balıkesir manisa maçı izle / Manisaspor Bandırmaspor canlı izle! TRT Spor canlı izle!

Balıkesir Manisa Maçı Izle

balıkesir manisa maçı izle

kaynağı değiştir]

A mule

MaviBahçe

Hilltown Karşıyaka

Hilltown Karşıyaka

Alışveriş mağazaları Mavişehir, Karşıyaka

Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinden sonra, galipler bir süre için Anadolu'nun büyük bir bölümünü kendi etki bölgelerine ayırmayı amaçladılar ve Sevr Antlaşması uyarınca Türkiye'nin batı bölgelerini Yunanistan'a sundular. Şehir, 15 Mayıs tarihinde Yunan ordusu tarafından işgal edilir. Yunan ordusunun çıkartmasının daha ilk günlerinden, gazeteci Hasan Tahsin tarafından Yunan müfrezelerine atılan "ilk kurşun" ve Albay Fethi Bey ile silahsız askerlerinin şehrin tarihi kışlasında süngüyle öldürülmeleri hadiseleri, direnişin sembolü aline geldi. Sarı Kışla'nın, "Zito o Venizelos" ("Yaşasın Venizelos") diye bağırmayı reddettmesi gibi sebepler nedeniyle gerçekleşen sayısız mezalime atıfta bulunulur. Ancak Orta Anadolu'ya yönelik Yunan harekâtı hem Yunanistan hem de Anadolu'nun yerel Rumları için felaket ile neticelendi.

İşgal, Türk ordusunun 9 Eylül tarihinde İzmir'e girmesiyle ile sona erdi. 9 Eylül 'de şehrin geri alınmasının ardından Ortodoks Metropoliti Hrisostomos Kalafatis 'in linç edilmesi ve daha sonra sözde çalışma taburlarına gönderilen Ermeni ve Rum erkeklerin katledilmesi gibi hadiseleri şehrin tarihinin belki de en büyük felaketi takip etti. 13 Eylül sabahı Basmane semtinde başlayan yangın metrekarelik bir alanda 'den fazla ev ve iş yerini tahrip etti ve ve 22 Eylül'e kadar sürdü. Bu yangın ne yazık ki kentin geleneksel alanının dörtte üçünü tahrip etmiştir. Bu gün yangın alanının bir bölümünde Kültürpark bulunmaktadır. Yangın Rum ve Ermeni mahallelerini tamamen yok etti, Müslüman ve Yahudi mahalleleri ise hasardan kurtuldu. Yangından kaynaklanan tahmini Rum ve Ermeni ölümleri ila aralığında idi. Yaklaşık ila Rum ve Ermeni mülteci, yangından kaçmak için sahili tıkadı ve yaklaşık iki hafta boyunca ağır koşullar altında orada kalmaya zorlandı. Rumların rıhtımdaki sistematik tahliyesi, ilk Yunan gemilerinin müttefiklerin gözetimi altında limana girmesiyle 24 Eylül'de başladı. Toplamda ila Rum tahliye edildi. Kalan Rumlar ise, Yunan-Türk Savaşı'nı resmen sona erdiren Lozan Antlaşması'nın bir şartı olan Yunanistan ile Türkiye arasındaki nüfus mübadelesinin bir parçası olarak 'te Yunanistan'a gitti. Böylece İzmir, Rum nüfustan tamamen arındırılmış oldu.[22][23][24][25][26]

yılında, Cumhuriyetin ilanından birkaç ay önce, yeni Türkiye'nin ekonomik sorunlarının tartışıldığı bir kongre olan İzmir İktisat Kongresi'ne ev sahipliği yapmıştır.[10] Şehir, yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Alsancak’ta kuzeye doğru ilerleyen Kızılçullu deltasının doğusundaki koy şimdi İzmir’in ticaret limanı ve ona bağlı tesislerle donatılmıştır. Deltanın batı yarısında, Alsancak ile Konak Meydanı arasında uzanan birbirine paralel birkaç Kordon İzmir’in en canlı kesimini oluşturur. Yalnız Ege ovalarından gelen ürünler değil İçbatı Anadolu, Göller yöresi ve İç Anadolu’nun komşu kesimleri ihraç mallarını İzmir’e yollaması İzmir’in Türkiye ihracatının yaklaşık yarısı kadarını elinde tutan ihracat limanı olmasını sağlar. İzmir’de endüstrinin gelişmesini iş gücü bolluğu ve büyük şehrin tüketim faktörü de kamçılamıştır. Böylece İzmir, Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci önemli ticaret limanı ve ikinci endüstri merkezi durumuna yükselmiştir. İzmir şehrinin ticaret etkinliğinin artmasında yılında kurulan ve her yıl Kültürpark’ta açılan, yakın yıllara gelinceye kadar Türkiye’nin tek milletlerarası fuarı olan İzmir Fuarı’nın da etkisi büyük olmuştur. İzmir Limanı’nın ihracatı arasında tütün, pamuk, kuru üzüm, incir, palamut, meyankökü, afyon, baklagiller, tahıl, zeytinyağı, halı, ham madenler ilk sırayı alır. İzmir Limanı’nda sürekli bir canlılık bulunmakla beraber yaz sonunu izleyen birkaç ay içinde bu canlılık en yüksek düzeyine ulaşmaktadır.

