bakire ingilizce çeviri / Yazar Cemil Meriç vefatının yılında yad ediliyor - Kültür-Sanat haberleri – Sözcü

Bakire Ingilizce Çeviri

bakire ingilizce çeviri

Yazar Cemil Meriç vefatının yılında yad ediliyor

"Mağaradakiler", "Umrandan Uygarlığa", "Kültürden İrfana", "Bir Dünyanın Eşiğinde", "Işık Doğudan Gelir" ve "Kırk Ambar" adlı kitapların da aralarında bulunduğu çok sayıda önemli esere imza atan yazar, çevirmen, eğitmen ve sosyolog Cemil Meriç'in vefatının üzerinden 36 yıl geçti.

Yayınlanma:

Yazar Cemil Meriç vefatının yılında yad ediliyor

Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Hüseyin Cemil Meriç, Zeynep Ziynet Hanım ile Mahmut Niyazi Bey’in oğlu olarak 12 Aralık ’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde doğdu.

Meriç’in ailesi Birinci Balkan Savaşı’nın sürdüğü ’de, Meriç nehri yakınlarındaki Dimetoka’dan Antakya’ya göç etmişti.

Okumayı 4 yaşında söken, ilk ve orta öğrenimini Arapça, Fransızca ve Kur’an-ı Kerim eğitimi de aldığı Reyhanlı Rüştiyesi’nde tamamlayan Meriç, Fransız idaresindeki Antakya’da, Fransız eğitimi veren Antakya Sultanisi’ne devam etti.

Yazar Meriç, ailesine ve çocukluk yıllarına ilişkin yaptığı bir açıklamada, “Babam çeşitli nikbetler yüzünden hayata küsmüş, eski bir yargıç. Az konuşan, çatık kaşlı, hareketlerine akıl erdiremediğim bir insan. Annem bu yabani dünyada, aşinası olmayan hasta bir kadıncağız. Silik, mızmız. 12 Aralık’ta doğan ben, hep itilip kakılmışım. Düşman bir dünyada, dostsuz büyüdüm. Daima başka, daima yabancı. Düşman bir çevrede, ister istemez kitaplara kaçtım” ifadelerini kullanmıştı.

Meriç’in kişiliğini Hatay’ın siyasi, kültürel ve sosyal yapısı etkiledi

Ailesindeki göçmenlik psikolojisi, doğduğu ve gençliğine kadar yaşadığı Hatay’ın siyasi, kültürel ve sosyal yapısı, Meriç’in kişiliğini etkiledi.

Meriç, Fransız ve Türk hocalardan özel dersler aldığı ve “Benim üniversitem” dediği lisede, Ali İlmi Fani kılavuzluğunda divan edebiyatını keşfetti.

“Geç Kalmış Bir Muhasebe” başlıklı ilk yazısı yerel Yenigün gazetesinde ’te yayımlanan yazar, ’da Nurullah Ataç ve Reşat Ekrem Koçu’nun öğretmenlik yaptığı İstanbul Pertevniyal Lisesi’ne geçti.

Usta edebiyatçı, bir yazısında bazı öğretmenleri eleştirdiği için sınıfta liseden ayrılmak zorunda kalırken, aynı yıl Nazım Hikmet ve Kerim Sadi ile tanıştı.

Geçim sıkıntısı nedeniyle ’de gittiği İskenderun’un Haymaseki köyünde 9 ay öğretmenlik yapan yazar, daha sonra sınavla girdiği İskenderun Tercüme Bürosu’na reis muavini oldu.

Cemil Meriç, ’de çeşitli geçici işlerde çalıştı, ’da ise Hatay hükümetini devirmek iddiasıyla tutuklanıp Antakya’ya götürüldü. İdam talebiyle yargılanan Meriç, yaklaşık 3 ay sonra beraat etti. Hatay aynı yıl 29 Haziran’da Türkiye’ye katıldı.

