azmak nehri nereden dogar / Bodrum Akyaka Nasıl Gidilir?(Çözünme) - İstanbul ve Türkiye'nin tüm şehirleri

Azmak Nehri Nereden Dogar

azmak nehri nereden dogar

Ergene Nehri

ABCDEFGHIKLMNOPRSŞTUYZ

Greklerin Argianes, Erginis veya Erginos sözcüklerinden geliyor olabilir. Milattan önce 'li yıllarda Yunanistan'ın Arkedya (Orchomenus) adlı şehir devletini yöneten bir kralın adıymış. Klasik sözlüklerde Erginos Nehri'nden bahsedilirken "suyu, şarap gibi insanları zehirler" şeklinde söz ediliyormuş. Köprübaşında bir zamanlar var olduğunu işittiğimiz Rum meyhaneleri geliyor da aklıma

Adlandırılması: Agrianes ( BC - BC) ve Erginos (30 BC - AD )
Agrianes (Egrenes)

Coğrafya, ona sahip olan, onu yücelten kültür ve kimlikleri üzerinde taşır. Osmanlı buraları feth edip İslamiyetle tanıştırınca Arginos kimliği tarihin tozlu raflarına atılarak yerine Ergene kimliği geliştirilmiş. Kendi hikayeleri, meselleri, rivayetleriyle birlikte

Sinanlı'dan Erdoğan Toptancı'nın anlatımıyla Ergene adı su basması ve sellerle ilgiliymiş. "Alpullu ilkokulunda Mazhar Pamucak adlı bir hoca vardı. Mazhar hoca derdik ona. Zeki bir insandı, hiç bir lafın altında kalmazdı. Bize o anlattı. Eskiden Pancarköy-Sinanlı yolunda nehrin üzerinde tahtadan yapılmış bir köprü varmış. Her sene sel gelir, bu köprüyü alır götürürmüş. Ertesi sene yenisini yaparlarmış Sele bir türlü köprü dayandıramıyorlarmış. Sonunda Koca Mimar Sinan'a görev verilmiş, "Buraya güçlü bir köprü yap" denilmiş.  O da şimdiki güzel ve güçlü köprüyü yapmış. Sonra insanlar yukarıdan gelen sellere ER-GENE bakalım demişler. Böylece nehrin adı ER-GENE olarak kalmış".

İster dönüşsün, isterse dönüşmemiş olsun toponomik isimlerin arka planı boş kalmaz, mutlaka bir hikaye yakıştırılır. Biz Rum Kralı Arginos'un üç bin yıl önce yaptığı kör savaşlarla değil, Ergene Nehri'nin bahar aylarında taşıp etrafını yıkma sorunlarıyla, köprüsüyle, etrafındaki pirinç tarlalarıyla, bentleriyle, fabrikanın yaptırmış olduğu Savak ile ve günümüzde ortaya çıkan kirlilik sorununu nasıl çözeceğimiz konularıyla ilgiliyiz.

Eskiler Ergene'ye Kanlı Azmak derlermiş, günümüzde ona vermemiz gereken daha uygun ifade Kara Azmak Çünkü sim-siyah, zifir-katran akıyor

"Erginos" bahsini kapatmak üzeydim ki aklıma dedemin soyadı geldi "Ergin" Ben bu sözcüğü hep "ermiş" anlamında değerlendirmişimdir. Ergen, ergin yani aklı başında Ermiş, yani daha iyi düşünen, daha iyi akl eden. Olayların künhüne vakıf olan, olayların iç dünyasına nüfuz eden Öyle anlaşılıyor ki 'li yıllarda nüfus memuru bu soyadını kendilerine verirken kültürel çevrede yaygın kullanılan bir sözcüğü seçti Sık kullanılan bir kelime Ne manaya geldiğini muhtemelen kendisi de  bilmiyordu. "Ergin" olsun dedi geçti

Ergin; bizim kültürümüzde ergen veya akıllı
Ergen; Ergene Nehri  yani suyu (aklı, feyzi) bol, dereleri, kolları, kaynakları veya kaynak suları
Ergenos; yöneten, idare eden, soylu, yüksek mevkilerde olan, âli
Ergenos; eski Grek kralı

Bazı kelimelerin tarihleri çok eski ve içerdiği anlamlar farklı olabiliyor. Sözcükler de insanlar gibi değişik elbiseler giyiyor. Yeni yazılış biçimleri kazanıyor, yeni anlamlara bürünüyor. Onların eski yazılış ve söyleyiş biçimleri ile unutulmuş olan anlamlarını, evet bilelim ama, bu sözcüklere de mal bulmuş magribî gibi sarılmanın ve onları yüceltmenin de anlamı yok.

Doğduğu, Gezdiği ve Döküldü Yer: Ergene Nehri, km uzunluğunda Istıranca (yıldız) Dağlarından doğuyor. Saray ilçesinin kuzeyinde rakımlı Taşpınar Tepesi çevresindeki kaynak suları onun ilk çıkış yeriSonra menderesler çizerek köyleri ve kasabaları ziyaret etmeye başlıyor.  İlk uğrak yeri Saray'ın Kavacık Köyü. Sırasıyla şu yerleşim yerlerinin yakınından veya içinden geçiyor: Saray, Çerkezköy, Çorlu, İnanlı (Muratlı), Lüleburgaz, Alpullu, Babaeski, Pehlivanköy ve Uzunköprü 

Muratlı'dan gelen Çorlu Deresi İnanlı girişince Ergene deresiyle buluşuyor. İlk kol olmasına karşın, Ergene Nehri Çorlu Deresi  ile başlamıyor. Çorlu Deresi gerçekte Ergene Nehrinin ilk kolu Fakat haritalar hep farklılık gösteriyor. Eski haritaların bazılarında Çorlu Deresi de Ergene olarak gösterilmiş. Sanırım Ergene'yi Saray beldesi çıkışlı görmek daha doğru. Çorlu Deresi ve Ergene Nehri İnanlı'da birleşiyorlar.

tarihli haritalara bakarsak Saray'dan gelen akıntının adı Yeryuna Suyu. Yeryuna Suyu ile Çorlu Deresi İnanlı'da birleşiyor ve Ergene Nehri şekillenmeye başlıyor. Fakat daha sonrakı yıllarda Ergene Nehrinin başlangıcı olarak Saraydan gelen kaynak temel alınmış. Belki daha doğrusu Çorlu Deresi ile Yeryuna Suyu birleşerek Ergene Nehrinin ortaya çıkmasına neden oluyor, kuzeyden ve güneyden gelen kollarla besleniyor.

Ergene Köprüsü: Bu konuyu "Köprüler" başlığı altında ele aldım. Lütfen oraya bakınız.

Tahta Köprü: Köprüler başlığı altında değiniyorum ama burada da kısaca değinelim. Eskiden köylülerin öküz arabaları Mimar Sinan'ın yüksek köprüsünü çıkmakta zorlanırlarmış. Bu nedenle Ergene Köprüsünün yanına tahtadan küçük bir köprü daha yapmışlar. Köylüler fabrikaya pancar getirecekleri zaman Sinan köprüsünden değil bu küçük köprüden geçerlermiş. Öküzler tahtalar gıcırdadığı için bu köprüden geçmek istemezlermiş. Sonra tahta köprüyü yıkıp beton bir köprü yapmışlar. Fakat Ergeneyi genişletme çalışmaları sırasında o köprü de yıkılmış. Şimdilerde hiç bir iz yok.

Kirlenmesi: yılında sanayi fabrikaları Çorlu’ya geldikten sonra Ergene bozuldu. Eskiden çok balık vardı. Bir eşek arabası balık doldururduk. Zurna veya yayın, kefal, sazan ve kızıl kanat balıkları vardı. Hepsinin adlarını hatırlamıyorum ama yedi sekiz çeşit  balık olurdu. Ergeneden çok su içmişliğimiz vardır.
Suyu cam gibi idi, balıkları görürdük. Yayın balıklarının uzunluğu bir metre, cm, cm uzunluğundaydı. Testere ile balta ile balık parçalarlardı. Dana kafası gibi olan balıklar vardı. Bentte olta ile balık tutardık. Serpme vardı. Ergene Nehri’nin içindeki mağaralarda yengeç, yılan, balık hepsi bir arada idi. Mağaralara dalıp ne bulursak çıkarırdık. Yengecin halk arasındaki adı Pat-Pat idi Yılan balığı vardı. Çok kaygandır, zor tutulur. Lezzetli ve yağlıdır. Bildiğimiz yılana benzer

Nehrin Kirliliği: Su debisi uygun olmasına rağmen Çerkezköy, Çorlu ve Lüleburgaz ilçelerindeki sanayi artıkları ile evsel artıklarının arıtılmadan nehre verilmesi sonucu nehir ölmüş durumda Suyunun sulamada kullanılması imkânı yok Sanayi ve evsel atıklar için yapılan arıtma tesisleri yetersiz, hiç bulunmamakta veya etkisiz Bu konuda trilyon dolarlık yatırımlara ihtiyaç var

Organik atıklar, yani kanalizasyon atıkları otuz yıldır Ergene'ye akıyor. Onu sen, ben, biz, onlar; kısacı hepimiz hep birlikte kirlettik ve kirletmeye devam ediyoruz. Hepimiz suçuyuz. Sanayiciler ve sıradan vatandaşlar, belediyeler ve tüm kamu kurumları İyileştirmek için hepimiz elbirliği yapmak, işbirliği içinde  çalışmak zorundayız. Birbirimizi itham etmeyi bir kenara bırakalım.

Atıksu Arıtma: "İlimiz sınırları içerisinde Ergene Nehri ve kolları olan derelere atıksularını deşarj eden sanayi kuruluşlarının sayısı olup (Listesi seafoodplus.info-II), söz konusu sanayi tesislerinin tümünde atıksu arıtma tesisi mevcuttur. Müdürlüğümüz teknik personellerince ilgili faaliyetlere ait atıksu arıtma tesislerine rutin olarak denetimlerde bulunulmakta ve atık su numuneleri alınarak, sayılı Çevre Kanunu’na bağlı “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”nde belirtilen sektörü ile ilgili tablolara göre kontrolleri yapılmaktadır. Denetimler ve alınan atıksu numuneleri sonucunda sayılı Çevre Kanunu’na bağlı “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”nde belirtilen sektörü ile ilgili sınır değerleri sağlamadığı tespit edilen faaliyetler hakkında yasal işlem uygulan- maktadır."

Ergene'de balık: Eski Alpullulardan Ergene'de balık tutmayan yok gibidir. Herkes ya eliyle, ya olta veya serpmeyle balık tutmuştur. Babamın serpmesi vardı. Ergeneye serpme atar sepet dolusu balık çıkarırdık. Herkesin balık hikayesi kendisine güzel ve kendi anlatısı çerçevesinde özel

Kemal Çıkla anlatıyor: "Ergene'de balık tutan Balıkçı Ahmet vardı Biz ona Habeş Ahmet derdik. Bir defasında kilogram ağırlığında balık yakalamıştı. Balığı çarşıya öküz arabasıyla getirip istasyonun arkasında baltayla kestiler. Balığı parçalamak için fabrikadan kasaplar gelmişti. Yayın balağıydı. Başı manda kafası kadar, bıyıkları kol uzunluğunda, bilek kalınlığındaydı. Ergenede çok balık vardı. Çeşit çeşit Zurna balığı, kefal, kızıl kanat, sazan, yayın, harami balığı Kuyruklu su kaplumbağları ve su yılanları..

Eski belediye başkanı Erdoğan Duygan ağabey anlatıyor:
yılında Şeker Fabrikasına geldiğimde Ergene'de Savak vardı. (Bizim neslimiz onu Bent olarak bilmiştir). Savak suyu tutuyordu. Üst tarafında yüzüyorduk. Savağı açtığımız zaman balık tutmak için özel bir yöntem uygulardık.  İşletme Mühendisi ve Müdürü Ali Ülger uzun bir sırığın ucuna kablo bağlanmış bir bakır "lama" monte eder, lamayı ucunda priz bulunan bir kabloya bağlardı. O pirizle elektrik direğinden cereyan alıyorduk. Sırığın ucunu suya soktuğumuz zaman hurr diye bir elektriklenme olur, sudan kabarcıklar çıkardı. Bu uygulamanın ardından yayın ve sazan balıkları ters dönüp suyun üstüne çıkıyor biz de onları toplayıp eve götürüyorduk. "Yayın tava" çok güzel olurdu.

Ergene Nehri, Vize'nin Çakıllı köyündeki ormanlardan çıkıyor. Oradan Saray'a geçiyor ve aşağıya doğru iniyor. Çakıllı Belediye Başkanı Halil Bey vardı. Beni gezdirdi, Ergene'nin çıktığı yeri gösterdi.

Ergene Nehri 'li yıllardan sonra kirlendi. Ergene'nin kirliliği Çerkezköy Sanayi Bölgesiyle Çorlu'daki fabrikalardan kaynaklanıyor.

Şeker Fabrikasının Ergene'yi kirletmesi pancarın içerdiği çamurdan kaynaklanıyor. Şlampreslerden çıkan kireçli suyun fazla zararı yok. Şlam çamurunu köylüler traktörleriyle alıp tarlalarına götürüyorlar, gübre niyetine seriyorlar. 

Bir ara Demirel ile görüştüm. Ona, 'Organize Sanayiinde fabrikalar yapılırken niye arıtma tesisi yapılma şartı konmamış' diye sordum. Bana şöyle cevap verdi: 'Başkanım. Yeni kalkınan, fakir bir ülkeyiz. Organize Sanayi kurmak güç bir iş. Arıtma tesisi yapılsın deseydik, bu fabrikaların yarısı kurulmazdı. Aratma, pahalı bir iş. Adam hem tesisi yapacak, hem de para kazanacak. Eksikliklerini ve arıtmasını sonra yapacak. Arıtmayı baştan şart koşamazsınız. Bu tesislerin  hem kurulması hem de çalıştırılması çok pahalı"

Yılını hatırlamıyorum. Marmara Belediyeler Birliği Ergene Nehri'nin kirlilik nedenleriyle ilgili bir toplantı yaptı. Alpullu'nun mezbahanesini nehri kirleten faktörlerden biri olarak gösterdi. Bir fotoğraf almışlar. Eski mezbahanenin resmi Burası neresi diye sordu? Çerkezköy dolaylarında bir yer dedi. Alpullu'yu bilmiyor, yerini bilmiyor ve resim eski Bizim zamanımızda hayvanların yıkanan kanlı suları Ergene'ye veriliyordu ama atıklar çöp mahalline götürülüyordu. Sonra mezbahane de kapandı. Fakat Ergene temizlenmedi, şimdi eskisinden çok daha pis akıyor.












 

Ne, Nerede Yenir?

Akyaka Dalaman Havaalanı kaç saat?

Dalaman Havalimanı Akyaka arası 1 saat sürdüğünü hesaba katarsak, iç hatlar uçuşlarınız için &#;de, dış hatlar uçuşlarınız için &#;de alınmanız gerekmektedir.

Azmak Çayı Nerede Kalınır?

Azmak Çayı Muğla İli Ula ilçesinde Akyaka köyü yakınlarında Gökova Körfezine dökülen bir akarsudur.

Akyaka da nerede denize girilir?

Akçapınar Plajı, Akyaka Liman İskelesi&#;nin tam karşısında yer alıyor. Bu plaja ulaşım için Kadın Azmağı üzerinde yer alan tahta köprüyü kullanabilirsiniz. Kumlu bir yapıda olan deniz son derece sığ. Özellikle çocuklu aileler ya da yüzmeyi yeni öğrenenler için muhteşem bir alan.

Azmak Nehri nereden doğuyor?

Azmak Nehri nereden doğar diyecek olursanız, Torosların batıdaki uzantısı olan Sakar Tepesi&#;nden çıkan kaynak sularının bu nehrin çıkış noktası olduğunu söyleyebiliriz. Su deniz seviyesinden yalnızca birkaç metre yüksek olmasına rağmen berraklığı ile gidenleri kendine hayran bırakmayı başarır.

Azmak Nehri soğuk mu?

Derinliğine rağmen suyun berraklığı ve içindeki bitki örtüsü, üstündeki hayvanların yaşamı ve bitkilerin capcanlı renkleri azmak nehrini gezen herkesi büyüleyecektir.

Azmak izmir arası kaç km?

İzmir Akyaka-Gökova arası mesafe kilometre ve yaklaşık 3 buçuk saat sürmektedir.

Akyaka da nerede kalmalı?

Akyaka Lüks Oteller

Akyaka Gökova nereye bağlı?

Türkiye&#;nin en güneybatı ucundaki Muğla ilinin sınırları içinde yer alan Akyaka, Gökova Körfezi&#;nin doğu ucundadır. Marmaris ile Muğla&#;nın ortasında Ula ilçesi sınırlarında bulunan Akyaka mahallesinin nüfusu kışın dolaylarında olup, yaz aylarında bine ulaşmaktadır.

Akyakaya hangi havaalani yakin?

Muğla Dalaman Havalimanı, Akyaka &#;dan yaklaşık 70 km, Bodrum Havalimanı ise km mesafede bulunuyor. Havalimanına ulaştıktan sonra araç kiralayabilir ya da Marmaris dolmuşuna binerek şoföre Akyaka &#;da ineceğinizi söyleyebilirsiniz.

kaynağı değiştir]

Contents

Bodrum Akyaka nerede?

Akyaka beldesi, Muğla ilinin Ula ilçesine bağlıdır. Burası Gökova Körfezinin uç kısmında bulunur. Muğla Merkeze yaklaşık 18 km uzaklıkta bulunmaktadır. Marmaris&#;e uzaklığı ise yaklaşık 30 km&#;dir.

Dalaman Akyaka nasil gidilir?

Akyaka &#;ya 71 km uzaklıktaki Dalaman Havalimanı&#;ndan özel araçla 1 saatte Akyaka &#;ya ulaşılıyor. Dalaman Havalimanı ile Marmaris arasında sefer yapan HAVAŞ ya da MUTTAŞ servisleri ile Akyaka -Marmaris kavşağına kadar gelip bu noktadan yürüyerek, otostop çekerek ya da taksi ile Akyaka &#;nın merkezine gidebilirsiniz.

Azmak nehrinde yüzülür mü?

Azmak suyunda yüzmek sağlıktır. Özellikle Akvaryum olarak adlandırılan iki farklı noktada birçok balık çeşidi ile tanışılabilir.

Istanbuldan Akyaka ya nasıl gidilir?

İstanbul&#;dan Yalova-Bursa-Susurluk-Salihli-Nazilli güzergahını izleyip Muğla üzerinden Akyaka &#;ya ulaşabilirsiniz. Muğla &#;dan sonra yaklaşık 28 km sonra Akyaka sapağından devam ettiğinizde yolculuk yaklaşık 12 saat sürüyor.

Azmak nehrinde ne yenir?

Azmak Nehri En İyi Restoranları

Akyaka nın neyi meşhur?

Akyaka &#; nın Yöresel Yemekleri

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir