Günlük yaşantımızda birçok işle meşgulken bir anlık dalgınlık ile bir yere çarpabilir ya da vücudumuzun bir parçasını bir yerlere sıkıştırabiliriz. Görünmez kaza olarak adlandırılan bu durum da vücut ilk tepki olarak cilt renginde morarma meydana getirir. Morarma maruz kalınan travmanın durumuna göre belirli büyüklükte olur. Eğer küçük bir travma sonucu büyük bir morarma oluşursa bunun altında yatan farklı nedenler olabilir. Bu yüzden morarmanın boyutu da dikkate alınmalıdır. Yetişkinlerde vücutta morluk neden olur, oluşur? Sorularının yanıtını daha ayrıntılı şekilde açıklayacağız. Kolda ve bacakta oluşan morluklar nasıl geçer? İşte sizler için tedavi önerilerimiz.
Cilt altında bulunan kılcal damarların hasar görmesi ile vücutta morluklar oluşur. Halk dilinde bere olarak adlandırılan bu durum tıp dilinde ekimoz olarak isimlendirilir. Alınan darbeye bağlı olarak kılcal damarlarının altına sızan kanlar, dokunun üzerine yerleşmesiyle cilt yüzeyinde görülebilir şekilde morluklar oluşturur. Kanın oksijen bakımından eksik kalması yüzünden önce mor, sonra kahverengine ve yeşile döner. Morluklar en fazla 18 gün içerisinde iyileşebilir. Stresten vücutta morluklar da çıkabilir.
BACAKTA MORLUK
Yetişkinlerde en çok şikâyet bacaklarda olan morarmalardır. Bir travma sonucuna bağlı olarak morluk oluşmayıp nedensiz şekilde morarmalar başladıysa hastalıkların habercisi olabilir. Özellikle de kan hastalıkları akla gelebilir. Dizden aşağı oluşan morluklar tıp dilinde yaramazlık, dizden yukarısı ise hastalık kaynaklı olabilir. Ufak çarpmalar sonucu oluşan morarmalarda boyut normalden büyük ise uzman bir doktor kontrolü şarttır.
KOLDA MORARMA
Kollarda morarma yetişkinlerde sıklıkla görülmektedir. Kollarda ve vücudun üst kısmında oluşan morarmaların nedeni pıhtılaşma olabilir.
Eğer kişi de bunlarda görülüyorsa Pıhtılaşma bozukluğu, hemofili gibi genetik hastalıklar olabilir. Pıhtılaşma sorunları ile ilgili hematoloji uzmanına danışmakta fayda vardır.
AYAK MORARMASI
Ayak morarması çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Vücut ağırlığının ayaklarda toparlanması sebebiyle uzun süreli ayakta kalma morluklara yol açabilir. Hamilelik sürecinde vücutta meydana gelen değişikliklerden biri de ayaklarda şişme ve morarmadır. Bir ameliyat sonrası ayaklarda morarmalar meydana gelebilir. Böyle durumlarda morarma belirli süre sonra kendiliğinden geçer. Eğer bu nedenler dışında bir morarma varsa uzman bir doktora görünmenizde fayda vardır.
MORLUĞA NE İYİ GELİR?
MORLUK NASIL GEÇER?
Bir yere çarptığımızda ya da düşme gibi travmatik bir durum sonrasında küçük bir kan damarımızın darbe almasıyla kan derinin altında kalarak morarma ya da halk arasındaki diğer adıyla çürüğe yol açabilir. Çok şiddetli darbeler kemiklere zarar vererek derin kanamalara ve iyileşmesi birkaç hafta süren çürüklere neden olabilir. Küçük morluklar genellikle birkaç gün içinde iyileşir.
Bazı insanlarda bu morarma o kadar kolay ortaya çıkar ki nereye çarptıklarını, morluğa yol açan nedeni hatırlamazlar bile. Bazı insanlarda ise küçük yaralanmalardan sonra büyük çürükler oluşur ya da çürüklerinin iyileşmesi birkaç hafta sürebilir. Kolay morarmanın pek çok nedeni olabilir. Özellikle morlukların sayısındaki ani artışlar ve kalıcı morluklar muhakkak doktora görünmeyi gerektirir. Nitekim morarma, organlarda veya damarlarda bir sorun olduğuna dair erken bir uyarı işareti olabilmektedir.
Kolay morarma neden olur?
Kolay morarmanın nedenlerinden en yaygını kullanılan ilaçların yan etkileridir. Özellikle kan sulandırıcı, steroid ve bazı antidepresanları kullananların ciltlerinde travma dışı morluklar gözlenebilir. Bilinçsizce kullanılan vitaminler de trombosit sayısının düşmesine yol açarak ciltteki çürüklere yol açabilir. İlaca bağlı morarmadan şüpheleniliyorsa gerçek sebebin bu olup olmadığını doktorunuza sormalı ve ilaç tedavisine devam etmenin riskleri ve yararlarını doktorunuzla konuşmalısınız.
Öte yandan insanlar yaşlandıkça daha kolay morarma eğilimi gösterirler. Bunun altında kan damarlarının zayıflaması ve cildin incelmesi yatmaktadır. Yaşlanmaya bağlı olarak kişinin damarlarını destekleyen dokuların zayıflaması ile oluşan morluklar normalden daha büyük olup daha uzun süreli de olabilir.
Aşırı alkol tüketimi siroz gibi karaciğer hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Siroz ve diğer karaciğer hastalıkları karaciğer fonksiyonlarını yavaş yavaş zayıflatır. Buna bağlı olarak da karaciğer, kan pıhtısı yardımcı proteinlerini üretmekte zorlanarak kişinin aşırı kanama ve kolay morarma yaşamasına neden olabilir. Bu kişilerde eşlik eden sorunlar arasında kendilerini çok yorgun veya hasta hissetmeleri, bacaklarında şişlikler, koyu renkli idrar, sararmış gözler veya cilde sahip olmaları da gelebilir.
Ağır enfeksiyon hastalıkları geçiren kimi hastalarda da vücutta morarmalar görülmesi olasıdır.
Kanama bozukluklarının olası nedenlerinden bir tanesi genetiktir. Birçok genetik durum kişinin kanının yavaş pıhtılaşmasına veya hiç pıhtılaşmamasına neden olabilir. Genetik bir kanama bozukluğuna bağlı olarak kolay morarma, kişinin hayatını tehdit eden ölçüde aşırı kanama yaşama olasılığını da barındırır. Bu belirtiler aniden ortaya çıkmaz; doğduğu andan itibaren görülür. Bu nedenle genetik kanama bozuklukları en yaygın olarak bebeklerde ve küçük çocuklarda görülür.
Kolay morarma ve vitamin eksiklikleri
Bazı vitaminler vücudun iyileşmesini ve kanın pıhtılaşmasını sağlar. C vitamini eksikliği iskorbüt denilen bir duruma neden olabilir. İskorbüt, diş eti kanamalarına, iyileşmeyen yaralara ve kolay morarmalara sebep olmaktadır. Vücudunda kolayca morluklar oluşan, özellikle de kırmızı – mavi renkte morarmalar yaşayan kişilerin C vitamini eksikliği söz konusu olabilir. Zira C vitamini eksikliği, vücudu kolajen yapamaz hale getirmekte ve bu da doku onarımını sekteye uğratmaktadır.
K vitamini kan ve kalp sağlığının başlıca sorumlusudur. K vitamini vücudun kanamayı durdurmak için pıhtı oluşturmasına yardımcı olur. Yeni doğanların K vitamini seviyeleri, genellikle kanamayı durdurmak için yetersiz olacak kadar çok düşük seviyelerdedir. Doğumda K vitamini enjeksiyonu yapılmadığında bebekler kolayca morarabilir. K vitamini eksikliği çok olan yetişkinlerde de morarmada ani bir artış fark edilebilir.
Yetersiz beslenme ve protein eksikliği de kolay morarmaya neden olabilen unsurlardır.
Son olarak B12 vitaminin eksikliği de kolay morarmaya yol açabilen etkenlerden biridir. B12 vitamini kan üretimine katılmaktadır. B12 eksikliği doğrudan kanama yapmaz. Ancak B12 eksikliği nedeni ile kandaki trombosit sayısı azalabilir ve bu da kolay morarmaya neden olabilir. Özellikle kol ve bacaklardaki kolay morarmalarla ilişkilendirilir.
Vitamin eksikliklerinin düzeltilmesi oldukça kolaydır. Ancak bir doktorun bu eksiklikleri kan testi ile teşhis etmesi, uygun vitamin takviyesini önerebilmesi için önemlidir. Eğer vitamin takviyeleri sorunu çözmezse, bu kişinin vücudunun besinleri emmesini zorlaştıran metabolik veya gastrointestinal bozukluk gibi başka bir sorunu olduğu anlamına gelebilir.
Kapıya, sehpa kenarına, koltuğa ya da diğer mobilyalara bir anlık dikkatsizlik nedeniyle çarpabiliriz. Bu, büyük küçük herkese o an acı verir. Hızla bir morluk oluşur. Bazen çarpmanın farkına varmayız ve oluşan morluktan bu darbeyi aldığımız sonucunu çıkarırız. Kesilme olmadığı için herhangi bir kanama görmezsiniz. Ancak çarpma ya da darbe sonucu olan morarmalar cilt altındaki kılcal damarların hasar görmesi ve kanın cilt altında sızması sonucu ortaya çıkar. Morluklar, travmanın hemen ardından pembe ve kırmızı; sonraki gün ise kandaki oksijenin azalması ile koyu mor ve maviye döner. Daha sonra iyileşmeye başlayarak sırasıyla önce yeşil, ardından sarı ve kahverengi renk alır. Daha fazla renk değişimi görülmez ve en fazla 18 gün içerisinde de kaybolur. İlk günler üzerine bastırıldığında ağrı veren bu oluşumlar zamanla hissedilmez hale gelir.
Darbe ya da çarpmanın yanı sıra kanda trombosit (kan pulcukları) miktarının düşmesine bağlı olarak da vücutta veya bacaklarda morarmalar meydana gelebilir. Genelde ağır bir enfeksiyon geçiren, yoğun bakımda yatan kişilerde bu tür morluklar görülür. Yaş da bu durumda önemli bir faktördür. Yaşla beraber damarları destekleyen dokuların zayıflaması nedeniyle en hafif çarpmada dahi kan, damar dışına geçip mor bir görüntüye neden olabilir.
Hayatın içinde çok sıradan olan morarmalar bazen de nedensiz olarak ortaya çıkabilir. Özellikle morluklar, nedensiz olarak ortaya çıkıyor ve aşağıdaki belirtilerle görülüyorsa bu morlukların üzerinde durulmalı ve nedenleri araştırılmalıdır.
Şayet bir travma olmaksızın bacakta morarma oluşmuşsa ve morarma uzun süre duruyorsa; bu durum gerçekten şüphelenilmesi gereken bir kan hastalığının habercisi olabilir. Ayrıca travmanın şiddeti ve morarma derecesinin de orantılı olması gerekir. Ufak bir çarpma sonrasında büyük morarmalar meydana gelmesi de tehlikelidir. Çocukları konusunda ailelerin dikkat etmesi gerekir. Bu durumda morarmanın oluştuğu yer de önemlidir. Çocuklarda dizden aşağı oluşan morarma yaramazlık, dizden yukarıda oluşan morarma ise daha çok hastalık kaynaklı oluşur.
Çocuklarda dizden aşağı olan morarmalar sıklıkla travma nedeniyle oluşur. Özellikle oyun ve okul çağı çocuklarında bu nedenle oluşan morluklar çok daha sık görülür. Ancak bu morarmaların hepsi travma nedeniyle oluşmaz. Bir travma olmaksızın kendiliğinden oluşan morarmalar anne babaları mutlaka alarma geçirmeli. Çünkü bu morarmalar birçok kan hastalığının habercisi olabilir. Bu nedenle özellikle oyun ve okul çağı diye tabir edilen 2-12 yaş arasında çocukların vücutlarında oluşan morarmaların aileler tarafından dikkatle takip edilmesi gerekir.
Çarpma ya da düşme sonucu oluşan morlukların etkisini azaltmak için ilk müdahale soğuk kompres olabilir. Bu soğuk kompres inflamasyonu engelleyerek şişmeleri önleyebilir. Ayrıca kanın tek bir bölgeye toplanmasını engellemek için darbe aldığınız bacağınız ya da kolunuzu kalp hizanızdan daha yüksek bir noktada tutmanız önerilir.
Altında kemik bulunmayan veya yumuşak doku katmanlarından zengin olan bölgelerde darbenin şiddeti görece daha az olur. Özellikle dizden yukarıdaki dokular darbenin hızını azaltma özelliği gösterir. Bu nedenle diz üstü bölgenin travmaya maruz kalması bacağa göre daha nadir. Tüm bu özelliklerden dolayı diz üstü morarmalar için biraz daha şüpheci davranmak, hematolojik hastalıkları akılda tutmak gerekir. Kandaki pıhtılaşma sistemi ile görevli trombosit denen hücrelerin azlığı ile seyreden immün trombositopenik purpura (ITP), pıhtılaşma faktörlerindeki eksiklikleri kapsayan hemofililer, trombositlerdeki işlev bozuklukları ve ender olarak lösemi gibi birçok hastalık bu morarmalara yol açabilir. Hatta bazen lösemilerde ilk bulgu trombosit düşüklüğüne bağlı gelişen bu morarmalar olabilir. Aşağıdaki özellikleri taşıyan morluklara dikkat edin:
Unutmayın, doktor muayenesinden sonra yapılacak basit bir kan sayımı, birçok hastalığın teşhisinde yardımcı olur. Elbette ki çocuğunuzun vücudunda oluşan her morlukta doktora gitmeniz şart değil.
Özellikle morarma oluşumunda travmanın rolü olduğundan eminseniz çocuğunuzu gözlemleyin. Gerekirse çocuğunuzu sorgulayın. Çocuklar düşme gibi travma öyküsünü rahatlıkla dile getirebilir. Bunların dışındaki morarmalarda ise çocuğun kan hastalıkları yani bir hematoloji uzmanı tarafından muayene edilmesinde fayda var.
Öncelikle bacaklarda meydana gelen morarmaların nedeni hastalıksa; zaman içerisinde tüm vücuda yayılır. Özellikle çok esmer çocuklarda oluşan morarmalar zaman zaman gözden kaçabilir. Ailelerin bu durumu kesinlikle gözlemlemeleri gerekir.
Morluklar kadınlarda daha çok görülebilir. Bunun sebebi kadınlarda deri altında ya birikiminin erkeklere oranla daha çok olmasıdır. Yetişkinlerde kollar ile vücudun üst bölümünde meydana gelen morarmalar, diş eti kanamaları, adet kanamasının uzun sürmesi, nedensiz adet kanaması, göz içi kanamalar, dışkı ile kan atılması ve hemoroitten gelen kanamalar genellikle pıhtılaşma bozukluğuna işaret edebilir. Pıhtılaşma bozukluğu, hemofili gibi genetik geçişli olabildiği gibi bazen de sonradan ortaya çıkar. Bu nedenle bu tür morarmalarda hematoloji uzmanına başvurmak gerekir. Morarmalar pıhtılaşma sorunlarının yanı sıra karaciğer hastalıklarına, alerjilere ya da lösemiye de işaret edebilir. Kan sulandırıcı gibi bazı ilaçlar da vücutta morluk oluşmasına neden olabilir. Kan sulandırıcı ilaçların fazla kullanımıyla birlikte morluklara gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kusma, mide bulantısı, göğüste yanma hissi, kabızlık da eşlik edebilir. Kan sulandırıcıların yanı sıra non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ya da bazı antidepresanlar morarmaya eğilimi arttırabilir. Hatta sarımsak, gingko, ginseng, balık yağı gibi etken maddeleri içeren takviyeler bile normal trombosit işlevini azaltarak morarmaya neden olabilir. Morlukların yaygın görülen diğer nedenleri şöyle sıralanabilir:
Daha nadir görülen morluk nedenleri de şunlardır:
Halk arasında kurdeşen olarak bilinen, ürtiker hastalığının az görülen türü ürtikeryal vaskülitte de vücutta morluklar oluşabilir. Bu hastalıkta damarlarda inflamasyon meydana gelir. Bunun sonucunda 24 saatten uzun süren lezyonlar görülebilir. Bu lezyonlar daha ağrılı olup vücutta morarma ve kaşıntı yaratabilir.
Bazen de hematom, morluklarla karıştırılabilir. Hematom, genellikle travmalar sonrası büyük damarlarda meydana gelen kanamaların cilt altında toplanmasıdır. Morarmalar ince damarlarda oluşur ve hızlı iyileşir. Kendiliğinden geçmeyen hematom tedavi edilmelidir. Dokunulmayacak kadar acı veren, gittikçe büyüyen, zaman geçmesine rağmen ağrısı artan morarmalar hematoma işaret edebilir. Özellikle kafatasında meydana gelen hematomlar ciddi risk oluşturur. Vücudunda hematom olduğunu düşünen hastaların, hekime başvurması gerekmektedir.
Vücutta çarpma sonucunda oluşmamış morluklar için mutlaka bir hematoloji doktoruna gidilmelidir. Çünkü nedensiz yere ortaya çıkan ve uzun süre geçmeyen morarmalar bir hastalığın habercisi olabilir. Bunlar, kıl diplerinde toplu iğne başı kadar olabildiği gibi daha büyük boyutlarda da ortaya çıkabilir. Küçük morarmalar birden fazla olduğu için kişi çoğunlukla bunları fark edip doktora başvurur. Bazı kişilerde ise bir başka doktorun fark edip hematolojiye yönlendirmesi sonucu tanı koyulabilir.
Morluk şikayeti ile doktora başvurduğunuzda size şu sorular yöneltilebilir:
Morluğun tanısı için ilk olarak kişiden detaylı öykü alınır. İkinci adımda ise muayene edilir. Kişinin genel durumu, ateşi, lenf bezlerinin durumu gibi bulgular muayene sırasında morluğun nedeni hakkında bilgi verebilir. Ardından gerek duyulması halinde birtakım tetkikler yapılır ve tanı bu aşamada konulabilir. Tedavi morarmanın nedenine göre planlanır.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.