İlk çevirisi, Balzac’ın “Altın Gözlü Kız” romanı ’te yayımlandı

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne ’ta başlayan yazar, üniversiteden çok kütüphanelere gittiği için okulu bitiremedi.

Meriç’in yazıları ’den itibaren İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yayımlandı.

Fevziye Menteşeoğlu ile ’de evlenen yazarın oğlu Mahmut Ali ’te, kızı Ümit ’da dünyaya geldi.

İlk çeviri kitabı Balzac’ın “Altın Gözlü Kız” romanı ’te yayımlanan Meriç, burslu kabul edildiği İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Fransız Filolojisi Bölümü’nden ’te mezun oldu.

Usta edebiyatçı, ’te Elazığ Lisesi ve İstanbul Işık Lisesi’nde öğretmenlik, İstanbul Üniversitesi’nde ise Fransızca okutmanlığı yaptı.

Gözleri ’te zayıflayan ve başarısız göz ameliyatlarının ardından ’te görme yetisini tamamen yitiren Meriç, çevresindekilere okuttuğu Fransızca ve İngilizce metinleri sözlü olarak çevirip yardımcılarına yazdırdı, basılmamış olan Fransızca grameri hazırladı. Dikte etmek suretiyle makaleler yazmaya devam etti.

İlk telif kitabı “Hint Edebiyatı” ’te yayımlandı

Cemil Meriç’in Doğu medeniyetlerine olan ön yargıları yıkmayı amaçlayan ve 4 yıllık bir çalışmanın sonunda tamamlanan ilk telif kitabı “Hint Edebiyatı”, ’te yayımlandı. Eser “Bir Dünyanın Eşiğinde” başlığıyla iki kez daha basıldı.

Batı düşüncesinin önemli bir yönünü aydınlatmayı amaçlayan Meriç’in “Saint Simon-İlk Sosyolog İlk Sosyalist” eseri ’de okurla buluşurken, yazı ve çevirileri ’te çeşitli dergilerde yayımlandı.

Usta edebiyatçı, Hisar dergisinde “Fildişi Kuleden” başlığıyla denemeler yazdı. “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.” dediği “Bu Ülke” kitabını ’te yayımladı.

Aynı yıl, medeniyet kavramını tartıştığı “Umrandan Uygarlığa” adlı eseri okurla buluşturdu.

Meriç, ’de yarı derleme, yarı telif “Bir Facianın Hikayesi” adlı eserde yakın tarihi ele aldı.

İletişim Yayınlarından ’te çıkan “Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi”ne makaleler yazdı.

Eşi Fevziye Hanım’ı ’te kaybeden, aynı yıl beyin kanaması geçirerek sol tarafına felç inen Meriç’in sağlığında basılan son eserleri “Işık Doğudan Gelir” ile “Kültürden İrfana” oldu.

Cemil Meriç, 13 Haziran ’de, 71 yaşında hayata veda ederek, Karacaahmet Mezarlığı’na eşinin yanına defnedildi.

Meriç’in kütüphanesi kızı Prof. Dr. Ümit Meriç tarafından Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne bağışlandı

Kendisine has üslubu ve temiz Türkçesiyle dikkati çeken Meriç’in çeviri ve makaleleri başta İnsan, Amaç, Asır, Gün, Yeni İnsan, Hisar, Hareket, Yirminci Asır, Türk Edebiyatı, Kubbealtı Akademi, Köprü ve Gerçek olmak üzere 40 kadar dergide ve Yeni Devir ve Orta Doğu gazeteleriyle ansiklopedilerde okuyucuyla buluştu.

Cemil Meriç, “Umrandan Uygarlığa” kitabıyla ’te, “Kırk Ambar” kitabıyla ’de Türkiye Milli Kültür Vakfı Armağanı’nı alırken, Türkiye Yazarlar Birliğinin Üstün Hizmet Ödülü’nü ’de Mehmet Kaplan ve Emin Bilgiç ile paylaştı.

