kaynağı değiştir]
Çalışmak üzere köyünden Selanik'e giden Mehmet adlı genç, kumaş mağazası sahibi Rendalı Rüstem Ağa'nın yanında iş bulur. Rüstem Ağa'nın kızı Fitnat Hanım ile arasında bir aşk filizlenir ve ailenin de uygun bulması ile evlenmeye karar verirler. Bir düğün günü belirlenir ancak Serez bölgesinde kolera salgını başlar ve Fitnat Hanım koleraya yakalanır. Şifa bulma umuduyla Alaca İmaretine götürülen Fitnat Hanım, orada kendisi türküsünü söyler:[5][6]
“ | Çalın davulları çaydan aşağıya Mezarımı kazın bre dostlar belden aşağıya Suyumu kaynatın kazan doluncaya… Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver. Al başımdan bu sevdayı, götür yâre ver. | „ |
Düğününe üç gün kala ölen Fitnat Hanım'ın yarım kalan türküsünü Mehmet devam ettirir:
“ | Selânik içinde selâ okunur, Selânın sedası cana dokunur. Gelin olan kıza kına yakılır. Aman ölüm zalim ölüm, üç gün ara ver. Selanik Selanik… Issız kalasın. Taşına toprağına bre dostlar, diken dolasın Sen de benim gibi yarsız kalasın. Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver. Al başımdan bu sevdayı, götür ağyara ver | „ |
Calin Davullari caydan asagiya, aman aman.
Mezarimi Kazin be Dostlar,belden asagi.
Mezarimi kazin be Dostlar,belden asagi.
Suyumuda dökün Boydan asagiya, aman aman
Aman ölüm Zalim ölüm, Üc gün ara ver.
Al Basimdan bu Sevdayi,götür Yara ver.
Selanik icinden Selam okunur, aman aman.
Selamin Sedasi be dostlar, cana dokunur.
Selamin Sedasi be dostlar, cana dokunur.
Gümüs Kazmüs Kazma ile Mezar kazin, aman aman
Aman ölüm Zalim ölüm, Üc gün ara ver.
Al Basimdan bu Sevdayi,götür Yara ver.
Aman ölüm Zalim ölüm, Üc gün ara ver.
Al Basimdan bu Sevdayi,götür Yara ver.
Yükleyen:Alkışlarla Yaşıyorum
Yüklenme Tarihi: 14 Nisan -
? Bu yazı Ecem Şimşek tarafından editörün seçimi arasına eklendi ?
Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.
Mustafa Kemal Atatürk.
1. Çalın Davulları (Selanik Türküsü): Türkünün, Atatürkün çok sevdiği Selanik türkülerinden birisi olduğu ve onun sesinden bir kaydının olduğu iddiası yılında ortaya atılmış ve Atatürkün sesinden olduğu iddia edilen kaydın; yılında Can Dündar tarafından Yükselen Bir Deniz belgeselinde ve yılında da Mustafa filminde kullanılan ve çekim ekibi kameramanı Murat Özcana stüdyo ortamında okutturulan bir ses kaydı olduğu ortaya çıkmıştır.
- Reklam Arası -
2. Dağlar Dağlar Viran Dağlar: Bir rumeli türküsü olan Dağlar Dağlar Viran Dağlar da Atatürkün sevdiği şarkılar arasında yer edinmiştir.
3. Yemen Türküsü: Atatürk’ün yanında bulunduğu dönemlerde Mustafa TUNÇ’un etkilendiği ve hiç unutamadığı bir hadise yaşanmıştır. Atatürk’ün bir plaktan sürekli Yemen Türküsü’nü dinleyip ağlaması Mustafa TUNÇ’u çok derinden etkilemiştir. Yemen Türküsü’nü her dinlediğinde Atatürk’ün beni askerimin “Yemen çöllerinde ne işi var?” demesi ve ağlaması Mustafa TUNÇ’un içinde ömür boyu hiç unutamadığı bir anı olarak kalmıştır. Atatürkün gözyaşı döktüğü bu içli türkü de en sevdiği şarkılar arasına girmiştir.
4. Kimseye Etmem Şikayet: 13 Yaşında bir kız çocuğun haykırışı olarak bilinen bu eser, huzurunda şarkı okumuş olan Müzeyyen Senardan Atatürkün Sevdiği Şarkılar albümünde yer bulmuştur.
- Reklam Arası -
5. Bülbülüm Altın Kafeste: Bülbülüm Altın Kafeste için kaynak kişi olarak Ali Şevket Öndesevin, derleyen, notalayan isim olarak da Muzaffer Sarısözenin adı geçiyor. Hatta Sarısözenin, derlemeyi Atatürk ile birlikte yaptığı da rivayet ediliyor.
6. Sarı Kurdelem Sarı: ’de Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nın denize bakan balkonunda sabah kahvesini içerken, bir kayıkçının bu şarkıyı okuduğunu duyuyor. Bu şarkının etkisinden kurtulamayan Atatürk, o gece Safiye Ayla’ya bu şarkıyı söylüyor. Daha sonra şarkının bestekârı olan Fahri Kayahan’ı bizzat huzuruna çağırarak bu şarkıyı söylemesini rica ediyor. Fahri Kayahan, şarkısı: Ben esmeri badem ile fıstık ile beslerim diye bitirince, Ata mırıldanıyor. Ben olsam kaymakla beslerim.
- Reklam Arası -
7. Şahane Gözler Şahane: Bu Rumeli türküsü de Atatürkün en sevdiği şarkılar arasındadır.
8. Hab-Gah-ı Yare Girdim Arz İçin Ahvalimi: Anlamı: Hallerimi anlatmak için sevgilinin uyuduğu odaya girdim ama onun perişan hâlini görünce kendi halimi unuttum.
Gözlerim, kanlı yaşlarımı sessizce akıtırken, dudaklarında ve kalbinde gizli olan emellerimi, dudaklarımla topladığım için, mutluluğum ve tâlihim tebrik edilmelidir. olan bu şarkı Atatürkün en sevdiği şarkılar arasındadır.
Vardar Ovası: Atatürkün konu olduğu çoğu filmde de yer verilen bu şarkı Atatürkün en sevdiği şarkılar arasındadır.
Sarı Zeybek: Ege yöresinde yaşamış ve Egelilerin çok sevdikleri Sarı Zeybek lâkaplı bir efe için yakılan bir türküdür. Sarışın olması nedeniyle, “Sarı Zeybek” ismi Atatürke de yakıştırılmıştır türküdür.
Atabarı: da Balkan Oyunları Festivaline katılan Artvin mahalli halk oyunları ekibi, Atatürkün huzurunda Artvin Barını oynarlar. Oyun, Atatürkün çok hoşuna gider ve tekrar oynanmasını isteyerek kendisi de barbaşı olarak oyuna katılır, sonuna kadar oynar. Bunun üzerine, bu anıyı yaşatmak için yazışmalar yoluyla oyunun adı Atabarı olarak değiştirilir.
Alişimin Kaşları Kare: Yine Rumeli türkülerinden biri olan bu şarkı, Atatürkün en sevdikleri arasına girmiştir.
Mehrali Bey Ağıtı: Sivas Acıyurt yöresine ait Atatürkün en sevdiği türkülerdendir. Yiğit Mihrali Bey adına ölümünden sonra yazılmış anonim ağıttır.
Atladım Bahçene Girdim: Rumeli Türküsü olan bu anonim eser de Atatürkün dinlemekten hoşlandığı şarkılardan biridir.
Cana Rakibi Handan Edersin: Dolmabahçe Sarayında ölümünden iki yıl önce Atatürke şarkı söyledim. Cana Rakibi Handan Edersin şarkısını beğendi. diyor Müzeyyen Senar.
Mani Oluyor Halimi Takrire Hicabım:Safiye Ayla bu şarkının öyküsünü anlatıyor:
Atatürk bir gün İstanbula gelmiş. Beni çağırmışlar. Ben o sıralarda üç dört plağı yayımlanmış, müzik dünyasıyla yeni tanışmış bir ses sanatkârıyım.
Beni Atatürkün sofrasının kurulduğu bir yere götürdüler. Yanında boş bir iskemle vardı. Gel, yanıma otur bakalım dedi İncecik bir ses, nazik, sevecen, askerden çok şairi andıran biri idi ama ne de olsa Atatürktü.
Atatürk öğretiyor
Sesimi beğendiğini, plaklarımı dinlediğini söyledi. Bu akşam benim için bir şarkı okur musun? dedi. Emredin paşam, ne isterseniz okurum diye cevap verdim O halde bana Mâni oluyor hâlimi takrire hicabım adlı parçayı oku dedi. Ben bu parçayı bilmiyordum. Şimdi ne olacak? Yer yarılsa yerin dibine insem. Daha iyisi hemencecik ölsem de hicabımı tekrar yaşamasam.
Bilmiyorum o parçayı paşam diyebildim ama dünyam kararmıştı Bana daha da yaklaşarak bu şarkıyı çok net bir şekilde okudu. İnanın bütün güfteyi ve şarkıyı ondan o sofrada öğrendim. Daha sonra da birlikte okuduk. Bu güzel şarkıyı Onu her hatırlayışımda okurum
Nihansın Dideden Ey Mest-i Nazım: Bir annenin ağzından savaşta kaybettiği evladına yakılmış ağıttır. Atatürkün de en sevdiği şarkılar arasında yer edinmiştir.
Çökertme Türküsü: Bodrum yöresine ait bu türkü Atatürkün zeybeğe olan ilgisi ve sevgisinden de en sevdiği türküler arasındadır.
Eklemedir Koca Konak: Aydın yöresine ait bu türkü Atatürkün en sevdiği şarkılar arasında en bilinenlerden birisidir.
Atatürk, bazı şarkıları da sevmezmiş, mesela:
Karşı yakada İzmirin gülü diye başlayan şarkı için:
Biz o gülü çok kokladık, diye büyük bir gönül yarasının izlerini yüzünde belli edermiş. Böyle söylüyor, Burhanettin Ökte
Atatürkün en buhranlı zamanlarında Türk musikisinden teselli bulduğu da söylenir.
Kaynak: 1 , 2 , 3 , 4 , 5 , 6 , 7 , 8