Fener Rum Patrikhanesi, İstanbulun Balat semtinde konumlanıyor. Fener Balat gezi rotasının en önemli tarihi eseri olan Ortodoks Patrikhanesi, tarihsel açıdan çok önemli bir yer. Bu yazıda Fener Rum Patrikhanesinin tarihi hakkında bilgi vermek için biraz uzun bir yolculuğa çıkacağız. Roma İmparatorluğundan ve erken Hristiyanlık döneminden bahsederek, patrikhanenin neden bu kadar önemli olduğunu vurgulayacağız.
Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, aşağıdaki resimden göreceğiniz üzere birden fazla yapıdan oluşuyor. İçinde gezilecek en önemli tarihi eser ise patrikhanenin kalbindeki Aya Yorgi Kilisesi. İlerleyen satırlarda Aya Yorgi Kilisesinin altın renkli eserlerini paylaşacağım. Ancak biraz sabredip giriş kısmını da okursanız, patrikhane hakkında derinlemesine bilgi edinebilirsiniz.
Hristiyanlık öğretisi, Hz. İsa‘nın ardından havarileri tarafından yayılmaya devam etti. Havariler, Antik Çağ‘da dünyanın merkezi olan Akdeniz kıyılarında Hristiyanlığı yaymak için gayret sarf ettiler.
Aziz Petrus ve Aziz Paul, Antik Çağ’ın en önemli kenti olan Roma‘ya kadar gittiler. Bu sebeple, Roma, Hristiyanlar için her zaman önemli bir şehir olagelmiştir. Bunun yanında Antik Çağ‘ın kültürel merkezleri olan İskenderiye, Kudüs, Antakya, İstanbul gibi şehirler de Hristiyanlığın önemli merkezleriydi.
Roma İmparatorluğu içinde varlık gösteren Hristiyanlar, yaklaşık yıl boyunca zulme uğradılar. Kapadokya‘da olduğu gibi, derin vadilere veya sarp kayalıklara kiliseler ve manastırlar inşa eden Hristiyanlar, sert uygulamalara rağmen varlıklarını sürdürmeyi başardılar.
İmparator Büyük Konstantin
Hristiyanlık öğretisinin önlenemez yükselişini fark eden ilk Roma İmparatoru, Konstantin oldu. İmparator Konstantin, bu yeni ve güçlü inanışı, çöküşte olan Roma İmparatorluğu’nu birleştirecek bir itici güç olarak kullanmak istedi.
Birinci İznik Konsili
Hristiyanlığı kabul ettiğinde ilk olarak, güçlü bir örgütlenme kurmak istedi. Bu amaçla da Birinci İznik Konsili‘ni topladı. Bu konsilde Roma, Konstantinopolis (İstanbul), Antioch (Antakya), Jerusalem (Kudüs) ve Alexandria (İskenderiye) beş önemli Hristiyanlık merkezi olarak kabul edildi.
Roma ve Konstantinopolis Çekişmesi
Hiyerarşide ilk zamanlar Roma başta gelse de, İmparator Theodosius döneminde (4. Yüzyıl sonu) İstanbul ile Roma‘nın statüsü eşitlendi. Bu uzun vadede iki kilise arasında bir husumete neden oldu. Yükselen tansiyon, yılında Büyük Ayrılık (Great Schizm) ile patlak verdi. Konstantinopolis’teki Patrik ile Roma’daki Papa birbirlerini karşılıklı aforoz ettiler.
İstanbul’da Latin İşgali
Bu husumet, ‘te düzenlenen IV. Haçlı Seferi‘nde, Konstantinopolis’te vuku bulan Latin İstilası‘na da kapı araladı. Latinler bir dost gibi kapısına kadar geldikleri Bizans başkentini, hile ile ele geçirdiler ve yağmaladılar. Ne yazık ki, bu işgal dünyanın o dönemdeki en güzel şehri olan Konstantinopolisi yerle bir etmiş ve enkaz haline getirmiştir.
Bizans’ın Çöküş Süreci
‘de geri alınan şehir, artık bir viranedir. Sultanahmet’te bulunan Büyük İmparatorluk Sarayı harabe haline gelmiş ve İmparatorlar son yıl boyunca Balat yakınlarındaki Blachernae Sarayı‘nı kullanmışlardır. Fatih Sultan Mehmet‘in, bu dillere destan şehri beklediğinden çok daha kötü halde bulduğu için çok hüzünlendiği rivayet edilir.
Patrikhanenin Fetih Sonrası Yolculuğu
Ayasofya, yılları arasında Bizans İmparatoru Justinian tarafından inşa edilmişti. Halkın ve imparatorların büyük bir önem atfettiği bu muhteşem yapı, Fatih Sultan Mehmet‘in kararıyla camiye çevrilince; Konstantinopolis Patrikliği’nin taşınması şart oldu. İlk olarak Havariyyun Kilisesi’ne geçtiler. Ancak orası bir süre sonra yıkıldı ve yerine Fatih Camii inşa edildi.
Son Durak: Fener Rum Patrikhanesi
Bu sebeple Patrikhane birkaç kez yer değiştirmek zorunda kaldı. Patrikhane’nin bugün bulunduğu Fener semtinden önceki en uzun süreli durağı, bugün Fethiye Müzesi olarak bilinen Pammakaristos Manastırı idi. ile arasında birkaç kez adres değiştiren Patrikhane, son olarak bugünkü Fener semtinde konumlanan Aya Yorgi Kilisesi‘ne taşındı ve yılı aşkın bir süredir de aynı yerde hizmet veriyor.
Fener Rum Patrikhanesi’nin bahçesine girdiğinizde, küçük bir kilise ve onu çevreleyen ahşap cepheli yapılar görürsünüz. Bu ceviz rengi yapılar, Fener Ortodoks Patrikhanesinin misafirhanesi ve yönetim ofislerini oluşturmaktadır.
Patrikhane merkezindeki Aya Yorgi Kilisesi ruhani merkezdir ve tüm ayinler burada yapılır. Dışarıdan oldukça sade bir görünüme sahip olan bu kilise, Doğu Hristiyanları için büyük önem taşır. Katolikler için Roma’daki Aziz Petrus Katedrali ne kadar önemli ise, Ortodokslar için de St. George Kilisesi o kadar önemlidir. Bu sebeple Türkçe telaffuzu ile Aya Yorgi Kilisesi, dünyanın dört bir yanından Ortodoks Hristiyanlar tarafından ziyaret edilmektedir.
Kilisenin içine girdiğinizde karşınıza çıkan altın varaklarla bezeli, İkonastasis (İkonar Duvarı) nefes kesici güzelliktedir. Ortodoks inancı için çok büyük öneme sahip ikonaların yan yana sıralandığı bu ahşap oyma duvar, tam anlamıyla el emeği göz nuru ile işlenmiştir.
Efsaneye göre patriklik tahtını kullanan ilk kişi, geçmişin en meşhur Konstantinopolis Patriklerinden biri olan Ioannis Hrisostomostur. (Yaşamı ) Ancak bazı yazılı kaynaklar tahtın yılında yapıldığını öne sürmektedir. Ceviz ağacından yapılmış olan taht, çeşitli sedef kakma ve fildişi süslemeleriyle ön plana çıkar.
Vaiz kürsüsünü seçebilmek için sütunların üstüne bakmak gerekir. Mermer sütunun üzerine zarif bir şekilde yerleştirilmiş olan kürsü, yine ceviz ağacından yapılmıştır. Bazı efsanelerde yine Ioannis Hrisostomos‘a dayandırılsa da, yılında yapıldığına dair yazılı kaynaklar vardır.
İkonalar, ekseriyetle Hz. İsa‘yı, Hz. Meryem‘i ve Vaftizci Yahya‘yı betimler. Bu üç önemli karakterin haricinde; Havariler, azizler ve azizeler de resmedilmiştir. Hristiyanlık inancında, ikonaya dua eden bir insan, ikona üzerindeki suret aracılığı ile simgelenen kişiye ulaşır. Bu sebeple ikonalar çok kutsaldır.
Patrikhane ziyareti sırasında rahiplerin veya Ortodoks ziyaretçilerin ikonalara büyük saygı gösterdiğini, dokunduğunu ve hatta öptüğünü görebilirsiniz. Bu sebeple ikonaların fotoğraflarını çekmek uygunsuz bir davranıştır.
Fener Rum Patrikhanesi’nde Panaghia Pammakaristos ( Yüzyıl), St. John the Baptist ( Yüzyıl) ve Panaghia Faneromeni (14 Yüzyıl) adlarıyla üç önemli ikona vardır. Bu ikonaların elbette manevi kıymeti çok yüksektir. Böyle önemli ikonaların varlığı, kiliselerin inananlar gözündeki ruhani gücünü artırır.
Kilisenin Kuzey kanadında, Basileios (İng. Basil the Great), Nenizili Gregorios (İng. Gregory the Theologian) ve Ioannis Hrisostomos (İng. John Chrysostom) isimli üç önemli Patrik‘in naaşları bulunur. Bu patriklerden ikisinin kemikleri, üst satırlarda bahsettiğimiz Latin İstilası sırasında İstanbul’dan çalınmış ve Roma‘ya götürülmüştür.
Uzun yıllar Vatikan‘daki Aziz Petrus Bazilikası‘nda muhafaza edilen naaşlar, Latin İstilası’nın yıl dönümü olan yılında, bir iyi niyet göstergesi olarak, Papa tarafından iade edilmiştir.
Kilisenin Güney kanadında, Azize Efimia (İng. Euphemia), İmparatoriçe Theophano ve Mary Salome isimli üç önemli azizenin lahitleri görülebilir. Bu lahitler yılın belli bir günü kilisenin merkezine getirilmekte ve ziyaretçilerin anma dualarına fırsat sağlanmaktadır.
Tarihi Fener ve Balat Semtleri
Fener ve Balat semtleri günümüzde İstanbul’un yükselen değerleri haline geldiler. Osmanlı dönemi İstanbul’unun en renkli ve kozmopolit yerleri olan bu güzide semtler, fotoğraf gezilerinin ve tur gruplarının uğrak noktası olmaya başladı.
Fener Balat Semtinin Renkli Evleri
Önceden yazdığım Fener Balat Gezilecek Yerler yazısında, kuş bakışı olarak size bu semtlerde gezilecek yerleri genel olarak anlatmaya çalışmıştım. Şimdi Fener Balat gezisinin en önemli durağı olan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi‘nin tarihçesinden bahsetmiş olduk.
Geçmişin bu kıymetli semtlerinin, gizli kalmış hazinelerini keşfetmek ve ilgi çekici öykülerini dinlemek için İstanbul’da Özel Rehberli Fener Balat Turu yapmanızı size öneririm. Böylece bu semtlerin kadim tarihini layıkıyla keşfedebilirsiniz.
Fener Rum Patrikhanesi Tarihi by Serhat Engül
Filed Under: Bizans Eserleri
Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde simgesel bir otoritesi olan İstanbul patriği, 6. yüzyıldan beri "Ekümenik Patrik" sıfatıyla dünyadaki tüm Ortodoksların ruhani lideri kabul edilir.
Islahat Fermanı ile patriklerin yetkileri, dinî konularla sınırlandı. Seçim usulleri gözden geçirildi. Görev süreleri ömür boyu kılınarak sorumlu oldukları davalardaki yetkileri genişletildi. Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dinî işleri yerine getirmek şartıyla ve bu hususta verilen sözlere güvenilerek İstanbul'da kalmasına izin verildi. Ancak antlaşma metnine patrikhanenin statüsü hususunda tek bir hüküm konulmadı.[7]
Cumhuriyet döneminde İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin etkinlik alanı da sadece dinî konularla İstanbul'daki Rum cemaati ile sınırlandı. Hizmet binasının 'de yanması üzerine, 'da Yüksek Mimar Aristidis Pasadeos nezaretinde başlatılan onarım çalışmaları 'de tamamlandı. Patrikhane, faaliyetini hâlen yeni binasında yürütmektedir. Şu andaki Ekümenik Patrik ve İstanbul BaşpiskoposuI. Bartholomeos'tur.
Fener Rum Patrikhanesi, ya da dünyada bilinen ismiyle Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi, İstanbul’un Fener semtinde yer alıyor. Aya Yorgi Kilisesi’nin de bulunduğu için Fener Rum Patrikhanesi adıyla anılan yapı, milyon Ortodoks Hristiyan için ruhanî önderlik konumunda olan bir kurum.
Ortodoks dünyasının merkezi olan Fener Rum Patrikhanesinin bulunduğu İstanbul ve dolayısıyla Fener semti, Ortodoksların manevi başkenti sayılıyor. Ortodoks kilisesinin başpiskoposluğu olan Fener Rum Patrikhanesi, 4.yüzyılda Hz. İsanın havarilerinden Aziz Andrea tarafından kurulmuş bir yapılar bütünü. İçerisinde Patrik’in makamı, Aya Yorgi Kilisesi, kütüphane ve diğer resmi bölümlerin yer aldığı patrikhanenin içi hayli gösterişli işçilikleri ile ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi, Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi ya da Rum Ortodoks Patrikhanesi olarak bilinen Fener Rum Patrikhanesi, Ortodoks Hristiyanlığı temsil eden Doğu Ortodoks Kilisesini oluşturan 14 otosefal kiliseden biri.
Günümüzde Konstantinopolis-Yeni Roma Başpiskoposu ve Ekümenik Patriği I. Bartholomeos tarafından yönetilen patrikhane, Doğu Roma İmparatorluğunun başkentinde bulunması ve bugünkü Ortodoks kiliselerinin çoğunun ana kilisesi olması nedeniyle Ortodokslukta özel bir yere sahip.
’te İstanbulun fethinden sonra, gayrimüslim toplumların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmetin çıkardığı fermana bağlandı ve böylece Fener Rum Patrikhanesi’nin yasal statüsü süreklilik kazandı.
Fatih Sultan Mehmet’in fermanında patrikhaneye çok geniş haklar tanınıyordu. Fatih’in hiçbir mecburiyeti yokken onlara bir takım dini imtiyazlar tanımaktaki gayesinin, doğu ve batı kiliselerini birbirinden ayırmak olduğu biliniyor.
2. Gennadiosun Patrik olmasıyla, Patrikhane faaliyetlerini kentin ikinci büyük kilisesi olan Havariyun Kilisesinde yürütmeye başlar. O dönemde Havariyun Kilisesinin bahçesinde İmparator ailesinin mezarları bulunduğundan ve Hristiyan nüfusun azalması ve güvenlik nedeniyle te boşaltıldı.
Pammakaristos Manastırına taşınan patrikhane, de restore edildi ve II. Ieremiasın patrikliği sırasında da genişletilerek yeniden inşa edildi. da III. Murad döneminde boşaltılan kilise, de Fethiye adıyla camiye dönüştürüldü. Patrikhane, önce Fenerdeki Vlah Sarayı Kilisesine, de ise Ayvansaraydaki Ayios Dimitrios Kilisesine taşındı. Patrikhane, de Fenerde bulunan Ayios Yeoryios Manastırına yerleşti ve bu tarihten sonra faaliyetini burada sürdürdü.
Padişah II. Mehmetin çıkardığı fermanla statüsü saptanan Rum Ortodoks patrikleri, cemaatin evlenme, cenaze gibi adetlerini özgürce uygulayabilmesini denetliyorlardı. Patrik, bir vezir statüsünde kabul edilir, kendisine divanda yer verilirdi.
Maiyetindeki diğer yöneticiler ile birlikte her türlü hizmet ve vergiden muaftı. Rum cemaatine dair konuların görüşüldüğü meclise başkanlık eden patrik, hukuki ve cezai işlerde tam yetkili idi. Böylece patrik, Rum Ortodoks toplumunun tartışmasız lideri olarak, Bizans dönemindeki haklarından fazlasına kavuştu.
Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde simgesel otoritesi olan İstanbul patriği, 6.yüzyıldan beri Ekümenik Patrik sıfatıyla dünyadaki tüm Ortodoksların ruhani lideri iken ’daki Islahat Fermanı ile patriklerin yetkileri, dinî konularla sınırlandı. Lozan Antlaşması’yla Cumhuriyet döneminde patriklerin tüm ayrıcalıkları kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunmaları koşulu getirildi.
Cumhuriyet döneminde Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin etkinlik alanı İstanbuldaki Rum cemaatinin yalnızca dinî konularıyla sınırlandırıldı. Hizmet binasının de yanması üzerine, da Yüksek Mimar Aristidis Pasadeos nezaretinde başlatılan onarım çalışmaları de tamamlandı. Patrikhane, faaliyetini hâlen yeni binasında yürütüyor.
’de bugünkü binasına taşınan patrikhane, şimdiki görüntüsüne lerde yapılan restorasyonla kavuştu. Üçlü bir kapıdan girilen patrikhaneye basamaklardan yukarı doğru çıkıldığında karşınıza ana kapı çıkıyor.
Ana kapı, ’de Yunanistan’ın bağımsızlığı için ayaklanan Rum çetelerine para ve silah yardımında bulunduğu ve Mora Ayaklanmasını kışkırttığı gerekçesiyle II. Mahmut’un emriyle Patrik V. Grigorios’un idam edildiği tarihten bu yana kapalı tutuluyor. ’deki Mora İsyanını desteklediği gerekçesiyle idam edilen ve 3 metropolitin burada idam edilmesi anısına kapalı tutulan ana kapı yerine yapıya giriş sol kapıdan gerçekleştiriliyor. Soldaki kapıdan patrikhane kilisesi olan Aya Yorgiye geçiliyor.
Aya Yorgi Kilisesi’nde, çeşitli kiliselerde bulunan üç taşınabilir mozaik ikon yer alıyor. Söylentiye göre iki ustanın üzerinde 40 yıl çalıştığı kilisenin ikonasının tahta oymacılığı gerçekten etkileyici.
Kilisenin sağ köşesinde, demir kaplamasındaki açıklıktan görülen sütun hayli önemli zira bu sütun, İsanın gerildiği çarmıha gerilmeden önce bağlanıp kırbaçlandığı sütun olarak kabul ediliyor. Yine sağda, Azize Eufemia, Teofano ve Solomoniye olmak üzere üç azizenin tabutu yer alıyor. Patrikhanede ayrıca Rum Ortodoks cemaatinin elinde kalmış değerli dini eşyalar da mevcut.
Fener Rum Patrikhanesi İstanbulun Fatih ilçesinde Fener semtinde, Sadrazam Ali Paşa Caddesinde yer alıyor. Taksimden de 55Tye binerek Fener durağında indiğinizde patrikhaneye ulaşmak mümkün.
Anadolu yakasından geliyorsanız, Kadıköyden Kadıköy-Eminönü vapuruna binerek Eminönünde indikten sonra Eminönü otobüs duraklarından 36CE, B, C, 44B, 48E, 55T, 99, 99A No’lu otobüslerden birine binip Fener durağında indiğinizde patrikhaneye ulaşabilirsiniz.
Üsküdardan geliyorsanız, Üsküdar-Eminönü vapuruyla Eminönünde indikten sonra Eminönü otobüs duraklarından aynı numaraları otobüslerle Fener durağında inebilirsiniz. Ümraniyeden ise 9A, 9Ç, 9Ü, 9Ş, 9ÜD No’lu otobüslerle Üsküdar son durakta inip Üsküdar-Eminönü vapuruna binerek Eminönüne geçebilirsiniz.
Kartal, Maltepe, Pendik, Tuzladan geliyorsanız Kadıköy-Kartal metrosuyla Kadıköyde inip buradan yine Kadıköy-Eminönü vapuruna binerek Eminönüne gelmeniz ve Eminönü’nden otobüse binmeniz gerekiyor.
Fener Rum Patrikhanesi’ne Avrupa yakasından, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Avcılar, Küçükçekmece, Bahçelievler tarafından geliyorsanız metrobüsle Ayvansaray-Eyüp durağında inip buradan üst geçitten sol taraftan çıkarak Haliç’e doğru aşağıya kadar yürümeniz gerekiyor. Sağdaki otobüs durağından 36CE, B, C, 44B, 48E, 55T, 99, 99A No’lu otobüslerden birine binerek Fener durağında indiğinizde Fener Rum Patrikhanesine ulaşabilirsiniz.
Ortodoks Rumların en kutsal mekânı olan Fener Rum Patrikhanesi, Tarihi Yarımada’nın güzelliğinde farklı bir kültürü yansıtıyor.