Kayseri Sanatçılar Derneği’nden ’de inceleme dalında, ’da ise fikir dalında ödül kazanan Meriç’in Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki evi ’te müzeye dönüştürüldü.

Yazar Meriç, ’te Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü.

Kütüphanesindeki her biri eşsiz Osmanlıca eser, başta araştırmacılar olmak üzere insanlığın istifadesine sunulmak üzere, Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç tarafından Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne bağışlandı.

Tercümeleri dışındaki bütün kitaplarını, gözlerini kaybettikten sonra kaleme aldı

“Jurnal” adlı kitabında kendisini “Hayatını Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” olarak ifade eden Cemil Meriç, başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji olmak üzere sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yaparak yazılar yazdı.

Cemil Meriç, tercümeleri dışındaki bütün kitaplarını gözlerini kaybettikten sonra eşinin, öğrencilerinin ve çocuklarının desteğiyle kaleme aldı.

Üslup sahibi büyük düşünür ve yazarlar olarak Muallim Naci’yi, Süleyman Nazif’i, Refik Halid’i ve Peyami Safa’yı sayan Cemil Meriç, kendi üslubunu en çok etkileyenin ve üslupta kendine usta kabul ettiği kişinin Süleyman Nazif olduğunu söyleyerek, “Amacım, yazarı okuyucusundan ayıran bütün engelleri yıkmak, sesimi bütün hiziplere duyurmak. Şuurun, tarihin, ilmin sesini… Öyle bir ifade yaratmak istiyorum ki Türk insanının uyuyan şuuruna, bir alev mızrak gibi saplansın” demişti.

“Çağdaşlaşmak elbette ki Avrupalılaşmaktır. Avrupalılaşmak yani yok olmak”

Avrupalılaşmak, çağdaşlaşmak ya da yabancılaşmayı birbirinden ayrı görmeyen Cemil Meriç, şu tespitleri paylaşır okurlarıyla:

“Batılılaşma miti eskiyince yeni bir yalan çıktı sahneye… Daha doğrusu aynı nazenin taze bir makyajla arz-ı endam etti. Filhakika intelijansiyamızın (aydınlar takımı) şerefine şampanya şişeleri patlattığı bu sözde bakire Tanzimat'tan beri tanıdığımız Batılılaşmanın ta kendisi. Çağdaşlaşmak, karanlık, kaypak, rezil bir kavram. Rezil, çünkü tehlikesiz, masum, tarafsız bir görünüşü var. Çağdaşlaşmak elbette ki Avrupalılaşmaktır. Avrupalılaşmak yani yok olmak. Avrupa bizi çağdaş ilan etti. Zira apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız, düşman bir medeniyetin, bambaşka bir ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin.”

Doğu Batı çatışmasını düşüncesinin ana omurgasına yerleştiren, oryantalizmi sömürgeciliğin keşif kolu olarak gören Meriç, “Osmanlı irfandır, Avrupa kültürdür” değerlendirmesiyle “Kültürden İrfana” adlı eserinde şu önerilerde bulunur:

“Hadis-i şerif, kendini tanıyan Rabbini de tanır buyuruyor. Önce kendilerini tanımalılar; kendilerini yani ikbal ve idbarıyla tarihlerinin bütününü, kendi dillerini, kendi dinlerini, kendi irfanlarını. Sonra insanlığın tarihine eğilmek, Asya ve Avrupa'nın her düşüncesini hiçbir peşin hükme saplanmadan incelemek. Bu çetin yolculukta iki çetin yardımcıya ihtiyaç var: 1- Milli irfan hazinelerini taramaya yetecek zengin ve köklü bir Türkçe (İslam harflerini öğrenmeden böyle bir fethe çıkılabileceğini sanmıyorum) 2- Bir Batı dili, Avrupa'yı, imtiyazlı birkaç züppenin vesayetine ihtiyaç duymadan bizzat tetkik etmek için bir batı dilini bilmekten başka çare yoktur. Sonra ‘ikra’ emr-i celiline uymak..”

Meriç’in eserleri

“Kendimizi tanımak, irfanın varabileceği en yüksek merhale.” sözünü pratik olarak bütün hayatına işleyen Cemil Meriç, deneme, inceleme dalında “Hint Edebiyatı (Bir Dünyanın Eşiğinde)”, “Saint Simon – İlk Sosyolog İlk Sosyalist”, “İdeoloji”, “Bu Ülke”, “Umrandan Uygarlığa”, “Mağaradakiler”, “Kırk Ambar”, “Bir Facianın Hikayesi”, “Işık Doğudan Gelir”, “Kültürden İrfana”, “Jurnal I-II”, “Sosyoloji Notları ve Konferanslar” eserlerini kaleme aldı.
Yazar ayrıca “Onüçlerin Romanı-Altın Gözlü Kız”, “Otuzundaki Kadın”, “Onüçlerin Romanı-Ferragus”, “Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti”, “Hernani”, “Marion de Lorme”, “Ziya Gökalp/Hayatı ve Eserleri-Türk Milliyetçiliğinin Temelleri”, “Köprüden Düşenler”, “Dillerin Yapısı ve Gelişmesi (Berke Vardar ile)” ve “İslam’ın Mirası-Batıyı Büyüleyen İslam” adlı eserlerin çevirisine imza attı. (AA)

ArapçaAsyaAvrupabeyinElazığHatayistanbulİstanbul ÜniversitesiKadınKaracaahmet MezarlığıKayseriNazım HikmetOrta DoğuSanatTürkiye

Do not share my Personal Information.

Bir cümlede Bakire kullanım örnekleri ve çevirileri

Asker ve bakire göndermek asla son bulmayacak.
Sending soldiers and maidens will not last long.
Birlikte olduğunuz her bakire ölecek öyle ya da böyle!
With maidens you have had your way. Each must die some day!
Sen hala bakire gelinin dinginliği.
Thou still unravish would bride of quietness.
Don't tell me you're a virgin?
Bilirsin bakire olabilirim, ama inan bana, bu seçime bağlı.
You know I may be a virgin, but believe me, it's by choice.
Bize Lorraineli Bakire Jeanne önderliğinde erzak ve ordu yolluyor.
He's sending us food and an army led by Jeanne, the Maiden from Lorraine.
The sacrifice of a virgin.
Biraz resimleri kurcalarsak bakire resimleri de bulabiliriz.
If you push images, than we can see pictures of virgins.
Did you think we were virgins?
Bakire olduğunu mu sanıyordun?
What, you thought he would be cherry?
Benim üzerimde bakire kanı kullandın, öyle değil mi?
And you, maid Jean, in the stands.
Bakire olmalarından hoşlanıyorlar.
He likes them to be virgins.
Bakire olup olmadığımı ona sen söyle!
Tell him if I'm a virgin!
And Sabrina's the virgin?
Pekala, baylar, bakire isteyen var mı?
Well, gentleman, waiting for a virgin?
Bakire mumlarını ayine Karin götürmeyecek mi?
Isn't Karin taking the Virgin's candles to Mass?
Sekiz: Bir bakire ile evlenmek yasaktır.
Eight: forbidden to get married as a virgin.
Bakire olduğun hayallerini kurmayı bırak.
Stop imagining you're some kind of virgin.
Bakire yıldızları yaratmak için yukarı çıktığında, yol boyunca başaklar bırakmış.
As the virgin went up to create stars, she shed ears on way.
Bakire Meryem Yetimhanesi, Güney Lübnan Cuveya.
The Ma'roub-Sour road Virgin Mary Orphanage(A.S.) South LebanonJiwaya.
Sonuçlar: , Zaman:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir