni sıtma ve HMSS mi?

Üç yıl önce, Atatürk’ün hastalıkları ve ölüm nedeni üzerine yazılanları inceleyerek 9 Eylül gazetesinde “Atatürk’ün sirozu sıtmaya mı bağlıydı?” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.

Yazıda Atatürk’ün sirozunun büyük olasılıkla tekrarlayan sıtma ataklarına bağlı olduğu savımı, özetle şu kanıtlara dayandırmıştım:

1- İlk kez ’da Manastır Askeri Lisesi’nde, Eylül ’te Anafartalar’da, 28 Ağustos ’de Suriye’de, 19 Mayıs ’da Samsun’a çıktığında, 20 Eylül ’da Amerikalı General Harbord ile Sivas’ta görüşürken, ’un son günlerinde, 3 Ağustos ’de Konya’da geçirdiğini bildiğimiz sıtma nöbetleri.

2- Ankara Cebeci Askeri Hastanesi’nde Dr. Arif İsmet’in (Çetingil) etkeni “plasmodium vivax” olarak belirlemesi.

3- 28 Mart ’de Dr. Fissinger’ın Hasan Rıza Soyak’a “Bu hastalığın sırf içkiden geldiği yolundaki düşünce doğru değildir Hastalığın daha başka ve önemli etkenleri olduğunu kabul etmek lazımdır” demiş olması.

4- Ağustos başında gelen Prof. Dr. Eppinger ve Prof. Dr. Bergmann’ın hazırladıkları raporda “Önceden Atatürk’ün çektiği sıtmanın bir etkisi olmadığını kesin olarak söylemek mümkün değildir” yazmaları ve tedaviye kinin eklenmesi.

5- Dr. Neşet Ömer İrdelp’in Atatürk’ün vefatı sonrası Asım Us’a “Vaktiyle sıtma da geçirmiş, dalağı büyümüştü” demiş olması.

6- Sir Patrick Manson’ın ’de yazdığı kitaptaki “Sıtma uzun süre tekrarladığında, kronik hepatit, bağ dokusunda artış ile karaciğerde büyüme veya küçülme ile seyredebilen siroza yol açabilir” ifadeleri.

Geçen üç yılda, yaşamımızı değiştiren COVID enfeksiyonu ile sıtma arasında bazı ortak yönler fark ettim. Halen dünyadaki en ölümcül enfeksiyonlardan biri olan ve çoğu çocuk, yılda yaklaşık bin insanın ölümüne yol açan sıtma etkenlerinden “plasmodium falciparum”, COVID’da olduğu gibi kanın pıhtılaşma eğilimini artırıyordu. Bu eğilim sonucu, sıtmada en sık beyinde, COVID’da ise kalpte gelişen komplikasyonlar ölümle sonuçlanabiliyordu. İki enfeksiyonun ortak bir yönü de geç ortaya çıkabilen ve bazen aşırı bağışık yanıt sonucu, ölümcül olabilen komplikasyonlardı.

Uzamış COVID’de, otoimmün mekanizmalar sonucu farklı organlarda gelişen tabloları göz önüne alarak, Atatürk’ün hastalığını yeniden araştırınca, önceden pek üzerinde durmadığım hiperreaktif malaryal splenomegali sendromu (HMSS) veya tropikal splenomegali denen tablo öne çıktı. Sıtmanın yaygın olduğu tropikal bölgelerde, uzun süre boyunca tekrarlayan sıtma ataklarına bağlı aşırı immünolojik uyarılma sonucu gelişen ve ölüme yol açabilen, IgM yüksekliği ile karakterize bu tabloda, kanda sıtma etkenleri saptanamıyor ve Atatürk’ün durumu ile bire bir örtüşüyor. ’de Hindistan’daki bir hastanede, aşırı dalak büyümesi olan 24 hasta araştırıldığında, en sık neden (7 hastada) HMSS bulunmuş. “HMSS neden Hindistan’da sık?” diye düşününce, yanıtım “Muhtemelen hem plasmodium falciparum hem plasmodium vivax enfeksiyonlarının bir arada bulunması” oldu. 

Atatürk’ün Manastır’daki ilk sıtmasının plasmodium vivax, Suriye’deki sıtmasının ise plasmodium falciparum olma olasılığı yüksek. Sıtma nöbetleri sırasında yaşadığı böbrek sorunları ise plasmodium malariae sıtması ile ilişkili olabilir ve bu üç sıtma türü o günlerde bölgede mevcut. Sonuçta, Atatürk’ün en az iki, belki de üç farklı tür sıtma etkeni ile defalarca karşılaştığı; o günlerde kullanılan kinin ilacının, tanısı konan plasmodium vivax parazitinin karaciğerdeki şekillerine (hipnozoit) etkisiz olması nedeniyle, bu enfeksiyonun karaciğerde uykuya yattığı; yeni bir enfeksiyon edinildiğinde veya direnç düştüğünde, uykudan uyanarak alevlenip, sonuçta birlikte HMSS’ye yol açtıkları hipotezi, eldeki verilerle örtüşüyor. Araştırmayı derinleştirince, Gine’den Belçika’ya gelen ve HMSS tanısı alan 16 yaşındaki bir kişinin öyküsünde, özellikle banyo sonrası kaşıntı yakınması olduğunu gördüm ve Atatürk’ün son zamanlarında yaşadığı kaşıntılarının nedeninin de HMSS olabileceğini düşündüm.

Atatürkçü bir parazitolog olarak benden şimdilik bu kadar. Atatürk’ün hastalığının sıtma ve HMSS ile ilişkisi konusunda, başta gastroenterolog, immünolog, enfeksiyon hastalıkları uzmanı olmak üzere, tüm meslektaşlarımın katkılarını bekliyorum.

PROF. DR. ÜLGEN ZEKİ OK

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ 

TEMEL TIP BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI


mustafa kemal atatürk10 kasımHastalık

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir