Ayten Mutlu
AYTEN MUTLU
Hazırlayan : Mehmet Murat YAŞAR
YAŞAMI
YAPITLARI
Dayan Ey Sevdam ()
Vaktolur ()
Seni Özledim ()
Kül İzi ()
Denize Doğru ()
Çocuk ve Akşam ()
ŞİİRLERİ
KÜL İZİ
Bir Sen Biliyorsun
Bir Tanımı Olmalı
Dörtlükler
Gitme
Göç
Hayat
Ölüm
Saklambaç
Sen, Düşüm Benim
Yalnızlık
Yol Ayrımında
ÇOCUK VE AKŞAM
rüzgâr
6 Ekim tarihinde Bandırma'da doğdu.[1] İlk ve ortaöğrenimini Bandırma'da tamamladı.[2] yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu.[1][2]Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesindeki eğitimini üçüncü sınıftan bıraktı.[1] senesinde bir kamu bankasında çalışmaya başladı, yılında emekli oldu.[1]
İlk şiir, hikâye ve denemeleri, ortaokul yıllarından itibaren yerel gazetelerde yayımlanmaya başladı. Sonraki yıllarda şiir, deneme ve çevirileri çeşitli dergilerde yer aldı. Şiir yazıları ve çevirileriyle tanındı.[1] İlk şiir kitabını 'te yayımladı. Çağdaş İngilizce şiirleri Türkçeye çevirdi. Eski çağlardan günümüze kadar kadın şairlerin eserlerini tanıtmak amacıyla kadın şairin yer aldığı bir antoloji hazırladı. Pek çok ülkede (Hindistan, Makedonya, Sırbistan, Romanya ve Fransa) şiir kitapları yayınlandı. Tabiat, zaman, aşk ve toplum gibi terimler şiirlerinin ana konusu oldu. Feminist şair Yunan mitolojisinden faydalanarak kadının toplumdaki yerini sorgular.
"Gölgene saklanamazsın/ Güneşe çık" diyor seafoodplus.info, kime sesleniyor?
Bize sesleniyor bence, biz kadınlara
"içimde durmaksızın/ yaprak döken bir ağaç" da diyor; kimin içindeki ağaç durmadan yaprak döküyor? Biz kadınların
"Ayten Mutlu, şiir dünyasına girmeden önce, daha yetmişli yıllarda Kadın Hakları Hareketi'nde belirir. Onun bu tutumu, her türlü baskıya karşı insana bakışını yansıtır. Şiirinin sıcaklığı, hüznüyle de sevinciyle de coşkusuyla da insancıllığın her hâlini barındırır." diyor toplumcu gerçekçi anlayıştaki şiir öykü ve deneme yazarı Osman Bozkurt.
Şiirin geçmişi, şimdiki zamanı, şiirin geleceği
"Zamana karşı durandır şiir, ölüme de" diyor şair. Düzyazı öyle mi!.. Onun çağı vardır; şiirin zamanı yok! Şiirin çağı, geçmişi, şimdiyi, geleceği kapsayan bir çağ
Örneğin AYTEN MUTLU hangi yüzyılın şairi?
Toplumsal gelişme, bazı şeyleri değiştirse de kadınlar; hep ezilenler, baskı görenler arasındaki yerlerinde duruyorlar.
Kadın, eğitimde erkekle aynı haklara sahip değil; dolayısıyla kültürel gelişimden de payını alamıyor.
Son çağda, giderek, bu durum biraz değişse de yine kadın ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtulmuş değil. Şiirlerde hâlâ kadın, aşk teması dışında, üstün özellikleriyle işleniyor diyemeyiz.
AYTEN MUTLU'nun şiirlerine bakarsak; kadın teması bizi hüzünlendirerek işlense de, sonuçta yarına da umutla bakmamızı sağlıyor.
Hüzünlendirmesi çok doğal; eşit sayılmamanın hüznü hangi kadını etkilemiyor ki!.. Hangi erkek bu konuda kadın kadar duyarlı?.. Öyle olsa bugüne kadar çok şey değişirdi; oysa kadının sezgisi erkekten çok daha güçlü, duyarlılığı da
RÜZGÂR
kadın kum tanesinden bile küçüktü
daha küçüktü deniz kadındaki acıdan
esip duruyordu o eski rüzgâr
denize ve Samanyolu'na aldırmadan
ve kadın yürüyordu çıplak anılarıyla
kumlara ve yıldızlara basmadan.
AYTEN MUTLU
Kadının acısını, görünmezliğini, duyumsadıklarını bundan güzel anlatan bir şiir var mı? Bir tablo çizmiş ressam gibi sevgili şairim; gözünüzün önünde canlandırın o tabloyu Çoğu kadının gerçeği bu!
YALNIZLIK
ruhundaki delik deşik bıçkın kayığı
terkedip girdapların çılgın dansında
sığınmak mavisiz bir limana.
AYTEN MUTLU
Ne güzel bir anlatım; hem mavisiz hem liman! Tezadın böylesi
GİTMEK
"gün gelir insan anlayıverir
tek başına yaşlanan bir ağaç olduğunu
o yüzden kederi yazmak isteyebilir
rüzgârın gövdesinde açtığı yaralara
sonbaharda şaşarak öğrenirsin
yaprakların rengine inanmamayı
ve zamanın o müthiş yalanını
o müthiş yalanını tutkunun, ihtirasın
anların, anıların,
çılgın bir nehir gibi kör koşularda
yaşadıklarının ve yaşayamadıklarının
dağlarda, odalarda, avunmalarda
çoğaldın sandığın azalmalarda"
AYTEN MUTLU
Rüzgâr:Zaman
"Perişan hâlin oldum sormadın hâl-i perįşanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım."
FUZÛLÎ
Şair rüzgâr sözcüğünü "Benim hayatım, vakitlerim hep böyle mi geçsin, ne dersin güzel hanım" derken zaman anlamında kullanmıştır.
Ne yaralar açıyor zaman insanda!.. Sonbaharı yaşarken gerçeği anlıyorsun; ancak çok geç artık
YAHYA KEMAL'in dediği gibi:
"Dönülmez akşamın ufkundayıseafoodplus.info çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle."
Anlar da, anılar da yalan
"Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden."
"zamanın ve hayatın büyük sırrını
gök sadece yağmura anlatır sonsuzluğu
oysa unutur damla toprağa değer değmez
yağmurun da kederli bir ülke olduğunu
unutmaktan başka güz yokmuş gibi
ve hayattan daha gerçek bir yalan
toprağa ne söyler yağmurun sesi
bir şarkı mı, bir şiir mi, bir güz hikâyesi mi
yaşlı bir ağaç olsan, çırılçıplak bir ağaç
ne söylerdin, kalbinde esip duran rüzgâra?"
AYTEN MUTLU
Şair, yazar ve çevirmen Gültekin Emre, “Yenik, ezik şiirler değil tersine, tüm hüznüne karşın, aydınlık şiirler” diyor Ayten MUTLU'nun şiirleri için.
SEVİ
sabah olur, uyanırsın yanımda
kuşlar kanatlarına sesini çizer
durur geceki yağmur
sokaklar güne iner sen gülersin,
gözlerine pazar yeri kurulur
bir çocuk annesini kaybeder
senin yüzünde bulur
konuşuruz, yolcular eve varır
yanar gemilerde bütün ışıklar
ay iner denizlere
çilingir sofraları kurar balıklar
yüzüne dokunurum, gözlerim dolar
dünyanın her yerinde
yeni bir şarkıya başlar kadınlar.
AYTEN MUTLU
Kadının acısı çeşitli imgelerle dile getirilirken lirik bir biçimde, umutsuzluk yoktur.
Cumhuriyetin yılı için marş besteleyen FAZIL SAY, "AYTEN MUTLU'nun 'VER ELİNİ' şiirinden yola çıkmak istedim.
Marş yazmak kolay değil. Özellikle iyi bir şiir bulmak hiç kolay değil. Gelecek vadeden bir şiir bulmak gerekti. AYTEN MUTLU'nun 'VER ELİNİ' şiirini bulduk ve irtibata geçtik. Bu şiirden yola çıkarak bestemi ilerletmek istediğimi söyledim. yıl önce yazılmış bir şiir olduğu için ona 'yüzüncü yıl' ve 'Atatürk' konulu eklemeler yapmak gerekti. 'Göğün mavi şimşeği Ata'mın gözlerinde, daha nice nice yüzüncü yıllara' gibi gelecekteki yüzüncü yıllara da umutla baktığımızı gösteren cümleleri ekledik. Şiiri bu şekilde tamamlayarak marş haline getirdim."
AYTEN MUTLU VE FAZIL SAY'I KUTLUYORUZ.