Doğan bedenin bu dünyada misafir ruhu,yaşamla kucaklaşmanın dolaylı bir biçimi.Doğumdan ölüme süregelen yolculukta beklentiyi kim karşılar,kim doyurur diye soracak olunursa, bedeni usulca hayata yaslayıp ruhu kutlamak,hayatla münasebetin ta kendisi. Beden,ruh,psikanaliz,müzik,merdivenlerden düşe kalka devam ettiğimiz ipotekli yolda diğer figüranların vardiyalı sevgilileri ve hiç üşenmeden sevgilileri giyinen aşk,hem bedenin ketlenmelerini hem ruhun derinliklerindeki örselenmişlikleri usulca iyileştiren ilacın özden geleni. Özden gelen,ruh üşümesinin yahut beden eskimesinin bu serüvendeki zaman erteleyicisi.
Bugüne kadar - Ah! O kadar da eminim ki - iyi bir insan olduğun için başına neler, kim bilir neler geldi. İşte bu yüzden, becerebilirsem, tüm bu şeyleri unutturmak için sana, bağışlaman için topyekün bu hayatı, yani sen iyi biri olduğun için, sana veriyorum bu yazıyı. Bu yazı, senin. Basbayağı yani, düpedüz. Bu yazı, senin yangın merdivenin!Al bakalım, başlangıç olarak bu sabahı sana verdim. Güneşin daha başlamadığı o kısa aralığı.
Herhalde tıraş olunca yüzde bir rüzgar hissi oluyordur, o da senin. Sabah çocuklarının yüzlerindeki yastık izleri, bankamatiklerde henüz uyanmamış sokak çocuklarının tekinsiz düşleri. İlk çayın tıkırtısı ve ilk sigaranın ilk nefesi de elbette senin. Bugünkü gazetelerin en matrak haberi ve yoldan geçen kızın pantolonuyla bluzu arasında kalan yanık beli. Otobüs adamlarının yüzlerinden tahmin edilmiş bütün hayat hikayeleri ve aklının içinde yaptığın kurgu kavgalarda lafı gediğine koyan cümleyi aklından geçirince kendi kendine gülümsemen de senin. Bütün insanların kafalarından geçen adsız sansız melodiler ve şarkıların bütün gün hatırlanamayan ilk dizeleri. Mütereddit serçelerin ayakları ve işyerine gelen o enteresan adamın ilk selamında aklına gelen terbiyesiz şeyler.***Fırında makarnaların çatalda uzayan kaşarı ve yeni tanıştığın o hoş kadınla aynı çocuk kitaplarını okumuş olma tesadüfünü de veriyorum sana.
O adamın ellerinin ne güzel olduğunu söyleyerek kalbinde isabet kaydetmiş olma ayrıcalığı da.Al bak, bunların hepsi senin. Bu kez ve ilk kez bir şey vermen gerekmiyor karşılığında. Patronlardan çok çaycıların sevdiği çalışan olma hakkını da alabilirsin. Çocukluk fotoğraflarından bu yana hiç değişmeyen gözler de senin. İyi bir serüvende kirlenmiş beyaz çoraplar ve erimiş çikolatayı kağıdından yalamalar. Saçma ve şahane çocukluk koleksiyonlarının bütün hikayeleri ve toplanmış nesnelerin büyüklerin çöpleştirdiği nedenleri de senin. Gizli buluşmaların kızarmaları ve küçük zaferleri, yazlık sinemaların bütün çiğdem çekirdek sesleri. Kenarı güllü asker fotoğrafları ve "Telgrafın tellerine kuşlar mı konar?" da senin.***Bütün bunlara ek olarak iyi bakkallardaki, tek ortalı, sarı yapraklı, veresiye defterlerini, aç çocukların kızarmış tavuk camekanlarında asılı duran hayallerini de alabilirsin.
"Açık havada içiyoruz. Bir şey olmaz" repliğini ve denizde ancak bir kez görünen yunusu bir tek senin görmüş olmanı. Birlikte yaşlanan insanların müthiş sırlarını, kargaların parlak şeylere duyduğu anlaşılmaz merakı. "Nehirler kuruduğunda balıklar nereye gider?" sorusunu ve "Bu aşk biter mi?" sorusunun içine sular serpen cevabını. Yer darlığından yazamadığım daha bir sürü şeyi sana veriyorum.İyiliğin yüzünden başına gelen onca şeyin bir karşılığı olarak işte, bu yazı senin. Her şeyi de onlar alacak değil ya kardeşim! Basbayağı yani. Al bakalım. Teşekküre filan da lüzum yok; bu, ne zamandır hakkındı senin. "Senin bu hayatta neyin var?" derlerse söylersin: "Yangın merdivenim var, çok şükür" dersin!
Birinden haber alma isteği taşımak güzel; ama o birine cevap yazmak biraz zahmetli mi oluyor? Yine haber yok senden..Hadi bakalım hayırlısı...Nazım'dan güzel bir yazı,seninle paylaşmak istedim belki bu kez haber alırız zat-ı halinizden . görüşmek üzere,
"Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..."
İçimdeki imkansızlıklarda ihtimal aramaktan, insanları anlamaya çalışmaktan yoruldum. Artık dinliyorum, gülümsüyorum, susuyorum.
Şimdi itiraf zamanı! İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum. Adlarını Fi ve Çi koydum. Can Manay’ın Duru’ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Deniz’le anlatmaya çalıştım sana… Beni takip etmen için yolumuzu onların hikayeleriyle süsledim. Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi’deydi asıl anlatmak istediklerim. Çaresizdim. Vazgeçemezdim. Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim. Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim. Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.
Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını Özge anlatsın sana, yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini Can’dan dinle, analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu Bilge’de gör, kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını Duru’yla anla, ve Deniz’in düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil, Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZ’e. Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
Bende yarattığın duyguyu anlatmaya kelimeler yetmez ama yine de ifade etmeye çalışacağım; Varlığın, gerçek insanın bir gün bu gezegende var olabileceğinin kanıtı bana. Seni biliyorum ve hep bileceğim. Bana ilham verdiğin için, beni görür görmez bildiğin için, sabrın, anlayışın, inancın için minnettarım. Deneyimledigim en doyurucu şeysin sen. Hayatı benimle deneyimlemeyi seçtiğin için tüm güzel enerjilere şükürler olsun! Sen olmadan ben olmazdım.
hello, you were removed from the pending member list of the [group]what.cd[/group] group due to the fact the list is being cleaned of the people who are not on what.cd tracker. if you're indeed registered on [url=http://what.cd]what.cd[/url] then apply for the membership again and send a message on what.cd to one of three people responsible for applying new members (the three are listen in the [group]What.cd[/group]'s description.) thanks for your cooperation :D
Hello ! I see you're a Portishead fan... :) Radiohead launched a remix contest of their latest single Nude. I've made a Bristol remix of it (home town of Portishead, Massive Attack, Tricky, etc... well you probably know that) You can listen to it here : www.radioheadremix.com/remix/?id=1307 Hope you like it, and don't forget to vote.. support the Bristol sound ! :) Thanks !