Altı ülkenin Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kurarak bugünkü temellerini attığı Avrupa Birliği[1] (AB), birbirini takip eden çeşitli genişleme ve bütünleşme süreçlerinden geçerek, pek çok alanda ortak politikalar uygulayan 27 üyeli uluslarüstü bir yapıya dönüşmüştür. Bu süreç içinde AB her biri farklı nitelikte yeni üye devletleri bünyesine katarak siyasi, ekonomik ve jeopolitik açıdan çok daha güçlü bir Birlik haline gelmiş ve bu vesileyle uluslararası sistemdeki etkinliğini artırmıştır.
Tarih içinde hem AB’nin dönüştürücü gücünü çevresine yayması bakımından, hem de AB’nin içsel dönüşümünde büyük role sahip olması bakımından, genişleme politikası AB literatüründe sıklıkla en önemli ve en başarılı dış politika aracı olarak anılmaktadır.
AB'nin genişleme politikası, Birliğin derinleşme sürecine paralel olarak ve her yeni genişleme dalgasıyla birlikte yeniden şekillenerek bugünkü halini almıştır. Özellikle Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkelerinin üye olduğu son genişleme dalgası, genişleme politikasının şu andaki şeklini almasında öncü adım olmuş ve "koşulluluk" ilkesinin kurumsallaşmasını sağlamıştır. Katılım koşulluluğu kısaca AB’ye üye olmak için başvuran ülkelerin, üyelik öncesinde yerine getirmesi için üstlenmesi gereken yükümlülükler bütünü olarak tanımlanabilir.
yılında yapılan Kopenhag Zirvesi'nde belirlenen ve “Kopenhag Kriterleri” olarak bilinen kriterler, Birliğe üye olmak isteyen ülkeler açısından temel bir kılavuz niteliği taşımaktadır. AB aday ülkelerle müzakerelere başlamaya ilişkin kararı, Kopenhag “Siyasi” Kriterleri olarak bilinen; demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlık haklarını güvence altına alan kurumların mevcudiyeti koşullarının yeterli ölçüde karşılandığına kanaat getirmeden almamaktadır.
Öte yandan Aralık tarihinde gerçekleştirilen Madrid Zirvesi’nde, Birliğe üye olacak ülkelerin sadece AB müktesebatını iç hukuklarına aktarmakla sorumlu olmadıkları, aynı zamanda uyumlaştırdıkları mevzuatı uygulamaktan sorumlu idari ve hukuki yapıları oluşturmakla da yükümlü oldukları belirtilmiş ve bu yükümlülük yeni bir katılım koşulu olarak sunulmuştur. İdari kapasite kriteri olarak adlandırılan bu koşul, Madrid Kriteri olarak da anılmaktadır.
Kopenhag Kriterleri ve Madrid Kriterine ek olarak Gündem ’de iyi komşuluk ilişkileri tesis etme de bir katılım koşulu olarak sunulmuştur. Buna göre, tüm aday ülkeler Birliğe katılımlarından önce kendi aralarındaki ve üçüncü ülkelerle olan sınır ihtilaflarını çözmeli, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmalıdırlar.
Bunlara ek olarak, Hırvatistan ve ülkemizin müzakerelere başlamasıyla, her biri AB’nin farklı politika alanlarını temsil eden ve “fasıl” olarak anılan müzakere başlıklarının açılıp kapanması için de Avrupa Komisyonu “teknik kriterler” getirmeye başlamıştır. Açılış ve kapanış kriterlerinin aday ülkelere iletilmesi ve bunların yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi esnasında oluşan prosedürler de katılım sürecinin bugünkü şeklini alması için önemli bir aşamayı teşkil etmiştir.
Halihazırda adaylığı devam eden Batı Balkan ülkelerinin müzakere sürecinde ise Komisyon Yargı ve Temel Haklar ile Adalet Özgürlük ve Güvenlik fasıllara ilişkin yeni bir yaklaşım geliştirmiştir. “Yeni Yaklaşım” çerçevesinde, müzakerelere başlayan aday ülkeye gerekli reform programını oluşturması için yeterli zamanın sağlanması amacıyla, 23 ve fasılların mümkün olduğunca erken bir aşamada ele alınması ve müzakere süreci boyunca açık kalması; bu fasıllardaki ilerlemenin genel müzakere sürecindeki ilerlemenin gerisinde kalması durumunda diğer fasılların açılması ve kapanmasına müdahale edilebileceği kararlaştırılmıştır.
Bununla birlikte AB aday ülkelere üyelik öncesi yerine getirmelerini beklediği koşullar sunmakla kalmamış, özellikle aşağıda ele alınacak olan 5. Genişlemeden bu yana aday ülkelerin üyelik koşullarını karşılamak için yapmakla yükümlü olduğu çalışmaları sistematik olarak çeşitli toplantılar, belgeler ve izleme mekanizmalarıyla yönlendirmiş ve değerlendirmiştir.
Son olarak, 5 Şubat tarihinde Avrupa Komisyonu “Katılım Sürecini Zenginleştirmek: Batı Balkanlar için Güvenilir bir AB Perspektifi” bildirimini hazırlayarak genişleme politikasında ciddi yöntemsel değişikliklere gitmiştir. Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’un katılım süreci için geçerli olan, Sırbistan ve Karadağ’ın ise tercihine bırakılan yeni yöntem, üye devletler tarafından 25 Mart tarihli AB Genel İşler Konseyi Sonuçlarında onaylanmıştır. 15 Mayıs tarihinde ise Karadağ, AB'nin genişlemedeki yeni yönteminin parçası olmayı kabul ettiklerini açıklamıştır.
Türkiye’nin katılım sürecine yönelik bilgi ve belgeler için tıklayınız.
Genişlemenin Tarihçesi
Genişleme süreci, temel olarak 6 döneme ayrılabilir.
Birinci Genişleme (İngiltere, İrlanda, Danimarka - )
İngiltere, İrlanda ve Danimarka yılında üyelik için AB'ye başvurmuşlardır. Fransa dışındaki diğer ülkeler, İngiltere'nin üyeliğine olumlu yaklaşırken, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, ülkenin Kıta Avrupa'sından oldukça farklı olduğu, ekonomik sıkıntılar yaşadığı, Amerika Birleşik Devletleri'ne askeri ve diplomatik açıdan bağımlı olduğu ve bu sebeple Birliğin gelişimini engelleyeceği gibi gerekçelerle bu üyeliğe karşı çıkmıştır. İngiltere yılında tekrar başvuruda bulunmuş ve başvurusu aynı gerekçelerle yine kabul edilmemiştir. Bu ülkelere ilişkin genişleme süreci yılında De Gaulle'ün Fransa Cumhurbaşkanlığından istifa etmesinden sonra başlamış ve 1 Ocak 'te üyelerin AB’ye katılımıyla son bulmuştur.
İkinci Genişleme (Yunanistan - )
yılında AB ile Ortaklık Antlaşması imzalayan Yunanistan ile ilişkiler, Albaylar Cuntasının ’de yönetime el koymasıyla askıya alınmıştır. yılında Askeri Cuntanın yönetimi sivillere bırakmasıyla demokratik bir yönetime kavuşan Yunanistan, yılında tam üyelik için AB'ye başvurmuştur. Başvuru AB içinde, Yunanistan'ın üye olmaya gerek siyasi gerek ekonomik açıdan hazır olmadığı, diğer üye devletlerle ortak değerleri paylaşmadığı gibi kaygılarla karşılanmıştır. Altı yıl süren müzakere sürecinin ardından üye devletler Yunanistan'ı dışarıda bırakmak yerine, onun demokratikleşmesinin ve ekonomik gelişiminin Birlik içinde daha etkili sağlanabileceği görüşünü savunmaya başlamış ve bunun üzerine Yunanistan 1 Ocak 'de AB'ye üye olmuştur.
Üçüncü Genişleme (İspanya, Portekiz - )
İber Yarımadası genişlemesi olarak da tanımlanan üçüncü genişleme, İspanya ve Portekiz'in 1 Ocak yılında AB'ye üye olmasıyla gerçekleşmiştir. Bu iki ülkenin üyelik başvurusunda bulunduğu esnada Birlik ile aralarındaki siyasi ve ekonomik gelişmişlik farklarından dolayı, üyeliğe kabul edilip edilmeyecekleri birçok tartışmaya sebep olmuştur. İspanya ve Portekiz'in üye oldukları takdirde gerek tarım alanında gerekse işçilerin serbest dolaşımı konusunda üye devletlere ekonomik açıdan yük oluşturabilecekleri endişesi, AB'nin gündemini uzunca bir süre meşgul etmiş; ancak Akdeniz'in AB açısından jeopolitik önemi ve o dönem yürütülen genişleme politikasının başarısı tüm bu tartışmaların aşılmasını sağlamıştır.
Dördüncü Genişleme (Avusturya, Finlandiya, İsveç - )
AB'nin dördüncü genişlemesi Soğuk Savaş ve sonrasında yaşanan gelişmelerle yakından ilgilidir. Savaş sırasında tarafsızlık politikası izleyen Avusturya, Finlandiya ve İsveç, Soğuk Savaş sona erdiğinde AB'ye katılmaya karar vermiştir. Söz konusu ülkelerin kültürel olarak Avrupa’nın bir parçası olmaları ve adaylık öncesinde Avrupa Topluluğu ile yakın ekonomik ilişkiler kurmuş olmaları sebebiyle bu genişleme süreci son derece sorunsuz geçmiştir. Avusturya, Finlandiya ve İsveç 1 Ocak 'te AB üyesi olmuştur.
Beşinci Genişleme (Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Letonya, Litvanya, Estonya, Malta, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - ) (Romanya, Bulgaristan - )
Soğuk Savaş'ın sona ermesi Avrupa kıtası açısından gerçek bir dönüm noktasıdır. Yarım yüzyıllık bölünmüşlüğün sona ermesi tüm Avrupa'da coşkuyla kutlanmış, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile kendi iradelerine bağlı olmadan Avrupa bütünleşmesinin dışında kalan Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri AB üyesi olmak için başvuruda bulunmaya başlamışlardır. Bununla birlikte hem aday ülkelerin nitelik ve nicelikleri hem de Avrupa bütünleşmesinin ulaşmış olduğu derinlik açısından daha önceki genişlemelerden çok farklı olan beşinci genişleme süreci aday ülkeler açısından da AB açısından da oldukça sancılı geçmiştir.
Bu genişleme sürecinde üyelik başvurusu yapan ülkeler yukarıda da değinildiği üzere Kopenhag üyelik koşulları çerçevesinde toplumsal yaşamın hemen her alanını yeniden düzenlemişlerdir. AB de genişleme sürecini kendine has yönlendirme ve izleme mekanizmalarıyla diğer genişlemelere kıyasla çok daha kapsamlı bir şekilde yürütmüştür.
Ardından AB Konseyi, Aralık 'de Lüksemburg Zirvesi'nde, genişlemeyi olası kılan süreci başlatmıştır. Bu süreçte ilk seferde aşağıda belirtilen on iki ülke aday ülke statüsü almıştır: Bulgaristan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Romanya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya.
Avrupa Komisyonu'nun tavsiyesi üzerine 31 Mart 'de GKRY, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Polonya ve Slovenya olmak üzere altı ülke ile müzakerelere başlanmıştır.
Malta, 'da dondurmuş olduğu üyelik başvurusunu Ekim 'de tekrar yürürlüğe koymuştur. AB Konseyi, Aralık 'da Helsinki Zirvesi'nde katılım sürecinin kapsamlı niteliğini teyit etmiş ve Avrupa Komisyonu'nun tavsiyesine dayanarak altı aday ülkeyle daha resmi katılım müzakerelerini başlatmaya karar vermiştir: Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Romanya ve Slovak Cumhuriyeti. Bu altı ülke ile katılım müzakereleri 15 Şubat 'de resmen açılmıştır. AB Konseyi Helsinki'de, Türkiye'nin diğer aday ülkelerle aynı kriterlere göre Birliğe katılma yolunda bir aday olduğunu da teyit etmiştir.
1 Mayıs tarihinde 10 yeni üye ülkenin (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya, Malta ve GKRY) AB'ye resmen katılması ile AB tarihinin en kapsamlı genişlemesi tamamlamıştır.
Bulgaristan ve Romanya'nın üyeliği ise 1 Ocak tarihinde gerçekleşmiştir.
Altıncı Genişleme: (Hırvatistan- )
yılında adaylık başvurusu yapan Hırvatistan, 3 Ekim 'te ülkemizle birlikte katılım müzakerelerine başlamıştır. Slovenya’nın çeşitli fasıllara yönelik blokajını kaldırmasının ardından tüm fasıllarını açıp kapatan Hırvatistan 9 Aralık 'de Katılım Antlaşmasını imzalamıştır. Hırvatistan’ın yılında üye olmasıyla, AB 28 üyeli bir Birlik haline gelmiştir. Bununla birlikte Birleşik Krallık’ın 31 Ocak tarihinde üyelikten resmen çekilmesiyle AB bugün, 27 üyesi olan bir Birlik durumundadır.
Aday ve Potansiyel Aday Ülkeler
Mevcut durumda Türkiye dışında AB üyeliğine aday olan 6 ülke bulunmaktadır: Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Ukrayna ve Moldova. Aday ülkeler arasında Türkiye’nin yanı sıra Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk AB ile katılım müzakerelerine başlamış durumdadır.
Bosna Hersek, Kosova ve Gürcistan ise potansiyel aday ülkelerdir.
17 Haziran tarihinde AB ile katılım müzakerelerine başlayan ve 35 müzakere faslından 27’sini açmış, 11 faslı da geçici olarak kapatmış olan İzlanda, 12 Mart tarihinde AB’ye adaylık başvurusunu geri çekmiştir. Müzakere sürecinde belli bir mesafe kat ettikten sonra üyelik başvurusunu geri çekme bakımından İzlanda örneği genişleme tarihinde bir ilki teşkil etmektedir.
Avrupa Birliği’nin Genişleme Politikasında Mevcut Durum
Aday Ülke | AB’ye Üyelik Başvuru Tarihi | Adaylık Tarihi | Müzakerelere Başlama Tarihi |
Türkiye | 14 Nisan | Aralık | 3 Ekim |
Kuzey Makedonya | 22 Mart | Aralık | 19 Temmuz |
Karadağ | 15 Aralık | 17 Aralık | 29 Haziran |
Sırbistan | 22 Aralık | 1 Mart | 17 Aralık |
Arnavutluk | 24 Nisan | 27 Haziran | 19 Temmuz |
Ukrayna | 28 Şubat | 24 Haziran | - |
Moldova | 3 Mart | 24 Haziran | - |
Potansiyel Aday Ülke | Potansiyel Aday Statüsü | İstikrar ve Ortaklık Anlaşmasının İmzalanması | İstikrar ve Ortaklık Anlaşmasının Yürürlüğe Girmesi |
Bosna Hersek | 20 Haziran | 16 Haziran | 1 Haziran |
Kosova | 18 Şubat | 27 Ekim | 1 Nisan |
Gürcistan | 24 Haziran | 27 Haziran | 1 Temmuz |
Katılım Müzakerelerini yürüten ülkelerde mevcut durum tablosuna ulaşmak için tıklayınız.
Aday ülkelere ilişkin detaylı bilgi için tıklayınız.
Potansiyel aday ülkelere ilişkin detaylı bilgi için tıklayınız.
Avrupa Komisyonunun genişleme ile ilgili sayfasına ulaşmak içintıklayınız.
[1] Metin içinde tarihsel süreçte nasıl adlandırıldığından bağımsız olarak Avrupa Birliği şeklinde anılacaktır.
VII. yüzyılda Türk asıllı Bulgar kabileleri, hükümdarları Asparuh'un kumandasında Tuna'yı geçerek Batı Karadeniz ile Tuna Nehri arasındaki bölgeye yerleşen Slavları hâkimiyetleri altına almışlardır. Balkanlar'ın doğusuna yerleşen Bulgar boyları, devletleri içinde yaşayan büyük Slav nüfusuyla beraber yaşarken, bir süre sonra bu Slav boylarını kültürlerine doğru yönelip Slavlaşmışlardır.[60]
Topraklarının tamamı Balkanlar içerisinde olan ve olmayan tam 12 ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler: Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Yunanistan, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Romanya ve Türkiye'dir. Türkiye'nin sadece %5'i, Romanya'nın %9'u, Slovenya'nın %27'si, Hırvatistan'ın %49'u, Sırbistan'ın %73'ü diğer ülkelerin ise tamamı Balkanlar sınırları içerisindedir.
BALKAN ÜLKELERİ HANGİLERİ?
Balkanlar ve Balkan Yarımadası olarak da bilinirler. Avrupa kıtasının güneydoğusundaki bölümde İtalya'nın doğusu ile Anadolu'nun batısı ve kuzeybatısında yer alan coğrafi bölgedir. Bu bölge için Güneydoğu Avrupa terimi de kullanılmaktadır. Bu bölge adını Bulgaristan'ı ikiye bölen dağ silsilesinden almıştır.
BALKAN PAKTI ÜLKELERİ
Balkan Paktı, resmi adı Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasıdır. 28 Şubat 'te Ankara'da imzalanan bir anlaşmadır. yılında, Yugoslavya dışişleri bakanı ve Yunanistan dışişleri bakanın sözleşmeyi feshetmesi ile Balkan Paktı kesin olarak dağılmıştır. Balkan Paktı'nı imzalayan ülkeleri ise
Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ise bugünkü Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Slovenya ve Kosova ülkelerinin birleşiminden oluşmuştur.
Balkan Paktı'nı imzalamayan ülkeler ise
BALKAN ÜLKELERİ HARİTASI
Balkan 'Güneydoğu Avrupa' olarak da bilinen coğrafi bölgedir. Balkanlar, Güneybatısında Adriyatik Denizi ve İyon Denizi; güneyinde Akdeniz; doğusunda Karadeniz ile çevrili olan bir yarımadadır. Kuzey sınırlarında Tuna Nehri, Sava Nehri ve Kupa Nehirleri vardır. Kuzeybatısından güneye ve doğuya kadar bölge sınırları denizlerle çevrilidir. Balkan Devletlerinin kuzeyinde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna bulunmaktadır. Slovenya sınırının minik bir kısmını ise İtalya ile paylaşmaktadır.
BALKAN ÜLKELERİ BAYRAKLARI
BALKAN ÜLKELERİ BAŞKENTLERİ
Yüksek Çözünürlüklü Türkiye Siyasi Haritası