İzmir, yılında çıkarılan sayılı kanun[27] ve sayılı kanun hükmünde kararname[28] sonucu İstanbul ve Ankara ile birlikte büyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.[29] Başlangıçta üç ilçe (Bornova, Karşıyaka, Konak) İzmir Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dahil edildi. yılında çıkarılan sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[30] Bu sınırlar içinde kalan 21 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[30] yılında çıkarılan sayılı kanun ile Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[31]

Coğrafya[değiştir

kaynağı değiştir]

Öncelikle nükleer atıkları İzmir'de özellikle de Gaziemir'de büyük bir tehlike yaratmaktadır. Normal düzeyin katı oranında radyasyon yayan radyoaktif atıklar İzmir için büyük bir tehlike yaratmaktadırlar.[45] İzmir'de sanayi kaynaklı hava kirliliği özellikle Aliağa ilçesinde yoğunluk göstermektedir. Yine il merkezinde özellikle Bornova ilçesinde bulunan sanayi kuruluşları çimento fabrikaları, demir ve demir dışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler, taş ocakları hava kirliliğine katkısı olan sanayi kuruluşlarındandır.[46] İzmir'de hava kirliliği özellikle kış aylarında artmaktadır. Ocak, Şubat, Mart ve Aralık aylarında hava kirliliği hassas, kalan aylarda ise orta olarak ifade edilmektedir.[47]

Özellikle eski yıllarda İzmir Körfezi'nin kokması büyük bir problemdi. Bu problem büyük ölçüde giderilmiş olsa da hala bazen devam etmektedir.[48] İzmir'de altın ve nikel madenciliği yapılır ve bu madencilikler kullanılan başta siyanür olmak üzere çeşitli kimyasal maddelerin kullanımı çevreyi olumsuz yönde etkilemekte, toprağın, yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesine dolayısıyla tarımsal verimliliğin düşmesine, çevre ve insan sağlığının, ekosistemin bozulmasına neden olmaktadır. Nikel madenciliği su kaynakları ve verimli tarım arazileri üzerinde ciddi çevresel riskler yaratıyor.[49]

Nüfus[değiştir kaynağı değiştir]

yılında inşa edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından valilik binası olarak kullanılan İzmir Hükûmet Konağı
Basmane'de yer alan yangınında yok olan St. Stepanos Ermeni Kilisesi ()[15]

Evliya Çelebi de, yılında İzmir'i ziyaretinde, nüfus yapısındaki değişimin ilk gözlemlerini kaydeder ve Alsancak (Punta) mahallesinde giderek artan sayıda yerli gayrimüslimlerin, Levantenlerin ve Batılı tüccarların yoğunlaştığını yazmıştır. Dış ticaret de bu tarihlerden itibaren oldukça yoğunlaştı. İzmir, Anadolu içlerinden gelen kervanların son durağı idi. Kervanların şehre gelip gitmesi ocakla ekim ayları arasındaydı. yüzyıla kadar Halep-İskenderun yoluyla Avrupa’ya giden İran ipeği, bu yüzyılın ikinci yarısında yön değiştirip Erzurum-Tokat yoluyla İzmir’e gelerek buradan Avrupa’ya sevkedilmeye başlandı. Tournefort’a göre yüzyıl başlarında İzmir’e yılda balya İran ipeği getiriliyor ve bu ipekler büyük çapta İngiliz ve Fransız tüccarlar tarafından satın alınıyordu. İngiliz Levant Kumpanyası’nın ’te İzmir başta olmak üzere bazı Doğu Akdeniz limanlarından yaptığı ipek ihracatı ise libreye yaklaşmıştı. Avrupalılar’ın büyük rağbet gösterdiği Ankara ve Beypazarı tiftiği, Bursa ipeği, Antalya’nın orman ürünleri ve Ege’nin pamuğu, Uşak’ın halıları, afyon, meşe palamudu ve başta üzüm ve incir olmak üzere İzmir ve civarının mahsulleri de İzmir’den ihraç ediliyordu. İzmir, Fransız yünlü kumaş ithalâtında yüzyılın ikinci yarısı başlarında İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alırken otuz kırk yıl sonra İstanbul’u geride bırakarak ilk sırayı almış, yüzyılda başlayan gelişmesini tamamlayıp Levant iskelelerinin en önemlisi haline gelmiş, bundan sonra da bu üstünlüğünü korumuştur.[16][17]

yüzyılda kent Fransız, İngiliz, Hollandalı ve İtalyan tüccarların gözdesidir. Bu gelişmeye paralel olarak Aydın Eyaleti'nin merkezi önce yılında geçici olarak, sonra da yılında kesin olarak İzmir'e aktarılmıştır. Aynı yıl Sultan Abdülmecid İzmir'i ziyarete gelmişti. Asrın şartları gereği artan ticaret hacmi daha güvenli ve hızlı olan demiryolu yapımını gerekli hale getirince Temmuzunda İzmir’de yaşayan Robert Wilkin adlı bir İngiliz tüccarı, kendi ve dört ortağı adına İzmir-Aydın demiryolu için imtiyaz istedi. Mayıs ’de İzmir’den Aydın’a Ottoman Railway Company adıyla bir şirket kuruldu ve üç safhada bitirilecek hattın planı yeniden çizildi. Hattın ilk bölümü olan Alsancak – Seydiköy arası 30 Ekim tarihinde hizmete girdi. Bu hat, Anadolu'daki ilk, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki, yılında Mısır Eyaleti'nde hizmete giren İskenderiye – Kahire Demiryolu hattından sonra, ikinci demiryolu hattıydı. İzmir-Aydın arası ise 7 Haziran ’da açıldı. Sonraki yıllarda Kasaba hattı Bandırma’ya, Aydın hattı ise Söke’ye kadar uzatıldı. Böylece İzmir, çevresindeki en verimli bölgeye demiryolu ile bağlanmış oluyordu.[18][19] Sultan Abdülmecid'in yılındaki ziyaretinin ardından yılında da Sultan Abdülaziz İzmir'i ziyarete gelmişti. Osmanlı şehirlerinde modern belediye teşkilatlanmasına Sultan Abdülaziz döneminde 8 Ekim tarihli vilâyet nizamnâmesiyle başlanmış bunu takiben yılında İzmir'de kurulan belediyenin ilk başkanı da Yenişehirlizade Ahmet Efendi olmuştur.[10] Aydın-İzmir demiryolunun inşaatına başlanmasından sonra İzmir’in bir rıhtıma şiddetle ihtiyacı olduğu ortaya çıkınca, gemilerin yükleme ve boşaltmalarında sürat ve kolaylık temin edecek, kordon boyunda oturan yabancıların evlerinin sahile açılan arka kapılarından yapılan kaçakçılığı da önleyecek kazıklar üzerine bir kordon yapılması 'de düşünülmüş, bu fikir sonradan Konak ile Alsancak arasında arşın uzunluğundaki bir rıhtıma dönüşmüştü. Müteahhit Fransız Dussaud kardeşler tarafından yapılan rıhtım başında tamamlanıp hizmete açıldı. Rıhtım resminden hükûmet payı olarak ayrılacak&#;% 12 İzmir Belediyesi’ne terkedildi. ’li yıllarda körfezin iki yakası arasındaki taşımacılık gayri resmî olarak yürütülüyordu. 13 Temmuz ’te tüccardan Yahyâ Hayati Efendi’ye otuz yıl müddetle imtiyaz verildi. İzmir Hamidiye Vapur Şirketi Şubatında seferlerine başladı. İzmir Hamidiye Vapur Şirketi vapurları liman içindeki günlük seferlerden başka körfez içinde Foça ve Karaburun’a, körfez dışında Ayvalık ve Rodos’a kadar gidiyordu. Zamanla şirket hisseleri yabancıların eline geçti.

yüzyıl boyunca da ticaret hacmi bakımından İzmir, Ege ve Akdeniz’deki diğer Osmanlı limanlarının daima önünde yer aldı. Doğu Akdeniz’in en mühim iki limanı Beyrut ve Selânik ’li yıllarda İzmir dış ticaretinin&#;% 40’ına bile ulaşamadı. İzmir’in yüzyılın ikinci yarısında ihracatı 3 milyon sterlinin altına hiç düşmedi. ve yıllarında ise 5 milyonun üzerine çıktı. İthalât milyon civarında gerçekleşti. yüzyılda İzmir Limanı’ndaki gemi trafiği gittikçe artan bir seyir takip etti. ’te ton tutarında gemi limana girmişken buharlı gemilerin sayılarının gittikçe artması dolayısıyla ’te limana giren geminin tonilatoları toplamı oldu.[20][21]

Modern dönem[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir