Su toplaması derinin dış katmanlarında oluşan içi sıvı dolu balonlardır. Aslında bu balonlar vücudun hasar görmüş cilt yüzeyini korumak için gösterdiği reaksiyonlardan biridir.
Su toplamaları, yanık, güneş yanığı, donma, alerji, egzama, bakteriyel enfeksiyonlar ve hatta böcek ısırıkları yüzünden meydana gelebilir, ancak en büyük suçlu sürtünmedir. Cildin belirli bir bölgesinde yeteri kadar sürtünme meydana geldiğinde hücre hasarı oluşur. Vücut daha fazla hasar almamak için bu bölgenin içini sıvıyla doldurur.
Su toplamasının içinde biriken sıvı hasarlı dokuyu korur ve iyileştirir. Bu nedenle su toplamasının en iyi tedavisi yarayı olduğu gibi bırakıp geçmesini beklemektir. Baloncuğun içinde biriken sıvı kırmızı renkteyse, etkilenen bölgedeki kılcal damarların hasarlı olduğunu gösterir. Sıvı sarımtırak bir renge döndüyse, yaranın enfekte olduğu anlamına gelir ve tedavi gerektirir.
Su toplamalarının iyileşmesi zaman alır. Ancak çoğu durumda, bu süreci beklemeden acıyı ve rahatsızlık hissini azaltıp, hareketlerimizi kısıtlamamasını tercih ederiz.
Bu yazıda su toplamasının nedenleri, önlenmesi ve sahada tedavisi hakkında çeşitli bilgiler derlenmiştir. Dağcılık, doğa yürüyüşü ve uzun mesafe yürüyüşlerini aktif olarak icra ettiğim için sıkça başıma gelen bu durumu anlatıp, kendi üzerimde deneyip geliştirdiğim çeşitli tedavi metotlarını sizlerle paylaşacağım.
Fiziksel aktiviteleri kısıtlayan, oldukça acı verici olabilen ve yanlış tedavi sonucunda enfeksiyon kapması halinde ciddi sonuçlar doğurabilecek su toplamalarının başlıca, en sık rastlanan nedeni sürtünmedir.
Sürtünmeye en çok maruz kalan uzuvlar, birer alet gibi kullandığımız eller ve bizi taşıyan ayaklardır.
Su toplamalarının sürtünme dışındaki diğer nedenleri şunlardır
Yazının devamı ayakta meydana gelen su toplamaları odaklı gelişecektir. Elde meydana gelen ve sürtünmeden kaynaklı su toplamalarına da aynı şekilde müdahale edebilirsiniz.
Su toplamasını önlemenin en iyi yolu neden oluştuğunu anlamaktan geçer.
Ayakta su toplanmasını önlemenin 3 anahtarı vardır.
Su toplamalarını önlemenin başlıca kuralları uyanık ve farkında olmaktır. Su toplamalarını meydana getiren sebepleri öğrendikten sonra bu faktörleri devamlı gözlemlemeli ve azaltmalısınız.
Yukarıda özet halinde sıralanmış başlıkları aşağıda daha geniş biçimde açalım.
Seçtiğiniz ayakkabı veya botun burun kısmındaki kalıp ayak parmaklarınızı sıkı sarmamalı, rahat hareket edecek boşluk mutlaka bulunmalıdır. Ayakların taraklardan başlayıp parmak uçlarına kadar olan kısmını, içinde bulunduğu oda içinde rahat hareket ettirmeniz gerekir. Bu boşluk yalnızca parmak yaralanmalarını azaltmakla kalmaz; aynı zamanda soğuk havalarda içinde sıcak durağan hava oluşması için de gereklidir. Hem parmak yaralanmalarını önlemek, hem de soğuktan ayakların daha az etkilenmesi için ayakkabı ve bot satın alırken en az yarım numara, ideal olan 1 numara büyük beden tercih etmelisiniz.
Saatler süren yürüyüşlerin sonunda kan ayaklarınıza hücum edecek; böylece ayaklarınız şişecektir. Şişen ayaklarda sürtünme daha çok meydana geleceği için yumuşak kalıplı ayakkabılar tercih edilmelidir. Uzun yürüyüşler veya karlı havalar için sert kalıplı ayakkabı tercih etmişseniz, yine ayağınıza tam oturan ayakkabıyı değil, en az bir numara büyük olan ve ayak parmaklarınızı içinde hareket ettirebildiğiniz numara doğru seçim olacaktır.
Sıkı ayakkabı tercih etmenin bir diğer olumsuzluğu da özellikle soğuk havalarda kendini gösterir. Soğuk havalarda ayaklarınızın ısınması için, içinde durağan havanın oluşacağı bir boşluk gereklidir. Yürüyüş botlarında en az yarım bir numara, dağcılık botlarında ise bir veya iki numara büyük beden tercih edilmelidir. Bu sayede ayakkabıda ılık hava oluşması için yeterli boşluk olacak, ayrıca kan akışı olumsuz etkilenmeyecektir.
Yaklaşım ayakkabısı yazısında bahsettiğimiz approach shoe veya sandaleti de denemenizi, kuru havalardaki yürüyüş faaliyetlerinde botları dolaba kaldırmanızı tavsiye ederiz.
Dikkat etmeniz gereken bir başka husus ayak bileklerinizi ayakkabıya (veya bota) sabitlemektir. Sabitleme ile kasıt ayağınızın ayakkabı içinde ileri geri, yukarı aşağı kaymasını engellemektir. Unutmayın, su toplaması sürtünmeden oluşur.
Yukarıdaki görseldeki Scholl topuk koruyucunun çifti 20 TL'ye satılıyor. Gerçek deriden yapılan bu koruyucu ayakkabının topuk kısmına yapıştırılıyor. Bileğinizi ne kadar sabitlerseniz sabitleyin, ayak yapınızdan veya ayakkabının kalıbından ötürü ayağınız ayakkabının içinde geziniyorsa, topuk bölgesinde kaymayı (böylece sürtünmeyi) önleyen yukarıdaki koruyucuyu kesinlikle edinmelisiniz.
Ayakların kaymasını önlemenin tek yolu ayakkabı veya botları bileğe sabitlemektir. Bunun için ayakkabıyı giyerken ilk olarak tüm bağcıkları gevşetmelisiniz. Ayağınızı ayakkabıya yerleştirdikten sonra burnunu havaya kaldırarak, topuğunuz yere bakacak şekilde ayağınızın geriye dayanmasını sağlamalısınız. Bu esnada baştan sona doğru bağcıklar daraltılmalı ve bilek seviyesine gelindiğinde sıkı bir bağcık atılarak ayakların öne kayması engellenmelidir. Bağlama işlemi sona erene kadar burun havada durmalıdır.
Aynı yöntem tırnak yaralanmalarına karşı da etkilidir. Özellikle dik inişlerde bileklerinizi ayakkabıya (veya bota) iyice sabitlemezseniz, ayak parmakları ayakkabının ucuna dayanarak tırnaklarınıza ve ayakkabının iç astarına zarar verecektir.
Çorap deyip geçmeyin. Yüzlerce lira para verip, rahatlık ve kullanışlılık beklediğiniz ayakkabılarınız, yanlış çorap seçimiyle beklentilerinizi boşa çıkarabilir. Çorap, ayakkabının vazgeçilmez tamamlayıcısıdır. Ayaklarda meydana gelen ter buharını üstünde tutmayıp ileten, sürtünmeden meydana gelen ve dolayısıyla su toplamasına neden olan tahrişi azaltıp ayaklarınızı koruyan doğru seçilmiş çoraplardır.
Pamuklu çorapların teri emdiğini; dolayısıyla bunun ayaklarımızı daha rahat ettireceğini düşünmemiz doğru bilinen bir yanlıştır. Pamuklu kumaşlar teri ve nemi hapseder. Oysa su toplamalarından korunmak için ideal olan terin ve nemin ayaklardan uzak tutulmasıdır. Bu sebeple sentetik çoraplar, yün karışımlı çoraplar nefes alabildikleri ve ter tutmadıkları için sportif faaliyetlerde tercih edilirler.
Giydiğiniz tek kat çorap yeterli gelmiyorsa iki kat çorap giyin.Böylelikle meydana gelecek sürtünme ayağınızla çorap arasında değil, iki çorap arasında olacağından ayağınız tahrişten ve devamında meydana gelebilecek su toplamasından korunmuş olacaktır.
Konu hakkında daha geniş bilgiyi doğru çorap seçimi yazımızda bulabilirsiniz.
Mola verdiğinizde üşenmeyip bot ve ayakkabılarınızı çıkarıp içlerini, çoraplarınızı ve hatta ayaklarınızı kontrol edin. Nemli cilt su toplamalarına karşı daha korumasızdır. Bu durumu önlemenin en iyi yolu çorapları çıkarıp ayaklara nefes aldırmak, birkaç dakika kurumalarını beklemek ve yeni bir çift çorap giymektir.
Akşamları tulumunuza her iki çift çorabınızı da atıp vücut sıcaklığınız sayesinde kurumalarını sağlayabilirsiniz. Eğer güneşli bir havada yürüyorsanız, nemli çorapları çantanıza asmak kurumaları için yeterli olacaktır.
Çoraplarınızı değiştirmek için burunlarının erimesini beklemeyin. Özellikle yün ve sentetik karışımlı çorapların tabanları kullandıkça ve yıkadıkça kimi yerlerde seyrelir, bazı bölümlerde sertleşir, bazen de topaklaşır. Çorapları ters düz ederek taban bölgelerini elle ve gözle kontrol edin.
Su toplaması tedavisinin en önemli adımı, bu rahatsız edici durum gelişmeden farkına varıp, önlem almaktır. Örneğin ayakkabının sol burun kenarı her adımda baş parmağınızın yanına sürtünüyor veya baskı uyguluyorsa, kilometre sonra bu nokta acımaya başlayacak demektir. Eczanelerden satın alabileceğiniz, yola çıkmadan önce yarım metre kadar kesip çantanızdaki ilk yardım kitine eklediğiniz kumaş flasterler bu gibi durumlarda çok işinize yarayabilir.
İlerleyen saatlerde ayağınızda başınıza iş açacağını düşündüğünüz bir baskı noktası oluştuğunu hissettiğinizde durun. Yukarıdaki flasterden sürtünme meydana gelen bölgeyi kapatmaya yetecek kadar olan miktarda kesip baskıya/sürtünmeye maruz kalan bölgenin üzerini kapatın.
Flasteri kamp kuracağınız yere geldikten sonra bekletmeden çıkarın. Bırakın cildiniz nefes alsın. Ertesi gün yola çıkmadan önce tazeleyebilirsiniz.
Ayaklarınızı kontrol ettiğinizde, sızlayan bölgede kızarma gelişmişse moleskin gibi daha ciddi çözümler uygulamanız gerekebilir. Moleskin birebir Türkçe karşılığını bulamadığım bir kelime. Basitçe anlatmak gerekirse; moleskin pamuktan imal edilmiş, değişik bir dokuma tekniğiyle süet gibi bir doku kazandırılmış, en çok su toplaması gibi ayak yaralanmalarında kullanılan bir çeşit kumaş.
Ülkemizde Dr Scholl ve Coghlan's markalarının moleskin ürünlerini bulmak mümkün. Moleskin genellikle tabakalar halinde satılıyor. Uygulama şekli yukarıda verdiğim flaster ile aynı. Keserken köşelerini yuvarlatırsanız, ayağınızda daha uzun süre sıyrılmadan duracaktır. Moleskin'leri faaliyet bitene kadar çıkarmadan kullanabilirsiniz.
Yukarıdaki önlemleri almayı unuttunuz, ihmal ettiniz (yazdığıma aldırmayın, ben de ihmal ediyorum) veya her şeye rağmen ayaklarınız su topladı. Peki, ne yapmak lazım? Aşağıdaki videoda izleyeceğiniz kendi üzerimde uyguladığım tedavi yöntemini yaklaşık 3 yıldır kullanıyorum. Yaraya henüz oluşma aşamasındayken, cılk yara halini almadan, su toplaması kocaman bir balon olmadan müdahale ediyorum.
Su toplayan bölgeyi kendi haline bırakmak en iyi müdahale olsa da, bazı durumlarda su kesesini patlatmanız gerekebilir. Bu durumda; su kesesinin iltihaplı olup olmadığından emin olun (sarı, beyaz veya yeşilimsi rengi olup olmadığını gözlemleyin). Enfeksiyon kapmış olabileceğini düşündüren bir durum olup olmadığını gözden geçirin. Böyle durumlarda müdahale etmek yerine en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Enfeksiyon riski olmayan durumlarda nasıl müdahale etmeniz gerektiğine göz atalım.
Üzerine antibiyotikli deri pomadı (örneğin Thiocilline) sürmek çok iyi bir fikir. Aman ne gerek var demeyin. Su keseciğinin patlattıktan sonra üstünü yukarıda anlattığım moleskin bandıyla kapatın. Bandın 2 -3 gün kalmasını sağlayın. Birkaç günün sonunda su toplaması iyileşecektir. Deriyi kesecekseniz bu işi ev ortamında, sterilize edilmiş malzemeler kullanarak yapmayı ihmal etmeyin. Deriyi kaldırdıktan sonra taze derinin üstüne yine antibiyotikli pomat uygulayın.
Burada anlattığım yöntemleri deneme yanılma ile, kendi üzerimde birçok farklı yöntem deneyerek geliştirdim. Yukarıda defalarca ifade ettiğim gibi; su toplamalarının en iyi tedavi yöntemi pek çok hastalıkta olduğu gibi başlangıç aşamasında müdahale etmektir. İdeal olan su toplamalarını meydana getiren faktörleri en aza indirmektir.
Eğer sizin de bildiğiniz farklı tedavi yöntemleri varsa aşağıda yorum bölümünde paylaşırsanız sevinirim.
Su toplaması günlük hayatımızı olumsuz etkileyen sorunlardan biridir. Deride meydana gelen bu sorun pek çok nedene bağlı olabilir ve günlük yaşantımızı olumsuz yönde etkiler. Herkesin yaşayabileceği bir durum olan su toplaması özellikle hassas cilde sahip olan kişilerde daha çok görülür. Su toplaması neden olur sorusuna verilecek pek çok cevap vardır. Özellikle ayakta olan su toplaması yanlış ayakkabı seçimi, uzun süre ayakta kalınması ve ayakkabı içine kum, taş gibi yabancı maddelerin girmesi olarak sayılabilir.
Elde görülen su toplaması ise genellikle uzun süreli alet kullanımına bağlı olmaktadır. Peki elde su toplaması nasıl geçer? Bu sorundan kurtulmak için öncelikle el ve ayakların kuru ve temiz tutulması büyük önem taşımaktadır. Su toplamış olan bölgelerin havalandırılıp oksijenle temas etmesini sağlamak kısa sürede iyileşmesini kolaylaştıracaktır. Parmakta su toplaması nasıl geçer sorusuna verilecek cevap da aşağı yukarı aynısıdır. Bunların yanında aloe vera ve çay ağacı yağı da su toplayan yere sürüldüğünde hızla iyileşme sağlamaktadır. Ayakta oluşan su toplaması belli bir nedene bağlı oluşmamış ve uzun süre geçmemişse mutlaka bir doktora danışılmalı, nedenleri araştırılmalıdır.
Su toplaması en özet haliyle dokunun tahriş olmasıdır. Vücudun herhangi bir noktasına meydana gelebilir. Küçük kabarcıklar şeklinde olan su toplaması genellikle ayakkabıların ayağın arka kısmına vurmasından sonra görülür. Peki deride su toplaması nasıl geçer? Su toplamasına ne iyi gelir?
Su toplaması ellerde ve ayaklarda olabilen bir sorundur. Bazı durumlarda kaşıntı bazen de yanma yapabilen su toplaması genel olarak rahatsız edici bir durumdur. Eğer vücudunuzda su toplaması varsa hemen geçmesi için uzman bir doktordan destek alabilirsiniz. Her yaştan kişide oluşabilen su toplamasının pek çok nedeni vardır. Genel olarak derinin tahrişi su toplaması anlamına gelmektedir. Ellerde ve ayaklarda oluşabilen su toplaması bölgede sürtünme ve tahriş olduğunda ortaya çıkmaktadır. Ayağın bir yere sürtmesi sonucunda oluşan derideki deformeler su toplamasının oluşmasına yol açabilir.
PEKİ DERİDEKİ SU TOPLAMASI NASIL GEÇER?
Su toplaması nasıl geçer ayak ve ellere müdahale yapılmalı mıdır diyenlere gazlı bezle temizlik öneriliyor. Eğer gün içinde dışarı çıkmak zorundaysanız ve ayakkabı giymek zorundaysanız su toplayan yeri temiz gazlı bezle kapatarak ayakkabı giyebilirsiniz.
Ayaklarda oluşan su toplaması için de vazelin kullanmanız önerilir. Vazelin sürdüğünüz doku yumuşar ve yüzeylere temas ederken acı hissi oluşmaz.
İLİŞKİLİ HABERVazelin yüze sürülür mü? Vazelinin cilde faydaları nelerdir? Vazelin kullanım alanları
Cildin kolay toparlanması için cilt problemlerinin çoğundan kantaron yağı kullanılabilmektedir. Kantaron yağını yanık cilde pamuk yardımıyla ya da sprey şişesiyle uygulayabilirsiniz. Kantaron yağı yanığın iyileşme sürecini hızlandırıp iz kalma ihtimalini de azaltabilmektedir.
İLİŞKİLİ HABEREn etkili yara izi kremi! Yara izlerini gideren eczanedeki kremler neler
SU TOPLAMASI PATLATILIR MI?
Su toplaması çok rahatsız edici bir durum olduğundan su toplaması patlatılır mı? Diye merak edilmektedir. Ancak kendi kendinize su toplayan yeri patlatmak bazı durumlarda tehlikeli olabilir. Eğer patlatırken kullanacağınız iğne steril ise bir sorun olmayabilir. Fakat steril olmayan iğneyle yapılan işlem bölgenin enfeksiyon kapmasına yol açabilir. Ciltte neden su topladığı da mutlaka bilinmelidir. Örneğin güneş yanığı yüzünden su topladıysa kesinlikle evde müdahale edilmemelidir. Ya da virütik bir su toplama olduğunda patlatılırsa virüs başka yerlere de dağılabilir. Genel olarak su toplayan yeri uzman bir doktorun görmesi daha faydalı olacaktır. Risk almak hayati tehlikenin bile oluşmasına yol açabilir.